17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15TEMMUZ2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA J. L J J A [email protected] 15 ~W ~W Andy Warhol Sergisi, salı günü Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde açılıyor XIoflywood tutkımu bir sanatçı SAKtVEÇtL Pop art (pop sanat), 1950'lerin ortalanndan 1960'lann başlanna doğru yavaş yavaş, herhangi bir manifestoyla değil; Londra, New York, Los Angeles, San Francisco, Paris, Düsseldorf, Mila- no ve Roma'da yaşayan birbirinden habersiz sa- rıatçüarın, çağdaş şehir kültürünün görsel imge- lerini, tüketim toplumunun nesnelerini sanatlan- run içeriği haline getirmeleri sonucu ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Öncelen, "Yeni Dada", "Yeni Gerçekçilik" olarak adlandınlan bu akımın ilk kı- pırdanışlan, Londra'da gerçekleşmişse de esas kimliğini Amerika'da edinmiştir. Avrupa'ya göre daha ileri teknolojiye ve onun nimetlerine sahip olan Amerika'da, bu akımın beslenip gelişebile- ceği ortam fazlasıyla mevcuttu. Gündelik hayattan alınmış imge ve nesneleri, sanat alanına dahil eden Robert Rauschenberg ve Jasper Johns'un açtıklan yolda ılerleyen Ameri- kalı sanatçılar Roy Lichtenstein, Andy VVarhoL, Claes OJdenburg, James Rosenquist ve Tom Wes- selman. reklam dünyasının. kitle ıletişım araçla- nnın, modanın, teknolojmin ürettiği hazır imge- leri kullanarak; basmakalıp ve sıradan şeylerin de sanatın konusu olabileceğini gösterdiler. Sanatla- rının malzemesini, yaşadıklan çevreden çıkardı- lar. Tıpkı bir marka adı gibi herhangi bir anlamla bire bir örtüşmeyen "pop" sözcüğü, aslında bir ya- kıştırmadır. Sanıldığı gıbi popüler (halka ait) söz- cüğünün kısaltılmış hali değildir. "Pop"a, "popü- ler sanat" anlamı daha sonra eleştirmenlerce yük- lenmıştır. Pop sanat akımıyla New York merkez oldu Sanat ortamında farkh değerlendirmelere yol açan pop sanat, kimilenne göre; hem "yûksek sa- nat" anlayışma hizmet eden geçmişteki sanat akımlannın hem de çağın öncü sanat akımlannın üstünlüğünü reddettiği için "Dadaizm" gibi nihi- list felsefeden yola çıkan bir karşı sanat hareketi- dir. Tamamen aksi bir değerlendirmeye göre ise pop sanat, bir karşı çıkış değil, bir kabullenmedir. Her ne kadar tüketim kültürünün gerçeklerini ele ahyorsa da bunu sorgusuz sualsiz yapmaktadır. Yaşamın değil, tüketim dünyasının yapay gerçek- leri ile ilgilidir. O dönemdeki tüketim toplumu- nun, özellikle de Amerikan toplumunun aynası- dır. Daha temkinli bir yaklaşımı yeğleyenlere gö- re ise pop sanat, hızla değişen dünyanın yarattığı yeni gerçekliğin doğal izdüşümüdür. Bir anlam- da endüstri toplumunun dışavurumudur. Bu gö- rüşe göre; pop sanat'ta yaşam vesanatööüşm> ALndy Warhol: Sanatı ve Yaşamı (1928-1937) başlıklı sergi; Pop Art'ın en önemli temsilcisinin 1930'lardamoda dergilerine yaptığı illüstrasyonlardan başlayarak kedi, melek vb. çizimleri, Coca- Cola, Campbell's Konserve Çorbalan, Elektrikli Sandalye, Dolar tşaret serigrafik resimleri, Empire State Building'i konu olan Empire filmi gibi eserleri ile yaşam boyu üretiminden birçok özgün yapıt içeriyor. tedir. Bir de pop sanat'ı, tamamen yüzeysel, in- dirgeyici, kaba. sansasyonel ve bir şaka olarak gö- ren görüş vardır. Her ne olursa olsun kabul edilmesi gereken bir gerçek varsa o da soyut dışavurumculuk (abstract expressionism) akımı ve ardından gelen pop sa- nat akımı, dünyanm sanat merkezı olma şerefini Paris'ten New York'a taşımıştır. Pop sanat'm önde gelen isimlerinden Andy VVarhol (Andrew Warhola), Çekoslavakya'dan ABD'ye göç etmiş işçi bir ailenin çocuğu olarak 1928 yıhnda Pittsburg'da doğdu. Çocukluğu Amerika'nın ekonomik bunalım yıllannda geçti. Carnegie Teknolojı Enstitüsü'nü bitirdikten son- ra Glamour, Vogue, Harper's Bazaar ve The New Yorker gibi dergilerde moda desinatörü ve illüst- ratör olarak çalıştı. (A. Warhol'un 1953-59 yılla- n arasında gerçekleştirdigi bazı illüstrasyonlar, Aralık 1998'de Aksanat'ın Cep Galerisi'nde ser- gilenmişti.) Eserleri milyonlarca dolara satıldı "Fabrika" adını verdiği atölyelerinde, asistan- lan ile bırlikte ürettiği bu eserlerin önemi, sanat- sal üretimin endüstriyel üretimle kurduğu yakın- lıktadır. A. VVarhol'a göre; makineleşme, 20. yüz- yılın baskın öğelerinden biridir. Tekrarlama ve çoğaltma, makinenin işlevlerindendir. öyleyse makineleşmeyi anlatmak için makineyi kullan- mak gerekir. Nasıl ki ihtiyaçlarımız (yiyecek, içe- cek vd.) insan eli değmeden üretiliyorsa sanat ese- ri de öyle üretilmelidir. Böylece soğuk, mekanik, kişisellikten anndınlmış, "resimsel olmayan" (non-pictural) bir estetik elde edilebilir. A. Warhol, tuval üzerinde baskı tekniğini uygu- layarak, hazır imgeleri kullanarak, adeta BertoK Brecht'intiyatrodauyguladığı "yabancılaştrma" yöntemini bir anlamda resim alanına taşımış olur. Sanat dünyasmda hızla üne ulaşan VVarhol'un, "IdtleseL, demokratik ve liberal bir sanat biçimi" olarak tanımlanan baskı tekniği ile gerçekleştir- digi eserleri, karşı çıktığı "yûksek sanat" eserle- ri gibi milyonlarca dolara satılmaya başlandı. Bir tıkanma olduğunda, kendi yolunu kendi kuralla- n ile açan sanat piyasasında eserleri kapışıldı. Son olarak Mayıs 2001 'de. New York Christie's'de ya- pılan bir müzayedede, A. VVarhoI'un 1967 tarihli "Çiçekler" adlı bir ipek baskı çalışmasının 8.5 milyon dolara satılması; sanat dünyasındaki çeliş- kiler yumağını gözler önüne serer. Aynı zamanda bu olgu bize, Craig Mc Gregor'un "Pop Kültür Ohıyor"adlı kitabında; "yûksek sanatiann" aslın- da popüler sanatlardan, sıradan insanlann, sıradan ilgilerinden zaman zaman beslendiklerini ileri sür- mesini de hatırlatır. Maskesinin ardında çekici ve gizemliydi "Zengin ve meşhur olmanın başh başına sanat- sal bir çahşma" olduğunu vurgulayan Andy War- hol, bunu kendi yaşamıyla kanıtlamıştır. Sınır ta- nımayan, kendi değerlerini kendi oluşturan nadir insanlardan biriydi. Kendısini de sanatının imge- lerinden biri haline getirmişti. Kıyafetınden gü- müş renkli saçına kadar kendisine yeni bir imaj yaratmıştı. İlk bakışta sıradan olan fizığini gizem- li kılmıştı. Dış görünümüyle ve yaşam biçimiyle adeta bir pop müzik stan gibiydi. Beceriyle tasar- lanmış maskenin arkasında özel bir şahsiyet var- dı. Dünyaya sunduğu bu imaj da bütün tabloları kadar iyi tasarlanmıştı. Maskesinin ardında çeki- ci ve gizemliydi. Bir röportajda geçmişini soran gazeteciye verdiği "Neden sen bir şeyler uydur- muyorsun' 1 yanıtıyla Warhol, gizeme verdiği öne- mın yanı sıra bize insanoğlunun, salt yaşadıklan- nm toplamı sayılamayacak kadar karmaşık bir varlık olduğunu anlatmak istiyordu. A. Warhol'un 1963'te kurduğu "Fabrika", üret- ken bir sanat atölyesi olmanın yanı sıra, sıra dışı sanat çevrelerinin bir araya geldiği bir mekândı. Burada film ve pop müzik yıldızlan baş tacı edi- lebildiği gibi işsiz güçsüz, eksantrik tipler de baş tacı edilmekteydi. Büyük sanat projelerinin yanı sıra içki ve uyuşturucu âlemleri de aynı mekânda gerçekleşiyordu. BtRLtKTE AYNI TUVALDE ÇALIŞMŞLARDI Basquiat ile ortak eserler1997 tstanbul Film Festivali'nde yanşan "Jean-Michel Basquiat" adlı fiimı izlemiş olanlar, bu filmde Basquiat'ın, Andy Warhol'un himayesi altında sanat dünyasına nasıl sunulduğunu hatırlayacaklardır. 1981 'de 19 yaşmda özgür bir grafitticiyken, birdenbire beyazlann sanat dünyasmda parlayan, kendine bu dünyada gerçek bir yer edinen ilk siyah sanatçı olan Basquiat (1961- 1988),erkenölümûyle James Dean'le aynı kaderi paylaşır. A. Warhol ve Basquiat, birlikte aynı tuval üzerinde çalışıp ortak eserler üreterek bu dostluğu adeta perçinlemişlerdir. Basquiat'nın sanatını ilk başlarda olduğu gibi sokaklarda değil, giderek galerilerde sunması, bize sanat piyasasının, aykın unsurlan, kendi lehine nasıl ehlileştirdiğini gösterir. "Andy WarhoTu Vurdum" ve "TÎK Doors" filmlerinde de yaşamından kesitler izlediğimiz A. Warhol, ressam kimliğinin yanı sıra film yönetmeni, film yapımcısı, Interview dergisi yaymcısı, "Velvet Underground" adlı rock grubunun koruyucusu, fotoğrafçı ve yazar kimliklerini de kartvizitine eklemiş çok yönlü bir sanatçıydı. Haircut(Saç Kesimi-1963), Soap Opera (1964), My Husüer (1965), Afternoon (Öğleden Sonra-1965), Chelsea Giris (ChelseaKızlan-1966), Lonesome Covvboys (Yalnız Kovboylar-1967), Kue Movfe (Mavi Sinema-1969), A. Warhol'un Frankenstein'ı ve Drakula'sı(1974) yönetmenliğini yaptığı elli kadar filmden sadece birkaçıdır. Erotik öğeler içeren, belli bir senaryoya dayanmayan. bazılan 25 saat süren bu filmler, ilk "underground sinema'" örnekleri olarak sinema tarihine geçmiştir. Şişeler ve kutularTakmdığı maskeye rağmen A. VV'ar- hol, eserlerinde kendini ele verir. O, dünyadan zevk alır ve onu olduğu gibi kabul eder. En sıradan nesnelerde bile estetik değerler keşfedebilir. Bu süreç- te Warhol. sanata konu olabilecek nes- nelerin hiyerarşisinı belirleyen yazılı ol- mayan kurallara meydan okur. Ona gö- re; bir elma resmedılebildiğine göre bir Coca-Cola şişesi de, bir bulaşık telı ko- lısı de pekâlâ resmedilebilir. A. VVarhol'un bir başka özelliği de "ölum" imgesini kullandığı resimlerin- de görülür. Sing Sinğ Hapishanesi'nde- ki elektrikli sandalyeyi ve kuru kafala- n ele alan çalışmalannda, onun, ölüm fikrine âşık, bu fikirle flört eden özel- liğini görürüz. Bu özellik sadece ölüm imgesini do- laysız bir şekilde işleyen resimlerinde değil, bütün resimlerinde de kendini gösterir. Bütün sanatı, ölüme duyulan hastalıklı birhayranlıkla sanlıdır. Coca- Cola şişelerini, konsene kutularını, gösteri dünyasınm yıldızlannın portre- lerini defalarca basması, aslında "za- manın zorbalığından bir görûntü ko- parma"ey]emıdır. VVarhol'un çalışma- lan bize, "Sanat, anı ölümsüzleştirme çabasıdır" sözünü anımsatır. Göz ahcı renklerle portreler Jean-Michel Basquiat ve Andy Warhol, 'Ohne Trtel', 1984. 1960'h yılların başında TemelReis, Batman,Süper- man, Dick Tracey, Küçük Kral gibi çizgi roman ka- rakterlerini ele alan eserle- rinin ardından, ipek baskı tekniğiyle çoğalttığı Coca- Cola şişelerine ve Camp- bell's marka hazır çorba kû- rulanna yer verdiği resim- leriyle sanat dünyasındaki ilk çıkışıru yaptı. Ama esas şöhretini, Ma- rilyTi Monroe, Elvis Presley, Natalie VV'ood, Liz Taylor ve VVarren Beaty gibi Holly- wood yıldızlannın portrele- rini, fotografik ipek baskı tekniğiyle göz ahcı renkler- le, tekrar tekrar tuval yüze- yine aktararak elde etti. A. Warhol, bu çalışmalar- la sanatını olabildiğince po- püler kültüre ve endüstriyel üretime yaklaştırmaya ça- lışmıştır. Sanat tarihinın en yücelti- Asıl şöhretini fotografik ipek tekniğiyle yapbğı HoDywood yıldızlann porrrekriyle elde etti. len portresi Mona Lisa'nın yanı sıra Hollyvvood ilahla- nnın portrelerini de, bir ma- kine gibi çoğaltarak "yük- sek sanat" kavramına tepki- sini ortaya koyarken bir yandan da soyut dışavurum- culuk akımının öne çıkardı- ğı hareket resminin (action- painting) kişiselliğine mey- dan okumuştur. Jackie Kennedy, James Dean, Mao, MickJagger, li- zaMineili,Man Ra\,Joseph Beuys Goethe, Lenin ve Be- ethoven gibi değişik çevre- lerin ikonları haline gelen kimliklerin portrelerini, fo- tografik ipek baskı tekni- ğiyle tuvale aktaran A. War- hol, 1987'de safra kesesin- den geçirdiği ameliyat so- nucunda öldüğünde, pop sa- nat'm gurusu ilan edilmişti. Collection 1 • Kültür Servisi - Üç ayda bir yayımlanan Collection dergisi dördüncü sayısı ile birinci yılını doldurdu. Dergide, Cem Mahruki ile koleksıyonculuk. Mert Sandalcı ile Max Fruchtennann \ e posta kartları üzerine söyleşisı ve Haluk Oral'ın Ingilız Kemal'in kimliği konulu araştırması yer ahyor. Koleksiyon tanıtımlan bölümünde ise Necıp Sanca'nm tespıhi, Aybala Necaj Yentürk'ün oyuncak, lzzet Kırbaş'ın telefon kartları, Şahın-Duygu DemireFin Izmır jetonlan ile Hılmı Nakipoğlu'nun fotoğraf makinelen müzesi ile ılgili bılgi ve belgeler bulunuyor. Bakan,filmçekmek için istifa etti • TAHRAN(AFP)- lran'ın Kültür Bakanı Seyfullah Dad'ın. kendi filmlerini çekebilmek için görevınden ıstifa eftiğı açıklandı. Reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'ye yakınlığıyla tanman 53 yaşındaki Dad'ın, Kültür Bakanlığı'na iki hafta önce istifa dilekçesini verdiği açıklandı. Tahran'da, eskı bakanın görevinden tutucu kesimin baskısı sebebiyle aynlmış olabileceği de yapılan yorumlar arasında. Bektronik kitap yapışması • ANKARA(ANKA)- Kâğıda basılmaya ihtiyaç duymayan. bir elektronik kitap okuyucusu \eya bir bilgisayar yardımıyla okunan elektronik kitaplar için. 'E-Kitap 2001' adlı bir yanşması düzenlendi. Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen 'Ödüllü Elektronik Kitap Yanşmasrnı Bilgı Yayınevı düzenledi. 'E-kitabın" Türk edebıyatı açısından belirginleştırilip düzeyli bir çızgide ilerlemesinı sağlamak amacıyla her yıl farklı dalda düzenlenecek olan yanşmanın bu yılki alanı "roman", ödülii tutarı da 2 milyar lira olarak belırlendi. Jazz dergisinin yeni sayısı • Kültür Servisi - Jazz dergisinin temmuz - ağustos ve eylül sayısı çıktı. Derginin bu sayısının kapağı Istanbul Caz Festıvali'nin konuğu saksafoncu Wayne Shorter'a ayrıldı. Serhan Yedig'ın söyleşisi. Shorter'ın klasik müzik alanındaki çalışmalannı ve Budizmın faydalarını da içeriyor. New Jazz Line Festivali kapsamında Istanbul'a gelen vıyolonsel ustası Vmcent Courtois, 41 yıl sonra yeniden Türk radyolanna dönen Arif Mardin, Richard Galliano ile yapılan renkli söyleşiler yer ahyor. Aynca Billy Hıggins. Roy Nathanson, John Lew is, Chris Potter - Gratitude'den oluşan derleme yazılar bulunuyor. BUGÜN • BEYOĞLU SİNEMASI'nda Onat Kutlar anısına yapılan şenlik kapsamında, Percy Adlon'un'BağdatCafe'" adlı filmi gösterilecek. (251 32 40) • RUMELİHİSARI nda saat 21 .OO'de Teoman'ın konseri ızlenebilir. (2164541555)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle