17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15TEMMUZ2001 PAZAf OLAYLAR VE GORUŞLER [email protected] 1 998 yılı kış aylanydı. ts- lamcı radikallerin eylemle- nne taban bulmak amacıy- la en kolay kullandıkları yöntem yine sahneye kon- muştu: "Başörtüsüejiemi" adı altında cumhuriyet ve Atatürk kar- şıtı görüşlenne alet etmek amacıyla ter- temiz üniversite öğrencilerini (onlann gelecekleri ile oynama pahasına) kul- lanıyorlardı. O tarihlerde ben Cerrahpaşa Tıp Fa- kültesi Biyokimya Anabilim Dalı'nda asistandım. Pratik eğıtimi verdiğim öğrenci grubumda başörtülü bir öğren- cim vardı. Şu an adını anımsamıyo- rum. Ancak ne kadar çahşkan. düzen- li, ne kadar öğrenmeye meraklı, ne kadar sorgulayıcı olduğunu anımsı- yorum. Başörtüsü yasağıyla birlikte okulu bırakmaya zorlanışını ve ne ya- zık ki okulu bıraktığmı ise hiç unuta- mıyorum. Bir gün yağmur altında te- mel bilimler binası önünde yaklaşık bir saat konuşmama karşın onu ikna edemeyişime ise çok üzülüyorum. Ay- nca çok şaşırdığım bir şey var; pozi- tifbilimlerdebu kadar başanlı, bilim- i, Bir Öğretim Üyesi... Dr. Akm^DEMİRBiyokimya Uzmam (MD, PhD) sel mantığa bu kadar yakın böyle bir insanın; ibadet yerleri dahil, birçok yerde olduğu gibi üniversitelerde de bazı kurallar olabileceği gerçeğini ka- bul edememesine anlam veremiyo- rum. Ona, nasıl ki camiye şortla gidi- lemez ise üniversitenin de buna ben- zer kurallan olduğunu ve bu kuralla- ra uyulması gerektiğini çok anlatma- ya çalıştım, olmadı... Hangi görüşten olurlarsa olsunlar gencecik pınl pırıl beyinli insanlann bu türlü "hareaıunasına", gelecekle- rinin böylesi karartılmasına üzülme- mek elde değil. Çok büyük özveriyle yetiştirdiğimiz çocuklanmızın, Atatürk ve arkadaşlannın çok büyük bir özve- riyle kurduğu Türkiye Cumhuriye- ti'nde; Atatürk ilkelerine saygılı ve bu ilkeleri özümsemiş olarak yetişti- rilmesi her Türk ailesinin birincil gö- revi olmalıdır diye düşünüyorum. Yıl 2000 Mart ayı, Istanbul Üniver- sitesi Sağlık Bılimleri Enstirüsü Yö- netim Kurulu. doktora tezlerinin sü- reçlerini takip etmek için "Teztzleme KomitesT oluşturulmasına ve bu ko- miteye üç öğretim üyesi seçilmesine karar verdi. Bu komite, her 6 ayda bir toplanır ve asistanın teziyle ilgili ne- ler yaptığını değerlendirir. Önceleri bu siirecin gereksiz olduğunu ve za- ten ülkemizde zor olan bilimsel çalış- malan daha da zorlaştıracağını dü- şünmüştüm. Ancak daha sonra bu ko- mitede yer alan öğretim üyelerinin de- ğerli görüşlerinin ne kadar yararlı ol- duğunu ve bilimsel çahşma adına böy- le bir oluşumun ne kadar gerekli ol- duğunu anladım. Daha da önemlisi bu komitede yer alan bir öğretim üye- sini, Prof. Dr. AyşeKaypmaz'ı yakın- dan tanıma fırsatı buldum. Prof. Dr. Ayşe Kaypmaz, Cerrahpa- şa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabi- lim Dalı Başkanı olup bu ad Cumhu- riyet okurlanna yabancı değildir. 0nun yazılannı zaman zaman keyifle oku- ruz. Cumhuriyet'te bazen bir yurtdı- şı kongreden anılannı kaleme alır, ba- zen ise değerli bir hocasının emekli- liğıni kabullenemez ve kalemi eline alır. 0nun kaleminden çok değerli öğretim üyelerinin özverili ve ülkemizde bilim- sel çahşma adına ne kadar yararlı ça- hşmalaryaptığını öğrendik. 0nun ya- zılanyla hiç bilmediğimiz diyarlarda bilimsel çalışmalann öyküsünü ke- yifle okuduk. Ayşe Kaypmaz hocamı yakından tanıyanlarbilirler: Cerrahpaşa Tıp Fa- kültesi'nde Temel Bilimler binasında 5. kattaki odasına giderseniz onu hep çalışırken \e hep güler yüzlü görür- sünüz. Sizi hep gülerek karşılar, her sorunıızu yanıtlar, her sorununuzla il- gilenır. Bir eğitim atölyesi gibidir Cer- rahpaşa'daki odası. Farkında olmazsı- nız ama onunla konuşurken çok şey "Insanoğlu bu dünyada yaşamak- tan vaz mı geçti acaba?" Bu soruyu yıllar önce sormuştu. Da- ha yanıtını veren çıkmadı. Boğaz'dan dev tankerlerin geçtiğini görmemize az kaldı... Boğaz kıyılannın, daha doğru- su Istanbul kentinin alevler içinde yan- masına, yıkılmasına!.. "340 bin tonluk gros tankerler, tek- nelerbağnnıyarayara geçeceklerMar- mara, Ege, Boğaz'ı. Aynı kaderi pay- laşacaklar. Hemen hemen heryılMar- mara'nın sulan kadar petrol geçecek. Sızjntısı, akıntısı. Bu denizlerde canlı- laryaşayamayacak... Issız bir çölola- cak Karadeniz, Boğazlar, Ege, Mar- mara." Bir4Temmuzgünüyapmıştı buuya- nyı sevgili Raif... O kısacık, tek sözcük- le çok şeyi anlatan yazılanndan birin- de... "Avcının Notlarfn okuyanlardan- sanız Raif Ertem'in "Cumhuriyet'in ar- ka sayfasında çıkan yazılannda az söz- cükle çok şey anlattığını bilirsiniz. Bir EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Avcı Raif'i Unutmamak! avcıydı o, ama "Avcılardır en çok do- ğayı koruyanlar, en gerçek çevreciler" derdi. "En verimli tanm alanlarına sa- nayikurduk. Ormanları yakıyoruz, tar- layapıyoruz. Yamayerier. Yelüfürûyor sel götürüyor. Yetmiyormuş gibi kalan yerleri de siyanürie zehiriiyoruz. Nük- leer, termik santrallar kuruyoruz. So- luduğumuz hava, içtiğimiz su, ektiği- miz toprak. Ormanlar, doğa. Bitiyor, bitıriyoruz... 2020 yılınaaz kaldı. Bilim- sel araştırmalara göre 2020 yılında canlıları barındıramayacak doğa. In- sanoğlunuda..."Birkutu kibrit almak ıçin bakkala girmiş. Kaç para demiş? Yanıt 15 bin lira. Eli cebınde kalmış. Gözünün önüne arabası gelmiş. Yıllar önce on beş bin liraya taksitle aldığı oto- mobil!.. "Aradan geçen 25yıl. Daha 25 yıl sonra yeni para bırimleh çıkacak sanınm. Bu gidişle zorunlu. Trilyonlar, katnlyonlar yetmeyecek. Doyunama- yacağız, bannamayacağız. Buülkenin gururu, parasının alım gücü. Ülkemizi bu hale getiren siyasi iktidartar! Bir ya- nıt verebilihermi? 40 yıldıriktidarda bu- lunan lideherden sormak hakkımız de- ğil mi?" Bir yandan doğa elden gidi- yor. Bir yandan insanlar... Bir yandan umutlar, özlemler... Kırk yıldır gide ge- le birtürtü eskimeyen adamlar, eskidik- lerini bilmek, anlamak istemeyen poli- tikacı takımı günümüzde de yeni gö- revler peşınde!.. Onlarda ırtanma yok! Ama halkımızda geçmişte yaşadıklan- nı hatırlamamak yok mu? Raif Ertem bir yıl önce bir 16 Hazi- ran günü çok sevdiğı doğaya gitti. Top- lumda bir uyanma ateşi yakanlardan- dı. Eylemle. kalemle... "Cumhuriyet"in Aydınlanma Kitapları arasında çıkan "Avcının A/of/an"hemyazın, hemtop- lumsal içerik açısından günün kitabı. Yepyeni. Ben yıllarca her pazar saba- hı gazeteyi alır almaz "Rasgele" köşe- sıydi ilk okuduğum. Bir şiir tadıyla. Bir dost seslenişi gibi... Hem duygu hem eylem insanı Raif Ertem, kendınce bir çözüm bulmuştu çıkmazlarımıza: "Çözüm yollan biliniyor. Uyguladık. Dünyanın en saygın ülkesi olduk. Ata- türk günlerinde. Siyasi, iktisadi çözüm yolu. Kemalizm." Sevenleri, okurlan Raif'in anısını hep yaşatacaklar... öğrenirsiniz. aynı zamanda resim ya- par Ayşe Kaypmaz hocam, şiirle ilgi- lenir ve çok iyi bir "soprano"dur. Beş yıllık doktora eğıtımim sırasın- da çok zaman ülkemde bilimsel çalış- manın zorluklannı yaşadım. Birçok kez bilimsel çalışmalara yetennce değer venlmemesı ve bunca öz\ erinın yete- nnce önemsenmemesi nedeniyle umut- suzluğa kapıldım. Birçok eğitim has- tanesinde 3-4 günde yazılan tezlerle uzmanlık verilirken. hatta tezlerin ça- lınıp bilimsel hırsızlıklar yapılarak kopanlan uzmanlık ve doktoralann yanında ikı buçuk yıl süren ve gece- gündüz çalışmayla ancak bitirilebilen tez çahşması > aparak (üstelik kadro- suz çalışarak) acaba "enayi miyinT so- rusunu çok kez sordum kendı kendi- me. Ancak Ayşe Kaypmaz hocamı ta- nıdıktan sonra yaşadığım umutsuz- luklar, yerini daha bir hırslı çahşma az- mine, ülkemde bilimsel çalışmalann Ayşe Kaypmaz hocamın deyimiyle "sulandınlmanıasr için daha fazla mücadele hırsına bıraktı. Ülkemde koşullar ne olursa olsun boyle öğre- tim üyelerinin olduğunu bilmek, be- nim gibi yaşamın birçok alanında mü- cadele eden ve ülkemizın aydmlık ge- leceğini bilimsel gelışmelerde gören birçok insanın umut kaynağı olacak- tır. Ayşe Kaypmaz hocam size tezimin girişinde kısacık bir paragrafla teşek- kür edebilmiştım. Ancak bir türlü ra- hat edemedım. Size daha fazla teşek- kür etmek istedim. Umanm kızma- mışsmızdır. Tüm olumsuzluklara kar- şın hâlâ bilimsel çalışma yapma iste- ğimin kalmasında sizin ve sizin gibi bilimsel ve aydın kışiliğıni yitinne- yen, "çok sajıda" olduklarına inan- mak istedığim öğretim üyelerinin bü- yük katkısı var. Nemutluki ülkemde hâlâ böyle ay- dın. çahşkan. özverili öğretim üyele- ri var. Ne mutlu. çünkü her şeye rağ- men genç bilim adamlannın örnek alabileceklen böyle öğretim üyelerinin olması umut verici. KAMUOYUNA DUYURULUR 24 Eylül 1913 tarihinde üreticiler tarafından Aydın'da kurulan ve 88 yıl- dır başta Ege Bölgesi olmak üzere ülkemiz ekonomisine ve tarımına hiz- met eden Milli Aydın Bankası T.A.Ş. (TARİŞBANK) 10.07.2001 tarihinde Bankalar Kanunu'nun 14/3. maddesi çerçevesindeTasarruf Mevduatı Si- gorta Fonu'na devredilmiş bulunmaktadır. 120 bin ortağı ile Tariş'in sahibi olduğu TARİŞBANK, sermaye yapısı ve işleyişi ile yasa ve kuralların dışına çıkmamıştır. Bankamız, ülkenin sık ya- şadığı krizlerin ve istikrarsızlıkların yarattığı olumsuzlukların bedelini öde- yereközkaynakyetersizliğinedüşmüştür. Bu sorunun çözümü için ilgili bü- tün kişi ve kuruluşlarla son güne kadar en üst düzeyde gerekli temaslar- da bulunulmuş ancak hiçbir sonuç alınamamıştır. Türkiye'nin %45'ini oluşturan tarım kesiminin taleplerinin ve çıkarları- nın gözetilmediği günümüzde tarımsal üretime katkı yapan TARİŞBANK'ın da IMF ve Dünya Bankası'nın baskısıyla üreticinin elinden alınması büyük bir haksızlıkijr. Yüz binlerce üretici ortak adına, bu haksızlığın giderilmesi için banka- mızla ilgili kararın yeniden gözden geçirilmesini, ilgili bütün kurum ve ku- ruluşlar ile milletvekillerimizden talep ediyoruz. TARİŞBANK'ın gerçek sahiplerine iadesi konusunda hukuki ve demok- ratik yöntemlerle hak arayışlarımızı sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıla- rımızla duyururuz. TARİŞ PAMUK, ÜZÜM, ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI, İNCİR BİRLİKLERİ YÖNETİM KURULLARI VE GENEL MÜDÜRÜ BORiNOVA 2. ASLİVE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 200080 Karar No 2001 529 Davacı TC Zıraat Bankası Eşrefpaşa Şu- besı vekılı tarafından davalılar Feray Şengül, Havva Canan Suba^t \e Armağan $ahın ale>hlerıne açılan ıtı- razın ıptalı dava.sı ile ilgili olarak verilen 15.5. 2001 tarih. 200080 esas, 2001/529 karaı sayılı ilam da\acı vekih tara- fından 6 7.2001 havale tarıhlı dılekçesı ile temyız edılmış. adres- leri zabıta araştırması- na raSmen bulunama- yan da\alılar Feray Şengül. Havva Canan Subaşı ve Armağan Şahın'e mahkeme ka- rarının teblığı gibi temyız dilekçesının adı geçenlere teblığ yerine kaım olmak üzere ıla- nen teblıg olunur. 9 7.2001 Basın. 41016 GUNAY YILMAZ Üe ALÎ ABBASGİL evlendiler. Istanbul. 14 Temmuz 2001 Kutlar, ınutluJukJar dUeriz. KARAÖRENIer PENCERE Masal Masal Matitas... Çocukluğumuzun masallan yarı uykuluydu; göz- ler kapandı kapanacak, bilinç gaz lambasının fitili gibi kısılıyor, beden bilinmeyen bir denizde yüzü- yor gibi, yorganın sıcakhğı tenimizi ısrtıyor, masa- lın sonuyla uyku örtüşecek... Kuşaktan kuşağa, dilden dile, evden eve, kadın- lar marifetiyle aktarılır, çocuklara anlatılırdı masal- lar... Padişahlar.. Büyücüler.. Devler. Canavarlar.. Yılanlar.. Saraylar.. Kaleler. Neler yoktur ki masallarda?.. Ancak masalı ma- sal yapan, olmayanı olduran, gizemli güçlerin dev- reye girmesidir; kurbağa prens olur, yılan güzel bir genç kıza dönüşür, lambayı hohlarsın, içinden bir dudağı yerde bir dudağı gökte dev çıkıp sorar: - Dile benden ne dilersen?.. Peki, günümüzde masal yok mu?.. Varsa nasıl bir masal? • Cumhuriyet'ten bir haber: "Çocuklar kadar büyüklerin de ilgisini çeken ve tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasına gi- ren 'Harry Potter' filmi bitmek üzere. VVarnerBros, fılmin JVyayın haklanna 70 milyon dolar istediği- ni açıkladı. 'Harry Potter-Felsefe Taşı'na talıp olan tele- vizyon şirketleri NBC. ABC, CBS ve Fox arasın- da rekabet sürüyor. Film 16Kasım'daAmerika'da gösterime girecek. Tüm dünyada satış rekorlan kı- ran kitapta, Harry adlı bir çocuğun büyücülük se- rüvenleri anlatılıyor. Harry Potter'in büyücü olan anne ve babası kö- tü kalpli cadı Voldermort tarafından öldürülür. Fa- kat cadının gücü küçük Harry'yi öldürmeye yet- mez. Annesiz babasız kalan Harry, teyzesinin yanın- da yaşamaya başlar. Bir gün eve gelen bir mek- tupla Harry, başvurmadığı halde 'Hogvvarts Cadı- cılık ve Büyücülük Okulu'na kabul edildiğini öğre- nir. Böylece Harry, küçük yaşta becehkli bir bü- yücü olup çıkar." (11 Temmuz 2001) Sonra ne olur?.. Ne olacağı belli... • Artık masal için ne büyükanneye gerek var. Ne anneye.. Ne dadıya.. Teknoloji bu gereksinmeyi kendi araçlanyla çö- züyor, basit mi basit bir kurguyu yeryüzünde kü- çüklü büyüklü insancıklara yutturabiliyor, açlıktan kamı guruldayan milyarlarca yoksul, TV'lerinin ba- şına toplanıp büyücülük okulundan diplomalı kü- çük Harry'nin marifetleriyle mutlu olacaklar. sonra da yataklanna girip yorganı başlanna çekecekler... • Üç sözcük: Gerçek.. Masal.. Sanal.. Eskiden dünyamızda yalnız masal ile gerçek var- dı; buna bir yenisi eklendi: Sanal!.. Masallann bile sanallaştığı yeni bir çağın gerçek- liğini duyumsamak ve algılamak zorundayız; yok- sa hohladığımız lambadan çıkan bir dudağı yerde bir dudağı gökte dev bizi yutuverecek... B Ü K E Y A Y I N L A R I Ara4ftırmarı Mehmet Coral, Birleşmiş Millellerin mer«ek altına aldığı d&aya silah tiearctini "Ölüm Satanlar" adlı kitabında irdpli>or. Silah «e silahlanmaniH şekiUemlinliği dümanıızı. yakın tarihimizin ve göııümnzüıı en büvuk sUah taeirlerioi. Zabare\'n, Kaşıkeı'yı. Bin Ladin'i bn kitapta solnksnz oknyaeaksuuz. Çatalçeşme Sok. No:19 D:1 Cağaloğlu/lstanbul Tel: 0.212.512 51 93 Faks: 0.212.512 52 37 Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini bulurlar.. "OUb onev\f bir tavsiyedir" Res'orant i Havuı Aûaçtanr sıfdığından öernz gonintûsunu ceterotf/*: Gelm g&ûn C lub Orıent, Antık Çağın adalet sağlık ve banş ıçın buluşma merkezı olan Oren'de denıze "sıfır" bınöır yıldızlı bir tatıl koyudur Homeros un doğum yerı ' Işıklar Safıılr'nde. Dünyanın atmosfennde oksııen oranı en yuksek ıkı noktasından bin olan Edremıt Korfezi'nde, Zeytın Rıvıerası ndadır Club Onentie Ege sitılinde yapılmış 62 dubieks yapının her daıresı 2-4 veya 4-6 kışmk aıleler ıçın tasar'anmış, ıçlennde duş/WC ve telefon olan odalardan oluşur T j m kapılar dev bir botanik bahçesine açılır Bahçe bıter, ıncecık kumlu plaj başlar Ozurluler ve engellıler ıçın tûmuyfe duzayak. veıetaryenler ve Oıabetıkler ıçın sorunsuz tatıl Gunluk doktor vızıtı Temmitt - Ağustos 2001 Kişi başı YP 32.000.000 TL, 0-12 yaş ücretsiz, (3.H-5.-6. kişıler. 1S.000.000 TL Cluh Orient Holidav Re«ort. Ören-Burhanive Tel: 0.266.416 5İ» 54-416 34 45 • Fax: 0.266416 40 26 Ajıtik caaiB Konventtısu Ören Je yer alan Club Orlent uluslararası sanatcılann. arkeolottların w ceKreclleriB gûniimüzdeltl Buluana MertezMlt v.v,\< club-orıent com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle