23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-« HAZİRAN 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Etektronik posta: denizsomficumhuriyetcom.tr Tefc 0.212.512 05 05 Fak«: 0312.512 44 87 - Fondaki bankalann mallan açık arttırma ile satılacakmış... "Avnen batan aeminin mallan bunlar!" Yerel yönetimler Türk Belediyeler Biriiği Aksaray'da toplanmış, yerelyönetimlerie ilgili konuları ve sorunlan görüşüyor... Türk Belediyeler Birliği Başkanı ve aynı zamanda Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, yaptığı açıklamada "Parlamentonun gündeme aldığı ve belediyeleri doğrudan ilgilendiren Tüketici Yasası, Devlet Ihale Yasası, Endüstriyel Bölgeler Yasası tasanlarıyla belediyelere genel bütçe gelirterinden pay verilmesi yasa değişikliği konusunda kurumumuza ve belediyelere bilgi verilmemektedir" diyor... Çarpıcı bir açıklama... Bu açıklama üzerine akla ister istemez şu düşünce geliyor. "Hükümet hazırladığı yasa tasanlarıyla ilgili olarak Amerika Birleşik Devletleri'ne, Dünya Bankası'na ve Uluslararası Para Fonu'na bilgi vermeyi yeterli buluyor!" I • I stanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü I öğretim üyelerınden Doç. Dr. Serdar M. De- I ğirmencioğlu'nun çocuklar ve gençler için 1 1 başlattığı bir kampanya vardı. Internet orta- mında "Benim de Sesim Var - Sesimi Duyun" kam- panyasında katılanların görüşleri Başbakan'a ileti- iecekti. Mesajlar geldi ve Başbakan'ın bilgisine su- nuldu... llgilenir mi bilinmez! lletilerden seçkiler: "Hergün babamıntelevizyon seyrederken bugün şu kadar kaybettik, bu kadar kaybettik diyerek üzül- mesine çok üzüluyorum. Eğer babam hep kaybe- derse bana ne olacak diye çok ama çok korkuyo- rum. Eğer babam hep kaybederse gelecekte biz neyi, nasıl kazanacağız. Bize kazanacak bir şey kal- mayacak mı?" "Başbakanım, Türkiye'de çocuk olmak istiyorum. Haksız yere insanların ceza almasını istemiyorum." "Eğer ekonomik krizin yenilmesini istiyorsanız lüt- fen TBMM'yi bırakın yenilikçi beyinleri ve sonsuz ufuk- Gençlerdenlarıyla gençler yönetsin." "Çocuklara da fikirlerini sorun!" * "Türkiye'de dolann düşmesini istiyorum. Sonra me- murlara zam istiyorum. Benim babam ilkokul öğret- meni. Benim daha iyi durumlarda eğitim görmemi istiyor. llk önce bunu istiyorum." "Ben her şeyın pahalı olduğu bir ülkede yaşamak istemiyorum. Hortumcuların olduğu, insan hayatı- nın hiçe sayıldığı bir ülkede yaşamak istemiyorum." "Babam hep 'bizim zamanımızda ülkeyi bu in- sanlar yönetiyordu; şimdi benim çocuğum oldu yi- ne aynı insanlar var, gelecek için daha çok endişe- leniyorum' diyor. Eğer babamın dedikleri doğru çı- karsa bana ne olacak lütfen söyler misiniz?" "Biz altı kardeş olarak sadece gelirimiz babamın memur maaşıyla geçinmeye çalışıyoruz. Çalışmak istiyoruz fakat işsizlik yüzünden çalışamıyoruz. Ki- rada oturuyoruz ve iki kardeşim okula gidiyor. Nice gençlerimiz işsizlik yüzünden kahveye bile gidemi- yorlar çünkü ceplerinde çay parası bile yok." "Iş imkânı olmadığı için bütün gençler kahve kö- şelerinde oturuyorlar. Kendinizi bu insanlann yeri- ne koyarak düşünün; siz olsaydınız ne yapardınız? Sefaletten kurtulmak istiyoruz. Doğu Anadolu'ya sahip çıkmanızı istiyoruz. Gençlerin yapabileceği sosyal bir faaliyet bile yok. Lütfen artık bu sese ku- lak verin." "llimizdeki tek geçim kaynağı olan Tekel sigara ve tütün fabrikasının kapanmasını istemiyoruz" "Ne durumda olduğumuzu bilmiyorsunuz. Ben, hiç- bir zaman görmek istemediğiniz bir memur kızıyım." "Fabrika açmanızı istiyorum. Kitap istiyorum. Ba- bam gibi işsiz insanlara iş vermenizi istiyorum. Na- kış kursumuza iplik ve kumaş verilmesini istiyorum." A Yüksek Yerilim Hattı erdincutkuc yahoo.com Yerlileri dayanıksız çıkıyor... Avrupa'dan sosyal demokrat ve liberal partıler ıthal edelim! Bergama ve siyanürlü altıncının ilanı Siyanürlü altına karşı köylerin- ^de savaşım verilen Bergama'nın T ^ nüfusu yaklaşık 60 bin... Tüm L - gazetelerin Bergama'da günlük satışı 2 bin 500'le 3 bin arasında de- ğişiyor... Nüfusun gazete okuma ora- nı yüzde 5 dolayında... 20-26 Mayıs haftasında Berga- ma'daki gazete bayilerine gönderilen Cumhuriyet'in günlük ortalaması 90 adet... Günlük satış ortalaması ise 44 adet... Bergama'da gazete okurlannın yüzde 1.4'ü Cumhuriyet alıyor... Bergama'da köylülerin ayın 23'ün- de siyanürlü altına karşı eylem yaptı- ğı 20-26 Mayıs haftasında Cumhuri- yet'in tirajı (ilk rakam gönderilen, ikin- ci rakam satılan gazete sayısını gös- teriyor) şöyle: : — 20 Mayıs Pazan 86/45 21 Mayıs Pazartesi: 64/31 22 Mayıs Salı: 81 / 51 23 Mayıs Çarşamba 164/39 24 Mayıs Perşembe: 77/31 25 Mayıs Cuma: 75 / 53 26 Mayıs Cumartesi: 83/41 Eurogokj'un yerine geçen Normandy şirketinin ilanının yayımlandığı 29 Ma- yıs'ta Bergama'ya gönderilen gazete 92, satılan gazete 62 adet. llan Cumhuriyet'e, Istanbul'daki Del- ta Ajans aracılığıyla veriliyor ve rezer- vasyon ordinosunda "Eurogold" adı geçmiyor... llanın yayımından sonra, Cumhuri- yet'in siyanüriü altın konusundaki ha- berlerinde ve köşe yazılarında her- hangi bir sapma görülmüyor. Stadyumun Yeni Işlevi! MERtÇ VELİDEDEOĞLU Iran'da porno film çevirdiği için "zina" ile suçlanan kadı- nın taşlanarak (recm) öldürül- mesi haberinin sıcaklığı henüz soğumadan Afganistan kay- naklısı yetiştı. Habere göre, Afganistan'ın Taleban yönetimi nikâhtan ön- ce aşk yaşayan bir çiftı zina ge- rekçesiyle 1OO'er kez kırbaç- lanma cezasına çarptırmtş; ce- za bir stadyumda binlerce se- yircinin önünde yerine getiril- mış ve sonra da nikâh kıyıl- mış. Islamlığın ilk on yılı boyun- ca "zina" diye bir suç yoktu; onuncu yılda yalnızca evli ka- dınlar için suç sayıldı ve ceza getirıldi. Nisa suresınde belirtilen ce- za, kadının ev hapsıne alın- masıydı; bunun için de dört tanık gereklıydi; kuşkusuz dört erkektanık... Bir süre sonra erkekler için de zina suç sayıldı; cezası da "hakaret edici biçimde ezıyet etmek"İ\; ama "tövbe" ederler- se onlara dokunulmayacaktı. Tarihçilerin de belirttiği gibi, Islamın on ikinci yılında Pey- gamberin eşi Ayşe hakkında yayılan bir söylenti üzerine zi- na olayı yenıden değeriendiril- di. Bu yeni değerlendirme Nur suresınde: "Zina eden kadın ve erkeğe yüzer değnek vu- run" yaptırımıyla ortaya kon- du. Ayrıca cezanın uygulan- ması sırasında inananlardan "b/rzürnre "nin de tanık olarak bulunması koşulu getirıldi. Ne var ki, zina konusu bu- nunla da noktalanmadı; bir sü- re sonra evli kişilerin evlilik dı- şı ilışkileri "recm", yani taşla- yarak öldürme ile cezalandırıl- ması uygun görüldü. Bu yeni ceza Kuran'da de- ğil de, onu düzenleyen Pey- gamber olduğu için "Sünnet" statüsünde yer aldı. Görüldüğü gibi, Kuran'daki kuralın "nesh" edilerek yani değiştirilerek düzenlenen ye- ni cezada, hem dövme hem de taşlama var; uygulamanın in- sanlarca izlenmesi koşulu da korunmuş. Dört halıfe döneminin ardın- dan gelen Emevi ve özellikle Abbasi devleti süreçlerinde recm cezasının katı bir biçim- de uygulanmadığı belirtilir; bu- nun en ünlü örneklerinden bi- ri de Ibni Fadlan olayıdır. Bağdat sarayında görevli olan Ibnı Fadlan, Halıfe'nin ca- riyelerinden biriyle ilişki kurar; bu durum ortaya çıkınca, ken- disine ülke dışında bir görev ve- rilip saraydan uzaklaştırılma- sı yoluna gidılir; Ibni Fadlan bu sürgun sayesinde günü- müze dek ulaşan gezi anıları yazma şansını elde etmiştir. Zamanımızda ise şenatla yö- netılen ülkelerde zina suçu, verilen cezanın uygulamasına getirilen düzenlemelerie bam- başka bir boyuta taşınmıştır. Bu ülkelerden dünya basını- na sızan haberlere göre: Yar- gıç, recm cezası vermışse uy- gulanacağı tarıhı ve yerı top- lumun duyması sağlanmakta, günü geldiğinde de olayın bir "seyirlik" gibi coşkulu bir biçim- de izlenmesine olanak tanın- maktadır. Her yeni "infaz" bir önce- kinden daha büyük bir kalaba- lığın toplanmasına neden ol- duğundan, alanlara sığmayan seyircileri "mahzun "etmemek ve onlara ayakta değil de otu- rarak daha bir keyıfle ızleme fır- satı verebilmek için, şimdi zi- na cezalarının stadyumlarda uygulanmasına karar verildı- ği, Afganistan'dan sızan ha- berden anlaşılıyor. Acaba seçilen bu yeni infaz yeri ile toplumun olayı bir fut- bol karşılaşması gibi algılama- sı istenmış olabilır mi? Ne var ki, futbol izleyicileri- nin oyuna katkıları olamaz, ya- ni oyuna katılamazlar, oysa recm'i izleyenler, kurala göre yumruk buyuklüğündeki taş- larla infazın yerine getirilmesi- ne katılabilirler. Atılan birtaşın hedefıne ulaş- masının, örneğin suçlunun gö- zünü patlatmasının, alnını yar- masının gole dönüşmüş bir atış gibi algılanmasına olanak var mıdır? Çağdaş düşünürlerden Jac- ques Monod, "Rastlantı ve Zorun/u/c"adhyapıtında: "Gü- nümüz hayvan türleri içinde, tür içi öldürme bilinmez" di- yor; bu, "kurbağanın kurbağa- yı, filin fili öldüırnediği" anla- mına geliyor... İnsan, Türkiye Cumhuriye- ti'nin laıkyönetiminin Islam di- nini ne denli yücelttiğıni; şeri- atın egemen olduğu, stadyum 2000 yıl öncesinin "Colosse- um "una döndüren ülkelerden gelen bu tür haberlerle çok daha iyı anlıyor... KlM KİME DUM DUMA BEHtçAK behicaktö turk.net . ' » s • &»w* ÇlZGİLlK KÂMÎL MASARACI KEDt LEVO APTÜÜKA TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 1 Haziran AVANOSİCRADAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ NDEN İLANEN TEBLİGAT EsasNo- 1999 94^ Macaklı. tlkerKesal vekılı Av lmıan-Suat Ûztûrk AsanosBorçlu. tlhan Karaer G M K Bulvan No. 123 20 Maltepe Ankara Alacaklı vekılı tarafından aleyhmıze \apılan taluptan- hi tıban ık 3Î8 400 000 -TL nm tahsılı zımmındakı ıcra takıbmde ^dresmız meçhul kal- dıpndan ödeme emnnın ılanen teblığıne karar \ enlmıştır tşbu ılanın gazetede neşnnden ıtı- batn 20 gun ıçınde >ukanda yazılı bon; ve masraflan odemenız. takıbın davanağı senet kanbıvo senedı nıtehğını haız değilse 10 gün ıçınde mercıe şıkâvet etmeniz. takıp dayanağı seKt altindakı ımza sıze aıt değilse yıne bu lOgün ıçınde ayrıca ve açıkça bir dılekçe ile tet- kit mercııne bıldırmemz, aksı takdırde kambı>o senedındekı ımzamn sızden sadır sayılaca- 6ı jnzamzı haksız vere ınkâr edersenız takıp konusu alacağın yıizde 10u oranmda para ce- z:Mna mahkûm edileceğımz, borçiu olmadığııuz \e\, a borcun ıtfa veva ımhal edıldığı \eya ahcağın zamanaşımına ugradıeı veya yetkı hakkında ıtırazınız \arsa bunu sebeplen ile bır- lüse 10 gün ıçmde tetkık mercııne bir dılekçe ile bıldırerek mercıden ıtırazın kabulûne daır bi" karar getırmediğiniz takdırde çebn ıcraya dev am olunacağı. ıtıraz edılmedığı v e borç öcamıedı|ı takdırde 20 gün ıçmde "M maddey e göre mal bevanmda bulunmanız. bulunmaz- sanz hapısle tazyık olunacağınız. hıç mal bev anında bulunmaz v ev a hakıkate a>Kın bey an- di bulunu^anız aynca hapısle cezalandınlacağınız, ödeme emn yenne kaım olmak üzere îlsrenteblığolunûr 14.05.2001 ' Basm 302^5 BOKSER NAREKETI.. 19OO'OE 8U&ÜN, ÇİM'iH Ç ÇİN'O£ ÇOK SAyrûA sizLi ö/eeürrgN S E/?Ç£ * İ M O YUMKUK) oi LA8./MA UY61/N 8/ÇlMOE YÖNLEMb VE se/sr&f/e MücAPeLeye &t/nşM/şri.sonuN- OA, PiPLOMAriAR. MAHALLSSfM/ SS 6ÜM ÇABP/ÇbVŞCA/e, ÇİN'E ai^/ens/ei K4&çts/*joA Muayene, Teşhls, Tedavl TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişfi/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35 Internet: http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreteriatkv.org.tr koordinator@tkv.org.tr Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Gazete Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumların gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212.51108 75 ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKtMOGLU Şıklık Sözii Yeniden Gündemde Mustafa Balbay ı kutluyorum. Siyasal yaşam- da anlamını yitiren şıklık sözünu yeniden getirdi gündeme. Başbakan Ecevit'ten kaynaklanan bir haber, başlık oldu gazetemize, tartışmalara yol aç- tı. Jandarmanın yolsuzluk operasyonlanndaki dav- ranış biçimini şık bulmadığını söylüyor Başbakan. Mesut Yılmaz da benzer konuşmalar yaptı, ama etkisi uzamadı. Askerler de üzüntüsünü belirte- rek yanıtlıyor Başbakan'ı, şıklık olayına da yeni bir boyut katıyor. Hatalar olabilir, ama doğru or- tamında söylemek gerekir, diyorlar. Doğrudan tepkiler, düzeysiz sözler, saldırı niteliğinde yanıt- larla üzücü bir yaşam biçimi sergileniyor. Parla- mentoda, kuliste ya da bir partinin grup toplan- tısındaki konuşmalar, düzeysizliği sergiliyor an- cak. Ses duvannı da aşıyor, utanç duvarını da. Si- yasal bir artı da yok. Bağıranların sesi duyulmu- yor, yalanlayanlar da inandıncı olamıyor! Kavgay- la gürültüyle saldırarak bir yere varılamıyor. Ger- çekler değişmiyor, daha çok beliriyor. Askerlerin konumu da çizgisini hiç şaşırmıyor. • • • Sayın Ecevit'in şıklık sözü ilginç çağnşımlarayol açtı düşüncemde. Geçmiş dönemlerde dinledi- ğim sözleri anımsadım. Sayın Ecevit de onlardan biri, şık bir sözcük kürsülerde. Mavi gömleğiyle milyonlara sesleniyor, alanları dalgalandırıyor, an- cak mavi çabuk soldu! Modanın çizgileri de bır- birine karıştı. Kırmızı mı, yeşil mi, sarı mı, mavi mi, ayırdına varamıyor insan. Moda, bir yaşam biçimidir, değil mi?.. Şıklıktan söz etmek kolay değil artık. Şıklık gi- yimle de bağımlı değil. Kimi kadınlar ya da erkek- ler çok pahalı, güzel giysilerine karşın şık değil, giyimli ya da süslü oluyor ancak. Ama tersi de olu- yor, bir kravatla, bir eşarpla, boy nuna doladığı bir şalla şıklığa imza atanlar da var. Amerika'nın en şık 10 kadınından bin Mirka Ertegün'dü vaktiy- le. Müzik dünyasının önemli adı Ahmet Erte- gün'ün eşi. Istanbul'a gelince "Bavu/unda ne var" diye sordum. "İki süveter, iki etek, bir siyah elbi- seyle birkaç kolye" diye yanıtladı. Geçen akşam sordu bir dostum: "Başkentin en şık kadınlan kimler?" Çok zorlandım, sayıları çoğaltamadım. Söz, şık erkeklere gelince bir so- lukta 9'a kadar saydım. Şıklığın başka gizemi, ne- denleri var. Örneğin Ersin Onay. Istanbul Müzik Festivali'nin yöneticisı. Çevresiyle güzel bütün- leşen, şık bir yönetici diye selamlanıyor. Herkes sevgiyle söz ediyor. Emekli Büyükelçi Haluk Ku- ra da her yaşta güzel taşıyor şıklığını. Tepeden tırnağa yaşam biçimini yansıtıyor. Yazımı şık bir öyküyle sona erdiriyorum. Değer- li bestecimiz Adnan Saygun dan dinledim vak- tiyle. Chopin'i Sevenler Derneği kurulduğu zaman anlattı: Hipodrotnda yarışa hazırianıyor atlar. Çevrele- rinde coşkulu bir kalabalık, sonucu bekliyor. Var- sayımları konuşuyor. Biri ayrıca gergin ve mutlu. Gözleri parlıyor, gülümsüyor, sevgiyle kucaklıyor, okşuyor bir atı. Çarpıcı bir tablo çiziyor. Çevre- sindekiler merak ediyor. Bu gülümser kişi, güzel atın sahibi mi acaba? Soru olumsuz yanıtlanıyor. Öyleyse bu at için hayli para koyarak oynuyor bu kişi. Hayır, atlar için oynayacak parası yok. Dar gelirli bir vatandaş bu. O zaman bir olasılık var. Bu kişi bir jokey, bu atı yarışa hazırlayan kişi. Yok, bu soru da olumsuz yanıtlanıyor. Sonunda gize- mini açıklıyor, gözleri sevgiyle parlayan adam. - Bu atın yularını ben yaptım. Koşarak uzaklaşıyor kalabalıktan. Son günlerin modası bu öykü, başkentimizde. Kimin modası derseniz, eyerciyi tanıyorsunuz. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Yurdumu- zun sulak alanlanndada yaşayan bir su 3 kuşu. 2/ An- 4 kara'nınbiril- çesı... Erkek keçi. 3/lslam- 6 lık öncesi 7 Türkedebiya- „ tındaatasözü- ne yerilen 9 ad... Ödenti. 4/ Fir- devsi'nin ünlü mes- nevisi. 5/Asya'da bir 2 ülke... Türlü bitkile- rinyaprakvekabuk- 4 lanyla kokulandml- mış acımtırak bir iç- ki. 6/ Kuşlann, "taş- lık" da denilen mide- si... Rütbesiz asker. II Terbiye. 8/ Ray ûzerinde işleyen bir taşıma aracı... Şaşma belir- ten bir ünlem. 9/ Ticaret mallannı saklamak için nhtımda yapılan büyük depo... Küçük çapa. YUKARIDAN A$AĞIYA: 1/ Üzüm şırasıyla yapılan bir tür pestil... Beste- lenmiş her tür şiire Batı'da verilen ad. 2/ Avıaç içi... Koyunun kol-kürek bölümünden elde edilen si- lindir biçimli et. 3/ Tahta oymacısı... llkel bir si- lah. 4/ Yemek... Büyük çivi. 5/ Ilenme, beddua... "—yaprak verir sır vermez rüzgâra" (C.S.Taran- cı). 6/ Avrupa'da bir başkent... Malik, sahip. 7/ Pişmanlık. 8/ Bahçelerde yazın oturulmak için ya- pılan ve üstü yeşilliklerle sanlan süslü çardak. 9/ Uzun tüylü bir köpek cinsi... Ticaret eşyası. TEMA ÇELENK HATTI Sevdiklerinizi fidanla yaşatm Tel: (0212) 284 80 00 Faks:(0212)284 80 09
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle