Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H.ÜL 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DUNYA BARIŞ GUTNU
erneği Davası sanıklanndan Gazalcı ve Isvan: 'Barış için çabagöstermekgerekir'
YatınminsanayapılmalıBAİUŞDOSTER
Banş Derneği Davası'nda büyük
acılar çeken, bedel ödeyen ve banş
ıçin emek vermeyı bugün de sürdü-
ren Eğıt-Der Genel Başkanı, CHP
Partı Meclısı Üyesı MustafaGazal-
cı ıle Reha İsvan. davanın 12 Ey-
lül'ün banşa olan bakışını ortaya
koyduğunu bir kez daha anımsattı-
lar.
1982-83 yıllannda bir yü ceza-
evinde kalan Gazalcı, banşın sürek-
li çaba, sürekli savaşım isteyen bir
kavram olduğuna dıkkat çekti. Ba-
nş tohumlannmailede, okulda, dev-
• 1982-83 yıllannda bir yıl cezaevinde kalan Gazalcı, banşm sürekli çaba, sürekli
savaşım isteyen bir kavram olduğuna dikkat çekti. Gazalcı, banş kültürünün
yaygınlaştmlması için sanatçılara büyük görev düştüğüne dikkat çekerek, yatınmm
öncelikle insana ve kültüre yapılması gerektiğinin altmı çizdi.
lette, yerel yönetimlerde, demokra- sanatçılara büyük görev düştüğüne Eğıtimde hâlâsavaş kışkırtıcüığı ya-
tik kitle örgütlerinde, kısacası yaşa-
mın her anında ve alanında ekilme-
sigerektigine değmen Gazalcı, *Sa-
vaşın acılan, neden olduğu yıkun ve
vanşet, bıraknğı izkr daha iyi anla-
şıhr ve anlaükrsa, banşın erdemini,
gerekliüğiru \eöneminiinsanlara bd-
letmekkolaylaşır. Banşın değeri da-
ha iyi anlaşıhr" dedi. Gazalcı, banş
kültürünün yaygmlaştmlması için
dikkat çekerek, yatınmın öncelikle
insana ve kültüre yapılması gerekti-
ğinin altını çizdı.
Ülkemizin, ne yazık ki banş kül-
türünden uzakta yaşadığını, düşün-
cesinden dolayı hapse atılan, hatta
katledilen aydınlann toplumun yü-
reğinı yaraladığını ifade eden Ga-
zalcı, Türkiye'yi yönetenlerde banş
kültürünün az olduğunu ifade etti.
pan, şıddetı kutsayan, erkek egemen
biranlayışın egemen olmasındanya-
kman Gazalcı, yıllarca süren Banş
Demeği Davası'nın, 12 Eylül faşiz-
mınin, aynen TÖB-DER ve DİSK
davalan gibı, ülkemizdeki sömürü-
yüvehaksızlıklan örtbasetmekiçin,
zorlama yöntemlerle açtırdığı dava-
lardan biri olduğunu anlattı. Dava
sürecine ilişkin amlannı "Banş Zin-
Yargı öniine çıkan banş savaşçıları
Banş Dernegi, 1977 yüında emekn Büyükelçi
Mahmut Dikerdem başkanhğvnda çok sayıda
yazar. siyasetçi ve bitim adanu taraftndan
kunıklu. Ancak, 1982 yüında derneğin
yöneticüeri ve üyeteri hakkında TCK'nin 141.
maddesi uyannca dava açıkn. İstanbul
Sıkıyönetim 2. Numarah Askeri
Mahkemesi'nde görülen Banş Derneği
Davası'nda, Genel Başkan Mahmut Dikerdem,
eğitimci Reha İsvan, gazetemiz yazartan An
Sirmen, Erdal Atabek, Prof. Dr. Mctin Özek,
Gencay Şaylan, Harun Aykut Göker, Tahsin
Usluoğlu, Hanık Tosun, Şefık Asan, Aybars
Ungan, An ErolTaygun, Ergun Elgjn. Orhan
Taylan. Hüseyin Baş, Nedim Tarhanu Nurettin
Yümaz ve Ataol Berhamoğhı TCK'nin 141/1.
maddesi uyannca 8'er yü ağn- hapis cezastna
çapnnldı. Eski İstanbuİ Barosu Başkanı ve
denıek yöneticilerinden Orhan Apaydın, Niyaz
Daryancı. Prof. Melih Tümer, İsmaü Hakkı
Öztorun Be Gündoğan Görsev'e de 5*er yü
hapis cezası vcren mahkeme, Mustafa Gazakı,
KemaJ AnadoK Medet Serhat, Uğur Kökden
ve Semra O7.damar'ın beraatlannı
karariaşnrdu TCK'nin 141. ve 142.
maddesinin kalkmasıyta Yargrtay'da bulunan
dava da düştü.
ciri" adlı kitabında toplayan Gazal-
cı şöyle devam etti: "TCK'ninünlü
141 ve142.maddeterikalkınca,kimi
bir yü, kimi üç yü yatan tüm tutuk-
lular aklandL, dava Yargrtay 'da düş-
tü. Zaten zoraki yaratünuş olan bu
davaıun amacuaydınlan susturmak,
sindirmek ve korkutmaktT
İsvan'ın Isyanı
Dava nedeniyle 38 ay tutuklu ka-
lan Reha tsvan ise banş kültürünün
sadece ülkemizde değil, dünyada da
şu an için egemen olmadığını, hatta
"daha da beter oMuğunu", ama ba-
nşa özlem duyan insanla-
nn daçalışmalannı sürdür-
düklerinı belirtti. 76 yaşm-
da olduğunu ve banşın
egemen olduğu bir dünya-
yı göremeyece|ini bildiği-
ni vurgulayan İsvan, tt
Da-
va öncesinde bizi tutukla-
yanlar. dava sonrasında bi-
zi salrverenler, niçin tutuk-
layıp, neden salıverdikleri-
ni anlamadılar. Çünkü
hem Romanof hanedam
taraftan olduğumuzu öne
sürüyor,hem debizikomü-
nistükk suçhıyorlardı. Du-
ruşmalardan birinde bana
soru sorulunca, ben de bu
saptamayı yapnm. beni ne
3e suçladıklannın betli ol-
madığuu, bu üd farkh suç-
lamanın birbirinin zrttı ol-
duğunu anlaranT dedi.
Davanmtutarsızhklar ve
komıkliklerle dolu olduğu-
na dikkat çeken İsvan, ba-
şından geçenbir olayı şöy-
le anlattı:
"Bir gün beni arabaya
bindirip bir yere götürü-
yoriardı. Şoförün yanında
bir subay. arkada, sağunda
vesotumdabirer asker var-
dı. Hepsi de suahu\du hat-
ta sanınmaskerierin tüfek-
ierininucuna süngütakıhy-
dı. Bir pazar yerinin önün-
den geçrvorduk, ön tezgâh-
larda karpuz vann. Subay,
arabayı durdurtarak, ara-
badan indi ve karpuz seç-
meye başladı. Karpu/lar
ağırgelincedeaskerîeri ça-
ğınp, bagaja taşunak için
yardımcı olmalannı istedi.
Askerler de, tüfeklerinden
birini sağ elime. birini de
sol elime tutuşturup, ara-
badanindilervekarpuz ta-
şunaya başladüar. Herkes,
bizimmasum olduğumuzu
ve davanın açüış amacuu
biliyordu''
Demokrasi platformu ve sivil toplum kuruluşlanmn deklarasyonu
Insanlarııı ortak geleceği
An Urvi'nin 'Banş DerneğiDav^a' i
olarak çizdiği karikatür.
Kaduıın rolü
çok büyük
İstanbuİ Haber Ser-
visi - Toplumsal banş
sürecine katkıdabulun-
mak ve Batman'daki
kadınlarla "bir araya
gehnek" amacıyla böl-
geye giden Kadın Da-
yanışma Grubu, banşı
oluşturmadakadınlann
çok önemlı bir role sa-
hipolduğunu belirttiler.
Sosyolog Puıar Se-
lek, banşın, "farkuhk-
lara rağmen bir arada
yaşa\abilme kültürü"
olduğunu söyledi. Bü-
tün bir toplumun banş
sürecine katümasv ge-
rektiğini düşündüğünü
ifade eden Selek, "Ka-
duüar da toplumsal ya-
şama, renklerini akita-
büirierse, Türkiye'1
de
tüm dünya için örnek
savTİabilecek bir dene-
yimyaratdmışolur'' di-
ye konuştu.
Tiyatro oyuncusu Jü-
üde Kural ise u
l Eylûl
bir simge ama bunun
derinüğineinmek,ülke-
mizdedeçokihtiyaçdu-
yulan banş için bugün
yeniden \« yeniden dü-
şünmemiz,yahnzcadü-
şünmekte yetinmeyip
bir şeyler deyapmamız
gerekiyor'' dedi.
HaberMerkezi-Ülkelerin sa-
vunma ve sılahlanmaya milyar-
larca dolar harcamasırun dünya
banşuu tehdit ettiği vurgulana-
rak, insanlann ortak geleceği-
nin banşa bağlı olduğu belütil-
di. Diyarbakır, Mardin, Bitlıs,
Malatya, Şanlıurfa, Ağn, Siirt,
Gaziantep, Batman, Van, Tun-
celi, Elazığ, Muş, Bingöl, Adı-
yaman, Erzıncanve Kahraman-
maraş demokrasi platformu ve
sivil toplum kuruluşu temsilci-
leri, Diyarbakır Büyükşehiı Be-
lediyesiMehmet AkifErsoy Ti-
yatro Salonu'nda birarayagele-
rek 1 Eylül Dünya Banş Günü
nedeniyle ortakbir deklerasyon
yayımladı.
Açıklamayı okuyan Tes-iş 1
Nolu Sendikası Dıyarbakır Şu-
be Başkanı Ati Öncü, banşın
tüm yurttaşlarda olduğu gibı
kendilerinin de talebi olduğunu
ifade etti. Banşın yurttaşlann si-
yasal, ekonomik ve kültürel
haklannı serbestçe kullanması
vekamuyönetimine farklı kim-
likleriyle tam katılabilmesi ol-
duğtınuvurgulayan Öncü, ''Ba-
nşa sahip çıkmak; demokrasi-
ye, siyasâl ve ekonomik kalkın-
maya.hakveözgürlükkre,kısa-
cası geleceğe sahip çıkmaktır"
dedi.
Çatışma ortamının iki yü ön-
ce sona erdiğine dikkat çeken
Ali Öncü, Kürt sorununun çö-
zümüne ilişkin adnn atılmadı-
ğını ve demokratik yöntemlere
başvurulmadığını söyledi.
23 yıldır devam eden OHAL
1 Eylül Banş Cunünün tarîhçesi
2. Dünya Savaşı
y
nut
başiadığıgün
İstanbuİHaber Servisi- Birleşmiş Mületier (BM), dünya
tarihinin en kanlı savaşlanndan biri olan 2. Dünya
Savaşv'run başladtğı 1 Eylül'ü, yarattığı acılan unutturmak
ve bir daha yaşatmamak için 1984 yümda Dünya Banş
Günü ilan etti. Ancak dünyanın faşizmle tanıştığı en kanlı
savaşm ardmdan 62 yıl geçmesine karşrn banş,
amaçlandığı, özlendiği gibibir dünya kültürü haline
gelemedi. 1 Eylül 1939'da Alman ordulan, Nazi
Almanyası'nın lideri AdolfHitierin hayallerini
gerçekleştirmek üzere Polonya smınnı geçerek 2. Dünya
Savaşı'nı başlattı. Mussouni yönetimindeki Italya ile
Japonya, Hitler'in yanvnda yer aldı. Avrupa'yı yerle bir
eden ve Yahudi soykınmma neden olan savaş, Sovyetler
Birliği, Amerika, îngiltere ve Fransa'nm oluşturduğu
müttefık devletlerin yengisiyle 1945'te sona erdi. Savaştan
sonra dünya yenidenpaylaşıldı ama ülkeler savaşta tanık
olduklan dehşetinbir kez daha yaşanmaması içinkahcı
banşın formüllerini aradılar. 1 Eylül Dünya Banş Günü, bu
arayışın sonucu olarak gerçekleşti.
uygulamasına sonverilmesi ge-
rektığini ifade eden Öncü. Do-
ğu ve Güneydoğu'dan sürgün
edilen kamu göre\ lilerinın geri
dönüşlerine olanak sağlanması-
m istedi. Öncü, şöyle devam et-
ti:
" Yenibir demokratik ve srvil
anayasa hazırlanmah. Eylül
ayında TBMM'de görüşülecek
değişikfik paketine dil. >aym ve
düşünceyi ifade yasağına üham
kaynağı olan anayasanm 26,27,
28,42 maddeleri ekknerek kal-
dınlmaİKİır. Ölüm cezası hiçbir
şarta bağlanmaksran tümden
kakhrümah,düşünceveifadeöz-
gürlüğü önündekiengeBerkakh-
rumahdır. Koruculuk sistemine
son verümeli, rehabüite ve istih-
damiçingerekliortamhazuian-
nıahdır. Geri dönüşler her türiü
teşvikten yarariandınlarak iste-
ğe bağb olarak sağlanmalıdır.
Rolü ve rütbesi ne olursa olsun
insan haklan ihlalini gerçekleş-
tiren kamu görevnlerinin terfi
edihnesigeleneğine son verilme-
si, yargüama sürecine olanak
sağlanmabdırT
Paralar silaha gidtyor
İnsan Haklan Derneği (ÎHD)
GenelBaşkan Yardımcısı Yusuf
Alataş. yoksullugun hüküm sür-
düğü dünyada, kaynaklann bü-
yük bir kısmının silah üretimi-
ne harcandığmıbildirerek, "Bu-
gün. geçmişte olduğundan çok
daha fazla insanhğm ortakgele-
ceğibanşa bağhdır" dedi. Banş
talebinin karşısında büyük bir
ekonomik güç ve ordularla si-
lahlı çetelerin yer aldığma dik-
kat çeken Alataş. "Bugün, geç-
mişte olduğundançokdaha faz-
la,insanhğınortakgeleceğiban-
şa bağlıdır. Banş derkenyahnz-
ca insan haklannın korunması-
nm zorunlu bir koşulunu değil,
insanhğm ve yeryüzü varhğun
sürdürmesinin zorunlu bir ko-
şulunu talep ediyoruz'" diye ko-
nuştu.
Türkiye Barolar Birliği Baş-
kanı Ozdemir Ozok, Türki-
ye'de. "iç banşm cidditehdit al-
tinda" olduğunubelırterek, "Et-
nikve dinselnedenlere dayanan
bölücülüğün yanında, mali ve
ekonomik krizler birtik ve bü-
tünlüğümüzü tehdit etmekte-
cBr" dedi.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
75 Yaşındaki Devrimci...
Fidel Castro 75 yaşında. 13 Ağustos 1926'da
doğduğuna göre geçtiğimiz Ağustos ayında 75.
yaşını tamamlamış oluyor. 26 Temmuz 1953'te
Santiago'daki Moncadakışlalannasaldınyı örgüt-
lediğinde 27, bundan altı yıl sonra diktatör Batis-
ta'yı devirerek Küba'nın yönetimini ele geçirdtğin-
de 33 yaşındaydı. Bir avuç devrimci arkadaşıyla
kazandığı bu başan kuşkusuz ki mucizeydi. Fakat
daha büyük mucize, ülkesiyle birlikte 20. yüzyılın
çetinyollanndangeçmeyi başaran bu devrimcinin
bugün yine Küba'nın önderi olarak 75. yaşını, Kü-
ba Devrimi'nin de kırk yılı aşkın bir süreyi geride
bırakmışolmasıdır...
•••
Bizim kuşağımızın yıldızı Castro değil, Gueva-
ra'dır. KübaDevrimi'niAfrika'yavetüm Latin Ame-
rika'ya taşımak isteyişi, Bolivya'daki ölümü ona
gelmiş geçmiş bütün devrimlerin belki de en ünlü
şehidi olma özeüiğini kazandırdı. O yıllarda Fidel
Castro çoğumuzun gözünde biraz da kurulu dü-
zenin savunucusu gibıydi. Aradan geçenyıllar Gu-
evara'nın çekiciliğini azattmadı. BunakarşılıkCast-
ro kişiliğinin çizgileri daha belirginteşti. Elde edil-
miş devrimci kazanımlan korumanın anlamı daha
iyi anlaşıhroldu. Bu sonuç, Fidel Castro'nun, dev-
rimci romantizmin çok ötesinde ve üstünde, gü-
nümüz dünyasında daha derin anlamlar kazanan
kişiliğiyle doğrudan ilintilidir...
• • •
Castro ve arkadaşlanyla Sierra Maestra dağla-
nndakigerillagünlerini "The New YorkTımes" mu-
habiri olarak paylaşan HertoertL. Matthews 1970
yılında yayımlanan "Castro" biyografisine "Küba
Devrimi Fidel Castro'nun devrimidir" diye başlı-
yor... Bir devrim, tek bir kişinin, önderin kişiliğiyle
özdeş tutulabilir mi? Böyle bir özdeşlik devrimin
gerçekliği ve kalıcılığı konusunda kuşku uyandır-
maz mı? Söz konusu biyografınin sonraki sayfa-
lanndaki cümleler girişteki değertendirmeyi ta-
mamlıyor. "Fidel Castro bir rastlantı (kaza) değil-
di ve değildir. Hiçbir şey onun bir hilkat garibesi
ya da Küba göklerinde partayarak hiçlikte sönüp
giden bir göktaşı olduğunu düşünmek kadar ya-
nıltıcı o/amaz." Kitabının yayımlanışının üstünden
geçen otuz yıllık süre, Castro ve arkadaşlanyla
devrimci eylemlerinın ilk günlerinde tanışan Ame-
rikalı gazetecinin tanısını doğruluyor...
•••
Castro ve Küba, medyanın değişmez ilgi alan-
lanndan biridir. 75. doğum yılı nedeniyle bizim ba-
sınımızda da ilginç yazılar yayımlandı. Gazetemi-
zin Pazar ekindeyayımlanan yazısında Engin Aş-
kın, Küba devriminin "karizmatik" önderinin kişi-
liği konusunda önemli ipuçlan olabilecek, aynı öl-
çüde de şaşırtıcı ve düşündürücü bilgiler veriyor-
du: "Küba'da Devlet Başkanı Fidel Castro'nun
adını taşıyan tek bir cadde yoktur. Yontuya da anı-
tı da yokturFidel'in. Ülkenin parası olan 'peso' üs-
tûnde de resmi görülmez... 13 Ağustos'taki do-
ğum günü, resmi tatil değildir. Kûba'da dört bir
yönde iki ulusal kahramanın (otoğraflan ve yontu-
lan izlenir... Che Guevara ile Camilo Cienfu-
egos'un yüzleri bitimsiz bir simge olmuşlardır..."
•••
Herbert L. Matthews'in şu günlerde yeniden
okumaya koyulduğum 1970 tarihli "Castro" bi-
yografısinde Castro yönetimi "Küba'nın gördüğü
ilk dürüst hükümet" olarak adlandınlıyor... Ameri-
kalı gazetecinin sözleriyle, "Küba tarihi Ispanyol
sömürgeciliğidöneminde ve 1898'deki bağımsız-
lıktan beri kesintisiz bir siyasal ve ekonomik yol-
suzluk (rûşvetçilik, ahlâksızlık) sürecidir. Gelecek
ne getirirse getirsin Kübalılar Fidel Castro'nun
ABD ya da Isviçre'de depolanmış paralan olma-
dığını ve selefi General Fulgencto Batista ve
uşaklan gibi yabancı bankalardaki yüz milyonlar-
ca dolar ya da Florida'daki mülk karsılığında hiç-
bir zaman satılmayacağını bilmektedirler.'' Dev-
rimden kırkyıl, yukardaki sözlerin söylenişinden o-
tuz yıl sonra da Castro ve Küba devrimi lekesiz
kimliğini koruyor.
•••
Fidel Castro 75 yaşında. Bu yaşam, hayatta ka-
larak devrimci degeıier için mücadeleyi sürdür-
menin, kimi kez devrim için ölmekten daha da çe-
tin bir iş olabileceğini kanrtlıyor...
ataol b(5 cumhuriyet.com.tr
Anlasma imzalansın'
Mayınsız bir
Türkiye kampanyası
tstanbul Haber Ser-
visi - "'Mayınsız bir
TürkTye" kampanyası
proje koordinatörü
Mehmet Balcı. Maym
Yasaklama Anlaşma-
sı'nın Türkiye tarafın-
dan imzalanmasım ve
TBMM'ce onaylan-
masım istedi.
"Maymsız Bir Tür-
kiye" kampanyası kap-
samında, her yıl bin-
lerce insanın ölümüne
neden olan mayınlarla
ilgili bir broşür hazır-
landı. 2000 yılına ait
mayınlarla ilgili dün-
yadan anahtar bulgu-
lann. 1997 yümda Ot-
tavva'da imzaya acılan
"antipersonelmaynüa-
nn kullanınu, depolan-
ması, üretimi ve trans-
ferinin yasaklanması
ve bu ma\"inlann yok
ediimesi üzerineanlaş-
ma"nm hükümlerinin
yer aldığı broşürde
mayınlann etkileri de
anlatılıyor.
Yazılı bir açıklama
yapan proje koordina-
törü Balcı, broşürün
"ne zamanneredepat-
layacağı bilinmeyen
serserimaynüara"kar-
şı olmaktan başka bir
amacı ohnadığıru bü-
dirdi. Balcı şunlan
kaydetti:
u
Antipersonel kara
maynüar, 'serseri ma-
yınlar',ne savaşkazan-
dırnnşlarne de kaybet-
tirmişlerdir. Ama her
yerde on binlerce ma-
sum insanın hayatnu
karartmışlardır. Tür-
kiye de bu süahtan do-
lavıçokcanvemalkay-
betmiştir.Bukaşbason
vermek ve insanlann
daha huzuriu ve emni-
yet içerisinde yaşama-.
lan için bu kampanya
başlatümışür." Balcı,
1997 Mayın Yasakla-
ma Anlaşması'nın
TBMM'dengeçirihne-
sini istedi.
Türkiye, anlaşmay
imzalamayan 53 dev
let arasında yer alıyoı