Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 2 AĞUSTOS 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(n cumhuriyet.com.tr 15
Oyun Atölyesi, üç ay içinde kendi mekânlanna kavuşacak olmanın sevincini yaşıyor
atıat lüks değil bir ilıtiyaçNENAÇALİDİS
Istanbul, Moda'nm ara sokaklannda üç ay
sonra yenı bir tiyatro salonuna kavuşuyor. Ha-
luk Bilginer Zuhal Olcay çiftinın tüm varlıkla-
nnı ve ıdeallerinı koyduklan Oyun Atölyesi,
bundan sonra oyunlannı sürekli olarak kendi
mekânlannda sahneleyecek. Heniiz inşaat ha-
linde olan tiyatroda şu anda ne sahne, ne de iz-
leyici koltuİdan var. Aslında bu onlar için ilk
değil. Bilginer çifti 1996 yılında Üsküdar'da
yine bir salon açmıştı, fakat yaşadıklan talih-
siz bir yangınla sezonu açamadan en büyük ha-
yallerine veda etmişlerdi. Ne yangın, ne ekono-
mik kriz, ne de tiyatro öldü ölüyor söylentileri
onlan yıldırmadı, şimdi onların aklında olan
tek şey perdelerini yeni oyunlan ile açacaklan
ilk gün.. Kalaslann ve inşaat demirlerinin ara-
sında konuştuğumuz Bılginer'in. "verdiğjniz
emekler sizin çocuğunuz oluyor" derken, mut-
luğu ve heyecanı gözlerinden okunuyor.
- Yenklen bir tiyatro kurma karan aldınız...
HALUK BİLGİNER - Tiyatromuz üç ay
içinde tamamlanıyor. Isteklerinizi kendiniz ger-
çekleştirmek zorundaysanız sanat yapabilece-
ğiniz alanın altyapısını da oluşturmak size ka-
lıyor. Türkiye'de özel tiyatrolann başında
bulunan en büyük sorunlardan biri salon- f
suzluk. Örneğin A\ rupa'da durum böy-
le değil. Orada siz nasıl daha iyi sanat
yapacağınızı düşünürsünüz ancak. Çi-
mentonun veya demirin ne kadar ol-
duğu ile uğraşmazsınız. Şikâyet gi-
bi gelse de kulağa. ben bunlan ya-
parken hiç gocunmuyorum. Verdi-
ğinız emekler sizin çocuğunuz olu-
yor. Zorluklarla boğuşmak işi daha
çok sahiplendiriyor. Gönül isterdi
ki buna harcayacağım enerjiyi sah-
nede yapacaklanmda kullanabil-
seydım. Kriz bahane edilerek
kurum ve şirketler spon-
sorluklannı çekiyor. Ta-
mamen kendi çabalan-
mızla yapmaya çahş-
tığımız bir şe-
yin için-
de
olmamak onlann kaybı bence. Sponsorlann sa-
natçının dostuyum mantığı ile olaya yaklaşıp
kokteyllere katılmaksa sanattan anladıklan. ben
onlann bu düşüncesine katılmadığım gibı, dü-
zenledikleri törenlere de katılmayı düşünmüyo-
rum bundan sonra. Bunlar göstermelik gibi ge-
liyor bana.
"Biten tiyatro değil tiyatrocular'
- Yeni tiyatronuz için nasıl bir oyun repertu-
van hazırladınız?
BİLGİNER - Yüdınm Türker'in benim için
yazdığı tek kişilik bir oyun var. Shakespeare'in
kötü karakterlerinden yola çıkarak insanın kö-
tülüğünü irdeleyen bir oyun. Aynca Antony Ho-
rowhz'in ilk tiyatro eseri olan ve Türkçeye çev -
rilmemiş 'Mindgame'i oynayacağım. Aynhş'ın
yanı sıra Zuhal Okay'ın tek kişilik müzik ağır-
lıklı bir gösterisi de olacak. Geçen yıl yer alan
çocuk oyunumuz da devam edecek. Insanlara,
şunu söylemeliyiz; sanat bir lüks değil bir ihti-
yaçtır, sanat size insan olduğunuzu hatırlatan
tek şeydir. Onun için geli«, insan-
lığmızı hatırla-
yın, biz yaparken hatırlıyoruz, siz de dınlerken
hatırlayın.
- Ülkenin içinde bulunduğu kriz ortamını göz
önünde bulundurursak attığınız adım cesurca.
Bu adım sizi kaygriandırmadı mı?
BİLGİNER - Biz bir fabnka kurmuyoruz.
Fabrika kuruluşlannda göz önünde bulunduru-
lan kriterler belli. önce bir fizıbilite çahşması
yapıhr, bunun kaç yılda geri döneceğı hesapla-
nır ve beklenenden daha uzun sürede geri dö-
nerse o zaman o yatınm yapılmaz, bu sanayi
mantığı budur. Sanat mantığı bunun tamamen
tersidir. Siz bundan hiçbır dönüşüm beklemez-
siniz. Bu bina ne zaman kendi masraflannı çı-
karmaya başlar diye sorarsanız bunun yanıtı
yoktur. Biz kendı evimızde daha özgür işimizi
daha güzel yapabilmenin peşındeyiz. Devamlı
dolaşmanın insana verdiği bir rahatsızhk var
biz bunu yok etmek istedik bu yatınmla.
- Türkiye'de 'tiyatronun bittiği' iddialan var.
Bunun gerçeklik payı nedir?
BİLGİNER - Türkiye'de tiyatrocular bitmiş
olabilir ama tiyatro katiyyen bitmez. Tiyatro
bitti diyen tiyatroculann birazcık dönüp yaptık-
larına ve yapmak istediklerine bakmalan gerek.
Türkiye'de iki tip tiyatrocu var bence. Biri biz
tiyatro yapıyoruz abi nasıl seyirci çekeriz. na-
sıl popüler bir şey yapanz mantığı ile davranan-
lar. Bir diğeri de hamasi tiyatrocular. vatan kur-
taran şaban gibi ortada dolaşırlar. İki türden de
sakınmak gerek. Üçüncü tarzı yaratmalıyız
kendi içimizde. Bunlar işi samimiyetle ve sev-
diği için yapan kişiler. Türkiye'de 250 - 300 bin
arasında bir tiyatro izleyici kitlesi var. Eğer yap-
tığınızda samimiyseniz o zaman yavaş yavaş
gerçek tiyatroya ulaşıyorsunuz. Durum böyle
olunca izleyici kitlesi de kaliteleşiyor.
- İzleyici profili değişti. ekonomik kriz var gi-
bi öne sürülen bahaneler aslında tiyatronun iz-
leyici kaybınm net bir açıklaması değil mi?
"BİLGİNER - 1960'h yıllara oranla izleyici
profilinde belli bir değişimin yaşandığı doğru.
Küreselleşme, internet gibi kavramlar daha or-
taya çıkmamıştı. Bu azalmaya tiyatroculann da
katkısı büyük. Tiyatrocular eğer yapaylıklar-
dan kurtulup samimi olarak devam etselerdi
işe, o seyirciyi kaybetmeyeceklerdi. Sadece se-
yirciye gücenip oturup ağlamanın anlamı yok.
Edinburgh Festivali'ne
^> - katılacaklar
Haluk Bilginer, r
Edinburgh
Festivali 'ne şimdiye
kadar Türkiye 'den
hiçbir oyunun
katılmadığım ama
artık vaktinin
geldiğini söylüyor.
- Devletin ti-
yatrolara yap-
tığı yardım,
sorunlan ne
derece çöze-
biüvor?
BİLGİNER
- Sanata destek
vermek devletin
görevlerinden biri.
Bunu yapmazsa göre-
vini ihmal ediyor demek-
tir. Tiyatrolara yardım adı
altında acması bir bütçe çıkan-
lıyor. Bu mebla tüm tiyatrolara
dağıtıhyor. Geçen yıl Oyun
Atölyesi olarak aldığımız para
salonun 20 haftalık kirasını
karşılamıştı. Dilenciye para
vermek gibi bir şey. O dilenci-
nin dilenmemesini sağlamak
gerekir. Tiyatroyu samimiyetle
yapmayan insanlara 250 milyar
versenız ne olacak, önemli olan
miktar değil neler yapılacağı ve
lstanbul'a bir tiyatro kazandır-
mış olmam. Devlet, sanat yapı-
lacak ortamı hazırlamalı.
- Tiyatrocu kimliğiniz yanın-
da dizl,filmve reklamlarda o>-
nuyorsunuz. Tüm bu çabalan-
nıa ne adına yapıyorsunuz?
BİLGİNER- Reklamı sanat
için yaptığımı söylersem insan-
lar güler. Para için yapmama
rağmen çok seçici davranıyo-
rum. Keşke ideal bir dünyada
tüm enerjimi tiyatroya verip
sırf tiyatro yapabilsem. Vaktiy-
le 1 milyon dolan geri çevir-
dim. O teklifi değerlendirmiş
olsaydım şu an iki tiyatrom ola-
caktı.
- Yeni bir projeniz var mı?
BİLGİNER - Olanaklar el
verdîğT sürece Oyun Atölyesi
tıyatrolannı çoğaltmayı düşü-
nüyoruz. Edinburgh Festiva-
li'ne şimdiye kadar Türki-
ye'den hiçbir oyun katılmadı.
Ama artık bir Türk oyunun In-
gilizce oynanmasımn vakti gel-
diğini düşünüyorum. Kısa bir
süre içinde Oyun Atölyesi ola-
rak Edinburgh Festivali'ne ka-
tılmayı düşünüyoruz.
İLERİDERGİSİNİN YENİ SAYISI
Sıvas katliamı
özeldosyası
Kültür Servisi - İki aylık gençlik ve siyaset
dergisi 'İkri'nin temmuz-ağustos sayısı çık-
tı. Ulkenin içinde bulunduğu ekonomik bu-
nahm ve onun siyasi yansımalanyla ilgili ya-
zılann ağırhkta olduğu derginin giriş yazısın-
da gençliğin umutlanndan ve özlemlerinden
vazgeçemeyeceği belirtilerek Metin Demir-
taş'm şu dizelerine yer veriliyor: "Bizim de
delikanhlarunız varcnrChe Guevara/ Yokluk-
lardan biyol kopup gebniş / Üç zeytin üç ek-
mek üniversitelerde/ Su gibi ktzlar çarpar ön-
ce, alkolvurur/Öfkeli dolanır caddelerde/ Ve
başkaldınr akıllan suvu erende" Dergı Filiz
Dogan. İsmail Bostancıoğtu, Sunay Akın ve
SadıkAslankara'nın yazılanndan oluşan bir
'Sıvas Dosyası' hazırladı. Aziz Nesin de katli-
am sonrası yazdığı 'Suçlu Kim' adlı yazısıy-
la okura sesini duyuruyor.
Dergide GökçeFırat'ın 'Serbest Piyasadan
Kurtulmak', Prof. Dr. Tamer İşgüden'in 'Ka-
buğunu Düşürmüş Yengeç Gibiyiz", AttilâU-
han ın 'Intibah Başladı'. Yekta Güngör Öz-
den'in 'Krizler Dönemi', Yrd. Doç. Dr. Az-
iz Konukman'ın 'Eski Politikaya Devam',
Samir Amin'in 'Emperyalizm ve Küresel-
leşme' . NecdetÇelen'in 'Böyle Gitmez'. Fu-
ad Yasin'in 'Küreselleşme Yeni Sömürgeci-
liğin Nazik Bir lfadesi', GüneşAyas'ın' Dev-
let Üniversitelerinin Çökertilmesi', Prof. Dr.
Alparslan Işıklı'nın 'Bilime ve Üniversiteye
Karşı Küresel Saldın', Prof. Dr. Nur Şer-
ter' in 'Türk Yükseköğretiminde Devlet Üni-
versiteleri', Filiz Doğan'ın 'Omzumda Kesik
Bir El. ki Hâlâ Durmadan Kanar', İsmail
Bostancıoğlu'nun '2 Temmuz ve Sıvas'ı
Unutmak'. Sunay Akın'ın 'Yanm Saat için-
de'. M. Sadık Aslankara'nın 'Eren Aysan'a
Değil Size Söylenmiştir'. AzizNesin'in 'Suç-
lu Kim', Prof. Dr. Suat Gezgin'in 'Yeni
RTÜK Yasasf, Bedri Baykam'ın 'Bir Ke-
malistin Kültürel Genlla Eylemleri ve Deği-
şen Dünya Sanat)'. Öner Yağcı'nın 'Nâzım
Hikmet Yılı'na Doğru'. Prof. Dr. AhmetSal-
ükm 'Küreselleşme ve Cumhuriyetin Sağ-
lığı", Okan İşbecer'in 'Ahmet Altan ve 31
Mart Paranoyasf ve Erkin Yurdakulun 'Ka-
pitalizmin Fethedemediği Yeni Bir Kıta' ad-
lı yazılan yer alıyor.
The Observer Review, Hollywood'daki İngiliz oyunculan eleştirdi
Gerçek kötiiler Bıitanyalı mı?
Kültür Servisi - İngiliz 'The Observer Revi-
ew' gazetesi son dönemde Hollyvvood'da kötü
adam karakterlennin İngiliz oyunculardan se-
çılmesini ele aldı. Gazetede yer alan haber son
zamanlarda Hollywood filmlerinde 'kötü
adam'lan canlandıran oyunculann Britanyalı-
lardan seçildiğine ama bu o^nculann rolleri-
ne oturmadıklannı. işaret ediyor. Gazete bura-
dan yola çıkarak şu soruyu gündeme getinyor:
'Kötü adam'ı kim, nasıl canlandırmalı?
Yazıda 'Atilla Han' (Atilla the Hun) serile-
ri ve Wes Craven'ın 'Dracula 2001'indeki kö-
tü adam rollen için çok uygun olan ama her
halınden şeytani bir karizma ve çekiciliğe sa-
hip olmadığı belli olan Iskoç oyuncu Gerard
Butler'ın bir filmde korkunç bir vampıri oy-
nayacak son isim olması gerektiği söyleniyor.
Observer'a göre yine bir Iskoç olan Dougray
Scott için de aynı şey geçerli. Aslında yufka
yürekli, iyi bir kahramanı canlandırabılecek
bir görünüme sahip olan Scott'ı yapımcılann
cüsseli ve enerjik görünümünden cesaret ala-
rak 'Göfe\imiz Tehlike 2'de (Mission Impos-
sible II) kötü adam rolünde oynattıklan me-
rak konusu.
Tek dûş kınklığı yaratmayan Hopkins
Yeni kuşak oyuncular 'kötü adam'lan gere-
ken dennlikte canlandırabibnek. o şeytani zev-
ki yaşamak ve yaşatmak, bu rollerle hatırlana-
bilmek için, zalim kişilikleri başarıyla canlan-
dıran usta oyunculan örnek alma ıhtiyacı du-
yuyorlar. Ancak bu konudaki başanlı ustala-
nn sayısı da çok değil. John Travolta, 'Yüz
Yüze'de (Face/Off) ve 'en kötü erkek ovnncu'
dalmda 'Altın Ahududu' aldığı 'Battlefıeld
Earth' filmindeki kötü adam rollerinde umu-
lanı veremedi. Gene Hackman hâlâ politıka
çarkında entnkalar çe\ ıren ve se\ ılmeyen ka-
rakterlen oynamak istıyor. Al Pacino da 'Şey-
tanuı Avukatı' filmindeki 'şejtan' rolüyle ba-
şansız oldu.
Observer'a göre 'kötü adam' rollerinde ha-
yal kınklığı yaratmayan tek isim ıse. 'Kuzula-
nn Sessizliği' adlı seride canlandırdığı şeytani
doktor 'Hannibal Lecter' karakteriyle Anthony
Hopkins tı
Gazete şjmdıki oyunculann da farkh bir gra-
fik çizmediğini belirterek Keanu Reeves'ın,
'İzleyici' (The Watcher) filminde canlandırdı-
ğı 'seri katil'i gerektiği gibi yorumlayamadı-
ğını örnek göstenyor. Habere göre Reeves sa-
dece karakterin vücut geliştirme, güçlü olma
gibi yönlenne ağırhk vermiş, ruh halinı yan-
sıtamamıştı. Observer yoğun eleştırilerinı sür-
dürüyor: "Matt Damon. 'Yetenekli Bay Rip-
ley' filminde kusurlu bir oyunculuk sergikdL
Damon tehlikeden ve 'kötü'lükten çok ahlaki
değerleri öne çıkardı. Before Night Falls" fil-
minde canlandırdığı teğmen rolünde Johnny
Depp'in izleviciyi çileden çıkaran sinirli bir ta-
vuia yürümesi o anın psikolojisini göstenyor
olabilir, ama oyunculuk boş."
Geçtiğimiz yıl Kim Bassinger ile 'Kutsan-
mış Çocuk' ('Bless The Child') filminde oy-
nayan Rufus Sewell, 'Britanyalı kötü adamlar'
konusunda; "Bu rolleri hep İngUizler oynuyor.
Sanınm bu, İngilizceyi konuşma farkİıuğıyla
ya da konuşulan dilin doğasında var olan gü-
vensizlikle ilgili bir şey" diyor.
Obser\ er tüm bunlara sebep olarak senaryo
hatalannı. seçilen oyuncunun başansızlığı, ya
da zalimlerin çoğunluğunun Ingilizlertarafın-
dan canlandınlmasını gösteriyor. Haberde şu
görüşe de yer veriliyor:
u
Amasonuçta,pekçok
deneyimli oyuncunun ve yeni kuşak aktöıierin,
eskilerin yansıtnğı "kötülüklerden zevk alma'
derinliğini ve psikolojisini çok iyi tasvir
edemedikleri bir gerçek."
İzmir'de açıkhava sineması
• İZMİR (AA) - Izmır Büyükşehır Belediyesi
Açıkhava Sineması, izleyicilere sevilen filmleri
sunmaya devam ediyor. Her akşam saat
21.15'te Peker Mahallesi Parkı'nda bugün
'Duruşma', yann 'Cumhuriyet', 14 Ağustos
Salı 'Hemşo', 15 Ağustos Çarşamba
"Oyunbozan'. 16 Ağustos Perşembe 'Komser
Şekspir", 17 Ağustos Cuma 'Filler ve Çimen'
ücretsiz olarak izlenebilecek.
Bilgi'de Kültürel inceleıneter'
• Kültür Servisi - Istanbul Bilgi Üniversitesi,
2001-2002 akademik yılında 'Kültürel
Incelemeler" (Cultural Studies) alanındayeni
bir yüksek lisans programı açıyor. Iletişim
Fakültesi bünyesinde açılan ve
koordinatörlüğünü Aydın Uğur'un yaptığı
Kültürel Incelemeler Yüksek Lisans Programı,
günümüz dünyasının kültürel dinamiklerini
analiz etmeye yönelik sosyoloji. tarih, siyaset
bilımi, iletişim incelemeleri. edebiyat
kuramlan, film ve televizyon incelemeleri
alanlannda dersler içeriyor. Programın
akademik kadrosu Murat Belge, Mete Tunçay,
Jale Parla. Nabi Avcı. Murat Ozbank, Arus
Yumul. Besim Delaloğlu. Ahmet Kuyaş.
NVendy Mer>em K. Shaw. Fatıh Özgüven,
Eylem Yanardağoğlu ve Elif Şafak'tan
oluşuyor. Türkçe ve Ingilizce olmak üzere iki
ayn dilde yürütülecek olan programa son
başvuru tarihi 19 Eylül 2001. (Aynntıh bilgi
için: 0212 293 50 101 www.bilgi.edu.tr)
Yeni Türkü, Harem ve Peny Kenaki
• Kültür Servisi - Yeni Türkü, yeni projelerle
hayranlarınm karşısına çıkıyor. Türkiye.
Yunanistan, Avrupa ve Israil'de verilecek
konserlerde gruba, Yunan şarkıcı Peny Xenaki
\e Türkiye'nin en iyi perküsyon grubu Harem
eşlik edecek. 19 Ağustos Pazar günü Harbiye
Açıkhava'da başlayacak konser programı şöyle:
21 Ağustos Izmir. 25 Ağustos Marmaris, 27
Ağustos Ankara, 28 Ağustos Bodrum, 29
Ağustos Antalya, 30 Ağustos Ispanya, 17
Kasım Israil. Yunanistan'da ise kasım ayı
ıçerisinde 4 konser verilecek.
Cazcı Blanchard ünivepsitede
• NEW ORLEANS (AP) - Cazcı, trompet
sanatçısı ve besteci Terence Blanchard,
New Orleans Üniversitesi 'nin caz
bölümünde başkan olarak görev alacak.
Üniversitenin rektörü Gregory O'Brien,
sanatçının hemen göreve başlayacağını
açıkladı. Cazcı Ellis Marsalis'le beraber
çalışan, şimdi de onun görevini devxalan
Blanchard için O'Brien, "Ellis eşsizdi. Fakat
Terence bu pozisyona çok uygun" diye
konuştu. 39 yaşındaki Blanchard, Spike Lee
için film müzikleri yaparak Hollywood'da da
birkariyer edindi.
Yaba Edebiyat'ta 'Anarşizm'
• Kültür Sen isi - Yaba Edebiyat dergisinin
temmuz-ağustos sayısında. anarşizmin önde
gelen isimleri Emma Goldman'ın 'Anarşizm
Gerçekte Neyi Simgeliyor?' başhklı yazısı,
Yüksel Demirekler'in çevirisiyle sunuluyor.
Dergide aynca Müslüm Yücel'in
'Bilim ve Edebiyat' başhklı incelemesinin yanı
sıra, Cengiz Yıldınm'ın 'Bir çağ sancısı
Tevfik Fikret' yazısı yer alıyor. Yaba dergisi,
iki yıl önce yitirdiğimiz öykücü Hakkı Özkan
anısına 'Sokaktaki İnsan' konulu öykü yazma
günlerini başlatıyor. Öykü yazan herkesin
yedi sayfayı geçmeyecek öykülerini
15 Şubat 2002 tarihine kadar dergi adresine
ulaştırmalan gerekiyor.
BUGÜN
• BEYOĞLU SİNEMASI'nda Onat Kutlar
anısına düzenlenen şenlikte Pedro
Almodovar'ın 'Annem Hakkmda Her Şe>' adlı
filmi izlenebilir. (251 32 40)
• BÜYÜKADA KİTAP ŞENLİĞİ'nde, saat
17.00 - 19.00 arasında Mıgu-diç Margosyan'ın
imza günü ve söyleşisi gerçekleşecek.
(0212 362 33 66)
• İŞSANAT'ta 13.00, 16.15, 19.30 saatlerinde
Patrice Chereau'nun 'Kraliçe Margot' adlı
filmi gösterilecek. (316 15 77)
• NÂZIM KÜLTÜREVİ'nde saat 16.00'da
Charlie Chaplin'in 'Sahne Işıklan' isımlı filmi
izlenebilir. (245 04 81)