Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TEIS/1MUZ 2001 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Barolar Birliği Başkanı Özok:
Cumhuriyeti
çürütüyorlar
İLHLANTAŞÇI
AJSKARA- Türkiye BarolarBMiği (TBB) Baş-
karu Özdemir Özok 1950'lerden bu yana ülke-
nin iktidarau elinde bulunduran sağ partilerio,
«cumhuriyeti çürüttülderinP söyledi. Hakİannı
bilmeyen ve sorgulamayan toplumda insan hak-
lan ihlali yok demenin mümkün oimayacağraa
işaret eden Özok. "Eğitim seviyesi,insanİanniçin-
debtılunduğu sosyal veekononiik boyutinsanhak-
\a iblallerinio süreceğini göstermektedir" dedi.
Cezaevi sorununa ve ölüm oruçlanna değinen Ö-
zok, "Oolanntoplumakazandınlnıasıiçindevie-
tinbütünolanakİannıkuilanmaMgerekir.Kendi-
sini sürekli hakiı çıkarmaya çahşan devkt aniayt-
şı kabui edikmez. Devlet yanbş yapnuşsa özûr di-
kmesi laanT diye konuşhı. TBB Başkanı Özde-
mir Özok'a yönelttiğimiz sorulara verdigi yanıt-
]ar ana başhklanyla şöyle:
Atatürk devrlmlerl sulandırıldi: Bu-
gün yaşadığımız sorunlann temelinde Atatürk
l devrimveilkelerininyeterincekorunmaması,on-
. lann sulandınlarak cumhuriyetin değerierinin çü-
rütülmesinin olduğuna inanıyoruz. Bu nederüe
bize büyük iş düşüyor.
İnsan haklan İhlafteri: Türkiye'de insan
î haklan ihialleri yok demek mümkün değil. İnsan
l hakian ihlalJerinin yok denilebilmesi îçin en azın-
f dan yönetenlerle yönetilenlerin kendi hak ve yet-
• kilerini çok iyi bilmesi gerekir.
Partl kapatma: Çagdaş demokraside par-
ti kapatmak en son düşünülecek yaptınmdır. Bu-
gün parti kapatılraasını içine sindiremediğini söy-
leyenler. Türkiye'de iktidan 40 yıldır temsil eden-
İ- lerdir. Bunlann gözyaşlan timsah gözyaşlandır.
Türkiye, Avrupa'ya doğru bir katara binmiş gi-
diyor. Kanşıtı ofan insanlar da bu katann Avru-
pa'ya ulaşmaması içinne gerekiyorsa yapıyorlar.
Kanayan yara cezaevıerf: Türkiye'de
cezaevleri. yasası olmayan, tamamen Adalet Ba-
kanhğı 'nın çıkardığı birtakım tüzük ve yönetme-
liklerle yönetilen ve içinden çıkılamaz bir nokta-
ya vanlmış, kanayan bir yara olarak karşımıza çı-
kıyor. Türkiye'de cezaevleri gerçekten önemine
uygun ele ahnmamtştır.
OlÜm OTUÇİari: Hangi nedenle olursa olsun,
insanlar yaşamını ortaya koymuşlar. Onlann top-
luma kazandınlması için devletin bütün olanak-
lannı kullanması lazım.
Yargı bağımsızlıği: ılukuk devieti,huku-
kun üstünlüğünün egemen olduğu bir devlette
yargj bağımsızhğı ön koşuklur, Yargı bağımsız-
hğı olmadan hukuk devİetinden söz edilemez.
Yargı bagımsızlığını engelleyecek doğrudan ve-
ya dolayh tüm girişimler yargı bagımsızlığını ze-
deler. Herkes işini yapmalı.
Büyükçekmece'dekühür
sanatgiinlerisona erdi
Büvükçekmece
Beiediyesi tarafindan
düzenlenen "2.
Uhıslararası Kültür-
Sanat GünlerT dûn
sona erdi. 4 Temmuz'da
başlayan etkinlikierde
Macaristan, Çin,
Ukravna, Meksika,
Bulgaristan.KKTC,
Ispanya, Gürastan,
Tataristan ve
ülkemizden foiidor
grupian gösteriter
sundu. Tarihi
Kervansaray'da 21
mankenin sunduğu
"Aoadoiu
Medeniyederinden
Bugüne Sevginin Gücü"
defılesi Ugiyle iztendi.
Dünyada silatı alarmı
• Baştarafi 1. Sayfada
den BM. bu silahların üretimi ve
yasadışı yollarla satışının önlen-
mesine yönelik küresel birprog-
ram geliştirme arayışına girdi.
BM. bu amaçla 9-20 Temmuz
günlerinde New York'ta küçük
ve hafif silahlann yasadışı tica-
retiyle ilgili tüm unsurlann ele
alınacağı bir konferans düzenle-
yecek.
Balkanlar, Afrika, Asya gibi
dünyanın birçok bölgesinde yaşa-
nan çatışmalardan televizyonlara
ve gazetelere yansıyan haber ve
fotoğraflarda küçücük çocuklann
ellerinde tuttuklan otomatik silah-
lar, tabancalar, küresel bir hareke-
tin bir an önce yaşama geçirilme-
si gerekliliğini ortaya koyuyor.
BM, 1990'ların ortalanndan bu
yana mücadele başlattığı küçük
ve hafıf silahlarla ilgili çalışması-
na gelecek hafta yeni birzincir ek-
leyecek. Bu silahların yayılması.
üretilmesi ve yasadışı yollarla sa-
tılmasına ilişkin önlemlerin ulu-
sal, bölgesel ve küresel boyutla-
nylagöriişüleceği konferans, şim-
diye kadar düzenlenmiş en geniş
kapsamlı toplantılardan biri ola-
cak. Küçük ve hafıf silahlarla il-
gili bazı rakamlar ve konuyla ilgi-
li önemli unsurlar şöyle:
4 milyon kiçi öldü: BM en
iyi olasılığı göz önüne alarak yap-
nğı araştırmada, dünyadaki küçük
ve hafif silahlann sayısının 500
milyon civannda olduğunu belir-
ledi. Bu silahlann yüzde 40-
60'ının yasadışı olduğunu ortaya
koyan BM, 1990'larda yaşanan 49
büyük çatışmanın 46 sında küçük
silahlann tercih edildiğini kaydet-
ti. Bu süreçte savaşlarla bağlantı-
lı olarak 4 milyon kişi yaşamını
yitirirken bu rakamın yüzde 90'ını
kadın ve çocuklar oluşturdu.
Silah tammi: Evrensel ola-
rak kabul edilmiş bir "küçük si-
lah" veya "hafif sflah" tanımı yok.
Ancak 1997'de yapılan bir BM
araştırması sonunda küçük silah
için "bir kişi tarafindan taşınata-
lenveateşlenebilenaraç'"; hafif si-
lah için ise "küçük bir ekip tara-
findan kullanılan ve hafif araçlaya
da bir hayvanın sıründa taşınabi-
len araç" tanımı kabul gördü. Bu
tanımlara tabanca, tüfek. otomatik
silah, elbombası fırlatıcısı, 100
milimetre kalibreden daha az ha-
van ve omuzdan fırlatılan anti-
tank füzeleri gibi silahlar giriyor.
YÜZde 25 artlŞ: 1994 te 52
ülkede 300 şirket, küçük ve hafif
silah üretiyordu. Bu rakam, 80'le-
rin ortasına oranla yüzde 25 daha
fazla oldu. Dünyanın zengin ülke-
leri silah üretiminde başta gidiyor-
lar. Ancak gelişmekte olan 22 ül-
ke de bu silahlardan üretiyor, bun-
lardan 16 tanesini de ihraç ediyor.
Barışı olumsuz etkili-
yOf: Küçük silahlann yasadışı
üretimi ve trafiğinin engellenme-
si, BM'nin 1990'lann ortasmdan
bu yana ilgilendiği önemli konu-
lardan biri oldu. Bosna, Kosova ve
Afrika'nın birçok yerinde yaşa-
nan çatışmalarda en çok kullanı-
lan silahlar olarak göze çarpan tü-
fek, tabanca ve otomatik tüfekle-
rin kontrol altına alınamaması, bu
tür çatışmalann ardından BM'nin
banşı koruma ve insani yardım
çalışmalannı da olumsuz etkiledi.
Mücadele yolu sınırli:
Küçük ve hafıf silahlarla mücade-
leyle ilgili olarak belirlenen bir
yöntem bilinmiyor. Yasaklama
getirilmesi olanaklı görülmüyor,
çünkü anti-personel kara mayın-
lan ya da kimyasal silahlardan
farklı olarak küçük ve hafıf silah-
lar ülkelerin kendilerini koruma-
lan açısından meşru araçlar ola-
rak kullanılıyor. Bununla beraber
dünyadaki küçük ve hafıf silah sa-
yısı, ülkelerin kendilerini koruma
amacı için gerekli olan sayıdan
çok daha fazlasını oluşturuyor.
Çocuklar kurbart: Yaygm-
laşan küçük silahlar, çocuk asker
olgusunun da başta gelen nedeni
olarak görülüyor. Çocuklarküçük
silahlan kolaylıkla kullanabümek-
te. Taşınması, saklanması ve faz-
la eğitim gerekmeden kullanılabi-
lirolması bu silahlan cazip kılıyor.
Bu unsurlar, çocuklann da aktif
savaşçüar olmasını kolaylaştınyor.
Küçük silahlann sayesinde bugün
dünyada 300binçocuk savaşçı bu-
lunmakta. Çocuklar, bu silahlann
birincilkurbanlandırlar. 1990'dan
bu yana yaşanan çatışmalarda 2
milyon çocuk hayatını kaybeder-
ken 5 milyon çocuk özürlü kaldı,
12 milyon çocuk ise evini yitirdi.
6 ayda 100 trMyonluk kaçak mal yakalandı
Gümrüklerde
büyük operasyon
Istanbul'da 1322kişigözaltınaalmdı
Istanbul geneUnde 2 günde gerçekleştirikn kontroDerde, aranan vedurnmlan şüpheli gö-
rülen 1322 kişi gözaltina aiındu 248 araç trafıkten men edildL 66 alkollü ve 41 ehüyetsiz
sürücü \akalandi. fstanbul Emniyet Müdürlüğü Basın Protokol ve Halkla tüşkiler Şube
Müdürlüğü'nden yapılan >anlı açıklamada,önceld gece 8 saat süre> le gerçekleştirUen kont-
roUer sonucu, khnliksiz ve dunımlan şüpheli görülen Türk vatandaşı 449 ve yabancı uy-
ruklu 716 kişi île 54 gryabi tcvkifli, 94 yakalama müzekkereh\ 6 asker kaçağı ve 4 firari-
nin yakalandığı bildirüdi. L nıuma açık 31 yer ile 5 demek ve lokal hakkında da yasal iş-
iem yapılan uygulamanın trafiğe yönelik bölümünde kurallara uymadıklan belirlenen
sürücülere toplam 71 mir>ar lira para cezası kesildi. (Fotograf: CANER ÖZTÜRK)
Kira bedelleri düstü
• Baştarafi 1. Sayfada
kalanan kaçak mal tuta-
n rakamlannı verdi. Bu-
na göre. yakalanan ka-
çak mal tutan 100 trilyo-
na ulaştı. Gümrük ka-
çakçılıgında 45 trilyon
ile akaryakıt kaçakçılıgı
ilk sırayı alırken 25.9
trilyon ile uyuşturucu
kaçakçılıgı ikinci sırayı
aldı.
Uzaydan yöneteceğiz
Keçeciler, Batı ülkele-
rinin gümrükleri uzaydan
yönettigini vurgulayarak
"Biz de öyle yapacağız.
tşindoğrusunu,düzgünü-
nü ve dünyanın yapüğını
yapmaya mecburuz"
açıklamasmı yaptı.
Keçeciler, gümrüklerin
durumunu Batı ülkeleri
ile karşılaştınrken şu ra-
kamlan verdi:
• Fransa'da gümrük
idaresinin 1999 bütçesi
405 trilyon lira, 65 mil-
yonluk Türkiye'nin 63
trilyon lira.
• Fransız gümrük ida-
resinin personel sayısı 20
bin, Türkiye'nin 8 bin 56,
bunun da sadece yüzde
49'u üniversite mezunu.
• Fransızlarm 22 uça-
ğı, 8 helikopteri, 63 botu,
1700 kara taşıtı, ]90mi-
nibüsü, 9 X-Ray taşıyıcı-
sı, 2 radarlı kamyonu, 78
gümrük bürosu aracı ve
189 motosikleti varken
Türkiye'nin 212 kara ta-
şıtı ve 11 deniz taşıtı var.
• Fransızlarm 7 bin bil-
gisayarla donatılnıış 1712
binası ile egitim tesisi var-
ken Türkiye'de gümrük
binalan yıkılmak üzere.
İSTANBUL (AA) - Istanbul Emlakçı-
lar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sab-
ri Ateş, Marmara depreminin ardından
gelen ekonomik krizin de etkisiyle Istan-
bul'da kira bedellerinin geçen yıla oran-
la yüzde 11 ile 50 oranında azaldıgını be-
lirtti. Türkiye'de artık hiç kimsenin gay-
rimenkule yatırun yapmak istemedigini
ifade eden Ateş, piyasada çok sayıda sa-
tıcının olmasına ragmen alıcuıın bulun-
madığını kaydetti. Ateş, "Deprem ve
ekonomikkrizin etkisrvle İstanbul'da ter-
sine göç başIadL Kriz öncesi boşalan bir
daire hemen nıtulurken şimdi durunı
böyle değil. Mal sahipleri Kiracım çı-
karsa yeni birini bulamam. Mevcut ki-
rayla otur' anJayışıyla hareketedijor" di-
ye konuştu. Oda kayıtlanna göre, kira
bedelleri yüzde 11 ile yüzde 50 arasın-
da değişen oranlarda azaldı. Kiralarda
en fazla düşüş Bakırköy Florya'da olur-
ken bunu Yeşilyurt. Bağcılar. Bostancı,
Nişantaşı, Bahçelievler. Beşiktaş. Çad-
debostan gibi yerler izledi.
¥OZGAT(Cumhuriyet)-Yozgat'ınSorgunil-
çesine bağlı Şahmuratlı köyûnde, imece usulüy-
le yapılan içme suyu kanalında göçük meydana
geldi. Kanala taş döşeyen işçilerden Osman h-
han (31). Erol Başer (32) ve Bünyamin Başer
(31) toprak altında kaldılar. Olay yerinde bulu-
nan köylüler tarafindan göçük altından çıkanla-
rak Sorgun Devlet Hastanesi'ne kaldırıian işçi-
lerden Osman tlhan ve Erol Başer kurtanlama-
dı. Bünyamin Başer'in ise sağlık durumumra iyi
olduğu bildirildi. Olaydan sonra, Köy Muhtan
AH Erciyes, gerekli emniyet tedbiri almadığı ge-
rekçesiyle gözaltina alındı.
Kamu tasDuııazlamıuı dununu
Dr. HALDUN OZEN
Hanta ve Kadastro Yüksek Mühendisi
TBMM'nin tatile gırmeden önce büyük bir hızla
ve adeta görüşme yapmadan kabul ettıği kanunlar
arasmda. Türkiye'nin taştnmaz politikasuıı çok ya-
kından ılgilendiren üç kanun da bulunuyor. Bunlar
kabu! suasıyla ve kısaltılmış adlanyla Konut Müste-
şarlığı Kanunu. Hazine Taşınmazlannın Değerlendi-
rilmesı Kanunu ve Hazıne'ye Aıt Tanm Arazılerinin
Satıjı Hakkında Kanun
Konul Müsteşarlığı Kanunu 4698 sayılı kanun ola-
rak Resmı Gazete'nın 7 7.2001 tarihJi sayısuıda ya-
yımlınarak yürürlüğe gırdi. Dığer yasalar Cumhuı-
başlaru'nu) onayını bekliyor. Bu arada TMMOB Ha-
ritaj
e Kadastro Mühendislen Odası Başkanı Hüse-
yin İlki Hazine Taşınmazlannjn Değerlendirilme-
si Kaıunu'nun Cumhurbaşkanı'nca veto edilmesini
istee. Gerçekten her üç yasayı birlikte incelediği-
mizce de Sayın Ulkü'nün vardığı sonuca vanhyor. Bir
taranuı konut ve arsa politikalannı düzenlemek için
müssşarlık kuruluyor, Toplu Konut Idaresi ve Arsa
Ofk Genel Müdürlüğü ona bağlanıyor, diğer taraf-
tan banım altyapısını oluşturacak olan Hazine taşuı-
mazan kentte ve kırda a>Tim yapılmaksızın haraç
mezıt toptan sanşa çıkanlıyor. Ünlü sözdeki gibi. bu
ne pnfıız bu ne lahana turşusu. Hükümet iki ayn ve
at plitıka)la bırden ortaya çıkıyor. Biımde halka hiz-
metedecekmiş gibi yapıyor, öbüründe rant ıştahlan-
nı kiDartan ve yasadışı uygulamalan göz ardı eden.
aden te>\ ık eden bir tutum ızlıyor.
K.nu>n biraz daha aydınlatmak için yasalann içe-
nklnne kısaca bakalım.
Ysalann arhaç maddeleri şöyle:
knut Müsteşarlığı Yasası: "Bu kanunun amacı;
kalknma planlanna ve ydlık programlar ile bölgesel
ve w l ptanlar arasında uyumu sağla>arak sağhkta
ve dizenli>apılaşmayı oluşturnıak ii/ere. \aünnı sek-
törbi kamu tesisleri \e herçeşit konutiçin ihtivaç du-
vida ana üretinıini sağlamak. konut ihtiyacını gi-
dermeyeyönelik alternatiffinansmanmodeUerinige-
liştirmek. arsa ve konut politikalan üretmek ve bu po-
litikalann uygulanmasuu sağlanıakür."
Kamu Taşınmazlannın Değerlendirilmesı Yasası:
"Bu kanunun amact, Hazine'ye ait taşınnıaz malla-
nn daha kısa sürede ekonomiye kazandınlması ve
Bakanlar Kuruhı karan ile sabş kapsanuna ahnan
Hazine*ve ait taşmmaz mallann sabş işlemlerine iüş-
kin esas ve usulleri düzenlemektir."*
Hazıne'ye aıt tanm arazılennın satışı hakkında ka-
nun ise amaç maddesı olmaksızın çalakalem hazır-
lanmış bir metin. Bu iki maddede zıtlıklar ve çelişkı
açıkça görülüyor. Aynca bir yoruma gerek yok. Sa-
yın Cumhurbaşkanı'nın ikinci ve üçüncü yasalan ve-
to etmesi ihtimali ortaya çıkıyor. Çünkü birhükümet-
te zıt iki politıka benimsenmiş olamaz ve kamu mal-
iannı talan amacıyla uygulama yapılamaz.
Çoğunlukla olumlu olan metin, Konut Müsteşar-
lığı Kanunu. Ne zamandan beri bu konuda hüküme-
tin tutumu pek belirgin değildi. Hatta tereddüt yara-
tacak boyutta hatalı kararlar ve uygulamalar oidu.
Konut Müstesarlığı'nın kurulması, arsa ve konut ge-
reksinimi hızla artan ülkemizde bü- zorunluluğu kar-
şılayabilır. Etkili uygulamalara yol açabilir. Ama di-
ğer iki yasayla elden neredeyse bedava çıkanlmak is-
tenen kamu arazilerine, arsalarına ve yapılanna sa-
hip oimak koşuluyla...
Bu kanuna göre, başbakanın başkanlığındaki Ko-
nut Yüksek Kurulu şu görevleri yapacak:
a) Arsa ve konut üretimı konusunda genel politi-
kalan belirlemek.
b) Önceliklı arsa ve konut üretim alanlannı ve bu
alanlarda yapılacak üretimin takvünini tespit etmek.
c) Yapılacak arsa ve konut üretimi için gerekli iç
ve dış kaynaklan yönlendirmek.
d) Konut Koordinasyon Kurulu ve Müsteşarlık ta-
rafindan, bu kanun kapsamında hazırlanıp onayına
sunulan hususlan değerlendirip karara bağlamak.
Konut Müsteşan'nın başkanîığuıdaki Konut Koor-
dinasyon Kurulu ise şu görevleri yapacak:
Kurul kararlannın oluşumuna esas olmak üzere.
hazırlıklan yapmak ve kurul kararlannın uygulanma-
sında ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağ-
lamak.
Konut Müsteşarlığrnm görevJen ise şunlar:
a) Kurul tarafindan ahnan kararlann uygulanma-
sını takip etmek v e sonuçlannı kurula bildırmek.
b) Sektörel plan hedefleri de göz önünde tutularak.
seçilecek arsa üretim alanlannın sınırlannı belırie-
mek.
c) Kurul tarafindan alınan kararlar doğruitusunda.
bağlı kuruluşlan vasıtasıyla. her türlü sektörel yatı-
runlar ve kamu tesısleri için kamulaştınna. bedelli-
bedelsiz, peşın veya vadeli olarak satın alma, devır
ve anlaşma yolu ile gerekli olan gayrimenkulleri sağ-
lamak, sağlanan bu gayrimenkulleri tespit edilecek
esaslara göre, olduğu gibi veya planlayarak, altyapı
tesislerini kısmen ya da tamamen ıkmal ederek veya
ettirerek ıhtıyaç sahıplenne satmak, kiralamak, tram-
pa etmek. ırtıfak hakkı tesis etmek, kamu kurum, ku-
ruluşlan veya özel hukuk tüzelkişileri eliyle pazarla-
mak ve satmak.
d) Arsa, altyapı, konut üretimi ve bu konulardaki
araştırma geliştirme faaliyetlen için bakan onayı ile
her türlü iç ve dış kaynaktan temın edilen krediyi
bağlı kuruluşlara kullandırmak. değişik gelir grupla-
nnın konut ve ışyen sahıbi olabilmesı için altematif
finansman modelleri geliştirmek.
e) Amaçlannı gerçekleştirmek ûzere. kamu tüzel-
kişiliğini haiz kuruluşlar ve özel hukuk tüzelkişileri
ile arastırma. inceleme ve proje hazırlama konulann-
da teknik işbirliği yapmak ve bağlı kuruluşlann or-
taklıklar kurmasına ızın vennek. özel sektör temsil-
cileri ile istişarelerde bulunmak.
f) Bağlı kuruluşlara bu kanun kapsamında göre\
ve talimatlar vermek. bu kuruluşlar arasmda koordi-
nasyonu sağlamak. bu kanun v e kendi kanunlan ile
veriien görevlerin yenne getirilmesmde gözetim ve
idari denetim yapmak.
g) Görev alanına giren konularda ilgili kuruluşla-
ra görüş bildirmek.
h) Uluslararası anlaşmalarm verdiği görevleri ye-
nne getirmek.
i) Kurul ve Koordinasyon Kurulu'nun sekretarya
hizmetlenni yüriitmek.
j) Me\ zuatla veriien diğer işleri yapmak.
Yasa. Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'nün döner ser-
mayesini 250.000.000.000.000 (iki yüz elli trilyon)
TL olarak belirliyor. Sermayenin tamamı devlete ait-
tir. Bu sermaye. Bakanlar Kurulu karan ile dört ka-
tına kadar artnnlabilir. Aynca Arsa Ofisi Genel Mü-
dürlüğü. konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatı-
nmlan ile kamu tesısleri için gerçek ve tüzelkişilere
ait arazi ve arsalan ve bunlar içerisinde veya üzerin-
de bulunan yapılan bakan onayı ile kamulaştırmaya
yetkili hale getiriliyor.
Arsalan ve arazileri alanlara da yükümlülük geti-
riliyor. ArsaOfisi Genel Müdürlüğü, sattığı veya dev-
rettiği arsa ve arazinin amacuıa uygun kullarulması
için tapu kayıtlanna, sahş şartlanna uygun altyapı, ya-
pı veya tesis yapılmadıkça üçüncü kişilere satış, de-
vir, temlikyapılamayacağı ve haczedilemeyeceği hu-
susunda şerhler koydurmaya ve/veya bu amaca yö-
nelik sözleşmeler yapmaya yetkilidir, deniyor.
Konut Yüksek Kurulu tarafindan belirlenen arsa ve
konut üretim alanlannda bulunan, mülkiyeti Hazi-
ne'ye ait arazi ve arsalar bedelsiz olarak Arsa Ofisi
Genel Müdürlügıi'ne devredilecek. Kamu hizmetle-
rine aynlan yerler aynı şartlarla Hazine'ye iade edi-
lecek. Bu hükümlerle Arsa Ofisi'ne geniş bir yetki
verihyor ve belediyeler nedense göz ardı ediliyor. Bu
hükme belediyelerin itiraz etmesi beklenmelidir.
Sonuç olarak, hükümet çeşitli siyasal iç ve dış bas-
kılann etkisiyle Hazine'ye ait yapılan, arsalan ve
arazileri, orman dışına çıkanlan ve tereddüt uyandı-
ran araziler de dahil hiçbir planlama ilkesine bağlı
kalmadan satmaya kalkmıştır. Öte yandan olumlubir
adun atarak konut işinin politikasma el atmıştır. Bu
çelişkı Sayın Cumhurbaşkanı tarafindan veto yetkisi
kullanılarak ortadan kalduılmalıdır.
G U N D E M ML STAFA BALBAY
B Baştarafi 1. Sayfada
Ülkeyi birfik beraberfiğe davet eden herkes yal-
nız!
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yalnız...
Öyle bir noktaya geldi-getirildi ki; yukan tükür-
se hukuk, aşağı tükürse ekonomi, karşıya tükürse
siyaset!
Yasalan inceleme süresini kullansa hükümet kı-
zıyor, kullanmasa toplum bozuluyor!
Hükümet, Çankaya'dan kaynaklanan küçük bir
sorun çıksa hemen damgayı vuracak:
- Işte bakın, krizin nedeni burası. Tam eşiği geç-
miştik ki, Köşk'etakıldık. Biz uğraşıyoruz didiniyo-
ruz, işi kotarıyoruz, Cumhurbaşkanı su koyuyor!
Başbakan Bülent Ecevit yalnız!
Aşağı tükürse toplum, yukan tükürse IMF, kar-
şıya tükürse geçmişi!
Ekonominin iplerini Kemal Derviş'e verdi ama,
onu ne partisine alabiliyor ne dışlayabiliyor. Siya-
sal açıdan hiçbir sorumluluğu olmayan kişiye, her
türlü uluslararası görüşme yetkisi veriyor. Yetki çok,
sorumluluk yok! Derviş açısından böyle ama, top-
lum siyasal sorumlu aradığında ilk sayacağı isim
Bülent Ecevit olacak.
Koalisyon ortakları ekonomideki gidişten ürk-
tükleri için hükümeti bağlayan değerlendirmeler
yapmak Başbakan'a düşüyor. Başbakan'ın sağlı-
ğıyla ilgili en küçük söylenti her şeyi altüst ediyor.
Ecevit bu kesimleri hain ilan edecek kadar sertle-
şiyor ama, fısıltı fosıltı çıksa da yapacağını yapıyor...
Çözülen ne?
Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli yalnız!
18 Nisan seçimlerinde büyük oy almanın büyük
parti olmak anlamına gelmeyeceğini, bu unvanı
zamanın verecegini o günlerde söylemiştik. MHP
tabanı partisinden umduğunu bulamazken "MHP
artık değişti, bir kitle partisi haline geldi, sistemin
merkezine doğru yerleşiyor" diyenler de aynı duy-
gularda.
Yakın geçmişe kadar MHP'ye övgüler düzenler
şimdi, IMF'ye karşı takındığı tutum karşısında "öv-
gü"nün başına "s" den başlayıp olmadık harfler ko-
yuyoıiar.
MHP biraz ulusal olmak istediğinde iki suçla-
mayla karşı karşıya kalıyor:
- Aşın milliyetçilik ve kadrolaşma!
FP'nin kapanmasından sonra en azından iki elin
parmakları kadar milletvekilinin MHP'ye geçebile-
cegi yorumlan yapılıyordu. Zaman bunu doğrula-
yacak gibi görünmüyor. Hatta MHP'den giden var.
Haziranda "kapıları açtık" diyen MHP'lilere sor-
mak gerekiyor:
- Gelenlere mi, gidenlere mi? * -
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz yalnız!
Ekonomi yönetiminin kendi elinde olmasını iste-
mişti. Böylece Özal politikalannı benimseyen Baş-
bakan'la işler daha rahat yürüyebilir ve ANAP da
büyüyebilirdi. Şimdi direksiyonda "özal'a hayra-
nım" diyen, DSP'ye sempati besleyen Derviş var.
Devlet Bakanı Kemal Derviş yalnız!
IMF ile Türkiye arasında salıncak kurmuş, gidip
geliyor. IMF krizi çıktığında son derece sakin, "5
günde çözerim" demişti. Olmadı. Planlanandan
bir gün erken Ankara'ya dönen Derviş'in hükü-
metle IMF arasında tam dengeyi kuramadığı dik-
kati çekiyor.
Bu kadar yalnız sorumlu insan, kulaklan tıkalı,
birbirini görmeyen şefsiz bir orkestrayı anımsatı-
yor. Her biri tek tek haklı ve iyi olsa bile, ortaya bir
eser çıkmıyor.
Tepe böyle olunca, toplum da şaşkın; kime ka-
fa tutacağını, kimeçanaktutacağını kestiremiyor...
Tablo böyle devam ederse; çözülen, sorunlar
değil, dizlerimizin bağı olur!
ankcum@ttnet.net.tr
SÖVlEg/ATTlÛİLHAN
İnönü, Gâzi'nin
'Devamı' mı?
I BaştarafiArkaSayfada
iken; 'Milli Şef Inö-
nü'nün, Hasan Âli Yü-
cel'e, uygulattırdığı
yeni kültür ve eğitim
politikası (Yunan / La-
tin temeli) acaba Batı
(Ingiliz / Fransız) Itti-
fakı'nın bir 'uzantısı'
mıdır?
'Resml Tarih', İnönü
Cumhuriyeti'ni, önce-
kinin kesintisiz devamı
gibi sunuyor. Acaba?
Öyle idiyse, Gâzi Cum-
huriyeti'nde 'menkup',
eski Batı yandaşı, hatta
'hanedanın kalmasına'
taraftar Terakkiper-
ver'cilerin; Inönü'yle be-
raber, en yüksek ma-
kamlara dönüşü neden-
dir? Neden 'Milli Şef'in
çağdaşlık anlayışı, ope-
rasız başkent olmaz
mantığını, Carl Ebert'le,
Smetana nın 'Satılmış
Nişanlı' operasıyla bağ-
lamaya çalışır? Yemen
Harbi'nde 'muma-
ileyh'in ilk Batı Müziği
ilhamını, ele geçirilen bir
Ingiliz karargâhında te-
sadüfen bulduklan, Ba-
tı klasiği taş plaklardan
almış olmasından mı?
Gâzi'nin adeta insiyâki
olarak sahip olduğu,
yöntem ve bileşim
(synthese) yeteneğine;
o da bir 'erkân-ı harp'ol-
duğu halde, maalesef
'Milli Şef sahip görül-
mez; aksi halde Kültür
danışmanı Nurullah
Ataç'ın, Cumhuriyet'in
kültür polrtikasını, şu va-
him yanlışla özetlemesi-
ne göz yumabilir miydi?
"... biz görüyoruz
eksiğimizi, Yunanca
öğrenemedik, Latince
öğrenemedik, Avru-
pa'lılann eğitiminden
geçmedik, onun için
ne denli uğraşsak, Av-
rupalılar gibi olamıyo-
ruz, buna üzülüyo-
ruz..."
Farkındasınız elbet,
burada Gâzi'nin 'cum-
huriyet aydınlan'na
önerilen; mesela Ingil-
tere devlet-i fehime-
si'nin Hindistan sö-
mürgesindeki tutsak
Hindulara uyguladığı,
klasik 'koloniyal kül-
türsüzleştirme' polrti-
kasıdır ki, bizdeki tam
ifadesi Yeni / Tanzi-
matçılık olabilir. Hem
de, asılacağımız ipin
ilmiğini, bilerek iste-
yerek, kendi elimizle
boğazımıza geçirdiği-
miz anlamına gelir.
Bu'derviş'Kemal ve
benzerieri, nereden çık-
tı sanırsınız?
Muayene, Teşhis, Tedavî
TÜRK KALP VAKFI
19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul
Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35
Ehliyetimi ve nüftıs cüzdanımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
SEDA EKİM