Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 2001 CUMA
DIZI
52 uçak için açılan ihalede umduğunu bulamayan şirket kaderini ZeynelErdem 'le değiştiriyordu
CAS A temsilcisini buluyor
rürk Silahlı Kuvvetleri'nin 52
adet uçak için açtığı ihale 15
Ocak 1990'daaçıklanıyordu.
İhale sonucuna ne tür 'ivme' ve
'itmelerle' gelindiğini
anlayabilmek için gerek Türk gerekse
yabancı uyruklu çok sayıda asker ve sivilin
katkılannı bilmek gerekiyordu.
CASA OLAYI
G
enelkurmay bınasının ikincı
katında yer alan büyük toplan-
tı salonundakı masanın etrafın-
da oturan üst düzey askerler saatler sü-
ren toplantıda son sözü alan ve tane ta-
ne konuşan meslektaşlanm dikkatle
dinlıyorlardı.
Konuşurken, elındekı ucu özenle
açılrruş kurşunkalemle, kırmızı kapak-
lı muhtıra defterinın sayfalanna helezo-
nik şekiller çizen şakakları kırlaşmış
hava general konuyu toparladı: "Yuna-
nistan ile yaşanan politik gerginük si-
lahlı bir çatışma zorunluluğu \arattı-
ğuıda bizim ilk hedefinıizin adalar ola-
cağı gerçeğinden hareketle, bu harekâ-
tm eldeki C-47 ya da C-130'larla yapt-
lamayacağı açık. Daha önce de bdirtti-
ğim gibi bi/inı yaptığuıuz hesaplara gö-
re adalara gönderme\i planladığımız
bir taburu atnıak için 52 adet uçağa ih-
tiyacımız olacak."
Kıbrıs Harekâtı sonrası ivme kaza-
nan Tiirk-Yunan ilişkilerindeki gergin-
lik gerek askeri gerekse politik kulisler-
de "savaş" sözcüğünün sıkça kullanıl-
masına yol açmıştı. 70'li yılların sonun-
daki bu gelişmeler 52 adet Hafif Nak-
liye Uçağmın Türk Silahlı Kuvvet-
leri'nin gereksinimlerinin yer aldığı
Stratejik Hedef Planı'na girmesine ne-
den olmuştu. Kamuoyunda birçok tar-
tışmaya sebep olacak olan bu projenın
hareket noktasını işte bu şart ve gerek-
ler ortaya çıkarmıştı..
1981 yılı başında Hava Kuvvetleri
Komutanlığı yurtdışındaki temsilcilik-
lerde görev yapan asken ataşelere birer
mesaj gönderdi.
Bu kriptolarda asken ataşelerden bu-
lunduklan ülkelerde ve çevrelerinde
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Hafif Nak-
liye Uçağı gereksinimıni karşılayabile-
cek "adaylar" hakkında bilgi toplanıl-
ması isteniyordu.
Yurtdışında görevli bu subayların
bizzat firmalardan ve kullanıcı ülkeler-
den sağladıklan bılgiler ve kişisel gö-
rüşlerini içeren raporlar, Ankara'daki
Hava Kuvvetleri karargâhında toplana-
rak değerlendirmeye alındı.
Nasıl bir uçak isteniyor?..
~TL 7~eydi Türk Silahlı Kuvvetle-
f \ l ri'ningereksinimduyduğuuça-
J. V ğınözelliklen? Hava Kuvvetle-
ri karargâhında gereksınimi belırleyen
faktörler göz önünde tutularak bir "pro-
totip" hazırlandı.
Askerlerin 5 tane "olmazsa olmaz"
dedikleri unsur vardı:
* 35-40 paraşütçü taşıma kapasitesi
Bu şart kaynağını. askerlıkte başın-
da subay bulunan en küçük birim olan
bir takımın 35-40 kişiden oluşmasmda
buluyordu.
* Rampalı bir arka kapı
Taşınacak malzeme veya teçhızat an-
cak arka kapıdan yüklenebilirdi.
* 2 paraşütçü atma kapısı
Tüm paraşütçülerin en kısa sürede
atılması planlanmıştı.
* Normal yük 3.5 ton ile 700 deniz
mili menzil
Hazırlanan harekât planlannda ön-
görülen hedef menzil 700 deniz mili
olarak hesaplanmıştı.
* Kabin basıncı.
Kabin basıncı uçağın belirli bir yük-
sekliğe çıktıktan sonra ıçındekilenn ok-
sijensizlikten etkilenmemeleri için iç
ve dış basıncı dengelemesıne yanyor-
du.
Dlğer teknik şartlar
G
ereksinıme yanıt verecek
uçakta aranan "diğer" teknik
şartlar da kısa ve bozuk pıstle-
re iniş-kalkış yapabilmesi, kendı kendi-
ne yükleme-boşaltma yeteneği. 25 bin
feet'e çıkabılmesı, diğer uçak filolany-
la uyumlu çalışabilmesi ve 25 yıl kul-
lanılabilmesi şeklinde uzayıp gıdiyor-
du. Dünya çapında yürütülen çalışma
sonrası İtalyan Aeritalia, Fransız Ae-
rospatıale, tspanyol CASA, Kanadalı
De Havıüand, ABD'li SAC North Ame-
C
ASA şirketi, 1988yılının .
aralık ayında Türkiye'deki
Hafif Nakliye Uçağı ihalesini
izleyen Avrupa Bölgesi Satış
Müdürünü değiştirdi. Bölümün
başma Antonio Rodrigez Barberan getirildi.
Barberan Türkiye temsilcisi için ANAP'la
yakın ilişkileri bulunan Erdem'i seçiyordu.
zünden "Kişiye ÖzeP bir uyan mektu-
bu ile kendisinı paylayan komutanı Ra-
gıp Gümüşpala ile sonradan Adalet Par-
tisi Ege Teşkilatı'nda buluşmuştu.
Malatya'nın Akçadağ Uçesi yakınlanna düşen CASA uçağında 34 askerimiz şehit oldu. Olay, Türkiye'yi üzüntüye boğdu.
rica, Kuzey trlandalı Short Brothers ve
yine ABD'li Grumman'ın nakliye uça-
ğı ürettikleri saptandı ve bu firmalara
birer "çağn dosyası" gönderildi. Bun-
lardan sadece Aeritalia, CASA, SAC
North America ve De Havilland, veri-
len süre içerisinde çağnyı yanıtladılar.
Diğerlenne Türkiye'deki ihale çekici
gelmemişti. Firmalara gönderilen bu
"çağn dosyalarTnm hazırlanması, ye-
nne ulaşması ve bunlara yanıt gelmesi
tam 2 yıl sürdü.
Baştan vertlen onay...
eğerlendırmeler, kaynak sıkın-
tılan, bekleyişler içinde geçen
bu süreden sonra 1983 yılı ma-
yıs ayının iküıci yansında Genelkur-
menın nelere ma-
1 olacağını sonradan göreceklerdı. Bu
"bağlayıcı" yazı yüzünden uçakların
test uçuşlannda karşılaşılan biıtakım
"eksiklik" ve "üretimhatalarrna itiraz
eden askerlenn bu çıkışlan pek ciddiye
alınmadı. tşın başında "Bu uçak bize
uygundur" denildiğine göre başka bir
sonın da olamazdı.Aralannda ısrar
edenler olduysa da önlerine bu belge
konuldu.
Gerek sivıl gerekse askeri kanadı ses-
sizliğe iten bu "concensus" taraflardan
hiçbiri tarafından ihlal edilmedi..
tt
OK" alan bu firmalardan Kana-
danın DHC- 5D "BuffakTsu Farnbo-
rough Havacılık Fuan'nda yaptığı gös-
teri uçuşu sonrası ınişe geçtiğı sırada
piste çakılınca dosyası "sessizce" rafa
kanlığı, Hazinc ve Dış Tıcaret Müste-
şarlığı ile Devlet PlanlamaTeşkilatı ve
askerlenn "görüşleriyle" buiikte yeni
kurulmuş olan Sa\ ıınnıa Sanayüni Ge-
liştirme \e Destekleme İdaresi'ne geldi.
"Dosyalar" 3 yılda hıçbır değışıklığe
uğramadan bu kurumun raflannda bek-
ledi. Yetkililer sanki 3 ay sonra karar
açıklanıyormuş gıbi yapa yapa 1988 yı-
lına kadar gelmeyı başardılar.
Cürsan'ın işine son
/
talyan Aeritalia firmasınm G-222
uçağını Profilo Holding adına Jefi
Kamhi ve Ispanyol CASA firma-
sınm CN-235'mi ise Emeklı Ticaret'ten
HaydarGürsan'ın temsil ettığı bu iha-
le için 1988 yılı bir dönüm noktası ol-
Uğıır Mumcıı'nun yazdığı önsözden
Türkiye'de araştınnacj gazetecilik yapan parmakla
sayılacak kadar az. Azgelişmişlik, bu alanda da
hûküm sûrüyor. Nezih Tavlaş. bu az sayıdaki
gazetecilerden biridir.
CN-235 uçaklarmm seçimi ile sonuçlanan ihalenin
ilginç bir öyküsü var. Belgelerden kaynaklanan bu
öykü, Türkiye ve dünyada uçak öretim şirketlerinin
ûrûnlerini nasıl pazarladıklannı anlatıyor. Bu öykü,
Tavlaş'ın kalemi ile romansı bir biçem içinde
sunuluyor. Bu romansı biçem kamtlarla ve
belgelerle de süsleniyor.
Nezih Tavlas, bu araştırması ile bize ilginç belgeler
ve bu belgeler ile birlikte siyaset ve ticaret
dünyasından da unutulmaz kesitler sunuyor.
may Başkanlığı, sonradan askerlen çok
"pişman" edecek bir yazıyı Başbakan-
lığa ve Milli Savunma Bakanlığı'na
gönderdi.
Askerler, firmalann gönderdiği dos-
yalann içindeki broşür, eldeki istihba-
rat raporlan ve kullanıcı ülke yetkilile-
rinin uçak hakkındaki gözlernlerinden
yola çıkarak "nazari" bir puanlama
yapmışlardı.
Söz konusu yazıda yapılan "çahşma"
sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Ha-
fif Nakliye Uçağı gereksinimini karşı-
lamak üzere ihaleye katılan firmalar-
dan üç tanesine ait uçağm "amaçlara
uygun" olduğu belirtiliyor ve ihalenin
bu 3 aday arasında yapılması "uygun
mütalaa" ediliyordu. Bu üç firma da
Aeritalia, CASA ve SAC North Ame-
rica olarak sıralanıyordu. Kâğıt üzerin-
deki bilgilerle yaptıklan bu "ön değer-
lendinne" sonrasmda askerler uçakla-
n görmeden ve denemeden "OK" ver-
kaldınldı. "Buffalo"nun gündemden
düşürülmesi basm ve konuyla "ügiü
çevrelere" uçağın üreticisi firmanın or-
tak üretime girme konusunda pek "he-
vesli" olmadığı ve "direkt saüş" öner-
mesi olarak açıklandı.
İki uçak yarısıyor
almıştı iki uçak... G-222 ve CN-
235... Takvimler 21 Mart 1984
tarihini gösterdiğinde firmalar-
dan tekliflerini getirmeleri istendi. Fir-
malann tekliflerini göndermeleri ve
bunlann değerlendirilmesi 1 yılı aldı.
1985 yılmda "dosyalar" Ticaret Ba-
muştu. Yıllarca süren karar süreciyle
tam bir yılap hikâyesiı.e dönen Hafif
Nakliye Uçaklan ıhalesindeki son 2 yıl
"inanılmaz" derecede canlı ve ilginç
geçmiştı. 1990 yılının 15 Ocak günü
açıklanan ihale sonucuna ne tür "hTne"
ve "itmelerle" gelindiğini anlayabilmek
için gerek Türk gerekse yabancı uyruk-
lu çok sayıda asker ve sivilin "unutııl-
mayaeak" katkılannı bilmek gerekiyor-
du.
Ankara'da, Necatibey Caddesi'ne ba-
kan büronun du\arlarında uçak resim-
leri ve pervancler olmasa, buranın es-
kiden Ispanyol CASA firmasınm Tür-
kiye Temsilcilığı olduğunu kimse anla-
yamazdı. Kapısmda "Emekü Tıcaret-
Em Air" tabelası asılı bu büro, Hava
Kuvvetlerı'nde yarbayriitbesiylegörev
yaparken 27 Mayıs sonrası resen emek-
li edılen Haydar Gürsan" ın kurduğu şir-
kete aittı. Askerlik yıllan "deli doİu"
geçen Ha\dar Gürsan bu özelhği yü-
son fırsat
iyasetten beklediğini bulamayan
Gürsan daha sonra bu işe atılmış
ve bu alanda "hayti" yol almıştı.
Küçük tipte uçaklann satışı ve yedek
parça işiyle geçinip giden Gürsan, za-
manla birçok firmanın "Türkiye Mü-
messilliği''nı de üstlendı. Bunlardan bir
tanesi de Ispanyol devlet sermayeli
"Constructiones Aeronauticas S.A."
(Havacılık Sanayii) kısa adıyla CA-
SA'ydı. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne alı-
nacak olan Hafif Nakliye Uçaklan,
Gürsan ıçın "son ftrsarti"
İhale, firma yöneticilerini çok heye-
canlandırmıştı. Dosyalar, broşürler ha-
zırlandı. Brifingler verildi. Ispanyollar
geldi, Türkler gitti. CASA Heyetleri
Kayseri Uçak Fabrikası'nı "teftiş" etti-
ler. CN-235; fiyatıvia, kapasıtesıyle,
her şeyiyle Türklere uygun bir uçaktı.
CASA fırması "gözbebeği'' CN-235in
tanıtımı ve "sevdirümesi" için çok ça-
ba harcadı. Ama olmuyordu işte. Ka-
rar uzadıkça uzuyordu, bir yandan da
firmanın paraya gereksınimi vardı. Ne-
dense askerlerin de ıçi ısınmamıştı uça-
ğa. Askerler "Nuh" diyor "Peygam-
ber" demiyorlardı.
Rodrigez arenaya çıkıyor...
udurumtspanya'dandakaygıy-
la izleniyordu. İhale açılalı o ka-
dar yıl geçmesine rağmen hâlâ
bıryolahnamamıştı. 1988 yılının Ara-
lık ayında CASA'nın Türkiye'deki Ha-
fif Nakliye Uçağı ihalesini izleyen Av-
rupa Bölgesi Satış Müdürlüğü'nde bir
görev değişikliği oldu. Bölümün başı-
na Antonio Rodrigez Barberan getiril-
di. Gürsan'dan memnun kalmayan Bar-
beran, CASA'nın yeni Türkiye Temsil-
cisi'ni bulmak için yeni arayışlara gıre-
cekti. Sakıp Sabana'nın basın danış-
manlığını yapan eski gazeteci Babür
Ardahan çok yönlü ve çevresi oldukça
geniş bir insandı. Ardahan, bir kokteyl-
de, îspanyollann yeni bir temsiki ara-
dıklannı duymuşru.
Sıkmtıya düştüğü sıralarda kendisine
yardımcı olan ışadamı dostu Zeynel
AbidinErdemaklma geldi. SinanĞür-
soy ile Zeynel Abidin"ı tanıştırmış ve ı-
ki gınşımci birlikte bir şirket kurmuş-
lardı. Pekâlâ onlar bu işi yapabilirlerdi.
ispanyollara müjde
T~\ abür Ardahan konuyu açtığı
r£ Zeynel Abidin'den olumlu ya-
JLJ mt alınca İspanyollara müjdeyi
verdi. Ardahan, İspanyollara Zeynel
Abidin'in ANAP'h olduğunu, siyasi ve
ekonomik ilişkilennin güçlü olduğunu,
herkes tarafından sevilen popüler kişi-
liğini anlattığmda onlar da aradıklan
temsılciyi bulduklannı anlamışlar ve
Zeynel Abidin'in bu yanıtını bekliyor-
lardı. Zeynel Abidin ile Sinan Gürsoy,
temsilciliğı, şirketleri ERMEKS-ER ile
üstlenebilirlerdı.
Başmatador Antonio Rodrigez'in yö-
nettiği "Tûrkiye-89" harekâtı CA-
SA'mn Ankara Temsilciliği'ne kimya-
ger asıllı işadamı Erdem ve onun iş or-
tağı Sinan Gürsoy'un getirilmesiyle
başlamıştı.Erdem'in "aktif" bir
ANAP'h ve Semra Özal'ın da "yakuı
dosru" olmasmm bu işle bir ilgisi ola-
mazdı.Hava Kuvvetleri Kurmay Baş-
kanlığı'ndan emekli Korgeneral Kemal
Yalpn'ın da ERMEKS-ER'e danışman
olarak almması tamaıruyla bir rastlan-
tıydı. Harekâtm icrası sırasında damş-
man Kemal Yalçuı Paşa da askeri çev-
resiyle CASA manevralanna destek
olacaktı.
Yarın: Uzaktan kumandaiı
temsilcilik
Bu yazı dizisi Nezih Tavlaş' ın 'CASA
Olayı' adh kitabından derlenmiştir.
BİR BAKIMA
SERVER TANtLLİ
TİP'li Yıllar...
Demokrat Parti ile kaçan bir on yıllık (1950-1960)
fırsatı, işi meddahlığa döküp tersinden okuyanla-
ra, bir başka kaçan fırsatı, 1961 -1971 yıllannın Tür-
kiye Işçi Partisi'ni nasıl anlatabilirsiniz? Birindede-
mokrasimizin kurumlaşması, ötekinde onu "sos-
yal biriçehk"e kavuşturma şansını yrtirdik. Sonun-
da kaybeden de, ülkemiz oldu. Bugün çektiğimiz
acılann kaynaklarını o yok edilen fırsatlara kadar
götürebilirsiniz.
Son haftalarda yayımlanan bir kitap, Nihat Sar-
gın'ın Felis Yayınevi'nce çıkanlan -iki ciltlik- TİP'li
Yıllar'\, olan biteni gözlerimizin önüne koyarken, si-
ze, hemen her sayfada hayıflanma vesileleri de
yaratıyor. Anıların belgelerle yan yana ustaca har-
manlandığı eseri bitirdiğinizde, büyük bir esefle
"Yazık oldu!" diyorsunuz.
•
1950'de iktidara gelenler, gerçekten demokrat
olsalardı, demokrasiyi ipek bir halı dokur gibi do-
kuyabilirterdi. Tarih ve koşullar o kapıyı açmıştı
kendilerine.
27 Mayıs'ın açtığı kapıda ise, her şeyden önce,
hele özgüriükler bakımından çağdaş bir anaya-
sayla karşılaşıyordunuz. Gelişmeler, bir tarihten
sonra "üçlü" bir siyasal yapıya da varmıştı: DP'nin
yerine kurulan Adalet Partisi, kapitalizmin partisiy-
di; CHP, "ortanın solu "na açılarak bir sosyal de-
mokrat parti kimliğine doğru aranışlar içindeydi.
1962'de kurulan TİP ise, köylüsü ve işçisiyle eme-
ğin, işçi sınıfının ve onlann dünya görüşünün, sos-
yalizmin temsilcisiydi. Böylece, Batı demokrasisi-
nin tablosu bızde de tamamlanıyordu. Bu sürdü-
rüldüğünde ülkenin kazancı büyük olacaktı.
Ama sürdürülemedi değil, sürdürülmedi...
Nihat Sargın'ın bir roman akıcılığını da kazandır-
dığı eserinde, her şeyi bütün çıplaklığıyla görüyor-
sunuz: Türkiye'de sermaye sınıfının ve onun siya-
sal temsilcilerinin çağdışılığı, demokrasiye inanç-
sızlığı buram buram. Engellemeler, saldınlar, linç
girişimlerine kadar her şey.
Nasıl da çileli.bir mücadele yürütülmüş!
Pariamento öncesi öyle, partamentoda öyle...
Aslında TİP'lilerin yaptıklannın hiçbiri bu barbar-
ca karşı koymayı hak etmiyordu. Yaptıklan en baş-
ta, anayasa savunuculuğuydu; "Bu anayasa uy-
gulansın; fikir özgürtüğünün, işçi ve emekçi hak-
larının önündeki engeller temiziensin" diyoriardı.
öyle olduğu için de, anayasaya aykın kanunlann
ortadan kaldınlması için Anayasa Mahkemesi'nde
en çok dava açan parti o olmuştur.
"Köylüye toprak, herkese iş" istiyorlar ve yurt
gerçeklerine uygun planlı bir kalkınma yöntemini
savunuyorlardı. "Bağımsız bir dış politika"n\n ar-
kasındaydılar. Emperyalizme karşı oluşlannın bir
gerekçesini de Milli Mücadele tarihimizden çıka-
rıyoriardı.
Sosyalist, ama gerçekten ulusaldılar da.
Bu ikisinin birbirini tamamlayan kavramlar ol-
duklarının bir örneğini de bıraktılar arkalarında.
TİP, konulara yaklaşımıyla, eylemiyle bir "okul"
oldu ülkemizde. Bu satırlann yazan dadahil on bin-
lerce insan o okulda eğitim görmüşlerdir. Sadece
okul da değil, bir "mürebbi", bir "ahlak aşılayıcı"
da. Nihat Sargın'ın kitabında verdiği bir örnek var
ki duygulanmamak elde değil. Güttepeli duvarcı
Mehmet Usta Parti'ye girdikten sonra, "Şimdi,
demişti, duvartan daha büyük özenle örüyorum,
daha çok uğraşıyorum tuğla üzerine tuğla koyar-
ken, güzel ve düzgün olmalan için; çünkü bundan
sonra o duvahara bakanlar yalnızca duvarcı Meh-
met'in değil, Türkiye İşçi Partili duvarcı Mehmet'in
duvannı görecekler orada" (s. 187).
Sosyalizm, gittiği her yere bir ahlak da götür-.
müştür.
Nihat Sargın'ı, Parti'nin içinde ve üstelik yukan
katlannda büyük emeği geçen bu saygın ve aydın
insanı, titiz çalışmasından ötürü candan kutluyo-
rum. Ve herkesten önce de, gençlere öneriyorum
kitabını; en başta onlar okuyup tanısınlar emekçi
halkımızın bu destanını; inanıyorum ki yarınlara
hazırlanışlan da başka türlü olacak...
Yabancı arkeologlar zor durumda
Kazı iziııleri
sorun yaratıyor
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)
-Türkiye'de bilimsel
kazı ya da yüzey
araştırması yapan
yabancı arkeologlar.
bu yıl izinlerinin
gecikmesi nedeniyle
güç durumda kaldılar.
Yabancı arkeologlar
her yıl sonunda
bulunduklan ülkedeki
Türk temsilciliklerine
yaptıklan
başvurularda, bir
sonraki yıl ne gibi bir
kazı ya da araştırma
yapacaklarına ilişkin
bir plan önerisi
veriyorlar. Bu
başvuruya aynca
çahşmalara katılacak
kişilerin bir listesini
de ekliyorlar.
Dışişleri Bakanlığı da
bu başvurulan Kültür
Bakanlığı Anıtlar ve
Müzeler Genel
Müdürlüğü'ne
iletiyor. Genel
müdürlük.
başvurulan
Türkiye'nin arkeoloji
siyasası ve
başvurunun
bilimselliği açısından
inceliyor. Başvurular
aynca, çahşmalara
katılacak yabancılann
incelenmesi amacıyla,
Içişleri ve Milli
Savunma bakanlıklan
ile Milli Istihbarat
Örgütü'ne
gönderiliyor.
Buralardan gelen
yanıtlar da dikkate
alınarak yabancı
arkeologlara gerekli
kazı ve çalışma izni
veriliyor.
Ancak son iki yıldır,
Içişleri
Bakanlığı'ndan
yanıtlann geciktiği
gözleniyor. Bu yıl
ortaya çıkan
gecikmenin ise
yabancı arkeologlan
güç durumda
bırakacak boyutlara
ulaştığı belirlendi.
SAHİBİNDEN DAİRE
Teşvikiye'de sahibinden temiz
3+1 bahçe katı. (Bahçe 60 m2
)
0.535 614 9196