Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: tbrahim
Yıkfaz • Yazıışlen Müdûrü: Safcn
Alpasbu # Sonımlu Müdür
Fikret tllûz • Haber Merkezı
MüdüriL Hıkaa Kara
lstıhbarat: Ceagiz Yıhhnm • Ekonomı: Özfem Yizak
• Kültür: Handan Şeoköken • Spor: Abdülkadir
YiccImiB • Makaleler: Sami Karaören •
Dûzeltme: Abdullah Yazıcı • Bilgi-Belee: Edibe
Bağra 0 Yuıt Haberieri: Mehmet Faraç # Avnıpa
Temsilcisi: Giray Öz
Yayın Kunılu: tlkan Sdçuk
(Başkan), Orhsm Erioç,
Hikmet Çetinluıya, Şükran
Soner, tbrahim Yıldız,
Orkan Borsab, Mustafa
Balbay, Hakan Kara.
Ankaıa Temsilcisi: MusUfa Balbay Atatüık Bulvan No:
125, Kat.4, Bakanlıklar-Ankaıa Tel: 4195020 (7 hat), Faks:
4195027 • Izmır Temsıkisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv.
1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4419117 • Adana Tem-
sılcısı Çetin YiğeDoflu, lnöoüCd 119 S.No:l Katl.Tel:
363 12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Müdûıû: Erol
Erknt 9 Koordınatör:
Ahmet Komlsao • Mu-
hasebe Bölent Yener •
İdare Hüseyia Görer
• Satış: Fazilet Kaza
MEDVA C: • Yönetim Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Cübia
Erdanuı • Koordınaıör Refca
Ipteaa • Gend MüdürYanhmcısı:
SevdaÇobu Tel: 514 07 53 - 513
95 80 - 51Î846041. Faks. 5138463
yy aa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıbk A.Ş.
Tbkocagı Cad 39/41 Cagaloglu 34334 IsUnbul PK. 246 - Sükecı 34435 tsunbul
Td. (0/212) 512 05 05 (20 hal)
Faks: (0/212) 513 85 95 www.cumhuriyetcom.tr 12 AĞUSTOS 2001 Imsak: 4.22 Gûneş: 6.04 Öğle: 13.16 tkindi: 17.05 Akşam: 20.16 Yatsı: 21.49
G L f N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Toplumun desteği? VVashington acaba neter sez-
cf ya da olumsuz neler saptadı ki; programa toplu-
mun desteğindeki önemin altını çiziyor?
Bimizde böyte bir saptamaya yanrt ofabilecek ni-
tefikte tek araç kamuoyu araştırmalan.
Strateji Mori, kamuoyu araşbrmaJan yapan kuruluş-
lann önde gidenleri arasında.
Çok değil bir hafta önce, bir TVde Strateji Mori;
IMF'nin üzerinde durduğu konularta ilgili bir araşbr-
mamn sonuçlannı açıkladı.
Araştrma, ekonomik programa haikın desteğini:
"Temmuz aymda haikın yûzde 76'sı programın ba-
şanlı olacağına inanmıyor diye özettedi.
Yüzde 76 neyi gösteriyor? "Kurtancı"diye karşıla-
nan Kemai Derviş e şubat sonlannda işbaşı yapuğı
gûnterdeki halk desteğinın beş ay sonra eridiğini gös-
termiyor mu?
Zaten IMF, halk desteğinin giderek azaldığını gör-
dü. Bu nedenle raporunda "toplum desteğinin kritik
önem taştdığım" vurgulamak gereğini duydu.
Ama hatkın sokaklara dökülmediğinden destek an-
larm çıkaran, sosyal patlamalann olmamasını haikın
programa güvendiği sonucuna bağiayan btr hüküme-
timiz var başımızda!
Oysa halkta ekonomik programa -tabii hükümete-
güvensizlik o noktaya geldi ki; aynı araştırmada sos-
yal koşullann nereye varacağı soaısuna yüzde 62
oranında katılımcı, "daha kötû olacak" yanıtını verdi.
Bu sonuçlar sosyal güvenliğin alarm verdiğini gös-
teriyor.
Bir bakıma kimi kurallar terse döndü. Yeni progra-
ma "önce gûven, sonra çözüm" söytemleriyle baş-
•anch. Fakat bugün piyasalar "önce çözüm, sonra gû-
ven" havası içinde.
Strateji Mori'yi doğrulayan bir başka sonuç Anka-
ra Ticaret Odası'nın anketinde yer aldı. "Hükümete
gûvenenlerin oranı sadece yüzde 2 oranında kaldı'
diyor.
Aynı anket "ekonomik programa karşı olaniann
yûzde 80'e" ulaştığını duyuruyor.
Yaygınlaşan virüs
Güvensizlik sadece programa ve hükümete yöne-
fk değil. Güvensizlik virüsü giderek hemen her çev-
reye, her kuruma yayılryor.
Omeğin ATO'ya göre haikın TBMM'ye güveni yüz-
de1.
Hükümet ister inansın ister inanmasın. işte, üç-dört
gün önceki cıddi ekonomi gazetelerimizden birinin
manşeti: "Ekonomi çıkmaz sokakta."
Programa güvenilmesi için haikın önce hükümete
güvenmesi gerekmez mi?
Açtngazeteleri.. hükümet ortaklan arasında oiupbt-
tenleri göz ucuyla irdelemek, yargıya varmaya yeter-
li. Böyle bir hükümetle ülkenin yüzterce sorununun çö-
züteceğine ve haikın, kendi içinde dağınık bir hükü-
mete güvenebileceğine inanabilir misiniz?
Son örnek: Hükümet ortağı Mesut Yılmaz'ın baş-
lattığı ulusal güvenlik tartışması.
Başbakan Ecevit, "Ben bu konuda söylemem. ge-
rekenleri söyledim. Bunun dışında başka bir şeyler
söytenmesi devlet açısından gereksizdir" diyor. AB
treninin kaçmadığını söylüyor. Başbakan'ın bu söz-
teri ve uyanlan Yılmaz'ın sağ kulağından giriyor, sol
kuteğından çıkıyor.
MHP'nin yargısı da olumsuz. Yılmaz'ı, "28 Şubat
sürecinde demokratik uygulamaya çanak tuttu, şim-
diaskere savaş açtı" diye yorumluyor.
Dünyada ömeği görulmemiş bir hükümetimiz var
diye yazdık geliyoruz, bunlar da yazılanlan doğrula-
yan son örnekler.
Başbakan'ı, ikinci ortağı MHP Yılmaz'a ters bakı-
yor, tam karşı davranışlar sergiliyoriar ulusal güven-
lik konusunda..
Yılmaz'ın aklından hükümetten çekilmek gelmiyor.
AB uğruna kendini feda edeceğini söyleyen Yıl-
maz..
Partisinin iktidar tutkusunu sollayarak halk adına,
halk için kendini feda ederek hükümetten çekilme
cesaretini gösterse...
Güldürmeyin insanı!
Canım SıkılıyOP .
B Boştarafi 17. Sayfada
yı boşattıyoriar. Bu işlem tasarruf amacına yönelik değil.
Boşaltılan yerlere tecrübesiz gençlerin, bazı özel banka
etemanlannın alındığı söyteniyor. Sonuç olarak, Emekli
Sandığı'nın yükümlülüklerinin artması, banka yönetimi-
nin zaafa uğraması mukadder değil mi? Ziraat Bankası
ciddi, güven veren bir kamu bankası. Yaratılan huzursuz-
luk ortamından zarar görmez mi? Mrthat Paşa'nın ve-
diası olan bu finans kalesinin durumuna gel de üzütme.
MGK asker üyeleri, bir sosyal patlama olasılığını ulu-
sal güvenliğe bir tehdit olarak değerlendiriyorlar. Biz bu-
nu 4 yıl önce dile getirmişiz. Öncelikle sosyo-ekonomik
öntemlergerek. IMF'ce onaylanan program çözüm sağ-
lar mı, göreceğiz. Bizce bu program bugünü geçirmemi-
zi sağlar. Borçlar borçlarla eda edıldikçe katlanıp gider-
ter. Ulusun kemiğini, iliğinı sömüren bu gidişin sonunda
bir gün çok daha vahim durumlan yaşayabiliriz. Rejimin
çekirdek denetim gücü halk temsilcilerimiz (milletvekil-
lerimiz) bu tehlikenin farkındalar mı? Ne yapfyorlar? Ca-
mm sıktlıyor.
Şimdi bir de ulusal güvenlik sendromu geldi günde-
me. Ulusal güvenlik tüm büyük devletlerde dikkate alı-
nan bir kavram, bir sistem. Türkiye modelinde, anaya-
sadan gücünü alan asker-sivil üst yönetim kadrosunun
buluştuğu, konuyla ilgili sorunlann.belgelerinaçıkçagö-
rüşüiüp tartışıldığı, eşgüdüm sağlandığı demokratik bir
platform. Elbette politik erk son sözü söyleyecek, uygu-
lamayı yapacak. Bunun gelişmeye engel bir yanı var mı?
Bizim bildiğimiz bu kurulun asker üyeleri, 1997'den be-
ri Cumhuriyet'in degerler sistemini, güvenlik İçinde ba-
ğımsızlığımızı koruyarak çağdaşlığı, ulusal güç unsuıia-
nnın geliştirilmesini savunuyorlar. Bunlara karşı iseniz bir
sendrorndan bahsedilebilir. Can sıkıa bir durum.
Saysam en az birkaç yüz tane can sıkıntısı yaratacak
konu çıkar. Ama burada duralım.
Oç yanı deniz, mutedil iklim kuşağında, doğanın gü-
zellikteriyle, kaynaklanyla, zengin uygariık mirasıyta, Ata-
türk gibi eşsiz yurtsever evlatlanyla; özverili, sabırlı hal-
loyla bu cennet ülkenin insanlannın kaderi can sıkıntısı
mı olmalıdır?
NOT: Bu yazı, Genelkurmay Bildirisi öncesi kaieme
atınmıştr. :
6. Rto'ya yumurtalı protesto
• tstanbul Haber Servisi - Karadeniz'e kıyısı
bulunan ülke limanlanna yapacağı ziyaretler
çerçevesinde Istanbul'a gelen ABD 6.
Filosu'nun sancak gemisi "USS La Salle'"ye
'sembolik' olarak yumurtalı protestoda bulunan
12 kişi gözaltına alındı. Beşiktaş Uçe Emniyet
Müdürlüğü'ne götürülen protestoculann
sorgulannın sürdüğü kaydedildi.
sorun îsteımyorANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-BaşbakanBütentEoevit, Mil-
li Güvenlik Siyaseti Belgesi üze-
rindekı değişiklik çalışmalannın
sonuçlandınldığını, ilgili kuruluş-
lann kanlımıyla uygulamaya yö-
nelik aynntılann önûmüzdeki sü-
reçte belirleneceğini söyledi. Ge-
nelkurmay ile ANAP arasındaki
polemiğe ılışkın "kaygüannı"
Genelkurmay 2. Başkanı Orgene-
ral Yaşar Bûvûkajut'a ilettığinı
vurgulayan Ecevit, "MGKVie
AB'yedirenişvar mı" sorusu ûze-
rine böyle bir şeyin ima yohıyla
dahi olmadığını kaydetti. Ecevit
basına yansıyan irtica raporlan
konusunda da "Baıuı gelen devlet
istihbanıt raporiarmda böyie bir
şey söz koausu değfl. Aksine, özd-
Hdee^timalanındavapüğHtuzre-
formlano etkisivfe f üridyefe ir-
tiauımetkiabıuböyökölçüdeda-
rahnıştır7
' görûşûnü dile getirdi.
Ecevit Avnıpa Güvenlik Sa-
vunma Politıkası ile ilgili olarak
AB ülkelerinin belli bir ortak an-
layışa gelmelerine karşın henüz
yeterli ilerleme sağlanamadığını,
Türkiye'nin karar mekanizmala-
nnda yer almak için direnişini sür-
düreceğini kaydetti.
Başbakan Ecevit, dün NTV'de
güncel sorulara ibşkın olarak ken-
disine yöneltilen sonılan yanıtla-
dı. Ecevit, yardımcısı Mesut Yd-
nuz'ın ulusal güvenlik konusu-
nun Milli Güvenlik Kurulu'nda
sonuca baglanamadığı yönünde-
ki sözlennın anımsaülması üzeri-
ne, "Kuruhay konuşmaanda Me-
sutYdmaz'm ulusalgüvenlik kav-
ramuun yeniden ele alınmasmı
önermesi benim için şaşırncı ol-
du" dedi. Milli Güvenlik Siyase-
ti Belgesi'nin güncelleştirilmesi
çalışmasını MGK'nin sonuçlan-
chrdığmı belirten Ecevit, önûmüz-
deki günlerde uygulamaya ilişkin
aynntılann ilgili kuruluşlarca sap-
tanacagını söyledi.
irtica yufcselmedl
Ecevit, "Böylebirsorunenyük-
sekdevletdözeyinde bağbnmış o(-
maktadır.Onuniçin neyin taroşd-
Ağmı »nlayahihngripğnjm"dedi.
Ecevit, irticanın yükseldiği yö-
nünde son günlerde basma yansı-
yan istihbarat raporlannın anım-
satılması üzerine de şöyle konus-
tu: "Bana gelen devlet istihbarat
raporlannda böyle bir şey söz ko-
nusu değjL Aksine,özeffikleeğJtim
ahuunda yapbğumz reformlann
etldsiyle Tûrkrve'de irtkanm etki
alam büyük ölçüde dandmışor.
Bundabö'değişjklikgösterenişa-
reöer de bana intikal etmiş değfl-
djr."
Genelkurmay açıklamasında
sadece Yılmaz'a yönelik değil, si-
yasete, hükümete yönelik üzücü
gözlem ve iddialann yer aldığını
anlatan Ecevit, "O bakundan ta-
bii kaygı duymam doğakhr. Ge-
nelkunnay'm özeffikle ekonomiyi
iflas noktasuıda göstermiş ounası
şaşjruaoldu. Hiçbirdevletekooo-
mideki sorunlan Oe ilgili bu tabiri
kuflanmanuşar. Bunun birtalih-
sizifade oMuğunu düşünüyorum''
diye konuştu. Ecevit, Genelkur-
may 2. Başkanı Orgeneral Büyü-
kanıt ile yaptığı görüşmede pole-
miklerle ilgili duyduğu kaygıyı
ilettiğini söyledi.
Ecevit, "MGK\le AB'vedireniş
var mı" sorusu üzerine, böyle bir
şeyin ima yoluyla dahi olmadığı-
nı kaydetti. Askeri kanattan ya da
Genelkurmay'dan böyle bir tepki
gelmediğini anlatan Ecevit, Türk
halkımn da AB üyeliğını istedıği-
ni savundu. Yılmaz'ın "ABtreni
kaçıyor" şeklindeki değerlendir-
mesinin anımsatılması üzerine
Ecevit, böyle bir kaygısı olmadı-
ğını yineledi. Bizzat Yılmaz'ın
katkılanyla Ulusal Program'ın
hazırlandığını belirten Ecevit, bu-
na hükümet içinden ve dışından
bir itiraz gelmediğini bildirdi. AB
için gereken yasal değişikliklerin
RTUK hâlâ kararsız
şrf I. Sayfada
saygı açtsından kaülımcıiann toplumun gözetimi
altmda olmadıklan zaman ve mekânlara sahip ol-
malannın zorunlu olduğunu bildirdi.
tlk olarak Hollanda'da yayunlanan "Big Brot-
her" adlı programın etkisiyle, aralannda Alman-
ya, ABD, tspanya, Pottekiz, Isveç, Isviçre, Belçi-
ka, Fransa, Polonya ve Türkiye'nin de bulunduğu
çoksayıda ülkenin televizyonlanna sıcrayan yanş-
matar tepki topluyor. Bazı Avrupa ülkeleri, yanş-
malann, bireylerin özel yaşamını kamuoyunaaçar-
ken insan onurunu zedeledikleri gerekçesiyle ön-
lem almaya yöneldi.
Polonya Ulusal Yayıncılık Konseyi, martayında
"Big Brother" programı hakkında sert bir açıkla-
ma yapö. Programın ve benzer nitelikteki diğer
yaymlann sosyal bakımdan zararh olabileceğmi
belirten konsey, şu görüşleri dile getirdi: "Ashnda
pi^ııanlı^aptalh^liabahkveflkellkicerenitiraf-
tarm yücAÂnesi olan bu ysryaüar, kesin olarak kö-
tü etki gösterecek tutum w davnuaşjan teşvik et-
k D ü ^ M i fy ç
a3e MB sosyal bağlan olan iusanlar kamaoyımm
kahranıanian olmaktadırr
Bu tür davranışlann gösterirninin televizyonun
kültûryaratma rolü ile bağdaşmadığına işaret eden
konsey, bu yayınlann yasa hükümlerine uygunluk
açısından çok dikkatli biçimde izleneceğini bildir-
di.
Fransa'da CSA da "Kg Brother" benzeri olan
"Loft Stoy" atüı programm, her gün özellikle 25
yaş altı gençler ile 50 yaş aln kadınlar ağırhklı ol-
mak üzere 10 milyon insanı ekran başına çekme-
sinin nedenlerini anlamak için sosyolog ve psiko-
loglara başvurdu.
CSA, bu olgunun yalnızca Fransa'ya özgü olma-
dığını. programın izieyicide "Sıradan insanlar ek-
rana çıkabiliyorsa o hakk ben de \anm" görüşü
uyandırarak "kimliksorunu olan nesfl için bir çeşit
eevap" anlamına geldiğı sonucuna vardı.
CSA, bir tavsiye karan yayımlayarak yanşma-
cılara, özgür iradeleriyle programa kanlsaiar da
"insan onuruna saygı" açısından toplumun göze-
timi altında olmadıklan zaman ve mekânlara sa-
hip olma hakkının verilmesini istedi. RTÜK, he-
nüz yanşmaprogramlanyla ilgili birpolitika oluş-
turmazken Türkiye'de de özelîikle "102 Möjx>n",
"DakanBana" ve "Biri Bia Gözrtfi>T>r" adlı prog-
ramlar, 'insan onurunu rencideettiğı'' gerekçesiy-
le eleştirilere hedef oluyor.
yapılması konusunda hükümet
ortaklan arasında bir uzlaşmazhk
olmayacağını savunan Ecevit,
"Bunlanngereklirdiğ^>asamaça-
hşmalaruıa kantana iradesini bd-
li eünis.lerdir" diye konuştu.
"Tûıidye'nin karşılaşoğı iç ve dış
tebdhierde azaana var mı" soru-
suna da Ecevit şu yanıtı verdi:
"Dış tehdiderde aröş değfl de sü-
reldflik var. Biz jeopofitik anlam-
da dünyanm en kritik, en duyarh
böigesindeyiz. Türkiyesüreldi teh-
dit aJtmdadır, ama bu tehdirJerin
üstesmden gelebflecek kadar güç-
hı oiduğunu göstermişjtiıf
Cörûş aynlıflı yofc
Ecevit, AGSP'de gelinen son
noktanın sorulması üzerine, bu
konuda Dışişleri ile Genelkur-
may'ın görüşleri arasmda bir ay-
nlık olmadığını söyledi. Oluştu-
rulacak askeri gücün NATO'nun
olanaklannı da kullanarak operas-
yon yapacağı zaman Türkiye'nin
karar süreçlerinden dışlanmayı
kabul etmediğini yineleyen Ece-
vit, bazı AB ülkelerinde ortak dü-
şüncelerin oluşmaya başlamasına
karşın henüz yeterli düzeye gel-
mediğini söyledi. Türkiye'nin
fazla direnmesi durumunda
AB'nin NATO dışında böyle bir
güç oluşturma seceneğıni kulla-
nabileceğini belirten Ecevit, bu
noktada ölçünün kaçınlmadan di-
renilmesi gerektiğini kaydetti.
Göstergeler olutnlu
Ekonomideki bazı sorunlann
sürmesine karşın olumlu göster-
geler de olduğunu savunan Ecevit,
enflasyonun beklentinin ötesinde
düşüş gösterdiği görüşünü yinele-
di. En büyük sorunun üreten sek-
törün çok güç duruma girmesi ol-
duğunu anlatan Ecevit, bu alanda
elden gelenin yapılacağını söyle-
di. Devletin bu sektöre desteğinin
sınırlı olduğunu belirten Ecevit,
üreten sektör ile bankacılık sektö-
rünün dayanışma içine girmesi
için çalışmalann sürdüğünü an-
lattı. IMF'nin Türkiye ile ilgili de-
ğerlendirmelerinin de umut veri-
ci olduğunu savunan Ecevit,
"Çünkü başanlanmızdan övgüy-
le söz ediyorlar. Onun dışında da-
ha çok şeyler yaptlmasım, verimB
çahşmamız konusunda temenni-
İerini belirtiyoıiar" diye konuştu.
Ecevit, sürdürülen program nede-
niyle erken seçimin gündemde ol-
madığı görüşünü de yineledi.
Ecevit, partilerine Anadolu'dan
gelen tepkilenn soruhnası üzeri-
ne, köylünün ve çiftçinin gelece-
ğe güvenle baktığını ileri sürdü.
Tıırîzıne babk çiAliğî darbesi
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Türkiye'nin göz-
de turizm merkezlerinden olan
Bodnım'un koylannı işgal eden
balüc çiftlikleri, turizmi ve insan
sağhğmı olumsuz etkiliyor. Çift-
liklenn kaldınlmasına ilişkin
mahkeme kararian bulunmasına
karşın bakanhklar arasındaki
yetki karmaşasuıdan yararlanı-
larak çahşmalar sürdürülüyor.
Bodrum Belediye Başkanı Maz-
lum Ağan, çıftliklerin daha derin
denizlere, turistik tesis bulunma-
yan bölgelere kaldınlması ge-
rektiğim söyledi.
Bodrum kıyılannı hızla kirle-
ten ve çeşitli hastalıklan da bera-
berinde getiren balık çiftliklerinin
çalışma ruhsatlan Tanm ve Kö-
yişleri Bakanlığı taranndan veri-
liyor. Ancak balık çiftlikleri, Tu-
rizm, Çevre, Kültür, Sağhk ve Or-
man bakanlıklanmn da yetki ala-
nına giriyor.
Sorumlu sayısımn artması, yet-
ki karmaşasını da beraberinde ge-
tiriyor. Bodrum kıyılannda bulu-
nan yaklaşık 200 bahk çiftüği sa-
hibi, mahkemelenn verdiği karar-
ian uygulamıyor. Mantar hastalı-
ğına neden olan bahk çiftlikleri
insan sağlığı açısından da tehlike
oluşturuyor.
Planlama çok önemli
Bodrum Belediye Başkanı
Ağan, denizlerin temiz obnasınm
turizm açısından çok önemli oldu-
ğunu belirterek "Önemli olan yer
seçimL Hem turistik tesisler hem
debahkçiftlikleri aynıyerdeohna-
mau. Asnnda bütün sorunlar za-
manuıda yer seciminin doğru ya-
pılmamasından kaynaklamyor"
dedi. Asıl suçlulann Bodrum kı-
yılannda çiftliklerin açılmasma
izin verenler olduğunu vurgula-
yan Ağan. sorunlann çiftliklerin
kurulma aşamasmda planlı hare-
ket edilmemesinden kaynaklandı-
ğını söyledi. Ağaıi, "ÇuUiklerkn-
rulurken Turizm ile Tanm ve Kö-
yişleri bakanlıklannın ortakçahş-
malan gerekirdL Bakıyorsunuz,
turistik tesis var, önünde de bahk
çinÜğL Tabii butesisezararveriyor.
Karariar ahnırken diyalog içinde
olunmah. Çifüiklerkflgflisorunlar
orta>a konuhnah ve tarnsılmah.
Planlamaçokönemli" diye konuş-
tu. Bu konuda belediyenin görüş-
lerinin ahnmadığını vurgulayan
Ağan, çiftliklerin daha derin de-
nizlerde, turistik tesis bulunma-
yan bölgelerde kuruhnası gerek-
tiğini söyledi.
Bodrum Turistik Otelciler ve
BDDK2. Başkanı istifcı etû
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bankacılık Düzenleme ve
DeneÜeme Kurulu (BDDK) 2. Başkanı \efe ÇeBk'in istife
ettiği büdirildi. Geçen hafta içinde istifa eden Çeük'in görevi
bırakma nedeninin fona devredılen bankalara yönelik
uygulamaiar olduğu belirtildi. Fona devredılen bankalann
sahipleri ile anlaşma yoluna gidilmesmi benimsemeyen ve
duyduğu rahatsızhk nedeniyle istifa eden Çelik'in Merkez
Bankası'ndakı görevine döndüğü kaydedildi.
Işletmeciler Derneği Genel Sek-
reteri (BODER) Orhan Kavala da
turistik tesislerin yakınlannda bu-
lunan çiftliklerin turizmi olumsuz
etkilediğini söyledi. Çiftliklerin,
turistik tesislerin bulunmadığı bir
yerde toplanması durumunda so-
runlann ortadan kalkacağını vur-
gulayan Kavala, "Böylecebu sek-
tör de kimseyi rahatsız etmeyen
bir hak gekcek. Konaklama yer-
leri açısından da yararh olacak.
Anlaşamama konulan ortadan
kalkacak" dedi.
Dünyamn hiçbir yerinde bahk
çiftlikleri ile turistik tesislerin bu
kadar iç içe olmadığına dikkat çe-
ken Kavala, sorunun "çok başh-
uktan" kaynaklandığını belirtti.
Kavala sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Bir evin 4 sahibi olursakira-
a ne yapsuı, herkes başka tarafa
çekerse nasıl çözüm bulunabüir.
Yetki karmaşası var. Bu karmaşa-
nmçözüleceği yerAnkara-Bizde
çok başhhk var. Bu sadece bir ba-
kanhğm sorumluluğunda olsa> dı
sorun çözülürdü. Soruna her ba-
kanlık kendi açısından bakıyor.
Çözüm üreteüm derken çözüm-
süzhlğe gküyoruz. Bu iki sektöre
de Türkiye'nin gereksinimi var."
SevgüiEşim
ve
Türk edebiyatının en güçlü kalemi;
şair, gazeteci, yazar, düşünür, ressam
ABBAS SAYAR'ın
aramızdan aynlışının 2. yılında
manevi varhğının büyük anısı önünde
saygıyla eğiliyorum
ENDERSA\AR
Sayısul Lata
hafiaya devretti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sayısal
Loto'nun bu haftaki çekilişinde, 1,11,21,27,46,
48 rakamlannı kuponunda işaretleyen kimse
çıkmadığından 436 milyar 811 milyon 810 bin
lira gelecek haftaya devretti.
Çekilişte, 5 bilenler 1 milyar 487 milyon 960'ar
bin lira, 4 bilenler 10 milyon 855'er
bin lira, 3 bilenler ise 1 milyon 105'er bin lira
ıkramiye almaya hak kazandılar. Bu haftaki
çekilişten 2 trilyon 912 milyar 73 milyon lira
toplam hasılat elde edilirken 1 trilyon 456 milyar
36 milyon lira ikramiye dağıtıldı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Yapma Antinori, bir Türk klontayıp başını derde
sokma!
Tamam, bütün dünyada tartışılan bir konunun
kahramanı olarak Türk'ü seçmen tam isabet. Böy-
lece tartışmanın seyrini saptırma fırsatı da yakala-
mış oluyorsun ama, başına ne tür dertJer açılaca-
ğının farkında mısın?
Türkterte (taryanlar Akdeniz kardeşliğinin getir-
diği bağlan tarih boyunca yaşadılar. tarih diyor ki;
Anadolu yanmadasına ilk Türfaye" adını 12-13.
yüzyılda Italyan gezginler verdi. Marco Po4o Ve-
nedik'ten yolaçıkıp Pekin'e uzanan Orta Asyayol-
culuğu için temel hareket noktası olarak istanbul'u,
devamında Trabzon'u seçti... Bugünlerde kökleri-
ni Bartın'da arayan yurttaşlannız da Anadolu'da...
Ama yapma Antinori, başını derde sokma...
Diyelim ki aynı hücre yapısından 10 Türk klon-
ladın; ikisi senin düşündüğün tipte palabıyıklı Türk
olur, ikisi Ingilize benzer, biri Finlandiyalı gibi uzar
gider, ikisi Kalyana benzer, biri çekik gözlü Moğol
olur, ikisinden de Arap kökeni çıkar, başa çıka-
mazsın...
Türkler ilk doğup Düyüdükteri yerteri kurutup göç
etmesiyle de ünlüdür. Şimdi diyelim ki sen bu ça-
lışmayı Roma'da yaptın. Kopyaladığın Türk hangi
şehirdense akın başlar, "yeni yvrt Roma" diye.
Anadolu'dan Soma niyetine Roma'ya çıkamıa ya-
parlar. Nasıl olsa kurutursak ötesinde su vardır,
devam ederiz diye düşünürler...
Bir kere daha düşün Severino Antinori... Bak, iik
adında "sever" sözcüğü var, iş tamam. Bundan
sonra senin adın Sever Bey olur. Sen klonlamayı
yaptın ya, bütün sorunlan kotonlayıp sana getirir-
ter. "Adam yapan adam bizim çocuğa da iş bu-
lur... Kansere de çare bulur... Vûcut azalanna da
ek organlaryapar herhal" dtyen yanına koşar. Bi-
zi dinlemeyip ille de yapmak istiyorsan işi sağla-
ma al, önce kendi kopyanı alıp rafa koy!
Mozart.. Moooo zart!
Sever Bey.. affedersiniz bakın bizim de hemen
dilimiz altştı, Sayın Severino kopyaladığın Türkle-
rin farklı ülke özetlikleri hoşuna gidebilir. "Bu daha
değişik deneylerin önünü açar" diye düşünebilir-
siniz... Ama işin aslı öyie değil... Belki okumuşsu-
nuzdur, Wess Roberts, "Hun Imparatoru Atti-
la 'nın LJdehik Sırian " kitabında Attila'nın 12 yaşın-
da Roma'ya kaçınlışını anlatıyor. Attila başta her
şeye direniyor, bir an önce kaçmanın yollannı an-
yor. Ama zamanla karannı değiştiriyor, Roma sa-
rayında iyi bireğitim alma planı kuruyor. Başanyor.
Sarayın tüm eğitim olanaklanndan yararianıp, lider-
lik özelliklerini pekiştirdikten sonra Hun Imparator-
luğu'nun başına geçiyor. Bu Türklerin farklı fiziki
görünümleri olsa da özlerini unutmama gibi bir ya-
nı da vardır.
Ama bu da seni yanıltmasın, özleri değişik biçim-
lerde ortaya çıkar. Tek bir Türk'e bakıp, Türklerin
özellikleri şudur demek de olanaksızdır. Biri çıkar
Mozart'ı sever. Tüm dünyayı kendisine hayran bı-
rakır. Ama iki kişi daha çıkar, biri uzun hava "mo-
ooo" der, öteki başka telden "zart" çalar.
Çalma deyince başlayan özellikleri, önüne fırsat
çıkarsa değişik biçimlerde nükseder ama, bunu
geçelim...
Bir daha düşün Severino... Diyelim ki, klonladık-
lanndan birini sevdin yanına aidın. Güzel bir çalış-
ma ortamı da kurdun. Bazı işlerini de ona devret-
tin. öteki Türk senin yanındakini çekemez. Ona he-
men "Italyan" diyenler çıkar. Çağıracaklan zaman
"Italyan gel" diye bağınriar... Zamanla iş sulanır, bu
"Italyan gel", "it al yan gel"e döner, cinayet işle-
nir!
Haaa Türkiye'ye gelirsen büyük misafirperver-
lik de görürsün. Seni bırakmak istemezler, 32 vi-
layetin hemşerisi de yaparlar ama, yine de sen bi-
lirsin!
Bir daha düşün Sever kardeş!
ankcum@ttnetnet.tr
AL GÖZÜ3ISETRETLE /IŞIL ÖZGENTÜRK
Dostlar ve geçipgiden zaman
• Baştarafi Arka Sayfada
Karşımda örgütlen-
menin ikinci gününde
görev alan dört dostum
duruyor, şaşınyorum.
Haydaa yine çok güzel
poğaçalar yiyip dört
bir koldan işe başlıyo-
ruz. Hep birlikte kitap-
lara el atıyoruz. Bu ara-
da huyumu suyumu
pek bir bildiklerinden
beni şiir kitaplanna
yaklaştırmıyorlar.
Bundan tam sekiz yıl
önce yine ev taşırkan
DağJarca'ya dalıp bü-
tün bir günü o kanşık-
lık içinde Dağlarca
okuyarak geçirmiştim.
Bu arada iş bölümü
müthiş.. biri çiçeklere
sahip çıkmış, güneşin
kavurduğu balkonda,
üstüne başına sürekli
soğuk su dökerek, taşı-
ma sırasında örselenen
çiçekleri adam etmeye
çahşıyor. Çiçekler de
öyle böyle değil, hepsi
dev boyutlara ulaşmış,
kimini kesmek gerek,
kiminin toprağını de-
ğiştirmek, kimini daha
büyük bir saksıya ge-
çirmek. Bir ara çiçek-
lerle uğraşan dostu-
mun, bayılu- gibi oldu-
ğunu görüyorum, onu
hemen içeri ahyonız.
Bir soğuk duş, "Yeter
uğraşma arük, çiçekler
dekalsuı!"
Bu arada cep telefo-
num hiç durmuyor. Bir-
den kendimi çok meş-
hur biri gibi hissediyo-
rum. Foça'dan, Değir-
mendere'den, Antal-
ya'dan telefonlar:
"Bir şeye ihtiyacın
varmı?"
Olmaz böyle şey,
gerçekten çok meşhu-
rum. Bu arada bir arka-
daşım, hani köylerde
dam yapmak için kulla-
nılan "lo" taşı var ya,
en az elli kiloluk, onlar-
dan bir tane de bende
var, evet arkadaşım
"k>" taşmı ben hemen
istedim diye salonun
bir ucundan öbür ucuna
taşırken belini incitiyor.
Onu sırtüstü yatınyo-
ruz. Ne olmuş yani,
dostluk uğruna icabm-
da çiğ tavuk bile yenir.
Ve ikinci gecenin so-
nu. Tam yedi kişi gece-
nin ilerlemiş saatlerin-
de artık boşalan salo-
nun ortasına bir örtü se-
rip, ünlü bir kebapçıdan
eve kadar gelen nefis
kebaplan yiyerek yeni
evin keyfini çıkarmaya
başlıyoruz. Müzik seti
bile İcuruldu. Kebapla-
nmızı Pavarotti dinle-
yerek yiyoruz. Bir de
yaman bir ay var, tepe-
den evin salonuna ge-
lip hepimizi aydınlatı-
yor.
Birden, uzun zaman-
dır ilk kez ağlıyorum ve
eski evimi unuttuğumu
fark ediyorum. Mekân-
lan her zaman güzel-
leştiren dostlannız var-
sa, ev Fizan'da olmuş,
ne önemi var.