17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kurtur(g cumhuriyet.com.tr 15 ALLECRO EVİN tLYASOĞLU Bir müzik enııişi: Geringas Gûher ve Süber Pekinel konserlerinde Poulenc ve Mendelssohn'un konçertolaruu seslendirdiler (solda) Alban Berg Dörtlüsü'nün seçtiği program son derece ağır ve derin-düşünce ürünüydü. Geçen hafta festivalin en yoğun günJeri ya- şandı. Her akşam bir başka dinletiyle kalaba- lık izleyicı kitlesi festıvalde buluşmanın tadı- nı yaşadı. Izleyebildiğim dinletiler arasında festivalin en keyifli konserini de geçen hafta dinledim. David ve Tatjana Geringas ikilisinı. Hani ermiş kişi nasıl bedeninden sıynlıp kut- sal bir ortama vanrsa, David Geringas da so- mut dünyadan sıynlmış ve müziğin elle tutul- maz, gözle görülmez soyutluğunda kusursuz- luğa varmıştı. Yorumculann hep modem mü- zigi klasıklenn arasına sandviç yapmalanna alışmıştık. Oysa Geringas çiftı modern yapıt- lann arasına klasikJeri yerleştirerek Bemstein ile Şnitke'nin arasında Beethoven ve Çaykovs- ki'yi seslendırdı. Lıtvanya'da doğan David Ge- ringas. tam on yıl Rostropoviç gibi çağın dev çellisti ile çalışmış. Çaykovski yanşmasında altın madalyayı almış. Litvanya müziğine ve çağdaş bestecilere katkılanndan ötûrü pek çok ödül kazanmış. Nice çağdaş Rus yapıtının ilk seslendırisini yapmış. Türkiye'de daha önce birkaç konser vermiş, festivale katılmıştı. Ah- med Adnan Saygun'un Viyolonsel Konçerto- su'nu Istanbul'da ilk seslendiren çellist olmuş- tu. Halen Berlin'deki Hans Eisler Akademi- si'nde profesörlüğünü sürdüren sanatçının bir şansı da eşi Tatjana Geringas gibi uyumlu bir eşlikçisi olması. Çağımızın "Bach"ı olarak anılan Alfred Şnitke'yi Geringaslar'dan dinlemek ayrı bir zevkti. Bestecinin viyolonsel, piyano ve teyp için düzenlediği "Per Gynr için Epilogue"u uzun süre kulaklanmızda kalacak. Piyano ve çello dünya gerçeğini çizerken teypteki koro- nun sesı, "inatçı bas" işlemesiyle, gerçek dışı- nı simgeliyordu. Beethoven'in beş viyolonsel sonatından sonuncusunu seslendiren Gerin- gaslar, Şnitke'yi de Beethoven özeni ile çalma- yı ve her iki bestecide de bir o kadar etkili ol- mayı başardılar. Pekineüer'den mikrofoplu yorum Pekineller. fierhaifle yafının mûzfk arisîRFc£ pedilerinde yirminci yüzyılın en ünlü piyano "duo"lanndan birisi olarak yerlerini aldılarbi- le. Bugüne dek çaldıklan salonlar, yaptıklan CD'ler, birlikte çalıştıklan şefler ve ikili piya- no edebıyatının dağarcığındaki buluşlarıyla haklı bir övgü elde ettiler. Ülkemizde onları • Hani ermiş kişi nasıl bedeninden sıynlıp kutsal bir ortama vanrsa David Geringas da somut dünyadan sıynlmış ve müziğin elle tutulmaz, gözle görülmez soyutluğunda kusursuzluğa varmıştı. • Alban Berg Kuvarteti'nin her bir üyesinin teknik ustahğı yanı sıra felsefe boyutunu da tanıdık. • Pekineller gibi olağanüstü bir tekniğe sahip, ses renkleriyle derinlik elde eden sanatçılann yüksek sesli mikrofon uygulamasına gereksinimi olmamalıydı. çok az dinliyoruz. Çünkü tınısı birbirine eşde- ğer ve diledikleri gibi güçlü iki piyano bulu- namıyor. Onlar da her konserden sonra kendi güçlerini istedikleri gibi sergileyemediklerin- den, tuşlann derinindeki renkleri duyurama- dıklanndan yakınıyorlar. Daha birkaç ay önce yaptığımız söyleşide şunlan diyorlardı: "Yiırt- dışında aklığımız randımanı T ürkiye'dealaıju^ yoruz. Bizim asıl kimliğimizi, gerçek piyanist- Bk düzeyimizi Türki\e'dekiler tanımıvor. Tona, renge dayalı yorumumuzu gösteremiyoruz. Bi- ziın yaptığımız işton üretmek. Sadece parmak tekniğine dayah bir yorum değü. Tmılaria de- rinliği ölçüyoruz. Bir tonu kaçırdığumz an, kon- santrasvon mahvoluyor. Müzik cûmlesinin an- Ekonomik krizden etkilenen İzmir Festivali'nde 10 etkinlik gerçekleştirilecek Yanguıla başlayan festivalÖNDERKÜTAHYALI tZMtR - "Uluslararası İzmir Mü- zik FestivaK* 15. yılında. Ekonomik krizin izleri görülen festivalde 10 et- kinlik var. Bunlardan üçü evrensel müzikle ilgilidir. Tiyatro, bale, dans ve caz türlennde bırer gösteri, aynca üç hafif müzik dinletisi izleyeceğiz. tzmir Festivali'nin bir amacı da ta- rihsel mekânlan çağdaş sanatla kay- naştırmaktır. Böylece ilk etkinlik, 1990'dan bu yana kazı yapılan ve ba- zı bölümleri ortaya çıkanlmış bulu- nan Torbalı yakınlanndaki Metropo- lis ören yerinin açıkhava tiyatrosun- da. "I Musici" Oda Orkestrası'nın dinletisiyle sunuldu. Açılış töreninde, tzmir KûMr Sa- nat ve Eğitim Vakfi (IKSEV) Başka- nı Sayın Filiz Sarper Eczacıbaşı'nın, İzmir Valisi Sayın Alaaddin Yük- sel'in ve Büyükşehir Belediye Başka- nı Sayın Ahmet Piriştina'nın konuş- malan umut vericiydi. Festival, iz- mir' in gurur kaynağıydı. Kentimiz, kısa zamanda Yakındoğu'nun kültür ve saıat merkezi kimliğini kazana- cak, sanatın güzellikleri, yöre ınsanı- nı ımtlu kılacak ve yüreklendirecek- ti. Töreni izleyen dinletide, A. Corel- K'ninOp. 6 No. 4 re majör Concerto Groso'su, G.Tartini'nin viyolonsel. yaylı çalgılar ve sürekli bas için la majö' konçertosu, Alessandro Rol- la'ruı viyola ve yaylı çalgılar için fa majö' Divertimento'su ve A. Vîval- di'nü "Dört Mevsim" konçertolan çalınlı. " I Musici" Oda Orkestrasf nı. 1952de 12 öğrenci kurdu. Amaç, geçıuşın şefsiz çalma geleneğini di- riltmk. müzık yapma olgusunu tek kişinn buyruğundan kurtarmaktı. Kısa zamanda başanya ulaşan ve dünyının her yerinde sahneye çıkma- ya bşlayan toplulukta 6 keman, 2 vi- yola 2 viyolonsel. 1 kontrbas ve 1 çemlalo var. Böylece seslendırdikle- ri yantlarda barok müziği ağırlık ta- şıyoı ama zaman ıçinde dağan 20. Tekniğien üstün düzeyde,tını güzeüiği dorukta olan topluluğu dinlemek murJuluk. yüzyıla dek genişletmışler. Yukan- daki programda, romantık ve çağdaş yapıtlann yer almaması büyük şans- sızlıktı. Artık belleklerde olan "Dört Mevsim" konçertolan ise bırçok mü- zikseverde sıkıntı yarattı. Bu topluluğu dinlemek büyük mut- luhık. Teknik en üstün düzeyde; tını güzelliği dorukta. Müziksellik özgün ve inandıncı. Özellıkle "Dört Mev- sim'' konçertolarındaki yorum her yönden ilginçti. Başkemancı Mari- anaSirbu, tekniği ve müzikselliğı ile dıkkatı çekiyordu; ancak yay sıçrat- malan bana biraz sert geldi. Rol- la'nın Dıvertimento'sundaki viyola soloyu çalan Massimo Paris de usta bir sanatçı. Tartıni'nin viyolonsel konçertosunu seslendiren Francesco Srrano ise süsleme niteliğindeki kı- sa pasajlarda ses temizliği bakımın- dan yeterince özenli değildi. Dınlemeyi keyifli kılan başka bir nokta da sanatçılann, özgün barok tı- nısını yaratma uğruna pes akortla ve vibratosuz çalma gibi tarihsel yön- den belki doğru, fakat günümüzün beğenisine aykın yollara başvurma- masıydı. Tarihe bağlılık, yapıtın özü- ne inilerek sağlanmaktaydı. Geçmişteki bazı örnekJer uzun ömürlü olabilseydi, "I Musici" ben- zeri bir oda orkestrasıyla biz de gu- rur duyabilirdik; ama şu alanda başa- nsızlığa uğrardık: Orkestrada kulla- nılan çalgılann en yenisi 1796 tarihi- ni taşıyor. En eskisi de 1600 yılından kalma. Tümü ünlü Italyan ustalann yapıtlandır. Uç örnek vereyim; M. Sirbu'nun kemanını Antonio Stradivari 1702'de Cremona'da yapmış. Çal- gıyı, yakın geçmişte David Oistrakh kullanmış. Massimo Paris'in viyo- lası 1600de Brescia'da Giovanni Maggini'nin elinden çıkmış. Fran- cesco Strano'nun viyolonseli ise Carlo Tononi'nin imzasını taşıyor ve 1730'daVenedik'teyapılmış. Sö- zün kısası topluluk kocaman bir ser- vete sahip. Çalgılardaki yüksek nitelik, yoru- ma canlılık kazandınyor. Bu eşsiz güzelliği insanlığa armağan eden or- manlardır. Onlardan alınan en iyi ni- telikli tahtalar işleniyor; ustalann elinde sesleriyle insanı mutlu kılan kemanlara. viyolonsellere dönüşü- yor; ama hem dünyada hem bizde sık sık orman yangınlanna tanık oluyo- ruz. Yeryüzündeki çölleşme, korka- nm müzikte de gerçekleşecektir. Ben bunlan düşünürken sanatse- verlerin coşkulu alkışlan festivalin ilk dinletisini noktaladı. Basın oto- büsüne doğru yürürken, yakmımız- daki tepede gördüğümüz orman yan- gını, kara ışığı ile gözleri kamaştır- maktaydı. Otobüsümüz, TV kameramanlan- nın çekim yapması için beldedi. Sön- dürme araçlan, dozerler ve su tan- kerleri geçti. Öğrendiğime göre ya- nan alan makilikmiş; ama karşılaştı- ğımız şey yıne de yoksullaşmanın ha- bercisiydi; çok üzüldüm. Evet, eğitim ve sanat, günün birinde yangının ye- rine mutlaka yağmuru koyacaktır. lamı yok oluyor. Eğer çalgı seni anlamıyorsa sen deona veremiyorsun. \eremeyincede sonuç alamıyorsun." Ve en önemli beklentilerinin Is- tanbul Festıvali'ndekı 24-25 Haziran konser- leri olduğunu belirtiyorlardı. Lütfi Kırdar Sa- lonu'ndaki ve festivaldeki piyanolar birleşin- ce diledikleri tını birliğine kavuşacaklannı, do- layısıyla gerçek kimlıklerini sergileyebilecek- lerini umuyorlardı. Geçen hafta festivalde Micbel Plasson yöne- timinde Orchestre National du Capitole de To- ulouse eşliğindeki konserierinde ıkı ayn kon- çerto seslendirdiler. Poulenc ve Mendelssohn. Böylesi profesyonel müzisyenler için iki gece üst üste ayn yapıtlar çalmak çok doğaldı. Do- ğal olmayan ise piyanolann içine yerleştirdik- leri mikrofonlardı. Bir yanda orkestranın sesi- ni, öte yanda ayn bir radyo kanalı gibi yayın yapan piyanolan duyduk. Sesin orkestrayla birleşimi zedelenmiş, piyanolar mekanik bir tı- nıya boyanmış, yorum sert bir anlatım kazan- mıştı. Ustelik bu tür bir uygulamada solistle- rin böylesi yükseltilip orkestradan aynlması başka tehlikeler de doğurmaz mı? Örneğin ha- talan orkestranm sesleri arasında kaybedebıl- mek varken onlan da açıkça ortaya çıkartmaz mı? Dünyanın başka sahnelerinde rastlanma- vap bu yüksek,sesh mikrofon uygulamasını nefhalde yine*Steinway'leri güçsüz buldukla- n için gerek gördüler. Oysa Pekineller gıbı ola- ğanüstü bir tekniğe sahip, ses renkleriyle de- nnlik elde eden sanatçılann hiç de böylesi bir araca gereksinimi olmamalıydı. Capitole de Toulouse Ulusal Orkestrasf nı yöneten Michel Plasson, gerek orkestrasma gerekse dınleyicisine hâkim bir şef. Rimsld-Korsakof un çocukluğumuzdan beri bel- ki yüz kez dinledığimiz Şeh- razad'ıru bir kez daha dinle- yebilir miyim, diye düşün- düm. Oysa ses planlannda- ki incelikler, sololann temiz- liği, ses gürlüklerinin denge- si birden masallar ülkesine alıp götürüverdi bizleri. Üst üste çaldığı popüler bis par- çalanndaki coşku ile dinle- yicinin gönlünü fethetti Plasson. Alban Berg DörtifisiTnüıı dinletisi Kuvartet dinlemek, kuvar- tetin tılsımına varmak bam- başka bir duygudur. Denge- li, yıllanmış kuvartet ailele- ri kocaman bir orkestranın sırlannı taşır. Alban Berg Dörtlüsü de böylesi yıllan- mış birliktelikJeriyle ünlü, yüzlerce CD'ye imza atmış bir topluluk. Viyana klasik- lerine ve çağdaş müziğe ken- dini adamış bu sanatçılan ls- tanbul'da dinlemek için sa- bırsızlanıyorduk. Ancak seçtikleri program son dere- ce ağır ve derin-düşünce ürünüydü. Haydn'ın Op. 74, No. 3 dörtlüsü bile diğer dörtlülerine göre ağırbaşlı- lanndan birisidir. Haydn'ın o güleç ve yalm anlatımı ilk bakışta karşınıza çıkmaz. Berg'in lirik süiti ise karam- sar. tutkulu, dramatik ve duygu yüklü bir yapıttır. He- le Beethoven'in yaşamınm son yıllannda yazdığı Op. 132, La Minör kuvarteti en içe dönük çahşma4anndan birisidir. Bestecinin yaşa- mmdaki tüm acılar, derin ve yoğun bir bıçemle anlatıhr. Son bölümdeki ateşli hava biraz onun eski günlerini anımsatsa da o gençlik coş- kusundan çok farklı, bezgin ve olgun bir insanın gizemli ateşliliğidir. Istanbul Festi- vali'ne böylesi bir program- la gelen Alban Berg Kuvar- teti'nin her bir üyesınin tek- nik ustahğı yanı sıra felsefe boyutunu da tanımış olduk bu konserde. [email protected] Jim Morrison'm ölüm nedeni • PARİS (AFP)- 3 Temmuz 1971'deParis'tekı evinin banyosunda ölü bulunan 'The Doors' grubunun beyni, efsane şarkıcı Jim Morrison'ın ölümünden tam 30 yıl sonra ortaya atılan bir iddia ortalığı kanştırdı. Iddiaya göre şarkıcının ölüm nedeni uyuşturucu değil alkolün sebep olduğu kalp krizi. Bir Fransız pop grubu menajeri ve ^ Morrison'ın arkadaşı olan Gillıes Yepremian'ırtş şarkıcıyı öldükten sonra gören özel bir ; görevliden destek alarak ortaya artığı bu iddia, ., Morrison'ın cesedine hiçbir otopsi yapılmamış^ olduğu halde neden uyuşrurucudan öldüğünün " açıklandığı sorusunu da gündeme getirdi. •* Putin ve Chirac konsepde : • SAEVT PETERSBURG (AFP) - 3 günlük ' resmi bir ziyaret için Rusya'da bulunan Fransa : Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile birlikte görüşmelere kısa bir ara vererek, 1 Temmuz Pazar günü Saint Petersburg Filarmoni Orkestrası'nın \ şereflerine verdiği konseri ızledi. Rus ve ^ Fransız bestecilerin eserlerine yer verilen ı. konserde. daha sonra Çaykovski ve Ravel'in > eserleri çahnırken Chirac'ın eşi Bernadette Chirac sanatçılara piyanoyla eşlik etti. ı İstanbul'da Brezilya esintileri • Kültür Senisi- Dünyanın en hareketli ve en ritmik müziğine sahip Brezilya'dan gelecek olan üç~< müzisyen grup ı bugünden itibaren Hyatt Regency'de Latin müziği severlerle i - buluşacak. 7 i Temmuz'a kadar sürecek ' müzik akşamlannda bugün 'chorinho' tarzı çalan Hamilton De j. Holanda ve grubu sahne alacak. Bu akşam da izlenebilecek Com Dominio Do Sax caz grubu ise yann ve perşembe günü de dinleyenlerle olacak. Cuma akşamının konuğu ise, Brezilya pop müziği (MPB) ve samba solisti Gisa Pithan olacak. (225 70 00) Fatma Gürel'in öykü kitabı • Kültür Servisi - Fatma Gürel'in 'Karşı Kıyının Işıklan' adlı öykü kitabı Remzi Kitabevi Yaymlan'ndan çıktı. 'Zunıarun Son Deliği', "Bir Yaz Gecesi' adlı öykü kitaplan \e '36 Bahan' adlı romanından sonra yazar, son kitabında yaşam boyu karşılaştığımız, iç içe geçmiş ve karmaşık küçük olaylann bizi değiştiren, şaşırtan yönlerini anlatıyor. 1972 Yunus Nadi Birincilik Ödülü, 1993 Ömer Seyfettin Özel Birincilik Ödülü, 1992 Naci Girginsoy Üçüncülük Ödülü, 1994 Türkiye Iş Bankası Edebiyat Büyük Ödülü'ne de sahip Fatma Gürel'in son kitabı 17 öyküden oluşuyor. VVoody Allen'dan bir ilk • Kültür Servisi - Seattle, San Francisco ve Los Angeles, ağustos ayında Woody Allen'm yeni filmi 'Curse of the Jade Scorpion'un tanıtımı için Woody Allen'm da aralannda bulunduğu Eddy Davis & New Orleans Jazz Band'i ağırlayacak. Şimdiye kadar bu tip tanıtımlara karşı olan Allen, ilk kez tanıtun için klarnetini New York'tan alıp, batıya gidecek. Allen'm her şehirde tanıtımını yapacağı film, Amerika'da 10 Ağustos'ta gösterime girecek. 1 Ağustos'ta Seattle'da 'Akrep'in gösterimiyle başlayacak olan Batı yakası turu. Allen için bir ilk olacak. f Ortfu Satranç Oynarken' • Kültür Servisi - Bedri Baykam'ın yeni kitabı 'Ordu Satranç Oynarken' Piramid Yayıncılık'tan çıktı. Baykam'ın 13. kitabı olan 'Ordu Satranç Oynarken", öncesi ve sonrasıyla Özallı yıllardan Fazilet Partisi'nin kapatılışına kadar. 28 Şubat etrafmda odaklanan sürecı ele alıyor. Kitap, demokrasimizin karanhğa karşı savaş verdiği kritik yıllann, özellikle 12 Eylül'den Fazilet Partisi'nin de tarihin karanlık sayfalanna kanşmasına kadar geçen sürecin bir röntgenini sunuyor. 1 BUGUN • ULUSLARARASI İZMİR FESTİ\ALİ'nde Yunan Ulusal Tiyatrosu'nun sunacağı, Yannis lordanidis'ın yönettiği, Aristophanes'in | "Nefeles" adlı oyunu Efes Büyük Tiyatro'da 21.30'daizlenebilir. J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle