16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 2001 PAZAR 10 PAZAR Y4ZILARI dishab(a cumhuriyet.com.tr ENGtN AŞKIN Oradabir Türk var, uzakta -*"*••=.•• Türkiye'de gençliğin ilkyazmda depreşir dış ülke tutkusu. Yasaklarla kuşatıhnış bir yaşamın ekonomik ve toplumsal özgürlüğe olan yoğun özlemi, "bir yeriere" kapağı atma istemini körükler durur. Dar kalıplara uymaya durmadan zorlayan baskılarm hep buyrukçu ve bağnaz cenderesinden kurtulmak isteyen genç, genelde hep Amerika'ya gitmeyi düşler. Onu sıkboğaz eden, ruhsal depremlere zorlayan o acımasız ve konformist dayatmacılıktan kurtulmanın tek yoludur dışanlara girmek. Amerika olmazsa Kanada ya da Avrupa'da, oralann gençleri gibi özgürce yaşamak. Gerisini iyice irdelemeden, deneysel ve kültürel birikimini sorgulamadan, dil bihneden kapağı atacağı ortamda, bir düş ülkesinin onu bekledığini sanır. Dış yaşam • deneyimi, bavul turizmini aşmayan bir kuşağm yetersizliğiyle büyük bunahmlara yuvarlanacağı gerçeği hiç aklına gelmez genç bireyin. Dışanlarda Türk olmak, ancak göç denen deneyimle her gün yaşanarak öğrenilen bir cebelleşmenin öyküsüdür. Neon ışıklanrun örttüğü yaban kentlerinde, çoğu kez yahuzlıkla, üzgüyle ve düş kınklığıyla simgelenen bir yaşamla yüz yüze gelir genç birey. Adrm adrm yüzleşeceği dışlanmayı pek anlayamaz ilk önceleri. Kulağını çınlatan uyum sözcüğü, adım attığı ve belki de yaşarmnm sonuna kadar sürdüreceği yepyeni evrende, onu herj yinelenen bir toplumsal smava zorlar. Oğrenihnesi ya da pekiştirilmesi gereken yeni bir dil, yeni yaşam kurallan, TORONTO geldiği dünyadan çok başka bir ortamı haber verir. Eğer yüzü esmerse, eğer kara bıyıklıysa, horlayıcılığm ilk deneyimleriyle yüz yüze gelir. Admın telafruzundan, kötü Ingilizcesinden kopup geldiği kültüre ve ulusal kimliğine kadar, onu yâd ellerde bekleyen horgörü, acımasızca saldınr. Irkçıhğın, o kara sözcüğün kirli anlamıyla çok yakından tanışır az sonra. Insan onuruna yönelik tüm çirkinliklerin özet tanısıdır ırkçılık. Onun esmer yüzünden daha koyu renkli olan yüzlerin, cildi siyah olanlann zor koşullannı gördükçe, kendi durumuna sevinir gibi olur. Özgeçmişi ve bireysel deneyimi oldukça aynmlı olan başka göçmenlerin de benzer bunahmlara yenik düştüğünü öğrenir. Kafaya durmadan kakılan tarih kesitlerindeki kıyımlarla suçlandığı anlar, bilgi dağarcığının yetersizliğiyle hep "Hsyır, olmadı" umarsızhğına sığınır. Zaten eciş bücüş olan Türkçesi, belki boyalı Türk medyasuıdaki köşe yazarlanndan gelen esinle, belki de Toronto'da kendi toplumundaki zibidilerin etkisiyle Türkilizceye dönüşmüştür. Büyük Kanada kentlerinde dernek kimliğiyle oluşturulan elitist ve gösterişçi etkinliklere layık görülmediği için ya kahvelere ya da irtica odaklanna rutsak düşer. Takunyadan kravata aşama yapan bol dövizli yobazlann art niyetli dostluğunu hiç irdelemez. Büyük umutlarla geldiği yeni ülkeyi tanımak, öğrenmek, özümsemek için parmağını bile kıpırdatmamıştır. Kördüşünüye teslim olan çelişikli yaşamında, içe kapanmışlığının suçunu Kanada'ya yükler hep. Tüm içeriksizliğine karşın bilgiyi durmadan horlar. Hemen her gün geriye kesin dönüş yapacağını ilan edip durur, ama köprüler kesınlikle atıldığı için o asla geriye dönemeyecektir. Tıpkı onu dışlayan toplumu gibi, kafasındaki gettoda sıkışıp kahnıştu-. Yıllardır yaşam sürdüğü Kanada'ya tümüyle sırtını çevirmiştir. Bu böyledir de, Türkiye'ye giderken, Türk pasaportunun sorunlar yarattığını hiç unutmadan, hep Kanada pasaportunu taşır cebinde. Durmadan Kanada'yı kötüler. Birçok göçmen yurttaşı gibi, Kanada onun için sadece maaş çekinde bir adrestir. Lordlar Kamarası'nda taranmakyasakIngiliz medyasında öyle pek de kıyamet koparmadı.. ama nedense benim çok ilgimi çekti. Haber özetle şu: 27 yaşındaki kadın berberi Maria Hicks, Lordlar Kamarası'na girmek için aday gösterilince, bu tür başvurulann değerlendirildiği komisyonun başkanı Stevenson adlı lord fena bozulmuş, "Listeye berberleri koyamazsınız. adaylann Lordlar Kamarası'na uygun olması gerekir" demiş. Bu kısacık haberden de anlaşılıyor ki, Lord cenaplan sadece berberleri değil, muhtemelen aynı düzeyde gördüğü benzeri meslekleri de İcüçümseyen ifadeleri pek bir perdesiz sarf etmiş anlaşılan. Adı geçenin, alçakgönüllü adam taklidi yapmak gereğini unutup dilini tutamaması açıksözlülüğünden değil, çok belli ki patavatsızlığından kaynaklanmış. Oysa Lord'un, milletin gözü önünde en azından görüntüde, hiçbir mesleği ve meslek erbabını küçümsemiyormuş gibi davranması gerekirdi. Monarşinin eliyle ayncalıklı duruma getirilen kişilerin bir de açık seçik başka meslekteki kategorileri küçümsemeleri yok mu.. gerçekten kızıyor insan. Lord hazretlerinin "adaylann Lordlar Kamarası'na uygun olması gerekü-" sözleri bir hayli dikkat çekici. Bir şaşkınlık anına mı geldi de söyledi bilinmez ama, herhalde Lord efendi de biliyor olmalıdır ki, Kamara'ya "uygunluğu" adayın kendisi değil, onu oraya seçen belirliyor. Yani bugünkü Lordlar Kamarası'nı oluşturan muhteremlerin arasında da Stevenson gibi düşünecek olursak, mesleki açıdan "uygun" olmaması gereken, fakat geçmişte Başbakan'ın önermeye değer gördüğü, kraliçenin de teveccühüne mazhar olmuş şahsiyetler bulunabilir pekâlâ. Bu önermenin ya da mazhariyetin politik taktik vs. gibi nedenleri olduğu da unutulmamalı. Yaşantımızda vazgeçilmesi düşünülemeyecek mesleklerden biri berberlik bildiğiniz gibi. Fakat her nedense toplumda vazgeçilmezliği oranında hak ettiği itiban görmüyor. Bunda berberlik mesleği değil, yarardan çok imaja meyilli kafa suçlu elbette. Yine hak ettikleri saygıyı görmeyen kimi mesleklerden ne parlak adlar çıkmıştır oysa... Iktisatçı ve sosyolog oluşunun yanı sıra Konfüçyüs'ün bir arşiv memuru olduğu da iddia edilir. Diderot, bir ara baba mesleği bıçakçılık yapmış, matbaanın mucidi Gutenberg yıllarca bir kuyumcuda, J. J. Rousseau da hem bitki aşılama işinde hem de LONDRA bir gravürcünün yanında çıraklık etmişlerdi. Isa, kimilerine göre balıkçı, büyük bir çoğunluğa göre ise bir marangozdu bildiğiniz gibi. Kristof Kolomb'un dokumacı olduğu da bilinmedik bir şey değil. Yani Lord Stevenson'a sorarsanız, arşiv memuru, bıçakçı, çırak, marangoz veya dokumacı oldunuz mu lord olma şansınız yok. Tamam.. bu meslekler soylu olmaya engeldir kimilerine göre, ama kimilerine göre de kral, imparator ya da sultan olmak, işçi olmaya engel değildir. Rus Çan Deli Petro'nun kılık kıyafet değiştırip Hollanda ERDEMOL tersanelerinde işçi olarak çalıştığı söylenir. ^ ^ _ ^ ^ ^ Bizden de verilecek çarpıcı ~~^^~^~" örnekler var. Avcı Sultan Mehmed döneminin en büyük musiki üstatlanndan Itri Mustafa Efendi'nin Esirciler Şeyhliği yaptığı kimin aklına gelir? Şair Cemal Süreya ile Nabi Darphane Müdürlğü yapmışlardı. Şair Bayburtlu Zihni ise maliyeciydi bildiğiniz gibi. Lordlar, sıradan insanlann aralannda olmalanna pek sıcak bakmıyorlar ama, sıradan insanlar gibi davranmak zorunda kalıyorlar. Soylulann da vergi ödemelerine karar verilince geçim MUSTAFA sıkıntısına düşmüş ne kadar lord varsa. sahibi olduklan şatolannı para karşılığı halkın ziyaretine açtıklannı daha önce yazmıştun. Milletten uzaklarda yaşamaya pek bir tutkun lordlann meteliksiz kalınca haneyi para karşılığı gezdirmeleri 'Lordluk'a uygun olabildiğine göre, bir berberin lord olması da garip bulunmamalıydı. Kaldı ki berberlik, dünyanın en şefkatli mesleklerinden biri oysa. Reşat Ekrem Koçu, Türk Giyim Kuşam Sözlüğü'nde eskiden berberlerin, tıraşı, müşterinin başını dizine yatırarak yaptığını yazar. Düşünebiliyor musunuz? Uzaktan sizi gören de başınızı babanızın dizine koyup, saçrnızı okşattığınızı sanabilir. Ingilizlerin History Today adlı popüler tarih dergisinin kapağında bu görüntü, gravür olarak yer almıştı. Demek ki sadece bizde değil, dünyanın başka yerlerinde de berberler, tıraşı, Koçu'nun aktardığı gibi yapıyorlardı. Yani Lord, bence Maria Hanım'a karşı çıkarak. o kendini beğenmişlik dolu kafasını koyabileceğı şefkatli bir dizden mahrum oldu aslında. Maria Hanım'ın reddedilmesi ise kendisi için gayet iyi olmuştur. Dizi ne kadar güçlü olursa olsun, züppe bir kafayı taşıması zor olurdu belki.. kimbilir? Ayıbalıklannı kurtarma -- -; operasyonu Rusya, ûlkenin kuzeyindeki Beyaz Deniz'de buzda sıkışıp kalan ve açlık tehHkesryie karşı karşıya bulunan yaklaşık 2 milyon yetişİdn ve 300 yavru Grönland ayıbahğını kurtarma operasyonu başlatü. Kuzeydeki Murmansk Lmuun'ndan dün bir buz kırma gemisi yola çıkü. Gemi, taşıyabileceği kadar yavru ayıbahğını alıp 10-12 günlük bir volculuktan sonra, doğal beslenme alanı olan Barents Denizi'ne götürecek. Bir uçak da 5 bin ayıbalığııu besleyecek kadar yiyecek götürecek. 2 milyon ayıbahğı Beyaz Deniz Körfezi'ndeki buz kütielerinin ûzerinde sılaşıp kaldL Geçen yıl doğan ayıbalıklannın parçalanan buzlann ûzerinde Barents Denizi'ne ulaşması gerekiyordu. Ancak bu yıl buzlar hava koşuDan yüzünden parçalanmadı. (REUTERS) ; Doğu Avrupa mafyası Âlmanya'da Geçenlerde Stuttgart'ta yakayı ele veren Rus Vbdimir'i gündüz görseniz, gece uykunuz kaçar. Dev yapılı, kapı gibi, görünümü dehşet verici. En ünlü plastik cerrahi uzmanı bile Vladimir'de başanlı olamaz. Polis onu basına. "En zor işlerin üstcsinden gelen örgüt adamı" diye tanıtırken Vladimir çok öfkeli bakıyordu. Alman polisine göre, Rusya'da 6 bin 500 çete var. Yüz bine yakın "eteman" bu çetelere çalışıyor. Hdmut Kohl'ün 1980'li yıllarda Alman asıllı Ruslara ülkenin kapılannı açması sonucu Almanya'ya 3 milyon göçmen yerleşti. Rusya Almanlan Federasyonu Başkanı Adoif Braun, daha 1.4 milyon Alman asıllı Rus'un gelmek için sıra beklediğini söyledi. Gelir gelmez ellerine Alman pasaportu tutuşturulan bu insanlar sayısız hükümet desteğinden yararlanırken seçme ve seçihne hakkını da elde ediyorlar. Türklere 40 yıldır verilmeyen haklann çoğundan onlar yararlanıyor. Bir başka gerçek de Almanca öğrenmekte ve dolayısıyla topluma uyum sağlamakta çok büyük zorluklarla karşılaştıklan. 18 yaşın altındaki Rus gençlerinin çoğu okulda sorun yaşıyor, boş zamanlannı Rus diskoteklerinde ya da gençlik çetelerinde geçiriyor. Almanya'nın kapılan Rus Yahudilerine de açık. 10 yılda 65 bin Yahudi Ahnanya'ya yerleştirildi. Benzeri toplumsal sorunlan onlar da yaşamakta. Berlin Yahudi cemaatinden tarihçi Juüus Schoeps'ün "Almanya'ya gelen Rus Yahudilerinden yüzde 30'u Yahudi ~~"~™~ değfl" açıklaması çok ilginç! Moskova'da bu işin de karaborsası varmış. Schoeps'e göre: "4 bin maıia basüran Yahudi okhığunu kanıtlayan bdgefcri elde edebilrvor."" Alman polisi, Rus mafyasının ülkeye böylece "yasal yoktan" adam soktuğuna inanıyor. Polis sendikası gecenlerde kamuoyunun ve politikacılann dikkatini, Doğu Avrupa'dan gelen bu tehlikeye çekmek STUTTCART AHMET ARPAD istedi. Sendika Başkanı Konrad Freiberg'in açıklamalan alarm verici! Özellikle Sovyetler Birliği'nin dağıhnası sonucu ordu, polis ve istihbarat kuruluşlanndan on binlerce eleman işsiz kaldı. Kapatılan kimı parti ve devlet şirketlerinin kapitallerinin hangi kanallara gittiğini de kimse bilmiyor. Alman polisine göre bu paralar çetelerin oluşturulmasında kullanılmış. Batı'nın Rusya'ya akıttığı onlarca milyarlık yardımlar da ülkeye girdikten birkaç gün sonra resmi paralarla •^^~^~— birleştirilıp yine Batı'ya yatınm olarak çıkanlmakta. Rus mafyasının Slovakya, Almanya ve Fransa'daki "temsilcileri" bu paralan özellikle enerji kuruluşlanndan çöp endüstrisine, turizmden inşaat sektörüne kadar değişik alanlara yahrmakta. Fransız Rivierası ile Ispanya'nın Akdeniz kıyılannda büyük emlak ticareti artık Ruslann "denetiminde." Avrupa'daki Rus mafyası Almanya'dan yönetiliyor. Başkent Berlin ile Frankfurt'ta "yeralü'' onlardan soruluyor. Avrupa'daki organıze suçlarda Ruslar giderek ağırlık kazanıyor. Insan ve uyuşturucu ticareti ile fuhuş, başka örgütlerden, kaba kuvvetten hiç çekinmeyen Ruslara geçiyor. Sendika Başkanı. "Pblonya'da bir komiserin a\hğv Almanya'da temizlik işlerine giden Polonyalı bir kadının kazancından düşük olduğu sûrece, Doğu Avrupa'da güvenlik güçlerindeki yiyiciliği ayıplayamayız' 1 ' dıyor. Freiberg, AB'nin sınırlanru Rusya'ya dayandırmak isteyen Alman politikacılann "uyuklamasının" bıiinçli olduğuna inanıyor. Başkan'a göre politikacılar ivedi önlemler almazsa eski demirperde ülkeleri AB üyesi olduğunda Avrupa'yı tam bir fıyasko bekliyor. "AB'nin doğuya açılmasuu sadece ekonomik çıkarlan nedeniyle onaylayanlar, bu büyümenin hukuki, iç güvenlik ve toplumsal açıdan ne büyük riskler taşıdığını göz artn ediyorlar'' dıyor Freiberg. Dubai'nin neyi güzel? Türk Hava Yollan yerine bu kez zamanlama nedeniyle Emirates Hava Yollan'nı tercih ediyoruz. Hizmette THY'den geri kalmıyor Emirates. Basra Körfezi'nden Dubai'ye uçak süzülürken ışıklarla bezenmiş bir şehri izliyorsunuz pınl pınl. Dubai'de Istanbul'un serinliği, yerini gecenin sıcaklığına bırakıyor. Birleşik Arap Emirlikleri, 7 emirliğin bulunduğu federe bir ülke. 1971 'de bagımsızhğına kavuşmuş, yüzölçümü 83 bin 600 km2. nüfusu 2.7 milyon. Başkent Abu Dabi ile Dubai en t .[„„, büyük şehirleri. Dubai'de sıcaklık nisan ayında 30-32 derece civannda, Körfez'den sürekli hafif esen rüzgân var, bu yüzden sıcaklık rahatsız edici değil. Dubai aslında bir Arap şehri yerine daha çok Amerikan şehirlerini anımsarıyor. Yüksek binalan ve villalan, yollan ve dükkânlan.. her şey Amerikan havası veriyor. Kaldığım 5 gün içerisinde ^ ^ _ _ _ _ hemen hemen hiç Arapça duymadun desem doğru. Dubai'de ticaret ve hizmet sektörü tamamen yabancılara açık. Araplar bütün işleri Hintli, Pakistanlı ve Filipinlilere ihale etmişler sanki. Her yerde onlar var. Dubai'nin geniş yollan yeşil çimen ve çiçeklerle süslenmiş. Arabalann çoğunu "üst klas" arabalar oluşturuyor. Binalar da Arap mimarisinden pek etkilenmemiş görünüyor; daha çok cam kaplamalı. hoş, modern binalar. Hoş, mimari yapılanyla villalar, sanki birbiriyle yanş halinde zenginlikte. Araplann dışında bu villalara sahip olma hakkı yabancılara tanınmamış. Tann Araplara burada petrol, kum ve denizi DUBAİ vermiş. Günde 2.2 milyon varil petrol üretimi ile zenginliği kanıtlanıyor. Her taraf kum; şehir sanki plajın üzerine kurulmuş. Tatlı su deniz suyundan üretiliyor. Dubai'de hiçbir ağaç ve yeşillik kendiliğinden olmamış. Hep bu yeşil çimenler, çiçekler ve az da olsa ağaçlar kendileri tarafmdan yetiştirilmiş. Dubai, petrol zenginliğinin ötesinde Ortadoğu'nun ticaret ve turizm merkezi olma yolunda önemli aşama kaydetmiş. Sahillerdeki altın kumsallar, temiz, berrak denizi ve özellikle hemen bütün otel zincirleri 3e • - '• t Dubai, Ortadoğu'nun "MiamTsi olma yolunda. Nitekim geniş golf sahalan, yeni kurulmakta olan modern marinası ve daha birçok olanaklan ile Dubai'nin, özellikle zengin turistlerin uğrak yeri olacağı kesin. Hemen her yerde içki serbest. Insan kendisini - Arapça yazılan görmese- bir Amerikan şehrinde sanıyor. Dünyanın bütün tanınmış markalan Dubai'de yerini almış. Dubai'de her şey ama her şey, insan yapısı. Kumdan, çölden, yeşil bir "vaha" yaratılmış. Yöneticiler, petrolün bir gün biteceğinin farkındalar. Bu yüzden ülke ticarete ve turizme olabildiğince açılmış. Kendinizi güven içinde hissediyorsunuz. Dubai'nin neyi güzel derseniz, geleceği güzel diyebilirim. Ortalama 5 yıl sonra Dubai, Ortadoğu'nun incisi olmaya aday. Eğer yolunuz Dubai'ye düşerse altın kumsallannı ve denizini görmeden dönmeyin. Yalnız yaz aylannın yüksek nemi ve sıcaklığının bunaltıcı olduğunu da unutmayın. MEHMET PALA 1)1 M / İ SK\ f-M.l-.RI-. İI.CİİNC: Ö Y k Ü . h R . TFK.NİK KONL'I.AR. MAY1S 2001 ~ SAYI 205 DE>4ÎZDE SICAK VE GÜNEŞLE MÜCADELE EPOKSİVE KULLANIM YERLERİ KIYI KIYI DENİZLER TEKNELERDE ELEKTRİKSEL LMNİYET Demirciler Silesi, 8 Codde, No 71 Zeytinbomu- İSTANBUL Tef: (0212) 664 16 94 • 510 28 71 Fab (0212) 558 67 85 İLAN ADIYAMAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2000/583 Davacı Ali Kaya, davalılar Ergin Buğur ve Aysel Işçimen aleyhlerine açmış olduğu tazminat davası ile ilgili duruşma gün ve saatinin davalılardan Gazikent Mah. 17. Cad. Gül Apt. D. 1 Gaziantep adresinde ikamet eden Aysel Işçimen'e tebliği cihetine gidilmiş, ancak adreste bulunmaması nedeniyle teblıgatın yapılamadığı. bila tebliğ iade edildiği, davalı Aysel Işçimen'in 18.6.2001 tarihlı duruşmaya gelmesi veya kendisini bır vekille temsil ettirmesi, aksi halde davanın gıyabında yürütülüp karara bağlanacağı hususu ila- nen tebliğ olunur. 16.4.2001. Basın: 24555 tLAN TC DERELt ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2000/52 Davacı Giresun merkez Kavaklar Mahallesi nüfusu- na kayrtlı Adem ve Ayşe'den olma 1972 dlu Hava Çak- mak tarafmdan aynı yerde nüfusa kayıtlı Mahmut ve Leman'dan olma 1969 d.lu davaiı Yaşar Çakmak aley- hine açılan şıddetli geçünsizlik nedeniyle boşanma ve müşterek çocuklan 1990 d.lu Feıiıat Çakınak'ın velaye- tinin kendisine verilmesine ılışkin talebine yönelik açı- lan davada yapılan tüm araştırmalara rağmen davalı Ya- şar Çakmak'ın teblıgata yarar açık adresi tespıt edile- medığinden adı geçene dava dilekçesi ve duruşma gü- nünün ilanen tebliğıne karar verilmış olmakla, Karar gereğince yukanda açık kımlıği yazılı davalı Yaşar Çakmak'ın mahkememızin 1.6.2001 günü saat 11.25'te yapılacak olan duruşmasına bizzat gelmesi ve- ya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde yokluğunda yargılamaya devanı olunacağı ve sonuçlan- dınlacağı hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 15323 Şoföriük dersleri verilir. 05354669492 EYÜP 3. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No. 2000/439 Davacı: Fikrettin Öngel Vekili: Av. Abidin Gürocak, Millet Cad. Muratpaşa Sok. No: 8 Yenihan Kat: 5 Büro: 517 Aksaray-lstanbul Davalı: Orhan Özgele, Fevziçakmak Mah. 2. Cadde No: 8/15 Esenler-lstanbul Dava: Alacak Cevap süresi: 15 gündür Davacı vekilince davalı aleyhine açılan ecrimisil da- vasının ara karan gereğince, Davalıya belırtilen adresine dava dilekçesinin tebliğ edilemediği, adres araştırmasında da adı geçenin elve- nşli adresinın bulunamadığı anlaşıhnakla, 7201 sayıli kanunun 29; 28 maddelen hükümlerine binaen dava di- lekçesinin ilanen tebliğine karar verihniştir. Davalının 10.07.2001 tanh, saat 09.30'da hazır olma- sı, bellı olunan gün ve saatte gelmeniz veya kendinizi bir vekil ile temsil ettırmenız, gehnedığiniz veya ma- zeret bildirmediğiniz ve delillerinizi ibraz etmedığiniz takdirde HUMK'nin 213 ve 375. maddelen gereğince yargılamamn yokluğunuzda yapılıp hakkınızda hüküm kurulacağı hususu dava dilekçesinin tebliği yerine ge- çerli olmak üzere ilan olunur. Işbu ilan yayımlandığı ta- rihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılacaktır. ll^n olunur. 04.05.2001 Basın: 26311 İLAN KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ Dosya No. 2001,51 Mahkememizce verilen 17.1.2001 tarih 2001/51 Es. 2001/267 K. sayıh karar ile, M.K. 355. maddesi gereğin- ce, Ahmet kızı 1957 doğxımlu Leman Özdabağ vesayet altına alınarak, kendisine kardeşı Bilge Topçu vası tayin edilmiştir. Keyfıyet ilan olunur. 17.4.2001. Basın: 25063 BİLCİNİZE 2 yaşında sanşın, yakışıklı PAŞA gibi bir kedi sahibi olmak isteyenlerin dikkatine. 0 212 513 84 60-61 0 212 512 05 05 - (552 - 555) Tunceli Eğitim ve Sağlık vakfı www.tuncelivakfi.org.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle