Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13MAYIS2001PAZAR
12 PAZAR KONUGU
Ortadoğu ve Balkan Inceleme Vakfi Direktörü Güner Öztek, banşın Türkiye 'nin yaranna olduğunu söyledi
Balkanlar'ımilliyetçilikkanştmyor
Yunanistanı
AB üyeliği
kurtardı'
- Bazı çevreler AB üyesi olunca
ulusal egemenlik elden gidecekmiş-
çesine bir hava estirmeye çalıştyor-
lar...
- Ne münasebet? Hiçbir zaman böy-
le bir şey olmaz. Her zaman dogma-
tik bazı görüşler olabiür. O da de-
mokrasinin icabı. O öyle düşünecek-
tir. Ama çoğunluk rasyonel düşün-
düğü zaman mesele kalmaz.
Madem, ifade özgürlüğü, diyoruz
onlar da eylemde bulunmamak kay-
dıyla düşüncelerini ifade edecekler.
AÎna dogmatik olmak çok tehlikeli-
dir. Mutlaka o dogmaya uygun söz-
cükleri söylemek zorunluluğunu du-
yarsınız. O da her zaman rasyonel
olmuyor.
- 1970'li yıüarda Yunanistan 'da
Konstantin Karamanlis, o zamanki
adıyla AET üyeliği için elinden
gelen çabayı harcarken 1978'deki
dönemin Ankara hükümeti AET
üyeliğinden geri adım attu Sizce
bunun nedeni neydi?
- O büyük bir hataydı. Öte yandan
bakıyorsunuz Yunanistan'ı AB
üyeliği kurtardı.Biz hep içine
kapanık olarak yetişmişiz. Bizim
artık kendimize güvenmemizin
zamanı geldi de geçjyor büe. Türk
insanı gerçekten namuslu, çaiışkan,
kanaatkâr. Ama doğru motive
edilmiyorlar. Bir de Türiciye'de
hiçbir zaman düzgün bir sennaye
birikimi olamadı. Bizde yüz lira
kazanan, biraz da komşuya caka
satmak için 125 lira harcamaya
bakar. Ama elimizde zengin bir ûîke
var. Insanlarımız hazır. Siyasi
istikrar, dürüst. şeffaf, demokratik
bir yönetim olursa Türkiye'nin,
sorunlannı çok kısa sûrede
aşacağına inanıyorum-
AB'ye tam üye olmamız da bizim
için bir motivasyon olacaktır.
Hiçbir
toprakta
gözümüz yok1
- Sizce Türkiye, neredeyse
kuruluşundan beri bütün sırur
komşulanyla neden kavgaiı bir
ülkedir?
- O çok iyi anlaşılabilir bir durum.
Osmanlı împaratorluğu'ndan
30'un üzerinde devlet çıktı.
Türkiye böyle bir mirası devraldı.
Kendi içinizden oluşan
devletlerde mallarınız, kültür
mirasınız, vatandaşlannız kaidı.
Ister istemez de bunlar
sürtüşmelere yol açtı. Batı'da
haııgi ülkenin dokuz tane suur
komşusu var? Ama Türkiye'nin
var. Suriye'yle 877 kilometre,
Iran'la 454 kilometre, Irak'la 331
kilometre, Gürcistan'la 276
kilometre, Ermenistan'la 316
kilometre sınınmız var. Arök
Yunanistan ve Bulgaristan'ı
saymıyorum, ama toplam kara
sının 2753 kilometre.
Düşünebiliyor musunuz? Deniz
sının da 8333 kilometre. Böyle
olunca da ister istemez silahlı
kuvvetlerinizin sayısı da yüksek
olacak. Bizim hiç kimsenin
toprağında gözümüz yok. Ama
bizim de tek bir çakıl taşını hiç
kimseye vermeyeceğimiz,
kararlılığımız giderek anlaşıldı.
PORTRE / GÜNER ÖZTEK
LEYLA TAVŞANOGLU Bizim Dışişleri Bakanhğı 'nın, yıllarca süren çabalardan sonra kurduğu Ortadoğu ve Balkan Incelemeleri Vakfi var. Vakfın yeri Salacak'ta,
dönümlerce bir arazi üzerinde denize bakan küçük bir bina. Bu mülkü, Yeni Istanbul gazetesinin ilk sahibi Habip Edip Törehan 'ın Isviçreli olan eşi, bizim Dışişleri
mensuplannın yahn ilgisinden etkilenerek bakanlığa bağışlamış ve böylece de burası geliştirilmiş. Vakfın ilk direktörü, aynı zamanda Fatin Rûştû Zorlu 'nun dışişleri
bakanhğı döneminde, çiçeği burnunda bir diplomatken Dışişleri Bakanhğı 'nın ilk sözcülüğü göreviniyerine getirmek zorunda bırakılan emekli büyükelçi Ismail
Soysaldı. Soysal'ın vakıfdirektörlüğünden
ayrılmasıyla yerine emekli büyükelçi Güner Öztek
geldi. Öztek özellikle eski Sovyet eîki alanı ve
Brüksel 'i iyi bilen bir diplomat. Onunla
Salacak'taki "küçükev"de bir ufuk turuna çıktık.
Türkiye 'nin çevresinde olan bitenleri,
Balkanlardakiyangını ve Türkiye'nin
demokratikleşme sancılannı konuştuk. Öztek,
Türkiye 'nin sonuçta ister istemez Osmanlı 'nın
mirasını devralmasıyla yıllar boyu komşulanyla
sorunlaryaşadığına işaret ederken, NATÖ'nun
alandışı kavramının barışçı ve ticari bir düşünceden
kaynaklandığı görüşlerineyer verdi. Türkiye 'nin
sorunlannı aşmasının reçetesinin de AB üyeliği ve
AB kriterlerine uyum olduğunu söyledi.
1935, Çankrn doğumlu. Ortaöğrenimini tstanbuVda Fransız St Joseph
Erkek Lisesi'nde, yükseköğreniminiA Ü Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde
tamamladu Ankara'da Dışişleri Bakanhğı 'nın çeşitli kademelerinde
çakştL Dışişleri Bakanhğı özel Kalem Müdürlüğü 'nde başkâtip,
Başbakanhk Özel Kalem Müdürü, Londra Büyükelçiliği Müsteşan,
Moskova Büyükelçiliği'nde Birinci Müsteşar, Dışişleri Bakanhğı İkili
Siyasi tşler Müdür Yardımcısı, Kuveyi Büyükelçisi, Dışişleri Bakanhğı
Müsteşar tdari Yardımcısı görevlerinde bulundu. Son olarak 1995-99
arası Belçika Kralhğı nezdinde Türkiye Büyükelçisi ve BAB nezdinde
Dainti Temsilcigörevlerinin ardından emekli oldu. Halen Dışişleri
Bakanhğı'na bağlı Ortadoğu ve Balkan tncelemeleri Vakfi Direktörü.
- Sizce NATÖ'nun alandışı kavramı neden or-
taya atüdı ve geliştirüiyor?
- Dünya tek kutuplu hale geldikten sonra büyük
bir tehdit olmadı. Yani, büyük tehdit ortadan kalk-
tı.Daha çok bölgesel, aynlıkçı, milliyetçi hareket-
ler oldu. Dolayısıyla da global anlamda bir tehdit
ortadan kalktı.Buna karşılık etnik milliyetçilik ha-
reketlerini zaptu rapta almak ve esas itibanyla da
ticareti geliştirmek gerekti. Dolayısıyla da bu kav-
ram ortaya atıldı. Amaç, banşı Orta Asya cumhu-
riyetlerine kadar yaymak, o cumhuriyetleri bunun
içine bir şekilde katmaktı. Hepsini böyle bir teşki-
latın çatısı altında toparladığınız anda banşı sağ-
Iamış oluyorsunuz. Ya da en azından birbirleriyle
savaşnrmıyorsunuz. Buna karşılık da çok büyük bir
pazar elde ediyorsunuz. Bu pazar içinde siz ticare-
tinizi arttınyorsunuz, teknolojinizi geliştiriyorsu-
nuz. Özetlemek gerekirse, NATÖ'nun alandışı kav-
ramı esas olarak bence banşı oluşturmak. Ama yan
faydası da tıcaret.
- Ama bunu yaparken de Balkanlar'da savaş
patiamadımı?
- Bence bununla ilgisi yok. tkinci Dünya Sava-
şı'na kadar gidelım. Savaşta Arnavutlar, Tito'yla
birlikte Almanya'ya karşı savaştılar. Söylenen o ki,
Tito, Amavutlan Yugoslavya içinde bir cumhuri-
yet yapacaktı. Ancak, Tito-Stalin çekişmesi, o dö-
nemde Enver Hoca'nın Stalin yanlısı ol-
ması Tıto'yu korkuttu. TıtoY Arnavutlara
ayn cumhuriyet verecek yerde onlan
yaydı ve o iş bitti. Bu da, doğaldır ki, Ar-
navutlarda büyük bir düş kınklığı yarat-
tı. Birinci nokta bu. Ikinci nokta da şöy-
le: 1991-92'de Yugoslavya parçalandı.
Amavutlar o sefer de bir şey alamadılar.
Öte yandan Mfloşeviçde Kosova'daki Ar-
navutlann haklannı yok etmeye başladı.
Kosova Kuıtuluş Ordusu kuruldu. Çok
fazla kan dökülünce NATO işe el koydu,
bombardımana başladı. Yugoslav ordusu
çekildi. NATO, Arnavutlara silahlan bı-
rakma çağnsı yaptı. O arada Arnavutlar
herkesi kaçırdılar. Ama sonunda şahlanan
Arnavut milliyetçiliğinde bir hayal orta-
ya çıktı. Kosova'da bir otonomi kurulma-
sı söz konusu oldu... Ama orada gözden
kaçan nokta şu:
Kosova sorunu
BM Güvenlik Konseyi'nin 1244 sayılı karann-
da açıkça Kosova'dan Yugoslavya'nın aynlmaz bir
parçası olarak söz edilir. Orada o karan göz ardı
edip otonomiden söz ederken bir bağımsızlık elde
edilebılir mi olanağını araştırdılar. Bir de Koso-
va'yla Yugoslavya sının arasında 5 kilometrelik bir
tampon bölge oluşturuldu. Ama Arnavutlar bura-
sını kullandılar. Orada milli boya görüntüsü altın-
da kaçakçılık yapıldı. Bunlar benim kışısel kanı-
lanm hiç kuşkusuz. , -
;
.
- Dünya Bankası, Arnavutiuk ekonomisini kal-
kındırmak için birkaçyü önce ciddi birpara ver-
di Bu operasyonu da şimdiki bizim Devlet Baka-
nı Kemal Derviş yürüttü. Orada Dünya Banka-
sı 'nın da parmağı yok muydu?
-Benim gördüğüm kadanyla ve açıklamalara da
baktığım zaman Kosovalılar Arnavutluk'la birleş-
mek istemiyorlar. Yardım aldıklanna hiç şüphe
yok. Hatta, 1999'da Avrupa'nın bazı ülkelerinden
Amavut kökenliler gelip orada çarpıştılar. Ama
dikkat ederseniz büyük Arnavutiuk hayalinden söz
ederken "Biz Arnavutlukla birteşdim" demiyor-
lar. Çünkü Kosova'daki Arnavut'un hayat standar-
dı Arnavutiuk'taki Arnavut'tan daha yüksek. Der-
ken Kosovalılar Makedonya'ya girdiler. Makedon-
ya'da ufak tefek çeteler olduğu 1990'lardan beri
söyleniyor. Böylece Makedonya'daki olaylar pat-
lak verdi. Burada Arnavutlann iki büyük hatalan
var. Birincisi Miloşeviç'in gidip Kustunitza'nın
gelişi. O gayet banşsever ve yumuşak görünüyor.
Bununla Yugoslayva'yı Batı'yla stratejik ortak
yaptılar. tkinci hata da şu: Biliyorsunuz Yugoslav-
ya, Makedonya'yı hiçbir zaman tanımıyordu. O
nedenle hep "Eski Makedonya CumhuriyetT (For-
mer Rebuplic of Macedonia) derler. Biz de her top-
lantıda söz alıp "Hayır, oıuın ismi Kamedonya
Cumhuriyeti'dir" deriz.
Bulgaristan, "Makedonya'nıntoprakbütünlüğü
korunmalıdır" dedi. Ama onlar Arnavutlann tabii
müttefiki olacakken Makedonya'nın müttefiki ol-
dular. Daha da komiği Makedonya, Yugoslav-
ya'nın stratejik ortağı oldu. Bence bölgedeki en bü-
yük tehlike Arnavut milliyetçiliğidir.
- Neden Arnavut miüiyetçiliğini tehlike olarak
görüyorsunuz?
- Çünkü ismi üstünde: Makedonya. Fransızca
kanşık sebzeye "macedoine de legume" derler. A-
ma şimdi artık, ayıp olur, diye bunu söylemiyor-
lar. Oysa 30-40 yıl önce kanşık sebze kutulannın
üzerinde Fransızca böyle yazılırdı. Bakın Make-
donlar kanşık. Çokuluslu. Arnavutlar gibi tek mil-
liyetçiliğe kalkıştığınız anda bütün Balkanlar'ı ate-
şe verirsiniz. Orası Türkiye için çok önemli. Eko-
hiç de sıcak bakmtyor. Bu durum karşısında siz-
ce Ankara 'nın politikası ne olmaluUr?
- Bence Ankara'nın politikası gayet doğrudur.
Ben Avrupa'da Türkiye'yi üyeliğe almamak gibi
bir irade olduğunu da sanmıyorum.
'Avrupa'da ırkçılık var'
-Yada bir kısım Avrupa 'da mı?
- Avrupa'da ırkçılık var. Her zaman da olmuştur.
Ama artık onun üzerine çıkıldı. Bugün Türkiye'ye
karşı bir ırkçılık olduğunu sanmıyorum. Ama
AB'nin üyelik için bazı kriterleri var. Türkiye de
birtürlü ev ödevini yapmıyor. Ondan sonra da "Be-
ni almak istemiyorlar'' diye şikâyet ediyor. Onlar
da diyorlar ki: "Benim kurallarun bu. Hiçbir ayn-
calık gözetmeden bu kurallan herkese uyguluyo-
rum. Sizde bu kurallara uyarsanız getirsiniz.'1
Hem
kurallara uymak istememek, ondan sonra da "Be-
ni almıyoriar" diye şikâyet etmek pek haklı bir
yaklaşım değil. Bakın, bizim içerde bazı güçlük-
lerimiz var. Bu demokratikleşme sürecini ileriye
götürmemiz lazım. Hâlâ bir şeyler oluyor. Bunla-
nn artık olmaması gerekiyor. Ama o işler de dışar-
dan organize ediliyor. Bakın, size bir anımı anlat-
mak istiyorum. Belçika'da, Brüksel de bizim elçi-
liğin biraz ilerisinde bir bina vardı; altı katlı.ve ga-
yet lüks. Orası PKK'nin merkeziydi. Yedi yıl ön-
nomik, kültürel, siyasi, ulaşım açısından önemi
büyük. Bakın, ulaşım açısından Balkanlar'ın öne-
mini size anlatayım. 1983'te Bulgaristandaki
Türklerin asimilasyonu olaylan patlak verdiği za-
man ben Ankara'da ikili Siyasi İşler Genel Müdür
Yardımcısı'ydım. Ne kadar sıkıntı çektığimizi bi-
liyorum. Bulgarlar yolu kaparmadıiar, ama taciz-
de bulunuyoriardı. Kitle olarak Balkan ülkelerinin
NATO'ya girmeleri için en çok avukatlık yapan
da biziz. Çünkü bölge ne kadar banş içinde olursa
bizim için o kadar yararlıdır.
Türkiye'den yardım IstenmetH'
- Balkanlar'da ABD'nin müdahalesiyle, NA-
TO 'nun araya girmesiyle bir şeyler elde edildi.
Oysa Balkanlar, Türkiye 'nin burnunun dibinde.
Türkiye, büyük ve güçiü bir iilke. Ama Türkiye
orada etkili olamadı. Neden?
- Türkiye tek başına hiçbir şey yapamazdı. Üs-
telik hiç kimse de Türkiye'den yardım istemedi.
Önce biliyorsunuz, AB müdahale etti. Sonunda
NATO'yla birlikte ABD de girdi. Ama NATO ge-
lince en çok da bize haber veriyorlar. Biz onun
üzerine gidiyoruz.
- AB 'de Balkan ülkelerini kendi bünyesine al-
mafikri var. Aynı AB, Türkiye'nin üyeliğine ise
ce o binanın çıplak kirası yedi buçuk milyon frank-
tı. Belçikalılara orayı gösterince bana, "Orası ba-
ğış" dediler. Ben bugün bir insana bir milyar dolar
bağışta bulunabilir miyim? Bulunursam insanlar,
o bağış nerden geldi, kim verdi, geliri nedir, diye
incelemez, soruşturmazlar mı?
Sonunda akıllan baslanna geldi ve orasını bas-
tılar. Ama hâlâ işin içinden çıkamıyorlar. Bakın, in-
sanlann saf bir tarafı var. Ne millet olursa olsun,
insan dürüst bir varlık.
Olaylarla bazı zaaflar bazı insanlarda daha faz-
la su yüzüne çıkıyor. Ama çoğunluk insan namus-
lu. idealisttir. Onlann o idealist, namuslu tarafına
hitap ediyorlar. Onlan ölüme gönderdikçe de öbür
tarafta bunlar lüks içindeki yaşamlannı sürdürü-
yorlar. Neden sıkıntı çekmeyi göze almıyorlar da
rahat edecekleri Almanya'ya, Fransa'ya, Belçi-
ka'ya gidiyorlar? Bu işte büyük paralar var. Zaman
zaman yapacağınız, etnik milliyetçilik uğruna nu-
tuk atmak. o kadar.
- AB 'yle Uişkilere dönecek olursak?
- Demin de söylediğim gibi biz ev ödevimizi
yapmıyoruz. Bize hiç kimsenin bir şey yaptığı yok.
Hakça davranalım.
- Peki, Rusya'nuı Kafkasya işlerine çok fazla
girmesi ve özellikle de petrol konusuna Alman-
ya'yı sokmak istememesi Balkanlar'da Alman-
ya 'nın önünü mü açtyor?
- Her zaman konjonktürel oyunlar olur. Ama bu-
nun sabit bir politika olduğu görüşüne katılmıyo-
rum. Almanya büyük bir devlet. Tarih boyunca da
hiçbir zaman kabuıa sığamamış. Hırvatistan'ı bi-
raz daha geç tanısaydı belki Balkanlar'daki olaylar
daha farklı olurdu. Tanıyınca durum değişti.
Bütün mesele Tito'nun Yugoslavya'da farklılık-
lan kurumsallaştırmasıydı. Sonra da olayı kendisi
toparladı. Bu iş onun otoritesinde yürüdü.
Ama o öldüğünde özellikle ekonomik nedenler-
le bazı anlaşmazlıklann çıkacağı belliydi. Sloven-
ya'da kişi başına düşen milli gelir 10 bin dolar do-
layındayken Makedonya'da bin dolann altındaydı.
Yugoslavya'da tkinci Dünya Savaşı'nda, kendi
bünyesi içinde de çekişmeler vardı. Onlann birbir-
leriyle savaşlannda verdikleri ölü sayısı bütün Yu-
goslavya'nın Almanya'yla savaşında verdiği ölü
sayısından daha fazladır. Onlann birbirleriyle itiş-
melerini daha sonra Tito 40 yıl engelledi.
YolsuzluMar
- Tito yaşasaydı büe herhalde bu sürtüşmeleri
engeüeyemeyecektL.
- Bir süre sonra zaten tutamıyorsunuz. Ata-
türk'ün büyüklüğü, benzerlikleri kurumsallaştır-
masıdır. Hiçbir zaman farkhlıklan ku-
rumsallaştırmamıştır. Bakın, bugün bizi
oradan çekiyorlar, buradan çekiyorlar,
yine de hiçbir şey yapamıyorlar.
- Türkiye 'nin dört biryanında ateşler
yanıyor. Türkiye, kendi içinde de çok
ciddi sorunlada karşı karşıya. Bugün
içine düştüğü ekonomik güçsüzlük Bal-
kan siyasetinde birtakım taşların yerin-
den oynamasına neden olab'Uir mi?
-Olmaz. Herkes biliyorki ciddi bir şey-
ler olduğunda Türkiye birden kendi için-
de kenetleniveriyor.
Türkiye'nin ekonomik, siyasi güçlük-
leri aşılamayacak olaylar değil. Her za-
man aşılır. Herkes biliyor ki Türkiye'de
bugün bir sorun var. O da yolsuzluk. Bu-
nu önlediğiniz anda Türkiye'ye 12 milyar
dolar değil, 30-40 milyar dolar da gelir.
Siyasi istikran sağladığınız anda Türki-
ye'nin hiçbir sorunu kalmaz.
- Sizce Türkiye 'deki bu yolsuzluk geleneği ne-
reden kaynaklanıyor?
- Osmanh'da yolsuzluk yok muydu? Bakın,
AB'ye üye olunsa her şey daha şefTaflaşacak, tes-
pit edilen belli olaylann defteri o anda kapatılabi-
İecek. Avrupa ülkelerinde yolsuzluk olmuyor mu?
Oluyor. Ama yolsuzluklan ortaya çıkan kişiler,
"Ben mahkemeyegitmem'' diye ayak diremiyor. ts-
tifa ediyor, yargılanıyor ve o kişi için artık siyaset
hayatı bitiyor.
Bizde bu durum farklı. Ama diliyorum ki de-
mokrasinin gelişmesiyle şeffaflık da gelişecek.
Türkiye'nin yetişmiş insanı çok. Atatürk'ün döne-
minden olaylara bakın. Türkiye'yi ileriye doğru
hep dürüstlükleriyle götürdüler. Belki o zamanlar
yoksulduk ama her şey doğru, düzgündü. Bugün
de Türkiye'nin müthiş bir insan kapasitesi var.
- Türkiye ne zaman biraz belini doğrultsa he-
men şah damanna bıçak saplanıyor, deniyor. Siz-
ce bu görüş neden kaynaklanıyor?
-Çünkü Türkiye kınlgan bir ülke. Siyasi istikrar,
şeffaf bir demokrasi olsa bütün bunlar başımıza ge-
lir mi? Bütün bunlar gerçekleşirse beş damannıza
da bıçak saplasalar hiçbir şey olmaz. Ama AB kri-
terlerine mutlaka uyarak AB üyesi olmamız gere-
kiyor.
İSTANBUL 8. İŞ MAHKEMESİ
HÂKİMLIĞt'NDEN
Esas No: 1997 128 KararNo: 2000/1005
Davacı Çıra|an Sara>ı ve lşletmeleri Gelişrirme Inşaat ve Turizm
A.Ş. tarafından da\alı Rıfal Kahnman aleyhine mahkememıze açılan
alacak davasmın yapılan açık dunışması sonunda, mahkememızden
venlen karar davalıva ılanen tebliğine karar verildiğinden:
Halen Pıripaşa .\İah. Yıldınm Sok. No: 17 Hasköy/lst. adresüıde-
ki da\alı Rıfat Kahnman'a mahkememizce verilen karar ilanen teb-
liğine karar \erilmiş olmakla;
"Karar: Fazlav a aıt talebın reddi ıle 93.096 USD'nin ödeme tarihin-
dekı kur üzennden Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsili ile dava-
cıya verilmesıne. Harçlar Yasası gereğince peşin alınan 89.900.000
TL. harcın mahsubu ıle bakiye448.923.610TL. harcındavalıdanalı-
narak Hazine>e gelir kaydedilınesine,
Da\acı vekıli için takdir olunan 59.978.215 TL. nisbi vekâlet üc-
retının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu dava dolayısı ile
da\acı tarafından yapılan 119.036.000 TL.'dan ibaret yargılama gide-
rinden takdiren 118.761.128 TL.'sınm davalıdan alınarak davacıya
venlmesıne. bakıyesinin davacı üzerinde bırakılmasına dair verilen
karar davacı vekilinin yüzüne, davahnın yokluğunda Yargıtay yolu
açık olmak üzere okunup anlatıldı (huküm özetınin davalıya ilanen
tebliğıne) şeklınde verilen karar davalı Rıfat Kahnman'a ilanen teb-
hğıne karar venldıginden ılan olunur. Basın: 25094
KON\A-EREĞLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
1999/548 Esas 2001/39 Karar
Davacı Hacer Ivrizli tarafından Mustafa Ivrizli aleyhine açılan
boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda:
Davanın kabulü ile taraflann boşanmalanna. müşterek çocuk-
lan Ibrahim, Semih ve Emre'nin velayetlennin davacı anneye ve-
rilmesine, her ayın ilk haftasınm pazar günü ile dıni ve milli bay-
ramlann 2'nci günü saat 10.00-16.00 arasında, her senenın 3
Temmuz-30 Temmuz tarihlerinde çocuklann davalı baba ile şah-
si ilişki kurulmasına, davacı anne için 20 milyon, çocuklann her
bin için 15'er milyon lira olmak üzere 7.12.1999 tarihinden ge-
çerli olmak üzere nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilme-
sine, davacı için hükmedilen 20 milyon lira nafakanın karann ke-
sinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına,
1.870.000.- TL. karar harcı ile 46.500.000.- TL. mahkeme mas-
rafi ve 45.000.000.- TL. maktu vekâlet ücretınin davalıdan alına-
rak davacıya verilmesine ilişkin yasa yollan açık olmak üzere ka-
rar verilmiş olup, bu karar davalı Mustafa tvrizli'ye davetiye ye-
rine geçerli olmak üzere adı geçenin ilan tarihinden ıtibaren bir
ay içinde itiraz etmesi, aksi halde mahkeme karannın kesinlese-
cegi tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 30.3.2001.
Basın: 19293
BOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2000/484 Esas
Davacı Akbank A.Ş. tarafından davalılar Kerim Aydoğan v.s.
aleyhine açılan alacak davasında:
Davacı vekili dilekçesinde Hakan Gömlek Konfeksiyon Ltd.
Ştı aleyhine 7.3.1996 tarihlı ve 21.5.1999 tarihli kredi sözleşme-
len nedenıyle Bolu l.Icra Müdürlüğû'nün 1999/4175 Esas sayılı
dosyası ile Akbank A.Ş. tarafından ıcra takibi yapıldığını, borçlu
bulunan Hakan Gömlek'in yapılan takiplerinin, Bolu 2. Asliye
Hukuk Mahkemesi'nce venlen tedbirle İ yıl süre ile ertelendiği-
nı, davalılann da bu sözleşmeden doğan borcun kefılleri olduğu-
nu, ancak davalılann borçlannın olmadığmdan bahisle buna iti-
raz ettiklerini, 20.9.1999 tarihinde takibın durduğunu, bu neden-
le alaeaklannın başka türlü tahsili kabıl olmadığmdan ışbu alaca-
ğın takıp tarihinden itibaren ışleyecek sözleşme faizi ile %250 ile
tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Organize San. Hakan Gömlek - Bolu adresinde
ikamet eden Kerim Aydoğan. Mehmet Aydoğan, Emin Aydoğan
ve Necip Aydoğan 'a duruşma günü tebliğ edilemediği, yeni adre-
sı de tespit edilemediğmden duruşmanın 06.07.2001 günü saat
9.00 olduğu, 10 gün cevap süresinin başlayacağı, duruşma günü
bizzat hazır bulunmalan veya kendılerini bir vekille temsil ettir-
meleri, aksi takdirde duruşmanın yokluklannda neticelendirilece-
ği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 24345
BOLU 1. ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
2000/15 E. 2001/32 K.
1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nden
Davacı Orüs Orman Ürünleri tarafından davalı Ahmet Çakırca
aleyhine açılan istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda:
Mahkememizin 28.3.2001 gün ve 2000/15 E. 2001/32 K. sayılı
ilamı ile,
Davacının subut bulan davasının kısmen kabulüne,
408.761.297 TL.'nin ödeme tarihi olan 29.9.1997 tarihinden,
295.233.842 TL.'nin ödeme tarihi olan 17.10.1997 tarihinden itiba-
ren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya veril-
mesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
Peşin harcın mahsubu ile bakiye 31.772.737 TL. nisbi harcın da-
valıdan alınıp Hazineye ırad kaydına, Davacı kendini vekille temsil
ettiğinden dava tarihi tarife, davanın kabul ve red oranına göre
52.159.805 TL. nisbi avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya
verilmesine, yargılama için toplam yapılan 135.104.000 TL.'nin da-
vanın kabul red oranına göre 132.401.920 TL.'sinin davalıdan alınıp
davacıya verilmesine karar verilmıştir.
Davalı Mehmet Çakırca Elmalık köyünde ikamet ettiğinden ve an-
cak bu adrese tebligat yapılamadığından ve yeni adresi tespit edile-
mediğinden iş bu hükûm özeti davalı Mehmet Çakırca'ya ilanen teb-
liğ olunur. Basın: 24298