19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 14 EYLÜL 2001 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER [email protected] 100. Madde Uzerine Bir Oneri K A 1 N A D O Ğ L U Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ' ürk milletinin temiz rakkullanılmasınınönlenmesigerek- Ttoplum özlem ve is- temJerinin önündeki anayasal engellerin, 83 'üncü maddede dü- zenlenen Yasama Do- knulmazlığı ve 100'üncü madde- sıde yer alan "Meclis Soruşturma- s* kurumlan olduğu, kamuoyunun otak kanısıdır. Meclis Soruşturması, anayasanın 9!*inci maddesınde belirtildiği üze- nTBMM'nin denetim yollarından brisidir. Diğer denetim yollan olan. saru, Meclis araştırması. genel gö- rişme ve gensoru'dan yargısal nite- liji ve sonuçlan itibanyla aynlır. Kjşkusuz, başbakan veya bakanla- ru görevden doğan veya görevle il- gii işlem ve eylemlerinin yürürlük- ted yasalarda öngörülmüş suç tipi- ne uygun olduğunu ileri sürerek baş- ki bir deyimle itham ederek yargı- laamalan için Yüce Divan'a sevk etnek yargısal bir faaliyettir. Siya- sal sorumluluk yanında cezai so- rumluluğa yol açması nedeniyle de öremi büyüktür. Tarihsel süreç içe- risinde otoritenin sınırlanması, yü- rütmenin denetlenmesi ve sorumlu tuaılabilmesi evrelerinden geçerek parlamenter sistemin temel öğesi haline gelmiştir. Ancak bu işlevin ger- çek amacına ulaşabilmesi için hertür- lüsiyasal çıkar ve ıstismar aracı ola- mektedir. Yargısal olarak nitelendi- rilebilecek bir işlevin, gerek muha- lefet gerekse iktidar partileri tara- fından siyasal amaçlarla da kulla- nılması halinde, verilen karann ka- muoyunu tatmin etmesi mümkün değildir. Meclis soniştnrması yoluyla bir suç işlenip işlenmediğinin araştınl- ması ve varsa suçlunıuı yargılanarak cezalandınlmasının saglanması ge- rekirken soruşturma önergesi veril- mesinden başlayarak soruşturma açı- lıp açılmamasma ilişkin kararlarda, açılması halinde, soruşturma komis- yonlannın çalışmalannda ve sonun- da suçlamanın Yüce Divan'a sevk edilip edilmemesine dair kararlarda bugüne kadar görülen uygulama ta- mamen siyasi düşünce ve yararlara, hatta partiler arası uzlaşma ve anlaş- malara bağlı olmuş ve bu önemli kurum inandıncıhğını tümüyle kay- betmiştir. Bu nedenledir ki anayasa- nın bazı maddelerinin değiştirilme- sine ilişkin Partilerarası Uzlaşma Komisyonu'nun kabul ettiği metnin 1 OO'üncü maddesinin değişiklik ge- rekçesine aynen "Mecfis soruşturma- sı gibi önemli bir denetim mekaniz- masının sivasallaşmasunn önûne ge- çUecektir" ibaresinin konulması ih- tiyacı duyulmuştur. Bu ibare gerçe- ğin acı bir ifadesidir. Ancak daha acı olan husus, yapılmak istenen de- ğişikliğin, eksik ve yetersiz olması- na rağmen, tıpkı yasama dokunul- mazhğını düzenleyen 83 'üncü mad- de ile ilgili değişiklik önerisinde ol- duğu gibi, amacı sağlayacağının ile- ri sürülmesidir. Komisyon, siyasallaşmanın önü- ne geçmek için, soruşturma açılıp açılmamasına ilişki karann ve Yü- ce Divan'a sevk kararının "gizü oy- la" veribnesini, soruşturma komis- yonunun nihayet 4 ay içinde rapo- runu TBMM Başkanlığı'na teslim zorunluluğunu, soruşturma komis- yonu raporunun 7 gün sonraki bir- leşiminde görüşülmesi hükmünü de- ğişiklik olarak getirmekte ve bu dü- zenlemeyi yeterli görmektedir. Bu değişikliklerin hiçbiri siyasal- laşmayı önleme çaresi olamaz. Sü- re kısıtlaması ancak soruşturmanm sürüncemede kalmasını önleme yö- nünde yararlı olabilir. Gizli oyun ön- ceki uygulamalarda görüldüğü gibi her zaman göz ardı edilebileceği, parti dayanışmasının ve lider etkisi- nin gücü karşısında yetersiz kalaca- ğı kuşkusu giderilemeyecektir. Bu itibarla siyasallaşmayı önle- mek için tek çare "MecKs Soruştur- ması" kurumunu işlevinin gerçek niteliğine kavuşturmaktır. Madem- ki "Mecfis Soruşturması'' yargısal bir faaliyettir ve bir nevi u Hazu~hk So- rusrurması"dır; o nalde soruşturma bağımsız ve bu konuda yetkili Yar- gıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya vekili tarafından yapılmalıdır. İtham mercii yine TBMM olma- lıdır. Parlamenter sistemin temel öğesini kaldırmak ve yasamanın en önemli denetim yolunu kapatmak, kuvvetler aynhğı ilkesini zedeler. Amaç, görevle ilgili olarak işlendi- ği iddia edilen suçun cezasız kal- masını önlemek, siyasi amaçlarla verilen önergelerin azalmasuıı sağ- lamak, toplumu verilen kararlann ciddiyetine, samimiyetine ve doğru- luğuna, dogru olduğuna inandırmak olduğuna göre soruşturmanın Yar- gıtay Cumhuriyet Başsavcısı tara- fından yapılması yeterli olacak ve bu suretle anayasanın 83'üncü madde- si ile ilgili önerimizle uyum sağla- nacaktır. Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcısı'nın hazırlık soruşturması so- nucundatopladığı delilleri irdeleye- rek düzenleyeceği raporun siyasal dü- şüncelerle değerlendirilmesi olasılı- ğı yok denecek kadar azdır. Huku- kun gereği; toplumun bilgi ve irade- sine rağmen göz ardı edilemez. Hiç- bir çoğunluk milletin güvenini kay- betme pahasına bu yolu tutamaz. Aynca, görevinden aynlmış baş- bakan veya bakanlar hakkında da soruşturma açılmasının istenebilece- ği hususu maddeye eklenerek, bu konuyu düzenleyen TBMM içtüzü- ğünün anayasaya aykın olduğu yo- lundaki tartışmalann önüne geçil- miş olacaktır. Önerimiz, 100'üncü maddenin aşağıdaki şekilde değiştirilmesidir: Meclis Soruşturması: Madde 100-Görevde buJunan ve- ya görevinden ayrümış olan başba- kan veya bakanlar hakkında, görev- leri Ue ilgili suç işledikleri iddia edi- lerek Türkiye Büyük Mifiet Meclisi üye tamsa>ısının en az onda birinin vereceği önerge ile soruşturma açıl- ması istenebilir. Önerge, Türkiye Bü- yûk MiUet Meclisi Başkanhğı tara- findan3 gün içeriande Yargıtay Cum- huriyet Başsavcılığı'na ilerir. Soruşturma, Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcısı veya vekili tarafindan yapıhr ve sonucu en geç üç ay içinde düşüncesiyle birükte rapor halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Baş- kanlığı'na sunulur. Meclis, raporu ûyelere dağtnldık- tan 7 gün sonraki bileşiminde görü- şûr ve gerek gördüğü takdirde ilgili- nin Yüce Divan'a sevkine karar ve- rir. Oylama gizli yapıhr ve Yüce Di- van'a sevk karan ancak üye tamsa- yısının salt çoğunluğu ile alınır. MechYteki siyasi parti gruplann- da bu konuda görüşme yapüamaz ve karar ahnamaz. Anayasa değişikliği önerilerini gö- rüşmek üzere, 17 Eylül 2001 tarihin- de olağanüstü toplantıya çağnlan TBMM'nin sayın üyelerinin Türk milletinin temiz toplum isteklerine duyarsız kalmayacaklanna ilişkin umudumuzu korumaktayız. ARADABİR Dr. CENGtZ ABBASGtL Hukukçu Baykal'a Düşen Görev Ülkede siyasal gerilim arttıkça akla ilk gelen, ge- nel seçimler olmaktadır. Her ne kadar ortak yöne- tim (koalisyon) ortaklan tersini söyleseler de eko- nomik ve siyasal çözumsüzlüğün çözümünün er- ken bir genel seçim olduğu yaygın bir kanıdır. An- .cak seçim sonuçlannın nasıl olacağı da merak ko- nusudur. Mevcut siyasal partilerin durumu pek iç , açıcı değildir. Görünen odur ki şu anda Meclis'te gerek iktidar gerekse muhalefette bulunan partile- rin geteceği pariak görülmemektedir. Kamuoyu yok- lamalan bunu göstermektedir. Bu durumda bütün yurtseverlerin gözu Atatürk'ün partisine yani CHP'ye çevrilmiştir. Ancak yurttaşın umudu olan bu parti- nin başlıca anklığının (zaafiyet) açıkça ortaya konu- lup umannın bulunması kaçınılmaz gerçektir. Bilindiği gibi CHP son seçimlerde yüzde 8.5 oy alarak Meclis dışında kalmıştı. Bu durumda Sa- yın Baykal doğru yolu seçerek çekilmişti. Bu bir örnek davranış olarak alkışlanmıştı. Sonuçta yö- netime yeni bir kan gelmiş, A'dan Z'ye toparlan- ma yoluna girilmişti. Tam bunun meyveleri topla- nacakken eski hastalık depreşti. Gene böleklik (hizipçilik) ortaya çıktı. Ondan sonrası malum. Sa- yın Baykal, kendi yandaşlarının desteği ile tekrar başkanlığa gelince toparlayıcı olacağına, birtakım yaptınmlarta partiden kopmaları gündeme getir- di. Sayın Baykal'ın yaptığı işlerin kendisince sa- vunulacak yönleri olabilir. Hatta haklı olduğu yap- tınmlan da olabilir. Ancak yapılanların ülke çıkar- larına verdiği dokuncalann (zararların) ne boyut- lara varabileceğini görmemezlikten gelmesi bağış- lanamaz. öte taraftan CHP'den aynlan ya da aynlmak zo- runda kalanlann da sorumluluklannın olduğu or- tadadır. Çünkü küsüp aynlmak çözüm değil birçe- şit kaçmadır. Ustalık (marifet) partide kalıp olum- suzluklan olumluya çevirmektedir. Ortaya çıkan tabloya bakarsak: Bir taraftan sürekli kan kaybe- den bir CHP. Bir taraftan yeni bir parti kurmak için Sayın Inönü'nün peşinde dolaşan eski değerli par- tililer, bu yetmezmiş gibi bir de Sayın Soysal ho- canın ayn bir parti hazırlığı. Bu durumda Atatürk'ün partisini özleyen, onu arayan ve onu isteyen sos- yal demokrat yurttaşlar mutlaka bir çıkış yolunun bulunmasını sayın parti yönetıcilerinden haklı ola- rak beklemektedirler. Son seçimlerde CHP'nin çeşitli seçim düzeyin- de aldığı oy oranlanna bakacak olursak çözümün nerede olduğunu görebiliriz. Genel seçimlerde yüz- de 8.5, il genel meclisi düzeyinde yüzde 12, yerel seçim düzeyinde ise yüzde 14. Demek ki yurtta- şın kızgınlık ve kırgınlığı üst yöneticilere karşıdır. Son seçimde bunun uygulamasını gördük. Ortak yöne- timi bozup, ülkeyi hükümetsiz bırakıp erken seçi- me götürdüğü için Sayın Baykal ve yandaşlarına kızan partililer, koca CHP'yi Meclis dışında bırak- mışlardır. Sayın Baykal'ın tekrar yönetime gelme- sini benimsemeyen partililer aynı tepki içerisinde- dirler. Bu durumda görev Sayın Baykal'da ve yan- daşlanndadır. Partinin tekrar toparlanıp güçlen- mesi ve ülkenin umudu olması için Sayın Baykal'ın ve yandaşlannın görevi özveride bulunarak yeni ye- teneklere olanak sağlamak için onurlu birer üye ola- rak kenara çekilip partinin tek yumruk olarak atı- lım yapmasını sağlamaktır. Ancak şunun da hemen belirtilmesi gerekir ki, bu datek başına yeterli değil- dir. Yeni parti için Sayın Inönü'nün peşini bırakmayan- ların bu girişimden dönmeleri gerekir. Öte taraftan Sayın Soysal hocanın da aynlıkçı tutumuna son ver- mesi, sosyal demokrat birlikteliğın vazgeçilmez gereğidir. Böyle davranış ve tutumlar başta Sayın Baykal, Sayın Inönü, Sayın Soysal'ı ve bu dav- ranışa omuz veren, katkıda bulunan bütün çevreleri büyütür ve onurlandırır. Bunlar gerçekleştiğinde Atatürk'ün partisinin tek başına iktidara gelmesi için hiçbir engel kalmayacakbr. O zaman bunun ünü (şanı) başta Sayın Baykal'da olmak üzere Sayın Inönü ve Sayın Soysal'da olacaktır ki bu bir vatanseverlik örneği olarak anılacaktır. CHP Ekseninde Trajikomik Küskünlükler Aydemir CEYLANADD Gen. Yön. A nımsanacağı gibi. birilerinin gayretkeşliği ile alelacele ve zorlamayla düzenlenmiş giz- li bir toplantıyı, kamuoyu, ge- çen günlerde basından öğren- di. Neydi o? Sosyal demokrat, özellikle CHP eksenindeki bölünmüşlüğü gidermek, yeniden bir toparlanma ve bütünleşmeyi sağlamak için Baykal ve tnönü üzerinde et- kin olduklan anlaşılan kimi aracılar, bu iki ismin bir CHP Parti Meclisi üyesinin evin- de buluşturulup konuşmasına öncühık etmiş. Yine basından öğreniyoruz ki Sayın Inönü bu toplantıya gizlice, arka kapıdan girerek gelmiş! Ne amaçla bu toplantının yapıldı- ğı, bu iki ismin en yakın çahşma arkadaş- lan arasında tartışılmamış, eşlerinden bile gizli tutulması toplantının sonuç bölümün- de karara bağlanmış. Buna rağmen ertesi gün başına sızdınlan haberlerden öğreniyoruz ki; Baykal toplantıda Inönü'ye, "CHP toplum katmanlannda çığgibi büyûyor, halkm umu- du konumuna geldik, aramızdan a>nlan- laria oluşturacağınız oluşum sosyal demok- rat gefişme ve bütünleşmeye zarar \trebilir_" demiş. tnönü de "Öyle diyorsanız Ö\1edir Sa- yuı Baykal, size başanlar dilerim..." diyerek yanıtlamış Baykal'ı!.. Her iki isim, kamu- oyundan ve özellikle yakın çevrelerinden ge- len burukluk ve itiraz karşısında toplantı önerisinin kendilerinden değil, karşı taraf- tan geldiğine ilişkin açıklamalarda bulun- dular. Neresinden bakarsanız bakın trajiko- mik bir buluşma. Neden mi? - Birbirleriyle genel başkanlık yanşına girmiş, aynı partilerde birlikte çalışmış bu iki güzide ismin, aracı isimler eliyle bir ara- ya gelmesine (hem de böylesine gizlilik içinde) gerek var mıydı? Yıllardır peşinden koştuğumuz, etkin ve yetkin olduklan dö- nemlerde kendimiz için değil, ülkemiz için bir şeyler beklediğimiz bu insanlar (Ecevit dahil) "çat kapı" birbirlerine kahve içme- ye gidemiyor, ülke sorunlannı tartışmak ye- rine kişisel ya da kurumsal üstünlük peşi- ne düşüyorsa, sosyal demokratların toplum- dan ve ikndardan dışlanmışhğının nedeni kım olabilir? Toplum bu aldanmışlığuı hesabı- nı sormaz mı? - Toplumsal ve yönetsel çürümüşlük içe- risindeki Türkiye'de, toplumun umudu du- rumundaki kişi ve kurumlann böylesine içeriksiz, gündemsiz, beraber olduklan kad- rolarla tartışmadan kişisel politika yapma- lan kime ve ülkeye ne kazandınr, özellikle Atatürkçü yelpazede iyiden iyiye yılgınlık yaratmaz mı? Türkiye'yi bu konumda gör- mekten çıkarlan olanlann da beklentisi bu değil midir? - Isterdikki, anılan butoplantda Sayın Bay- Kur. Üyesi kal; devlet yönetimindeki ekonomik ve sos- yal çöküsün nedenlerini, küreselleşmenin ulusal çıkarlanmıza getirdiği tehlikeleri ve bağlantılı olarak AB'ye katılım sürecinde takip edilmesi gerekli ulusal politikalan, yapılması düşünülen anayasa değişikliği- ni, Türkiye'yi yabancı kuruluşlara esir ede- cek çıkanlmış ve çıkanlacak olan yasa ve karamameleri, kartel medyasının Atatürk- çü ve sosyal demokrat politikalara olan kar- şıthk ya da duyarsızlığun, kadınlanmızı, gençlerimizi, emekçi ve üretici kesimleri siyasetten uzak tutmaya çalışan aymazlık- lan, siyaset ve siyasetçinin içinde bulundu- ğu çıkmazlan, uluslararası siyasetin gele- cekteki konumu açısından Türkiye'nin yön belirlemedeki kararsızlık ve gecikmişliği- ni, Atatûrk ve Atatürk ilkelerinden toplu- mu soyutlamaya yönelik haince planlan, kamuoyunda tartışmaya açtığı "Anadolu Sohı"ndan ne anladığını, partiden aynlan ya da aynlmak zorunda kalanlann konumu ve hangi nedenlere dayandığını açıklamış ol- sun ve daha sonra partisinin bilim, kültür, sanat ve siyaset komisyonlannda olgunlaş- tınlıp, parti meclisinde tartışılıp karara bağ- lanarak parti programına dönüştürülmüş bir yeniden yapılanma modelini Inönü'nün önü- ne koymuş olsun. Ve arkasından sorabilir- di: "Sayın İnönü, siz ve arkadaşlarınız CHP'den aynhnadan önce bu konulan eni- ne boyuna tarnşamadık. Şu andayeni birolu- şum için beraber olduğunuz arkadaşlarınız bu konularda CHP Parti Meclisimize bir paket çahşmagetirdilerdi de ben mi engel ol- dum? Size sunduğum bu yeniden yapılan- ma modeli ve program üzerinde temelde ay- nhklanmız yoksa, şahsuna olan largınhk ve eteştiriler nedeniyle CHP'nin tarihsel mis- yonunu ve görevini yerine getirmekten ab- koyacak gnişimler ne derece haklı olur? CHP'nin Baykal'ın partisi olmadiğını Inö- nü'nün oğhı olarak hiç ounazsa sizin kabul etmenizgerekmez mi? Kaçınılmaz bir genel seçim öncesinde sos> al demokraüarm böJün- müştüğü kimeyarar? Sol> a da sosyal demok- rat, ulusaku partilerin Türkiye siyasetinde tü- müyle yok farz edildigi, ulusumuzun kurtu- luşunun Derviş ve Tayyip beylerin elinde ol- duğu gibi bir tehlikeli kamuoyu oluşturma eğUunleri karşısında, Atatürk'ün ulusumu- za emancti bir partiyi iktidara taşımanın so- rumluluğu yabuz size, bana düşmez. geç- mişte ve bugün CHP'de görev ve sorumlu- luk alan herkese ve her yurtsevere sorumlu- luk yükler. İkimizin de küsmeye hakkı yok. Parti programı ve disipüni esas ahnarak bi- rikimi, denevimi olan tüm arkadaşlarmnza partimizde yeterince yer ve görev var. Bunun için bana düşeni yerine getirmeye hazmm. CMası bir seçimde genel başkan olarak par- timi iktidara taşıyamazsam yerimi yeni bir kadroya bırakmayı da göre\im sav arun." tnönü de diyebilirdi ki; "Açıklamaya ça- hşüğuıız yeniden yapılanma modeli ve par- ti mecusinde bu doğrultuda oluştunıhnuş partiprogramma ben ve arkadaşlanm temei- den karşryız. SHP Genel Başkanı ve başba- kan yardımcısn ken kimi başansızhklardan ders çıkarmış \e deneyim kazanmış bir kişi olarak yepyeni bir kadro ve ideoloji ile vt)la çıkıyorum. Uygar ittşkiler içinde olacağınu- adüşünereksize başanlar düryorum™" Ko- nuşma biter, kahveler içilirdi ya da Inönü diyebilirdi ki: "Partinizin yetkili organla- nnca Türkiye gerçeklerine uygun ve emek verilerek haznianmış program ve stratejfler ile arkadaşlanmın üzerinde çahşoğı model arasmdatemeJde aykmhklar yok. Ashnda sos- yal demokrat iktidarlar için gök kubbe al- tmda söylenmemiş sözler, uygulamalar da yok! Ulusumuzu csenliğc, halkımızı refaha götürecek, cumhurhetunizin temeli olmuş U- keler bugün de geçerii. Hakh ya da haksız size yapbklan öneri ve eleştirilerin yeterin- ce değerlendirilmemesinden kırgınlık du- yup partiden aynlan arkadaşlanmın ve si- yaset yapmak isteyen kimi yurttaşlanmızın kendi birikim ve özgüvenleri ile yola çıkma- sıgerekirken bu yasımda beni öne çıkararak parti kurma>a çahşmalannın ardındald ni- yeti de anlamıyor değUim. Kendi birikim ve karizmasmı parti iktidanna taşıyamayanla- nn, kurulacâk bir yeni partiyi siyasi iktida- ra taşımalan olası mıdu-, ciddi olarak düşü- nüyorum! Saym Baykal içtenlikle önerim şudur, ikitaraftan siyasi birikimlerine güven duyduğumuz arkadaşIanmızL, bilim adam- lanmızla buluşturahm, temelde anlaşüğı- mız programın a> nnülannı incelesinler. Sos- yal demokrat iktidar yürüyüşünün eylem planını hazuiasınlar. Ülkenin ve halkunızm parasma, malına el uzatan her kişi ve kuru- luştan yapnklannın hesabının sorulacağmı da programa ekleyeüm. Halkımızın shaset ve siyasetçiye olan güvensizMğine neden olan olaylardan sizin ve benim, kendimizi tüm- den soyutiamamız aşırı i>imserük olur, bu- nun için son ricam: Onder ohna kişiüğinizi, genel başkanhkkişiliğinin üzerine çıkararak önce kendi gönüldaşlanmız, sonra tüm hal- kımız için bir toplumsal banş, güven ve da- yanışmamn öncülüğünü yapmanızdır. Bu- nun için desteğuni esirgemeyeceğimi bihne- nizi isterim—" Bu içerikteki bir konuşmayı onaylayıp al- kışlamayacak sosyal demokrat, cumhuri- yetçi, Atatürkçü kesim bir yana, bir yurtse- ver olabilir miydi? Bu özlemi ve hayali gerçekleştirmek is- teyenler için tüm yollar tıkanmış değil he- nüz! ONURL U KİŞİ NE ÇALINTIMAL AUR, NE DE ÇALINTI MALDAN FARKIOLMAYAN KORSAN KİTABI! Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (BESAM) Fiyatlanmız (tampanshon, açık büfe) Eylül: 13.000.000.- TL. Mavi, yeşil ve dostluğun birleştiği yer OTEL MİMAS Otele ait özelplaj, mavi bayraklı bir deniz, spor alanlan, oyun salonu, yüzme havuzu, ile Otel Mimas *** tatilyapma imkânını orta gelirli dostlarımızın hizmetine sunuyor. Cumhuriyet gazetesi bizden Tel: 0 232 73128 68 - 67 Faks: 0 232 73128 66 Otel Mimas Karaburun/tzmir Loryma Resort Hotel "Bir Yaşam Biçimi" Turunç, Güney Ege'nin adacıklar ve fiyortlarla bezenmış nefes kesıci coğrafyasının en güzel koylanndan biri... Marmans'e çok yakın olmasuta karşın, tunzm merkezlennın her türden çevre kırhlığıne yeteri denli uzakta, doğaya saygılı. Mavi Ba>Tak'Iı birbelde Lory- ma Resort Hotel yamacın mevcut topografyası ve vejetasyon dokusuna gizlenmiş. koyun bü>âileyici. mistik panoramasına tümüyle hükmeder konumda sıra dışı bir tesıs. Ornian- lardan inen serinletici esintiler, düşük nem oranı ve bol oksijenli. sağlıklı havasıyla ideal ıklım koşullanna sahip. Eko-çiftliğinden kendi sütünû, peynınnı, kremasını, vumurtasını temm eden, kendi urettığı -yörenın en kahtelı- zeytınyağını kullanan, danıak zevkı kadar sağlıklı beslenme ılkelenne de duyarlı bir mutfak. Konforlu apart daıreler. açık büfe res- toran, a la carte restoran, pool-bar, OxyGen-Bar, açık ve kapaiı yüzme havuzlan, jet stre- am, jakuzi, fıtness-center, sauna, beauty-center, bilardo, dart, ıskambil salonu, masateni- si, tenis. süper disko, çocuk kulübü, doktor servisi, eko-çıftlik vb. bizmet bınmlen. Doga gezilen, trekking, dağcılık, tekne turlan. su sporlan, dalgıçlık, raftıng, jeep-safan gıbı do- ğa sporlan, T'ai-Chi ve yoga seanslan... "Özel animasyonlar", "sürpnz showlar"danann- dınlmış, arabesk müziği uzaktan bile duyamayacağınız, kent yaşamıntn yıprattığı insaıun dıngin. sağlıklı bir ortamda doğa ile bütünleşıp kendisıni yemlemesüıi, pozitifyaşam ener- jısıyle dolu günlük yaşamına dönmesmi hedefleyen, küitür ve çevre dostu. çağdaş bir iş- letme anlayışı Geniş bilgi: WWW.l0ryma.C0m Tel: 0 252 476 72 20-24 Faks: 0 252 476 72 25 PENCERE Zeus'un Otkesi... Bizim gazetedeki çocuklarda bir kaygı başladı, yukan kattaki yazarlarla yazıişlerindeki arkadaşlar, başka işleri yokmuş gibi, Amerika'nın şimdi öfke- sini nereden çıkaracağını, nereyi allak bullak ede- ceğini, nereyi yakıp yıkacağını, nereyi vuracağını düşünüyoriar... Birisi alıyor lafı: - Abi, diyor, yandı gülüm keten helva!.. Ameri- ka şimdi birilerinin tepesine binecek!.. -Neyapacak?.. - Birisinden hıncını çıkaracak... - Yokcanım?.. - Pakistan mı desem, Mısırmı desem, Afganis- tan mı desem, ne desem... - Canım, Afganistan'daki Taleban'ı Pakistan'da eğitip hazırlayan kim?.. - Sen ona bakma abi, Amerika bu!.. Süpergüç durduğu yerde durmaz... Aklıma NTV'de yol durumunu belirten yayında Pirelli lastiklerinin reklamı geldi, dedim ki: - "Kontrolsüz güç, güç değildir." Ama bu gibi numaralan kimse yemiyor; bizim ço- cuklar kaygılı: - Abi, bu Amerika Capon'a kızdı, Hiroşima ile Nagazaki'yi çoluk çocuk, kadın erkek, kundakta- ki bebeleriyle götürdü; şimdi daha da güçlü... - Güçlü de ne yapacak?.. Bu kez karşısında te- pesine nükleer bombayı atacak bir devlet yok; gö- rünmeyen bir düşman söz konusu... - Abi düşman bulmak çok mu zori. Amerika 'nın düşman dediği düşmandır. Yalnız bizim çocuklar mı kaygılı, küçük devletler tirtirtitriyorlar, dünyada kim var kim yok büyük pat- ronun hışmına uğramayayım diye kaçacak delik an- yor... Küreselleşme de işte buna denir. • Amerika şimdi düşman arıyor.. Bir bakıma düşman belli: TerörL Lanetlenesi terör çağın tanrısının gazabını çeki- yor, ama, görünmeyen adam kılığına giriyor; ABD güncel mitolojininZeus'udur, öfkelendi mi yanar- dağlar patlar, lavlar fışkırır, gezegenimizi küresel- leştiren teknoloji tanrısı önüne geleni yakıp yıkar... Peki, sonra ne olacak?.. Kötelik çağmdan bu yana durup dinlenmeden ada- letsizlikle savaşan insanlık durulur mu?.. Yoksa yoksullan daha çok yoksullaştıran, zenginleri da- ha çok zenginleştiren globalizasyonda yeryüzü ha- ritasına daha zehirii tohumlar mı ekilir?.. Küresel- leşmeye karşı başkaldın, Amerika'nın içinden mi türeyegelir?.. öfke baldan tatlıdır.. Ama bu bal zehirii!.. • "Insan" ile "düşman" kafiyeli iki sözcük... Eskiden devlet devlete düşman olurdu, şimdi insan insana düşman oluyor. Artık devletler arasındaki savaşlar, Sezar'ın buy- ruğunda ve denetimindedir.. Çağımızda köleler ses veımiyorlar.. ^-- - ™ Barbariar ayaklanıyortar.. " -f*' s *-• " Teknolojik kalelerin surlan ve elektronik sarayla- nn duvarlan arkasında soyuttanıp güvence arayan egemenler, Kafka'nın romanlanna parmak ısırta- cak kuşkular içinde yaşıyoriar. • Lanetlenesi terör yaptı yapacağını, "büyükpat- ron"un kuşkusunu pompaladı... Herkes şimdi oturmuş Zeus'un yıldınmlan bana da çarpar mı d'ıye düşünüyor... Düşün düşün, yoktur işin!.. Cumhurtyet . kitap kulübü I IMZA GUNU TAKSİM SERGİ SALONU'ND* 15EYIÜICUM\RTFSİ(YAI 2tei Yuıus Hıdi Roman Odili alan 'Bir Krdi. Bir.Adam. Bir ölü» eih kiubmı te diğer kitaplannı i*:a!ayacak... Saat: 18.00 Istiklal Cad. (Fransız Konsolosluğu yanı) Taksim Tel: 252 38 81/82 NOVITAS Turizm YURTİÇİ TLRLAR ORTA ANADOLU (7-13 Ekim) : Ankara, Kayseri, Sivas, Divriği, Tokat, Amasya, Çorum. Hattuşaş TUR ABDIN (25-29 Ekim): Diyarbakır, Hasankeyf, Midyat, Nusaybin. Mardin, Urfa, Gaziantep SAFRANBOLU-KASTAMONU (26-29 Ekim): Safranbolu, Yörük Kö>ü, Kastamonu, Amasra IYONYA (26-29 Ekim) : Selçuk, Efes, St. Jean Bazilikası, Meryemana, Şirince, Milet, Didim, Priene YURTD1ŞI TLRLAR SURIYE-LÜBNAN (19-28 Ekim): Lazki>e, Ugarit, Beyrut, Baalbek, Şam, Palmira, Halep PRAG (26-30 Ekim) YUNANISTAN (5-10 Kasım): Kavala, Meteora, Atina, Korinth, Miken, Epidaurus, Selanik HINDİSTAN-NEPAL (3-14 Aralık) : Delhi, Agra, Fatehpur Sikri, Jaipur, Varanasi, Katmandu Tel: (0212)251 28 08-09 e-tnail : no\ ıtas« novitas.com.tr web : www.novitas.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle