13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 HA2İRAN 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA RTUK YASASI Cumhurbaşkanı, Meclis'te onaylanan RTÜK Yasası'nı, anayasaya aykın bulduğu için geri gönderdi Sezer'in iade gerekçesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbas- kanı Ahmet Necdet Sezer. RTÜK Yasası'nı Mec- lis'e iade ederken özetle şu gerekçeleri belirtti: Kanunsuz suç olmaz Yasada, yayın ılkelerine ilişkin maddede öngö- rülen yasaklara aykın eylemlerpara cezalan ile ce- zalandınlmaktadır. Ceza hukukunun temel ilkele- rinden olan "kanunsuz suç ve ceza olamayacağT kuralının bir gereği olarak ceza alanında yapılan düzenlemelerde yasaklann ve ceza gerektiren ey- lemJerin öğelerinin açık ve kuşkuya yer bırakma- yacak biçimde belirtilmesi zorunludur. Haber alma hakkı zedelenir Belirtilen ilkelere aykın yayın yapılması, yasa- nın 33. maddesi uyannca yüksek tutarlarda para ce- zalan uygulanmasını gerektinnektedir. Belirgin ve nesne! olmayan ilkelere uyulması zorunluluğu, ya- yın kuruluşlannda tedirginlik yaratacak, radyo ve televizyonlann doğru ve yansız yayın yapmalan, yurt ve dünya gerçekJerinin halka duyurulmasına engel oluşturacaktır. Böylece toplumun doğru ve yansız haber alma hakkı zedelenecektir. Aranan nltelikler eksik Eski yasada RTÜK üyeleri için aranan nitelik- lere yeni metinde yer verilmemiştir. Yeni metinde- ki "mesleki açıdan yeterü bügiye ve deneyime sahip olma" koşulunun. önceki metinde öngörülen nite- liklere göre yetersizliği açıktır. "Meslekj" bilgi ve deneyim. her zaman radyo ve televizyon yayıncı- lığı ile ilgili olmayabilecektir. Radyo ve televizyon yayıncılığı konusunda çok önemli görevler üstle- nen üst kurula seçilecek üyelerde, "basuuyayın,ile- tişim ve teknolojisi, kültür, din, eğirim ve hukuk" alanlannda birikimi olma niteliğinin aranmaması bir eksiklik olarak değerlendirilmiştir. Styasallasma riski var Üst kurul üyelerinden beşinin, TBMM Başkan- lık Divanı oluşum formülüne göre belirlenecek kontenjan doğrultusunda siyasi parti gruplannca önerileceği ve TBMM Genel Kurulu'nca seçilece- ği belirtilmiştir. Bu yöntemie yapılan seçimlerde, genellikle siyasi kimliği olanlann yeğlendiği bili- nen bir gerçektir. Denetim Sayıstay'a verllmeli »ı$ Üst kurulun, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun (YDK) denetimine bağlı olduğu belir- tilmiştir. Eski yasanın 5. maddesinde, RTÜK'ün ka- mu tüzelkişiliğine sahip, özerk ve yansız bir kurul olduğu vurgulanmıştır. Özerk ve yansız bir kamu tüzelkişiliğinin Başbakanlık'a bağlı YDK'ce de- netlenmesi, "tarafsıdık'' niteliği ile bağdaşmamak- tadır. Üst kurulun denetlenmesi görev ve yetkisi- nin. Sayıştay'a verilmesi. üst kurulun "özerk veta- rafstz" yapısına daha uygun düşecektir. para cezasında keyfllik uyarısı Üst kurulun gelirleri arasında gösterilen idari pa- ra cezalan, üst kurulca verilen para cezalandır. Bu durum. üst kunılun idari para cezası verirken yan- lı ve keyfi davranabileceği kuşkusuna neden ola- bilecektir. Para cezalannın çok yüksek tutarlarda olması ve alt-üst sınırlan arasındaki genişlik, bu kuşkuyu daha da arttıracaktır. Bu nedenle, idari pa- ra cezalannın üst kurulun gelirleri arasından çıka- nlarak Hazine'ye bırakılması uygun olacaktır. Yeni bir fon, hükümetin ekonomik programına aykın Üst kurulun gelir fazlasının, yıl sonunda, Kül- tür Bakanlığı adına bir kamu bankasında açılacak hesaba aktanlacağı belirtilerek yeni bir fon yara- tılmaktadır. Kamu giderlerinin disipline edilebil- mesi ve giderhesaplannın saghkJı tutulabilmesi, ül- kemizin büyük sorunu olan enflasyonla savaşımda önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle, ekonomik programda, bütçe disip- lini dışında yaygın bir uygulama alanı bulan fon yönteminin sona erdirilmesi öngörülmüş ve fonla- nn tasfıyesi için yasa çalışmasına hız verilmiştir. Bu aşamada yeni bir fon yaratılmasının ekonomik programla bağdaşmayacağı göz önünde bulundu- rularak, üst kurulun yıllık gelir fazlasının Hazi- ne'ye aktanlmasının uygun olacağı değerlendiril- mektedir. Para cezaları yüksek Radyo ve televizyonlar için öngörülen para ce- zalannın tutarlan özellikle bölgesel ve yerel yayın yapan kuruluş yönünden son derece yüksektir. Üst Kurul'un aynca üç aya kadar gelir getirici yayın ya- sağı uygulaması durumunda, pek çok radyo ve te- levizyon kuruluşu, altından kalkılamaz parasal so- runlar nedeniyle yayınına son vermek zorunda ka- lacaktır. Yasada öngörülen para cezasının alt ve üst sınırlan arasında takdire bırakılan alanın tutar ola- rak genişliği, uygulamada, yorum ve değerlendir- me farklıhklanna dayalı olarak eşitsizlik, çelişki ve haksızlık yaratabilecek ve keyfiliğe yol açabile- cektir. Yargıcın takdir hakkı sınırlanıyor Tazminat talebinin haklı görülmesi durumunda tazminat tutarının, 10 milyar liradan az olmamak koşuluyla fiilin ağırlık derecesine göre belirlene- ceği; bu maddeye göre açılacak manevi tazminat davalannda yargıcın uygunluk (tensip) karan ile birlikte bilirkişiyi de atayacağı belirtilmiştir. Hü- küm altına alınacak tazminatın alt sının yasa ile be- lirlenmiş; böylece. yargtcın takdir hakkı sınırlan- dınlmış. hatta tümüyle ortadan kaldınlmıştır. C umhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kamuoyunda RTÜK Yasası olarak bilinen yasanın "kamu yaranyla bağdaşmayan, demokratik geleneklere, temel hak ve özgürlüklere, hukuka ve anayasal ilkelere uygun düşmeyen kurallar içerdiğini" belirterek yayımlamayı uygun görmediğini bildirdi. Sezer, iade gerekçesinde, üye seçimi, Üst Kurul'un Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'na bağlanması, para cezası ile bu cezalann uygulanmasını gerektiren eylemler arasındaki oransızhk, cezalann alt ve üst limitleri arasındaki dengesiz farklılık. izlenme oranı, tekelleşme ve internet yayımcılığı gibi konulara yer verdi. Haksız zenginle$me doğar Türk Hukuku'nda, özel hukuk alanındaki taz- minat davalanna yasakoyucunun kanşması ve alt sının beJirlemesi yolunda bir uygulama yerleşme- miştir. Bu tür alt sınır tutannı belirlemek ceza hu- kukuna özgü bir uygulamadır. Özel hukuk alanın- daki bu tür uygulamalar, zarar gören kişinin iste- mini aşan ve haksız zenginleşmesine neden olan bir tür ceza yaptınmı niteliğine büründürecektir. BMrkisi yargıcı bağlamaz Tazminat davalannda yargıca bilirkişi atama zo- runluluğu getirilmektedir. Oysa, teknik bir konuda da olsa, bilirkişilerin görüşü yargıcı bağlamamak- tadır. Bu fıkra kuralı genel hukuk ilkeleriyle bağ- daşmamaktadır. Sorun yaratacak çelişkller var Yeni düzenlemeler ile sahip oldukJan televizyon kanallan ya da radyolann yıllık ortalama izlenme olanağı ve ölçüsüz para cezalan uygulaması ile görsel ve işitsel medya alanında tekellerin oluşma- sı kaçınılmaz olacaktır. Anayasa'nın 167. madde- sinde, devletin, para, kredi, sermaye, mal ve hiz- met piyasalannın sagiıkJı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici önlemleri alacağı, piyasalar- da fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önleyeceği belirtilmiştir. Yasayla yapılan düzenlemelerle görsel ve işitsel medya alanında tekelleşme ve kartelleşmenin ön- lenmesi olanaksızdır. Medya haksızlık yaratacak güce ula$»r Yasadaki düzenlemeler, tekelleşme ve kartel- leşmeyi önlemek bir yana dolaylı olarak olanakJı kılacak niteliktedir. Gerçi, televizyon ya da radyo kuruluşunun yıllık ortalama izlenme oranının yüz- de 20'yi geçmesi durumuna bağlı olarak bir smır- lama getirilmiştir; ancak. bu oranın yüksek tutul- ması ve hiçbir televizyon ya da radyo kanalının bu izlenme oranına ulaşamayacağı gerçeği karşısmda, bu sınırlamanın tekelleşme ve kartelleşmeyi önle- basın özgürlüğü ile donatılan medyanm sorumlu- luk bilinciyle hareket etmesi gereklidir. Tefcellesen medya tehlikeli Tekelleşerek. sorumluluk bilincinden uzaklaşa- cak bir medya, her sorumsuz güç gibi er geç ama- cından sapabilir ve toplum yaşamını, ulusal güven- liği tehlikeye sokan bir güç durumuna gelebilir. Bunu önlemek de devletin görevidir. Bu nedenle. görsel ya da işitsel medyada tekel ya da kartel oluş- turulmasını önleyebilecek içerikte bulunmayan dü- zenlemeler, Anayasa'nın tekelleşme ve kartelleş- meyi yasaklayan 167. maddesiyle; 172. maddesin- de anlatımını bulan tüketiciyi koruma ilkesiyle ve basın özgürlüğü kapsamında bulunan haber alma ve verme özgürlüğü ile bağdaşmamaktadır. Borsada işlem oyunları yapılablllr Bir gerçek ya da tüzel kişiye ya da sermaye gru- buna bir radyo-telev izyon kuruluşunun tümüne ya da birden çok radyo-telev izyon kuruluşuna sahip Para cezalan ve tekeüeşme tehlikesi Para cezalan tekeileşmeyl peklstirlr Para cezalannın tutarlannın çok yüksek olduğu açıktır. Yasayla dü- zenlenen para cezalan, belli serma- ye gruplannın elınde olmayan ulusal ve özellikle yerel ve bölgesel tele- vizyon, radyo ve basın kuruluşlan için amaç-araç orantısını gözetme- yen boyuttadır. Cezalann caydıncı nitelikte olması, ancak televizyon, radyo ve basın kuruluşlannın yaşam şansını ellerinden almaması gerek- mektedir. Demokratik hukuk devle- tinde, gûdülen amaç ne olursa olsun, sınıriamalar özgüriüğünün kuilanıl- masını ölçüsüz biçimde ortadan kal- dıracak düzeyde olamaz. Anayasa Mahkemesi'nin çeşitli kararlannda da belirrildiği gibi, bir sınırlama ku- ralının demokratik toplum düzeni- nin gereklerine uygun olabilmesi için "öiçüluJük" ilkesinin gözetifme- si, amaç ve sınırlama "oranusının" korunması gerekmektedir. Para cezalan basın organları kapattırır Para cezalannın, anayasamn 28. maddesinde sözü edilen basın özgür- lüğü yönünden son derece agır nite- lik taşıdığı kuşkusuzdur. Ulusal, böl- gesel ve yerel çerçevede hizmet ve- ren bir çok görsel. işitsel ya da yazı- h medya kuruluşlannın kapanması- na neden olacak tutarlardaki para ce- zalannı haklı bir nedene dayandır- mak ve demokratik toplum düzeni- nin gerekleriyle ve hukuk devleti il- kesiylebağdaştırmak olanaklı değil- dir. Aynca, para cezalannın alt ve üst sınırlan arasındaki genişlik, takdir hakkmın kullanılmasında haksızlığa neden olabilecek boyuttadır. Yasa UP'yfe çelişlyor Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer'm iade gerekçesi 16 sayfetuttu. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik süreci içinde kısa ve orta erimdegerçekleştirilmesi öngörülen çalışmalann genel çerçevesini çizen ve yönlendirici nitelik taşıyan Ulu- sal Program'da, basuı özgüriüğünün geliştirilmesi için anayasal ve yasal güvencelerin güçlendirilmesi plan- lanırken; çok yüksek para cezalany- la görsel. işitsel ve yazılı medya ku- ruluşlannın görev yapamaz duruma getirilmesi amaca uygun düşmeye- cektir. Cezalar ttdenemez Para cezalan 1 milyon üa 50 mil- yon katarasındayükselrilrnişrir. Böy- lece, yasaklanan eylemlere aykın davranışlar için öngörülen para ce- zalan çok büyük oranlarda artınlmış ve ödenemez duruma getirilmişrir. Bu değişikliklerden önce, Basm Ya- sası'nda para cezalannın hiçbir yap- tınm gücû kalmadığı bir gerçektir. Ancak, yapılan değişiklikle cezalar 50 milyon kata kadar yükseltilmiştir. Iki gazeteyi gününde cumhuriyet sav- cıbğına ve veya mülki amirliğe tes- lim etmeyen "tabfye 100 milyar li- raya kadar agır para cezası öngörül- müştür. Hukukumuzda, hiçbir dö- nemde bu tür suçlar için böylesine ağır para cezalan öngörülmemiştir. Demokratik bir toplumda, basına ilişkin kimi biçimsel yükümlülükle- rin yerine getirilmemesi ya da yerine getirilmekte gecikihnesi basın kuru- luşunun yayından çekilmesi sonucu- nu doğuracak yaprınmlara layık gö- rülmemelidir. Basın Yasası'nda ya- pılan bu değişiklikler, öngörülen pa- ra cezalan nedeniyle haber, dûşünce ve kanaatlerin özgürce yayınlanma- sını ve basın işletmelerinin yaşamını sürdürmesini engelleyecekör. Bu ce- zalaria, basuı sektörünün krize sürük- lenmesi ve sermaye birikimleri smır- h gazetelerin yayın yaşamından çekilmesi, böylece basında tekelleş- menin gerçekleşmesi kaçınılmazdır. ve dinlenme oranı yüzde 20'yi geçememek koşu- luyla bir gerçek ya da tüzel kişi ya da sermaye gru- buna, bir ya da birden fazla televizyon ya da radyo kuruluşunun tümüne ya da bir kısmına sahip ola- bilme; televizyon ya da radyo kuruluşu sahipleri- ne kamu ihalelerine girebilme ve menkul kıymet- ler borsalannda işlem yapabilme; olanağı sağlan- maktadır. 13. maddenin (d) bendinde. "izlenme oranı" ölçütünün getirilmesine karşın, (e) bendin- de hem "iztenme payı", hem de "iztenme oranı" öl- çütünün getirilmesi. bentler arasuıda ve (e) bendi- nin kendi içinde çelişkili bir durum yaratmaktadır. Sınır uygulanabilir değil Bir televizyon kanalı ya da radyo yayını için ge- tirilen yüzde 20 yıllık ortalama izlenme ya da din- lenme oranı. kuramsal olarak olanaklı bulunsa da uygulamada ulaşılması çok güç bir orandır. Yapı- lan araştırmalar. Türkiye'de en yüksek izlenme ora- nının yüzde 14-16 dolayında olduğunu ve bu ora- na da yalnızca bir yayuı kuruluşunun ulaştığını or- taya koymaktadır. Tekelleşmeyi önlemek devletin anayasal görevi Yasadaki düzenlemeler, özellikle büyük serma- ye gruplannın televizyon ve radyoculuk alanında tekelleşmelerine olanak yaratacak içeriktedir. Ser- mayenin belli kişi ya da gruplann elinde toplanmış olduğu gerçeği, bu kişi ya da grubun, çok sayıda televizyon ve radyo kuruluşunu sahiplenebilme mesi olanaklı görülmemektedir. Tekellesen ya da kartelleşen görsel ve işitsel medya, bir yandan eko- nomik alanda haksızlık yaratabilecek bir güce ula- şırken. öte yandan da haber alma özgürlüğünü kı- sıtlayabilecektir. Haber alma hakkı tanımı Basın özgürlüğü, düşünce ve kanaat özgürlüğü- nü tamamlayan ve onun kullanılmasmı sağlayan bir özgürlüktür. Düşünce özgürlüğü, düşüncelerin öz- gürce açıklanması yanında bunlann yayılması ve öğrenilmesi özgürlüğünü de içerir. Bu nedenle, ba- sın özgürlüğünün, okuyuculann, izleyicilerin ya da dinleyicilerin haber alma ve görüşleri öğrenme olanağuıdan yoksun kalmalan yönünden de değer- lendirilmesi gerekir. Haber alma ve verme hakkı ya da haberlere ulaşma özgürlüğü, izleyici ya da din- leyicinin bireysel hakkı olarak düşünületnez ve dü- zenlenemez. Bunlar, izleyicilerin ve dinleyicilerin kolektif hak ve özgürlükleridir. Basın özgürlüğü özel güçlere karşı da korunmalı Basın özgürlüğü, kamu güçleri karşısında oldu- ğu kadar özel güçlere karşı da korunmalıdır. Bu bağlamda, medya tekelinin oluşmasına karşı ger- çek sınırlamalar koymak. medyanın çoğulculuğu- nu koruyucu önlemler almak devlete düşen bir ödevdir. Bağımsız ve tarafsız yayıncılığın sürdürü- lebilmesi için alınacak önlemler de bu ödev kapsa- mındadır. Sosyal görevini yerine getirebilmesi için olabilme olanağının yaratılmasının yanı sıra, bu kişi ya da sermaye grubuna kamu ihalelerine gire- bilme ve menkul kıymetler borsalannda işlem ya- pabilme hakkının verilmesi. medya gücünün kul- İanılarak ihalelerde haksız rekabete. borsada çeşit- li işlem oyunlan yapılmasma neden olabilecektir. Her ne kadar, yayın ilkelerine ilişkin maddede so- yut bazı önlemler öngörülüyorsa da bu soyut anla- tımlı ilkelerin, kamu ihalelerinde yaratılabilecek haksız rekabeti ve borsa işlemlerinde oynanacak oyunlan engellemesi zor görünmektedir. Medya bireysel çıkarlara hizmet eder Aynca, düzenlemelerin karşıt kavTamından, ya- yın kuruluşlannın "haklı çıkarian" destekleyici içerikte yayın yapabileceği sonucuna vanlmakta- dır. Konuya yayuı kuruluşlannın kamu ihalelerine giren sahipleri yönünden bakıldığında, bu tür des- tekleyici yayınlann "hakh çıkan" savunduğu ko- laylıkla öne sürülebilecektir. Böylece. bir kamu hizmeti olan medyanın bireysel çıkarlara hizmet edecek ricari nitelik kazanmasının önündeki tüm engeller kaldınlmıştır. Medya devlete karşı taahhüde girmemell Dünyada medya-serbest piyasa ilişkilerinin de- mokrasiler için yozlaştıncı tehlike ve tehditlerin- den söz edilmektedir. Ülkemizde olduğu gibi he- nüz demokrasisi yeterince gelişmemış, sağlam te- mellere oturmamış, özelleştirmesini tamamlaya- mamış ülkelerde medyanın devlete karşı taahhüde girmemesi yaşamsal önem taşıyan bir ilke olarak görülmektedir. Devletle ricari ilişkilere giren med- ya sahiplerinin. siyasal iktidar lehine yayın yapa- rak ya da tam tersine baskı oluşturarak kamu iha- lelerini alma avantajını sağlayabileceği kuşkusu. yukanda sözü edilen ilkenin korunmasının ne ka- dar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Medya qücü kfttüye kullanılablllr Serbest piyasa ekonomisinın en büyük özelliği rekabet ortammın yaratılmasıdır. Birçok radyo \e televizyon kuruluşuna sahip olan kişi ya da serma- ye grubuna kamu ihalelerine girebilme hakkının ta- nınması bu özellikle de bağdaşmamaktadır. Gör- sel ve işitsel medyanın kamuoyunu etkileme gücü, dolayısıyla bu gücün kötüye kullanılması olasılı- ğının yüksekliği, Batı'lı ülkelerde medya sahipli- ğinin diğer iş alanlanndan aynlmasına, bu aynmı sağlayacak önlemler alınmasına neden olmuştur. internetln özel yasası olmalı internet yayıncılığının en baskın yönü, düşün- ceyi açıklama ve-yayma özgürlüğünün, özgün ka- naat oluşumunun günümüzdeki en etkin kullanım alanı olmasıdır. internet ortamındaki ya>ıncıhkta; hukukun üstün kılınması, kışilik haklannın korun- ması ve bunun yanında da yayın yoluyla düşünce ve ifade özgürlüğü gibi duyarlı alanlann dengelen- mesi sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlar ancak. ifade özgürlüğü esas alınarak ve yayınlar üzerin- deki denetim yargıya bırakılarak sağîanabilir. Do- layısıyla, internet yayıncılığına ilişkin ilkelerin ve öteki düzenlemelerin özel bir yasa ile yapılması en doğru yol olacaktır. Bu yola gidilmeyerek, yayın- lann düzenlenmesinin tümüyle kamu otoritelerinin takdirine bırakılması internet yayıncılığının özel- liği ile bağdaşmamaktadır. Yaptırım onur kırıcı olablllr Üst Kurul'un. öngördüğü yükümlülükleri yeri- ne getirmeyen özel radyo ve telev izyon kuruluşla- nna yapacağı uyannın içeriği konusunda bir açık- lığa, özür dileme konusunun aynntılanna yer ve- rilmemiştir. Bu belirsizlik, uygulanan yaptınmm onur kıncı ve teşhir edici bir özeljik taşımasına ne- den olabilecektir. Fıkraya göre, Üst Kurul'un özür istemine uyulmaması durumunda programın yayı- nı bir ile on iki kez arasında durdurulabileceği gi- bi, bu süre içinde programın yapımcı ve sunucusu hiçbir ad altında başka program yapamayacaktır. Katkısı, başkalannca hazırlanmış birprogramı sun- maktan ibaret olan sunucu hakkında böyle biryap- tınm öngörülmesi haksız uygulamalara yol açacak niteliktedir. Bu düzenlemelerle. idari nitelikteki bir üst kurula basın ve haber alma özgürlüğünü sınır- layıcı yetkiler verilmekte, yargı alanına giren ko- nularda idare yetkili kılınmaktadır. Uygulamalar anayasayla bağdasmıyor Idare, düzenleme ve denetleme alanındaki ko- nularda, kamu düzeni, genel güvenlik, kamu yara- n, genel ahlak, genel sağlık, ekonomik ve sosyal ilişkilenn düzenli yürütülmesini sağlama gibi amaçlarla idari para cezası uygulama ya da kişi öz- gürlüğünü kısıtlayıcı yaptınmlar dışında çeşitli ya- saklar koyma yetkisine sahiptır. Ancak, düşünceyi açıklama ve yayma, basuı ve haber alma gibi temel hak ve özgürlükler söz konusu olduğunda, idare- nin yetkisinin anayasamn bu kavramlara yaklaşı- mı içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Anaya- samn 26. maddesinin son fikrasında. "Haber ve düşünceleri yavma araçiannın kullanılmasma iliş- kin düzenleyici hükümler, bunlann yayınını engel- lememek kâydnia, düşünceyi açıklama ve yayma hürrivetinin suurlanması savilnıaz'*; 28. maddesi- nin üçüncü fıkrastnda da. "Devlet, basın \e haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbuieri ahr" de- niLmektedir. Aynı doğrultuda bir kural, tüm özgür- lükler için anayasanın 5. maddesinde yer almakta- dır. Aynca, anayasamn 29. maddesinin üçüncü fik- rasında, yasanın, haber, düşünce ve kanaatlerin öz- gürce yayınlanmasını engelleyici ya da zorlaştın- cı koşullar koyamayacağı; 30. maddesinde de, ba- sın işletmelerinin. devlet bütünlüğüne yönelik ba- zı suçlar dışında işletilmekten alıkonulamayacağı öngörülmektedir.Bu kurallar, genelde yazılı bası- na yönelik olmakla birlikte, amaç basın işletmele- rini korumak olmayıp. düşünceyi yayma ve haber alma özgürlüklerinin güvence altınaalınması oldu- ğuna göre. aynı ilkelerin görsel ve işitsel medya için de geçerli olması ve idareye, bu araçlann kullanıl- masmı engellemeye varan nitelikte önlemler alma yetkisi verilmesinden olabüdiğince kaçuulması ge- rekir. Eylemle önlem arasında denge yok 16. maddeye göre, yapılan uyan üzerine özür di- lemeyen radyo ve televizyon kanalının ihlale konu olanyayuıı 1 ile 12 kez arasında durdurulabilecek; aykınlığın yinelenmesi durumunda, Ceza Yasa- sı'nın öngördüğü üst smınn da çok ötesinde, 375 milyar liraya ulaşan para cezası verilebilecek; ya- yınlar bir yıla kadar ya da süresiz durdurulabilecek ya da yayın izni iptal edilebilecektir. Böylece, ey- lemle önlem arasında bulunması gereken adil den- ge bozulmuş, yarjtınm bir baskı öğesi durumuna gelmiş olacaktır. Ustelik bu yaptınmlar idari bir üst kurulun takdirine bırakılmıştır. TBMM'ye iade Yukanda önemli görülen kimi maddelerine iliş- kin açıklanan gerekçelerle kamu yaran ile bağdaş- mayan, demokratik geleneklere, temel hak ve öz- gürlüklere, hukuka ve anayasal ilkelere uygun düş- meyen kurallar içeren yasanın yayımlanması uygun görülmeyerek TBMM'ye bir daha görüşülmek üzere geri gönderilmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle