22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ 2001 PAZAR ROPORTAJ Kentin enttginçyapısıbüyükbirtaşkütleye oyıılmuşhaçşeklindekikilise KiKstra: YeniKapadokya G ökyurt köyüyle birlikte köyün içi, altı ve çeıresindeki Kilistra antik kenti ziyaretçilerini bekliyor. Yeni bir Kapadokya olmaya aday, birkaç kilometrelik bir alanda tüf kayalar içine oyulmuş Kilistra! Kilistra 'nın kesfi çiçeğiburnunda birkeşif... Özelliklerinden biri Isa 'nın çarmıha gerilmesinden sonrayollara düşen on iki havariden Aziz Paulos 'un konakladığı yer olması... Seydişehir'den çıktıktan sonra Konya'ya 37 kilometre kala sağdaki sapağı kaçırmamak için dikkatli olmak gerekiyor... Sapakta köy yollannı gösteren küçük beyaz tabelalann arasında soluk san bir tabela duruyor... Asfalttan aynlınca 15 kilometrelik toprak yolun sonunda Gökyurt köyüyle birlikte köyün içi, altı ve çevresindeki Kilistra antik kenti bekliyor ziyaretçilerini... Pek bihnmeyen ama bilindiğinde yeni bir Kapadokya olmaya aday, birkaç kilometrelik bir alanda tüf kayalar içine oyulmuş Kilistra! Konya Müzesi'nin üç yıldır sürdürdüğü kazı çalışmalan ile Kilistra her an yeni keşiflere gebe... Kadın erkek yetişkinler tarlada ekin kaldırdığı için boş köy meydanını kösedeki bakkal bekliyor... Üç çocuk çıkageliyor sokaklardan birinden... Ikisinin adı Ramazan öteki Hüseyin; üçe. dörde ve beşe geçmişler bu yıl... Rehberlik yapmak üzere keyifle kuruluyorlar otomobilin arka koltuğuna... "Aha şurası" dedikleri yerde toprak yol bitiyor... Çocuklann sekerek indiği bayırdan aşağıya yuvarlanmadan inmek beceri istiyor... Aşağısı "Kaürini" denılen antik sarruç... Kazıcılar demir parmaklıklı kapı koyup kilitlemişler sarnıcm girişini... Çocuklar, başlannın sığacağı büyüklükte bir gedikten içeri girildiğini söylüyorlar ama böylesi daha iyi... ParmakhkJarın arkasından baİunca taştan oyulmuş sütunlann taşıdığı sarnıç dağıtım sistemiyle birlikte görülüyor... Bayınn biraz altı buğday tarlası... Tarlalann ötesi dere... Güneşin öğleyi bulmaya çalıştığı saatte oraklar sallaruyor ha bire... Gökyurtlular "yabancı''lann ortalıkta dolaşmasına ahşık olmah ki çocuklara seslenen olmuyor... Çocuklar yatağı kuru derenin kıyısına varmış, "Şırahane" diyorlar hep bir ağızdan... Vakti zamanındaki bağ bozumlannda üzümlerin suyunu çıkarmak üzere yekpare taşın içine kurulmuş bir imalathane burası... Üstelik "Şırahane" değıl "Şaraphane"... Hem bir değil iki tane... Ramazanlardan biri ötekilerden biraz daha bilgili: "Bir çocuk varmış burada orurmuş annesine mektup yazmış."* Anneye yazılan mektup Ne mektubu diye sorunca, eşikteki taşı gösteriyor... Isa'dan sonra 1. yüzyıla tarihlendirilen bir mezar taşı bu... Kazı ekibinden Nurettin Özkan Latince yazıtı yayımlamış bile: "Gaius'un oğlu Gaius Petronius, Quirina aşirerinden, Kilistra şehri vatandaşı. Yedinci lejyonun emekli askerlerinin şefl. iki kere nişan akhm: KoKeler ve bilezikler ve madalyalar. Oğluın Gaius Petronius ve jeğenim Lucius Petronies için bu mezar anıruıuı yapılmasını vasiyernamemde emrettim." Üç yıl önce ortaya çıkan yazıt, ayru zamanda Kilistra kentinin yerini de göstermiş oluyor... Kilistra'nın keşfi, çiçeği burnunda bir keşif... Yaban çiçekleri arasında uçuşan kelebekler eşliğüıde geri donerken sıra bayın tırmanmaya geldiğinde çocuklann hızını kesmek için bir bilmece sormak gerekiyor... Soluklanmak için bahane... Hepsı toplama- çıkarma bildiğıne ve ileride bir ağaç olduğuna göre: - Şu ağacın dalında yedi kuş varmış, bir avcı gelmiş tüfeğiyle nişan almış, "pattt" diye ateş •-*-'*«« V- w -^ etmiş. kuşlardan ikisini \ urmuş, dalda kaç kuş kalmış? Küçük parmaklar açılıp kapanıyor... Ramazanlardan bılgiç olanı "beş" diyor... Bilemedin deyınce "dört" diyor... Ötekı Ramazan üçe kadar inıyor... Hüseyin hiç kanşmıyor... Soruyu yıneleye yineleye bayınn ortasını bulup da "tüfek patladıktan sonra dalda kuş kalır mı" deyince çocuklar hep bir ağızdan 1 *Heeyaa"yı patlatıyor... Kilistra, Roma Imparatoru Augustos'un yaptırdığı Kral Yolu "Via Sebaste" üzerinde... Şimdiki adı Hatunsaray olan Lysra ile Yaivaç arasında... Antik çağda bölge Seydişehir'deki savaşçı kavim Homonodlar'ın saldınsına açık... Hıristiyanlığm ilk yıllannda ise rümpaganlann... Kayalar, yanardağ külü tüf olunca taşı oyarak korunaklı bir kent kurmak tek çare... Köyün kurulu bulunduğu höyüğün altında henüz ulaşılmamış büyük bir yerleşim olduğu sanılıyor. Gözle görülenler ise gözetleme kuleleri, güvenlik bırimleri, koğuşlar, su sarnıçlan, toplantı mekânlan, kiliseler, depolar, kanalizasyon şebekeleriyle konutlar... Hepsi kayalara özenle oyulmuş ve günümüze kadar büyük ölçüde korunarak gelmiş... Aziz Paulos burada konakladı Kilistca'nın bir özelliği de Isa'nm çarmıha gerilmesinden sonra yollara düşen on iki havariden Aziz Paulos'un konakladığı yer olması... Saint Paul'ün Gökyurt'ta bugün de yaşatılması bir rastlantı olmasa gerek çünkü köyünün batısına düşen mevkiinin adı Paulönü... Bugün "Sandıkkaya" adıyla anılan küçük kilise ise galiba Kilistra'nın en ilginç yapısı... Yedi metreye yedi metrelik kareye yakın bir taş kütle dıştan öylesine yontulmuş ki ortaya haç şekli çıkmış... Taşın içi de oyulunca buyurun size haç planlı bir şapel... Yanm daire planlı apsisi, giriş ve yan neflerin üstü kırma çatılı, tepesi kubbeli... Tonozlardaki boya izlerinden süslemelerin varlığı seziliyor ki köyün yaşhlan düne kadar bazı figürlerin varlığından söz ediyor... Şapel. çevresindeki kayalann arasına saklanmış olsa da daha yukandaki kayalann üsründen bakıldığmda haç planı belirgin şekilde görülüyor... Hıristiyanlığm yasaklı yıllannda Roma'nın pagan egemenlerine meydan okurcasına yapıldığı belli oluyor... Gökyurt köyünde günümüzde de başka bir meydan okumadan söz etmek olası... 150 haneli köy. antik kentin ortaya çıkışıyla birlikte biraz tanm ve biraz da hayvancılığa dayalı ekonomiden turizme geçmek üzere... Turizmin nimetleri tarihi öldürüyor Bin yıllık geleneğin yarattığı taş evlerin üstüne beton direkler atılarak betonarme birkaç kat çıkılmaya çahşılıyor... Bnketlerden üçer - beşer katlı apartmanlar yapılıyor... Köyde birileri turizmin nimetlerinden yararlanmak için kollan sıvamış her şeye meydan okurcasına hanl hanl çalışıyor... Ama yanlış bir çahşma... Tarihi ve doğal doku kirletiliyor, körletiliyor... Yapılanlara "dur" diyen ya da "dur" dediği halde sözünü dinleten olmadığı için Gökyurt, Kilistra'yı yeniden doğumu sırasında öldürülüyor... Çocuktan al haberı denir ya, arka koltuktaki Ramazanlardan biri duvarlan taştan örülmüş köy evinin üstündeki üç katlı beton yığınını gösterip "Turistlerin gözüne talalıyor" diyor... Çocuklann dediğine göre turistlerin gözüne takılan yeni evler yıkılacakmış... Çocuklar öyle her şeye kanşmazlar... Neredeki yıkılmış ki buradakiler yıkılsın... Yapanın yanına kâr kalır... Bir şarkı vardı; kendim ettim kendim buldum diye... Evet Kilistra yeni bir Kapadokya olmaya aday... Eğer Gökyurt yiyip bitirmezse... İki Ramazan ve Hüseyin, "turist rehberiiğTnin sonunda artık birer gazozu hak etmiş olmah... llginçtir, Gökyurt'a henüz Amerikahlann kolası ginnemiş... Belki de soğuk içilmesi gerektıği için... Çünkü bakkahn henüz buzdolabı yok! ENTERNET M E H M E T SUCU mehmet(g cumhuriyet.com.tr Perhiz ve Lahana Turşusu v Yargrtay 4. Hukuk Dairesi, kişilik haklanna saldın içeren bir haberin internetteki yayınının durdurulma- sına ilişkin karan bozdu. İnternet- teki yayınlar nedeniyle yapılacak işlem konusunda henüz yasal bir düzenleme bulunmadığına dikka- ti çeken daire, "Halbukimahkeme karariannın bağlayıcı sonucunun gerçekleşebilmesi için karann in- faz edilebilir olması ve böylece yaptınmının da uygulanması ge- rekmektedir" dedi. Dairenin kara- nnda "Şu aşamada internette ya- pılan biryayının gönderilenler de dahil olmak üzere intemetten çı- kanlması veya yayının durdurul- ması konusunda bir yasal düzen- leme bulunmadığı anımsatıldı ve bu bakımdan verilecek karann in- faz edilebilme ve sonuçsuzkalma olgusu tartışılabilecek bir durum arz etmektedir. Bu da yargı kara- nnın etkisiz kalmasını ve böylece tartışılabilir hale gelmesi sonucu- nu doğurabilir" denildi. Yani Türkçesiyle Yargıtay bir an- lamda hem internette var olan ya- sal boşluğu tescil etti hem de in- ternette yasal yaptınm uygulama- nın zoriuğuna dikkat çekti. Aslında bu konudaki ince nokta şu: Interneti denetlemek adına yapı- lan tüm girişimlerTürkiye'deki hız- la yürüdüğü sürece sadece yasak koymaktan ibaret kalacak. Yasa hazırlayıcılar hem bu denli tekno- lojiden uzak olacaklar hem de tek- noloji ile gelen yeni iletişim alanını denetlemeye kalkacaklar. Yok öy- le şey. Yargttay'ın kararındaki ge- rekçe gerçeği tüm çıplaklığı ile or- taya koyuyor. Siz bu kadar yaban- c\ olduğunuz bir alanı denetleme- ECHEON'un korkusu Fenerlist üyesi arkadaşım Si- nan Yağcı aradı. Elektronik pos- tadan telefona kadar hemen tüm iletişimi denetleyen ve dinleyen ECHELON'un bir de korkulu rü- yası var dedi. Bazı internet kor- sanlarının yazdığı bir virüs, bu koskoca sistemi tehdit ediyor- muş. Yağcı'nın verdiği bilgiler özetle şöyle: Bir zamanlar bilgisa- yar kullanıcılannı canından bezdi- ren Love Letter virüsüne benze- diği belirtilen yeni solucan elekt- ronik mektuplara ekli olarak do- laşıyor ve sürekli kendini çoğaltı- yor. Solucanın en önemli özelliği ise ECHELON'un dikkatini çeke- cek 300 kadar kelime içermesi. ECHELON anahtar kelimelere duyarlı birsistem. Belleğinde bu- lunan bir anahtar kelimeye rast- ladığında hemen o iletiyi kayde- diyor. Ama virüs şimdiki hızıyla yayılmaya devam ederse dünya üzerindeki iletilerin büyük çoğun- luğu ECHELON tarafından kay- dedilmek zorunda kalacak ve bu da sistemin çökmesine neden olacak. Virüsün yazarı programına bir mesaj eklemiş ve diyor ki: ECHE- LON gibi sistemleraptalcadır. In- sanlar dinlenmemelidir. ye kalkarsanız sadece yasi olursunuz. Bu, interneti hukuksal kalıpl zorlamaya çalışanların durur Madalyonun bir de diğer yüzü : İnternet şirketleri son günlerde gürlüklerden, serbestticaretter internete getirilmek istenen yt cenderesinden yakınıyoriar. Ancak burada da bir lahana t şusu ve perhiz vaziyeti söz kor su. Aman bu yasaklan getirme' yoksa Türkiye'de hizmet veren ^ ketlerde yer alan internet sitel yurtdışına kaçar diye feryat fig eden bu kurumlar bakın ne ya| yorlar. TürkTelekom neredeysetüm i ternet servis sağlayıcısı şirketleı beşte birifiyatınainternete erişı olanağı sağlıyor. Yani internei yaygın ve ucuz kullanımı için ç< güzel bir uygulamaya imza atıyı Ama bizim özel sektörümüz h men rekabet kuruluşuna başvur yor. Durun, yaptıkları bu kadarla b miyor. Telekom'un yönetim k ruluna bir kişi sokmak istiyorh Peşinden de Telekom'dan ba lanan internet abonelerinin ken sitelerine girmelerini yasaklıyorl; Bir yandan serbest piyasa özg düşünceyi, özgür bireyi getirece Telekom özelleştirilsin diyori; Diğer yandan da ucuz hizm veren Telekom'un kullanıcılarır sansür uyguluyorlar. Ayıp deme ten başka bir şey gelmiyor insan elinden. Sözün özü: Devlet de olsa öz sektör de olsa yasakçı her yerc yasakçı. Özgür düşünce, serbe piyasa filan palavra, aslolan iktid vepara. OTOPOL karşıtJam Geçen hafta kısaca Avrupa üfkelerinin ECHELON'a karşı çıkışlannın altında ihale bilgile- rinin bu casusluk ağı aracılığıy- la ABD şirketlerine aktanlma- sından duydukları kuşkunurt yattığını belirtmiştik. Yoksa demiştik soğuk sa- vaştan bu yana sağır sultanın bile haberi olduğu bu sistem kimsenin aklına yeni gelmedi. Yine geçen hafta ihale özgür- lüğüne bu denli düşkün olan Avrupa şimdi de kendi ECHE- LON'unu kuruyor demiştik. Hem de ENFOPOL adıyla. Pe- ki nedir bu ENFOPOL? Sistem kısacaAvrupaçapın- da kurulması planlanan bir di- zi iletişim casusluk birimini içe- riyor. Ulusal sınır tanımadan her türfü iletişim biçimini denetle- mesi planlanıyor. işin komikta- rafı ABD'nin bu proje için Av- rupa'ya akıl hocaiığı yapması. Bu konudaAvrupa çapında bir de imza kampanyası başlatıl- mış. Kampanyanın internet ad- resi: www.freedomfor- links.de/pages/protesthtml 23 saat açığız Meslek ağabeyim Özgen Acar yaman bir internet tutkunu, ayrıca posta kutumu elektronik mektup- larıyla doldurmayı da çok sever. Özgen Acar'ın elmekleri aslında pek sık karşılaşabileceğiniz türden değil. Özellikle yoğun bir işgününden sonra okuyorsanız hani eskilerin deyimiyle tadından yenmez deni- lecek kadar keyif veriyor. Bu kadar övgüden sonra Özgen Acar'ın ma- illerinden bir kısmını sizleıie pay- laşmak istedim. Acar, bu hafta ba- şından geçen bazı olayları gönder- miş. Işte birkaç ömek: • Bankada staj yaparken kredi kar- tı başvurulannı inceliyordum. Hepsi iyi, hoş, güzeldi ama bir formu okumaya başladıktan kısa bir süre sonra gülmekten koptum. Hatunun biri cinsiyet bölümünde bulunan"() kadın" ve"() erkek" se- çeneklerine bir de "() kız" seçene- ğini eklemiş ve onu işaretlemiş. Bu- nu yapan "kızımız" da bu arada 43 yaşında!.. Bandırma'da bir restoranın ca- mındaki yazı: "23 saat açığız." • 2 sene önce SevgililerGünü'nde dolmuşla Kadıköy'e gidiyordum. Ön koltukta oturuyorum, çalan radyoda DJ şöyle bir anons yaptı: "Bu güzel Sevgililer Günü'nde şimdi yanınızdaki o güzel insana dönüp elini tutun ve 'Seni seviyo- rum' deyin. Arkadakilere bir gö attım, oturan çiftlerbirbirierinin elı ni tutup 'Seni seviyorum' dedileı Önüme donerken şoföre gözün takıldı ve şoför bana aynen şunı dedi: 'Sakın aklına bile getirme'... • Trabzon gezim sırasmda bir bu tikte şöyle yazdığını gördüm: 1 Tişört 2.000.000, 2 Tişör 5.000.000, 3 Tişört 8.000.000??'; Vakıfbank Çankaya Şubesi'niı Goldcard verdiği bir müşterisi; kar tı aldıktan birkaç hafta sonra ban kaya gelir ve herkese bağırmay. başlar. Hatta bankaya küfredeı Banka personeli şikâyetin ne oldu ğunu sorar. Müşteri: "Beni rezil ettiniz, beı bu karta güvenerek yurtdışım faJan çıktım, kartbozuk, ortada kal dım, nasıl banka bu" diye bağını Uzunca bir tartışmadan sonr< çalışanlardan biri "Kartı verin soru nun ne olduğunu anlayalım" deı Kartı aldıklarında dumura uğrarla "kart PVC ile kaplattmlmıştır". çocuklara göre aşk Aşk, çok yorgun olduğumuzda bizi gülümseten bir şeydir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle