17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 TEMMUZ2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER CASA'ların düşmesi tesadüf • ERDEK(AA)-Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, CASA uçaklannın art arda düşmesinin kötü bir tesadüf olduğunu belirterek "CASA uçaklarında, kaza yapan ve düşen uçak sayısında, uçuş saatlerimize göre dünya ortalamasının altındayız" dedi. Çakmakoğlu. batan bankalarla ilgili olarak da "Batınlan bankaların sahiplerini cezaevine sokuyorsunuz. paralannı alamıyorsunuz. Bankası battıysa batıran da batmalıdır" dedi. Sınır kapısında operasyon • AıNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gürbulak gümrük sahasındalran plakalı bir otobüste yapılan aramada. 560 milyar 868milyon99l bin Türk Lirası karşılığı döviz ele geçirildi. Devlet Bakanhğı'ndan yapılan yazılı açıklamada Iran'dan Türkiye'ye giriş yapmak ûzere iki gün önce Gürbulak gümrük sahasına gelen Ali Rıza Montezari yönetimindeki THR 56100 plakalı yolcu otobüsünden şüphelenilmesi üzerine arama yapıldığı kaydedildi. Tuvaletin el yıkama lavabosunun altında 220 bin 500 Amerikan Doları ile 475 bin lOOAlman Markı bulunduğu bildirildi. Dağcıdan haber yok • IĞDIR(AA)-Ağn Dağrnın4bin500 metre yüksekliğine kadar İcılavuz eşliğinde tırmandıktan sonra yola yalnız devam eden ve kaybolduğu bildirilen beden eğitimi öğretmeni Sertaç Tümerdem'i aramak için AKUT Başkanı Nasuh Mahruki ve 3 dağcı Iğdır'a geldi. Arama çalışmalanna, Iğdır'dan sivil savunma ekibinin de katılacağı bildirildi. Iğdır Valisi Mustafa Tamer Tümerdem'in daha önce tek başına tırmanış için baş\-urduğunu. ancak izin vermediklerini bildirdi. Tamer. "Tümerdem'in tırmanış izni 2 kişi içindi. Tümerdem, 4500 metreden sonra tek başına tırmanmaya başlamış" dedi. İzzet Şaki yakalandı • İSTANBUL(AA)- Hollanda'da 12 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz ettiği ve uvuşturucu kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle hüküm giyerek konulduğu cezaevinden 10 yıl önce fırareden Izzet Şaki, tstanbuFda yakalandı. Hollında'nın. jakalanan Şaki'nin iade edilnesi için talepte bulmduğu, ancak Türkiye'nin, hukuki prosedürlere göre. "o ülkeie işlenen suçlmkn dolayı burada da işiem yapı abileceğinden" iadeetmediği öğrenildi. 'Milli Görüş' partisi perşembe günü kuruluyor. 'İki başkanlı' formül gündemde Sürpriz isim beldentisiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Siyasi yasaklı Nec- mettin Erbakan'ın güdümün- deki 'Milli Görüş' siyasetinde beşinci parti perşembe günü kurulacak. Programda neredeyse her satırda yinelenen "saadet" sözcüğüne dayanılarak "Sa- adet Partisi" adının kullanıl- masına büyük olasılık tanını- yor. Parti programı dün kurcu- lar kurulu toplantısında tartı- şıldı. Kürtçenin kamusal alan- da kullanımını hedefleyen • Erbakancı partinin kuruluş dilekçesi perşembe günü îçişleri Bakanlığı'na verilecek. Programda sık sık yinelenen 'saadet' sözcüğünün partiye ad olabileceği belirtildi. Erbakan'ın 'anadilde eğitim ve kültürel haklann kullanılması' ile ilgili bölümleri programdan çıkarması, kurucular kurulunda tepkiye neden oldu. anadilde eğitim ve kültürel haklara ilişkin bölümlerin par- ti programmdan Erbakan tara- fından çıkanlması, Doğu ve Güneydoğu kökenli millerve- killerinin tepkısine neden ol- du. Toplantıda, Erbakan'ın "Bunlar samimi istekler değil, ülke\i bölmeye dönük talepler- dir, geçin buniarT diyerek bu bölümü iptal ettirdiği anlatıldı. Bazı milletvekilleri, Erba- kan'a tepkilerini dile getirdi- ler. Erbakan'ın, partinin genel başkanlığı konusunda ise "sürpriz" bir isim açıklayabi- leceğine dikkat çekildi. Yak- laşık 25 milletvekili ile çok sa- yıda il başkanı, "Recai Ku- tan'ın yıprandığı ve toparlayı- cı olamayacağı" gerekçesiyle Recep Tayyip Erdoğan'ın da önünü kesecek genç bir genel başkanla yola devam edilme- sini istemişti. Erbakan'ın, 'manevioğlum' dediği eski Is- tanbul tl Başkanı NumanKur- tulmuş u yeni partinin genel başkanlığına getirebileceği belirtildi. Bu formüle göre Kurtulmuş milletvekili olma- dığı için. Recai Kutan da "grup başkanı" unvanıyla Meclis çatısı altında liderlik görevini sürdürecek. Kurtul- muş, dün toplantıda parti programını eleştirerek "Çok soyut bir program olmuş. daha somut hedefler ortaya konma- lıydı" görüşünü dile getirdi. Gelenekçi kanat, düne ka- dar kurucular kuruluna Anka- ra Milletvekili Oya Akgönenç dışında kadın üye almadı. Yeni proje CHP kuraklığa elattı Haber Merkezi - CHP Bilim, Yönetim. Kültür Platformu. "Proje Üretim Süre- ci"ne bir yenisini ek- ledi:"KurakhkveSu Sorunu Projesr'... CHP Bilim. Yöne- tim, Kültür Platformu Başkanı Bülent Tan- la, önceki gün düzen- lenen basın toplantı- sıyla partisinin ülke- mizdeki kuraklık ve su sorunu konusuna bakışını bir proje ile tanıttı. Önde gelen tanm ve sivil toplum örgü- tü uzmanlannın dü- şünsel katkısıyla, CHP Bilim, Yönetim, Kültür Platformu ve parti üyesi Mahir Gürbüz başkanlığın- da hazırlanan proje kamuoyuna sunuldu. " Yaşamın sürdürü- lebilirliğine. çe>Te de- ğerierine sırt çeviren denetimsiz piyasa ko- şullannın ülkemizde ve dünyada çarpık bir yapılannıa bazında kurakhğı ve su kay- naklannın yıkımını tetiklediği" belirtilen projede. bu durumun, yetersiz sağlık ve bes- lenme koşullan ve üs- tü örtülmüş güvensiz- lik sorunu anlamına geldiği de vurgulan- dı. Türkiye'de metre- kareye düşen yağışın dağılımında yetersiz- lik değil. dengesizlik olduğu. ülkede mete- orolojik tahminlerin bu alanı kapsamadı- ğı. dolayısıyla su tü- ketiminin "varhk içinde yokluğu" do- ğurduğu kaydedil- erek tarımsal kulla- nımda da su ekono- misini öngörmeyen ve miktan değil. ara- zi büyüklüğüriü he- sap eden yaklaşımın adaletsizliklere yol açtığı belirtildi. Demirel siyahlar içinde EmlakçiSalim Taşçı'nın Ankara'nın Kayas Dçesinde kendi adma yaptırdığı ormanı ziyaret eden eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, siyah şapkasL, siyab gözlüğü, siyah gömleği ve ceketiyie dikkat çekti Demirel, giyim tareryia etrafindaküere bir süreönce Türkiye'de de gösteriien Men in Black (Siyahh AdamJar) filmini anımsatü. (Fotoğraf: AA) Demirel, krizin iyi yönetilmemekten çıktığını söyledi Hükümet giiven yenilemeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, kasım ve şubat bunalım- lannın ülkenin iyi yönetilmemesi nedeniyle çıktığını belirterek. *IMF güdümünde bir maliyeyürü- tüHiyor, o da farkına varamanuş" dedi. Ekonomık bunalımın geçmiş nedenlere bağlanarak açıklanması çabalannı eleştiren Demirel, hükü- metin yurttaşlann nezdinde yitirdi- ği güvenı yenilemesi gerektiğini kaydetti. Eski Cumhurbaşkanı, si- yasetçüer arasmda iyi olmayan ki- şilerin de bulunduğunu kaydeder- ken, "Beğenmiyorsanız önünüze sandıkgettr.gelecekrirde.BuyıUTUı sandığa kimi istiyorsanız seçin" di- ye konuştu. Demirel, kendi adına Gökçeyurt köyünde kurulan Hatıra Orrna- nı'nda incelemelerde bulundu ve agaçlan suladı. Gazetecilerin siya- setle ilgili sorulannı da yanıtlayan Demirel, Türkiye'nin bugünkü çal- kantı ve sıkınhlann içinden yeni- lenmiş olarak çıkacağını savundu. Demirel, bugün yaşanılan ekono- mik bunahmı geçmişe bağlantılan- dınlarak açıklamak isteyen hükü- meti şu sözlerle eleştirdi: "Fabrikakr dün çahşıyordu da bugün niye kapandı? Türkiye çok- tan beriiyi idare edilmemişde onun için bugüne gefinmiş. Birseneevvel bugüne niyegelinmemiş ki Buniar, Türkiye'nin neden budunımadüş- tüğünü henüzçok iyibilnıhor. Ama bir gerçek var, > apüamanuş, yöne- tiiememiş bu duruma gelinmiş. Ka- sımda uç venniş, şubata kadar hiç kimse farkmda obnamış bu işjn." Izmir Erbakan ilgi göremedi İZMİR (Cumhuri- yet Ege Bürosu) - Ka- patılan Refah Parti- si'nin (RP) Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Izmir'de gövde gösterisi yap- mak istedi ancak Iz- mirli yurttaşlar ilgi göstermedi. RP'nin ardından kurulan Fazilet Parti- si'ninde(FP)kapatıl- masıyla, 'Milli Görüş' haraketinin bölünme noktasına gelmesi üzerine Erbakan. yan- daşlanna güçlü oldu- ğu mesajını vermek için başladığı turlara dün lzmir'de devam etti. Erbakan'ı. lz- mir'de kapatılan FP'nin Izmir 11 Başka- nı Şerafettin Kıhç kar- şıladı. Gazetecilerin sorulanna, "Çenenia yormayuı w diye yanıt veren Erbakan, hava- alanından Kemalpaşa ilçesine kent turu ya- parak gitti. Erbakan'a, geçtiği güzargâh boyunca ba- zı yurttaşlar yer yer tepki gösterdi. Üstü açık bir arabaya bine- rek yurttaşlan selam- lamak isteyen Erba- kan. geçtiği Üçkuyu- lar, Inönü Caddesi ve Basmane yolu boyun- ca ilgi görmedi. Erba- kan, dün Izmir prog- ramının ardından yaz tatilini geçirmek üze- re Altınoluk'a çekildi. Egebank soruşturması eski ve yeni Merkez Bankası başkanlanna uzandı Kanadoğhı'ndan ön inceleme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ege- bank'a el konulmasının ardından başlayan soruşturmalar Merkez Bankası'nın eski ve yeni başkanlanna uzandı. Yargıtay Cumhuri- yet Başsa\cısı Sabih Kanadoğlu'nun istemi üzerine. Gazi Erçel ve Süreyya Serdengeçti hakkında Başbakanlık Tefriş Kurulu ön ince- leme başlattı. Kanadoğlu, Egebank davasın- dan yargılanan Ayşenur Esenler ve banka yö- neticileri hakkında alacak davası açılmama- sı nedeniyle doğabilecek zararda Erçel ve Serdengeçti'nin sorumluluğu olup olmadığı yönünde araştırmayapılmasını istedi. Başba- kan Bülent Ecevit'in izin vermesi üzerine in- celeme başlatıldı. Alınan bilgiye göre Kana- doğlu. Egebank'ın TMSF'ye alınmasının ar- dından bazı işlemlerin eksik yapılıp yapılma- dığının incelenmesi istemiyle Başbakanlık'a başvurdu. Kanadoğlu. Yahya Murat Demirel ve diğer banka yöneticilerinin malvarlıklan- na ihtiyati tedbirkonulduğunu anımsattı. Ka- nadoğlu, yalnızca Demirel hakkında alacak davası açıldığını, diğerleri hakkında bu dava- nın açılmaması nedeniyle mallannı >ıırtdışı- na kaçırdıklan yönünde iddialar bulunduğu- nu kaydetti. Kanadoğlu'nun, dava açılmama- sı nedeniyle doğabilecek zararda Erçel ve Serdengeçti'nin sorumluluğu olup olmadı- nın belirlenmesi için istediği inceleme Ece- vit tarafından da uygun görüldü. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(« doruk.nettr. Biliyorum, pehlivan tefrikası- na döndü. 115 milyar dolarlık dış, 50-60 milyar dolarlık iç borç dağının altında belimiz bükül- müş, çaresiz, umarsız, borcu ödemek için borç bulmak gibi bir uğursuz sarmalın içinde de- beleniyoruz. Üç gün süren ga- zete yazısı ne söz, aylarca yaz- sak yeridir. Yeridir, çünkü ekonominin ge- lip tıkandığı noktada bu borcu bizim ödememiz isteniyor. Be- nim, senin, onun, yani bizim. Biz ödeyeceğiz derken, elbet cebimizden çıkanp vermeyece- ğiz. Zaten hıçbirimizin cebinde para yok. Ay sonunu getirebile- nimiz kendini zafer kazanmış komutan sanıyor. Ama yıne de biz ödeyeceğiz. Yani daha da yoksullaşacağız; ya işsiz kalacağız, ya işsizlik ca- navarının soluğunu süreklı en- semizde duyacağız; daha çok vergi ödeyecek; çoluk çocuğu- muzun rızkından kısıp devlete vereceğız; o da borcunun faizi- nin taksitlerını ödeyecek!.. Bu "borç al, borcunu ödemek için daha yüksek faizle yeniden Borç Alarak Borç Ödediğini Sanmak... borç al" kıskacı yağlı güreşin "kurtkapanı"na döndü. Kımılda- dıkça, kurtulmak için yekindik- çe daha da soluğun kesiliyor, gücün tükenıyor. Sırtüstü düşüp göbeği güneşe çevirmeye az kaldı. Kemal Derviş olancatoksöz- lülüğüyle açıkladı; finans serma- yesini, krizde bile para kazana- bilen, hatta krizden para kaza- nan tefeci sermayeyı vergilen- diremediğimizi ve vergılendıre- meyeceğimizi açık seçik itiraf etti: "Vergilendiremiyoruz çün- kü kaçıp gidiyor" dedi. Gırtiğın- de ne olduğunu ise Kasım 2000 - Şubat 2001 ikiz krızlerinde olanca somutluğu ile gördük. Başbakanımız ise borç ertele- menin, acil borçlan uzun erimli taksitlere bağlamanın (morato- rium ve konsolidasyon) sözünü bile duymak ıstemiyor(muş). Yani dört bir yandan kuşatıl- mış durumdayız. Âbarttığımızı düşünenlere çok somut bir kanıt gösterelim: Hani Kemal Derviş'in Ameri- kalara gidip, kavga dövüş pa- zarlık edip kopardığı, kopardığı için de medyamızın gazıyla de- rin bir "oh" çektığimiz, taksıt taksit aldığımız, bıraz sendele- yince taksitlerin askıya alınıver- dıği şu 15 milyar dolarlık IMF kredısi varya... Nah var!.. 015 milyar doların 5.8 milyar doları özel ve kamu bankalarının sırtındaki dış borç için, 5.3 milyar doları özel sek- törün dış borçlan için, 3.3 milyar doları da borsaya girip kısa sü- re kalıp vurgununu vurduktan sonra gırdığı gibı çıkanlara (bor- sa dilinde bunlara "portföy ya- tınmcısı" denıyor) ödenecek. Toplayın bakın ne etti? Yani borç alarak borç ödüyo- ruz, cabası da sırtımıza binen yeni faiz yükü oluyor. Bunları söyleyen ben değilim. Dünya Bankasf nın Asya Bölge- si başekonomisti Oktay Yenal söylüyor. Yani Dünya Banka- sı'nda üst düzey yönetıcılik ya- pan bir başka Kemal Derviş söy- lüyor... Bu durumda "Türkiye büyük ülkedir, kaynakları elvehşlidir. Türkiye, bu iç ve dış borcu dön- dürebilir" fetvası veren eko-ge- yikçi ulemaya "Türkiye'nin borç döndürebildiği filan yok, ama besbelli, siz bir dümen döndü- rüyorsunuz" demek haksızlık mı? • • • Koşullar bu ve bu koşullarda önümüzde pek fazla seçenek yok. Ya canımızı dışimıze takaca- ğız, "Borcu biz yapmasak da, borç alınan paralardan bize zır- nık yarar gelmediyse de, borç ülkemizin borcudur; batakçı ol- mayalım ve ödeyelim" diyece- ğiz ve ödediğimizi sanarak borç yükünü katmerlemeye devam edeceğiz. Ya kimi milliyetçi-şoven kafa- ların önerdıği gıbi AB ile bağları koparıp, gümrük duvarlarını yükseltıp, bankaları devletleşti- rip dünyaya sırtımızı dönüp, ka- pılarımızı sımsıkı kapatıp, şu derme çatma demokrasiyi bile boğup, tepeden inmeci bir oto- riter iktidarın pençesi altında, o iktidarın "mutlusunuz - umutlu- sunuz - onuhusunuz" propa- ganda nınnılerını dinleyerek ça- ğın dışında yaşayacağız... Ya da alacaklılarla masaya oturup ülkeye gerçekten soluk aldırabilecek bir moratoryumun koşullan için pazarlık edecek; olmadı moratoryumu tek taraflı ilan edecek ve üretim temelli bir ekonomik atılım için kollan sıva- yacağız. Üç seçenekten birinci ve ikin- cisı, aynı çıkmaz sokağın iki ay- rı tanımından ibaret. Sonuncusunun ise sonuçları var. Katlanıp katlanamayacağı- mızı, taşıyıp taşıyamayacağımı- zı enine boyuna tartışmamız ge- reken sonuçları... • • • Yani... Yani, bu pehlivan tefrikası bu- gün de bitmez. N'apalım! Yann datartışmayı sürdürürüz olur bıter... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA . . .Ruhu Üşüyen Kadın Kış bahçesinde son buluşmalarıydı... Ayrılık vakti gelip çattığında koyu bir keder kaplamıştı ikisini. Kostantinos Kavafis'ın dize- lerindeki o ayrılış, bir ocak sabahı duygularına gölge düşürmüştü... Simone, siyah saçları ve iri siyah gözleriyle son kez baktı Remy'ye... İçinde bir hüzün vardı... Beş yıllık biıiikteliğe noktayı koymaya karar- lıydı... Remy, bir kez daha baktı Simone'ye... Yağmurlu gecelerdeki sevişmelerini anımsa- dı... "Büyük bir gız var, Simone Senin saçlannın gecesınde..." Kalktılar ve atlı arabaya bindiler... Ben uzaktan izliyordum onları... Hem Simone'yi hem de Remy'yi çok iyi tanı- yordum... Antonio Machado nun ayak seslerinin yan- kısı onları hiç ilgılendirmedi... "Kuytu çan kulelerinde alabıldiğıne çalıyor çanlar... gözlerim sent görmeyecek; bekliyor seni yüreğım!" Her ikisinin de gözlerinde el değmemiş bir giz yanıyordu!.. Umut zor ve debdebeliydi... Apollinaire'nin şeytanlar uçurumunun kıyısın- da duran Simone, âşık olmak istediği bir başka erkeğe doğru koşuyordu... Tutulduğu, yüreği yandığı kişi borsa banke- riydi... Aynı gün, aynı gece onunla birlikte yemek ye- di Simone... Simone, banker Tudar'a sordu: "Şiir sever misin ?" Tudar, şarabından bir yudum alıp yanıt ver- di: "Ben ciddi işlerle uğraşırım..." Kadın irkildi. O anda yureği buz kesti: "Peki hiç âşık oldun mu sen?" Tudar, başını sallayarak yanıt verdi: "Ben biıiikteliği severim. Aşk hiç önemli de- ğil..." • • • Simone, Tudar'a âşık olmak istiyordu... Bedenını Tudar'a teslim etmek için türlü oyun- lara giriyor ama beceremiyordu... O gece ilk kez birlikte olacaklardı... Simone çok heyecanlıydı... Gözlerıni yumdu... Baktı ki karşısındaki Remy idi... İrkildi... Gözleri büyüdü... Remy otları titretmek, suyu ürpertmek için karşısınaçıkmıştı... Remy, ona Henri de Regnier'in çok sevdiği şiiri okudu: "Büyük aşkla sevdıysek I llık tenini sevdik I Körpe ellerini sevdik Arıyorsak/ Gölgeni arıyoruz." Simone bir çığlık attı: "Ben neredeyım ?.." Banker Tudar, Simone'nin elini tuttu: "Ne biçim kadınsın sen? Borsa batıyorsen bi- liyor musun?" Simone tavandaki ampule dikti gözlerini... İçindekifırtınaonubuzullarülkesinegötürdü... O geceyi günlüğüne şöyle geçti: "Yeterince acımadım, kanamadım ama ina- dım sürüyor. Bir başka erkeğin kollarında seni düşünmeyi sürdürüyomm. Bütün heceleraşkın gehsinde kaldı biliyorum. Yaptığımın yanlış ol- duğunun da farkındayım. Yaşamımın sensiz ol- mayacağının da bilıncındeyim. Sadece senden kaçıyorum. Şaşkınım. lleride hikâyemi bir tek sana anlatabilirim." • • • Remy, uzak bir kente gitti... Birkaç ay kaldı ve geriye döndü... Remy, Simone'nin bankerTudar'la ilişkisini bi- liyordu... Tudar ise Simone'yi çok kolay elde etmenin keyfini sürüyor, yaşlı kadın ve erkek dostlarına böbürleniyordu: "Nasıl fıstık ama!" Dostları da Simone'ye soruyordu: "Nereden buldun bu kızı?" Simone, akıllı ve kültürlü bir kızdı... Durumu fark etti... Simone bir gün Tudar'a restini çekti: "Sen kim oluyorsun?" Tudar yine hiç umursamadı... Tudar'a âşık olmak isteyen fakat onunla bera- berken ruhunun üşüdüğünü söyleyen genç ka- dın, şair sevgilisi Remy de Gourmont'a dön- dü... Remy. Simone'nin saçlarını okşadı... Dedi ki: "Büyük bir giz var. Simone Senin saçlannın ormanında... Sen aşk koku- lusun, çiçek kokulusun, anason kokulusun, ateş kokulusun..." El ele tutuşup öylece kaldılar!.. hikmetcetinkaya a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 PEŞİN FİYATINA 10TAKSİT! FERROLI ISITMA ve KLİMA S/STSMLERİ Istarbul (0216j 573 38 41 Ankara (0312)384 56 44 Izmir (0232)449 71 84
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle