Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-« HAZİRAN 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Etektronik posta: denizsomficumhuriyetcom.tr Tefc 0.212.512 05 05 Fak«: 0312.512 44 87
- Fondaki bankalann mallan
açık arttırma ile
satılacakmış...
"Avnen batan aeminin
mallan bunlar!"
Yerel
yönetimler
Türk Belediyeler Biriiği
Aksaray'da toplanmış,
yerelyönetimlerie ilgili
konuları ve sorunlan
görüşüyor... Türk
Belediyeler Birliği
Başkanı ve aynı
zamanda Adana
Büyükşehir Belediye
Başkanı Aytaç Durak,
yaptığı açıklamada
"Parlamentonun
gündeme aldığı ve
belediyeleri doğrudan
ilgilendiren Tüketici
Yasası, Devlet Ihale
Yasası, Endüstriyel
Bölgeler Yasası
tasanlarıyla
belediyelere genel
bütçe gelirterinden
pay verilmesi yasa
değişikliği
konusunda
kurumumuza ve
belediyelere bilgi
verilmemektedir"
diyor... Çarpıcı bir
açıklama... Bu
açıklama üzerine akla
ister istemez şu
düşünce geliyor.
"Hükümet hazırladığı
yasa tasanlarıyla ilgili
olarak Amerika
Birleşik Devletleri'ne,
Dünya Bankası'na ve
Uluslararası Para
Fonu'na bilgi vermeyi
yeterli buluyor!"
I • I stanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü
I öğretim üyelerınden Doç. Dr. Serdar M. De-
I ğirmencioğlu'nun çocuklar ve gençler için
1 1 başlattığı bir kampanya vardı. Internet orta-
mında "Benim de Sesim Var - Sesimi Duyun" kam-
panyasında katılanların görüşleri Başbakan'a ileti-
iecekti. Mesajlar geldi ve Başbakan'ın bilgisine su-
nuldu... llgilenir mi bilinmez! lletilerden seçkiler:
"Hergün babamıntelevizyon seyrederken bugün
şu kadar kaybettik, bu kadar kaybettik diyerek üzül-
mesine çok üzüluyorum. Eğer babam hep kaybe-
derse bana ne olacak diye çok ama çok korkuyo-
rum. Eğer babam hep kaybederse gelecekte biz
neyi, nasıl kazanacağız. Bize kazanacak bir şey kal-
mayacak mı?"
"Başbakanım, Türkiye'de çocuk olmak istiyorum.
Haksız yere insanların ceza almasını istemiyorum."
"Eğer ekonomik krizin yenilmesini istiyorsanız lüt-
fen TBMM'yi bırakın yenilikçi beyinleri ve sonsuz ufuk-
Gençlerdenlarıyla gençler yönetsin."
"Çocuklara da fikirlerini sorun!" *
"Türkiye'de dolann düşmesini istiyorum. Sonra me-
murlara zam istiyorum. Benim babam ilkokul öğret-
meni. Benim daha iyi durumlarda eğitim görmemi
istiyor. llk önce bunu istiyorum."
"Ben her şeyın pahalı olduğu bir ülkede yaşamak
istemiyorum. Hortumcuların olduğu, insan hayatı-
nın hiçe sayıldığı bir ülkede yaşamak istemiyorum."
"Babam hep 'bizim zamanımızda ülkeyi bu in-
sanlar yönetiyordu; şimdi benim çocuğum oldu yi-
ne aynı insanlar var, gelecek için daha çok endişe-
leniyorum' diyor. Eğer babamın dedikleri doğru çı-
karsa bana ne olacak lütfen söyler misiniz?"
"Biz altı kardeş olarak sadece gelirimiz babamın
memur maaşıyla geçinmeye çalışıyoruz. Çalışmak
istiyoruz fakat işsizlik yüzünden çalışamıyoruz. Ki-
rada oturuyoruz ve iki kardeşim okula gidiyor. Nice
gençlerimiz işsizlik yüzünden kahveye bile gidemi-
yorlar çünkü ceplerinde çay parası bile yok."
"Iş imkânı olmadığı için bütün gençler kahve kö-
şelerinde oturuyorlar. Kendinizi bu insanlann yeri-
ne koyarak düşünün; siz olsaydınız ne yapardınız?
Sefaletten kurtulmak istiyoruz. Doğu Anadolu'ya
sahip çıkmanızı istiyoruz. Gençlerin yapabileceği
sosyal bir faaliyet bile yok. Lütfen artık bu sese ku-
lak verin."
"llimizdeki tek geçim kaynağı olan Tekel sigara ve
tütün fabrikasının kapanmasını istemiyoruz"
"Ne durumda olduğumuzu bilmiyorsunuz. Ben, hiç-
bir zaman görmek istemediğiniz bir memur kızıyım."
"Fabrika açmanızı istiyorum. Kitap istiyorum. Ba-
bam gibi işsiz insanlara iş vermenizi istiyorum. Na-
kış kursumuza iplik ve kumaş verilmesini istiyorum."
A
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkuc yahoo.com
Yerlileri dayanıksız çıkıyor... Avrupa'dan sosyal
demokrat ve liberal partıler ıthal edelim!
Bergama ve siyanürlü altıncının ilanı
Siyanürlü altına karşı köylerin-
^de savaşım verilen Bergama'nın
T ^ nüfusu yaklaşık 60 bin... Tüm
L
- gazetelerin Bergama'da günlük
satışı 2 bin 500'le 3 bin arasında de-
ğişiyor... Nüfusun gazete okuma ora-
nı yüzde 5 dolayında...
20-26 Mayıs haftasında Berga-
ma'daki gazete bayilerine gönderilen
Cumhuriyet'in günlük ortalaması 90
adet... Günlük satış ortalaması ise 44
adet... Bergama'da gazete okurlannın
yüzde 1.4'ü Cumhuriyet alıyor...
Bergama'da köylülerin ayın 23'ün-
de siyanürlü altına karşı eylem yaptı-
ğı 20-26 Mayıs haftasında Cumhuri-
yet'in tirajı (ilk rakam gönderilen, ikin-
ci rakam satılan gazete sayısını gös-
teriyor) şöyle: : —
20 Mayıs Pazan 86/45
21 Mayıs Pazartesi: 64/31
22 Mayıs Salı: 81 / 51
23 Mayıs Çarşamba 164/39
24 Mayıs Perşembe: 77/31
25 Mayıs Cuma: 75 / 53
26 Mayıs Cumartesi: 83/41
Eurogokj'un yerine geçen Normandy
şirketinin ilanının yayımlandığı 29 Ma-
yıs'ta Bergama'ya gönderilen gazete
92, satılan gazete 62 adet.
llan Cumhuriyet'e, Istanbul'daki Del-
ta Ajans aracılığıyla veriliyor ve rezer-
vasyon ordinosunda "Eurogold" adı
geçmiyor...
llanın yayımından sonra, Cumhuri-
yet'in siyanüriü altın konusundaki ha-
berlerinde ve köşe yazılarında her-
hangi bir sapma görülmüyor.
Stadyumun Yeni Işlevi!
MERtÇ VELİDEDEOĞLU
Iran'da porno film çevirdiği
için "zina" ile suçlanan kadı-
nın taşlanarak (recm) öldürül-
mesi haberinin sıcaklığı henüz
soğumadan Afganistan kay-
naklısı yetiştı.
Habere göre, Afganistan'ın
Taleban yönetimi nikâhtan ön-
ce aşk yaşayan bir çiftı zina ge-
rekçesiyle 1OO'er kez kırbaç-
lanma cezasına çarptırmtş; ce-
za bir stadyumda binlerce se-
yircinin önünde yerine getiril-
mış ve sonra da nikâh kıyıl-
mış.
Islamlığın ilk on yılı boyun-
ca "zina" diye bir suç yoktu;
onuncu yılda yalnızca evli ka-
dınlar için suç sayıldı ve ceza
getirıldi.
Nisa suresınde belirtilen ce-
za, kadının ev hapsıne alın-
masıydı; bunun için de dört
tanık gereklıydi; kuşkusuz dört
erkektanık...
Bir süre sonra erkekler için
de zina suç sayıldı; cezası da
"hakaret edici biçimde ezıyet
etmek"İ\; ama "tövbe" ederler-
se onlara dokunulmayacaktı.
Tarihçilerin de belirttiği gibi,
Islamın on ikinci yılında Pey-
gamberin eşi Ayşe hakkında
yayılan bir söylenti üzerine zi-
na olayı yenıden değeriendiril-
di.
Bu yeni değerlendirme Nur
suresınde: "Zina eden kadın
ve erkeğe yüzer değnek vu-
run" yaptırımıyla ortaya kon-
du. Ayrıca cezanın uygulan-
ması sırasında inananlardan
"b/rzürnre "nin de tanık olarak
bulunması koşulu getirıldi.
Ne var ki, zina konusu bu-
nunla da noktalanmadı; bir sü-
re sonra evli kişilerin evlilik dı-
şı ilışkileri "recm", yani taşla-
yarak öldürme ile cezalandırıl-
ması uygun görüldü.
Bu yeni ceza Kuran'da de-
ğil de, onu düzenleyen Pey-
gamber olduğu için "Sünnet"
statüsünde yer aldı.
Görüldüğü gibi, Kuran'daki
kuralın "nesh" edilerek yani
değiştirilerek düzenlenen ye-
ni cezada, hem dövme hem de
taşlama var; uygulamanın in-
sanlarca izlenmesi koşulu da
korunmuş.
Dört halıfe döneminin ardın-
dan gelen Emevi ve özellikle
Abbasi devleti süreçlerinde
recm cezasının katı bir biçim-
de uygulanmadığı belirtilir; bu-
nun en ünlü örneklerinden bi-
ri de Ibni Fadlan olayıdır.
Bağdat sarayında görevli
olan Ibnı Fadlan, Halıfe'nin ca-
riyelerinden biriyle ilişki kurar;
bu durum ortaya çıkınca, ken-
disine ülke dışında bir görev ve-
rilip saraydan uzaklaştırılma-
sı yoluna gidılir; Ibni Fadlan
bu sürgun sayesinde günü-
müze dek ulaşan gezi anıları
yazma şansını elde etmiştir.
Zamanımızda ise şenatla yö-
netılen ülkelerde zina suçu,
verilen cezanın uygulamasına
getirilen düzenlemelerie bam-
başka bir boyuta taşınmıştır.
Bu ülkelerden dünya basını-
na sızan haberlere göre: Yar-
gıç, recm cezası vermışse uy-
gulanacağı tarıhı ve yerı top-
lumun duyması sağlanmakta,
günü geldiğinde de olayın bir
"seyirlik" gibi coşkulu bir biçim-
de izlenmesine olanak tanın-
maktadır.
Her yeni "infaz" bir önce-
kinden daha büyük bir kalaba-
lığın toplanmasına neden ol-
duğundan, alanlara sığmayan
seyircileri "mahzun "etmemek
ve onlara ayakta değil de otu-
rarak daha bir keyıfle ızleme fır-
satı verebilmek için, şimdi zi-
na cezalarının stadyumlarda
uygulanmasına karar verildı-
ği, Afganistan'dan sızan ha-
berden anlaşılıyor.
Acaba seçilen bu yeni infaz
yeri ile toplumun olayı bir fut-
bol karşılaşması gibi algılama-
sı istenmış olabilır mi?
Ne var ki, futbol izleyicileri-
nin oyuna katkıları olamaz, ya-
ni oyuna katılamazlar, oysa
recm'i izleyenler, kurala göre
yumruk buyuklüğündeki taş-
larla infazın yerine getirilmesi-
ne katılabilirler.
Atılan birtaşın hedefıne ulaş-
masının, örneğin suçlunun gö-
zünü patlatmasının, alnını yar-
masının gole dönüşmüş bir
atış gibi algılanmasına olanak
var mıdır?
Çağdaş düşünürlerden Jac-
ques Monod, "Rastlantı ve
Zorun/u/c"adhyapıtında: "Gü-
nümüz hayvan türleri içinde,
tür içi öldürme bilinmez" di-
yor; bu, "kurbağanın kurbağa-
yı, filin fili öldüırnediği" anla-
mına geliyor...
İnsan, Türkiye Cumhuriye-
ti'nin laıkyönetiminin Islam di-
nini ne denli yücelttiğıni; şeri-
atın egemen olduğu, stadyum
2000 yıl öncesinin "Colosse-
um "una döndüren ülkelerden
gelen bu tür haberlerle çok
daha iyı anlıyor...
KlM KİME DUM DUMA BEHtçAK behicaktö turk.net
. ' »
s
•
&»w*
ÇlZGİLlK KÂMÎL MASARACI
KEDt LEVO APTÜÜKA
TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 1 Haziran
AVANOSİCRADAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ NDEN İLANEN TEBLİGAT
EsasNo- 1999 94^
Macaklı. tlkerKesal vekılı Av lmıan-Suat Ûztûrk AsanosBorçlu. tlhan Karaer G M K
Bulvan No. 123 20 Maltepe Ankara Alacaklı vekılı tarafından aleyhmıze \apılan taluptan-
hi tıban ık 3Î8 400 000 -TL nm tahsılı zımmındakı ıcra takıbmde ^dresmız meçhul kal-
dıpndan ödeme emnnın ılanen teblığıne karar \ enlmıştır tşbu ılanın gazetede neşnnden ıtı-
batn 20 gun ıçınde >ukanda yazılı bon; ve masraflan odemenız. takıbın davanağı senet
kanbıvo senedı nıtehğını haız değilse 10 gün ıçınde mercıe şıkâvet etmeniz. takıp dayanağı
seKt altindakı ımza sıze aıt değilse yıne bu lOgün ıçınde ayrıca ve açıkça bir dılekçe ile tet-
kit mercııne bıldırmemz, aksı takdırde kambı>o senedındekı ımzamn sızden sadır sayılaca-
6ı jnzamzı haksız vere ınkâr edersenız takıp konusu alacağın yıizde 10u oranmda para ce-
z:Mna mahkûm edileceğımz, borçiu olmadığııuz \e\, a borcun ıtfa veva ımhal edıldığı \eya
ahcağın zamanaşımına ugradıeı veya yetkı hakkında ıtırazınız \arsa bunu sebeplen ile bır-
lüse 10 gün ıçmde tetkık mercııne bir dılekçe ile bıldırerek mercıden ıtırazın kabulûne daır
bi" karar getırmediğiniz takdırde çebn ıcraya dev am olunacağı. ıtıraz edılmedığı v e borç
öcamıedı|ı takdırde 20 gün ıçmde "M maddey e göre mal bevanmda bulunmanız. bulunmaz-
sanz hapısle tazyık olunacağınız. hıç mal bev anında bulunmaz v ev a hakıkate a>Kın bey an-
di bulunu^anız aynca hapısle cezalandınlacağınız, ödeme emn yenne kaım olmak üzere
îlsrenteblığolunûr 14.05.2001 ' Basm 302^5
BOKSER NAREKETI..
19OO'OE 8U&ÜN, ÇİM'iH
Ç ÇİN'O£
ÇOK SAyrûA sizLi ö/eeürrgN S
E/?Ç£ * İ M O
YUMKUK) oi
LA8./MA UY61/N 8/ÇlMOE YÖNLEMb VE
se/sr&f/e MücAPeLeye &t/nşM/şri.sonuN-
OA, PiPLOMAriAR. MAHALLSSfM/
SS 6ÜM ÇABP/ÇbVŞCA/e, ÇİN'E
ai^/ens/ei K4&çts/*joA
Muayene, Teşhls, Tedavl
TÜRK KALP VAKFI
19 Mayıs Cad. No: 8 Şişfi/lstanbul
Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35
Internet: http://www.tkv.org.tr
e-mail: gen.sekreteriatkv.org.tr koordinator@tkv.org.tr
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük
Bizim Gazete
Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmalanyla,
köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumların gazetesi.
Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212.51108 75
ANKARA... ANKA...
MÜŞERREF HEKtMOGLU
Şıklık Sözii Yeniden
Gündemde
Mustafa Balbay ı kutluyorum. Siyasal yaşam-
da anlamını yitiren şıklık sözünu yeniden getirdi
gündeme. Başbakan Ecevit'ten kaynaklanan bir
haber, başlık oldu gazetemize, tartışmalara yol aç-
tı.
Jandarmanın yolsuzluk operasyonlanndaki dav-
ranış biçimini şık bulmadığını söylüyor Başbakan.
Mesut Yılmaz da benzer konuşmalar yaptı, ama
etkisi uzamadı. Askerler de üzüntüsünü belirte-
rek yanıtlıyor Başbakan'ı, şıklık olayına da yeni
bir boyut katıyor. Hatalar olabilir, ama doğru or-
tamında söylemek gerekir, diyorlar. Doğrudan
tepkiler, düzeysiz sözler, saldırı niteliğinde yanıt-
larla üzücü bir yaşam biçimi sergileniyor. Parla-
mentoda, kuliste ya da bir partinin grup toplan-
tısındaki konuşmalar, düzeysizliği sergiliyor an-
cak. Ses duvannı da aşıyor, utanç duvarını da. Si-
yasal bir artı da yok. Bağıranların sesi duyulmu-
yor, yalanlayanlar da inandıncı olamıyor! Kavgay-
la gürültüyle saldırarak bir yere varılamıyor. Ger-
çekler değişmiyor, daha çok beliriyor. Askerlerin
konumu da çizgisini hiç şaşırmıyor.
• • •
Sayın Ecevit'in şıklık sözü ilginç çağnşımlarayol
açtı düşüncemde. Geçmiş dönemlerde dinledi-
ğim sözleri anımsadım. Sayın Ecevit de onlardan
biri, şık bir sözcük kürsülerde. Mavi gömleğiyle
milyonlara sesleniyor, alanları dalgalandırıyor, an-
cak mavi çabuk soldu! Modanın çizgileri de bır-
birine karıştı. Kırmızı mı, yeşil mi, sarı mı, mavi mi,
ayırdına varamıyor insan.
Moda, bir yaşam biçimidir, değil mi?..
Şıklıktan söz etmek kolay değil artık. Şıklık gi-
yimle de bağımlı değil. Kimi kadınlar ya da erkek-
ler çok pahalı, güzel giysilerine karşın şık değil,
giyimli ya da süslü oluyor ancak. Ama tersi de olu-
yor, bir kravatla, bir eşarpla, boy nuna doladığı bir
şalla şıklığa imza atanlar da var. Amerika'nın en
şık 10 kadınından bin Mirka Ertegün'dü vaktiy-
le. Müzik dünyasının önemli adı Ahmet Erte-
gün'ün eşi. Istanbul'a gelince "Bavu/unda ne var"
diye sordum. "İki süveter, iki etek, bir siyah elbi-
seyle birkaç kolye" diye yanıtladı.
Geçen akşam sordu bir dostum: "Başkentin
en şık kadınlan kimler?" Çok zorlandım, sayıları
çoğaltamadım. Söz, şık erkeklere gelince bir so-
lukta 9'a kadar saydım. Şıklığın başka gizemi, ne-
denleri var. Örneğin Ersin Onay. Istanbul Müzik
Festivali'nin yöneticisı. Çevresiyle güzel bütün-
leşen, şık bir yönetici diye selamlanıyor. Herkes
sevgiyle söz ediyor. Emekli Büyükelçi Haluk Ku-
ra da her yaşta güzel taşıyor şıklığını. Tepeden
tırnağa yaşam biçimini yansıtıyor.
Yazımı şık bir öyküyle sona erdiriyorum. Değer-
li bestecimiz Adnan Saygun dan dinledim vak-
tiyle. Chopin'i Sevenler Derneği kurulduğu zaman
anlattı:
Hipodrotnda yarışa hazırianıyor atlar. Çevrele-
rinde coşkulu bir kalabalık, sonucu bekliyor. Var-
sayımları konuşuyor. Biri ayrıca gergin ve mutlu.
Gözleri parlıyor, gülümsüyor, sevgiyle kucaklıyor,
okşuyor bir atı. Çarpıcı bir tablo çiziyor. Çevre-
sindekiler merak ediyor. Bu gülümser kişi, güzel
atın sahibi mi acaba? Soru olumsuz yanıtlanıyor.
Öyleyse bu at için hayli para koyarak oynuyor bu
kişi. Hayır, atlar için oynayacak parası yok. Dar
gelirli bir vatandaş bu. O zaman bir olasılık var.
Bu kişi bir jokey, bu atı yarışa hazırlayan kişi. Yok,
bu soru da olumsuz yanıtlanıyor. Sonunda gize-
mini açıklıyor, gözleri sevgiyle parlayan adam.
- Bu atın yularını ben yaptım.
Koşarak uzaklaşıyor kalabalıktan.
Son günlerin modası bu öykü, başkentimizde.
Kimin modası derseniz, eyerciyi tanıyorsunuz.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Yurdumu-
zun sulak
alanlanndada
yaşayan bir su 3
kuşu. 2/ An- 4
kara'nınbiril-
çesı... Erkek
keçi. 3/lslam- 6
lık öncesi 7
Türkedebiya- „
tındaatasözü-
ne yerilen 9
ad... Ödenti. 4/ Fir-
devsi'nin ünlü mes-
nevisi. 5/Asya'da bir 2
ülke... Türlü bitkile-
rinyaprakvekabuk- 4
lanyla kokulandml-
mış acımtırak bir iç-
ki. 6/ Kuşlann, "taş-
lık" da denilen mide-
si... Rütbesiz asker.
II Terbiye. 8/ Ray
ûzerinde işleyen bir taşıma aracı... Şaşma belir-
ten bir ünlem. 9/ Ticaret mallannı saklamak için
nhtımda yapılan büyük depo... Küçük çapa.
YUKARIDAN A$AĞIYA:
1/ Üzüm şırasıyla yapılan bir tür pestil... Beste-
lenmiş her tür şiire Batı'da verilen ad. 2/ Avıaç içi...
Koyunun kol-kürek bölümünden elde edilen si-
lindir biçimli et. 3/ Tahta oymacısı... llkel bir si-
lah. 4/ Yemek... Büyük çivi. 5/ Ilenme, beddua...
"—yaprak verir sır vermez rüzgâra" (C.S.Taran-
cı). 6/ Avrupa'da bir başkent... Malik, sahip. 7/
Pişmanlık. 8/ Bahçelerde yazın oturulmak için ya-
pılan ve üstü yeşilliklerle sanlan süslü çardak. 9/
Uzun tüylü bir köpek cinsi... Ticaret eşyası.
TEMA
ÇELENK HATTI
Sevdiklerinizi fidanla yaşatm
Tel: (0212) 284 80 00
Faks:(0212)284 80 09