Katalog

28 MAYIS 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Diyarbakır'da festivale engel SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk MAHMUT ORAL DİYARBAKIR - Di- yarbakır'da büyük coş- kuyla başlayan "1. Kül- tür ve Sanat Festiva- IPnde bazı sanatçılar çe- şitli engellemelerle kar- şılaştı. Birçok sanatçı, et- kinliklerim programda açıklanan tarihi mekân- larda değil, sendika ve belediyeye ait binalarda gerçekleştirmek zorunda kaldı. Festival kapsamın- da ücretsiz gösterilen fılmleri izlemek ısteyen yurttaşlann salona giriş- İerinde tek tek aranması ise tepkı çekti. HADEP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediye- si'ncedüzenlenen "1. Di- yarbakır Kültürve Sanat Festivali" etkinlikleri kapsamında önceki ak- şam, tarihi Diyarbakır Surlan'nın Ben-u Sen Burcu önünde ücretsiz açılış konseri gerçekleş- tirildi. Dkav Akkava,Ca- hit Berkay, Yasemin Göksu, Mazhım Çimen. Rutkay Aziz ve Jûlide Kural'm tûrkü ve şiirle- riyle katıldığı konseri binlerce kişi izledi. Kon- serde sık sık "Biji Aşiti", "Yaşasın Halklann Kar- deşliği'', "Anadilde Eği- tim", "Siyasi İrade En- gellenemez" sloganlan atıldı. Festivalin dünkü bölü- münde ise şair Nihat Behram'ın şiir dinletisi büyük ilgi gördü. Dinle- tinin düzenlendiği Şehir Tiyatrosu Salonu kapasi- tesinin üzerinde seyirci- yi ağırladı. Meryemana Kilise- si'nde de sanatçı İsa Çe- lik, açtığı Fotoğraf Atöl- yesi'nde yurttaşlarla bu- luştu. Tiyatro Oyunevi Alper Devetioğnı'nun yö- netiminde dün Merye- mana Kilisesi ve Site Si- neması'nda "BebekFiT adlı çocuk oyununu sah- neye koydu. -TÖRKİ.TÖRKİL Cfreyclır jjork gtmeg Türkiye, böbrek ticaretinde önemli iilke NEW YORK (AA) - Türkiye'nin, yasadışı böbrek ticaretinin en önem- li ayaklanndan biri olduğu öne sürül- dü. ABD'nin önde gelen gazetelerin- denThe New York Times'ın pazar günleri yayımlanan haftahk ilavesi NYT Magazine'de yer alan incele- mede, karaborsada böbreklerin 100 bin dolara kadar alıcı bulduğu. ancak aldatılan bazı kişilerin böbreklerinin 10 bin dolara satın almdığı ve bu kur- banlardan birinin de Mehmet Pişldn adlı Türk vatandaşı olduğu ifade edıl- di. Dergi, yasadışı böbrek ticareti öîâymı "Küçükböbrekpiyasayaçıkı- yor" başlığıyla kapak konusu yaptı. Michael Finkel tarafından yürütü- len araştırma, yasadışı böbrek ticare- tini en iyi bilen kişilerden biri olan îs- railli doktorMichael Friedlaender ile işbirliği halinde yapıldı. Haberde, "işleriyi gitrigitakdirde,yasadışı böb- rek tkaretinden hastaneler, doktor- lar, hemşireler, böbreğini satan ve alan kişilerin hepsinin yararlandığr ifade edildi. Böbrek ticaretinin önce Hindis- tan'da başladığı, daha sonra Çin'e yö- neldiği, şimdi devreye Rusya ve Tür- kiye'nin girdiği. ancak son zamanlar- da Romanya ve Moldova'ya kaydığı iddia edildi. Kapadokya'da baharayini NEVŞEHtR(Cumhuriyet)-Fener Rum Patriğı Bartholomeos, "Kötü hatıralandevamiı gündemde tutmak yerine, dersler alarak hatalan tekrar etmeden güzellikiere doğru yol almak gerekirT> dedi. Bartholomeos, Nev- şehir'in Ürgüp ilçesinde dûzenlenen bahar ayinini yönetti. Ürgüp Beledi- ye Başkanı Bekir Odemiş'e, organi- zasyon için teşekkür eden Bartholo- meos, Kapadokya bölgesinde bir arada yaşayan Hıristiyan ve Müslü- manlanrt, yakın geçmişte birbirle- rinden avnldıklannı anımsattı. Bartholomeos, Hıristiyan ve Müs- lümanlann Orgüp ilçesinde dûzenle- nen bu ayinde yan yana geldikJerini ifade ederek şunlan söyledi: "Kötû hatıralan devamlı gündemdetutmak yerine dersler alarak hatalan tekrar etmeden güzellikiere doğruyol abnak gerekir." Yunanistan'ın Ankara Büyükelçi- si Ioanis Koradis ile patrikhanenin Kadıköy Metropoliti Ioakün, Girit, Aynaros metropolitleri ile Yunanis- tan ve Istanbul'dan gelen 500'e ya- knı kişinin izlediği ayin, Yunanistan ERT-2 televizyon kanalından da nak- len yayımlandı. Kohl ve Sözen'in düğünü, dün yayımlanan Alman gazetelerinde geniş yer buldu Dugüne ılgı buyuktutstanbul Haber Servisi - Eski Al- manya Başbakanı HelmutKohl'ün oğlu Peter Kohl ve işadamı Kemal Sözen'in kızı Elif Sözen'in düğün ve dini törenleri dün yayımlanan Alman gazetelerinde geniş yer bul- du. Muhteşem geçtiği bildirilen dü- ğünle ilgili haberlerde çok sıkı gü- venlik önlemleri uygulandığı ve ga- zetecilerin rahat hareket edemedi- ği belirtildi. Alman basınınuı haber ajanslan- na dayanarak verdiği haberlerde da- vetlilerden çiçek yerine Mehmet- çik Vakfı'na bağışta bulunmalan- nın istenmesi, Peter Kohl'ün Türk- çe "Evet" demesi önplana çıkanl- dı. Berliner Morgenpost gazetesin- de, Münih'te yaşayan bir Türk va- tandaşının "Helmut Kohl'ün şimdi bir Türk geline sahip olması kade- rin bir cüvesi" sözlenne yer verildı. Katolik küisesinden izin "Bild am Sonntag" gazetesi, Pe- ter Kohl'ün ağabeyi VValter Kohl'ün, Deutsche Welle (DW) te- levizyonu kameramanı Murat Işık'a \-urdugunu, kamerasını da alarak düğün töreninin yapıldığı ki- lisenin demir kapısına attığını yaz- dı. Murat Işık'ın tüm bu olaylara rağmen hasar görmeyen kamera- sıyla görüntü almaya devam ettiği- ni belirten gazete, 23 yaşındaki ka- meramanın "Bana bir Türk vursa ben de vururdum. Ama bu durum- da kendime hâkün oldum. Şikâyet- te de bulunmayacağım. Ama çok öf- keliyim, sonuçta ben sadece işimi yaptun" dediğini kaydetti. "B. Z." gazetesi, Peter Kohl'ün Elif Sözen ile evlenebilmesi için Katolik kilisesi tarafmdan özel izin alındığına dikkat çekti ve Kohl'ün çelenk yerine Mehmetçik Vakfı'na bağış yapılmasını istediğini vurgu- ladı. Berliner Morgenpost gazetesi de Kohl'ün genelde Türkiye'nin AB'ye yakınlaşmasına karşı çık- masıyla tanındığına dikkat çekerek Mehmetçik Vakfı'na bağış yapıl- ması çağrısının ise Türkiye'de olumlu karşılandığını belirtti. Ga- zete, Münih'te yaşayan ve lstan- bul'a tatile giden bir Türk vatanda- şının "Helmut Kohl'ün şimdi bir Türk geline sahip olması kaderin bir ciK'esi" sözlerine de yer verdi. Alman basınında düğüne davetli olarak katılan eski Savunma Baka- nı Ismet Sezgin'in "Helmut Kohl geçnüşte Türkler hakkında çok sert sözlersö\lemişti. Bu düğünle birlik- te günahJannı affettirdi" sözlenne dikkat çekildı. Gelınin şahitliğini yapan işadamı tbrahim Bodur'un "Şimdi AB'ye girmek için dayanış- ma bekleyebUiriz" sözleri de ilgi yle karşılandı. Ntkâhı Güıtuna kıydı Büyükşehır Belediye Başkanı AK Müfit Gürtuna, Magazin Gazeteci- leri Derneği'nin (MGD) Taksim Dorint Oteli'nde dûzenlenen ola- ğan genel kurulunda, gazetecilerin düğüne ilişkin sorulannı yanıtladı. Ali Müfit Gürtuna, "Damada 'Evlenmeyi kabul ediyormusunuz' dediğimde damat, 'Evet, kabul edi- yorum' dedL Kendisi çok heyecan- taydı. Alkışlarla karşılandı'' diye ko- nuştu. u Gelin ve damadm birbirlerinin ayağınabasıpbasmadığmın" sorul- ması üzerine de Gürtuna, "Salon- dakiler geline 'damadın ayağına bas' diye seslendiler. GeUn hanım âdctleri büdiği için atak davrandı ve bir teşebbüste bu- lundu. Ama masanuı aranda neler olduğunu bilmiyonım" dedi. Helmuth Kohl, dün Türkiye'den aynldı. THY'nin tarifeli uçağıyla Frankfurt'a hareket eden Kohl'le birlikte düğün için gelen davetliler de aynldı. Eski Almanya Başbakanı Helmut Kohl'ün oğlu Peter Kohl \e işadamı Kemal Sözen'in kızı ElifSözen'in dü- ğününe çok sajıda davetlilerin yanı sıra>abancıbasınınilgisi'de büyükrû. Alman rahibeBarbara KaüaschAntakya'yayerleşû ANTAKYA(AA)-Bundantam 24 yıl ön- ce, 'ünanımızın temelf dediğı topraklara gelen Arman rahibe Barbara Kailasch, öm- rünün sonuna kadar 'dinler mozaiği Antak- ya'da yaşamayı düşünüyor. Eskiden Hıris- tiyanlann yaşadığı eski bir mahalledeki ta- rihi evde oturan Rahibe Barbara, Antak- ya'daki Katolik kilisesinin yanmda bir ca- mi ve bir havra bulunduğunu belirterek 'bu üç dinin, el ele,yan yana bulunmasuıdan bü- yük mutluluk duyduğunu' ifade etti. Oturduğu otantik evde, her dinden genç- lerle birlikte koro çalışmalan yaptıklanm ve her dinden ilahiler söylediklerini anla- tan Rahibe Barbara, bu yıl ÖSS'ye hazır- lanmak için köylerden gelen 9 Türk genci- nin de yanında kaldığını belirtti. Mutfak- taki buzdolabınrn üzerinde, gençlerin Bar- bara için yazdığı şiirler dikkati çekerken Barbara, eve girip çıkan gençlere de bir an- ne gibi davramyor. Antalya'da iyi halli 50 eski hükümlüye işolanağı ANKARA (ANKA)-Antalya'da faaliyete geçecek birtatil köyünün, bannacak yer dahıl her türlü ge- reksinimini karşılama garantisi verdiği 50 eski hükümlüye iş ver- mek için Adalet Bakanlığı'na baş- vurduğu öğrenildi. Bakanlığın, bu- rada çalıştınlacak eski hükümlüle- ri "iyi haUiliğini kanıtlayanlar ara- sından özenle seçtiğj" belirtildi. Ozenle seçim yapıldı Antalya'da faaliyete geçecek bir tatil köyü Adalet Bakanlığı'na ör- nek bir taleple gelerek 50 eski hü- kümlüye iş vereceğini bildirdi. Ce- za ve Tevkif Evleri Genel Müdür- lüğü Tahliye Sonrası Koruma Şu- besi'nin, bu talebi değerlendirdiği ve "hi haDi eski hükümlüler ara- sından özenle seçim" yaptığı kay- dedildi. Tahliye Sonrası Koruma Şubesi'nin, tahliye olan eski hü- kümlülerin toplum içinde izlenme- si, topluma yeniden uyumlan, ge- çimlerini kimseye ihtiyaç duyma- dan sürdürebilmeleri ve iş alanla- nnı tespit ederek işe yerleştirme çalışmalarını sürdürdüğü belirtil- di. Eski hükümlülerin Çalışma Ba- kanlığı'na başvurarak iş talep et- melerinin ardından yerel cumhuri- yet başsavcılıklannın takibiyle iş- lemin gerçekleştiği vurgulandı. 2001 yılının ilk 4 aylık dönemin- de sadece 111 eski hükümlünün işe yerleştirme ve çeşitli yardım ta- lebiyle Adalet Bakanlığı'na baş- vurduğu, bunlardan 21 'inin kamu ve özel sektörde işe yerleştirildiği öğrenildi. AYDINLANMA EMRE KONGAR Erdalînönü'nün İç Dünyası Erdal Inönü, anılannı yayımlamaya devam edi- yor. "Anılar ve Düşünceler" adını verdiği kıtapla- nnın üçüncü cildi, Doğan Kitapçılık'tan çıktı. Derhal, "en çok satılan kitaplar" listesinin ba- şına yerleşti. Bu satış başarısı tabii Türkiye için çok sevindi- rici. Erdal Inönü, yazdıkları ilerledikçe, olaylar kadar kendi iç dünyasını açığa vuran duygu ve düşün- celerini de okura daha aynntıh olarak aktarıyor. Aslında belki de kitaplan çok ilginç kılan oğe, Türkiye'de siyaseti, kültürü ve bilimi en üst düzey- de yaşamış olan ve bunu büyük bir açık yürekli- likle okurlanna aktaran bir "beynin" olayları yo- rumlarken yaşama ve topluma ilişkin gözlemleri- ni de okurlarta paylaşmakta oluşu. Pek çoğunuz bilmez: Üniversite çevrelerindeki rekabet, tutuculuk, kü- çük hesaplar, çıkarcılık, hiç de siyaseti ve medya- yı aratmaz. "Bilim insanı" olmak, bireyleri, öteki bireyler- den daha elcil (bencil, yani egoist karşıtı olarak, altüriist, yani kendinden başkalarını düşünen, toplum çıkarlarını ön plana alan) bir kişi yapmaz. Belki bilimle yani gerçeği aramakla uğraştığı için insanı daha "gerçekçi" yapabilir ama, bu onu, bi- reysel ilişkilerinde zorunlu olarak daha dürüst yap- mayabilir. Tabii tutarlı ve sağlam karakterli bir "bilim insa- nının", bütün ilişkilerinde "gerçeğe" en büyük değeri vermesi beklenir ama, insan ruhu ne yazık ki çok karmaşık bir mekanizma olduğundan, her zaman böyle bir kişilik geliştirmez bilimle uğraşan- lar. Üstelik üniversitelerimizde gerek kaynaklann (yani bütçe ile tahsis edilen paralann) kıtlığı, ge- rekse kaynaklara bağlı olarak kadrolann çok sınır- lı olması, hem atamalarda hem de yükseltmeler- de çok çirkin ayak oyunlarının sahnelenmesine yol açar. Işte Erdal Inönü'nün, siyasetten bilime, bilimden kültürel yaşama ilişkin çok çeşitli ve renkli anılan- nın, olaylar karşısındaki duyguları ile düşüncele- rinin yer aldığı üçüncü cildi okurken hem bu ger- çekleri çok iyi görüyorsunuz, hem üzülüyor hem de "güleriz ağlanacak halimize" misali, acı acı tebessüm ediyorsunuz. Benim yenı öğrendiğim pek çok çarpıcı bilgi var kitapta. Örneğin, yurtdışında hak kazandığı bir araştır- ma bursuna katılmak için fakültesinden izin ala- mayışı ve kendini geliştirmek için Amerika'ya, gö- revinden istifa ederek gitmek zorunda kalması gi- bı. Örneğin, fizik bölümüne katkı yapacağına inan- dığı bir meslektaşının atanmasını istemeyenlerin, bu atamayı önlemek için kendisinin profesörlük kadrosunun da tehlikeye gireceğini söylemeleri- ne karşı, gelecek adayın kendisinden daha değer- li olduğu gerekçesiyle mücadele edişi, ama yine de başaramayışı gibi. örneğin TUBlTAK'ın kurulmaşı sırasında Sü- leyman Demirel'den veTurgut Özal'dan bile ya- rarlanmış olması, ama sonradan Özal'ın TÜBİ- TAK'ı yozlaştırması gibi. Erdal Inönü'nün "Anılar ve Düşünceler" dizi- si, yalnız son çıkan üçüncü cildi ile değil, tüm se- ri olarak, salt "anılan" çok aşan bir nitelikte; her okurun başucunda bulunması ve tekrar tekrar okunması gerekli bir "insanlık dersi". Hele bir Sezar'ın ünlü sözü, "veni, vidi, vici" ve AnaBritannica nın yanlışını bulma bölümü var ki, okurken hem (özellikle araştırmacı bir beynin na- sıl çalıştığı konusunda) çok şey öğreneceksiniz hem de çok güleceksiniz. Kurultay hileleri konusundaki "yararlı" bilgi- ler de cabası! www.kongar.org KISA... KISA... KISA... KISA... Egzoz gazı, para basıyop • ANKARA (AA)-Çevre Bakanı Fe\zi Aytekin, 2000 yıhnda egzoz emısyon hacmi ölçümlennden 7 trilyon 970 milyar lira para toplandığını bildirdi. Aytekin, FP Samsun Milletvekılı Musa Uzunkaya'nın, egzoz emisyon hacmı ölçümleriyle ilgili sorusunu yanıtlarken ölçümlerden sağlanan gelirlerin ll Çevre Koruma Vakıflan'na gittiğini ve bu vakıflann denetimınin Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce yapıldığını kaydetti. Kn arkadaşmı öldürüp mtiıar etti • MALATYA (AA) - Malat>a'da bir kişi, tartıştığı kız arkadaşmı tabancayla öldürdükten sonra intihar etti. Kanalboyu Caddesi'ndeki Atatürk Kız Lısesı'nde açıköğretım lisesı smavına giren Sonay Doğan (18), sına\ çıkışında. kendisini bekleyen ve erkek arkadaşı olduğu öne sürülen Ebubekir Yılmaz (20) ile henüz belırlenemeyen nedenle tartışmaya başladı. Yılmaz, tartışma sırasında, genç kıza, ruhsatsız tabancayla 2 el ateş etti. Doğan, olay yerinde hayatını kaybederken Ebubekir Yılmaz, ağzına dayadığı tabancayla intihar etti. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor IJseliler Pilav Günü'nde buluştu I İstanbul Haber Servisi - Fatıh Kız Lisesı mezun- lan, dün dûzenlenen "Pılav Günü"nde bir araya gel- diler. Lısenm. Okul Koruma Derneğı'nce geçen yıl yaptınlmaya başlanan "Konferans Salonu"nun kol- tuklan, ekonomik kriz nedeniyle tamamlanamadığı için konferans salonunun hâlâ açılamadığı belirtildi. Fatih Kız Lıselıler Derneğı tarafından dün lisede dû- zenlenen "Pilav Günü''nde. Türk sanat müzıği sanat- çısı Serap Mutlu Akbulut ile gazetemiz yazan Prof. Dr. Türkel Minıbaş'ın da aralannda bulunduğu eski ve yeni mezunlar bir araya geldi.