25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14—EYLÜL2001CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(o cumhuriyet.com.tr 15 John Travolta'nın bufılmdeki kaygısı, geçen salı günü ABD'de yaşanan terörle gerçekleştiBağlaıı., çöz, her şeye ıılaş ve çal! ~PulpFiction"la 199O'lı yıllannba- şında ikinci bahannı yaşayan John Iravolta'nın. film başlar başlamaz gerçekçiliği pek önemsemeyen Ame- rikan sinemasına ve Hollywood'un ne "boktan" fütnler ürettiğine ilişkin eleştirmence laflanna nazire olarak biz de bu hafta seyrettiğimiz "Sword- fish"in kötü film olduğunu baştan be- lirterek girelim söze. Çoğu gişe şampiyonu olan çeşitli aksiyon-macera filmleriyle son dö- nemde Hollyvvood rüya fabrikasını yönlendirenlerden, namlı yapımcı Jo- dSflver'le, "yol filmTyle "karafilmi" harmanlayan tt Kalifornia"yla (1993) adını duyuran, geçen yılki "60 Sani- ye"sini görmediğimiz yönetmen Do- minic Sena'nm birlikte tezgahladığı "SwordfislT, Kodadı Kılıçbalığı olan uyuşturucuyla mücadele fonunda top- lanmış 9.5 milyar dolan iç etmek ni- yetindeki eski bir CIA ajanı Gabri- el'le (Travolta) çetesinin ve peşlerin- deki FBI'ın "akülara durgunluk ve- ren" mücadelesini hıkâye edıyor. Ga- yet göz ahcı, kafa karıştırıcı ve sö- züm ona "adrenatin vükselticr bir şe- kilde, saçından dudak altındaki ince- cik sakalına kadar farklı bir kötü adam tiplemesi sunan Travolta'nın oynadığı, "hiçbir şeyin imkânsız ol- madığı, şık ve lüks bir hayat" süren, karizmatik Gabriel, bizzat terörist fa- aliyetlerde bulunup uluslararası terö- rün nasıl başedile- mez olduğunu kanıtlayarak ABD'yi ve bütün Amerikahlan korumak isteyen bir vatansever (!) aslında. Seksi yar- dımcısı Ginger (Halle Berry) aracılı- ğıyla, bir FBI programını bozduğu için 2 yıl hapis yatmış, kansının onu boşayıp bir porno film yapımcısıyla evlenmesi sonucu küçük kızına has- ret kalmış, döküntü bir karavanda, meteliksiz pinekleyen, ülkenin en teh- likeli "hacker"lerinden Stanley'i (Hugh Jackman) de saflanna dahil ediyor Gabriel, önerdiği para ve kızı karşıhğında. Çünkü soygunu gerçek- leştirmek için, siberuzaya d.alıp çok gelişmiş güvenlik sistemlerini aşabi- lecek, şifreleri çözebilecek en iyi bil- gisayar uzmanı Stanley'dir. Karmakanşık bir senaryo Gabriel'in, ne olduğu tam anlaşıl- mayan senatörü (zavallı Sam Shepard ne hallere düşmüş) balık tutarken vur- masıyla gelişen olay örgüsü, banka ça- lışanlannm, Sidney Lumet klasiği "Dog Day Afternoon - Köpeklerinin Gûnü"ndeki gibi rehin alındığı, deh- şetengiz bir soygun sekansına varıyor. Hele C-4 patlayıcı bağlanmış rehine- lerin soyguncuîarla birlikte doluştuğu bir otobüsün, helikopter tarafından ha- valara uçurulup gökdelenler arasında süzülerek (tıpkı Spielberg'in ikinci fil- mi "Sugarland Express"deki gibi) ta- şmdığı final ise, eh bu kadanna da pes dedirtiyor gerçekten. lyı bir film yapmak ıçın, yakın dö- nemin kimi ses getirmiş filmlerine atıfta bulunmak, "kötü adam"ı sıkı bir "sinefiPe dönüştürmek ve yaratı- cı yönetmen-geleneksel sinema mu- habbetine gırişmek yeterlı olamıyor tabii ki. "Görevimiz Tchlike", "Fa- ce/OfT", "Matrix r ı vb. gibi son yılla- SwordffSh / Yönetmen: DomlnlC Sena / Senaryo: Sklp WoodS / Kamera: Paul Cameron / Müzik: Chrlstopher Young, Paul Oskanfold / Oyuncular: John Travolta, Hugh Jackman, Halle Berry, Don Cheadle. sam Shepard, Vlnnle Jones, Zack Cranler /ABD2001 (WB) nn gişesi parlak, hatın sayılır aksi- yonlanndan esinlenilmiş kimi abart- ma bölümler de içeren "Kodadı Kılıç- bahğı''mn en büyük zaafı, Skip Wo- ods imzalı karmakanşık ve zırva se- naryosu. Dizginlerinden boşanan, yer yerra- hatsız edici bir şıddet ve aksiyon gös- terisi halüıde seyreden filmde alışıldı- ğı gibi, patlamalar, silahlar, vuruşma- lar, araba takipleri ve kovalamacalar- dan geçilmiyor yine. Üstün teknoloi ürünü görsel efektleri, sürükleyici temposu ve Travoltalı kadrosu, yeni- lir yutulur kılmaya yetmiyor bu "tak- ht", yeni Joel Silver aksiyonunu. Gös- terişli, hızlı ama aynı zamanda yoru- cu, göz boyayıcı, kof ve tam anlamıy- la abuk subuk bir büyük stüdyo yapı- mı "Swordfîsh" sonuçta. Ancak türün meraklısını hoşnut edebilecekbu "va- tansever terörist aksiyonu" abuk sa- buklamasında mesaja ("Bağlan, şifre- yi çöz, her şeye ulaş ve çal!") ve Avust- ralyalı Hugh Jackman a dikkat. •f •• •J •»«—«-•<» - • » • • • Senarist-yönetmen Brian Helgeland'ın MTV tarzı, klipimsi anlatımı, görsel bakımdan renkli bir cümbüş kıvamına erişiyor. Shakespeare'den sonra îngiliz edebiyatının bir başka büyüğü olan Ghaucer'ı da kalender, sevimli, canayakın bir derviş şair olarak karşımıza getiren Brian Helgeland'ın "Şövalye"sinde Ghaucer'ı canlandıran Paul Bettany'nin performansınaysa diyecek yok. Şavafyebumya^yumrukhavaya^Buain gösterime giren "A Knight's Tale-Şövafye", 14. yüzyıl Fransası ve tngilfcresinde geçen, şen şakrak. gırgır, mutltsonlu bir şövalye masalı. "Los Angefcs Sffian"nın senaryosuyla Os- carlanp bizim göremediğimiz "Pay- back-Gününü Göreceksinr 'le yönet- menbe başlayan Brian Helgeland'ın yazıp.önettiği "A Knight's Tale-Şöval- ye", bderini değiştirmeye ve sınıf at- laniîra azimli, genç Îngiliz şövalye adayıMlliam'ın (Heath Ledger) serü- venJeıni aktaran, 2 saatlik, modern bir eğlecelik. Zlınlann kuşanılıp mızrakla, kılıçla dövûülerek, birinci gelenin ödül ka- zaiMİa, ancak soylu şövalyelerin katıl- dığı nmuvalarda boy gösterip nam sal- ma hvaliyle yanıp tutuşan genç seyis ^ilLm, tam da dövüş öncesinde zır- hıaır çinde ölüveren ustasımn yerine geçı.-T, Gelderlend'li şövalye Ulrich Von .ichtenstein olarak. Antrenman yaptu 2 yoldaşının, Roland'la Wat'ın (MaR Addy, Alan Tudyk) dövüşlere hazrındığı William. bütün şövalyele- rm k.bini kazanmak için kıyasıya ya- nşıj arpıştığı, soylu güzel Jocelyn'e (Sbtamya Sossamon) abayı yakıyor ve aşkxı cevap da alıyor. Ancak yenil- meziövüşçü, Anjou kontu Adhe- majı (Rufiıs Sewell) da güzel Jo- calyie gözü vardır. Fransa deplasma- ma^.ıkmışçasına, çeşitli turnuvalara kaölan William'la yoldaşlanna, kumar- da donuna vanncaya dek soyulmuş, ay- yaş ve kumarbaz şair Geoffrey Cha- ucer'ın (Paul Bettan)) de katılmasıyla güçlenen kahramanlanmız dolu tribün- lere ve başanya oynuyor, daha sonra- sındaysa ülkelerine dönüp Londra'da- ki turnuvayı (Adhemar'ı yenerek) ka- zanıyorlar, Qusen'in ünlü "WewiDrock you" şarkısıyla "British rock sound"u eşliğinde gümbür gümbür. Senarist-yönetmen Brian Helge- land'ın MTV tarzı. klipimsi anlatımı. görsel bakımdan renkli bir cümbüş kı- vamına erişiyor. Dekor, kostümlerin- den müzik-görüntülerine ve oyunculu- ğuna kadar belli bir düzeyi tutturan, A Knight's Tale / Yönetmen, Senaryo: Brian Helgeland Kamera: Rlchard Creatrex / Müzik: Certer Burvvell / Oyuncular: Heath Ledger, Rıtfus Sewell, Paul Bettany, Shannya Sossamon, Mark Addy, Alan Tudyk, Scott Handy, Laura Fraser / ABD 2001 (WB) rock gitarlan eşliğinde mızrakları to- kuşturan bu komedi-aksiyon soslu, ta- rihsel fonlu, romantik şövalye masalı- nı seyretmek bize ilaç gibi geldi, doğ- rusu. Neşeli, şamatalı dakikalargeçir- dik. Günümüzde tüm dünyaya yayılmış futbol tutkunluğunu, coşkulu stadyum atmosferini çağnştıran bir yaklaşımla ele alınmış, ortaçağ şövalye turnuvala- n fonunda geçen bu canlı, esprili. ke- yifli film, çok önemli ve anlamlı değil- se bile, bizce haftanın en iyisi. Sinemanın öteden beri eserlerini yağmaladığı, yazdıklan beyaz perde- de kapış kapış, giden, yüzyıllann en büyük senaristi (en son "Shakespeare in love"la gençliği de film konusu ya- pılan) Shakespeare'den sonra Îngiliz edebiyatının bir başka büyüğü olan Ghaucer'ı da kalender, sevimli, cana- yakın bir derviş şair olarak karşımıza getiren Brian Helgeland'ın "Şöval- ye"sinde Ghaucer'ı canlandıran Paul Bettany'nin performansınaysa diye- cek yok. Sonunda prens Edvvard tarafından şövalye yapılan Sör William rolündeki Heath Ledger'ın da önü açık, geleceği parlak. Deneyimli Rufus Sewell de her zamanki ustalığıyla çekici bir kötü adam kompozisyonu çizerek, "aşkm taktığı kanatlarla uçan" genç Willi- am'a kök söktürüyor baştan sona. İZLEYİCİ GÖZÜYLE / ERDAL ATABEK Kod Adı Kıhçbahğı... Pazar günü izlediğimız film- de bir helıkoptere asılı otobü- sün havada gökdelenlerin ara- sında gezdirilmesi sinemanın dehşet verici aksiyonlan ara- sında yer ahyordu. Salı günü ise bu filmi çok genlerde bıra- kan daha büyük dehşet sahne- leri yaşanıyor, Now York'un sembolü olan ikiz kulelere çar- pan uçaklann ardından patla- malarla sarsılıyor, inanamayan bakışlar önünde çöküyordu. Dünyayı sarsan iki saatin ar- dından artık hiçbir aksiyon fil- mi bu dehşetı yaşatamaz duru- ma geliyordu. Amerika belkı de dünyaya izlettiği dehşet filmleriyle akıllara getirdiği pek çok entrikanın bu kez kur- banı mı oluyordu? Belki de. "Kod AdİKıhçbauğı'', vata- nı ve dünyayı kurtarmaya çalı- şan bir "derin örgüfün, çalış- malan için bulması gereken parayı u dava için her şey yapı- hr" mantığmı uygulayarak bankalardan soymak için yapı- lan planın öyküsü. Bir Ameri- kan senatörü, örgütün legal ya- nını, örgütün gizli lideri de il- legal yanını temsil ediyor. Eli- ni klavyeye dokundurması suç sayılan ceza almış bir eski "hacker"ı, sorunlannı çözme ve 10 milyon dolar verme va- adiyle işin içine sokuyorlar. ts- tediklen, Cal-Techde (Califor- nia Instıtut of Technology) öğ- renciyken oluşturduklan bir "bilgisayar solucanı" yoluyla bankadan on-line soyacakları 9 milyar dolan saklamak. Ör- gütün gizli lideri olan Gabriel (John Travolta), adamlan ara- sında efsane. Lüks mekânında güzel kadınlar ve acar adamla- nyla olayın tümüne egemen. Getirdiklen eski hacker, Stan- ley (Hugh Jackman) sorunlan- nın çözülmesi yanında (kızını yeniden görmek. parası ol- mak vb.) silah tehdıdiyle de karşılaşınca par- maklannı klavyede gezdirmeye başlıyor. "Hacking'* olayı özün- de bir şifre kıncıhğı yo- luyla bilgisayar kullan- mada ustalık derecesınin kanıtlanması. "tşte,koru- duğunuz yere girdim, çün- kü ben bü\iik ustayınT dı- yebilmek. Küçük çocuk- lann gizli bilgilere ula- şıp da imzasmı bırak- ması olayı da bu. Ama sonra- dan değişik amaçlar için kulla- nılan bu "on-line beceri" çeşit- li suç örgütlerinin de kullandı- ğı yöntemler arasında yerini alıyor. Eski hacker Stan, sihir- li parmaklannı konuşturarak "sanal solucan"ı saklandığı yerden çıkanp yeniden oluştu- ruyor. Bankadaki 9 milyan da çekmeyi başanyor. Ancak bir ihanete uğrama olasılığına kar- şı paranın bölüştürüleceği ban- kalar arasında hiç durnıayan bir para dolaşımı sağlayarak paranın çekilışini önlüyor. Da- ha sonrası artık fihni izlerken görülmesi gereken olaylar. Donünic Sena, yönettiği fil- mi entrikaya dayalı bir aksiyon filmi olarak düşünmüş. Aksi- yon filmlerinin akla gelen pek çok öğesini de kullanmış. Va- tanı kurtarmaya çalışan gizli örgüt, işin içindeki bir senatör, ünlü bir hacker, güzel kadın- lar, gökdelenler arasında gezi- nen otobüs, bedenine patlayıcı- larbağlanmış rehineler vb. Bü- tün bunlar filmi türiinde önem- li bir yere koymaya yetmiyor. Sonuçta heyecanla izlenen, entrikası vasat bir filmle karşı- laşıyorsunuz. Hele de ikiz ku- lelerin uçak çarpmalanyla, patlamalarla çöktüğünü izle- dikten sonra aksiyon film- leri kendini nasıl yenile- yecek ba- kalım? KEDİGOZU VECDt SAYAR Kan Sporu Önce Istanbul sarsıldı, ardından New York, Was- hington... Üzeyir Garih cinayetinin, Taksim'deki "canlı bomba" eyleminin acısı henüz taptaze iken tele- vizyonun başına çakılıp kaldık. Gündemimizden hiç eksilmeyen şiddet, gene baş rolde. Üstelik, bu kez finans kapitalin kalbin- de... Böylesine insanlık dışı bir saldırıya karşı tüm dünya infial içinde. Köşebaşındaki bakkalın göz- lerindeki gülümsemeye, çember sakallı taksi şo- förünün mutluluğuna gelince, onlar da bir gün an- layacaklarelbet, "şiddet"\en medet ummanınyan- lışlığını. Dünyanın dört bir köşesinde, Amerikan halkının acısı paylaşılırken Amerika'nın bu saldınya nasıl bir yanıt vereceği merakla bekleniyor (Belki de, siz bu satırian okurken ekranlarda yepyeni, kanlı-canlı bir "aksiyon filmi"n\ izliyor olacaksınız ve "iyi adamlar"m "kötülen imha etmelerine -istemese- niz de- tanık olacaksınız). Bu merakta, Hollyvvo- od'un bizlere "hediye ettiği" görkemli "aksiyon" filmleri ile beslenmiş bilinçaltımızın rolu var mıdır, acaba? Dünyanın merkezine yönelen saldınlan, dünyayı kurtaran adamlan o kadar çok izledik ki, şimdi sormadan edemiyoruz: "Sanatmı taklitedi- yor hayatı, yoksa hayat mı sanatın peşinden gidi- yor?" Saldınyı kimin ya da kimlerin planlamış olabile- ceği konusundaki spekülasyonlann sonu gelmiyor. Devlet büyükleri terorizme karşı daha ciddi ön- lemler alınması gerektığinı vurguluyor (Turkçesi: Şiddeti önlemek için daha fazla şiddet gereklü). A- ma, kimseler şu soruyu sormuyor: Şiddet nasıl ol- du da böylesine egemen oldu dünyamıza? Şidde- tin bu denli tırmanmasında kımselerin suçu yok mu? Yoksa bir bumerang gibi, dönüp sahibini mi vuruyor şiddet? Frankeştayn, kendini yaratan güç- lerden intikam mı alıyor? Yoksa, hayatımıza "mahsustan m/"sokuldu bu fılmler, şiddeti "olağan kılmak", "evcilleştirmek" için? (Şiddet filmlerini her allahın günü, "reyting" belası karşımıza getiren medya, "şiddet"] telin et- miyor mu, çok gülüyorum. Bu akşam -çarşamba- esaslı bir film daha koymuşlar: "Kan Sporu 3". Ta- bii, harekât başlamış olursa, o zaman "hakikisini" seyrederiz...) Amerika'daki saldınyı planlayanla- nn, Hollyvvood'dan ilham almadıklarını söyleyebi- lir misiniz? Inancı, siyasal göruşü ne olursa olsun, kendini bir "ideal" adına "feda eden" insanlann sa- yısının giderek artmasında, Hollyvvood'un hiç mi hiç payı yok? Bu yazıyı 12 Eylül'de yazıyorum. Nice acılara neden olmuş, nice masum insanı mağdur etmiş bir askeri darbenin yıldönümünde. Dün de, bir başka darbenin yıldönümu ıdi. Şili'de uyguladığı şıddetle, dünyanın bellı başlı cellatlan arasına gir- meyı hak eden Pinochet'nin kanlı darbesinden bu yana tam 28 yıl geçmiş... Böylesine karanlik bir günde, bir umut ışığına ihtiyacımız var diyorsanız gelin Nâzım'dan bir şiir okuyalım hep birlikte. Şi- irinadı: "Belki Ben". Belki ben ogünden çok daha evvel; köprü başında sallanarak bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım. Belki ben ogünden çok daha sonra; matnış çenemde ak bir sakalın izi sağ kalacağım.. Ve ben ogünden çok daha sonra; sağ kalırsam eğer, şehrin meydan kenaıiannda yaslanıp duvartara, son kavgadan benim gibi sağ kalan ihtiyahara bayram akşamlannda keman çalacağim.. Etrafta mükemmel bir gecenin ışıklı kaldınmlan ve yeni şarkılar söyliyen yeni insanlann adımlan.. vecdisayar(â yahoo.com Onhan Kemal roman ödülü başvuruiarı başladı • Kûltür Servisi - Orhan Kemal Roman Armağanı'nın 2002 yılı katılım süresi başladı. 2001 yılı içinde yayınevleri taranndan ilk kez yayımlanmış tüm romanlara açık olan armağanın son katılun süresi 31 Ocak 2002 olarak belüiendi. 2001 yıhnda 'Sıcak Külleri Kaldf romamyla Oya Baydar'm kazandığı ödülün seçici kurulu Konur Ertop, Tank Dursun K., Tahsin Yücel, Yıldınm Keskin, Naim Tirali, Feridun Andaç ve Ü. Kemali Öğütçü'den oluşmaktadır. Yanşmaya katılmak isteyen yayınevleri daha ayrıntılı bilgiyi Orhan Kemal Kültür ve Sanat Merkezi'nden ve 292 92 45 no'lu telefondan alabilirler. BUGÜN • İŞ SANAT'ta 'Macera-Gerilim Başjaprtlan' başlığı altında David Fincher'in yönettiği 'Seven-Yedi' adlı film izlenebilir. (0 212 316 15 77) M FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 16.00'da OKvier Assayas'm yönettiği 'Duygusal Yazgılar' adlı film gösterilecek. (0 212 244 44 95) • SEYMENLER PARKI KÜLTÜR VE SANAT GÜNLERİ'nde saat 21.00'de Athena konseri dinlenebilır. (0 312 428 85 05) • GENDAŞ KÜLTÜR'de saat 18.00-21.00 arasında Emin Karaca'nın imza günü yer &\acak. (0 212 527 10 20)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle