Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 TEMMUZ2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
CASA'ların
düşmesi tesadüf
• ERDEK(AA)-Milli
Savunma Bakanı
Sabahattin
Çakmakoğlu, CASA
uçaklannın art arda
düşmesinin kötü bir
tesadüf olduğunu
belirterek "CASA
uçaklarında, kaza yapan
ve düşen uçak
sayısında, uçuş
saatlerimize göre dünya
ortalamasının
altındayız" dedi.
Çakmakoğlu. batan
bankalarla ilgili olarak
da "Batınlan bankaların
sahiplerini cezaevine
sokuyorsunuz.
paralannı
alamıyorsunuz. Bankası
battıysa batıran da
batmalıdır" dedi.
Sınır kapısında
operasyon
• AıNKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Gürbulak gümrük
sahasındalran plakalı
bir otobüste yapılan
aramada. 560 milyar
868milyon99l bin
Türk Lirası karşılığı
döviz ele geçirildi.
Devlet Bakanhğı'ndan
yapılan yazılı
açıklamada Iran'dan
Türkiye'ye giriş
yapmak ûzere iki gün
önce Gürbulak gümrük
sahasına gelen Ali Rıza
Montezari
yönetimindeki THR
56100 plakalı yolcu
otobüsünden
şüphelenilmesi üzerine
arama yapıldığı
kaydedildi. Tuvaletin el
yıkama lavabosunun
altında 220 bin 500
Amerikan Doları ile
475 bin lOOAlman
Markı bulunduğu
bildirildi.
Dağcıdan
haber yok
• IĞDIR(AA)-Ağn
Dağrnın4bin500
metre yüksekliğine
kadar İcılavuz eşliğinde
tırmandıktan sonra yola
yalnız devam eden ve
kaybolduğu bildirilen
beden eğitimi
öğretmeni Sertaç
Tümerdem'i aramak
için AKUT Başkanı
Nasuh Mahruki ve 3
dağcı Iğdır'a geldi.
Arama çalışmalanna,
Iğdır'dan sivil savunma
ekibinin de katılacağı
bildirildi. Iğdır Valisi
Mustafa Tamer
Tümerdem'in daha
önce tek başına tırmanış
için baş\-urduğunu.
ancak izin
vermediklerini bildirdi.
Tamer. "Tümerdem'in
tırmanış izni 2 kişi
içindi. Tümerdem, 4500
metreden sonra tek
başına tırmanmaya
başlamış" dedi.
İzzet Şaki
yakalandı
• İSTANBUL(AA)-
Hollanda'da 12
yaşındaki bir kız
çocuğuna tecavüz ettiği
ve uvuşturucu
kaçakçılığı yaptığı
gerekçesiyle hüküm
giyerek konulduğu
cezaevinden 10 yıl önce
fırareden Izzet Şaki,
tstanbuFda yakalandı.
Hollında'nın.
jakalanan Şaki'nin iade
edilnesi için talepte
bulmduğu, ancak
Türkiye'nin, hukuki
prosedürlere göre. "o
ülkeie işlenen
suçlmkn dolayı burada
da işiem
yapı abileceğinden"
iadeetmediği öğrenildi.
'Milli Görüş' partisi perşembe günü kuruluyor. 'İki başkanlı' formül gündemde
Sürpriz isim beldentisiANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Siyasi yasaklı Nec-
mettin Erbakan'ın güdümün-
deki 'Milli Görüş' siyasetinde
beşinci parti perşembe günü
kurulacak.
Programda neredeyse her
satırda yinelenen "saadet"
sözcüğüne dayanılarak "Sa-
adet Partisi" adının kullanıl-
masına büyük olasılık tanını-
yor. Parti programı dün kurcu-
lar kurulu toplantısında tartı-
şıldı. Kürtçenin kamusal alan-
da kullanımını hedefleyen
• Erbakancı partinin kuruluş dilekçesi perşembe günü îçişleri Bakanlığı'na
verilecek. Programda sık sık yinelenen 'saadet' sözcüğünün partiye ad olabileceği
belirtildi. Erbakan'ın 'anadilde eğitim ve kültürel haklann kullanılması' ile ilgili
bölümleri programdan çıkarması, kurucular kurulunda tepkiye neden oldu.
anadilde eğitim ve kültürel
haklara ilişkin bölümlerin par-
ti programmdan Erbakan tara-
fından çıkanlması, Doğu ve
Güneydoğu kökenli millerve-
killerinin tepkısine neden ol-
du. Toplantıda, Erbakan'ın
"Bunlar samimi istekler değil,
ülke\i bölmeye dönük talepler-
dir, geçin buniarT diyerek bu
bölümü iptal ettirdiği anlatıldı.
Bazı milletvekilleri, Erba-
kan'a tepkilerini dile getirdi-
ler.
Erbakan'ın, partinin genel
başkanlığı konusunda ise
"sürpriz" bir isim açıklayabi-
leceğine dikkat çekildi. Yak-
laşık 25 milletvekili ile çok sa-
yıda il başkanı, "Recai Ku-
tan'ın yıprandığı ve toparlayı-
cı olamayacağı" gerekçesiyle
Recep Tayyip Erdoğan'ın da
önünü kesecek genç bir genel
başkanla yola devam edilme-
sini istemişti. Erbakan'ın,
'manevioğlum' dediği eski Is-
tanbul tl Başkanı NumanKur-
tulmuş u yeni partinin genel
başkanlığına getirebileceği
belirtildi. Bu formüle göre
Kurtulmuş milletvekili olma-
dığı için. Recai Kutan da
"grup başkanı" unvanıyla
Meclis çatısı altında liderlik
görevini sürdürecek. Kurtul-
muş, dün toplantıda parti
programını eleştirerek "Çok
soyut bir program olmuş. daha
somut hedefler ortaya konma-
lıydı" görüşünü dile getirdi.
Gelenekçi kanat, düne ka-
dar kurucular kuruluna Anka-
ra Milletvekili Oya Akgönenç
dışında kadın üye almadı.
Yeni proje
CHP
kuraklığa
elattı
Haber Merkezi -
CHP Bilim, Yönetim.
Kültür Platformu.
"Proje Üretim Süre-
ci"ne bir yenisini ek-
ledi:"KurakhkveSu
Sorunu Projesr'...
CHP Bilim. Yöne-
tim, Kültür Platformu
Başkanı Bülent Tan-
la, önceki gün düzen-
lenen basın toplantı-
sıyla partisinin ülke-
mizdeki kuraklık ve
su sorunu konusuna
bakışını bir proje ile
tanıttı.
Önde gelen tanm
ve sivil toplum örgü-
tü uzmanlannın dü-
şünsel katkısıyla,
CHP Bilim, Yönetim,
Kültür Platformu ve
parti üyesi Mahir
Gürbüz başkanlığın-
da hazırlanan proje
kamuoyuna sunuldu.
" Yaşamın sürdürü-
lebilirliğine. çe>Te de-
ğerierine sırt çeviren
denetimsiz piyasa ko-
şullannın ülkemizde
ve dünyada çarpık bir
yapılannıa bazında
kurakhğı ve su kay-
naklannın yıkımını
tetiklediği" belirtilen
projede. bu durumun,
yetersiz sağlık ve bes-
lenme koşullan ve üs-
tü örtülmüş güvensiz-
lik sorunu anlamına
geldiği de vurgulan-
dı.
Türkiye'de metre-
kareye düşen yağışın
dağılımında yetersiz-
lik değil. dengesizlik
olduğu. ülkede mete-
orolojik tahminlerin
bu alanı kapsamadı-
ğı. dolayısıyla su tü-
ketiminin "varhk
içinde yokluğu" do-
ğurduğu kaydedil-
erek tarımsal kulla-
nımda da su ekono-
misini öngörmeyen
ve miktan değil. ara-
zi büyüklüğüriü he-
sap eden yaklaşımın
adaletsizliklere yol
açtığı belirtildi.
Demirel
siyahlar
içinde
EmlakçiSalim
Taşçı'nın
Ankara'nın Kayas
Dçesinde kendi
adma yaptırdığı
ormanı ziyaret
eden eski
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel,
siyah şapkasL, siyab
gözlüğü, siyah
gömleği ve ceketiyie
dikkat çekti
Demirel, giyim
tareryia
etrafindaküere bir
süreönce
Türkiye'de de
gösteriien Men in
Black (Siyahh
AdamJar) filmini
anımsatü.
(Fotoğraf: AA)
Demirel, krizin iyi yönetilmemekten çıktığını söyledi
Hükümet giiven yenilemeli
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Eski Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, kasım ve şubat bunalım-
lannın ülkenin iyi yönetilmemesi
nedeniyle çıktığını belirterek.
*IMF güdümünde bir maliyeyürü-
tüHiyor, o da farkına varamanuş"
dedi. Ekonomık bunalımın geçmiş
nedenlere bağlanarak açıklanması
çabalannı eleştiren Demirel, hükü-
metin yurttaşlann nezdinde yitirdi-
ği güvenı yenilemesi gerektiğini
kaydetti. Eski Cumhurbaşkanı, si-
yasetçüer arasmda iyi olmayan ki-
şilerin de bulunduğunu kaydeder-
ken, "Beğenmiyorsanız önünüze
sandıkgettr.gelecekrirde.BuyıUTUı
sandığa kimi istiyorsanız seçin" di-
ye konuştu.
Demirel, kendi adına Gökçeyurt
köyünde kurulan Hatıra Orrna-
nı'nda incelemelerde bulundu ve
agaçlan suladı. Gazetecilerin siya-
setle ilgili sorulannı da yanıtlayan
Demirel, Türkiye'nin bugünkü çal-
kantı ve sıkınhlann içinden yeni-
lenmiş olarak çıkacağını savundu.
Demirel, bugün yaşanılan ekono-
mik bunahmı geçmişe bağlantılan-
dınlarak açıklamak isteyen hükü-
meti şu sözlerle eleştirdi:
"Fabrikakr dün çahşıyordu da
bugün niye kapandı? Türkiye çok-
tan beriiyi idare edilmemişde onun
için bugüne gefinmiş. Birseneevvel
bugüne niyegelinmemiş ki Buniar,
Türkiye'nin neden budunımadüş-
tüğünü henüzçok iyibilnıhor. Ama
bir gerçek var, > apüamanuş, yöne-
tiiememiş bu duruma gelinmiş. Ka-
sımda uç venniş, şubata kadar hiç
kimse farkmda obnamış bu işjn."
Izmir
Erbakan
ilgi
göremedi
İZMİR (Cumhuri-
yet Ege Bürosu) - Ka-
patılan Refah Parti-
si'nin (RP) Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan, Izmir'de
gövde gösterisi yap-
mak istedi ancak Iz-
mirli yurttaşlar ilgi
göstermedi.
RP'nin ardından
kurulan Fazilet Parti-
si'ninde(FP)kapatıl-
masıyla, 'Milli Görüş'
haraketinin bölünme
noktasına gelmesi
üzerine Erbakan. yan-
daşlanna güçlü oldu-
ğu mesajını vermek
için başladığı turlara
dün lzmir'de devam
etti. Erbakan'ı. lz-
mir'de kapatılan
FP'nin Izmir 11 Başka-
nı Şerafettin Kıhç kar-
şıladı. Gazetecilerin
sorulanna, "Çenenia
yormayuı
w
diye yanıt
veren Erbakan, hava-
alanından Kemalpaşa
ilçesine kent turu ya-
parak gitti.
Erbakan'a, geçtiği
güzargâh boyunca ba-
zı yurttaşlar yer yer
tepki gösterdi. Üstü
açık bir arabaya bine-
rek yurttaşlan selam-
lamak isteyen Erba-
kan. geçtiği Üçkuyu-
lar, Inönü Caddesi ve
Basmane yolu boyun-
ca ilgi görmedi. Erba-
kan, dün Izmir prog-
ramının ardından yaz
tatilini geçirmek üze-
re Altınoluk'a çekildi.
Egebank soruşturması eski ve yeni Merkez Bankası başkanlanna uzandı
Kanadoğhı'ndan ön inceleme
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ege-
bank'a el konulmasının ardından başlayan
soruşturmalar Merkez Bankası'nın eski ve
yeni başkanlanna uzandı. Yargıtay Cumhuri-
yet Başsa\cısı Sabih Kanadoğlu'nun istemi
üzerine. Gazi Erçel ve Süreyya Serdengeçti
hakkında Başbakanlık Tefriş Kurulu ön ince-
leme başlattı. Kanadoğlu, Egebank davasın-
dan yargılanan Ayşenur Esenler ve banka yö-
neticileri hakkında alacak davası açılmama-
sı nedeniyle doğabilecek zararda Erçel ve
Serdengeçti'nin sorumluluğu olup olmadığı
yönünde araştırmayapılmasını istedi. Başba-
kan Bülent Ecevit'in izin vermesi üzerine in-
celeme başlatıldı. Alınan bilgiye göre Kana-
doğlu. Egebank'ın TMSF'ye alınmasının ar-
dından bazı işlemlerin eksik yapılıp yapılma-
dığının incelenmesi istemiyle Başbakanlık'a
başvurdu. Kanadoğlu. Yahya Murat Demirel
ve diğer banka yöneticilerinin malvarlıklan-
na ihtiyati tedbirkonulduğunu anımsattı. Ka-
nadoğlu, yalnızca Demirel hakkında alacak
davası açıldığını, diğerleri hakkında bu dava-
nın açılmaması nedeniyle mallannı >ıırtdışı-
na kaçırdıklan yönünde iddialar bulunduğu-
nu kaydetti. Kanadoğlu'nun, dava açılmama-
sı nedeniyle doğabilecek zararda Erçel ve
Serdengeçti'nin sorumluluğu olup olmadı-
nın belirlenmesi için istediği inceleme Ece-
vit tarafından da uygun görüldü.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(« doruk.nettr.
Biliyorum, pehlivan tefrikası-
na döndü. 115 milyar dolarlık
dış, 50-60 milyar dolarlık iç borç
dağının altında belimiz bükül-
müş, çaresiz, umarsız, borcu
ödemek için borç bulmak gibi
bir uğursuz sarmalın içinde de-
beleniyoruz. Üç gün süren ga-
zete yazısı ne söz, aylarca yaz-
sak yeridir.
Yeridir, çünkü ekonominin ge-
lip tıkandığı noktada bu borcu
bizim ödememiz isteniyor. Be-
nim, senin, onun, yani bizim.
Biz ödeyeceğiz derken, elbet
cebimizden çıkanp vermeyece-
ğiz. Zaten hıçbirimizin cebinde
para yok. Ay sonunu getirebile-
nimiz kendini zafer kazanmış
komutan sanıyor.
Ama yıne de biz ödeyeceğiz.
Yani daha da yoksullaşacağız;
ya işsiz kalacağız, ya işsizlik ca-
navarının soluğunu süreklı en-
semizde duyacağız; daha çok
vergi ödeyecek; çoluk çocuğu-
muzun rızkından kısıp devlete
vereceğız; o da borcunun faizi-
nin taksitlerını ödeyecek!..
Bu "borç al, borcunu ödemek
için daha yüksek faizle yeniden
Borç Alarak Borç Ödediğini Sanmak...
borç al" kıskacı yağlı güreşin
"kurtkapanı"na döndü. Kımılda-
dıkça, kurtulmak için yekindik-
çe daha da soluğun kesiliyor,
gücün tükenıyor. Sırtüstü düşüp
göbeği güneşe çevirmeye az
kaldı.
Kemal Derviş olancatoksöz-
lülüğüyle açıkladı; finans serma-
yesini, krizde bile para kazana-
bilen, hatta krizden para kaza-
nan tefeci sermayeyı vergilen-
diremediğimizi ve vergılendıre-
meyeceğimizi açık seçik itiraf
etti: "Vergilendiremiyoruz çün-
kü kaçıp gidiyor" dedi. Gırtiğın-
de ne olduğunu ise Kasım 2000
- Şubat 2001 ikiz krızlerinde
olanca somutluğu ile gördük.
Başbakanımız ise borç ertele-
menin, acil borçlan uzun erimli
taksitlere bağlamanın (morato-
rium ve konsolidasyon) sözünü
bile duymak ıstemiyor(muş).
Yani dört bir yandan kuşatıl-
mış durumdayız.
Âbarttığımızı düşünenlere çok
somut bir kanıt gösterelim:
Hani Kemal Derviş'in Ameri-
kalara gidip, kavga dövüş pa-
zarlık edip kopardığı, kopardığı
için de medyamızın gazıyla de-
rin bir "oh" çektığimiz, taksıt
taksit aldığımız, bıraz sendele-
yince taksitlerin askıya alınıver-
dıği şu 15 milyar dolarlık IMF
kredısi varya...
Nah var!.. 015 milyar doların
5.8 milyar doları özel ve kamu
bankalarının sırtındaki dış borç
için, 5.3 milyar doları özel sek-
törün dış borçlan için, 3.3 milyar
doları da borsaya girip kısa sü-
re kalıp vurgununu vurduktan
sonra gırdığı gibı çıkanlara (bor-
sa dilinde bunlara "portföy ya-
tınmcısı" denıyor) ödenecek.
Toplayın bakın ne etti?
Yani borç alarak borç ödüyo-
ruz, cabası da sırtımıza binen
yeni faiz yükü oluyor.
Bunları söyleyen ben değilim.
Dünya Bankasf nın Asya Bölge-
si başekonomisti Oktay Yenal
söylüyor. Yani Dünya Banka-
sı'nda üst düzey yönetıcılik ya-
pan bir başka Kemal Derviş söy-
lüyor...
Bu durumda "Türkiye büyük
ülkedir, kaynakları elvehşlidir.
Türkiye, bu iç ve dış borcu dön-
dürebilir" fetvası veren eko-ge-
yikçi ulemaya "Türkiye'nin borç
döndürebildiği filan yok, ama
besbelli, siz bir dümen döndü-
rüyorsunuz" demek haksızlık
mı?
• • •
Koşullar bu ve bu koşullarda
önümüzde pek fazla seçenek
yok.
Ya canımızı dışimıze takaca-
ğız, "Borcu biz yapmasak da,
borç alınan paralardan bize zır-
nık yarar gelmediyse de, borç
ülkemizin borcudur; batakçı ol-
mayalım ve ödeyelim" diyece-
ğiz ve ödediğimizi sanarak borç
yükünü katmerlemeye devam
edeceğiz.
Ya kimi milliyetçi-şoven kafa-
ların önerdıği gıbi AB ile bağları
koparıp, gümrük duvarlarını
yükseltıp, bankaları devletleşti-
rip dünyaya sırtımızı dönüp, ka-
pılarımızı sımsıkı kapatıp, şu
derme çatma demokrasiyi bile
boğup, tepeden inmeci bir oto-
riter iktidarın pençesi altında, o
iktidarın "mutlusunuz - umutlu-
sunuz - onuhusunuz" propa-
ganda nınnılerını dinleyerek ça-
ğın dışında yaşayacağız...
Ya da alacaklılarla masaya
oturup ülkeye gerçekten soluk
aldırabilecek bir moratoryumun
koşullan için pazarlık edecek;
olmadı moratoryumu tek taraflı
ilan edecek ve üretim temelli bir
ekonomik atılım için kollan sıva-
yacağız.
Üç seçenekten birinci ve ikin-
cisı, aynı çıkmaz sokağın iki ay-
rı tanımından ibaret.
Sonuncusunun ise sonuçları
var. Katlanıp katlanamayacağı-
mızı, taşıyıp taşıyamayacağımı-
zı enine boyuna tartışmamız ge-
reken sonuçları...
• • •
Yani...
Yani, bu pehlivan tefrikası bu-
gün de bitmez.
N'apalım! Yann datartışmayı
sürdürürüz olur bıter...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
. . .Ruhu Üşüyen Kadın
Kış bahçesinde son buluşmalarıydı...
Ayrılık vakti gelip çattığında koyu bir keder
kaplamıştı ikisini. Kostantinos Kavafis'ın dize-
lerindeki o ayrılış, bir ocak sabahı duygularına
gölge düşürmüştü...
Simone, siyah saçları ve iri siyah gözleriyle
son kez baktı Remy'ye...
İçinde bir hüzün vardı...
Beş yıllık biıiikteliğe noktayı koymaya karar-
lıydı...
Remy, bir kez daha baktı Simone'ye...
Yağmurlu gecelerdeki sevişmelerini anımsa-
dı...
"Büyük bir gız var, Simone
Senin saçlannın gecesınde..."
Kalktılar ve atlı arabaya bindiler...
Ben uzaktan izliyordum onları...
Hem Simone'yi hem de Remy'yi çok iyi tanı-
yordum...
Antonio Machado nun ayak seslerinin yan-
kısı onları hiç ilgılendirmedi...
"Kuytu çan kulelerinde
alabıldiğıne çalıyor çanlar...
gözlerim sent görmeyecek;
bekliyor seni yüreğım!"
Her ikisinin de gözlerinde el değmemiş bir
giz yanıyordu!..
Umut zor ve debdebeliydi...
Apollinaire'nin şeytanlar uçurumunun kıyısın-
da duran Simone, âşık olmak istediği bir başka
erkeğe doğru koşuyordu...
Tutulduğu, yüreği yandığı kişi borsa banke-
riydi...
Aynı gün, aynı gece onunla birlikte yemek ye-
di Simone...
Simone, banker Tudar'a sordu:
"Şiir sever misin ?"
Tudar, şarabından bir yudum alıp yanıt ver-
di:
"Ben ciddi işlerle uğraşırım..."
Kadın irkildi. O anda yureği buz kesti:
"Peki hiç âşık oldun mu sen?"
Tudar, başını sallayarak yanıt verdi:
"Ben biıiikteliği severim. Aşk hiç önemli de-
ğil..."
• • •
Simone, Tudar'a âşık olmak istiyordu...
Bedenını Tudar'a teslim etmek için türlü oyun-
lara giriyor ama beceremiyordu...
O gece ilk kez birlikte olacaklardı...
Simone çok heyecanlıydı...
Gözlerıni yumdu...
Baktı ki karşısındaki Remy idi...
İrkildi...
Gözleri büyüdü...
Remy otları titretmek, suyu ürpertmek için
karşısınaçıkmıştı...
Remy, ona Henri de Regnier'in çok sevdiği
şiiri okudu:
"Büyük aşkla sevdıysek I llık tenini sevdik I
Körpe ellerini sevdik
Arıyorsak/ Gölgeni arıyoruz."
Simone bir çığlık attı:
"Ben neredeyım ?.."
Banker Tudar, Simone'nin elini tuttu:
"Ne biçim kadınsın sen? Borsa batıyorsen bi-
liyor musun?"
Simone tavandaki ampule dikti gözlerini...
İçindekifırtınaonubuzullarülkesinegötürdü...
O geceyi günlüğüne şöyle geçti:
"Yeterince acımadım, kanamadım ama ina-
dım sürüyor. Bir başka erkeğin kollarında seni
düşünmeyi sürdürüyomm. Bütün heceleraşkın
gehsinde kaldı biliyorum. Yaptığımın yanlış ol-
duğunun da farkındayım. Yaşamımın sensiz ol-
mayacağının da bilıncındeyim.
Sadece senden kaçıyorum. Şaşkınım. lleride
hikâyemi bir tek sana anlatabilirim."
• • •
Remy, uzak bir kente gitti...
Birkaç ay kaldı ve geriye döndü...
Remy, Simone'nin bankerTudar'la ilişkisini bi-
liyordu...
Tudar ise Simone'yi çok kolay elde etmenin
keyfini sürüyor, yaşlı kadın ve erkek dostlarına
böbürleniyordu:
"Nasıl fıstık ama!"
Dostları da Simone'ye soruyordu:
"Nereden buldun bu kızı?"
Simone, akıllı ve kültürlü bir kızdı...
Durumu fark etti...
Simone bir gün Tudar'a restini çekti:
"Sen kim oluyorsun?"
Tudar yine hiç umursamadı...
Tudar'a âşık olmak isteyen fakat onunla bera-
berken ruhunun üşüdüğünü söyleyen genç ka-
dın, şair sevgilisi Remy de Gourmont'a dön-
dü...
Remy. Simone'nin saçlarını okşadı...
Dedi ki:
"Büyük bir giz var. Simone
Senin saçlannın ormanında... Sen aşk koku-
lusun, çiçek kokulusun, anason kokulusun, ateş
kokulusun..."
El ele tutuşup öylece kaldılar!..
hikmetcetinkaya a cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
PEŞİN FİYATINA
10TAKSİT!
FERROLI
ISITMA ve KLİMA S/STSMLERİ
Istarbul (0216j 573 38 41
Ankara (0312)384 56 44
Izmir (0232)449 71 84