23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12AĞUSTOS2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Tei: 0.212.51205 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektronik posta: denizsomecumhuriyetcom.tr - Mustafa Taşar, Turizm Bakanı olmuş... "Otelciler düsünsün!" Tören Ord. Prof. Dr. Sedat AJp'in "Hititlerde Şarkı, Müzik ve Dans" kitabında, bir Hitit tabletinden bayram töreni: "Sonra kral ve kraliçe tapınağın kütt salonundan gelirier. Iki saray oğlanı ile bir korumacı kralın önünden giderler. Hokkabazlar kralın arkasından ve önünden davul, tef ve çalpara çalartar. Pay alıcılar krala yaklaşıriar. Dans ederler ve lavta çalarlar. Diğer hokkabazlar kırmızı giysiler giymişlerdir. Onlar krala yaklaşırlar ve ellerini kaldırııiar, yeıierinde dönerler. llahiler söylerler. Kral revaklı hole vanr. O sırada köçek bir kez yerinde döner... Iki saray oğlanı krala ve kraliçeye el yıkama suyunu altın bir leğen içinde getirirler. Saray oğlanlannın başı havluyu onlann arkasında hazır tutar. Kral ve kraliçe ellerini yıkaıiar. Saray oğlanlannın başı havluyu verir. Onlar ellerini silerler. Sakilerin başı krala ve kraliçeye bira verir..." Ankara'dan Dr. Ayşegül Tokath'nın "bilinen bir öykü" diyerek gönderdiği öykünün bir kez daha bilinmesinde sonsuz yarar var: ile- ri derecede hasta iki adam aynı hastane odasındaydılar. Adamlardan birinin her öğleden son- ra bir saatliğine oturmasına izin veriliyordu, ciğerle- rindeki suyun süzülmesi için. Bu hastanın yatağı oda- daki tek pencerenin tam yanındaydı. Diğer hasta ise hep sırtüstü yatmak zorundaydı. Iki hasta saatlerce birbiriyle konuşur, eşlerini, aile- lerini, evlerini, işlerini, askeriik anılannı, tatilde gittik- leri yerleri anlatırlardı birbirlerine. Pencerenin yanındaki hasta, her öğleden sonra oturmasına izin verilen saatte, zamanını öteki hasta- ya pencereden görebildiklerini anlatarak geçiriyordu. öteki hasta hep bir sonraki günü iple çekmeye baş- ladı, dışarıdaki renkli ve hareketli dünyayı dinlemek için. Pencere, içinde çok güzel bir göl olan parka bakı- Paylaşmak yordu. ördekler ve kuğular gölde yüzerken çocuklar küçük teknelerini suda yüzdürüyordu. Genç âşıklar, gökkuşağının tüm renklerindeki çiçeklerin arasında kol kola dolaşıyordu. Ulu ağaçlar çevreyi süslüyor, uzak- tan kentin silueti görünüyordu. Pencere kenanndaki adam bunlan muhteşem bir detayla anlatırken oda- nın öteki ucunda yatan adam gözlerini kapar ve muh- teşem manzarayı hayalinde canlandınrdı. Günler ve haftalar geçti... Bir sabah banyo için su getiren hemşire pencere kenarında yatan hastanın cansız bedeniyle karşılaş- tr, uykusunda, huzur içinde ölmüştü. Aradan bir süre geçtikten sonra odada tek başına kalan hasta pencere kenarındaki yatağa geçmek is- tediğini söyledi. Hemşire bu isteği memnuniyetle ye- rine getirdi, hastanın rahat olduğundan emin olduk- tan sonra onu yalnız bıraktı. Hasta, duyduğu acıya aldırmadan, yavaşça dirse- ğine yaslanarak dışarıdaki dünyaya bakmak üzere yatağında doğruldu... Sonunda, dışarıyı kendi gözle- riyle görme zevkini yaşayabilecekti. Pencereden dı- şan bakabilmek için dönmeye zorladı kendini. Fa- kat... Pencere, boş bir duvara bakıyordu. Adam, hemşireyi çağırıp ölen oda arkadaşının pen- cerenin dışında görünen harika şeylerden bahsetme- sine sebep olan şeyin ne olabileceğini sordu. Hem- şirenin yanıtı, ölen adamın gözlerinin görmediği ve pen- cerenin önündeki duvan farketmediğiydi; "Sanınm se- ni cesaretlendirmekistedi"dedi. Kıssadan hisse: öte- ki insanları mutlu etmek çok büyük mutluluk getirir, kendi durumunuz ne olursa olsun... Paylaşılan dert- ler yarısı kadar üzüntü verir, paylaşılan mutluluklar ise iki katı artar... SESSÎZ SEDASIZ (!) NVRİKURTCEBE ULUSAU , Yüksek Yerilim Hattı erdincutku (i yahoo.com Rüyalarunızda bıle nur yüzlü ermışler yenne IMF temsılcısi görür olduk dostlar! Digitüpk yerine Türk Telekom'a üye oldu! Türkiye Birinci Futbol Ligi maçla- nnın naklen yayın tekelini alan Di- gitürk, lig başlamadan önce abone- lerine taksitli ve indirimli bir üyelik kampanyası başlatıyor... Eskişehir'den Alpay Baloğlu, maç- lan izlemek için üyeliğini önceteleviz- yon başında teknolojinin nimetlerin- den yararlanarak yapmaya çalışıyor... Ne kadar uğraşsa da ekrandan aldı- ğı yanıt "bağlantı hatası, tekrar dene- yin" oluyor... Baloğlu, televizyondan umudunu kesince telefonun başına geçiyor... Digitürk'ün santralı üç dakika kadar 1e- lesekreter" olarak "görev" yaptıktan sonra elektronik ortamda üye olma aşamasına gelince kart numarasını istiyor... Alpay Baloğlu, kart numarasını tuşluyor... Tuşlama biter bitmez, "hatalı geçtiniz, tekrar deneyin" uya- nsı geliyor... Bir daha deniyor... Bir daha "hata- lı geçtiniz, tekrar deneyin" yanıtını alı- yor... Bir daha deniyor... Ertesi gün deniyor... Sonraki gün deniyor... Taksitli kampanya süresince bir haf- taboyuncatelefon başında deniyor... Arada televizyondan deneme yapı- yor! Bir türlü üye olamıyor ama en az dört-beş saatini telefon başında ge- çirdiğini anlıyorve Digitürk'leTürkTe- lekom arasında bir "ortaklık" olup ol- madığını düşünmeye başlıyor... ÇED KÖŞESI OKTAY EKİNCt Sezer 'Siyasete' Ne Yapsın?. (1) Yapı Denetiminde 'Ticaret...' Daha önce 595 sayılı KHK ile "27 pilot ilde" başlatılan "Yapı Denetiminin Özel Şir- ketier Eüyle Yapılması", 29 Haziran2001 günüTBMM'de- ki "tatü öncesi mesai" ile onaylanan 4708 sayılı yasayla şimdi "19 pilot ilde" uygula- nıyor... Anayasa Mahkemesi'nın ip- tal ettiği KHK'deki "pilot U" sayısmın yeni yasada "neden azaldığı" sorusu ise yanıtını şöyle buluyor: "Uygulamamn genişletileceği iller Bakanlar Kurulu kararı ile belirlene- cek..." Yanı, Bayındırhk ve Iskân Bakanlığı, "uygulamaya ha- zır olduğunu" gördüğü illeri sırası geldikçe Başbakanlığa bıldirecek. oradan da ünlü "ko- ridorlarda imzalatma" yön- temiyle bu iller de Yapı Denetimi Yasası kapsa- mma girmiş olacak... Peki, bir ılin "bu ya- saya hazır olduğu" nasıl saptanacak?... Elbettekiyasanın "örgütlen- melerini" öngördüğü şirketlerin yeteri kadar kurulup ku- rulmadığına bakılarak... Eğer o ilde yapı deneti- mi şirketle- ri kurulmuş- sa ve onlara para ödeye- rek inşaat yaptıracak kadar zen- gin ve yeterli bir "müşteri po- tansiyeü" varsa, Bayındırlık ve Iskân Bakanı Koray Aydın diğer bakan arkadaşlarına diye- cekki: "Bu ilde her şey hazır, yasa kapsamına alın..." Nitekim, 29 Haziran 2001 gecesi TBMM'den hızla geçi- rilen yasadaki 19 ile bakıldığın- da da ortak özellikleri, hem Türkiye'nin GSMH'den en çok pay alan illeri olmalan, (yani zengin iller) hem de daha ön- cekı 595 sayılı KHK'ye göre kurulan yapı denetim şirketle- rinin "en çok örgütlendikle- ri illeri" kapsamaları... Örneğin Erzincan, Osma- niye.. gibi sürekli deprem ris- kiyle iç içe yaşayan illerin bi- le sözde, deprem nedeniyle düzenlenen bu yasada "kap- sam dışında" tutulmalannm nedeninin işte bu "denetim pazarına yeterli iş ve para gûvencesini veremedikleri" olduğunu, Cumhurbaşkanı Se- zer' in 12 Temmuz 2001 'deki onayından önce de zaten yaz- mıştık... (Cumhuriyet lOTem- muz 2001). ••• Şımdı deniyor ki; "Cum- hurbaşkanı Sezer de onayla- dığına göre denıek ki bu ya- sa anayasaya uygun ve doğ- ru bir yasadır..." 595 sayıh KHK'yiiptal eden Anayasa Mahkemesi'ne Ba- yındırlık Bakanlığı'nın resmi intemet sayfasında "hakaret" de ıçerecek şekılde veryansm edenlerin, şimdi aynı KHK'nin benzeri ve hatta "daha geri" bir yasayı Anayasa Mahkeme- si'nin eski başkanı onayladı di- ye "güvenilir" ilan etmeleri, ül- kemizdeki yaygın "hukuk an- layışının" yeni bir gösterge- sinden ibaret... Hukuku sadece "kendi çı- karianna göre yorumlamayı" adeta genel bir "hukuk kültû- rüne" dönüştüren bu tür çev- reler, işlerine gelince "dev- letçi" kesilen. gelmeyin- ce de "devlet artık kü- çülsün" diye fetva ve- ren "liboşları" besle- mek gibi bir misyon da güzelce üstlenmişler, gi- dıyorlar... Düşünün, önce kendile- ri devletin (kamunun) görevini devralarak ya- pı denetiminde "pa- zar" yaratıp "iş" kuracaklar, sonra o "kü- çülttükleri" devletten yeni illeri "kendi ege- menlikleri- ne bağla- masını" ısteyecekler...Böyle- si bir "siyasal tercih"e karşı Cumhurbaşkam Sezer'in; "Takdirsiyasierkindir" şek- lindeki "demokratik" yakla- şımını da; "Demek ki bu ya- sanın hukuksal sorunu yok" diyerek açıkça istismar ede- cekler... Ne diyelim!.. Saym Sezer'e bu onayından ötürü en ufak bir gönül kınkhğımızın ya da gü- ven sarsılmasının olmadığını kendisi de biliyor... Çünkü bu yasanın, hukuku değil "siyase- ti" simgelediğini, bunun da şimdiki hükûmetin tercihi olan "kamu hizmeti verilmez, sa- tüır..." şeklinde özetlenebilecek bir siyasetten kaynaklandığını daherkes biliyor... Sözün kısası, Yapı Denetimi Yasası, "teknik" gibi görünen bir konuda Türkiye'deki ege- men "özeUeştirmeciliğin" ye- ni bir darbesi olarak devreye giriyor. Buna karşı mücadele- nin ıçeriği de aynı nedenle tek- nik olmaktan çıkıyor, ister is- temez "siyasallaşıyor..." Oekinci@ cumhuriyetcom.tr KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(<ı turk.net ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMtH POROY semihporoyCğ yahoo.com TARtHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN ~ÂNLÂ$ILAMAMI$ BİR SANA7CI.. 12 Ağustos 182?'OE 8UGÜN, ÜULÜ İNGİLİZ RESSAM VlLUAto 8LAKE(gLEYK) 7O YAÇIMPA ÖL0Ü. TİK SANArÇlLAfi AGAStNOA, ÇOK SAĞIMSIZ, Sf- Z f M POİM, İNSAM ÜUHUNA SESLEMEM ÖZ.EUJK- LesjyLE Ayüı BîK y£&/ vABt>t. BLA/CE, YAŞA- O/Ş/ ÇAĞDA GEfZçe*U£Ç£fJ Ff&HSIZ OEVKİ- Mi 'Nİ OeSTBfcUEMiŞ, gu AgAÛA DO&ANrM BO- ZjJLMASfMA KARŞI ÇI/CM/f, SeSgeST^f^r SA- VUNMUÇ7V. EM AZINOAN S'&' 8tl£, 18- YÜzy/L İMG/UZ TDPLUMU 774Mfz/MOAN /TİLMEYE YETMEKTEYOİ• \*/HJ-lAM BtA££,SOH YfL- LAKJNt YOtCSUİMUK. İÇİfJOE VE OZJM OLA/SA, kadnezar'adlt uapıhtdan b**ayrmh KADIKÖY AHKÂMI ŞAHSİYE DAVALARINA BAKMAKLA GÖREVLİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN 2000/842 Vas.aame Kadıköy, Göztepe, Cavitpaşa Sok. Inci Apt. No: 9/7 adresınde ikamet etmekte iken vefat eden m\ais Ayşe Naune Yazgan (Ist, Kadı- köy, Feneryolu Mah cilt no: 0, hane no: 580 - Mehmet Şükrü ve tnci kızı Maltepe 1325 doğ.lu) Istanbul 39. Noterliğı'nde 25.2.2000 ta- rih ve 01367 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde vasiyetname bıraktığı, vasıyetname dosyasında bulunan veraset ılamında mirasçısı Fat- ma Refikaya bütün aramalara rağmen adresı tespıt olunamadığından M.K.nun 537. maddesi gereğınce ılanen tebhgat yapılmasına karar verilmiş olmakla işbu ilan tarihinden ıtibaren Musaleh-mirasçı olduklannı ıddıa edenlerin 1 ay ıçmde mahkememıze müracaat ederek sıfatlannı beyan ve belgelemelen, aksı takdırde vasıyetnamenın açılıp okunduğunun tespıtıne daır karar venleceğı nurasçı Fatma Refi- kaya adına ılanen teblığ olunur. D günü: 18.10.2001 Saat. 10.05 "• Basın: 46445 GÖRÜŞ TANJU ERDEM Amiml(E) Canım Sıkılıyor Bu ülkede öylesine olaylarla karşılıyoruz ki sü- rekli sıkıntılar duyarak yaşıyoruz. Anımsıyorum, iktidara demokratik bir seçimle gelen DP'nin ilk işi Türkçe ezanın yerine Arapçasını okutmak ol- muştu. DildeOsmanlıca'yadönmüşlerdi. Kore'ye bir tugay asker göndermişlerdi. Halkevleri kapa- tılmıştı. NATO'ya giriş günleriydi. Meydan ABD'li generallerle, amirallerle doluydu. Bir Amerikalı korgeneral savaş zamanı Türk orgenerallerine (Ordu K. lanna) komuta edecekti. ABD'li büyükel- çiler-uzmanlar sanayileşmeyin, tarım ülkesi olun, demiryolu politikasını bırakın, karayolu inşa ede- lim, kapılannızı yabancı sermayeye koşulsuz açın telkinleri yaparlardı. Bunlara ve nicelerine canı- mızsıkılırdı. Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in, Türk aydınlanmasının canına okunuyordu aslın- da. 27 Mayıs 1960 devrimiyle yüzümüz bir anlık gül- dü. Devrim çağdaş bir anayasa getirdi. O zaman- ki iktidar sahipleri bu anayasa ile ülkeyi yönete- mediler. İlk kez ABD, Türkiye'nin Kemalist dev- rim fikirlerini taşıyan gençliğinden, asker ve sivil Kuvay-ı Milliye güçlerinden tedirgin oldu. Dahil- de işbirliği yapılarak paramiliter örgütler faaliye- te geçirildiler. Soğuk savaş yıllarında ülke kutup- lara aynldı. Çatışmalar anayasal çizgideki Kema- lizm yandaşlannı da tasfiyeye yönelen askeri mü- dahalelerie son buldu. Türkiye'yi yöneten merkez sağ siyasal kesim hiçbir zaman demokrat ve halk- çı olamadı. Giderek Atatürkçü düşünce sistemi ve kjeolojisı devletyönetiminden uzaklaştınldı. Bun- lara gene canımız sıkıldı. Şimdi teslimiyetin son aşamasındayız. özel- leştirme adı altında ulusal ekonominin üretim, fi- nans, hizmet kaleleri yok ediliyor. Yabancılara yok pahasına satılıyor. Korkanm ki bunlar bitecek, sıra ulusal güvenliğimizi doğrudan etkileyen po- litik taleplere gelecektir. Türkiye yeni çağda ade- ta Osmanlı'nın çöküş dönemi öncesi bir görünüm arzediyor. İç ve dış borçların toplamı GSMH'nin yıllık toplamını aşıyor. Hükümet yetkililerine göre IMF'nin istediği ödevlerimizi yapıyoruz. Haksız- lığa uğruyoruz. IMF krizden çıkabilmemiz -için ye- ni borçlar veriyor. Borçlarla borç faizleri ödeniyor. Ama anaparave faizleri kabanyor. Bu bir kısırdön- gü. Bizi bu borç belasına sokan Özal hükümet- leri ve onu takip edenleri medya adeta kutsaya- cak. Sn. Derviş, özal'a benzetilıyor. Acaba mem- nunmudur bu benzetmeden.. Orta vadede duru - mun arzettiği ciddiyetin yeterince ayırdında mı- yız? 30 Ağustos'ta, Lozan'da askeri ve diploma- tik alanda utku kazanan akıllı, çalışkan, onurlu, dinamik, erdemli lider ve kadrolannın emanetle- rini iyi taşıyamadığımızın bilincinde miyiz? Birba- rış dönemınde bir ülke halkı böylesine sıkboğaz edilir, ulusun maddi ve manevi varlıklan satış ko- nusu olur mu? Canım sıkılıyor. Ağır krizde bir azınlık, milletle alay edercesine dışardan getirdiği istakozlarla düğün yapıyor. Ka- tılanlar zehirleniyor da haberdar oluyoruz. Med- yada paparazzi, televole programlan gözde. Yö- netim durumu düzeltmek için variıklılardan neden yeterli vergi almaz? Onlar gösterişe, lükse har- carken neden devletlerini gönüllü desteklemez- ler? SizTÜSlAD'dan hiç bu yönde bir görüş duy- dunuz mu? Bu insanlara, gruplara dokunmak ateşle mi oynamaktır? Canım sıkılıyor. Özelleştiımeden sağlanan kaynaklann, borçla- rın ödenmesinde etkinlikle kullanıldığını sanma- yın. Duyuyorum, özelleştirmenin yeni Bakanı'nın yakın memuru 30 yaşlarında bir genç; personel, mali yönetim, idare hukuku gibi konularda bilgi, görgü ve deneyimi olmayan biri. Bakanın emriy- le bir müesseseye doğrudan genel müdür olarak atanıyor. Bir de yönetim kurulu üyeliği veriliyor. Böylesine ciddi bunalım yaşayan bir ülkede dev- letin gelirlerinin, makamlarının ölçüsüzce dağıtıl- ması (talan edilmesi) taşınılan sorumlulukların ağırlığıyla bağdaşır mı? Olaylardan ders alması- nı bilmiyoruz. Canım sıkılıyor. Duyuyorum. Ziraat Bankası yeni yönetimi ha- len personel kıyımı yapmakla meşgul. Ziraat Ban- kası'nın bankacılık alanında kimi en değerli ele- manlarını ayırt etmeden, seçici davranmadan darmadağm ederek emekliliklerini istetip banka MArkosıSo. 8,Sü.Vde BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ Genellikle yelken bezin- denyadame- şinden yapıl- 3 mış büyük heybe... Nazik _ olmayan. 2/ "Ne atom bombası/ Ne Londra Kon- feransı/ Bir elinde cımbız/ ' Bir elinde —/ Umu- runda mı dünya" (Orhan Veli)... 2 Önemli tarihsel ol- 3 gu. 3/Birnota... Çi- rozluktan sonra yağ- 5 lanmaya başlayan us- kumru. 4/ Yankı... Boşlukta 300.000 8 km/sn'lik bir hızla g yayılan ışık taneciği. 5/ Giyim süslemede ya da şapka, çanta, sepet ör- mede kullanılan parlak ve dayanıklı şerit. 6/ Gö- ğün yedınci katında olduğu varsayılanbir makam... Fizikte kullanılan bir güç birimi. II Ev makarna- sı... Brezilya'nın plaka işareti. 8/ Kanaat... Bir tür deniz taşımacılığı. 9/ Eski Mısır'da güneş tann- sı... Üstün, çok iyi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ayın ve kimi yıldızlann dolayındaki ışık çev- resi... Kâğıt üretimiyle ilgili kuruluşumuzun kı- sa yazılışı. 2/ Kafiye... Gelir. 3/ Radon elemen- tinin simgesi... Bir poliçenin arkasvna yazılan ha- vale emri. 4/ Denizli'nin bir ilçesi... Eski bir uzunluk ölçüsü. 5/ Namus. 6/ Kısa tüylü bir av köpeği... Bir işi yaptırabilme gücü. II Az tavlı top- rak... "Cezmi — " : Atletimiz. 8/ Avukatlannbağ- lı olduğu meslek kuruluşu... Bir değiş tokuşta üste verilen şey. 9/ Dinsel tören... Sürütme ağı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle