22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 2 AĞUSTOS 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(n cumhuriyet.com.tr 15 Oyun Atölyesi, üç ay içinde kendi mekânlanna kavuşacak olmanın sevincini yaşıyor atıat lüks değil bir ilıtiyaçNENAÇALİDİS Istanbul, Moda'nm ara sokaklannda üç ay sonra yenı bir tiyatro salonuna kavuşuyor. Ha- luk Bilginer Zuhal Olcay çiftinın tüm varlıkla- nnı ve ıdeallerinı koyduklan Oyun Atölyesi, bundan sonra oyunlannı sürekli olarak kendi mekânlannda sahneleyecek. Heniiz inşaat ha- linde olan tiyatroda şu anda ne sahne, ne de iz- leyici koltuİdan var. Aslında bu onlar için ilk değil. Bilginer çifti 1996 yılında Üsküdar'da yine bir salon açmıştı, fakat yaşadıklan talih- siz bir yangınla sezonu açamadan en büyük ha- yallerine veda etmişlerdi. Ne yangın, ne ekono- mik kriz, ne de tiyatro öldü ölüyor söylentileri onlan yıldırmadı, şimdi onların aklında olan tek şey perdelerini yeni oyunlan ile açacaklan ilk gün.. Kalaslann ve inşaat demirlerinin ara- sında konuştuğumuz Bılginer'in. "verdiğjniz emekler sizin çocuğunuz oluyor" derken, mut- luğu ve heyecanı gözlerinden okunuyor. - Yenklen bir tiyatro kurma karan aldınız... HALUK BİLGİNER - Tiyatromuz üç ay içinde tamamlanıyor. Isteklerinizi kendiniz ger- çekleştirmek zorundaysanız sanat yapabilece- ğiniz alanın altyapısını da oluşturmak size ka- lıyor. Türkiye'de özel tiyatrolann başında bulunan en büyük sorunlardan biri salon- f suzluk. Örneğin A\ rupa'da durum böy- le değil. Orada siz nasıl daha iyi sanat yapacağınızı düşünürsünüz ancak. Çi- mentonun veya demirin ne kadar ol- duğu ile uğraşmazsınız. Şikâyet gi- bi gelse de kulağa. ben bunlan ya- parken hiç gocunmuyorum. Verdi- ğinız emekler sizin çocuğunuz olu- yor. Zorluklarla boğuşmak işi daha çok sahiplendiriyor. Gönül isterdi ki buna harcayacağım enerjiyi sah- nede yapacaklanmda kullanabil- seydım. Kriz bahane edilerek kurum ve şirketler spon- sorluklannı çekiyor. Ta- mamen kendi çabalan- mızla yapmaya çahş- tığımız bir şe- yin için- de olmamak onlann kaybı bence. Sponsorlann sa- natçının dostuyum mantığı ile olaya yaklaşıp kokteyllere katılmaksa sanattan anladıklan. ben onlann bu düşüncesine katılmadığım gibı, dü- zenledikleri törenlere de katılmayı düşünmüyo- rum bundan sonra. Bunlar göstermelik gibi ge- liyor bana. "Biten tiyatro değil tiyatrocular' - Yeni tiyatronuz için nasıl bir oyun repertu- van hazırladınız? BİLGİNER - Yüdınm Türker'in benim için yazdığı tek kişilik bir oyun var. Shakespeare'in kötü karakterlerinden yola çıkarak insanın kö- tülüğünü irdeleyen bir oyun. Aynca Antony Ho- rowhz'in ilk tiyatro eseri olan ve Türkçeye çev - rilmemiş 'Mindgame'i oynayacağım. Aynhş'ın yanı sıra Zuhal Okay'ın tek kişilik müzik ağır- lıklı bir gösterisi de olacak. Geçen yıl yer alan çocuk oyunumuz da devam edecek. Insanlara, şunu söylemeliyiz; sanat bir lüks değil bir ihti- yaçtır, sanat size insan olduğunuzu hatırlatan tek şeydir. Onun için geli«, insan- lığmızı hatırla- yın, biz yaparken hatırlıyoruz, siz de dınlerken hatırlayın. - Ülkenin içinde bulunduğu kriz ortamını göz önünde bulundurursak attığınız adım cesurca. Bu adım sizi kaygriandırmadı mı? BİLGİNER - Biz bir fabnka kurmuyoruz. Fabrika kuruluşlannda göz önünde bulunduru- lan kriterler belli. önce bir fizıbilite çahşması yapıhr, bunun kaç yılda geri döneceğı hesapla- nır ve beklenenden daha uzun sürede geri dö- nerse o zaman o yatınm yapılmaz, bu sanayi mantığı budur. Sanat mantığı bunun tamamen tersidir. Siz bundan hiçbır dönüşüm beklemez- siniz. Bu bina ne zaman kendi masraflannı çı- karmaya başlar diye sorarsanız bunun yanıtı yoktur. Biz kendı evimızde daha özgür işimizi daha güzel yapabilmenin peşındeyiz. Devamlı dolaşmanın insana verdiği bir rahatsızhk var biz bunu yok etmek istedik bu yatınmla. - Türkiye'de 'tiyatronun bittiği' iddialan var. Bunun gerçeklik payı nedir? BİLGİNER - Türkiye'de tiyatrocular bitmiş olabilir ama tiyatro katiyyen bitmez. Tiyatro bitti diyen tiyatroculann birazcık dönüp yaptık- larına ve yapmak istediklerine bakmalan gerek. Türkiye'de iki tip tiyatrocu var bence. Biri biz tiyatro yapıyoruz abi nasıl seyirci çekeriz. na- sıl popüler bir şey yapanz mantığı ile davranan- lar. Bir diğeri de hamasi tiyatrocular. vatan kur- taran şaban gibi ortada dolaşırlar. İki türden de sakınmak gerek. Üçüncü tarzı yaratmalıyız kendi içimizde. Bunlar işi samimiyetle ve sev- diği için yapan kişiler. Türkiye'de 250 - 300 bin arasında bir tiyatro izleyici kitlesi var. Eğer yap- tığınızda samimiyseniz o zaman yavaş yavaş gerçek tiyatroya ulaşıyorsunuz. Durum böyle olunca izleyici kitlesi de kaliteleşiyor. - İzleyici profili değişti. ekonomik kriz var gi- bi öne sürülen bahaneler aslında tiyatronun iz- leyici kaybınm net bir açıklaması değil mi? "BİLGİNER - 1960'h yıllara oranla izleyici profilinde belli bir değişimin yaşandığı doğru. Küreselleşme, internet gibi kavramlar daha or- taya çıkmamıştı. Bu azalmaya tiyatroculann da katkısı büyük. Tiyatrocular eğer yapaylıklar- dan kurtulup samimi olarak devam etselerdi işe, o seyirciyi kaybetmeyeceklerdi. Sadece se- yirciye gücenip oturup ağlamanın anlamı yok. Edinburgh Festivali'ne ^> - katılacaklar Haluk Bilginer, r Edinburgh Festivali 'ne şimdiye kadar Türkiye 'den hiçbir oyunun katılmadığım ama artık vaktinin geldiğini söylüyor. - Devletin ti- yatrolara yap- tığı yardım, sorunlan ne derece çöze- biüvor? BİLGİNER - Sanata destek vermek devletin görevlerinden biri. Bunu yapmazsa göre- vini ihmal ediyor demek- tir. Tiyatrolara yardım adı altında acması bir bütçe çıkan- lıyor. Bu mebla tüm tiyatrolara dağıtıhyor. Geçen yıl Oyun Atölyesi olarak aldığımız para salonun 20 haftalık kirasını karşılamıştı. Dilenciye para vermek gibi bir şey. O dilenci- nin dilenmemesini sağlamak gerekir. Tiyatroyu samimiyetle yapmayan insanlara 250 milyar versenız ne olacak, önemli olan miktar değil neler yapılacağı ve lstanbul'a bir tiyatro kazandır- mış olmam. Devlet, sanat yapı- lacak ortamı hazırlamalı. - Tiyatrocu kimliğiniz yanın- da dizl,filmve reklamlarda o>- nuyorsunuz. Tüm bu çabalan- nıa ne adına yapıyorsunuz? BİLGİNER- Reklamı sanat için yaptığımı söylersem insan- lar güler. Para için yapmama rağmen çok seçici davranıyo- rum. Keşke ideal bir dünyada tüm enerjimi tiyatroya verip sırf tiyatro yapabilsem. Vaktiy- le 1 milyon dolan geri çevir- dim. O teklifi değerlendirmiş olsaydım şu an iki tiyatrom ola- caktı. - Yeni bir projeniz var mı? BİLGİNER - Olanaklar el verdîğT sürece Oyun Atölyesi tıyatrolannı çoğaltmayı düşü- nüyoruz. Edinburgh Festiva- li'ne şimdiye kadar Türki- ye'den hiçbir oyun katılmadı. Ama artık bir Türk oyunun In- gilizce oynanmasımn vakti gel- diğini düşünüyorum. Kısa bir süre içinde Oyun Atölyesi ola- rak Edinburgh Festivali'ne ka- tılmayı düşünüyoruz. İLERİDERGİSİNİN YENİ SAYISI Sıvas katliamı özeldosyası Kültür Servisi - İki aylık gençlik ve siyaset dergisi 'İkri'nin temmuz-ağustos sayısı çık- tı. Ulkenin içinde bulunduğu ekonomik bu- nahm ve onun siyasi yansımalanyla ilgili ya- zılann ağırhkta olduğu derginin giriş yazısın- da gençliğin umutlanndan ve özlemlerinden vazgeçemeyeceği belirtilerek Metin Demir- taş'm şu dizelerine yer veriliyor: "Bizim de delikanhlarunız varcnrChe Guevara/ Yokluk- lardan biyol kopup gebniş / Üç zeytin üç ek- mek üniversitelerde/ Su gibi ktzlar çarpar ön- ce, alkolvurur/Öfkeli dolanır caddelerde/ Ve başkaldınr akıllan suvu erende" Dergı Filiz Dogan. İsmail Bostancıoğtu, Sunay Akın ve SadıkAslankara'nın yazılanndan oluşan bir 'Sıvas Dosyası' hazırladı. Aziz Nesin de katli- am sonrası yazdığı 'Suçlu Kim' adlı yazısıy- la okura sesini duyuruyor. Dergide GökçeFırat'ın 'Serbest Piyasadan Kurtulmak', Prof. Dr. Tamer İşgüden'in 'Ka- buğunu Düşürmüş Yengeç Gibiyiz", AttilâU- han ın 'Intibah Başladı'. Yekta Güngör Öz- den'in 'Krizler Dönemi', Yrd. Doç. Dr. Az- iz Konukman'ın 'Eski Politikaya Devam', Samir Amin'in 'Emperyalizm ve Küresel- leşme' . NecdetÇelen'in 'Böyle Gitmez'. Fu- ad Yasin'in 'Küreselleşme Yeni Sömürgeci- liğin Nazik Bir lfadesi', GüneşAyas'ın' Dev- let Üniversitelerinin Çökertilmesi', Prof. Dr. Alparslan Işıklı'nın 'Bilime ve Üniversiteye Karşı Küresel Saldın', Prof. Dr. Nur Şer- ter' in 'Türk Yükseköğretiminde Devlet Üni- versiteleri', Filiz Doğan'ın 'Omzumda Kesik Bir El. ki Hâlâ Durmadan Kanar', İsmail Bostancıoğlu'nun '2 Temmuz ve Sıvas'ı Unutmak'. Sunay Akın'ın 'Yanm Saat için- de'. M. Sadık Aslankara'nın 'Eren Aysan'a Değil Size Söylenmiştir'. AzizNesin'in 'Suç- lu Kim', Prof. Dr. Suat Gezgin'in 'Yeni RTÜK Yasasf, Bedri Baykam'ın 'Bir Ke- malistin Kültürel Genlla Eylemleri ve Deği- şen Dünya Sanat)'. Öner Yağcı'nın 'Nâzım Hikmet Yılı'na Doğru'. Prof. Dr. AhmetSal- ükm 'Küreselleşme ve Cumhuriyetin Sağ- lığı", Okan İşbecer'in 'Ahmet Altan ve 31 Mart Paranoyasf ve Erkin Yurdakulun 'Ka- pitalizmin Fethedemediği Yeni Bir Kıta' ad- lı yazılan yer alıyor. The Observer Review, Hollywood'daki İngiliz oyunculan eleştirdi Gerçek kötiiler Bıitanyalı mı? Kültür Servisi - İngiliz 'The Observer Revi- ew' gazetesi son dönemde Hollyvvood'da kötü adam karakterlennin İngiliz oyunculardan se- çılmesini ele aldı. Gazetede yer alan haber son zamanlarda Hollywood filmlerinde 'kötü adam'lan canlandıran oyunculann Britanyalı- lardan seçildiğine ama bu o^nculann rolleri- ne oturmadıklannı. işaret ediyor. Gazete bura- dan yola çıkarak şu soruyu gündeme getinyor: 'Kötü adam'ı kim, nasıl canlandırmalı? Yazıda 'Atilla Han' (Atilla the Hun) serile- ri ve Wes Craven'ın 'Dracula 2001'indeki kö- tü adam rollen için çok uygun olan ama her halınden şeytani bir karizma ve çekiciliğe sa- hip olmadığı belli olan Iskoç oyuncu Gerard Butler'ın bir filmde korkunç bir vampıri oy- nayacak son isim olması gerektiği söyleniyor. Observer'a göre yine bir Iskoç olan Dougray Scott için de aynı şey geçerli. Aslında yufka yürekli, iyi bir kahramanı canlandırabılecek bir görünüme sahip olan Scott'ı yapımcılann cüsseli ve enerjik görünümünden cesaret ala- rak 'Göfe\imiz Tehlike 2'de (Mission Impos- sible II) kötü adam rolünde oynattıklan me- rak konusu. Tek dûş kınklığı yaratmayan Hopkins Yeni kuşak oyuncular 'kötü adam'lan gere- ken dennlikte canlandırabibnek. o şeytani zev- ki yaşamak ve yaşatmak, bu rollerle hatırlana- bilmek için, zalim kişilikleri başarıyla canlan- dıran usta oyunculan örnek alma ıhtiyacı du- yuyorlar. Ancak bu konudaki başanlı ustala- nn sayısı da çok değil. John Travolta, 'Yüz Yüze'de (Face/Off) ve 'en kötü erkek ovnncu' dalmda 'Altın Ahududu' aldığı 'Battlefıeld Earth' filmindeki kötü adam rollerinde umu- lanı veremedi. Gene Hackman hâlâ politıka çarkında entnkalar çe\ ıren ve se\ ılmeyen ka- rakterlen oynamak istıyor. Al Pacino da 'Şey- tanuı Avukatı' filmindeki 'şejtan' rolüyle ba- şansız oldu. Observer'a göre 'kötü adam' rollerinde ha- yal kınklığı yaratmayan tek isim ıse. 'Kuzula- nn Sessizliği' adlı seride canlandırdığı şeytani doktor 'Hannibal Lecter' karakteriyle Anthony Hopkins tı Gazete şjmdıki oyunculann da farkh bir gra- fik çizmediğini belirterek Keanu Reeves'ın, 'İzleyici' (The Watcher) filminde canlandırdı- ğı 'seri katil'i gerektiği gibi yorumlayamadı- ğını örnek göstenyor. Habere göre Reeves sa- dece karakterin vücut geliştirme, güçlü olma gibi yönlenne ağırhk vermiş, ruh halinı yan- sıtamamıştı. Observer yoğun eleştırilerinı sür- dürüyor: "Matt Damon. 'Yetenekli Bay Rip- ley' filminde kusurlu bir oyunculuk sergikdL Damon tehlikeden ve 'kötü'lükten çok ahlaki değerleri öne çıkardı. Before Night Falls" fil- minde canlandırdığı teğmen rolünde Johnny Depp'in izleviciyi çileden çıkaran sinirli bir ta- vuia yürümesi o anın psikolojisini göstenyor olabilir, ama oyunculuk boş." Geçtiğimiz yıl Kim Bassinger ile 'Kutsan- mış Çocuk' ('Bless The Child') filminde oy- nayan Rufus Sewell, 'Britanyalı kötü adamlar' konusunda; "Bu rolleri hep İngUizler oynuyor. Sanınm bu, İngilizceyi konuşma farkİıuğıyla ya da konuşulan dilin doğasında var olan gü- vensizlikle ilgili bir şey" diyor. Obser\ er tüm bunlara sebep olarak senaryo hatalannı. seçilen oyuncunun başansızlığı, ya da zalimlerin çoğunluğunun Ingilizlertarafın- dan canlandınlmasını gösteriyor. Haberde şu görüşe de yer veriliyor: u Amasonuçta,pekçok deneyimli oyuncunun ve yeni kuşak aktöıierin, eskilerin yansıtnğı "kötülüklerden zevk alma' derinliğini ve psikolojisini çok iyi tasvir edemedikleri bir gerçek." İzmir'de açıkhava sineması • İZMİR (AA) - Izmır Büyükşehır Belediyesi Açıkhava Sineması, izleyicilere sevilen filmleri sunmaya devam ediyor. Her akşam saat 21.15'te Peker Mahallesi Parkı'nda bugün 'Duruşma', yann 'Cumhuriyet', 14 Ağustos Salı 'Hemşo', 15 Ağustos Çarşamba "Oyunbozan'. 16 Ağustos Perşembe 'Komser Şekspir", 17 Ağustos Cuma 'Filler ve Çimen' ücretsiz olarak izlenebilecek. Bilgi'de Kültürel inceleıneter' • Kültür Servisi - Istanbul Bilgi Üniversitesi, 2001-2002 akademik yılında 'Kültürel Incelemeler" (Cultural Studies) alanındayeni bir yüksek lisans programı açıyor. Iletişim Fakültesi bünyesinde açılan ve koordinatörlüğünü Aydın Uğur'un yaptığı Kültürel Incelemeler Yüksek Lisans Programı, günümüz dünyasının kültürel dinamiklerini analiz etmeye yönelik sosyoloji. tarih, siyaset bilımi, iletişim incelemeleri. edebiyat kuramlan, film ve televizyon incelemeleri alanlannda dersler içeriyor. Programın akademik kadrosu Murat Belge, Mete Tunçay, Jale Parla. Nabi Avcı. Murat Ozbank, Arus Yumul. Besim Delaloğlu. Ahmet Kuyaş. NVendy Mer>em K. Shaw. Fatıh Özgüven, Eylem Yanardağoğlu ve Elif Şafak'tan oluşuyor. Türkçe ve Ingilizce olmak üzere iki ayn dilde yürütülecek olan programa son başvuru tarihi 19 Eylül 2001. (Aynntıh bilgi için: 0212 293 50 101 www.bilgi.edu.tr) Yeni Türkü, Harem ve Peny Kenaki • Kültür Servisi - Yeni Türkü, yeni projelerle hayranlarınm karşısına çıkıyor. Türkiye. Yunanistan, Avrupa ve Israil'de verilecek konserlerde gruba, Yunan şarkıcı Peny Xenaki \e Türkiye'nin en iyi perküsyon grubu Harem eşlik edecek. 19 Ağustos Pazar günü Harbiye Açıkhava'da başlayacak konser programı şöyle: 21 Ağustos Izmir. 25 Ağustos Marmaris, 27 Ağustos Ankara, 28 Ağustos Bodrum, 29 Ağustos Antalya, 30 Ağustos Ispanya, 17 Kasım Israil. Yunanistan'da ise kasım ayı ıçerisinde 4 konser verilecek. Cazcı Blanchard ünivepsitede • NEW ORLEANS (AP) - Cazcı, trompet sanatçısı ve besteci Terence Blanchard, New Orleans Üniversitesi 'nin caz bölümünde başkan olarak görev alacak. Üniversitenin rektörü Gregory O'Brien, sanatçının hemen göreve başlayacağını açıkladı. Cazcı Ellis Marsalis'le beraber çalışan, şimdi de onun görevini devxalan Blanchard için O'Brien, "Ellis eşsizdi. Fakat Terence bu pozisyona çok uygun" diye konuştu. 39 yaşındaki Blanchard, Spike Lee için film müzikleri yaparak Hollywood'da da birkariyer edindi. Yaba Edebiyat'ta 'Anarşizm' • Kültür Sen isi - Yaba Edebiyat dergisinin temmuz-ağustos sayısında. anarşizmin önde gelen isimleri Emma Goldman'ın 'Anarşizm Gerçekte Neyi Simgeliyor?' başhklı yazısı, Yüksel Demirekler'in çevirisiyle sunuluyor. Dergide aynca Müslüm Yücel'in 'Bilim ve Edebiyat' başhklı incelemesinin yanı sıra, Cengiz Yıldınm'ın 'Bir çağ sancısı Tevfik Fikret' yazısı yer alıyor. Yaba dergisi, iki yıl önce yitirdiğimiz öykücü Hakkı Özkan anısına 'Sokaktaki İnsan' konulu öykü yazma günlerini başlatıyor. Öykü yazan herkesin yedi sayfayı geçmeyecek öykülerini 15 Şubat 2002 tarihine kadar dergi adresine ulaştırmalan gerekiyor. BUGÜN • BEYOĞLU SİNEMASI'nda Onat Kutlar anısına düzenlenen şenlikte Pedro Almodovar'ın 'Annem Hakkmda Her Şe>' adlı filmi izlenebilir. (251 32 40) • BÜYÜKADA KİTAP ŞENLİĞİ'nde, saat 17.00 - 19.00 arasında Mıgu-diç Margosyan'ın imza günü ve söyleşisi gerçekleşecek. (0212 362 33 66) • İŞSANAT'ta 13.00, 16.15, 19.30 saatlerinde Patrice Chereau'nun 'Kraliçe Margot' adlı filmi gösterilecek. (316 15 77) • NÂZIM KÜLTÜREVİ'nde saat 16.00'da Charlie Chaplin'in 'Sahne Işıklan' isımlı filmi izlenebilir. (245 04 81)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle