22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2001 PAZ/ HABERLER DUNY4DA BUGÜTV ALİ SİRMEN Olimpiyatı Görmek Sevgili, Dün yan gözle ekrana bakarak, doğrusu pek beklenen sonuca bakarken, bırden düşündüm: "Benim, Türkiye'de yapılacak bir olimpiyatı görme şansım gittikçe azalmaktaydı." Bence alamazdı, ama eğer alabilseydi bile Istanbul 2008 Olimpiyatları'nı, ben o zaman 69 yaşında olacaktım. Şimdi sen, haklı olarak, "Hayat sirgotası var, amayaşam garantisi diye bir şeyyok.. nereden emindin, 2008 Olimpiyatı İstanbul'da yapılsay- dı bile göreceğini" diyebilirsin. Ama unutmayalım, süre uzadıkça olasılık da- ha da azalıyor. Onun için ben, istanbul'da yapılacak bir olim- piyatı izleme tutkumdan vazgeçtim. Şimd/lerde, başka bir şeye taktım ki, onun gerçekleşme olasılığı da oldukça zayıf. Diyorum ki, güreş, boks ve haltergibi, biran- lamda azgelişmişlere bırakılmış, müsaadeli spor dalları dışında, ikinci bir madalya kazana- bilsek... Bir atletimiz, veya bayrak takımımız, yahut da yüzücümüz veya basket, voleybol ta- kımlanmızdan birinin bir olimpiyat madalyası aldığını görsem. Biz atletizmde bir kez, silahlarsustuktan bir- kaç yıl sonra savaş yorgunu Avrupa'nın Lond- rası'nda yapılan 1948 Olimpiyatlan'nda Ruhi Sarıalp ile üç adım atlama dalında bronz ma- dalya alabildik. Sonradan tanışmak mazhariyetine eriştiğim Sarıalp, gerçek bir sporcu, düşünür, yürekli bir aydındı. Ne yazık ki, onu ne yeterince anlayabildik ne de toplum olarak vefa borcumuzu ödeyebildik. Bu müstesna sporcumuzun ölümünün ardın- dan, en ilginci Aydınlık'ta olmak üzere iki ya da üç yazı ancak çıktı. • • • Evet, 13 Temmuz Cuma günü yapılan oyla- manın sonucunda, 2008 içinlstanbul'un çıkma- sını hiç beklemiyordum. Sanırım bekleyen de yoktu. Her şeyden önce ön komite, dört alanda Is- tanbul için olumsuz oy kullanmıştı. Bunlar tra- fiğin bozukluğu, çevre kirliliği, Türk ekonomisi- nin istikrarsızlığı, tesislerin yetersizliğiydi. Tabii hiç dile getirilmeyen başka bir husus daha vardı. Olimpiyat ruhu. Gerçekten de Türkiye, olimpiyatlan oluştu- ran dallarda, kendi açısından geleneksel birka- çı dışında herhangi bir başarı gösterememiş, dereceye girememişti. Yine de Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Si- nan Erdem'in belirttiği gibi uzun soluklu birya- rıştı bu. Türkiye 2008'i beklemiyordu ama.. 2012, belki de 2016'da sonuç almak için yan- şı bu aşamada ciddi olarak sürdürmesi gerek- liydi. • •• Dört yıl sonra ne olacağını ise şimdiden kes- tirmek çok güç. Her şeyden önce, Türkiye'nin, önümüzdeki dört yıl önemli değişimleri geçir- mesi, krizi atlatması ve yenilenmesi şart. Ama bütün bunlar da yetmiyor, ayrıca büyük dünya güçlerinin (devletleri değil, firmalan kas- tediyorum) bu yönde ikna edilmeleri gerek. Çin büyük bir pazar, dünya devleri için cazip bir iş alanı olduğundan kazandı 2008 Olimpi- yatları'nı Pekin. Etkili Amerikan 7V kanallarından birine sahip olan General Electric'in önde gelen müşterile- rinden, en büyük pazarlarından biri Çin. Durum böyle olunca insan haklan ihlalleri fa- lan ikinci plana düşüyor. Tabii olimpiyatların, shovv ve ticaret yönü ya- nında sportif yanı da aynı biçimde ikinci plan- da kalıyor. Yeni bir dünyaya giriyoruz, yeni kavramlar, yeni ikiyüzlülükler, yeni değeryargıları oluşuyor piyasa kurallarına uygun olarak. Bu arada benim İstanbul'da olimpiyat izleme olanağım da azalıyor ne yazık ki... TarnnAçıkCezaevfnin atölyelerinde kamyon kasasın- dan yatak odasına kadar çeşitli eşyalar üretilryor. (AA) Adana'dahokting gibicezaevi ADANA (AA) - Ada- na'nm Ceyhan ilçesin- deki Tanm Açık Ceza- evi'nin arazisinde tanm ürünü yetiştiriliyor, atölyelerinde kamyon kasasından yatak oda- sına kadar çeşitli eşya- lar üretiliyor. Fınnın- dan günde 5 bin ekmek çıkıyor. Tanm Açık Cezaevi Müdürü Sedat Tekin. 1700 dekar alan üzerin- de kurulu ve halen 180 hükümlünün yattığı ce- zaevi bünyesınde de- mir. ağaç. doğrama, bi- riket ve parke taşı atöl- yeleri bulunduğunu söyledi. Atölyelerde traktör römorku, kaz- ma. kürek, tınnık gibi çeşitli tanm aletlerinin imalatının yapıldığını söyleyen Tekin, 1600 dekar alanda da buğday, mısır. karpuz ve ayçiçe- ği ürettiklerini belirtti. Cezaevindeki finnda da günde yaklaşık 5 bin ekmek üretildiğini ve kent merkezindeki bü- felerde 75 bin liradan satıldığını kaydeden Tekin, şunlan söyledi: "Geçen yıl sanşlanmız- dan yaklaşık 140 milyar lira gelir elde cttik. Bu yıl hedefîmiz, bu raka- mı daha da yükseklere taşımakür." Bakan Türk, 'Hayata Dönüş' operasyonundan sonra gerçekleri görenlerin sayısının arttığını söyledi Eylemcfleriıı sayısı azahyorEDİRNE (Cumhuriyet) - Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk. Türkiye'deki bütün ceza- evlerinde açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerini sürdürenle- rin sayısında önemli ölçüde azalma olduğunu belirtti. Edirne'deki temaslan kapsa- mında Edirne Valisi Fahri Yü- cel'i makamında ziyaret eden Adalet Bakanı Türk, "Suçu ne olursa olsun, hiçbir insanın ha- yatını kaybetmesini istemeyiz. İnsan hayatını ortaya koyarak eylem yapmak, insanlık dışıdır" dedi. Adalet Bakanı, Türki- ye'deki bütün cezaevlerinde aç- lık grevi ve ölüm oruçlan sayı- • Ölüm orucu eylemlerinde yaşamını yitirerüerin sayısı 29'a ulaşırken Adalet Bakanı Türk, F tipi cezaevlerinin kapatılması ve DGM'lerin kaldmlması konusundaki isteklerin kabul edilemez oldugımu yineledi. Bakan Türk "İnsan hayatını ortaya koyarak eylem yapmak insanltk dışıdır" dedi. sında önemli ölçüde azalma ol- duğunu belirterek 'Hayata Dö- nüş' operasyonundan sonra 'gerçekleri görenlerin sayısının' arttığını ıfade etti. Türk. açlık grevi ve ölüm orucu eylemleri- nin. gün geçirilmeden sona er- dirilmesini istedi. F tipi cezaevlerinin kapatıl- ması, eski koğuş sistemine dö- nülmesi ve DGM'lerin kaldırıl- ması konusundaki isteklerin de kabul edilemez olduğunu yine- leyen Türk, F tipi cezaevlerin- de açık görüş imkânları ile iş atölyelerinde çalışma imkânla- nnın yaratıldığını hatırlatarak atölyelere girmeyen tutuklu ve hükümlülerin kendi kendilerini tecrit ettiğini söyledi. 21 tahllye Edirne F Tipi Cezaevi 'nde aç- lık grevi ve ölüm orucunda olan 21 hükümlünün, Adli Tıp Kuru- mu raporlanyla sağhk durumla- nnın belirlenmesinden sonra. cezalannın 6 ay erteJenerek tah- liye edildiklerini belirten Türk, "Türkiye genelinde83 kişiniıı ce- zası ertclendi. 45 kişi de tutuklu olduğu için, rapor üzerinde ru- tuktuluk karan kakünldT dedi. Madalya töreninde duygusal anlar Şehit aileleri ik gazüer için düzenlenen devlet övünç madaryası ve beraü töreninde katılınıcılar gözvaşlanna hâkim olamadı. Zonguldak Valisi îsmet Metin. törende >aptığı konuşmada "Hiç kimse bu milletin merhametini. gaflet ve hıyanetle istismara kalkmasın" dedi Zonguldak Atatürk Kültür Merkezi Salonu'nda düzenlenen törene şehit ve gazi yakmlaru vali yardımcılan, Emniyet Müdürü Mustafa Öncül. Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Şükrü Bozoğlu. Zonguldak Belediye Başkanı İsmail Eşref, bazı kay makamlar, ilçe ve belde belediye başkanlan ve daire müdürleri kahldı. Vali Metin'iıı konuşurken ağlaması, törene katılanlan da hüzünJendirdi Vali Metin, 6 şehit ailesi ile 16 gaziye madalya ve beratlannı verdl Bu arada, tekerJekli sandahe ile merdivenden çıkamayan gazi Özcan Ak> iğifi. jandarnıalar kucağına alarak tören yerine çıkardı. \'ali Metin, tören esnasında şehit Oğuzhan Demirdöven'in çocuğu Buğrahan'a madalya taktı. (Fotograflar: AA) İnsan kaçakçılığında transit ülke olan Türkiye'de 7 ayda 29 bin göçmen yakalandı Kriz kaçakçıhğı artbrdı İLHANTAŞÇI ANKARA - İnsan kacakçıh- ğmın nedenlerinin başında. iş- sizliğin artmasına koşut olarak geçim sıkıntısına düşen insan- lann iş bulma umudu geliyor. Geçim sıkıntısı çeken insanlar, kaçakçılık şebekelerince daha kolay aldatılıyor. İnsan kaçakçı- lığında transit ülke konumun- daki Türkiye'de kaçakçılık şe- bekeleri kişi başına 8-10 bin mark ahyorlar. Türkiye'de 1995 yılından bu- güne değin toplam 259 bin 758 göçmen yakalanırken bu yılın ilk 7 ayında yakalanan göçmen sayısı 29 bin 684'e ulaştı. 2001 yılında farklı uyruklu toplam 372 insan kaçakçıhğı organiza- törü ele geçirildi. Kaçakçılık ve Organize Suç- larla Mücadele Dairesi'nce ha- zırlanan raporda, insan kaçakçı- lığında en önemli etkenin eko- nomik bunalım ve yaşam stan- dardmdaki farklıIıklar olduğu- na dikkat çeklidi. Işsizliğin artmasına koşut olarak geçim sıkıntısı çeken in- sanlann kandırılmasmın kolay- laştığı vurgulanarak bunun da ğuna dikkat çekildi. Terör örgütlerl Terör örgütlerinin, üye veya sempatizanlarını yurtdışına çı- karmak, eğitmek ve finans temi- ni için insan kaçakçıhğı faaliyet- • Emniyet verilerine göre 1998-2001 yıüan arasında, kaçakçıhğı organize eden farklı uyruklu toplam 1507 kişi yakalandı. Son 3 yılda Türkiye uyruklu 1228 insan kacakçısı yakalanırken bunlardan 372'si yılın son 7 ayında ele geçirildi. Türkiye'deki kaçakçılık şebekelerinin kişi başına 8-10 bin mark aldığı belirtildi. insan kaçakçılarının faaliyetle- rine hız kazandırdığı belirtildi. Türkiye'nin. tüm olumsuz koşulların bir arada bulunduğu Orta ve Yakmdoğu ülkeleriyle refah düzeyi yüksek ülkeler ara- sında yer alması nedeniyle tran- sit ülke konumunda bulundu- lerınde de etkin rol oynadıklan kaydedildi. Şebekelenn, kandır- dıklan insanlardan kişi başına al- dıkları 8-10 bin marklık paranın suçun artmasında rol oynadığı belirtildi. Irak. Afganistan. Iran gibi ül- kelerde yaşanan siyasi istikrar- sızlık, rejim değişiklikleri ile ba- zı Afrika ülkelerinde yaşanan iç savaş sonucunda bu ülkelerden kaçan kişilerin hedef ülkelere u- laşmak için Türkiye'yi transit olarak kullandıklan belirlendi. Emniyetin belirlemelerine gö- re. insan kaçakçılığında kullanı- lan yönler şöyle: • Balkanlar, Afrikah ve Asya- lı gruplann transferindekullanı- lan gözde güzergâhlardan. • Doğu ülkeleri-Türkiye-Bul- garistan-Romanya-Macaristan- Avusturya-Çek veya Slovakya cumhuriyetleri üzerinden Avus- turya ve Almanya. • Doğu Ülkeleri-Türkiye-Bul- garistan veya Yunanistan-Make- donya-Ama\utluk-ttalya üzerin- den Orta ve Batı Avrupa ülkele- ri. • Doğu ülkeleri-Türkiye-Gü- ney Avrupa Ülkeleri-Batı Avru- pa ülkeleri. SîFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR 269. gün: Ölümler sürüyor Erdoğanda yaşamınıyitinü ALPERTÜRGUT Küçökarmutlu'da bir evde, günde bir bardak çayla ölüm orucu eylemini sürdüren 45 yaşındaki Sevgi Erdoğan'm yaşarnı, eyleminin 265. gününde sona erdi. TAYAD'h * aileler, Erdoğan'm, 12 Temmuz 1991 günü = öldürülen Devrimci Sol (Dev-Sol) örgütünûn liderlerinden olan eşi Jbrahim Erdoğan'm 10. ölüm yıldönümünde yaşamını yitirmek \ istediğini, hatta bunun için çok uğraştığmı belirtiler. Küçükarmutlu'da dün saat 14.47'de yaşamını yitiren Sevgi Erdoğan'm yatağı, ziyaretçilerin getirdiği karanfillerle süslendi. Cezaevinden hafizalannı yitirdikleri için tahliye edilen Mustafa Karaağaç ve Doğan Karataştan. Erdoğan'm yatağının başında , saygı duruşunda bulundular. ; Refakatçisl son anlarını anlattı Küçükarmutlu Cemevi'nde bugün cenaze töreni düzenlenecek olan ölüm orucunun 29. kayıbı Erdoğan'm vasiyeti ise Karacaahmet Mezarhğı'nda eşiyle birlikte yarmaktı. Sevgi Erdoğan'm refakatçisi Jate Çeök, Erdoğan'm son anlanru şöyle anlattı: "Bugün (dün) sabah saatlerinde yeni elbisesini giydirmemizi ve eDerine kına yapıimasuu istedi Saat lOJO'de bilinci gittL lOJO'da ani bir şekflde başını sola çevirerek eşûıin, kızuun resnûne baktı ve derin bir iççekti. 12.45'te cezaevinden yeni tahliye olan Korsakoff hastası Doğan Karataştan onun ellerini hıttu. Gözünden bir damla yaş geML Doğan eüyk, onun gözlerindeki yaşı sildL 14.45te nefes alışlan kcsiidi. eli aşağı düştö. 14.47 de ise yaşamı sona erdi" Sağhk durumunun kötüleşmesi üzerine cezası 6 ay ertelenerek tahliye edilen Sevgi Erdoğan, eylemini önce Izmir Yamanlar'da, ardından Büyükarmutlu'da, son olarak da Küçükarmutlu'daki bir eve taşıdı. ijağlıkdunımıınun kötüleşmesi üzerine tahliye edilen ve eylemini Küçükarmutlu f daki evde sürdüren Sevgi Erdoğan, eyleminin 265. gününde yaşamınıyUirdl Erdoğan için bugün , Küçükarmutlu Cemevi'nde cenaze töreni düzenlenecek Bir mevslm daha deviremedl İç organlan iflas eden ve 17-18 kiloya düşen bedeniyle eylemini sürdürdüğü evde bir süre önce görüştüğümüz Erdoğan. "Mevsûnleri teker teker devireceğime inanmazdjm. Eyiemin varfağına, artük yaşadığını her gün kendim tanıkhk ediyorum. Evlem sırasında kalbün durdu, bilincim gidip geldi. Doktoriar vücudum eridiği için damar dahi bulamadj. Ayağımda bukJukian damar ise çatlamtştj" diye konuşmuştu. Istanbul Oniversitesi Iktisat Fakültesi'nden mezun olan ve 1974 yılında eşi Ibrahim ErdoğanTa evlenen Sevgi Erdoğan'm 1979 yılında Şirvan adını verdikleri kızı doğdu. 12 Eylül'ün ardından gözaltında bebeği yamndayken işkence gördü. Eşi ile birlikte 1981 yılında girdiği Metris Cezaevi'nde 2 yıl tutuklu kalan Ejdoğan. TAYAD eylemleriyle ilgili olarak da 1993 yılında Bayrampaşa Cezaevi nde 6 ay kadar yattı. 1994 yılmda Mersin'de tekrar tutuklanan Erdoğan, 12.5 yıl ceza almıştı. oralcalislar@yahoo.com Ahmet Kaya'nın ölümünden ön- ce hazırladığı 10 türküden oluşan "Hoşçakalın Gözüm" başlıklı albüm- deki sözler, yaşadığımız döneme, vurdumduymazlığa, linç girişimcile- rine, suskunlara, bir sanatçının isya- nını dile getiriyor. Bu ülkenin sanata ve aykınlığa karşı ne kadar acımasız olduğu gerçeğiyle bu albümün tür- külerini dinlerken bir kez daha yüz yüze geliyorsunuz. "Siz Yanmayın" türküsünde bakın nelersöylüyor: "İki damla gözyaşım- la/Satıldım pazariarda/Kırdılaryüre- ğimi/Kırdılar azarlarla/Sürgünlere yolladılar/Sabah dörtte yağmuıiar- la/Ben yandım./Siz yanmayın alla- haşkına... • • • Albümün tanıtımına, Ahmet Ka- ya'nın "cadı kazanına" atılışına tep- ki gösteren ya da gösteremeyen dostları katılmıştı. Halil Ergün, Ah- met Kaya'nın linç edilmesi, bu ülke- nin sanatçısına, bu ülkenin itiraz e- den insanına bir gözdağıydı. Hepi- mizi korkutma, sindirme girişimiydi. Bu linç girişimine yeteri kadar itiraz edebildik mi! Ahmet Kaya'nın yurt- dışında sürgünlerde yaşamını yitir- Ahmet Kaya'dan Sitem Türküîeri mesi, büyük bir act ve büyük bir utançtırbu ülke için. Hepimiz birpar- ça suçluyuz" dedi. Halil Ergün konuşurken Ahmet Ka- ya'nın linç edildiği o gece gözlerimin önüne geldi. Ahmet, kendine özgü üslubuyla "Bir Kürtçe klip çekece- ğim, bakalım yayımlayabilecek misi- niz" türünden bir söz etti. Birçogunu tanıdığımız "vatansever" "sanatçı- lar" ona "Onuncu Yıl Marşı"y\a kar- şılık verdiler. Ardından gazetelerde linç girişimi devam etti. Ahmet Kaya'nın cadı kazanına atı- lışına yeteri kadar tepki göstereme- miştik. Onun yurtdışında, sürgün bir yaşama mahkûm edilmesi bütün Türkiyeli aydınlar için bir ayıptı. Bir buluşmamızda Orhan Pamuk, "Ah- met Kaya için bir şeyler yapalım. Bu korkunç kampanyaya sessiz kalma- yalım" sözleriyle duygularını dile ge- tirmişti. Bizler harekete geçemeden Ahmet'in Paris'ten ölüm haberini al- dık. • • • Ahmet Kaya, o "ünlü" konuşmayı yaptığında meğerse Kürtçe klibi ha- zıriamış bile. Bu klip, albümün tanı- tıldığı gece gösterildi. "Kervan" isim- li butürkü.biryolveaşköyküsüydü. Gülten Kaya, Kürtçe klibi bütün TV kanallarına dağıttığını söyledi. Şimdi- ye kadar buklibin yayımlandığınata- nık olmadık. Ahmet Kaya, işte bu bağnazlığa ya da korkaklığa dikkat çekmek is- temişti. Toplumda devlet destekli egemen düşüncelere dayanarak kabadayılık yapmak kolaydır. Bunu bütün yaşa- mımız boyunca çokça gördük. An- cak işin acı yanı, son dönemde bu bağnazlığın geçmişte muhatabı ol- muş bazı kişilerin de artık egemen düşüncelerin kabadayısı olması. Ah- met Kaya'nın linç edildiği geceye dö- nün, orada bu isimlerin bir kısmını görebilirsiniz. • • • Ahmet Kaya'nın duyarlı yüreği bu linci kaldıramadı. Şimdi o Paris'te Yılmaz Güney'in, Oscar VVilde'ın, Paris Komüncülerinin yattığı mezar- lıkta yatıyor. Ahmet Kaya memleke- tinehasretgitti. Bir sanatçının mem- leketine hasret gitmesinin ne demek olduğunu daha önce Nâzım Hik- met'ten, Yılmaz Güney'den biliyo- ruz. Ahmet Kaya da tıpkı Nâzım gibi hasretini şiirlere, türkülere dökmüş- tü. Son albümünde "Memleket Has- reti" başlıklı türküde bu duygularını dile getiriyor: "Giderim buralar- dan/Giderim bir gece vakti/Umurun- da olmaz bilirim/Ya beni sarar- sa/Memleket hasreti/ Bağırsan du- yamam ki/ İstanbul'da değilim ki/ Çağırsan gelemem ki/ Vama'da de- ğilim ki/Ben bende değilim ki/Ya be- ni sararsa /Memleket hasreti." • • • Gütten Kaya, Ahmet Kaya'nın son aibümünü sunarken şunlan söyledi: "Adını 'Bir masum türkü, bir hazin öykü' olarak koyduğumuz bu hikâye gözlerinizin önünde yazıldı. Bu şar- kılar size ne yaşatacak bilemiyoruz.. ama biz bu çalışmayı yaparken 'se- vinç' bizden o kadar uzaktı ki... Bu şarkılar, 'Ahmet Kaya Özel Linç Programı'/w? başlatıldığı Magazin Gazetecileh Derneği Odül Töreni sonrasının oluşturduğu moralsizlik ve şarkılardan korkanlann ona ya- şattığı yalnızlık psikolojisi ile okun- muştur." Ahmet Kaya, yurtdışında sitemler içindeydi. Yürütülen linç girişimi kar- şısında suskun kalan dostlarına küs- kündü. "Sizyanmayın" şarkısında bu sitemi şu sözlerle dile getiriyordu: "Burada bu şarkımı söylerken,/ Be- nim Türkiye'de yaşadığım çok zor günlerdeJBir 'merhaba'sını istedi- ğim,/ Fakat o 'memaba'yı benden esirgeyen/Ulusal anlamda bu kade- ripaylaştığım,/ Bütün arkadaşlarıma ve dostlanma/ Ince bir sitemdir../ Umanm,/ Bunu anlahar..." * • • Ahmet Kaya, yalnızlık içinde, ölüm yolculuğuna çıktığının farkındaydı. "Hoşçakalın Gözüm" parçasıyla si- temler içinde bu dünyaya veda eder: "Nedir bu başımdaki felaket/Kırk yıl- dır sefalette bu Ahmet/Kefenimi alın dikin bir zahmetl Gömün beni, gömün beni bir başıma..."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle