25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLÖL 2001 ÇARŞAMBA HABERLER Meclis en yaşlı üyesini kaybetti • Haber Merkezi - TBMM'nin en yaşlı üyesi olan DYP Elazığ Milletvekili Ali Rıza Septioğlu 88 yaşında hayatını yitirdi. Ailesinın istememesi nedeniyle Septioğlu için Meclis'te tören düzenlenmeyecek. Septioğlu'nun cenazesi bugün memleketi Palu'da toprağa verilecek. Septioğlu, 19. dönemde (1991)kapatılanHEP'in milletvekillerinin olaylı yemin töreni ile Merve Kavakçı'nın Genel Kurul'a türbanla geldiği 21. dönemde (1999) en yaşlı üye sıfatıyla başkanlık yapmıştı. Kııtan'dan ohımlu yanıt • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa değışıklığı ıçin ' hükümetın destek istemine Saadet Partisi Genel Başkanı Recaı Kutan olumlu yanıt verdi. Kutan. Uzlaşma Komisyonu'nun hazırladığı metne dikkat çekerek "Muhtevası değişmediği sürece TBMM'ye getirilecek olan bu değişiklik teklifini sonuna kadar destekleriz. Ancak ortada çeşitli rivayetler var, 10 maddeye düşûrüleceği yönûnde. Bu 10 madde nedir? Bunu görmeden bir hüküm vermemiz mümlcün değil" diye konuştu. AB komitesinin 7. toplantısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB Iç Koordinasyon ve Uyum Komitesi, AB Genel Sekreten Volkan Vural başkanlığında bugün toplanıyor. Ulusal Program ışığında AB'ye üyelik hazırlıklannın değerlendirileceği ve gelecek dönemin planlamasımn yapılacağı komitenin 7. toplantısında, AB Komisyonu tarafindan Kasım2001'de yayımlanacak "ilerleme raporuna" Türkiye'nin katkısı da ele alınacak. Apartman sakinleri partisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk siyası yaşamına Lider Türkiye Partisi (LTP) adıyla yeni bir J parti daha katıldı. • Partinin 39 kurucu üyesinden 38'i Antalya'da ikamet • ederken bu kişilerden bir bölümü de aynı apartmanda oturuyor.. LTP'nin genel merkezi, Ankara Eryaman'da Özügüzelkent Sitesi'nde • bir apartman dairesi •olarak gösterildi. Partinin Genel başkanlığını inşaat • mühendisi Mustafa Özman üstlendi. AÇKUUIM BÎM Birleşik Mağazalar AŞ, gazetemizin 30. - 07.2001 tarihli sayısında "Adnn adım kurulanplan" "ve "AltematifGazete: Ye- ni Şafak" başlığıyla ya- yımlanan haberlerle ilgili bir açıklama yaptı. Açıkla- mada, BlM Bırleşik Mağa- zalar AŞ'nin Yeni Şafak . gazetesini satın aldığı ve/veya ortak olduğu yo- - lundaki haberlenn doğru olmadığı belirterek "BIM Birleşik Mağazalar AŞ'nin Yeni Şafak gazetesı ile hiç- bir bağı yoktuT denildi. Liderler zirvesinde, değişiklik paketinin imzaya açılması kararlaştınldı Anayasa için 4 özel komfeyon'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Partılerarası Uzlaşma Komis- yonu'nun üzennde anlaştığı 37 madde- lik anayasa değişiklik paketi imzaya açıldı. Değişiklik önerisine MHP'nin itırazlan ve MGK'de dile getirilen çe- kıncelerin değerlendirilmesi, "özel ko- misyona" bırakıldı. TBMM Başkanı Ömer İzgi, 17 Eylül günü TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağıracak. Koalisyonu oluşturan parti liderleri dün Başbakanlık'ta yaptıklan toplantı- da TBMM Uzlaşma Komisyonu'nca hazırlanan 37 maddelik değişiklik met- nini görüştü. Toplantıya, uzlaşma ko- mısyonunun eski başkanı, Devlet Baka- nı Nejat Arsevende katıldı. Toplanhnın ardından yapılan yazılı açıklamada, hü- kümetin çalışmalannı uyum içensınde Murat Karayalçın: • Değişiklik önerisi TBMM'ye sunulmadan önce 'özel komisyonda' yeniden ele alınacak. Liderler toplantısının ardından Bahçeli ve Yılmaz baş başa göriiştü. Başbakan Ecevit de MGK Genel Sekreten Kılınç ile bir araya geldi. sürdürdüğü savunuldu. Alınan bilgiye göre zirvede, TBMM'de AB Komisyo- nu kurulması önerisi gündeme geldi. Toplantıda Mesut Ydmaz, ilerleme Ra- poru'nun 12 Kasım'da yayımlanacağı- na dikkat çekerek anayasa değişıklikle- rinin bir an önce yaşama geçirilmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz'ın, "Zama- nımız daralıyor. Adım atmaktan kork- mamahyız" dediğı öğrenildi. Bahçeli, Yılmaz'ın sözleri üzerine Ulusal Prog- ram'ın çerçevesine sadık kalınması ge- rektiği düşüncesinde olduklannı bildir- di. Bahçeli, partisinin çekincelerini özetlerken bu konuda hazırlanan rapo- ru da ortaklanna sundu. Toplantıda, uz- laşma komisyonunca hazırlanan metin üzennde değişiklik yapılmadı. Koalis- yondaki pazarlığın, liderler arasındave daha sonra TBMM'dekı görüşmelerde sürdürüleceğine dikkat çekildi. Zirveden sonra Yılmaz ile Bahçeli bir araya geldi. Göriişmede Yılmaz'ın, Bahçeli'ye, "Değişikiiklerin üniter ya- punıza zarar vereceğme itişkm kaygüa- nnız yeraK" dediği öğrenildi. Zirvenin ardından Başbakan Bülent Ecevit de MGK Genel Sekreteri Orge- neral Tuncer Kıhnç'ı kabul etri. Ağus- tos ayındaki MGK toplantısında da de- ğişikliklerin yeniden ele alınması be- nimsenmişti. Görüşmeler sonunda TBMM Başkanvekili An" Lhksoy baş- kanlığında bir komisyonun öneri pake- tine son biçimini vermesi kararlaştınl- dı. Basm Konseyi'nden önerüer Öte yandan dün Başbakan Ecevit'i ziyaret eden Oktay Eksj başkanlığında- ki Basın Konseyi heyeti, anayasa deği- şikliği konusundaki önerilerini hükü- mete sundu. Anayasanın 13,14 ve 15. maddelerinin Insan Haklan Sözleşme- si'nin 10. maddesine göre yeniden dü- zenlenmesi gerektiğini belirten Ekşi, li- derlerin değişiklik konusunda uzlaş- tıklan izlenimini edindiğini kaydetti. Inönü yeni partiyi kuracak İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) - Solda yeni oluşum çalışmalan sürdü- rülürken "Erdal Inönü vaz mı geçıyor" benzeri haber- lerin yayılması bu kesımde tepkilere yol açtı. Eski SHP genel başkanlanndan Mu- ratKarayalçm, Prof. Dr. Er- dal İnönü başkanlığinda yü- rütülen yeni sol parti çalış- malannın mutlaka amacma ulaşacağını. Inönü'nün ye- ni parti konusunda kararlı olduğunu söyledi. Ulusal Kurtuluş Sava- şı'nın en önemlı evrelerin- den biri olan Sıvas Kongre- si'nin 82. yıldönümü nede- niyle Hacı Bektaş-ı Velı Kültür ve Tanıtma Derne- ği'nce Bahçelievler Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde düzenlenen panele kahlan Karayalçın, önceki gün Hürriyet gazete- sinde yer alan ve Inönü' nün yeni partiden vazgeçebile- ceği yönündeki bazı iddi- alan gündeme getiren ha- beri yalanladı. Inönü ya da yeni oluşum adına açıkla- ma yapmak durumunda ol- madığının altını cızen Kara- yalçın, "Ama Inönü'nün önceki gün tzmir'de verdiğj demeç, yeni partiden vaz- geçtiğini göstermiyor, aksine bu konudald kararhhğuu vurguluyor" dedi. Türkiye'nin Avrupa Bir- liği'ne (AB) üyeliğini, "ül- kemizin çağdaşlaşma proje- leri arasında önemli bir açı- hm" olarak nıteleyen Kara- yalçın, AB tarafindan daya- tılan insan haklan ve de- mokrasi kavTamlanrun da zaten Türkiye'nin yaşama geçirmesi gereken kavram- lar olduğunu anlattı. Kara- yalçın, Işçi Partisi 'nce baş- latılan "Dolaryasaldansın" kampanyasına yürekten ka- tıldığını ifade etti. Solda yeni oluşum çalış- malanndan Inönü'nün çe- kilebıleceği haberlerine bir diğer tepki de yeni partinin tüzük ve program taslakla- nnı hazırlayan Yiğit Gulök- süz'den geldi. Gülöksüz, Inönü'nün, "programtasla- ğnu beğenmediğT haberle- rine, "Elbette eksildikler olabflir. Bu bir mükemme}- leştirme sürecidir. Erdal Bey'in yönlendirmeieri ol- du, birİikte çahşük" diye tepki gösterdi. Gülöksüz bu hafta sonu yapılacak değer- lendirme toplantısının iptal edıldıği haberlen konusun- da da, "Bu hafta sonu da Erdal Bey'Ie büükte çahşa- cağız" dedi. Kuvayı MiBiyecüerin Ulusal Kuıtuhış Savaş/ndaki yohmu izkyen>'ürüyüşçüterin,soBrakidıırağıNfaBİsa. Kuvayı MültyecüerSalihü'de IstanbulHaberSorvfai-Ulusal bağımsızhk için yürüyen 68'liler, bugün Salihli'ye varacaklar. Em- peryalizme, ABD'ye, AB'ye ve IMF'ye karşı, Kuvayı Milliyecilerin Ulusal Kurtuluş Sava- şı'ndaki yolunu izleyen yürüyüş grubunun son- raki duragı Manisa. Kurtuluş Savaşı'ndaki "tstadaUTam'', "Hâld- mivet-i M2nye" ve "Müdafaa-i Hukuk" bilinci, Kuvayı Milliye coşkusuyla yürüyen 68'liler, bu- gün Salihli Belediyesi'nce düzenlenen kurtuluş şenlüderinekatılacaklar. Salihli'ninkuıtuluşu ne- deniyle düzenlenen etkinlikler kapsamtnda yapı- lacak yürüyüşten sonra, bir açık hava toplantısı gerçekleştirilecek. Toplantıda, belediye yönetici- lerinden YdmazAkakn, 68'liler Birliğı Vakfi Baş- kanı Gökalp Eren ve Prof. Dr. Cevat Geray ulu- sal bağunsızlık bilinci ve Türkiye'nin yaşadığı sorunlar üzerine görüşlerinı anlatacaklar. 68'li- ler, Salihli'den sonra Manisa'ya doğru yürüyüşe geçecek ve 9 Eylül'de Izmir'e varacaklar. "Bağtmsu ve demokratik bk Türkiye içm tüm utusal güçfcri omoz omuza bir mücadeteye çagn ran" 68'liler Birliği Vakfi, yurttaşlan yürüyüşe kahlmaya sloganlarla çağmyor - "Yabancı para egemenl^inc son veriunefi, Türk paraa esas ahnmafadBf -"CümrükBirnği'rHİendcrhalcıkılrnahdııf - "IMF dayatmaianna karşı çüahnaadıc'' - tt Yabanatekei)ereveriknimtryaztarkakurd- mabdırf - "Türk tanmı ve köylüsü emperyaüst tekdk> rin msafiEnaterkedimemelidirr -"ICamuguTşknlerivcyannndandestEkienme- Mümtaz Soysal'ın kuracağı partinin tüziiğü hazır Seçim kaybeden gidecek TÜREYKÖSE ANKARA - Mümtaz Soysal önder- lığinde çalışmalan sürdürülen Ba- ğımsız Cumhuriyet Hareketi'nin 42 ilde örgütlenmesınin tamamlanması durumunda ekim ayında partileşme- sı hedeflenırken tüzük taslağı da ha- zırlandı. Tüzük taslağmda getirilen temel dü- zenlemeler şöyle: • Partideki tüm or- ganlann görev süresi 2 yıl olacak. Bu süre bir yıl uzatılabilecek. Bir önceki genel, yerel ya da ara seçimden daha az oy alan yönetım biriminin başkanı ve tüm üyeleri görevden çekilmiş sa- yılacak. • Aynı kişi 3 dönemden fazla yönetim organlanna seçilemeyecek. • Parti meclisi, genel başkanla kurulta- ym gizli oyla seçtiği 40 asıl, 20 yedek üyeden oluşacak. • Partinin yönetim organlanna ve disiplin kurullanna a- day ya da seçimlerde aday adayı olan- lar mal bildirimlerini ilgili birimde i- lan edecekler. • Üye sayısının beşte birinin yazılı ve gündemli başvurusu üzerine ilgili birim başkanı tarafindan kongre olağanüstü toplantıya çağnla- cak. • Tüm seçimlerde çarşaf liste yöntemi uygulanacak. CHP lideri Deniz Baykal'dan hukümete elestiri Krizin sorumlusu iktidar AHMETŞEFtK TRABZON-Cumhuriyet Halk Par- tisi Genel Başkanı Deniz Baykal, eko- nomik krizin tek sorumlusunun iktidar olduğunu belirterek "Onlar Apo ile geküler, seçimle gidecekler. Bugün ya- şananlar, CHP'yi dhüememenin faru- rasıdn-'' dedi. Karadeniz gezisine Trabzon'dan başlayan Baykal, havaalanında gazete- cilerin sorulannı yanıtladı. CHP'nin, sosyal demokrasinin temel kuruluşla- nndan biri olduğunu beürten Baykal, "CHP, son dönemde yaşanan krizde görevini tam anlamryla yapmıştır'' di- ye konuştu. Baykal, Trabzon'un Akça- abat ilçesinde halka hitaben yaptığı konuşmada da ekonomik krizin tek so- rumlusunun iktidar olduğunu ifade ederek "Onlar Apo ile gekiikr, seçim- le gidecekler. Biz 3 yıl önce bugün ya- şanan krize dikkat çekmiştik" dedi. Bu noktaya gelinmesinde bir unsu- run da yolsuzluklar olduğunu savunan Baykal, şöyle konuştu: "Devtet, atüğı beradımdavolsuztuğatesfimohnuştur. Bugün Türkiye'de 21 bankanm devk- te zaran 21 milyar dolanhr. Aradaki fark 18 mflyar dolardnf SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com 12 Eylül 1980 askeri darbe- sinden sonraki tutuklanmam- da Bursa Cezaevi'ne getirildi- ğimde, koğuşlara gönderil- meden önce ilginç bir sorgu- lamadan geçirilmiştim. Ceza- evinin psikoloğu ve din işleri görevlisi olan iki kişi, ellerinde anket kâğıtlarını doldurmak amacıylasorularsordular. Di- ni inançlanmı, Islamiyete bağ- lı olup olmadığımı öğrenmek istediler, bir Marksist olarak düştüğüm yanlış yolu(!) bana anlatmaya çalıştılar. Görüşme, benim açımdan sonunda bir eğlenceye dö- nüştü. Çünkü tartışma, onla- rın kültür düzeyleri ile cevap- layamayacaklan bir noktaya sürüklendi. Sonuna doğru söyledikleri her şeyden piş- man olup özürdilediler. Anke- ti doldurma manasızlığından da vazgeçmek zorunda kaldı- lar. • • • 12 Eylül askeri darbecileri, "komünistleri yola getirmek için" cezaevlerinde birdönem "Islami eğitimi" bir çözüm yo- lu otarak düşünmüşlerdi. Ki- taplıklarda yalnızca dini kitap- 28 Şubat'tan 'Hutbe Süreci'ne... lar yer alıyordu, görevliler ara- sında da dini eleman sayısı arttınlmıştı. Gel zaman git za- man, bir gün oradaki kftapla- nn birçoğu devlet tarafindan irtica propagandası sayıldı. ••• Türk ürası'na itibar kazan- dırmak için hutbe okunması- nın ardından, bu kez de Ener- ii Bakanı Zeki Çakan Diyanet Işleri Başkanlığı'na (DİB) baş- vurdu. Bu çok laik devletin anlı şanlı MHP'li Enerji Baka- nı, kaçak elektrik kullanımının önüne geçebilmek amacıyla Diyanet Işleri Başkanlığı'na biryazı yazarak camilerde bu konuyla ilgili hutbe okutulma- sını istedi. 28 Şubat sürecinin ardın- dan şimdi yeni bir sürece gir- dik. Bu süreç; "hutbe süre- ci." Ekonomik olarak zor gün- ler yaşayan Türkiye Cumhu- riyeti'nin bakanları, başba- kanları, soluğu Diyanet Işleri Başkanlığı'nın kapısında alı- yoriar. Yalnız bakanlar olsa, bazı solcu olduğunu söyleyen partilerin yöneticileri de ba- kanlardan geri kalmıyorlar. "Hutbe süreci" anlaşıldığı kadanyla devam edecek. Ya- nn örneğin spordan sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü, kritik bir milli maç öncesi sporcuları da alıp Diyanet Iş- leri Başkanlığı'na gidebilir. Ondan Türkiye'nin dört bir yanındaki imamlardan milli maçı kazanmamız, rakiplerin ellerinin ve ayaklannın bağ- lanması için dua isteyebilir. Onu Bayındıriık Bakanı Ko- ray Aydın izleyebilir. Aydın, "Benim aleyhimde konuşan- lann dillerini ellerini bağla " di- yebilir. Bu gidişle, bütün bakanlar Diyanet Işleri'ne başvurabilir. 38 bakanlık olduğuna göre, DlB'nin bu 38 bakanlık için ayrı ayn hutbe okuyacak bir birim oluşturması gerekebilir. Ayrıca Enerji Bakanı, şimdilik kaçak elektrik kullanımı için bu talepte bulunmuş. Yarın Telekom'u isteyen yabancıla- nn "cehennemde cayır cayır yanmasınr isteyen bir başka başvuruda daha bulunabilir. ••• Talepler, alt kademelere, müsteşarlık, genel müdürlük düzeyine de uzanabilir. Onlar da hutbeye ihtiyaç duyabilir- ler. Bence yanndan tezi yok, Diyanet Işleri Başkanlığı'nın kadrolan arttınlmalı, bütçeden aynlan payı yükseltilmeli. Ma- liye Bakanlığı'nın yayımladığı giderler listesinde, DlB'nin harcamalannın krizden sonra daha da arrtığını fark etmiş- tim. Demek bu hutbe ihtiyacı- nı önceden fark eden DİB, harcamalan arttırmış. Maliye Bakanlığı da aynı nedenlerie bu talepleri yerinde görmüş ve ödemeler yapmış. Bence şimdi DlB'nin harcamalan da- ha da arttınlmalı. ••• Hazır hutbe işi başlamış- ken, bunu camilerie sınıriı tırt- mayalım. Hıristiyan yurttaşla- nmız için kiliselerde, Yahudi yurttaşlanmız için sinagoglar- da da dua ve çağnlarda bulu- nalım. Burada sorun, ateistler konusunda çıkabilir. Onlara nereden çağn yapılacak? Bel- ki Londra'da Marx'ın mezan başına gıdılip oradan bir çağ- nda bulunulabilir. Marx'ın bir eserine gönderme yapılarak Türkiye'nin düzelmesi için ateistierden de yardım istene- bilir. Ya da "IşimizAllahsıza mı kaldı" deyip onlan atiayabiliriz. ••• Bütün bu çalışmalar, birer birer Diyanet'e başvurarak çözülmeye başlanırsa, bir sü- re sonra belki ciddi bir tasar- ruf olanağı da yaratılabilir. Ar- tık işler duayia çözülebildiğine göre bakanlıklara gerek kal- maz. Onlann işlerini görmek üzere DlB'de birer imam gö- revlendirilir. Devlet şu şekilde örgütlenebilir "DİB TürkUra- sı'na Onur Kazandırma Imamlığı", "DİB Kaçak Elekt- rik Kullananlan Imana Getir- me VaizHği", "DİB Milli Maç- larda Rakiplerin Elini Ayağını Bağlama Müdüriüğü..." Bütün bu çalışmalann so- nunda hep birlikte ayağa kal- kıp milletçe "Amin" deriz, olur biter. GLOBAl>OLtTtKÜLTÜR ERGtN YILDIZOĞLU Bip Garip Durum Türkiye'de garip bir durum var. Hayır, habire istikrar programı uygulayıp bir türlü istikrara kavuşamaması- nı kastetmiyorum. Bunda bir gariplik yok. 1MF pol'ıti- kalannı benimseyen ülkelerin hepsi eninde sonunda gelip benzer bir çukura düştüler. Gariplik başka yer- de^ Depresyon+Enflasyon=? Ekonomi düşük bir büyüme hızına oturmuşsa dur- gunluk var demektir. Bu koşullarda genışlemeci mali ve para politikalanyia, transfer harcamalanyla tüketi- mi, faizlerte vergileri indirerek de sermayeyı destekler, bütçe açığıyla enflasyonu göze alır, bu Keynesgil po- litikalarla durgunluktan çıkmarsınız. Durgunluğun yanı sıra, enflasyon da varsa, işiniz zorlaşır. Bu, stagflasyon ortamında, talebi destekle- yerekekonomiyi canlandıramazsınız, çünkü hiperenf- lasyon tehlikesi kapıdadır. 0 zaman, üretimi, daha doğrusu kârlan arttıncı politikalarla ekonomiyi canlan- dırmaktan başka çareniz kalmaz: Kamu harcamalan- nı kısar, elde edilen kaynağı vergi indırimiyle sermaye- ye transfer eder, sendikal harekete yüklenir, emeğin suyunu çıkanr bunu da sermayeye aktarır, onun bü- yük ölçüde işçi çıkararak yeniden yapılanmasına ola- nak sağlar, kamu işletmelerini yok pahasına sermaye- ye devreder, ekonomik denetimi kaldırır, sermayenin kâr peşinde istediği yere gitme şansını arttınr, böyle- ce gerektiğınde, ıç pazardaki daralma sorununu mal ve sermaye ihracını destekleyerek aşmaya çalışırsınız. Bunlann toplumsal maliyeti yüksektir. Pinochet, Re- agan, Thatcher, 12 Eylül rejimi gibi katlanabilirseniz neâlâ. Devam edelim, ekonominiz büyük bir hızla daralı- yorsa, yani depresyondaysanız, sermayeyi daha şid- dette destekler, verimsiz işletmeleri tasfiye ederek mer- kezıleşmesine yardımcı olacak teşvik polıtikalan uy- gularsınız. Tüketimı de yeni iş yaratarak desteklersi- niz. örneğin, işsızleri boğaz tokluğuna, mahkûmlan da bedavaya, hatta ölene kadar kamu projelennde çalış- tınr, bu arada altyapınızı da yenilersıniz. Ekonomıniz- de, yeterli ölçüde "yaratıcı yıkım" gerçekleştıkten son- ra, yenılenmiş bir teknolojik temel üzennden yeniden büyümeye geçersiniz. Tabii bir ek seçenek daha var önce silahlanarak fazla kapasitenin bir kısmını emer, sonra doğal kaynaklar, ömeğin enerji kaynaklan için birileriyle savaşa girersiniz... Peki ya ekonomide hem depresyon hem yüksek enflasyon gibi bir gariplik var- sa... Artk hepimiz Keynesçiyiz ama... Geçen hafta, büyüme, daha doğrusu daralma hızı açıklanınca bu garip durumun Türkiye'de karşımıza çıktığını, hayretle(!) gördük. Ekonomi uzmanlanmız, artık mecburen gözlerini piyasalardan uzaklaştınp re- el ekonomiye çevirdiler ve bize Keynesgil politikalar gerekir dediler. O.K. (bu çevrelerde sık sık dendığı gi- bi), Keynesgil polıtikalan uygulayalım ("Hanıpıyasalar en iyi düzenleyıcıydı, ne oldu" diye de sormayalım). Uygulayalım da, zaten yüksek olan enflasyonu ne ya- pacağız? TL'nin devalüasyonu devam ettikçe, ithalat bağımhlığı yüksek sanayi naşıl üretecek, yüksek faiz oranlanna nasıl dayanacak? Üretemeyince nasıl ihra- cat yapacak? Yabancı sermaye girişi umudu ne ola- cak? Borsayı ne yapacaksmız? Gerçekçi olmakta fayda var. Vergi indırimine daya- lı, ekonomiyi canlandıncı, Keynesgil politikalar öneri- liyor. Çok dikkatli olmazsanız, bu sistemik (dünya ekonomisi, jeopolrtik, vb.) ilişkiler içinde ekonomi- yi ve de siyaseti patlatırsınız. Yok, vergi indirimini iyi planlar, tüketimi ve üretimi arttırabilecek alanlara, ya- ni toplumun şu en üst yüzde 5'lik kesimi dışında ka- lanlara, özellikle en düşük gelirlilere yönelik yapar, açı- ğı da yüzde 5'lik kesimden alarak kapatırsanız bıraz zaman kazanabilirsiniz. Ama o kadar. Çünkü bu eko- nomi kevgir gibi. Bu politikalan uygulamaya koyduğu- nuz anda bu üst yüzde 5'ten kaynaklanan çok büyük bir direnişle ve de sermaye kaçışıyla karşılaşır, bugün- künden daha derin bir çukura düşebilirsiniz. Yanlış anlaşılmasın, amacım yorgunu yokuşa sür- mek değil. Bu ekonominin, sisteme bağlanış tarzının belli kurallan var, çarklan yalnızca iç kârlaria/birikimle dönmüyor. Zaten, kâriarı arttırmak için emek maliyet- lerine daha fazla yüklenmek artık olanaklı değil. Yaz gelecek yonca brtecek gazıyla sürekli üzerine yükle- nilen emektar çöktü. Diğer taraftan bu, sürekli dış kay- nak gereksinimi yoluyla dışanya değer transferi yap- mak üzere şekillenmiş bir ekonomi. Dış kaynak elde etmenin yoluysa, açıkça söylendiği gibi, borçlan, emektan öldünmek pahasına ödemekten, gerekiyor- sa evdeki son eşyalan, sonunda da evi satıp çadıra çıkmaktan geçiyor. Oyleyse başka bir açıdan bakmak gerekmiyor mu bu soruna? Keynesgil bir yaklaşımla seçici bir vergi indirimi tamam. Ama aynı anda mali sermayenin, ma- lum yüzde 5'in olası tepkilerinin önünü kesecek ted- birieri de almak gerekir. Bu ise sizi hemen IMF'yie, uluslararası sermayeyle, arkasındaki devletlerle çatış- ma koridoruna sokar. Bu çatışmada karşı tarafın tak- tiği TL'ye yönelik spekülatif saldınyla Merkez Banka- sı'nın rezervlerini boşaltmak, sermaye kaçışını teşvik ederek, daralmayı hızlandırarak siyasi baskiyı arttrmak ve Suharto gibi diz çökmeye zorlamak olacaktır. Bu durumda ne yapacaksmız? Keynesgil politikalan uy- gulamaya kalktığınızda gireceğiniz yolun sizi eninde sonunda Türkiye'nin dünya ekonomisiyle, küreselleş- me süreciyle olan ilişkilerini gözden geçirme noktası- na getireceğini biimiyor musunuz? Yoksa siz de mi "değiştiniz"? Yekta Cüngör Özden de katıldı StvosKongresVnin 82. yıldönümü kutlandı STVAS/ANKARA (Cumhuriyet) - Sıvas Kongresi'nin 82. yıl- dönümü dün Sıvas Cumhuriyet Alanı'nda düzenlenen törenlerle kutlandı. Içişleri Baka- nı Rüştü Kazun Yüce- len, Tanm ve Köyişle- ri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Öz- den'in de katıldığı tö- renler önceki yıllara oranla sönük geçti. Cumhuriyet Ala- nı'ndaki kutlamalar tö- ren geçidi ve halkoyun- lan gösterileriyle baş- ladı. Törende bir ko- nuşma yapan Rüştü Kazım Yücelen, hükü- metin istikrarlı çalış- malan ile ekonomik ve sosyal refaha ulaşaca- ğını belirtti. _ TBMM Başkanı Ömer Izgi de mesajın- da "Sıvas Kongresi'nde ahnan karaıiann \-asa- ma geçirümesi sayesin- de, çağdaş vasamnı ge- reklerini yerine getir- mekte olan bir sisteme sahibiz" dedi.Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer ise Sıvas Kong- resi'nde ortaya konu- lan tam bağımsızhk karan ve kayıtsız, ko- şulsuz ulusal egemen- Uk ereğinin, cumhuri- yetin temel yapısı için dayanak oluşturduğu- nu belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle