17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2001 PAZAR 12 PAZAR KONUGU İTÜ Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği Bölümü 'nde öğretim üyesi olan Metin Mıhçakan Türkiye 'nin rezervlerini değerlendirdi ikendimizeyetebilirizLEYLA TAVŞANOGLUKendimi bildim bileli Türkiye'nin bir petrol zengini ülke olup olmadığı tartışılır. Yabancı petrol şirketlerinin Türkiye'dekipetrol ve doğalgaz potansiyelini yok saydıkları, hatta engelledikleri dedikodııları yayılır. Son olarak bir de buna " Türkiye bir petrol denizi üzerinde oturuyor. Ama bazı güçler bunu engelliyor " savı ortaya atıldı. Işin gerçeğini öğrenmek için petrol ve doğalgaz sektörlerinde yıllarca fiilen çalıştığını da bildiğim ÎTÜ Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Metin Mıhçakan 'la konuşayım dedim. 'Doğalgaz ve petrol zengini değiliz' - Türkiye 'nin petrol tüketim miktart ne- dir? - TPAO'nun 1998 faaliyet raporuna göre 1998 yılında Türkiye'de tüketime sunulan hampetrol (rafine petrol ürünlerini de içer- mek üzere) toplam 26 milyon 959 bin 126 metrik tondur. Bu toplam arzm yalnızca 3 milyon 223 bin 626 metrik tonu. yani yüzde 12 kadarı yerli üretimdir. Buna karşılık PÎGM tarafından verilen 1999 yıh sonu is- tatistiklerine göre Türkiye'nin yerindepetrol rezervi (kanıtlanmış. olası ve olabilir rezerv- ler toplamı) 966 milyon 484 bin metrik ton olup 1999 sonuna kadar bunun 109 milyon 526 bin 386 metrik tonu üretilmiştir. 1999 so- nunda eldeki üretilebilir petrol rezervi 43 milyon 113 bin 288 metrik tondur. BO- TAŞ'ın 1999 Faaliyet Raporu'na göre o yıl içinde Türkiye'de toplam 12 milyar 377 mil- yon metreküp doğalgaz satışı gerçekleşmiş- tir. Bu, toplam tüketimın yaklaşık yüzde 4 ka- darı yerli üretimle karşılanmış, geri kalan yüzde 96 kadan yurtdışından ithal edilmiş- tir. PÎGM tarafından yayımlanan bügilere göre 1999 sonunda Türkiye'nin yerinde do- ğalgaz rezervi (kanıtlanmış, olası ve olabilir rezervler toplamı) 19 milyar 229 milyon 738 bin metreküp olup 1999 sonuna kadarbunun 4 milyar 267 milyon 58 bin 362 metreküpü üretilmiştir. 1999 sonunda eldeki üretilebilir doğalgaz rezervi 8 milyar 780 milyon 387 bin 638 metreküptür. Bugün bilindiği kadanyla Türkiye petrol ve dpğalgaz zengini bir ülke değil. Ama bu demek değildir ki var olan potansiyel rezervlerin üretime konmasıyla Türkiye rahatlamaz. Aksine, Türkiye böyle- ce ekonomisinı ciddi biçimde düzeltecektir. 'Yeterli arama yapılmıyoı" - Sizce Türkiye 'de petrol ve gaz aramakm yeterinceyapdıyor mu? -PİGMrakamlannagöre 1947yılındanbe- ri petrol ve gaz arama amaçlı delinmiş kuyu sayısı 1085. Merkezi ABD'de buhınan Ulus- lararası Petrol Mühendisleri Birliği'nin ra- kamlanna göre Nisan 2001'de ABD'de deli- nen kuyu sayısı 1423, Güney Amerika'da 270, Avrupa'da 89 (TPAO kuleleri buna dahil), Or- tadogu'da 169, Afrika'da 60, Güneydoğu As- ya'da 154. Petrol fiyatlannın en düşük oldu- ğu 1986'da ABD'de yılda delinen kuyu sayı- sı yaklaşık 4 bindi. Biz Türkiye'de yeterli pet- rol ve gaz araması yapmamışız. Koskoca Tür- kiye'de 1085 kuyu hiçbir şeydir. Dolayısıyla Türkiye'nin çok ciddi biçimde petrol ve gaz aramasına yönelmesi gerekir. Bugün Türki- ye'de kıyamet kadar boru hattı döşeniyor, do- ğalgaza hazırlık yapılıyor. "Türkiye enerji kavşağı olacak. Herkes bizden petrol ve gaz alacak" deniyor. Öyle bir şey çok zordur. Çûn- kü Batı Avrupa, petrolünü ve gazını şu anda büyük çoğunlukla Kuzey Denizi'nden sağh- yor. Ama Kuzey Denizi'nin rezervlerinin bir kısmı tükenmiştır. Üretim yavaş yavaş inişe geçmiştir. Dolayısıyla Batı Avrupa ülkeleri gelecek için petrol ve gaz anlaşmalannı Ku- zey Afrika ülkeleriyle, özellikle de Cezayir'le yapmışlardır. - Bağiantı yapüan doğalgaz ve petrol kime satılabilir? - Belki bir şans Yunanistan satın alabilir. Çe\Temiz zaten petrol üreticileriyle dolu. Tü- ketici ülkeler de alım bağlantılannı başkala- nyla çoktan yapmışlar. Bugün Türkiye doğal- gaz alacak, ama hiçbir yeraltı deposu yok. Bu- nu hiç kimse düşünmemiştir de. Bir kere o ga- zı ve petrolü almayı taahhüt etmişsiniz. Bu- nun parasını ödemek zorundasınız. Ama ki- me satacaksmız? Türkiye hepsini kendisi mi tüketmelidir? Öyleyse neden bunlan satın alı- yor? O kadar parayı ithalata verinceye kadar neden kendisi yatınm yapmıyor? Burada şu- na dikkat çekmek istiyorum: Birisi çıkıp da "Bu ülkenin attında dünya kadar rezerv var" diyorsa elindeki somut kanıtlan da gösterme- lidir. Yoksa. ancak "olabifir" kelimesini kul- lanmak zorundadır. Ama ülkenin her tarafi araştınhnamıştır; bunun için yatınm yapıl- mamıştır. Hâlâ dahi arama ve üretim sondaj- lan için yeterli pay aynlmamaktadir. Dolayısıyla biz kendi ülkemizin petrol ve gaz rezervlerinin ne olduğu konusunda doğru dürüst fikir sahibi değiliz. - Bu, ihmalden mi kaynaklanıyor? - Bu, devletin politikasıdır. Benim bildiğim kadanyla Türkiye'nin adamakılh belirlenmiş bir enerji politikası yoktur. PORTRE I Yrd. Doç. Dr. METİN MIHÇAKAN 1957, Antalya Elmalı doğumlu. Petrol mühendisliğinde lisans derecesini İTÜ'den, yüksek lisans ve doktora derecelerini ABD 'de Colorado School ofMines 'tan aldu Şu anda İTÜ Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği Bölümüf nde öğretim üyesi, Daha önce ABD'deSurtekLta\ Co. ve CSM, Batman ve Ankara'da Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Birleşik Arap Emirlikleri'nde Schlumberger Middle EastS.A. gibi kuruluşlarda çalıştı. Kısa bir süre TRİAS Ltd. şirketinin genel müdürlüğünüyaptı. Ulusal ve uluslararası meslek örgütlerine üye. Petrol ve doğalgaz mühendisliğinin ilgi alanma giren konularda araştırma çalışmaları, teknik bildirileri ve ABD'de kayıtlı bir depatenti var. -Son zamanlarda ortaya attlan savlaragöre Türkiye bir pet- rol denizi üzerinde oturuyor, ama bazı güçler Türkiye 'nin pet- rol zengini bir ülke olmasını istemedikleri için bu petrolün or- taya çıkarılmasını engelliyorlar. Siz bu gö'rüşe katılıyor musu- nuz? - Bunun doğru ve yanhş taraflan var. Öncelikle yanlışlan sı- ralayalım; yanlış izlenimleri giderelim. Birincisi, petrol yer al- tında bir göl, deniz ya da nehir halinde bulunmaz. Halkın pet- rol diye nitelediği akışkanla doğalgaz adı verilen gaz aynı şey- lerdir. Sadece hafif moleküller üzerinden basınç kalkınca gaz haline geçer, altta ağır olan moleküller o basınçta sıvı halde ka- lır. O da petroldür. Bu malzeme, bisküvinin çayı gözenekleri içi- ne emmesi gibi taşın gözenekleri içine yerleşir. Suda yer altın- da aynı gözenekler içine yerleşir. Akış, birbirine bağlı gözenek- lerboyunca olur. Ama bu akış çok yavaştır. Üretime açılmış bir kuyunun 20-30 metre uzağında bir petrol damlacığı 30 cm.'lik bir yolu haftalarca bir sürede alabilir. Dolayısıyla nehir gibi ak- ma da söz konusu degildir. Gözeneklerin dışında yeraltı kayaç- lannda çok sık görülen kınlmalar ya da faylanmalar, çatlama- lar ve bunlann oluşturduğu açıklıklar boyunca petrol ve gaz akı- şını daha rahat sürdürebilir. îlkel petrol, olgunlaşmasını yer al- ündaki basınç ve sıcaklığın etkisiyle sürdürür. Oluşan petrol eğer kaynak kayanın civannda düşük basınçlı, çatlaklı, kınklı, baş- ka yapılar ya da kayaçlar bulabilirse onlann içine göç eder. Biz buna petrolün göçü diyoruz. Bu göç, çevresi sızdırmaz kayaç- larla kaplı bir başka kayacm gözeneklerinin içine girinceye ka- dar devam eder. Orada genellikle de suyla karşılaşır. Petrol. da- ha hafif olduğu için orada suyla yer değiştirir. Rezervuar dedi- ğimiz yapınm üst kısmındaki gözeneklere doğru yükselir. Alt- taki gözeneklere su iner. - . - O zaman mı rezervuara kuyu delinir? - Evet. Rezervuan tahmin ederiz ve kuyu deleriz. O göze- nekler içinden petrol akar ve üretilir. Sistem bu kadar basit, bir bu kadar da karmaşıktır. Anadolu plakası - Türkiye 'de bu rezervuartar büyük miktarlarda mı? - Son depremlerden sonra çoğu ki- şinin öğrendiği gibi Anadolu, yeryü- zünü oluşturan plakalardan küçük bir tanesidir. Bu plakalar mağma tabaka- sının üzerinde yüzerler. Yüzerken de birbirlerine sürtünürler, çarparlar. Bu hareket çok yavaş biçimde olur. Örnekler vereyim: Hindistan yanmadası Afrika'nın doğusunda. madagaskar'ı da içinde bulunduran bir parçayken oradan ko- pup Asya'yaçarpmıştır. O çarpmanın etkisiyle Himalaya Dağlan oluşmuş- tur. Bugünkü Arap Yanmadası kendi başına bir plakadır. Arap plakası Gü- neydoğu'da Anadolu plakasına çarp- mıştır; Güneydoğu'da Toros Dağlan oluşmuştur. Bu bindirme oradaki kayaçlann üzerinde inanılmaz basınç oluşturmuş ve bunlan çok girift hale sokmuştur. Sonuç olarak oradaki kayaç- lar büyük bir felaket yaşamıştır. Sayısız çatlamalar, kınlmalar. bükülrneler, devrilmeler, faylanmalar aşağı yukan 500 milyon yıldan beri arka arkaya oluşmuştur. Bu hâlâ sürüyor. Arap pla- kasmın Kuzey Anadolu fayı boyunca itmesiyle Anadolu, batı- ya hareket ediyor. Bu plakalann birbirinden bu şekilde ayn ol- ması, bunlann farklı zamanlarda oluşmasına yol açmıştır. Arap plakasındaki petrol ve gaz rezervuarlannın oluşumuyla Anado- lu'dakiler aynı değildir. Ama Güneydoğu Anadolu Arap plaka- sının bir parçası olduğu için oluşumu benzerdir. Trakya'da az miktarda da olsa petrol ve gaz rezervlerimiz vardır. Ama orası farklı bir şekilde oluşmuştur. Çünkü orası Avrasya plakası üze- rinde kalır. Anadolu plakası üzerinde kalmaz. Jeolojik olarak farklı kökenden oluşmuş yapılarda aynı şeylerin olmasını bek- leyemezsiniz. Bakın, Türkiye'nin Güneydoğu Bölgesi'nde, ki- reç taşlan üzerinde petrol rezervleri bulunmuştur. Çünkü onla- n bulmak daha kolaydır. Burada ilginç bir nokta var. Jeologlar- la,jeokimyacılarla, petrol mühendisi arkadaşlarla konuşuyoruz. "Fızyokimyasal olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi için şunu sapbyoruz: Eski organik malzemekri topluyoruz. Ne kadar or- ganik malzemeden bu bölgede ne kadar petrol türeyebüır? Bu- na bakıyoruz. Bizim tahminimiz yaklaşık, burada 38 ila 40 mil- yar varülik bir petrol türemesi söz konusudur." Bunun hepsinin üretilebilir nitelikte olması gerekmiyor. Yi- ne de önemli bir rakam. Ama bugün Türkiye'de kanıtlanmış olan petrol rezervleri 6.6 milyar varildir. - Peki bu geri kalan 34 milyar varil ne oldu? - Hiç kimse bilmiyor. Bunlann başka bir yere kaçması söz ko- nusu değil. Kaçtı, diyelim. Kendi civannda bir yere göç erme- si lazım. Şimdi bunun aranması gerekiyor. Bu petrolün nereye gitmiş olabileceği konusunda hipotezler var. Ben arkadaşlara şunu sordum: "Burada arama yapan uzmanlar mutlaka benzer hesaplar yapblar. Onlar ne diyor?" Aldığım yanıt. "Onlar da orada 35 milyar varfllik bir petrol rezervi olması gerektiğmi söylüyorlar" oldu. O kadar kınlmış, çatlamış bir bölgede bu petrol çok minik re- zervlere dağılmış olabilir. Biz bunu belli ölçüde kireçtaşlann- da görebiliyoruz. Öyle rezervler var ki. kuyuyu deliyorsunuz. petrolü buluyorsunuz; ama bir hafta, on gün sonra o kuyuda pet- rolün damlası kalmıyor. - Bilinen 6.6 milyar varil petrolün hepsi üretilebilir nitelik- te mi? - Hayır. Bunlar kanıtlanmış. artı olası rezervler. Diyelim kı bunun 3-4 milyar varili Güneydoğu Anadolu üçgenınde var. A- ma hâlâ ortaya inanılmaz bir fark çıkıyor. 35 milyar varil pet- rol yok. Biz, bu petrolün aşağıdaki eski kum taşlanna da kaçmış ola- bileceğini düşünüyoruz. Kum taşiartnda arama - O zaman neden aşağıdaki kum taşlannda arama yapılmı- yor? - Bizim sık sık tartıştığımız bir konu bu. Bu kum taşlannın bazılan o çarpma afetinden sonra yukan yükselmiş durumda. Ama inanılmaz derecede kınk bir yapı var. Bugün bir kuyu del- menin maliyeti en basitinden 2 milyon dolar. Son derece emin olmadan 2 milyon dolan oraya yatıramazsınız. Diyelim ki 2 mil- yon dolan yatırdınız. Küçük bir rezerv buldunuz. Orada ürete- ceğiniz petrol sizm masraflannızı karşılamıyorsa siz o rezervi delmez ya da üretmezsiniz. Eskiden beri halk arasında." Yaban- cılar geldi. Kuyu deldiler. Sonra kapabp gittüer" denilir. Hatta kimisi daha ileri gider. "Petrol çıkmasın diye kuyunun içine a- va döktüJer 1 " diye iddia eder. Ama hiç kimse'tıvanın litresinm kaç para olduğunu düşünmez. Doğrudur, gelipituyuyu delmiş- lerdir. Ama o şirket için bulunan rezerv ekonomik olmadığı için kuyuyu kapatmışlardır. Şöyle bir ömek vereyim. Shell şirketi. Diyarbakır çevresinde yıllar içinde pek çok sa- ha bulmuş ve petrol üretmişrir. Ama sonunda geri kalan rezerv- ler ve işletme maliyeti Shell'e artık ekonomik gelmediği için bunlan başka küçük bir şirkete sarmıştır. O küçük şirket için bu rezervler ekonomiktir. Çünkü Shell kadar büyük bir kuruluş de- ğildir. Buişlemleryapılırken Petrol Işlen Genel Müdürlüğü'ne (PİGM) bütün bilgiler aktanlır. Şimdi, kuyulann kasıtlı olarak kapatıldığını. ashnda bu ku- yulann çok verimli olduğunu iddia eden kişiler, isterlerse ka- patılmış kuyunun lisans sahasını alırlar ve üretim denemesi ya- parlar. Hiç kimse de onlan engellemez. Ama ya ekonomik de- ğilse? Bir konuda iddia ederseniz o işten çok iyi anlamak zo- rundasınız. Petrolü çıkarmak - Peki, eskiden ekonomik olmayan bir rezerv, bugün ekono- mik olabilir mi? - Diyelim 10 yıl önce ekonomik olmayan bir rezerv, petrol fi- yatlannın değişımine bağlı olarak bugün ekonomik hale gele- bilir. O nedenledir ki TPAO eski sahalannı bile elden çıkarmak istemez. Yeni geliştirilmiş bir teknikle eski petrolünü yeniden üretebilir. Ya da petrol fiyatı çok artmış olabilir. Teknolojiyı uy- gulamak ucuzlamıştır. Kalan petrolünü üretebilir. Çoğu insan, petrol bir süre üretildikten sonra biter sanır. Bu böyle değil. Bugün en iyi koşullarda bir petrol rezervuannın yüzde 30-40'ını üretirseniz çok şanslısınız. Geri kalanı aşağı- dadır. Farklı teknikler kullanılarak biraz daha çıkanlabilir. A- ma bugün yüzde 50'si-yüzde 60'ından fazlası tüketilmiş petrol rezervuan yoktur. Geri kalanı teknoloji geliştiği zaman üretile- bilsin diye bekletilır. O kadar küçük gözeneklerden petrolü sı- yınp almak o kadar kolay iş değil. Hele Güneydoğu Anadolu'da- ki gibi petrol, reçel gibi olursa ıyice sıvaşır. O sıvaşmış petrolü taşın gözeneklerinden çıkanp almak son derece zordur. Yerin 2 bin metre altındaki petrolü gözeneklerden fırçayla kazıyamaz- sınız. Kimyasal yöntemlerle, buhar basarak, bugün yapıldığı gi- bi karbondioksit gazı basarak üretim antırma yöntemlerine gi- dilir. Bunlar pahalı işlemlerdir. - Ya gaz sahalarında gazın kaçta kaçı çıkanlabiliyor? Mıhçakan, elindeki resmi rakamlar ve somut verilere dayanarak Türkiye de yeterince araştırma yapılmadığı için ülkenin petrol ve doğalgaz rezervleri konusunda yeterince bilgi buhmmadığını söyledi. Son yapılan alım bağlantılarıyla büyük miktarlarda petrol ve doğalgaz ithal edileceğini, ama bunu satmanın da pek miimkün olmadığım söyleyen Mıhçakan, "Yabancılara bunca parayı ödeyecekyerde neden kendimiz araştırmaya ve üretime yatınm yapmıyorıtz " sorusunu sordu. Mıhçakan, Türkiye nin eldeki bilgiler doğrultusunda şimdilik petrol zengini olamayacağını. ama yeterli araştırma ve üretim yapıldığında petrol ve doğalgazda kendi kendine yetebileceğinin altını ö'nemle çizdi. -Yüzde 80-90"ı alınabilir. Yine geri kalanı aşağıda kalır. Do- layısıyla. rezervler bittı. dendiğinde gerçekte bitmemıştır. On- lar sadece ekonomik olarak bitmiştir. Geri kalanı elde tutulur. Ama elde tutmanın da bir bedelı vardır. Aldığınız lisans sa- hasının lisans koşullannı yerine getınnek üzere masraf yapar- sınız. - Arama sondajının bedeli ne kadardır? . s -Üç milyon doları geçmez. Ama hangi koşullarda. nerede ve kaç metre dennlikte arama yapacaksmız? Buna bağlı. - En rantabl derinlik nedir? - Öyle bir şey yoktur. Petrol ya da gaz her yerde olabilir. A- ma şöyle bir kural vardır: 3 bin 500-4 bin metrenin altına inmeye başladıkça genellik- le petrol değil, daha çok gaz bulunur. Orada yer içi sıcaklığı faz- ladır. Moleküller sıcaklıkla birlikte parçalanır. küçük molekül- lere dönüşür. O da gazdır. Güneydoğu Anadolu bölgesine dö- nersek... 1984 yılında Shell şirketi Barbeş sahasında sığ delin- miş. kireç taşlanndan bir kuyuyu derinleştirdi. Bunun adına Derin Barbeş dedi. 3 bin 300 metreye. kum taşlanna indi; iyi bir gaz rezervuan buldu. Gazın yanında bir de yoğuşuk dediği- miz gazın yoğuşmasıyla oluşmuş çok hafif petrol saptadı. A- ma bunun üretilmesıne izin verilmedi. Çünkü üfetilecek ne ga- zı. ne de petrolü çevrede satabilecek bir yer vardt. Oysa yoğu- şuk çok kıymetlı bir malzemedir. Yoğuşuğu üretebilmek için ga- zı yakmak zorundaydı. Ama hükümet. ülkenin rezervlenninat- mosfere yakılmasına ızın vermedi. O zaman boru hattı da yok- tu. Hükümet şirkete boru hattı çekmesini söyledi. Shell bunu kabul etınedi. Ama TPAO bunu görünce hemen yakınında Gü- ney Hazro sahasında derin bir kuyu deldı. 3 bin 780 metrede kum taşlannda o da bir gaz ve yoğuşuk rezervuan buldu. Böy- lece, yıllardır kum taşlannda neden arama yapılmıyor. sorusu- na çok iyi iki cevap geldi. Ama TPAO da bu gaz ve yoğuşuğu üretemedi. Üretip nereye satacak? Bir de o rezervuann teknik olarak üretimi zordu. Orası kapatıldı. Bu- gün boru hatlan döşenince bu iki re- zerv üretime açılabılir. Rezervler - Demin sö'zünü ettiğimiz 35-40 milyar varillik petrol \vgaz rezervi Türkiye 'yi bir Ortadoğu ülkesi zen- ginliğine eriştirir mi? -Asla. Oyeterlikte değil. Insanla- nn bunu anlaması gerekiyor. Bura- da önemli olan. ülkenin kaynaklan- nm uygun biçimde üretilip üretilme- diğidir. - Yine de azımsanmayacak böyle rezervlerimizi kendimiz üretmezken neden kucak dolusuparalar harca- yıp dışardan petrol alıyoruz? - lşte bunun cevaplanması gereki- yor. Siz yatınmını yapabilirseniz, o bölgede arar. bulur. üretirseniz henı kendi sanayiniz gelişecektir. hem ınsanlara iş sahaları yaratır- sınız ve kendi öz kaynaklannızdan yararlanırsınız Böylece de borçlanma gibi sorunlannız kalmayacak. Bu. pek çok yabancı şirketle ortaklık kurularak da yapılabilir. Örneğin TPAO, Ame- rikan El Paso şirketiyle çok güzel bir girişim içinde El Paso. denizde petrol ve gaz aramacılığında deneyimli bir şirket. T- PAO'yla anlaşma yaptılar. Şu anda bütün masrafı El Paso'ya ait olmak üzere Iskenderun Körfezi"nde. açık denizde platformda arama sondajı yapılacak. Herhangi bir rezerv bulunursa masraflar ve üretim yan yan- ya paylaşılacak. Bu. işin Güneydoğu tarafi. Bir de şu ana kadar araştınlmamış olan Karadeniz ve Akdeniz var. Yine jeolog ve jeofizikçi arkadaşlarla yaptığımız konuşmalardan anladığımız kadanyla Batı Karadeniz'de çok güzel petrol ve gaz oluşabile- cek havzalar var. Bir de Orta Karadeniz'de böyle bir şey söz ko- nusu. Şu anda BP tarafından satın alınan Amerikan şirketi Ar- co'yla TPAO iki yıl önce bir işbirliği yaptı. Batı Karadeniz'de. yaklaşık 185 metre dennlikte iki kuyu deldiler. O havza başlan- gıçta olumlu görülmüştü. toplam 50 milyon dolar para harcan- dı. Ama iki arama kuyusu da kuru çıktı. Ama jeolog ve jeofi- zikçilerin söylediklerine göre havza son derece umut vericidir ve daha çok kuyu delinmesi lazımdır. - Ya Orta Karadeniz? - Eskiden beri söylenen bir bölgedir. Sinop açıklannda. ora- da iyi bir havzanın bulunduğu söyleniyor. Ama bir dezavantaj var. Sinop yöresinde kıyı denize çok dik indiği için kıta sahan- lığı yok denecek kadar az. Su derinliği yaklaşık 2 bin metre. Orada arama yapmak çok pahalı. Oraya yatınm yapıldığı tak- dirde Türkıye'ye ciddi miktarlarda petrol ve gaz üretimi sağla- yabilir. Ama derin denize sondaj yapmak teknik açıdan çok zor, yine de imkânsız değil. Büyük yatınm yaparsanız zorluklar aşt- lamaz nitelikte değil. Yine de Türkiye petrol ve gaz açısından bir Ortadoğu ülkesi değildir. Bu hayalle yaşamamak gerekir. - İyi de Türkiye bu arama çalışmaJanna hız verirse kendi ih- üyacını karşılayamaz mı? - Tabii ki karşılar. Türkiye bugün kendi tükettiği petrolün sa- dece yüzde 11 'ini üretiyor. Yeterli aramalar yapılır, verimli re- zervler bulunursa bu miktar yüzde 100'e çıkabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle