25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TEIS/1MUZ 2001 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Barolar Birliği Başkanı Özok: Cumhuriyeti çürütüyorlar İLHLANTAŞÇI AJSKARA- Türkiye BarolarBMiği (TBB) Baş- karu Özdemir Özok 1950'lerden bu yana ülke- nin iktidarau elinde bulunduran sağ partilerio, «cumhuriyeti çürüttülderinP söyledi. Hakİannı bilmeyen ve sorgulamayan toplumda insan hak- lan ihlali yok demenin mümkün oimayacağraa işaret eden Özok. "Eğitim seviyesi,insanİanniçin- debtılunduğu sosyal veekononiik boyutinsanhak- \a iblallerinio süreceğini göstermektedir" dedi. Cezaevi sorununa ve ölüm oruçlanna değinen Ö- zok, "Oolanntoplumakazandınlnıasıiçindevie- tinbütünolanakİannıkuilanmaMgerekir.Kendi- sini sürekli hakiı çıkarmaya çahşan devkt aniayt- şı kabui edikmez. Devlet yanbş yapnuşsa özûr di- kmesi laanT diye konuşhı. TBB Başkanı Özde- mir Özok'a yönelttiğimiz sorulara verdigi yanıt- ]ar ana başhklanyla şöyle: Atatürk devrlmlerl sulandırıldi: Bu- gün yaşadığımız sorunlann temelinde Atatürk l devrimveilkelerininyeterincekorunmaması,on- . lann sulandınlarak cumhuriyetin değerierinin çü- rütülmesinin olduğuna inanıyoruz. Bu nederüe bize büyük iş düşüyor. İnsan haklan İhlafteri: Türkiye'de insan î haklan ihialleri yok demek mümkün değil. İnsan l hakian ihlalJerinin yok denilebilmesi îçin en azın- f dan yönetenlerle yönetilenlerin kendi hak ve yet- • kilerini çok iyi bilmesi gerekir. Partl kapatma: Çagdaş demokraside par- ti kapatmak en son düşünülecek yaptınmdır. Bu- gün parti kapatılraasını içine sindiremediğini söy- leyenler. Türkiye'de iktidan 40 yıldır temsil eden- İ- lerdir. Bunlann gözyaşlan timsah gözyaşlandır. Türkiye, Avrupa'ya doğru bir katara binmiş gi- diyor. Kanşıtı ofan insanlar da bu katann Avru- pa'ya ulaşmaması içinne gerekiyorsa yapıyorlar. Kanayan yara cezaevıerf: Türkiye'de cezaevleri. yasası olmayan, tamamen Adalet Ba- kanhğı 'nın çıkardığı birtakım tüzük ve yönetme- liklerle yönetilen ve içinden çıkılamaz bir nokta- ya vanlmış, kanayan bir yara olarak karşımıza çı- kıyor. Türkiye'de cezaevleri gerçekten önemine uygun ele ahnmamtştır. OlÜm OTUÇİari: Hangi nedenle olursa olsun, insanlar yaşamını ortaya koymuşlar. Onlann top- luma kazandınlması için devletin bütün olanak- lannı kullanması lazım. Yargı bağımsızlıği: ılukuk devieti,huku- kun üstünlüğünün egemen olduğu bir devlette yargj bağımsızhğı ön koşuklur, Yargı bağımsız- hğı olmadan hukuk devİetinden söz edilemez. Yargı bagımsızlığını engelleyecek doğrudan ve- ya dolayh tüm girişimler yargı bagımsızlığını ze- deler. Herkes işini yapmalı. Büyükçekmece'dekühür sanatgiinlerisona erdi Büvükçekmece Beiediyesi tarafindan düzenlenen "2. Uhıslararası Kültür- Sanat GünlerT dûn sona erdi. 4 Temmuz'da başlayan etkinlikierde Macaristan, Çin, Ukravna, Meksika, Bulgaristan.KKTC, Ispanya, Gürastan, Tataristan ve ülkemizden foiidor grupian gösteriter sundu. Tarihi Kervansaray'da 21 mankenin sunduğu "Aoadoiu Medeniyederinden Bugüne Sevginin Gücü" defılesi Ugiyle iztendi. Dünyada silatı alarmı • Baştarafi 1. Sayfada den BM. bu silahların üretimi ve yasadışı yollarla satışının önlen- mesine yönelik küresel birprog- ram geliştirme arayışına girdi. BM. bu amaçla 9-20 Temmuz günlerinde New York'ta küçük ve hafif silahlann yasadışı tica- retiyle ilgili tüm unsurlann ele alınacağı bir konferans düzenle- yecek. Balkanlar, Afrika, Asya gibi dünyanın birçok bölgesinde yaşa- nan çatışmalardan televizyonlara ve gazetelere yansıyan haber ve fotoğraflarda küçücük çocuklann ellerinde tuttuklan otomatik silah- lar, tabancalar, küresel bir hareke- tin bir an önce yaşama geçirilme- si gerekliliğini ortaya koyuyor. BM, 1990'ların ortalanndan bu yana mücadele başlattığı küçük ve hafıf silahlarla ilgili çalışması- na gelecek hafta yeni birzincir ek- leyecek. Bu silahların yayılması. üretilmesi ve yasadışı yollarla sa- tılmasına ilişkin önlemlerin ulu- sal, bölgesel ve küresel boyutla- nylagöriişüleceği konferans, şim- diye kadar düzenlenmiş en geniş kapsamlı toplantılardan biri ola- cak. Küçük ve hafıf silahlarla il- gili bazı rakamlar ve konuyla ilgi- li önemli unsurlar şöyle: 4 milyon kiçi öldü: BM en iyi olasılığı göz önüne alarak yap- nğı araştırmada, dünyadaki küçük ve hafif silahlann sayısının 500 milyon civannda olduğunu belir- ledi. Bu silahlann yüzde 40- 60'ının yasadışı olduğunu ortaya koyan BM, 1990'larda yaşanan 49 büyük çatışmanın 46 sında küçük silahlann tercih edildiğini kaydet- ti. Bu süreçte savaşlarla bağlantı- lı olarak 4 milyon kişi yaşamını yitirirken bu rakamın yüzde 90'ını kadın ve çocuklar oluşturdu. Silah tammi: Evrensel ola- rak kabul edilmiş bir "küçük si- lah" veya "hafif sflah" tanımı yok. Ancak 1997'de yapılan bir BM araştırması sonunda küçük silah için "bir kişi tarafindan taşınata- lenveateşlenebilenaraç'"; hafif si- lah için ise "küçük bir ekip tara- findan kullanılan ve hafif araçlaya da bir hayvanın sıründa taşınabi- len araç" tanımı kabul gördü. Bu tanımlara tabanca, tüfek. otomatik silah, elbombası fırlatıcısı, 100 milimetre kalibreden daha az ha- van ve omuzdan fırlatılan anti- tank füzeleri gibi silahlar giriyor. YÜZde 25 artlŞ: 1994 te 52 ülkede 300 şirket, küçük ve hafif silah üretiyordu. Bu rakam, 80'le- rin ortasına oranla yüzde 25 daha fazla oldu. Dünyanın zengin ülke- leri silah üretiminde başta gidiyor- lar. Ancak gelişmekte olan 22 ül- ke de bu silahlardan üretiyor, bun- lardan 16 tanesini de ihraç ediyor. Barışı olumsuz etkili- yOf: Küçük silahlann yasadışı üretimi ve trafiğinin engellenme- si, BM'nin 1990'lann ortasmdan bu yana ilgilendiği önemli konu- lardan biri oldu. Bosna, Kosova ve Afrika'nın birçok yerinde yaşa- nan çatışmalarda en çok kullanı- lan silahlar olarak göze çarpan tü- fek, tabanca ve otomatik tüfekle- rin kontrol altına alınamaması, bu tür çatışmalann ardından BM'nin banşı koruma ve insani yardım çalışmalannı da olumsuz etkiledi. Mücadele yolu sınırli: Küçük ve hafıf silahlarla mücade- leyle ilgili olarak belirlenen bir yöntem bilinmiyor. Yasaklama getirilmesi olanaklı görülmüyor, çünkü anti-personel kara mayın- lan ya da kimyasal silahlardan farklı olarak küçük ve hafıf silah- lar ülkelerin kendilerini koruma- lan açısından meşru araçlar ola- rak kullanılıyor. Bununla beraber dünyadaki küçük ve hafıf silah sa- yısı, ülkelerin kendilerini koruma amacı için gerekli olan sayıdan çok daha fazlasını oluşturuyor. Çocuklar kurbart: Yaygm- laşan küçük silahlar, çocuk asker olgusunun da başta gelen nedeni olarak görülüyor. Çocuklarküçük silahlan kolaylıkla kullanabümek- te. Taşınması, saklanması ve faz- la eğitim gerekmeden kullanılabi- lirolması bu silahlan cazip kılıyor. Bu unsurlar, çocuklann da aktif savaşçüar olmasını kolaylaştınyor. Küçük silahlann sayesinde bugün dünyada 300binçocuk savaşçı bu- lunmakta. Çocuklar, bu silahlann birincilkurbanlandırlar. 1990'dan bu yana yaşanan çatışmalarda 2 milyon çocuk hayatını kaybeder- ken 5 milyon çocuk özürlü kaldı, 12 milyon çocuk ise evini yitirdi. 6 ayda 100 trMyonluk kaçak mal yakalandı Gümrüklerde büyük operasyon Istanbul'da 1322kişigözaltınaalmdı Istanbul geneUnde 2 günde gerçekleştirikn kontroDerde, aranan vedurnmlan şüpheli gö- rülen 1322 kişi gözaltina aiındu 248 araç trafıkten men edildL 66 alkollü ve 41 ehüyetsiz sürücü \akalandi. fstanbul Emniyet Müdürlüğü Basın Protokol ve Halkla tüşkiler Şube Müdürlüğü'nden yapılan >anlı açıklamada,önceld gece 8 saat süre> le gerçekleştirUen kont- roUer sonucu, khnliksiz ve dunımlan şüpheli görülen Türk vatandaşı 449 ve yabancı uy- ruklu 716 kişi île 54 gryabi tcvkifli, 94 yakalama müzekkereh\ 6 asker kaçağı ve 4 firari- nin yakalandığı bildirüdi. L nıuma açık 31 yer ile 5 demek ve lokal hakkında da yasal iş- iem yapılan uygulamanın trafiğe yönelik bölümünde kurallara uymadıklan belirlenen sürücülere toplam 71 mir>ar lira para cezası kesildi. (Fotograf: CANER ÖZTÜRK) Kira bedelleri düstü • Baştarafi 1. Sayfada kalanan kaçak mal tuta- n rakamlannı verdi. Bu- na göre. yakalanan ka- çak mal tutan 100 trilyo- na ulaştı. Gümrük ka- çakçılıgında 45 trilyon ile akaryakıt kaçakçılıgı ilk sırayı alırken 25.9 trilyon ile uyuşturucu kaçakçılıgı ikinci sırayı aldı. Uzaydan yöneteceğiz Keçeciler, Batı ülkele- rinin gümrükleri uzaydan yönettigini vurgulayarak "Biz de öyle yapacağız. tşindoğrusunu,düzgünü- nü ve dünyanın yapüğını yapmaya mecburuz" açıklamasmı yaptı. Keçeciler, gümrüklerin durumunu Batı ülkeleri ile karşılaştınrken şu ra- kamlan verdi: • Fransa'da gümrük idaresinin 1999 bütçesi 405 trilyon lira, 65 mil- yonluk Türkiye'nin 63 trilyon lira. • Fransız gümrük ida- resinin personel sayısı 20 bin, Türkiye'nin 8 bin 56, bunun da sadece yüzde 49'u üniversite mezunu. • Fransızlarm 22 uça- ğı, 8 helikopteri, 63 botu, 1700 kara taşıtı, ]90mi- nibüsü, 9 X-Ray taşıyıcı- sı, 2 radarlı kamyonu, 78 gümrük bürosu aracı ve 189 motosikleti varken Türkiye'nin 212 kara ta- şıtı ve 11 deniz taşıtı var. • Fransızlarm 7 bin bil- gisayarla donatılnıış 1712 binası ile egitim tesisi var- ken Türkiye'de gümrük binalan yıkılmak üzere. İSTANBUL (AA) - Istanbul Emlakçı- lar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sab- ri Ateş, Marmara depreminin ardından gelen ekonomik krizin de etkisiyle Istan- bul'da kira bedellerinin geçen yıla oran- la yüzde 11 ile 50 oranında azaldıgını be- lirtti. Türkiye'de artık hiç kimsenin gay- rimenkule yatırun yapmak istemedigini ifade eden Ateş, piyasada çok sayıda sa- tıcının olmasına ragmen alıcuıın bulun- madığını kaydetti. Ateş, "Deprem ve ekonomikkrizin etkisrvle İstanbul'da ter- sine göç başIadL Kriz öncesi boşalan bir daire hemen nıtulurken şimdi durunı böyle değil. Mal sahipleri Kiracım çı- karsa yeni birini bulamam. Mevcut ki- rayla otur' anJayışıyla hareketedijor" di- ye konuştu. Oda kayıtlanna göre, kira bedelleri yüzde 11 ile yüzde 50 arasın- da değişen oranlarda azaldı. Kiralarda en fazla düşüş Bakırköy Florya'da olur- ken bunu Yeşilyurt. Bağcılar. Bostancı, Nişantaşı, Bahçelievler. Beşiktaş. Çad- debostan gibi yerler izledi. ¥OZGAT(Cumhuriyet)-Yozgat'ınSorgunil- çesine bağlı Şahmuratlı köyûnde, imece usulüy- le yapılan içme suyu kanalında göçük meydana geldi. Kanala taş döşeyen işçilerden Osman h- han (31). Erol Başer (32) ve Bünyamin Başer (31) toprak altında kaldılar. Olay yerinde bulu- nan köylüler tarafindan göçük altından çıkanla- rak Sorgun Devlet Hastanesi'ne kaldırıian işçi- lerden Osman tlhan ve Erol Başer kurtanlama- dı. Bünyamin Başer'in ise sağlık durumumra iyi olduğu bildirildi. Olaydan sonra, Köy Muhtan AH Erciyes, gerekli emniyet tedbiri almadığı ge- rekçesiyle gözaltina alındı. Kamu tasDuııazlamıuı dununu Dr. HALDUN OZEN Hanta ve Kadastro Yüksek Mühendisi TBMM'nin tatile gırmeden önce büyük bir hızla ve adeta görüşme yapmadan kabul ettıği kanunlar arasmda. Türkiye'nin taştnmaz politikasuıı çok ya- kından ılgilendiren üç kanun da bulunuyor. Bunlar kabu! suasıyla ve kısaltılmış adlanyla Konut Müste- şarlığı Kanunu. Hazine Taşınmazlannın Değerlendi- rilmesı Kanunu ve Hazıne'ye Aıt Tanm Arazılerinin Satıjı Hakkında Kanun Konul Müsteşarlığı Kanunu 4698 sayılı kanun ola- rak Resmı Gazete'nın 7 7.2001 tarihJi sayısuıda ya- yımlınarak yürürlüğe gırdi. Dığer yasalar Cumhuı- başlaru'nu) onayını bekliyor. Bu arada TMMOB Ha- ritaj e Kadastro Mühendislen Odası Başkanı Hüse- yin İlki Hazine Taşınmazlannjn Değerlendirilme- si Kaıunu'nun Cumhurbaşkanı'nca veto edilmesini istee. Gerçekten her üç yasayı birlikte incelediği- mizce de Sayın Ulkü'nün vardığı sonuca vanhyor. Bir taranuı konut ve arsa politikalannı düzenlemek için müssşarlık kuruluyor, Toplu Konut Idaresi ve Arsa Ofk Genel Müdürlüğü ona bağlanıyor, diğer taraf- tan banım altyapısını oluşturacak olan Hazine taşuı- mazan kentte ve kırda a>Tim yapılmaksızın haraç mezıt toptan sanşa çıkanlıyor. Ünlü sözdeki gibi. bu ne pnfıız bu ne lahana turşusu. Hükümet iki ayn ve at plitıka)la bırden ortaya çıkıyor. Biımde halka hiz- metedecekmiş gibi yapıyor, öbüründe rant ıştahlan- nı kiDartan ve yasadışı uygulamalan göz ardı eden. aden te>\ ık eden bir tutum ızlıyor. K.nu>n biraz daha aydınlatmak için yasalann içe- nklnne kısaca bakalım. Ysalann arhaç maddeleri şöyle: knut Müsteşarlığı Yasası: "Bu kanunun amacı; kalknma planlanna ve ydlık programlar ile bölgesel ve w l ptanlar arasında uyumu sağla>arak sağhkta ve dizenli>apılaşmayı oluşturnıak ii/ere. \aünnı sek- törbi kamu tesisleri \e herçeşit konutiçin ihtivaç du- vida ana üretinıini sağlamak. konut ihtiyacını gi- dermeyeyönelik alternatiffinansmanmodeUerinige- liştirmek. arsa ve konut politikalan üretmek ve bu po- litikalann uygulanmasuu sağlanıakür." Kamu Taşınmazlannın Değerlendirilmesı Yasası: "Bu kanunun amact, Hazine'ye ait taşınnıaz malla- nn daha kısa sürede ekonomiye kazandınlması ve Bakanlar Kuruhı karan ile sabş kapsanuna ahnan Hazine*ve ait taşmmaz mallann sabş işlemlerine iüş- kin esas ve usulleri düzenlemektir."* Hazıne'ye aıt tanm arazılennın satışı hakkında ka- nun ise amaç maddesı olmaksızın çalakalem hazır- lanmış bir metin. Bu iki maddede zıtlıklar ve çelişkı açıkça görülüyor. Aynca bir yoruma gerek yok. Sa- yın Cumhurbaşkanı'nın ikinci ve üçüncü yasalan ve- to etmesi ihtimali ortaya çıkıyor. Çünkü birhükümet- te zıt iki politıka benimsenmiş olamaz ve kamu mal- iannı talan amacıyla uygulama yapılamaz. Çoğunlukla olumlu olan metin, Konut Müsteşar- lığı Kanunu. Ne zamandan beri bu konuda hüküme- tin tutumu pek belirgin değildi. Hatta tereddüt yara- tacak boyutta hatalı kararlar ve uygulamalar oidu. Konut Müstesarlığı'nın kurulması, arsa ve konut ge- reksinimi hızla artan ülkemizde bü- zorunluluğu kar- şılayabilır. Etkili uygulamalara yol açabilir. Ama di- ğer iki yasayla elden neredeyse bedava çıkanlmak is- tenen kamu arazilerine, arsalarına ve yapılanna sa- hip oimak koşuluyla... Bu kanuna göre, başbakanın başkanlığındaki Ko- nut Yüksek Kurulu şu görevleri yapacak: a) Arsa ve konut üretimı konusunda genel politi- kalan belirlemek. b) Önceliklı arsa ve konut üretim alanlannı ve bu alanlarda yapılacak üretimin takvünini tespit etmek. c) Yapılacak arsa ve konut üretimi için gerekli iç ve dış kaynaklan yönlendirmek. d) Konut Koordinasyon Kurulu ve Müsteşarlık ta- rafindan, bu kanun kapsamında hazırlanıp onayına sunulan hususlan değerlendirip karara bağlamak. Konut Müsteşan'nın başkanîığuıdaki Konut Koor- dinasyon Kurulu ise şu görevleri yapacak: Kurul kararlannın oluşumuna esas olmak üzere. hazırlıklan yapmak ve kurul kararlannın uygulanma- sında ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağ- lamak. Konut Müsteşarlığrnm görevJen ise şunlar: a) Kurul tarafindan ahnan kararlann uygulanma- sını takip etmek v e sonuçlannı kurula bildırmek. b) Sektörel plan hedefleri de göz önünde tutularak. seçilecek arsa üretim alanlannın sınırlannı belırie- mek. c) Kurul tarafindan alınan kararlar doğruitusunda. bağlı kuruluşlan vasıtasıyla. her türlü sektörel yatı- runlar ve kamu tesısleri için kamulaştınna. bedelli- bedelsiz, peşın veya vadeli olarak satın alma, devır ve anlaşma yolu ile gerekli olan gayrimenkulleri sağ- lamak, sağlanan bu gayrimenkulleri tespit edilecek esaslara göre, olduğu gibi veya planlayarak, altyapı tesislerini kısmen ya da tamamen ıkmal ederek veya ettirerek ıhtıyaç sahıplenne satmak, kiralamak, tram- pa etmek. ırtıfak hakkı tesis etmek, kamu kurum, ku- ruluşlan veya özel hukuk tüzelkişileri eliyle pazarla- mak ve satmak. d) Arsa, altyapı, konut üretimi ve bu konulardaki araştırma geliştirme faaliyetlen için bakan onayı ile her türlü iç ve dış kaynaktan temın edilen krediyi bağlı kuruluşlara kullandırmak. değişik gelir grupla- nnın konut ve ışyen sahıbi olabilmesı için altematif finansman modelleri geliştirmek. e) Amaçlannı gerçekleştirmek ûzere. kamu tüzel- kişiliğini haiz kuruluşlar ve özel hukuk tüzelkişileri ile arastırma. inceleme ve proje hazırlama konulann- da teknik işbirliği yapmak ve bağlı kuruluşlann or- taklıklar kurmasına ızın vennek. özel sektör temsil- cileri ile istişarelerde bulunmak. f) Bağlı kuruluşlara bu kanun kapsamında göre\ ve talimatlar vermek. bu kuruluşlar arasmda koordi- nasyonu sağlamak. bu kanun v e kendi kanunlan ile veriien görevlerin yenne getirilmesmde gözetim ve idari denetim yapmak. g) Görev alanına giren konularda ilgili kuruluşla- ra görüş bildirmek. h) Uluslararası anlaşmalarm verdiği görevleri ye- nne getirmek. i) Kurul ve Koordinasyon Kurulu'nun sekretarya hizmetlenni yüriitmek. j) Me\ zuatla veriien diğer işleri yapmak. Yasa. Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'nün döner ser- mayesini 250.000.000.000.000 (iki yüz elli trilyon) TL olarak belirliyor. Sermayenin tamamı devlete ait- tir. Bu sermaye. Bakanlar Kurulu karan ile dört ka- tına kadar artnnlabilir. Aynca Arsa Ofisi Genel Mü- dürlüğü. konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatı- nmlan ile kamu tesısleri için gerçek ve tüzelkişilere ait arazi ve arsalan ve bunlar içerisinde veya üzerin- de bulunan yapılan bakan onayı ile kamulaştırmaya yetkili hale getiriliyor. Arsalan ve arazileri alanlara da yükümlülük geti- riliyor. ArsaOfisi Genel Müdürlüğü, sattığı veya dev- rettiği arsa ve arazinin amacuıa uygun kullarulması için tapu kayıtlanna, sahş şartlanna uygun altyapı, ya- pı veya tesis yapılmadıkça üçüncü kişilere satış, de- vir, temlikyapılamayacağı ve haczedilemeyeceği hu- susunda şerhler koydurmaya ve/veya bu amaca yö- nelik sözleşmeler yapmaya yetkilidir, deniyor. Konut Yüksek Kurulu tarafindan belirlenen arsa ve konut üretim alanlannda bulunan, mülkiyeti Hazi- ne'ye ait arazi ve arsalar bedelsiz olarak Arsa Ofisi Genel Müdürlügıi'ne devredilecek. Kamu hizmetle- rine aynlan yerler aynı şartlarla Hazine'ye iade edi- lecek. Bu hükümlerle Arsa Ofisi'ne geniş bir yetki verihyor ve belediyeler nedense göz ardı ediliyor. Bu hükme belediyelerin itiraz etmesi beklenmelidir. Sonuç olarak, hükümet çeşitli siyasal iç ve dış bas- kılann etkisiyle Hazine'ye ait yapılan, arsalan ve arazileri, orman dışına çıkanlan ve tereddüt uyandı- ran araziler de dahil hiçbir planlama ilkesine bağlı kalmadan satmaya kalkmıştır. Öte yandan olumlubir adun atarak konut işinin politikasma el atmıştır. Bu çelişkı Sayın Cumhurbaşkanı tarafindan veto yetkisi kullanılarak ortadan kalduılmalıdır. G U N D E M ML STAFA BALBAY B Baştarafi 1. Sayfada Ülkeyi birfik beraberfiğe davet eden herkes yal- nız! Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yalnız... Öyle bir noktaya geldi-getirildi ki; yukan tükür- se hukuk, aşağı tükürse ekonomi, karşıya tükürse siyaset! Yasalan inceleme süresini kullansa hükümet kı- zıyor, kullanmasa toplum bozuluyor! Hükümet, Çankaya'dan kaynaklanan küçük bir sorun çıksa hemen damgayı vuracak: - Işte bakın, krizin nedeni burası. Tam eşiği geç- miştik ki, Köşk'etakıldık. Biz uğraşıyoruz didiniyo- ruz, işi kotarıyoruz, Cumhurbaşkanı su koyuyor! Başbakan Bülent Ecevit yalnız! Aşağı tükürse toplum, yukan tükürse IMF, kar- şıya tükürse geçmişi! Ekonominin iplerini Kemal Derviş'e verdi ama, onu ne partisine alabiliyor ne dışlayabiliyor. Siya- sal açıdan hiçbir sorumluluğu olmayan kişiye, her türlü uluslararası görüşme yetkisi veriyor. Yetki çok, sorumluluk yok! Derviş açısından böyle ama, top- lum siyasal sorumlu aradığında ilk sayacağı isim Bülent Ecevit olacak. Koalisyon ortakları ekonomideki gidişten ürk- tükleri için hükümeti bağlayan değerlendirmeler yapmak Başbakan'a düşüyor. Başbakan'ın sağlı- ğıyla ilgili en küçük söylenti her şeyi altüst ediyor. Ecevit bu kesimleri hain ilan edecek kadar sertle- şiyor ama, fısıltı fosıltı çıksa da yapacağını yapıyor... Çözülen ne? Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli yalnız! 18 Nisan seçimlerinde büyük oy almanın büyük parti olmak anlamına gelmeyeceğini, bu unvanı zamanın verecegini o günlerde söylemiştik. MHP tabanı partisinden umduğunu bulamazken "MHP artık değişti, bir kitle partisi haline geldi, sistemin merkezine doğru yerleşiyor" diyenler de aynı duy- gularda. Yakın geçmişe kadar MHP'ye övgüler düzenler şimdi, IMF'ye karşı takındığı tutum karşısında "öv- gü"nün başına "s" den başlayıp olmadık harfler ko- yuyoıiar. MHP biraz ulusal olmak istediğinde iki suçla- mayla karşı karşıya kalıyor: - Aşın milliyetçilik ve kadrolaşma! FP'nin kapanmasından sonra en azından iki elin parmakları kadar milletvekilinin MHP'ye geçebile- cegi yorumlan yapılıyordu. Zaman bunu doğrula- yacak gibi görünmüyor. Hatta MHP'den giden var. Haziranda "kapıları açtık" diyen MHP'lilere sor- mak gerekiyor: - Gelenlere mi, gidenlere mi? * - Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz yalnız! Ekonomi yönetiminin kendi elinde olmasını iste- mişti. Böylece Özal politikalannı benimseyen Baş- bakan'la işler daha rahat yürüyebilir ve ANAP da büyüyebilirdi. Şimdi direksiyonda "özal'a hayra- nım" diyen, DSP'ye sempati besleyen Derviş var. Devlet Bakanı Kemal Derviş yalnız! IMF ile Türkiye arasında salıncak kurmuş, gidip geliyor. IMF krizi çıktığında son derece sakin, "5 günde çözerim" demişti. Olmadı. Planlanandan bir gün erken Ankara'ya dönen Derviş'in hükü- metle IMF arasında tam dengeyi kuramadığı dik- kati çekiyor. Bu kadar yalnız sorumlu insan, kulaklan tıkalı, birbirini görmeyen şefsiz bir orkestrayı anımsatı- yor. Her biri tek tek haklı ve iyi olsa bile, ortaya bir eser çıkmıyor. Tepe böyle olunca, toplum da şaşkın; kime ka- fa tutacağını, kimeçanaktutacağını kestiremiyor... Tablo böyle devam ederse; çözülen, sorunlar değil, dizlerimizin bağı olur! ankcum@ttnet.net.tr SÖVlEg/ATTlÛİLHAN İnönü, Gâzi'nin 'Devamı' mı? I BaştarafiArkaSayfada iken; 'Milli Şef Inö- nü'nün, Hasan Âli Yü- cel'e, uygulattırdığı yeni kültür ve eğitim politikası (Yunan / La- tin temeli) acaba Batı (Ingiliz / Fransız) Itti- fakı'nın bir 'uzantısı' mıdır? 'Resml Tarih', İnönü Cumhuriyeti'ni, önce- kinin kesintisiz devamı gibi sunuyor. Acaba? Öyle idiyse, Gâzi Cum- huriyeti'nde 'menkup', eski Batı yandaşı, hatta 'hanedanın kalmasına' taraftar Terakkiper- ver'cilerin; Inönü'yle be- raber, en yüksek ma- kamlara dönüşü neden- dir? Neden 'Milli Şef'in çağdaşlık anlayışı, ope- rasız başkent olmaz mantığını, Carl Ebert'le, Smetana nın 'Satılmış Nişanlı' operasıyla bağ- lamaya çalışır? Yemen Harbi'nde 'muma- ileyh'in ilk Batı Müziği ilhamını, ele geçirilen bir Ingiliz karargâhında te- sadüfen bulduklan, Ba- tı klasiği taş plaklardan almış olmasından mı? Gâzi'nin adeta insiyâki olarak sahip olduğu, yöntem ve bileşim (synthese) yeteneğine; o da bir 'erkân-ı harp'ol- duğu halde, maalesef 'Milli Şef sahip görül- mez; aksi halde Kültür danışmanı Nurullah Ataç'ın, Cumhuriyet'in kültür polrtikasını, şu va- him yanlışla özetlemesi- ne göz yumabilir miydi? "... biz görüyoruz eksiğimizi, Yunanca öğrenemedik, Latince öğrenemedik, Avru- pa'lılann eğitiminden geçmedik, onun için ne denli uğraşsak, Av- rupalılar gibi olamıyo- ruz, buna üzülüyo- ruz..." Farkındasınız elbet, burada Gâzi'nin 'cum- huriyet aydınlan'na önerilen; mesela Ingil- tere devlet-i fehime- si'nin Hindistan sö- mürgesindeki tutsak Hindulara uyguladığı, klasik 'koloniyal kül- türsüzleştirme' polrti- kasıdır ki, bizdeki tam ifadesi Yeni / Tanzi- matçılık olabilir. Hem de, asılacağımız ipin ilmiğini, bilerek iste- yerek, kendi elimizle boğazımıza geçirdiği- miz anlamına gelir. Bu'derviş'Kemal ve benzerieri, nereden çık- tı sanırsınız? Muayene, Teşhis, Tedavî TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35 Ehliyetimi ve nüftıs cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. SEDA EKİM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle