Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 2001 SALI
14 KULTUR kultur(Ş cumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN
Renlderle oynayan bir sanatçıÇiğdem (Sehşık) Onat ve yazar
Arthur Laurents'le birlikte oturu-
yoruz. Çeşitli Amerikan gazetele-
rinde ve dergilerde çıkmış olan eleş-
tirilere göz gezdiriyorum. Hepsi de
sanki sözleşmiş gibi Çiğdem Onat'ı
göklere çıkartıyor. Sevgili Çiğ-
dem'in Nevv Jersey'de George Stre-
et Playhouse'da nisan-mayıs ayla-
nnda oynayan "Claudia Lazlo" ad-
lı oyundaki başansı için yazılan bu
övgülen okumak heyecanlandın-
yorbeni... "Claudia Lazlo" 81 ya-
şındaki iinlü Amerikalı oyun yaza-
n Arthur Laurents' in şimdilik son
eseri. Şimdilik, çünkü geçen yıl yı-
ne Laurents imzasını taşıyan "The
Tune of the Cuckoo"da (fılm ver-
siyonu "Summertime") yardımcı
rolde sergilediği üstün performans-
la adeta oyunu çalan ve önemli bir
ödül alan, bu yıl da "Claudia Laz-
to"da başrol(ler)de müthiş bir ba-
şan elde eden Çiğdem için yeni bir
oyun yazma hazırlıklan içinde La-
urents. "Home ofthe Brave", "Sum-
mertime", "Do I Hear a \Valtz",
"Gypsy", "Anyone Can VVhistie",
"VVestSideStory" Laurents adınm
çağrıştırdığı oyunlar, müzikaller ve
filmlerden sadece birkaçı. Bu arada,
"Claudia Lazto"nun önümüzdeki se-
zon Londra'da da sahneleneceğinden
söz ediyor yazar. Başrol için Vannes-
sa Redgrave düşünülüyormuş. Ame-
rika'da Çiğdem Onat, Londra'da Van-
nessa Redgrave... Eğer gerçekleşirse
hoş bir buluşma, düzeyli bir yanşma
olacak kuşkusuz.
Eleştiriler ve Çiğdem Onat
Arthur Laurents'e ülkesinde oyun
yazarlığının ne durumda olduğunu
soru> orum. Yazar sorunundan çok ye-
ni yazılmış bir oyunun hayatta kala-
bilme serüveninin zorluğuna değüıi-
yor verdiği yanıtta. "Bir oyun önce
New Yörkdışuıda oynanır. Sonra Nevv
Vörk'a gelir veeğer The New York Ti-
mes, o oyuna ' iyi' derse mıın da, ya-
zan da yaşama hakkını kazannuş de-
yunculuk çok zor bir sanat.
Araştırma ve sabır isteyen bir sanat.
Araştırmanın bittiği noktada oyunculuk
da biter.'
tnektir.' Kötü' derseo yazann yaşama
hakkı etinden ahnmtşor.' lyi' oyuna ge-
nelde Hollywood yoİu açılır ki bu da
bence bir anlamda yazann ölümü de-
mektir. çünkü işin içine büyük para-
lar girer ve o yazar bir anda tiyatro ile
olan sıcak ve anlamlı ilişkisini kaybe-
debilir." tkı ucu keskin bir kılıç yeni
dünyadaayaktakalabilmek. Laurents,
"Ben tiyatro ile olan hassas denge>i
bozmamak.bunazikilişki\iyoketme-
mek için çok direndim ve başanlı da
oldum. Bugün de tiyatro ile iç içeyim.
Çünkü hcr şeyden önce tiyatro sanaû
gelir benim için" dıyor.
The Nevv York Times olgusuna ge-
ri dönüyorum. Orada yazan bir eleş-
tirmenin konumuna değinmek istiyo-
rum. Laurents göre: "Bu gazetede üç
dört tane ekştirmen vardır. Güçlüdür-
ler. Herkes bunlaruı kalemlerinden
dökülecek övgüleri ve yergileri bekler.
Onlardaki bu inanılmaz güç tabü ki bu
gazetede yazıyor olmalanndan kay-
naklamyor.*1
Bıraz, tavuk mu yumur-
tadan, yumurta mı tavuktan hikâyesi...
Çiğdem Onat da "Bu ashnda çok ür-
kütücü bir durunT dıyor: "Bazen se-
nin yapmak istediğinden daha farklı
yorumlanda olabiliyor bueleştirmen-
lerin, ama bir anlamda, sen, The New
York Times ne derse osun! Kafkavâ-
ri bir ola> sankL"
Söz, ne onunla ne de onsuz olama-
dığımız eleştiri ve eleştirmenden açı-
lınca. ben de büyuk bir keyıfle Çiğdem
için yazılanlan okuvorum. Bir eleşti-
ri 'prinıadonnalararasındaprima' dı-
yor. Bir diğen, "Türkoyuncu Çiğdem
Onat ayakta allaşlandi— Sahneye gir-
diği andan itibaren bütüngözkr ve ku-
laklar. ona çevrildi ve bu durum perde
kapanıncava kadar de% am etti. Onu iz-
lemek müthiş bir zevk" diyor. Işte bir
başkası "LnlüoyuncuÇiğdenıOnattek
kelimeyle büyüleyici" ve de bir diğeri:
"Çok güzel bir kaduı ve bu güzeDikyfl-
zündeki güçlü ifadeden kaynaklaıuyor.
Sanki Marlene Dietrich'den bir esinti
de taşryor. Mendilini burnuna götürü-
şü. koltuğunda oturuştara farkh birza-
rafetyansrtıyor.J' "Claudia Lazlo" için
bir anlamda "küçük dağian ben ya-
ratnm" diyen The Nevv York Times'da
ikı ayn eleştiri çıkması da oyunun ve
sanatçımızın başarısını perçinliyor kuş-
kusuz. Zaten yine aynı gazeteden bir
üçiincü eleştirmen de Laurents'e tele-
fonda, oyuna Broadvvay yolunun açıl-
dığını söylemiş. Eleştirilerden bin (6
Mayıs 2001), oyunda iki rolü bırden
omuzlamış olan (Claudia Lazlo ve Ma-
delaine Gray) Çiğdem Onat'ı "Mız-
raksızbir Brünhilde, hançersiz birTos-
ca" olarak tanımlıyor. "Onun cepha-
nesi içindeki büyüleyici ateş, sesindcki
güç" diyerek devam ediyor; "Çiğdem
Onat kural tanımaz bir tutkuyla oynu-
yor" Yine The Nevv York Times'dan bir
İlk kez düzenlenen ve 24 Haziran'a dek sürecek olan etkinliğe katılan 33 yazar arasında Orhan Pamuk da var
Berlin'de Edebiyat Şeıdiği
başka yazı (18 Mayıs 2001): "Çiğdem
Onat Türkhe'den Amerika'ya uzanan
sanatyaşamında Medea'dan Lady Mac-
beth'e kadar pekçokrolün üstesinden
gelmiş bir oyuneu. Oaudia Lazlo/Ma-
deline Gray rollerinde de tam bir güç-
ler dengesi yakalamış. Onat, kendisin-
den hep üçüncü şahıs olarak söz eden
bu güçlü divave çevresindekileri bakış-
lanyla yönetenotoriteroyuneu rollerin-
de muhteşem."
Oyunculuk sanaü üstüne
Peki, bütün bunlara sanatçı ne di-
yor. Çiğdem, kolej günlerinden hatır-
ladığım hep o zarif ve sakın tavnyla
anlatıyor.
ÇİGDEMONAT - A2 önce Art-
hur'un da değindiği gibi. bu oyun
ırkçılık karşıtı bir oyun, ama burada
hikâyeden çok ilişkiler önemli. Dav-
ranış biçimleri önemli. güç olgusu-
nun tartışılması temel hareket nokta-
lanndan biri. Claudia Lazlo ünlü ve
de 0 denli güçlü bir opera sanatçısı,
ama bir Nazi. Gerçekten Nazi mi,
değil mi? Lazlo, sanatını icra etmek
için ödün vermek durumunda kaldı-
ğını söyler, ama bu doğru bir savu-
nu mudur? Sanata yönelik, kişilik.
arayışına yönelik tartışmalarla zen-
ginleşen zor bir oyun "Claudia Laz-
lo''. Oyunda Lazlo'yu canlandıracak
olan Madeline Gray de aslında büyük
bir sanatçı. Çok iddialı, birlikte çalı-
şılması müthiş zor bir kadın. Karma-
şıkbiryapıyasahip. Beni biliyorsun,
bir rolü yorumlarken karakter yapı-
sım önemli nedenlere dayandırmam
gerek. Altyapı üzerinde çok duru-
rum. Bu nedenle de özellikle Made-
line'de çok zorlandım, çünkü onu sa-
dece kaprisli bir sanatçı olarak gör-
mek istemedim. O kadının derinlik-
lerine vnmem gerekti.
- Bir role hazırlanırken nasıl bir ça-
hşma yöntemi iztiyorsun? Çalışmala-
nnda eğftmenüğinin katkılan ne yön-
deoldu?
ONAT-18 yaşımdan beri eleme sis-
temini uygulardım kendime. yani sü-
rekli "BÖyleoyTiamakistemrvorum'',
"Bunu yapmak istemiyo-
rum" diyerek gittim. So-
nunda hoca olmaya karar
GtlNER\t?REKLİK
BERLİN- UlusJararası Yazar-
lar Birliği PEN Başkanı Mek-
sikalı Homero Aridjisile Belg-
rad doğumlu ABD'li şair ve ve
Nobel ödülü adayı Charles Si-
mic'ın katıhmıyla geçen per-
şembe akşamı Berlin'de 'Irtus-
lararası Edebiyat ŞenKgi' başla-
dı. Bu yıl ilk kez düzenlenen ve
24 Haziran'adektam 11 günsü-
recek olan şenliğe, dünyanın
dört bir yöresinden tam 33 ya-
zar çağnldı. DavetH yazarlar
arasında Türkiye'den OrhaoVa-
muk'un yanı sıra Nobel Edebi-
yatÖdülü sahibi Güney Afrika-
lı Nadine Gordimer. sürgünde
yaşayan Çinli Bei Dao, tspan-
ya'dan Jose MariaAharez, Car-
ios MarzaL Ana Rosetti, lngil-
tere'den James Fenton. Urugu-
ay'dan Enrknıe Flerro, Arjan-
tin'den HugoG<^, Meksika'dan
Jose Emilio Pacheco, Italya'dan
Antonio Tabucchi gibi ısimler
bulunuyor. Okuma matinelen,
edebiyat filmleri gösterimi ve
değişik konularda panellerle
Berlin'in çeşitli mekânlannda
her gün öğleden önce başlayıp
• Okuma matinelen,
edebiyat filmleri
gösterimi ve değişik
konularda panellerle
Berlin'in çeşitli
mekânlannda her gün
öğleden önce başlayıp
gece geç saatlere dek
sürecek şenlikte
150'nin üzerinde
yazınsal etkinlik
sunuluyor.
gece geç saatlere dek sürecek
şenlikte 150'nin üzerinde ya-
zınsal etkinlik sunuluyor.
'UluslararasıÇocukveGenç-
Bk Edebiyaü' başhğıyla öğle-
den önce düzenlenen etkinlik-
lerde, okullardan smıflar halin-
de gelecek yannın yazın me-
raklılanna dünya edebiyaö seç-
kin örnekleriyle tanıölmaya ve
sevdirilmeye çalışılıyor. Öte
yandan, Aridjis'indekatılaca-
ğı, tutuklu vazarlar ^yazarla-
ra yapüan baskdar' üzerine bir
panelde çeşitli ülkelerdeki tutuk-
lu yazarlann yapıtlarından bö-
lümlerokunacak. Mısır, Ango-
la, Çin ve Özbekistan'dan tu-
tuklu yazarlar arasında Türkı-
ye'den dekitabı için yargılanan
NadireMater"in ismi bulunuyor.
Aynca bir başka panelde de
'sürgündeki yazarlar' konuşu-
lacak, insanhaklan tartışılacak.
Şenlik süresince her gün, ede-
biyat eserlerinden beyazperde-
ye aktanlmış filmler de göste-
riliyor. Bufilmlerarasında Emir
Kusturka'tun 'Yeralü', Alain
Resnaisnin 'Hiroşima Sevgi-
lim'. François Truffaufnun
'Fahrenheit 451\ Philip kauf-
mann'ın 'Varolmanın Dayanıl-
maz HafnTiği' ve Mkhael Ca-
coyannis'in Alexis Zorba' gibi
ünlü yapıtlan dikkati çekiyor.
Bu yıl şiire ağırhk verilen
şenlikte, müzüdi şiir okumala-
n ya da okumalardan sonraki
şarkılı gece müzjği dinletileriy-
le. yüklü program daha cazip ha-
le getirilmeye çalışılıyor
11 günlük şenliğin bellekler-
den silinip gitmemesi, kalıcı ol-
ması için,konuk 33 yazann yüz-
lerce yıllık dünya edebiyatoı-
danseçtiği lOOşürikapsayanbir
de 'Berfin Antolojisi' çıkanidı.
24 Haziran günü bütün yazar-
lann katılımıyla düzenlenen ka-
panış şenliğinde Orhan Pamuk
da, ünlü Berliner Ensemble Ti-
yatrosu'nda yapıtlarından bir
bölum okuyacak. Bu yıl ilk kez
düzenlenen ve önümüzdeki yıl-
larda daha kapsamlı bir biçim-
de sürdürülmesi ıstenen 'ülus-
lararasıEdebiyatŞenfiği' ile baş-
kent Berlın. aynı zamanda dün-
yanın da 'yazınbaşkenti' olma-
yı amaçhyor. Organizatörler,
gelecek yıllarda şenliğe Türki-
ye'den daha fazla yazann çağ-
nlacağını umuyorlar.
Âilesi, belgesel bir filmde ünlü yönetmenin bilinmeyen yönlerini anlattı
Stanley Kubrick'in sakli yüzüLOS ANGELES (AP) - Oyunculan
yönetmekte kullandığı aşın disiplinlı ve
sert yöntemleriyle gazetelerde 'Zalim',
'Ahmak', gibi başlıklarla ağır eleştirile-
re ugrayan ünlü yönetmen Stanley Kub-
rick"in ailesi. yönetmenin ölümünden
iki yıl sonra onun bilinmeyen. saklı yü-
zünü anlatmaya karar verdi. "Stanley bu
şekilde tanındı. çünkü basma çok sık ko-
nuşmadı ve kendi hakkında hiç açık ver-
medi" diyen41 yıllık eşı Christiane Kub-
rick. "Onu insan içine çıkmaya korkan.
sert bir insan olduğunu söy leyerek ve ya-
zarakkendilerincecezalandırdılar" diyor.
Kubrick hakkındakı yalan yanlış ha-
berler ve psikolojik değerlendirmeler-
den çok rahatsız olduklannı ifade eden
aile üyeleri, sonunda 'Stanley Kubrick:
A Life in Pictures' adlı, Kubrick'in ka-
yınbiraden ve yapımcısı Jan Harian ta-
rafından yönetilen dokümanter niteükli
bir video filmde yönetmeni anlattılar.
WarnerBross'un piyasaya sürdüğü fılm.
Kubrick'in ünlü filmlerinden oluşan özel
bir paketle Amerika'da bu hafta satışa su-
nuldu. Film bu ay kablolu televizyon ka-
nah Cinemax'da da yayımlanacak.
Yaşamı boyunca basma karşı sadece bir-
kaç röportaj veren, hayatmı. kişiliğini ve
saklı dünyasını hiç ele vermeyen Kub-
rick'in fılinleri arasında 'LoKta' ve "2001:
Uzay Yolu Macerası' (A Space Odyssey)
gibi filmler yer alıyor. Kubrick'in hak-
kında bilinenlerin ne kadar az ve yanlış
olduğunu. Harian şöyle anlatıyor: "Spor
arabalan, hızh gitmeyi ve e\ine gizlice
yaklaşan hayranlannı'Stanley evde yok'
diyerek kandırmayı çok severdL Hatta
güvenlikkameralannda ona ûıanan bir-
çok hayranının kayıtlan var." Yönetme-
nin bir melek olmadığının farkmda ol-
duğunu da belirten Harian, "Ben Stan-
ley'in bir melek olduğunu da iddia
etmiyorum.Sadeceyalanlar,yalancılar v«
yeteneksizliklcr onu çıldırürdı. Eğer bir
oyuneu ona 'Tamam, bu sahne için ha-
zınm' dediği halde hazır değilse kıyame-
ti koparırdı. Çünkü bu. zaman. para ve
sinir kaybı demekti" diyor.
Filmde yönetmenin ileri yaşlanna ait
görüntüler ve filmlerin yanı sıra Kub-
nck'in küçükken kız kardeşine bir öğ-
retmen edasıyla pıyano dersi verdiği vı-
deo kayıtlannı görmek de mümkün. Film-
de aynca Malcohn McDowell v e Jack
Nicholson gibi Kubrick'le çalışmış oyun-
culann onunla ilgıli düşünceleri, Look der-
gısinde kanyenne başlamasından. asla
gerçekleştiremediği -bu ayın sonlannda
vizyona girecek olan St««nSpielberg'in
çektiği bilimkurgu 'AJL' gibi- projelerden,
Kubrick' in ilk iki eşi Toba Metz ve Ruth
Sobotka ile olan medeni ilişkilennden.
kızları .\nya. VTvian ve üvey kızıKatha-
rine ile kurduğu sıcak, neşeli baba-kız iliş-
kisinden de söz ediliyor.
verdim, çünkü oyunculuk
sanatının derinlerine dal-
mak, araştırmak, keşfet-
mek istiyordum. Oyun-
culuk çok zor bir sanat.
Araştırma ve sabır iste-
yen bir sanat. North Ca-
rolina Üniversitesi'nde
yıllarca bu işi her yönüy-
le didikledim ve hâlâ da
didikliyorum. Çünkü.
araştırmanın bittiği nok-
tada oyunculuk da biter.
Oyunculukta kendini ki-
şisel olarak anndırmak
zorundadır insan. Bunun
için de çok yoğun çalış-
mak ve yaratıcı olmakla
yükümlüdür diye düşü-
nüyorum. Bunun aksi du-
rumlarda oyunculuk bir
sanat olmaktan çıkarak
bir satış unsuru olmaya
dönüşüyorbence. Işte ho-
calık bunun için çok
önemli. Bana kendime
bakmayı, kendimi görme-
yi ve kendimi araştırma-
yı öğretti. Beni, bir bi-
çimde anndırdı. "Ciaudia
Lazlo" oyununda da bir
değişim yaşadım. Iç dün-
yamda gerçekleşen bir de-
ğişimdi bu. Sınırlanmı
zorlamak yolunda yaşa-
nan bir değişim. Genelde
yönetmenler oyuncuyu
kontrol ederler. Bu oyu-
nun genç yönetmeni Da-
vid Saint ise beni tama-
men özgür bıraktı. Sanki
herprovada "Dahayûrü,
yürüönünaçık'' diyordu.
Tıpkı birressam gibi renk-
lerle oynadım, denedim
ve her gün farklı bir şey-
ler keşfettim. Inanır mı-
sın, perdenin kapandığı
güne kadar her gün oyun
metnini baştan sona oku-
dum. Bu dört beş saat sü-
ren bir okumaydı ve her
okuyuşumda yeni derin-
liklere daldım ve bu de-
rinliklerde canlandırdı-
ğım kişilerle ilişiklerim
daha da zenginleşti. Be-
nim oyunculuk anlayışım-
da "yeterti" sözcüğünün
yeri yoktur.
Evet, "mükemmer ol-
manın en büyük düşma-
m «jyi» olmakmış. Çiğ-
dem Onat bu gerçeği çok
iyi bilen bir sanatçı. "İyi"
olmak onun için yeterli
değil. Onun dünyasında
oyunculuk sonsuz ve bi-
linçli bir arayış süreci.
YAZI ODASI
SELtM İLERt
Oktay Rifat'ın Baa
Şiirlerinde Aşk
"... Bazı Şiirlerinde Aşk"
Yazdıktan sonra şaşırarak okuyorum. Ne de-
mek "bazı şiirler'l "İlk şiirlerinde" desem, o da
değil. Perçemli Sokak'a kadar uzandım çünkü.
Yeditepe Yayınlan'nın güzelım Perçemli Sokak'ı 1956
tarihini taşıyor; Oktay Rifat birçok eser vermiş o
tarıhe kadar, değerini çoktan kanıtlamış.
Başlık konusunda ışin içınden çıkamadım.
Sonra yine şiirtere döndüm:
Ellenn yetişir vedalaşmaya
Nıçın ağlıyorsun
"Bir Şehri Bırakmak"\r\ son iki dizesi. İnanılmaz
güzellikte.
"Saksılar"\ okudum yeniden:
"Pencerede saksılanm var benim de I Kurul-
muş asma bahçem göğün maviliğinde I Sanki
neden sade yaz günleri taşır I Bir demet çiçek gi-
bi sevgilim I Çiçekli bir şemsiye elınde
"Güzel şeylerdüşünmeme rağmen I Durmadan
ağlamak geliyor içimden."
"Bir Şehri Bırakmak" da, "Saksılar" da Yaşayıp
ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirier'de yer alır.
1940'lardayız henüz. Altmış yıl sonrasında bu şi-
irierin, bu dizelerin tazeliği, gençliği büyülüyor in-
sanı. Dilin güzelliği de.
Romanda, şiirde hiç acımadan paspasa çevir-
diğimiz Türkçe, Oktay Rifat'ın şiirinde yaşıyor.
"Yalnızlık gittiğin yoldan gelir" diyor şair...
Bir arada, art arda okundu mu, acı bir öyküye
açılan "Türkân"\\ şiirleri, sevümiş, çok okunmuş şi-
irlerdir Seçkilerde karşımıza çıkar. Ama ben onlar
kadar, "Telefon "un son üç dizesine de vurgunum-
dun
O günlerin eşığinde beni hatıriayın
Hatırtayın onlann vahşetini
Her telefon çalışta kesik kesik
Bir de 'Telli Telefon"u var Oktay Rifat'ın:
Üstümden hasretliği atamıyonım
Kimbilir kaç ünlem yerine geçiyor "hasretlik"
sözcüğü.
Perçemli Sokak, Türk şiırinin yirminci yüzyılda-
ki büyük gelişimini yakından izleyememiş okurla-
ra yadırgatıcı bir kitap gibi gelebilir. Memet Fuat
şöyle dıyor:
"Perçemli Sokak, Ikınci Yeni akımı bütün yöne-
lişleriyle yaşanıp geçtikten sonra, bugünün oku-
runa yadırgatıcı gelmeyebilir. Ama 1956yılındabu
şiirierpek çok okuru öfkelendirecek kadar aşın bir
deneyin örnekleriydi."
Perçemli Sokak'tan şu dizeler:
"Eciş bücüş maydanoz bahçeleri I Düğümlü ba-
Iıklan bekleyişin I Uzun etme iki gözüm biraz da
bize uğra I Bu lambanın karpuzu benim işte I Be-
nim işte bu testi I Benim işte bu soysuz sevdala-
nn musluğu"
Tam kavrayamasam da, "bekleyiş"\ duyumsa-
nm.
Perçemli Sokak deneyinden sonra yazılmış "Ev-
vel Zaman İçinde", Oktay Rifat'ın dilde sonsuz ola-
nak arayışını, çok etkileyici biçimde gözler önüne
serer.
"Her ağacın arkasından karşıma siz çıktınız I öy-
lesine çoktunuz ki bunaldım yalnızlıktan I Rüzgâ-
rınız esiyordu dağ taş deli gibi I Savruldu kulele-
re dayadığım merdiven
"Her köşe başımda karşıma siz çıktınız I öyle-
sine yoktunuz ki ağladım deliye döndüm I Kanı-
nızla incelen taşlaryüzüyordu I Eski denızleri an-
dıran bulutlarda
"Sayısız gitmiştiniz ne yazık I Evvel zaman için-
de gibiydiniz I Uzandım yerden usulca aldım gök-
yüzünü I Siz atmıştınız"
Ne zaman okusam, tüylerim diken diken olur.
Takvimde Iz Bırakan:
"Eskı ellerim kim bilir nerdeler şimdi?" Oktay
Rifat, Bütün Şiirleri I. Adam Yayınevi, 1999.
Fotoğraf ve Sinema dergisi
• KiUtür Servisi- İFSAK'ın yayımladığı
'Fotoğraf ve Sinema" dergisinin 134. sayısı
çıktı. Derginin bu sayıdaki dosya konusu
'Müze. Galeri ve Fotoğraf. Dosyada Prof.
Tomur Atagök, Burçak Madran ve Paul
Mc Millan'ın yazı ve röportaj lan yer alıyor.
Dergide Türkiye'nin öncü kadın
fotoğrafçılanndan Afife Bilek ve yazar senarist
ve yönetmen Işıl Özgentürk'le yapılan
söyleşilere de yer veriliyor. Merih Akoğul,
Kâmil Fırat ve Ömer Orhun, dergide köşe
yazılan bulunan ısimler. Berna Kuleli'nin Iran
sineması araştırması ve Ayhan Aydın'ın Tina
Modotti üzerine tarih araştırması da dergide
yer alan bölümler arasında.
Oyun Sonu' İSM 2. KaTta
• Küttfir Servisi - Samuel Beckett'in 'Oyun
Sonu' (Endgame) adlı oyunur Amatörler Tiyatro
Grubu tarafından Istanbul Sanat Merkezi'nde
sahneleniyor. Adil Egemen'in
yönettıği, Erdem Çakır. Fatih
Güzel, Başak Ergil, Adil Egemen rol aküğı
'Oyun Sonu'nda Beckett, bireyselliğin ve kesin
olaylann artık görülmediği ve yalnızca temel
kalıplann ortaya çıktığı bir derinhği araştırmakla
ilgilenıyor. Oyun, 24 Hazıran-15.00 ve 20.30, 29
Hazıran-20.30. 01 Temmuz-15.00 ve 20.30'da
İSM 2. Kat'ta, 26 Haziran saat 21 .OO'de ise Halis
Kurtça Gösteri Merkezi'nde sahlenecek.
(254 96 96)
Hitit Festivali başlıyor
• ÇORUM (AA) -21. Uluslararası Çorum
Hitit Fuar ve Festivali, 22 Haziran - 1 Temmuz
tarihleri arasında yapılacak. Candan Erçetin'in
konseriyle açılacak olan festivalde.
Moğollar, Erkan Oğur. Ismail Hakkı
Demircioğlu, Şükriye Tutkun, Grup
Gündoğarken. Bursa Bölge Dev let Senfoni
Orkestrası, Yerel Âşıklar Şöleni, Fethıye Türk
Halk ve Türk Sanat Müziği Grubu,
Grup Çukurova, Hande Dalkılıç,
Borıısan Oda Orkestrası ve Devlet Klasik Türk
Müziği konserleri yer alacak.
Aynca Gürcistan, Bursa, Söke \e Urfa
haUcoyunlan ekipleri de festivalin konuklan
arasında yer alacak.