Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 2001 ÇARŞAI
14 J v U J - i l U J v kultur(a cumhuriyet.com.tr
Ünlü ozan, Stories From The City, Stories From The Sea adlı yeni albümünün tanıtımı için Açıkhava'da
PJ Harvey'in not deflerinden
PJ Harvey'in konseri bu akşam saat 21JO'da.
CUMHUR CANBAZOĞLU
Rock dünyasının zirvesindeki bir isim
daha Istanbul 'da ve bizim müziksever, lis-
tesindeki bir ismin daha iizerini çizmeye
hazırlanıyor. Doksanlarda art arda rafine
çıkışlanyla, giyimiyle kuşamıyla, söyle-
miyle, erkek egemenliğine karşı duran çiz-
gisiyle dünya miizik sahnesinde en öne otu-
ran PollyJean Harvey'in de festivaJe gelme-
siyle listede Pink Floyd, Mark Knopfler,
Tom VVaits, Leonard Cohen, U2 gibı ısım-
ler biraz daha yainız kalıyor.
P. J. Harvey, Kasım 2000 tarih-
li yeni albümü Stories From The
City, Stories From The Sea'nin
(Kentten Öyküler, Denizden Öy-
küler) tanıtım turnesi kapsamın-
da bu gece 21.30'da Açıkhava
Tiyatrosu'da sahneye çıkıyor.
Daha önce hiç yaşamadığı. bil-
mediğı en büyük Amerikan met-
ropolü New York'ta altı ayda
yazdıklannı koltuğunun altına "•""""""
sıkıştmp Ingiltere kıyılanna giden, burada
bir avuç müzisyenin katkısıyla parçaları
kaydeden Harvey'in albümünün ismi fızik-
sel ve düşünsel açıdan iki ayn mekânda
oluşmuş bir ürünü simgeliyor.
Konserin büyük bölümünde de bu 12 par-
çalık albümden ömekler verecek ünJü ozan;
aynca klasik repertuvannı izlerse, Dry al-
bümünden Hair. To Bring You My Love'dan
Send His Love To Me ve C'Mon Bflh/, Rid
Of Me'den Man Size, Is This Desire'dan
Angelene adlı parçalan da yorumlayacak.
Polly Jean'in anne ve babası 'eskf hippi-
lerden. Kentten kaçıp 600 nüfuslu Yeovil ad-
lı köye yerleşiyorlar. P. J. Harvey orada dün-
yaya geliyor. Eyde Pink Floyd'un parçala-
nyla büyüyor. Önce saksofon, ardından da
gitar çalıyor. 1991 'de birgrup kurarak Lond-
ra'da şansını denemeye karar veriyor ve şan-
sı yaver gidiyor. 1992 Martı'nda ilk albü-
mü 'Dry'ı çıkartjyor. Dry dünya çapında
büyük ılgi görüyor, ama ona yılın besteci-
si ve kadın yorumcusu unvanını veren Rol-
ling Stone dergisi haricinde basın o dönem-
depek tutmuyor P J.'yi. Bir dergide 'Cehen-
nemden Gelen Fahişe' başlığıyla bir eleşti-
• Polly Jean Harvey, doksanJarda art arda rafine
çıkışlanyla, giyimiyle kuşamıyla, söylemiyle, erkek
egemenliğine karşı duran çizgisiyle dünya müzik
sahnesinde en öne oturdu. Bizce yeni kuşak kadın
rockçılar arasında karakteriyle, cesur söylemi ve
özgün diliyle diğerlerinden hayli önde seyreden P. J.
Harvey gün geçtikçe zirvede yalmz kalıyor.
ri yazısı yayımlarunca büyük moral çökün-
tüsü içine giren P. J. köydekı evlerine dö-
nüyor. Iki ay elini gitara sürmeden yaşadık-
tan sonra yoğun bir çalışmaya giriyor ve
1993 'te Rid On Me'yi yayımhyor. tkinci al-
büm ses getinnce Rid On Me'deki sekiz
parçasının çıplak halıni ve beş yeni beste-
yi '4-TrackDenıos' adıyla aynı yılın sonun-
da piyasaya sürüyor.
Ardından 1995 'te To Bring You My Lo-
ve (Iki dalda Grammy'e aday gösterilmiş-
ti) adlı albümle eski punkçı kız, rockın pri-
madonnalığına soyunuyor? Aynı yıl, To
Bring You My Love albümünün yapımcı-
lanndan John Parish'le o dönem birlikte
yarattıklan parçalardan oluşan, dark kokan
DanceHaBAtLousePöintalbümünü yayım-
lıyor.
1998'de Is The Desire albümünde dört yıl-
dır aldığı şan derslennden kazandıklannı din-
leyenlerine aktaran, şarkılannda minik rol-
ler yüklendiği öyküler anlatan, bazen de
kendisıyle düet yapar gibi iki, üç sesi bera-
ber çıkartan Harvey, sonra Hal Hartiey'nin
Isa'nın yaşamını anlattığı The Book OfLi-
fe'da oyunculuk yapıyor. Is That All There
Is, Nickel Under The Foot ve SteJ-
la Does Trick filmlerine müzik ha-
zırlıyor. Kendi yazıp söylüyor par-
çalannı; ama bir Joni INIitcheU ya
da Suzanne Vega değıl; Sinead
O'Connor, Patti Smith, bıraz da
Diamanda Galas arası bir stili var.
Biraz cadı, aynı zamanda masum
bakışlı, rüya ile gerçek arasında
gidip gelen pes ve derin bir yorum.
_____ Bizce yeni kuşak kadm rockçı-
lararasında karakteriyle, cesur söy-
lemi ve özgün diliyle diğerlerinden hayli ön-
de seyreden P. J. Harvey gün geçtikçe zir-
vede yainız kalıyor. Buraya kadarherşey gü-
zel ve olumlu, ama can sıkan bir notu da ak-
tarmakta yarar var: PJ Harvey'in konserle-
rinden sonra Batı basınında çıkan irili ufak-
h eleştirilerde dikkatimızi bir nokta çekti;
Ingiliz ozanla sahnede çalan grubun yeter-
sizliğı. Eric Feldman (bas), Rob EUis (vur-
malılar ve klavyeler). MargaretFieJder'a (gi-
tar, viyolonsel) ağır eleştiriler yönelten mü-
zik basını aynca ozanın konserlerini kısa tut-
masını da saygısızlık olarak değerlendiriyor.
Umanz abartıyorlardır...
Nick Cave, günümüz MTV kültürünün hızında artıkbazı duygulann yaşanamadığına inanıyor
Hüznün saklanacağı yer kalmadı• "Kendimi esas olarak
besteci, şarkıcı, baba, eş ve
ogul olarak görüyorum. Asıl
odaklandığım konular bunlar.
Filozof oldugumu da hiç
sanrmyorum. Amacım
başkalarına bir şey öğretmek
değil. Çok az şey biliyorum.
Yazmamın nedeni daha iyi bir
insan olmaya çalışmak. Çünkii
yazmadığım zaman çok
çekilmez biri oluyorum."
KültürServisi - "Günümüzde hüz-
nün yaşanması için yeterli bir za-
nıanın ve mekânın ohnadığuu gö-
rüyoruz. Radyoyu açtığınızda hü-
zünlüparçalarduymuyorsunuz.As-
lında kinısc bir duygu hakkında bir
şeylerduymakistemiyor. Hüznün ne-
fesalacak mekânaihtiyaa \arthr.Gü-
nümüzün MTV
7
kültürünün hızm-
da artık hüznün saklanacağı fazla
bir yer kalmadı bence."
Pazartesi gecesi Cemil Topuzlu
Açıkhava Tiyatrosu, Nick Cave'in
sözünü ettiği mekânlardan biri ol-
du.
Ünlü ozan. Türkiye'ye ne yeni
yetme bir punkçı ne de dünyaya
karşı öfke dolu bir hırçınlıkta bir rock
yıldızı olarak geldi.
8. Uluslararası Istanbul Caz Fes-
; tivali kapsamında izlediğimiz Ca-
,' ve, kendi deyimiyle artık "yetişldn
müziği" yapıyor. Eski alışkanlıkJa-
nnın yerinı çok daha düzenli ve di-
! sıplinli bir yaşamın alışkanlıkJan
| almış. Sabah dokuzdan akşam altı-
• ya kadar piyanosuyla baş başa kal-
dığt ofisinde çaJışıyor ve ofisine
', eşi ve çocukJan dahil kimseyi sok-
:
muyor.
Grubu The Bad Seeds'le birlikte
yayımladığı 'No More Shall We
Part'
1
adlı albümünün dünya turne-
Kayıt yapmayı sevmiyor. Onu
asıl heyecanlandıran şarkı sözü yaz-
mak: "Sabah dokuzdan akşam al-
nya kadar ofisimde pivanonun ba-
şında çahşıyorum ve şarkı sözü ya-
zıyorum. Asıl sevdiğinı şey bu. Za-
ten müzikyapmamın asıl amacı da
bu. Kayıt yapmak benim için üdn-
cil bir şey."
Yalnızca iyi bir ınsan olmak için
yazdıgını belirtiyor:"Ben kendimi
esas olarak besteci, şarkıcı. baba, eş
ve oğul olarak görüyorum. Benim
asıi odaklandığım konular bunlar.
Filozofoldugumu da hiç zannetmi-
yonım. Benim amacım başkalan-
na bir şey öğretmek değil. Bir şey-
ler öğretebilecekkonumda oldugu-
mu da zannetmiyorum. Çok az şey
biliyorum. Yazmamın nedeni daha
iyi bir insan olmaya çalışmak. Çün-
kü yazmadığım zaman çok çekil-
mez bir insan olmonım. Sanmm be-
nim için bu kavranu anlayan ilk ka-
dın eşim oldu."
Elektronik müzik yerine ellerini kullanarak müzik yapmaktan hoşlanryor. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK)
si kapsamında Istanbul'a gelen
sanatçı, ilk albümü 'From Her To
Eternity'den bu yana geçen yirmi
yı] içinde pek çok şeyin değiştiği-
ni söylüyor. "From Her To Eter-
nftysyi yayımladığunızda nasıl bir
müzik yapmak istediğimiz hakkın-
da en ufak bir fikrimiz yoktu. Ar-
tık var. Bu oldukça büyük bir deği-
şiktik" diyor Cave.
'Siyasette şiirsellik yok'
ÖzellikJe son albümünde sık sık
geçen 'nurse/hemşire'nin kim oldu-
ğu konusunda gelen soruyu şöyle
yanıtlıyor: "Bendedoğrusutam ola-
rak bilmiyorum bu hemşirenin kim
olduğunu. Son albümümde devam-
h ondan bahsediliyor. Belki degüven-
liği, rahathğı temsil ediyor."
Onun şarkılan belki doğrudan si-
yasetle ilgili değil. Ama aşka, ya-
bancılaşmaya, dine, ölüme ve ya-
şama ilişkin sözleri siyasetin ne ka-
dar dışında olabilir ki?
Siyasette iJgilendiğini, siyaset-
ten anladığıru, hatta bu konuda kay-
gılandığını söylüyor. Ama siyase-
tin içinde bir şiirsellik bulmadığı-
nı belirtiyor. Bu yüzden belki doğ-
rudan bir siyaset yok Cave'in şar-
kılannda.
'No More Shall We Part'la 'The
Boarman's Call' arasında dört yıl-
lık bir zaman var. Cave, The Boat-
man's Call'dan sonra artık şarkı ya-
pamayacağını düşünmüş. "TheBo-
atman"s Call'dan sonra neredeyse4
yıl boyunca hiçbir albüm yayunla-
madık. Bunun iki yıh boyunca as-
lında canını hiç şarkı yazmak iste-
ınedi. hatta arnk yazamayacağum
düşünmeyc başladun. Ben buna
'The Boatman's Call'un laneti' di-
yorum. Bu dönemde ve daha son-
raki iki yılda da müziğidaha çok an-
lamava çalışnm."
Wûn VVenders ile fîhn yapacak
Film yönetmeyi de çok istediğini
belirten Cave. yeni bir senaryo yaz-
dığını ve bunun 80'li yıllann Avus-
turyası'nda geçtiğini söylüyor. Çe-
şitli film müzikleri üzerine çalışan
şarkıcı gelecek yıl da Wim Wen-
ders'le birlikte bir film yapmayı dü-
şünüyor.
Elektronik müziğe oldukça uzak
duran sanatçı, "Bu tür müziği çok
sevTyorum" diyor, ama kendisi böy-
Ie bir şey yapmayı düşünmüyor.
"Ellerimi kullanarak müzik yap-
mayı, pivanonun ruşlanna basmayı
seviyorum. Fiziksel olarak müzik
yapmaktan hoşlanıyorum. Bu ko-
nularda biraztutucuyum. Dola-
yBryiabügisryar-
la müzik
yapmaya-
cağun."
usta yorumcu Izleyenlere Türlclye'ye yeniden geleceği mesajını verdi
Kötü tohumla aşkın göğstuıe sığmdık
• Açıkhava Tiyatrosu 'nda uzun sıralar olu-
' şurken bırçok Nick C«ve hayranı da bilet bu-
, lamadan geri dönmek zorunda kaldı. Pek
çok kişı konsen dışardan izledi.
• Fotoğraf çekimine konserden beş daki-
; kaönce ikna olarak. izin verdi.
1
• Siyah dar takım elbisesiyle sahneye çı-
kan Cave. MurderBallads albümünden Stag-
gerLce'yle başladığı konserinin ilk dakika-
sından ıtibaren ızleyenJerini coşrurdu. Ünlü
rockçu ceketıni yalnızca ikinci biste çıkar-
dı. Konser boyunca üç kez 'Oh My Lord'u
sö)leyen sanatçı, 'And No More Shall We
Part'tan önceki albümlerinden de pek çok şar-
kı söyledi. The Bad Seeds'in özellikle davul
\e keman sololan dikkat çekti.
• 'Lover Song' adlı şarkının 'I put my
hand overher' sözlennde kendisine elini uza-
tan ön sıralardaki gençlerin elini tuttu.
• Konser boyunca sürekli sigara içen ün-
lü şarkıcı, kendisi için sahneye atılan sigara-
lardan birini de alıp içti.
• Sahnede oldukça enerjik bir performans
sergileyen Cave, ara sıra dapiyanosunun ba-
şına geçti.
• Güvenlikgörevlilerinin sahne önüne ge-
çen izleyicileri dışan atmaya çahşmasına
tepki gösterdi. izleyicileri sahne önüne da-
vet etti.
• İki kez bis yapan sanatçı, ikinci bıste pi-
yanosunun başına geçerek son albümünden
'Love Letter'ı söyledi. Izleyiciye veda eder-
ken "Birkaç yıJ içinde görüşmek üzere" de-
dı.
• Istanbul, turnesinin son ayağı ohnası ne-
deniyle basın toplantısında özellikle en uzun
konuşmalanndan birini yaptı.
• Kuliste kimseyle konuşma-
dı. VakıfçalışanlannagöreLou
Reed'e benzer kaprisler yap-
tı, belirli prensiplerini korudu.
• Albümü Türkiye'de bir ay
önce çıktığı için seyirci yeni
parçalanru bilmiyordu. Bu ne-
denle 15-20 yıllık parçalannı
istek olarak bağırarak belirten se-
yirciler. bu parçalara katıldı. Çok interaktif
sayılmazdı seyirci.
• Yalnızca bir televizyon kamerasına izin
verdi, konseri NTV çekti, diğer televizyon-
lara dağıttı.
• Kurumsal sponsor Garanti Bankası'nın
levhalannın sahnenin fonuna konulmasını
istemedi.
DEF1VE GOLGE*
TURGAY FİŞEKÇİ
YteshiAlmıetlerTapl
Kimi şairler vardır, ülkelerinin belirli bir dö
miriın simgesi olurlar.
Yaşadıkları dönem, yazdıkları şiir, döner
ruh hali örtüşüverir birbiriyle.
Ahmet Erhan da öyle oldu. Çoğu 1980 <
cesi dergilerde yayımlanmış, büyük çoğur
ğun dönemi yansıtan en iyi şiirler olduğunda l
leştiği ürünleri 1981'de Âlacakaranlıktaki Ü
adıyla kitaplaştığında şair-şiir ve dönemin bir
riyle örtüştüğü bir kez daha görüldü. Kitap p
peşe yeni basımlar yaptı.
Toplumsal ya da yazınsal bir yanılsama det
di bu.
Gerçekten de o yıllarda 20-22 yaşlarındc
Ahmet Erhan, dönemin gençliğinin yaşadığı o h
an ölümle, öldürülmeyle yüz yüze geçen o kc
ku dolu günleri, yoğun bir lirizmle de yoğurara
geniş soluklu güçlü bir şiir yaratmıştı.
Yaşanılan dönemin bütün insani fcoyutlann
şiire taşınmasıydı yaptığj. Umut da, umutsuzlı
da, ölüm korkusu da, başkaldın da, sevgi de, se'
gisizlik de hayattaki yerleri kadar yer bulmuşi
şiirde.
Bu şiirin kaynağı bir yandan hayatın kendis
öte yandan Yesenin'den Pavese'ye dek acıy
derinliğine batıp çıkmış yeryüzü şiirinin kalıtıyd
Ne ki Ahmet Erhan yalnızca "alacakaranl/k" şa
iri degildi. Insana, topluma, doğaya ve dünya
ya kapsayıcı bir bütünlükle bakabiliyordu.
Aynı dönemde 1979'da yazdığı Akdeniz Lirik
leri, ondaki lirizmin ne denli farklı alanlara yayı
labileceginı de gösterir.
Güneşin diktatörlüğü
sürüyor Akdeniz'de.
Yakıcı, beyne burgu burgu işleyen.
Bütün gün yollarda
kimseler yok.
Birbaşımayım. Yüzümyanık.
Akşam olunca
insanlar doluşuyor
o turuncu kahvelere.
Güneş çekiyor askerterini dünyadan.
Ama yıldızlar
gözcü kuleleri gibi * '
yanıp sönüyor gökyüzünde...
Aradan geçen yirmi yılda on iki şiir kitabı ya
yımlandı Ahmet Erhan'ın. Dünyaya bakan v<
onu yorumlayan birşairin yansımasıydı hepsi de
Geçen günlerde yayımlanan son kitabı Re
simli Ahmetler Tarihi'ne (Bilgi Yayınevi) baktım
Okuduğum şiirler bana ülkemin, insanlığınsor
yıllarından izler, duyarlıklar aktardı.
Üç kuşak/ık kişisel bir serüven -baba Ahmet
şair Ahmet Erhan ve oğlu Ahmet Deniz- ayn
zamanda ülkenin son elli yıllık geçmişi.
Kitabın öteki şiirlerinde de, şairin o dinmel
bilmeyen güçlü IJrizminin, ülkenin ve insanın ya-
kın yıllarıyla nasıl buluştuğu görülüyor.
"öküz" dergisinin temmuz sayısında yayım-
lanan Ahmet Erhan'ın son şiirinden şairin uzur
yıllardır yaşadığı Ankara'dan ayrılıp Istanbul'f
yerleştiği anlaşılıyor.
Son yirmi yılı Ahmet Erhan denli yoğunlukla şi-
ire taşıyabılen başka bir şaır var mı, bilmiyorum
Bildiğim, onun yaratı sürecinin sürmesinin
günümüz şiirinin türlü dalgalanmalar içindek
başıbozukluğunda güçlü bir deniz feneri işlev
göreceğidir.
Soderbergh'in Tpafik'i Küba'da
• HAVANA
(AFP)-'Trafik'
(Traffic) adlı
filmle 'en iyi
yardımcı erkek
oyuncu' dalında
Oscar kazanan
Benicio Del
Toro ve filmın
yönetmeni
Steven
Soderbergh. 8
Temmuz Pazar
günü filmin
prömiyerini
gerçekleştirmek
üzere
Havana'ya
gittiler. 18
Temmuz Çarşamba günü konuyla ilgili bir
basın toplantısı düzenleyecekleri açıklanan Del
Toro ve Soderbergh, Küba'da bulunduklan süre
içerisinde Küba kültürünü tanımaya çalışacak
ve Kübalı film yapımcılanyla görüşecekler.
Psikanaliz Yazıları
• Kültür Servisi - Bağlam Yayınlan tarafından
yayımlanan 'Psikanaliz Yazılan' adlı
kitap/derginin 2. sayısı çıktı. Yılda iki kez
yayunlanması planlanan 'Baharlık
Kitap Dizisi'nin her sayısında bir temel dosya
konusu yer alıyor. İlk sayıdaki dosyayı
Freud'un 'Düşlerin Yorumu' adlı
yapıtının yayımJanışının 100. yılı dolayısıyla
'E)üş ve Düşlerin Yorumu'na ayıran kitap, 2.
sayısında 'Psikanaliz ve Kadınlık'
temasını konu ediyor. Kitapta psikanalitik
incelemelerin yanı sıra Adalet Ağaoğlu ve
Cahit Uçuk'un da yazılan yer alıyor.
Bvis'in konsen verdiği salon
• NEW YORK (AA) - Rock'n Roll kralı EIvis
Presley'in 26 Haziran 1977'de son konserini
verdiği Indianapolis'teki 'Market Square
Arena' salonu, 8 Temmuz Pazar
günü yıkıldı. Uzman yıkıcılar, binaya
yerleştirdikleri patlayıcılan ateşJemeden önce
'Baylar bayanlar Elvis Presley binadan
aynlmıştır" anonsunu yaptılar. Yaklaşık 20
yı]dır kentteki en büyük konser ve spor
olaylanna sahne olan salon, son yıllarda kentin
en büyük basketbol ekibi Indiana Pacers'ın
başka yere taşınması üzerine gözden düşmüştü.
Elvis'in her ölüm yıldönümünde salonun
çevresinde mumlarla anma törenleri
düzenleyenJer yıkıma tepki gösterdiler.