Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14—EYLÜL2001CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(o cumhuriyet.com.tr 15
John Travolta'nın bufılmdeki kaygısı,
geçen salı günü ABD'de yaşanan
terörle gerçekleştiBağlaıı.,
çöz, her şeye ıılaş ve çal!
~PulpFiction"la 199O'lı yıllannba-
şında ikinci bahannı yaşayan John
Iravolta'nın. film başlar başlamaz
gerçekçiliği pek önemsemeyen Ame-
rikan sinemasına ve Hollywood'un ne
"boktan" fütnler ürettiğine ilişkin
eleştirmence laflanna nazire olarak
biz de bu hafta seyrettiğimiz "Sword-
fish"in kötü film olduğunu baştan be-
lirterek girelim söze.
Çoğu gişe şampiyonu olan çeşitli
aksiyon-macera filmleriyle son dö-
nemde Hollyvvood rüya fabrikasını
yönlendirenlerden, namlı yapımcı Jo-
dSflver'le, "yol filmTyle "karafilmi"
harmanlayan tt
Kalifornia"yla (1993)
adını duyuran, geçen yılki "60 Sani-
ye"sini görmediğimiz yönetmen Do-
minic Sena'nm birlikte tezgahladığı
"SwordfislT, Kodadı Kılıçbalığı olan
uyuşturucuyla mücadele fonunda top-
lanmış 9.5 milyar dolan iç etmek ni-
yetindeki eski bir CIA ajanı Gabri-
el'le (Travolta) çetesinin ve peşlerin-
deki FBI'ın "akülara durgunluk ve-
ren" mücadelesini hıkâye edıyor. Ga-
yet göz ahcı, kafa karıştırıcı ve sö-
züm ona "adrenatin vükselticr bir şe-
kilde, saçından dudak altındaki ince-
cik sakalına kadar farklı bir kötü
adam tiplemesi sunan Travolta'nın
oynadığı, "hiçbir şeyin imkânsız ol-
madığı, şık ve lüks bir hayat" süren,
karizmatik Gabriel, bizzat terörist fa-
aliyetlerde bulunup uluslararası terö-
rün nasıl başedile-
mez olduğunu
kanıtlayarak
ABD'yi ve
bütün Amerikahlan korumak isteyen
bir vatansever (!) aslında. Seksi yar-
dımcısı Ginger (Halle Berry) aracılı-
ğıyla, bir FBI programını bozduğu
için 2 yıl hapis yatmış, kansının onu
boşayıp bir porno film yapımcısıyla
evlenmesi sonucu küçük kızına has-
ret kalmış, döküntü bir karavanda,
meteliksiz pinekleyen, ülkenin en teh-
likeli "hacker"lerinden Stanley'i
(Hugh Jackman) de saflanna dahil
ediyor Gabriel, önerdiği para ve kızı
karşıhğında. Çünkü soygunu gerçek-
leştirmek için, siberuzaya d.alıp çok
gelişmiş güvenlik sistemlerini aşabi-
lecek, şifreleri çözebilecek en iyi bil-
gisayar uzmanı Stanley'dir.
Karmakanşık bir senaryo
Gabriel'in, ne olduğu tam anlaşıl-
mayan senatörü (zavallı Sam Shepard
ne hallere düşmüş) balık tutarken vur-
masıyla gelişen olay örgüsü, banka ça-
lışanlannm, Sidney Lumet klasiği
"Dog Day Afternoon - Köpeklerinin
Gûnü"ndeki gibi rehin alındığı, deh-
şetengiz bir soygun sekansına varıyor.
Hele C-4 patlayıcı bağlanmış rehine-
lerin soyguncuîarla birlikte doluştuğu
bir otobüsün, helikopter tarafından ha-
valara uçurulup gökdelenler arasında
süzülerek (tıpkı Spielberg'in ikinci fil-
mi "Sugarland Express"deki gibi) ta-
şmdığı final ise, eh bu kadanna da pes
dedirtiyor gerçekten.
lyı bir film yapmak ıçın, yakın dö-
nemin kimi ses getirmiş filmlerine
atıfta bulunmak, "kötü adam"ı sıkı
bir "sinefiPe dönüştürmek ve yaratı-
cı yönetmen-geleneksel sinema mu-
habbetine gırişmek yeterlı olamıyor
tabii ki. "Görevimiz Tchlike", "Fa-
ce/OfT", "Matrix
r ı
vb. gibi son yılla-
SwordffSh / Yönetmen:
DomlnlC Sena / Senaryo:
Sklp WoodS / Kamera: Paul
Cameron / Müzik:
Chrlstopher Young, Paul
Oskanfold / Oyuncular:
John Travolta, Hugh
Jackman, Halle Berry, Don
Cheadle. sam Shepard,
Vlnnle Jones, Zack Cranler
/ABD2001 (WB)
nn gişesi parlak, hatın sayılır aksi-
yonlanndan esinlenilmiş kimi abart-
ma bölümler de içeren "Kodadı Kılıç-
bahğı''mn en büyük zaafı, Skip Wo-
ods imzalı karmakanşık ve zırva se-
naryosu.
Dizginlerinden boşanan, yer yerra-
hatsız edici bir şıddet ve aksiyon gös-
terisi halüıde seyreden filmde alışıldı-
ğı gibi, patlamalar, silahlar, vuruşma-
lar, araba takipleri ve kovalamacalar-
dan geçilmiyor yine. Üstün teknoloi
ürünü görsel efektleri, sürükleyici
temposu ve Travoltalı kadrosu, yeni-
lir yutulur kılmaya yetmiyor bu "tak-
ht", yeni Joel Silver aksiyonunu. Gös-
terişli, hızlı ama aynı zamanda yoru-
cu, göz boyayıcı, kof ve tam anlamıy-
la abuk subuk bir büyük stüdyo yapı-
mı "Swordfîsh" sonuçta. Ancak türün
meraklısını hoşnut edebilecekbu "va-
tansever terörist aksiyonu" abuk sa-
buklamasında mesaja ("Bağlan, şifre-
yi çöz, her şeye ulaş ve çal!") ve Avust-
ralyalı Hugh Jackman a dikkat.
•f •• •J •»«—«-•<» - • » • •
• Senarist-yönetmen Brian
Helgeland'ın MTV tarzı,
klipimsi anlatımı, görsel
bakımdan renkli bir cümbüş
kıvamına erişiyor.
Shakespeare'den sonra
îngiliz edebiyatının bir
başka büyüğü olan
Ghaucer'ı da kalender,
sevimli, canayakın bir
derviş şair olarak
karşımıza getiren
Brian Helgeland'ın
"Şövalye"sinde
Ghaucer'ı
canlandıran Paul
Bettany'nin
performansınaysa
diyecek yok.
Şavafyebumya^yumrukhavaya^Buain gösterime giren "A Knight's
Tale-Şövafye", 14. yüzyıl Fransası ve
tngilfcresinde geçen, şen şakrak. gırgır,
mutltsonlu bir şövalye masalı. "Los
Angefcs Sffian"nın senaryosuyla Os-
carlanp bizim göremediğimiz "Pay-
back-Gününü Göreceksinr
'le yönet-
menbe başlayan Brian Helgeland'ın
yazıp.önettiği "A Knight's Tale-Şöval-
ye", bderini değiştirmeye ve sınıf at-
laniîra azimli, genç Îngiliz şövalye
adayıMlliam'ın (Heath Ledger) serü-
venJeıni aktaran, 2 saatlik, modern bir
eğlecelik.
Zlınlann kuşanılıp mızrakla, kılıçla
dövûülerek, birinci gelenin ödül ka-
zaiMİa, ancak soylu şövalyelerin katıl-
dığı nmuvalarda boy gösterip nam sal-
ma hvaliyle yanıp tutuşan genç seyis
^ilLm, tam da dövüş öncesinde zır-
hıaır çinde ölüveren ustasımn yerine
geçı.-T, Gelderlend'li şövalye Ulrich
Von .ichtenstein olarak. Antrenman
yaptu 2 yoldaşının, Roland'la Wat'ın
(MaR Addy, Alan Tudyk) dövüşlere
hazrındığı William. bütün şövalyele-
rm k.bini kazanmak için kıyasıya ya-
nşıj arpıştığı, soylu güzel Jocelyn'e
(Sbtamya Sossamon) abayı yakıyor ve
aşkxı cevap da alıyor. Ancak yenil-
meziövüşçü, Anjou kontu Adhe-
majı (Rufiıs Sewell) da güzel Jo-
calyie gözü vardır. Fransa deplasma-
ma^.ıkmışçasına, çeşitli turnuvalara
kaölan William'la yoldaşlanna, kumar-
da donuna vanncaya dek soyulmuş, ay-
yaş ve kumarbaz şair Geoffrey Cha-
ucer'ın (Paul Bettan)) de katılmasıyla
güçlenen kahramanlanmız dolu tribün-
lere ve başanya oynuyor, daha sonra-
sındaysa ülkelerine dönüp Londra'da-
ki turnuvayı (Adhemar'ı yenerek) ka-
zanıyorlar, Qusen'in ünlü "WewiDrock
you" şarkısıyla "British rock sound"u
eşliğinde gümbür gümbür.
Senarist-yönetmen Brian Helge-
land'ın MTV tarzı. klipimsi anlatımı.
görsel bakımdan renkli bir cümbüş kı-
vamına erişiyor. Dekor, kostümlerin-
den müzik-görüntülerine ve oyunculu-
ğuna kadar belli bir düzeyi tutturan,
A Knight's Tale / Yönetmen,
Senaryo: Brian Helgeland
Kamera: Rlchard Creatrex /
Müzik: Certer Burvvell /
Oyuncular: Heath Ledger,
Rıtfus Sewell, Paul
Bettany, Shannya
Sossamon, Mark Addy,
Alan Tudyk, Scott Handy,
Laura Fraser /
ABD 2001 (WB)
rock gitarlan eşliğinde mızrakları to-
kuşturan bu komedi-aksiyon soslu, ta-
rihsel fonlu, romantik şövalye masalı-
nı seyretmek bize ilaç gibi geldi, doğ-
rusu. Neşeli, şamatalı dakikalargeçir-
dik.
Günümüzde tüm dünyaya yayılmış
futbol tutkunluğunu, coşkulu stadyum
atmosferini çağnştıran bir yaklaşımla
ele alınmış, ortaçağ şövalye turnuvala-
n fonunda geçen bu canlı, esprili. ke-
yifli film, çok önemli ve anlamlı değil-
se bile, bizce haftanın en iyisi.
Sinemanın öteden beri eserlerini
yağmaladığı, yazdıklan beyaz perde-
de kapış kapış, giden, yüzyıllann en
büyük senaristi (en son "Shakespeare
in love"la gençliği de film konusu ya-
pılan) Shakespeare'den sonra Îngiliz
edebiyatının bir başka büyüğü olan
Ghaucer'ı da kalender, sevimli, cana-
yakın bir derviş şair olarak karşımıza
getiren Brian Helgeland'ın "Şöval-
ye"sinde Ghaucer'ı canlandıran Paul
Bettany'nin performansınaysa diye-
cek yok.
Sonunda prens Edvvard tarafından
şövalye yapılan Sör William rolündeki
Heath Ledger'ın da önü açık, geleceği
parlak. Deneyimli Rufus Sewell de her
zamanki ustalığıyla çekici bir kötü
adam kompozisyonu çizerek, "aşkm
taktığı kanatlarla uçan" genç Willi-
am'a kök söktürüyor baştan sona.
İZLEYİCİ GÖZÜYLE / ERDAL ATABEK
Kod Adı Kıhçbahğı...
Pazar günü izlediğimız film-
de bir helıkoptere asılı otobü-
sün havada gökdelenlerin ara-
sında gezdirilmesi sinemanın
dehşet verici aksiyonlan ara-
sında yer ahyordu. Salı günü
ise bu filmi çok genlerde bıra-
kan daha büyük dehşet sahne-
leri yaşanıyor, Now York'un
sembolü olan ikiz kulelere çar-
pan uçaklann ardından patla-
malarla sarsılıyor, inanamayan
bakışlar önünde çöküyordu.
Dünyayı sarsan iki saatin ar-
dından artık hiçbir aksiyon fil-
mi bu dehşetı yaşatamaz duru-
ma geliyordu. Amerika belkı
de dünyaya izlettiği dehşet
filmleriyle akıllara getirdiği
pek çok entrikanın bu kez kur-
banı mı oluyordu? Belki de.
"Kod AdİKıhçbauğı'', vata-
nı ve dünyayı kurtarmaya çalı-
şan bir "derin örgüfün, çalış-
malan için bulması gereken
parayı
u
dava için her şey yapı-
hr" mantığmı uygulayarak
bankalardan soymak için yapı-
lan planın öyküsü. Bir Ameri-
kan senatörü, örgütün legal ya-
nını, örgütün gizli lideri de il-
legal yanını temsil ediyor. Eli-
ni klavyeye dokundurması suç
sayılan ceza almış bir eski
"hacker"ı, sorunlannı çözme
ve 10 milyon dolar verme va-
adiyle işin içine sokuyorlar. ts-
tediklen, Cal-Techde (Califor-
nia Instıtut of Technology) öğ-
renciyken oluşturduklan bir
"bilgisayar solucanı" yoluyla
bankadan on-line soyacakları
9 milyar dolan saklamak. Ör-
gütün gizli lideri olan Gabriel
(John Travolta), adamlan ara-
sında efsane. Lüks mekânında
güzel kadınlar ve acar adamla-
nyla olayın tümüne egemen.
Getirdiklen eski hacker, Stan-
ley (Hugh Jackman) sorunlan-
nın çözülmesi yanında (kızını
yeniden görmek. parası ol-
mak vb.) silah tehdıdiyle
de karşılaşınca par-
maklannı klavyede
gezdirmeye başlıyor.
"Hacking'* olayı özün-
de bir şifre kıncıhğı yo-
luyla bilgisayar kullan-
mada ustalık derecesınin
kanıtlanması. "tşte,koru-
duğunuz yere girdim, çün-
kü ben bü\iik ustayınT dı-
yebilmek. Küçük çocuk-
lann gizli bilgilere ula-
şıp da imzasmı bırak-
ması olayı da bu. Ama sonra-
dan değişik amaçlar için kulla-
nılan bu "on-line beceri" çeşit-
li suç örgütlerinin de kullandı-
ğı yöntemler arasında yerini
alıyor. Eski hacker Stan, sihir-
li parmaklannı konuşturarak
"sanal solucan"ı saklandığı
yerden çıkanp yeniden oluştu-
ruyor. Bankadaki 9 milyan da
çekmeyi başanyor. Ancak bir
ihanete uğrama olasılığına kar-
şı paranın bölüştürüleceği ban-
kalar arasında hiç durnıayan
bir para dolaşımı sağlayarak
paranın çekilışini önlüyor. Da-
ha sonrası artık fihni izlerken
görülmesi gereken olaylar.
Donünic Sena, yönettiği fil-
mi entrikaya dayalı bir aksiyon
filmi olarak düşünmüş. Aksi-
yon filmlerinin akla gelen pek
çok öğesini de kullanmış. Va-
tanı kurtarmaya çalışan gizli
örgüt, işin içindeki bir senatör,
ünlü bir hacker, güzel kadın-
lar, gökdelenler arasında gezi-
nen otobüs, bedenine patlayıcı-
larbağlanmış rehineler vb. Bü-
tün bunlar filmi türiinde önem-
li bir yere koymaya yetmiyor.
Sonuçta heyecanla izlenen,
entrikası vasat bir filmle karşı-
laşıyorsunuz. Hele de ikiz ku-
lelerin uçak çarpmalanyla,
patlamalarla çöktüğünü izle-
dikten sonra
aksiyon film-
leri kendini
nasıl yenile-
yecek ba-
kalım?
KEDİGOZU
VECDt SAYAR
Kan Sporu
Önce Istanbul sarsıldı, ardından New York, Was-
hington...
Üzeyir Garih cinayetinin, Taksim'deki "canlı
bomba" eyleminin acısı henüz taptaze iken tele-
vizyonun başına çakılıp kaldık.
Gündemimizden hiç eksilmeyen şiddet, gene
baş rolde. Üstelik, bu kez finans kapitalin kalbin-
de...
Böylesine insanlık dışı bir saldırıya karşı tüm
dünya infial içinde. Köşebaşındaki bakkalın göz-
lerindeki gülümsemeye, çember sakallı taksi şo-
förünün mutluluğuna gelince, onlar da bir gün an-
layacaklarelbet, "şiddet"\en medet ummanınyan-
lışlığını.
Dünyanın dört bir köşesinde, Amerikan halkının
acısı paylaşılırken Amerika'nın bu saldınya nasıl bir
yanıt vereceği merakla bekleniyor (Belki de, siz bu
satırian okurken ekranlarda yepyeni, kanlı-canlı
bir "aksiyon filmi"n\ izliyor olacaksınız ve "iyi
adamlar"m "kötülen imha etmelerine -istemese-
niz de- tanık olacaksınız). Bu merakta, Hollyvvo-
od'un bizlere "hediye ettiği" görkemli "aksiyon"
filmleri ile beslenmiş bilinçaltımızın rolu var mıdır,
acaba? Dünyanın merkezine yönelen saldınlan,
dünyayı kurtaran adamlan o kadar çok izledik ki,
şimdi sormadan edemiyoruz: "Sanatmı taklitedi-
yor hayatı, yoksa hayat mı sanatın peşinden gidi-
yor?"
Saldınyı kimin ya da kimlerin planlamış olabile-
ceği konusundaki spekülasyonlann sonu gelmiyor.
Devlet büyükleri terorizme karşı daha ciddi ön-
lemler alınması gerektığinı vurguluyor (Turkçesi:
Şiddeti önlemek için daha fazla şiddet gereklü). A-
ma, kimseler şu soruyu sormuyor: Şiddet nasıl ol-
du da böylesine egemen oldu dünyamıza? Şidde-
tin bu denli tırmanmasında kımselerin suçu yok
mu? Yoksa bir bumerang gibi, dönüp sahibini mi
vuruyor şiddet? Frankeştayn, kendini yaratan güç-
lerden intikam mı alıyor?
Yoksa, hayatımıza "mahsustan m/"sokuldu bu
fılmler, şiddeti "olağan kılmak", "evcilleştirmek"
için? (Şiddet filmlerini her allahın günü, "reyting"
belası karşımıza getiren medya, "şiddet"] telin et-
miyor mu, çok gülüyorum. Bu akşam -çarşamba-
esaslı bir film daha koymuşlar: "Kan Sporu 3". Ta-
bii, harekât başlamış olursa, o zaman "hakikisini"
seyrederiz...) Amerika'daki saldınyı planlayanla-
nn, Hollyvvood'dan ilham almadıklarını söyleyebi-
lir misiniz? Inancı, siyasal göruşü ne olursa olsun,
kendini bir "ideal" adına "feda eden" insanlann sa-
yısının giderek artmasında, Hollyvvood'un hiç mi
hiç payı yok?
Bu yazıyı 12 Eylül'de yazıyorum. Nice acılara
neden olmuş, nice masum insanı mağdur etmiş
bir askeri darbenin yıldönümünde. Dün de, bir
başka darbenin yıldönümu ıdi. Şili'de uyguladığı
şıddetle, dünyanın bellı başlı cellatlan arasına gir-
meyı hak eden Pinochet'nin kanlı darbesinden
bu yana tam 28 yıl geçmiş... Böylesine karanlik bir
günde, bir umut ışığına ihtiyacımız var diyorsanız
gelin Nâzım'dan bir şiir okuyalım hep birlikte. Şi-
irinadı: "Belki Ben".
Belki ben
ogünden
çok daha evvel;
köprü başında sallanarak
bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım.
Belki ben
ogünden
çok daha sonra;
matnış çenemde ak bir sakalın izi
sağ kalacağım..
Ve ben
ogünden
çok daha sonra;
sağ kalırsam eğer,
şehrin meydan kenaıiannda yaslanıp
duvartara,
son kavgadan benim gibi sağ kalan
ihtiyahara
bayram akşamlannda keman
çalacağim..
Etrafta mükemmel bir gecenin
ışıklı kaldınmlan
ve yeni şarkılar söyliyen
yeni insanlann
adımlan..
vecdisayar(â yahoo.com
Onhan Kemal roman ödülü
başvuruiarı başladı
• Kûltür Servisi - Orhan Kemal Roman
Armağanı'nın 2002 yılı katılım süresi başladı.
2001 yılı içinde yayınevleri taranndan ilk kez
yayımlanmış tüm romanlara açık olan
armağanın son katılun süresi 31 Ocak 2002
olarak belüiendi. 2001 yıhnda 'Sıcak Külleri
Kaldf romamyla Oya Baydar'm kazandığı
ödülün seçici kurulu Konur Ertop, Tank
Dursun K., Tahsin Yücel, Yıldınm Keskin,
Naim Tirali, Feridun Andaç ve Ü. Kemali
Öğütçü'den oluşmaktadır. Yanşmaya katılmak
isteyen yayınevleri daha ayrıntılı bilgiyi Orhan
Kemal Kültür ve Sanat Merkezi'nden ve 292
92 45 no'lu telefondan alabilirler.
BUGÜN
• İŞ SANAT'ta 'Macera-Gerilim Başjaprtlan'
başlığı altında David Fincher'in yönettiği
'Seven-Yedi' adlı film izlenebilir.
(0 212 316 15 77)
M FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat
16.00'da OKvier Assayas'm yönettiği 'Duygusal
Yazgılar' adlı film gösterilecek.
(0 212 244 44 95)
• SEYMENLER PARKI KÜLTÜR VE
SANAT GÜNLERİ'nde saat 21.00'de Athena
konseri dinlenebilır. (0 312 428 85 05)
• GENDAŞ KÜLTÜR'de saat 18.00-21.00
arasında Emin Karaca'nın imza günü yer
&\acak. (0 212 527 10 20)