19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 NİSAN 2001 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Bu Kriz Götürür Anam! Başbakan Bülent Ecevit, önceki günkü grup toplantısında 55,56 ve 57. hükümetler dönemirv- deki başanlannı anlatmış. Kendisi belki inanmış- tır, dinleyenlerin ise inanmış görünmekten başka çareleri yok, ne yapsınlar, lidere zebun garipler. Ama aynı Ecevit, Başbakanlık çıkışında, vatan- daş Ahmet Çakmak'ın tepkisiyle karşılaşmış. Ahmet Çakmak esnaf, çocuklanndan biri has- ta ve Ahmet Çakmak çıkmazda. Vatandaş çareyi, Başbakanlık'ın önüne gelip yazarkasayı fırlatarak protestoda bulunmakta aramış. Olay suç mu, değil mi bilmiyonjm. Gerçi mah- keme suç bulmuş, ama eğer suç ise olayı övmü- yorum. Kimse öküz attında buzağı aramasın. Ama vatandaşın şiddete başvurmadan, tepki- sini gösteımesi demokrasinin önkoşulu. Şimdiye kadar bu yapılamadı, Ahmet Çakmak da stres içinde olduğu için tepkisini göstermiş. Demek ki demokratik tepki için sterese gerek var ülkemizde. Acaba Sayın Ecevit, Ahmet Çakmak'ın "Sayın Başbakanım saye-iâlinizde artık buyazarkasa işe yaramıyor, bunu alın da.." demek istediğini an- lamış mıdır dersiniz? Anladı ya da anlamadı, ama ilk kez rubeaı, (yüz yüze) bir tepki ile karşılaştı. ••• Şöylededüşünebilirsiniz:"A/eo/muşyan/;/V)- met Çakmak, önce indirilen sonra da 47milyon paraya çevhlen cezasına çarptınldığı ile kaldı. Bundan böyle Başbakan böyle tepkilehe de kar- şılaşmayacak, çünkü öncekigünkü olaydan ders alan konımalar güvenlik önlemlerini arttıracak- lar, vatandaş artık Başbakan 'ı ya TVekranlann- dan ya da iki kilometre öteden görecek, hepsi bu!" Yanılmayalım. Bu kez kazın ayağı öyle değil. Artık bütün Türkiye streste. Stres tepkiyi büyütüyor. Krizin bir buçuğuncu ayında henüz ortada so- mut bir şey yok. Reçete de fasarya. Söyler misiniz Allah aşkına, Meclis'ten jet hızıy- la geçirilen Şeker Yasası'nın öngördüğü, Şeker Kurulu'nun karanyla pancar ve şeker üretimini yanya indirip AB ve ABD'nin stoklannı eritmeye koyularak mı aşacağız krizi? Reçeteyi hazırlayanlar, binbirdereden su geti- rebilirîer. Ama sorunun özü değişmez. Krizi, şe- kerde Türkiye'nin üretimini kısıp rthalatla aşmayı öneren reçeteye dikkatle bakmak gerek. ••• Çok güvenilen Kemal Derviş'i de ihtiyatla din- lemeliyiz. Sayın Derviş, nisan sonunda dolann 1.100.000 lirada olacağını söylüyor. Bu 2001 için iki değil, üç haneli enflasyon demek. Kemal Derviş, "Bakan olmasaydım, birikimle- rimi TL'ye yatınrdım " diyor. Ya Derviş de krizden strese girdi ne dediğini bilmiyor ya da bizi iyiden iyiye enayi sanıyor. Acaba Sayın Derviş, Çankaya tartışmasından hemen sonra, telefona sanlıp, TL'den dolara ge- çenlerin hangi anlı şanlı ve devletlular olduğunu bilmiyor mu, sağır sultanın duyduklannı Sayın Derviş duymuyor mu? Herkes sokakta... Herkes infial halinde... Ama hükümet böyle gider sanı- yor, sakin... Ama olmayacak duaya denmez amin. Hazine bu kez de, yüzde 107 basit faizle dört aylığına borçlandı. Ama nisan sonunda 1.100.000 liralık dolaria ve bu yıl için üç haneli ola- cak olan enflasyonla, devlet haziranda nasıl borç- lanacak, yatınmını TL'ye yönertip kendisine gü- venen tertemiz vatandaşı nerede bulacak? Kamuoyu yoklamalan, hiçbir partinin barajı aşamayacağını gösteriyor; en büyük siyasi eği- lim kimseye oy vermeyecek olanlar. Kemal Derviş'in göreve getirilmesintn yerinde olduğunu söyleyenler, yüzde 48, ama onun ba- şanlı olamayacağını düşünenler, başaracağına inananlardan daha fazla. Türkiye'de daha krizin en ağır günleri gelme- den insanlar sokakta, bunalımdan bilistifade, la- ikliği yıkmak isteyen FP, sert muhalefet için soto- da, partilerin ve liderierin prestiji tabanda, krizin üstesinden gelinemeyeceğini söyleyenler çoğun- lukta. Görünen o ki bu kriz bu hükümeti de bu rejimi de götürür anam! Hollanda'dan döndü Sezer programa destek istedi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)- Cumhur- başkanı Ahmet Nccdet Sezer, bunalımdan çıkış için tüm toplum kesim- lerinin özveri gösterme- si gerektiğini vurgula- yarak "Ekonomikprog- ramın başanya ulaşma- SL, hepimizin içten bek- lentisidir" dedi. Sıkıntı- larla karşılaşılabileceği- ni söyleyen Sezer, top- lum desteğinin progra- mın başansını belirle- yeceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Se- zer, Hollanda'ya yaptı- ğı resmi ziyareti ta- mamlayarak dün yurda döndü. Sezer, Esenbo- ğa Havalimanı'nda Hollanda ziyareti ile ili- gili yaptığı açıklama- dan sonra ekonomik kriz hakkında değerlen- dirmelerde bulundu. Hükümetin hazırla- makta olduğu progra- ma destek olunmasını isteyen Sezer, "Hükü- metimizce hazuian- makta olan ve TB- MM'de kabul edilecek bir dizi yasal düzenle- meyie de destekienecek olan ekonomik progra- mm başanya uİaşması hepimizin içten belden- tiskfir. TopJumumuzun desteği, programnı ba- şansuu beürieyici ola- caknr. Bu tür istikrar programlannuı uygu- lanması sırasmda kimi sıkmülarla karşüaşü- ması olasıdır. OnemH olan bu sıkmtdarm biz- leri umutsuzluğa sevk etmemesidir" dedi. Banka batıranların ve yolsuzluk yapanlann malvarlığına tedbir konulması istendi Türk-lş eylem karan aldı BayramMeral IŞEKKANSU ANKARA - Emek Platformu'nun, 14 Nisan'da tüm Türkiye çapında ger- çekleştireceği "YoksuDuğaveYoIsuzhı- ğa Hayır" mitinglerine dönük ılguıın büyük olduğu bildirildi. Platformun 1 milyon adet bastırdığı ve Türkiye'nin bunalımdan çıkması için hazırlanan al- ternatif program tükendi. Türk-lş Yö- netim Kurulu, "EMF ve Dünya Banka- sı programlannda ısrar ediĞrse, etkin ve yaygın eylemlerin sürdürülmesini" kararlaştırdı. Türk-Iş Yönetim Kurulu, dün bir araya gelerek, gerek Kemal Derviş ile önceki gün yapılan görüşmeyi, gerek- se önümüzdeki günlerde gerçekleşe- cek eylemleri ele aldı. Hükümet adına peşpeşe açıklanan "programın genel stratejisi, genel ekonomik durum de- ğeriendirmesi sunuş notu" gibi belge- lerin, bunalımdan çıkış için öngörülen adımlann "CVIFve Dünya Bankası'nın bugüne kadarid çizgisinin daha kaö bir biçimde devamı" olduğu kanısına va- ran Türk-Iş Yönetim Kurulu, 200 bin çalışanın emekli edilmesi, özelleştir- melerin hızlandınlması gibi öngörülen hedefler karşısında etkin mücadele et- me karanna vardı. Banka batıranlann, banka soyanlann, yolsuzluk yapanla- nn ve bunlann birinci dereceden akra- balannm malvarlığına tedbir konulma- sı isteğini de kamuoyuna öncelikle du- yurma konusunda görüşbirliğine va- ran Türk-Iş Yönetim Kurulu, "Hükü- metin taleplere duyarsız kahnası, IMF ve Dünya Bankası programlarını uy- gulamaya devam ermesi durumunda Türkiye'nin dört bir yanında en yaygm ve etkili eylemlerin gerçekleştirümesi- ni" karara bağladı. Bu amaçla, 13 Ni- san'da Türk-lş Başkanlar Kurulu top- lantıya çağnldı. TESK Başkanı Derviş Günday da uygulanan ve sürdürülmekte olan eko- nomik programa esnafin değil katlana- cak, dayanacak gücü kahnadığına de- ğinerek, şu açıklamayı yaptı: "Herkesi ve hükümeti uyanyorum: Esnafin tepldsi işçinin, memurun ya da öğrencininldne benzemez. Hükümet işin ne noktada olduğunu bilerek, artık yüzünü üretene, bugüne dcğin adını bi- le etmediği esnafa dönmeBdir. Aksi tak- dirde fatura çok ağır olacakür." Emek Platformu'nun hazırladığı eylem kararlanna uyarak demokratik tepkilerini dile getireceklerini ifade e- den DlSK Genel Başkanı Süieyman Çetebi de "Çeşitli Ulerdeki geüşmeleri herkes izfiyor. Sosyal padamanın eşiğin- deyiz" dedi. KESK, IMF politikalanyla ülkenin çıkmaza sokulduğunu söyledi Emekçinin programı uygulansınIstanbul Haber Servisi - Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederas- yonu (KESK) Genel Başkanı Sami Evren, siyasi iktidarm emekçileri ve halkı açlığa, yoksulluğa mahkûm et- me politikalanndan vazgeçmesi ge- rektiğini belirterek "Ekonomik çık- mazdan kurtubnanm yolu IMF po- litikalan yerine emekçilerin progra- mmıuygulamaktır" dedi. Evren, so- kağa dökülen esnafı Emek Platfor- mu'yla birlikte hareket etmeye ça- ğırdı. Emek Platformu 14 Nisan gü- nü düzenlenecek olan "YoksuDuk ve Yazarkasa eylemcisi: Yolsuzluğa Hayır" mitingi için vali- liğe başvurdu. Evren, hükümetin enflasyonla mücadele anlayışının iflasının, mart ayı enflasyon oranıyla bir kez daha açığa çıktığını söyledi. "Son dö- nemde mal ve hizmetlere yapılan zamlar, enflasyon hesaplamaianna yansımamışür" diyen Evren, enf- lasyon oranmın günlük yaşamdaki yoksullaşmayı açıklamaktan uzak olduğunu kaydetti. IMF'nin istediği şekilde hedefle- nen enflasyon oranı üzerinden ücret artışlan yapılması sonucu, ücretle- rin reel olarak sürekli azaldığını vur- gulayan EvTen şunlan söyledi: "Kamu emekçisi 250 milyon Bra ortalama sabit ücret alırkcn. sadece gıda harcalamalan için gerekli mik- tar 220 mih ona, yoksulluk sının 660 mihona ulaşrruştır. l cretler yalnız- ca gıda harcalamalanm karşılaya- cak düzeydedir. Emekçilerin müca- deiesi de artarak sürecektir." Evren, basın mensuplannın sorulan üzeri- ne "Esnaf, KESK ve Emek Platfor- mu'nun eylemkrine kaülarak sesini daha iyi duyurabüir" diye konuştu. Emek Platformu Istanbul Bile- şenleri, 14 Nisan Cumartesi günü "Yoksulluğa ve Yolsuzluğa Hayır" mitingi düzenlemek için valiliğe başvurdu. Platformun Istanbul Bile- şenleri Sözcüsü Münür Ayduı, Tür- kiye'nin zor günler geçirdiğini belirterek, mitinge, ekonomik kriz- den yara alan her kesimi kapsayacak şekilde hazırlandıklarmı söyledi. Aydm, miringde esnaf odalannı yanlannda görmek istediklerim söyledi. Ecevit'i rüyamda gördümANKARA (Cumhuri>ıet Bürosu) - Başba- kan Bülent Ecevit Başbakanlık binasından ay- nlırken elindeki yazarkasayı firlatan Ahmet Çakmak adlı esnaf 47 milyon lira para cezasına çarptınlarak serbest bırakıldı. Çak- mak, gece Ecevit'i rüyasında gördüğünü ve E- cevit'in kendisine "Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer bana anayasa kitapçığuu firlatn. Sen de yazarkasayı nrlattuı" dediğini anlattı. Dün, Ankara Emnıyet Müdürlügü'nden Adliye'ye getirilen Çakmak, Nöbetçi Suçüs- tü Cumhuriyet Savcısı Ahmet Mutiu'nun kar- şısına çıkanldı. Dosyayı inceleyen Mutlu, Ah- met Çakmak'ı 47 milyon lira hafif para ceza- sına çarptırarak serbest bıraktı. Çakmak, iş- lemlerinin yapılması için Suçüstü Savcılı- ğı'nda beklediği sırada gazetecilere eylemi gerçekleştirmeden önce bütün hukuki yollan denediğini, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hü- kümet üyelerine ekonomik sıkıntısını içeren faks çektiğini, ancak yanıt alamadığını söyle- di. Bu nedenle yazarkasayı nrlathğını anlatan Çakmak, eylemi tüm esnaflar adma gerçek- leştirdiğini kaydetti. Çakmak. eylem yapan esnafa, toplu eylemlere çeşitli örgütlerin ka- nşabildiğini, bunun için toplu olarak sokağa çıkılmasından yana olmadığını belirtti. Çak- mak, serbest bırakıldıktan sonra Ankara Ad- liyesi'nden aynhrken de "Başnun belaya gir- mesiniistcmediği için konuşmak istemed^mi" söyledi. Para cezasuıı şu an ödeyemediğini, daha sonra ödeyeceğini kaydeden Çakmak, 'Pişman değümı' dedi. Kayseri Esnaf ve Sanatkârlan Odalan Bir- liği Başkanı Mustafa Alan. bir açıklama ya- parak Ahmet Çakmak'ın 6 bin dolarlık bor- cunu üstleneceğini bildirdi. Istanbul Okmeydanı'nda da bir grup esnaf protesto gösterisi sırasmda Çakmak gibi yan- lannda getirdikleri bir yazarkasayı tahrip et- tiler. 1ĞNELİ HRÇA ZAFER TEMOÇtN ABD'deki Ermeni lobisi sözcülerinden Harut Sasunyan: TürkiyeMeki kriz eşsiz firsat VVASHINGTON (AA)- ABD'- deki Ermeni lobisi, ekonomik kriz- deki Türkiye'nin zayıflığından ya- rarlanmak için "eşsiz firsat" yaka- ladığı inancını taşıyor. Ermeni asıllı Amerikahlann ço- ğunlukta bulunduğu California eyaletinde yayımlanan California Courier'de yazan Ermeni lobisinin temsilcisi Harut Sasunyan, "Er- meniler şimdi, Türkrve'ye karşı id- dialannı ilerletmek için amn firsat ek geçinfi. Türkiye'nin zayrfhğmı sömürmek için eşsiz birfirsatvar" ifadesini kullandı. Sasunyan, eko- nomik kriz nedeniyle Türkiye'nin, önceliği krizden kurtulmaya verdi- ğini belirtirken en güvendiği iki müttefıki olan ABD ve Israil'den ise yardım alamadığını ileri sürdü. Sasunyan, Bush yönetiminin, dış politika önceliklerini ortaya çıkar- mak için zamana ihtiyacı olduğu- nu savunurken, Türkiye'nin diğer müttefiki Israil'in ise Filistinliler ile çatışmalar yüzünden "eflerinin dohı" olduğunu öne sürdü. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Derviş'in işiçokzor Haber Merkezi - Türki- ye'nin yaşadığı ekonomik bu- nalımı The New York Times'a değerlendiren uzmanlar, Tür- kiye'nin içinde bulunduğu kri- zin köklerinin büyük ölçüde bankacılık sisteminin iyileşti- rihnesine bağlı olduğuna dik- kat çekerek, Devlet Bakanı KemalDerviş'in işinin çok zor olduğunu belirttiler. Gazetede yayımlanan haber- de, Türkiye'nin başta gelen si- yasi partilerinüı yıllarca devlet bankalannı gönüllerince kul- landıklan anımsatılarak, "IJcuz ve hatta beda>'a kredileri, seç- menlerinin kilit kesimi çiftçiler ile küçük iş sahiplerine dağıtb- br. Özel bankalar için izinler ne- redeyse tefüşe gerek oimadan verildi. tzinierin bir ktsnu da güçlü işadamlan ve poh'tik yan- daşjar içindi Pofitikacıiara çok hayırh gelen bu düzen, ne yaak ki Türkiye'nin bankaahksiste- mini çökerttL Türkiye'nin mü- yariarca dolarhk uluslararası yarduna kavuşma şansı düşük oktuğundan Bakan Derviş ol- dukça sert reformlan gerçekleş- tirmek durumunda" denildi. Bankacılar ve ekonomi uz- manları, Bakan Derviş'in programının doğru yolda ol- duğunu belirtmelerine karşüık uygulanacak programm yete- rince ilerleyemeyeceği görü- şünde birleşiyorlar. Credit Lyonnais Menkul Kıymetler şirketinin Asya Sorumlusu Fa- rîd Ahmed Han. uygulamala- nn etkinliğini "hastarun ciddi cerrahi müdahaleye ihtiyacı varken yahnzca aspirin verme- ye*benzeterek, piyasalann hâ- lâ özel bankalarm yönetimle- rine el konulacağı beklentisi içinde olduğuna dikkat çekti. Golden Sachs Ekonomik Araştırmalar Grubu'nun Tür- kiye uzmanı Mike Buchanan da IMF yardımı beklentisine değinerek, IMF'yi Derviş'in demecinden çok koalisyon desteği ve reformlardaki ka- rarlıhğuı tatmin edebileceğini söyledi. VVashington Uluslara- rası Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden Bülent Afi Rı- za'nın açıklamasında ise prog- ramm karşılaşabileceği politik zorluklar vurgulanarak şunlar kaydedildi: "Bu büyük bir sa- vaşun olacak, çünkü Türk po- Btikacılarkendilerinekoruma, seçmen ve destek sağlayan anahtar sistemin değışime uğ- ramasmı istemiyorlar." [email protected] Mehmet Uzun, hakkında açılan davaya katılmak için yurttaşı olduğu Isveç'ten kalkıp geîmişti. Yedinci bas- kısı yapılan "Aşk Gibi Aydınlık, Ölüm Gibi Karanlık" romanı nedeniyle "7e- rör örgütüne yardım ve yataklık" etti- ği iddiasryla hakkında dava açılmıştı. Mehmet Uzun, şaşkındı. Yaşamı bo- yunca hiç ilgisinin olmadığı PKK'ye yardım ettiği öne sürülüyordu. Üste- lik bu yardımın tek belgesi de yazdığı romandı. Üç hâkim, birsavcı, çok sayıda mü- başir, eli silahlı jandarmalar ve ülkenin önde gelen yazar ve aydınlan, saba- hın erken saatinde mahkemeye gel- mişlerdi. Isveç'ten ve Norveç'ten ge- len tanınmış yazar ve yayıncılar, Meh- met Uzun'un davasını izliyoriardı. Ül- kenin önemli bir enerjisi, Uzun'un yaz- dığı romanla "terör örgütüne yataklık edip etmediğini" araştırmaya harca- nıyordu. Mehmet Uzun Davası ve ABÜlke bir yandan ekonomik krizle boğuşurken bu ülkenin aydınlan mah- kemelerdeyazıp çizdikleri için suçsuz olduklannı kanıtlamaya çalışıyoriardı. Türkiye, yüzünü Batı'ya dönmeye ça- lışırken ortaçağdan kalma bir yargıla- ma anlayışı egemenliğini sürdürüyor- du. Mehmet Uzun, savunmasında, hakkındaki iddiadan "ûrktüğünü" söyledi. Bu ürküntü, ülkesinin gele- ceğiyle ilgiliydi. Komşulanylakavgalı, müttefikleriyle kavgalı, halkıyla kav- galı, yazanyla çizeriyle kavgalı bir sis- temin kime ne hayn olurdu ki! • • • Bu ülkeyi yöneten anlayışın değiş- mesi gerekiyor. Hem de hızla. Çünkü artık yolun sonuna geldik. Ancak ne yazık ki 40-50 yıldır bu ülkeye hükme- den, bu ülkenin rantını yiyen güçler, durumun değişmesini istemiyorlar. Hâlâ gelişmelerin önüne taş koymayı tercih ediyoriar. Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu'nun çağnsı çok önemli adımlar için bir başlangıç içe- riyordu: "Gelin, birlikte silahlan azal- talım, gelin sınırmayınlannı kaldıralım, gelin başkası işin içine karışmadan Kıbns'ı aramızda halledelim" diyor- du. Cevap ne oldu, "Efendim bizim etrafımız düşmanlaha çevrili, bu ne- denle silahlan azaltamayız. Kıbns'ı işin içine kanştırmayın. Mayınlan kaldır- mak istiyoruz, ama hâlâ kanunu çıka- ramadık." Bu arada Yunanistan ma- yınlan temizledi. Sanki Yunanistan, Balkanlar'da de- ğil; o ülkenin çevresinde büyük yan- gınlar olmuyor. Sanki Yunanistan biz- den daha fakir ve bir an önce ekono- misini düzeltmek için silaha yaptığı harcamayı öncelikle onlann durdur- ması gerekiyor. Sanki Kıbns'ın güne- yinde değil de kuzeyinde adam başı- na yıllık gelir 15 bin dolar. Dünyaya açıklaması zor bir durumla karşı kar- şıyayız. Sanki Avrupa Biriiği'ne girmek isteyen biz değiliz de onlar. Maddi durumu ve uluslararası iliş- kileri Türkiye'den katbekat ryi Yuna- nistan, tam da kriz zamanı önemli bir seçenek sunuyor. Bu çağnya verilen cevap ise geçmişi aynen devam ettir- mek istiyor gibi bir hava içinde. Sa- vunma Bakanı MHP'li Sabahattin Çakmakoğlu'nun açıklamalan, bu ül- kede işlerin çok zor olduğunu gözler önüne seriyor. Şiddet ve gerilimden beslenen ve bu ülkeyi artık içinden çı- kılmaz bir krize yuvarlayan siyasi ve bürokratik rant sahipleri, pek geri adım atmaya niyetli görünmüyorlar. Mehmet Uzun'un mahkemesi, alı- şık olduğumuzun aksine bir celsede beraatla sonuçlandı. Zaten davanın açılması anlamsızdı. Duruşma devam ederken yıllardır gelip gittiğimiz dev- let güvenlik mahkemesinin yargıçlan- na, savcılanna, Yaşar Kemal'e, Or- han Pamuk'a ve onlarca aydınımızın yüzlerine baktım. Her sey ne kadar anlamsızdı. Duruşmayı Isveç ve Nor- veç'in önde gelen gazetecileri ve ya- zarlan da izliyordu. Onlar AB Dönem Başkanı olan Isveç'ten endişeli gel- mişlerdi. Dünyaya her seferinde bu kadar ayıpla çıkmak zorunda mıyız? Böyle yargılamalar yapan bir ülke AB içinde yer alabilir mi? Ankara krizle uğraşırken onlann çı- kardığı kanunlarla yazarlar yargılan- maya devam ediyordu. Dünyanın gözü önünde. Ayıplar içindeydik.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle