19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
t NİSAN 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Demokrasi zirvesi Toronto'dan Engin Aşkın bildiriyor 20 Nisan'da Kanada'nın Quebec kentinde toplanacak Kuzey- Güney Amerika Zirvesi'nde işadamı ve şirket yöneticileri için uygulanacak tarife belli oldu. Kanada Başbakanının konferansına ve ardından akşam resepsiyonuna kablma ücreti 1.5 milyon dolar. Medya merkezine giriş 700 bin dolar. Zirve sergisine giriş 500 bin dolar. Lideriere hoş geldin toplantısı 500 bin dolar. Zirvenin açılış yemeği 200 bin dolar. Kapanış resepsiyonu 150 bin dolar. Zirve çantası 100 bin dolar. Anı kitabı 100 bin dolar. Bu arada Küba'nın "demokrasi olmadığı" için çağnlmadığı zirveye ilişkin Kanadalı gazeteci Dalton Camp'in yaklaşımı ise şöyle: "Küba demokrasi değilmiş. Peki demokrasi kimmiş? Başkanı yüksek mahkeme icazetii ABD mi yoksa Guatemala, Honduras, El Salvador, Şili, Jamaika, Arjantin mi? Hadi canım; biliyorsunuz demokrasinin kim olduğunu." Bektronik posta: denizsomecumhuriyetcom.tr Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Bir vatandaş, Başbakana yazarkasa fıriatmış... "Kasava bir sev olmus mul" M ki yıl önce Kartal SSK Hastanesi Başheki- miydi Dr. Vesile Öngör... Maltepe'de SSK'ye ait 5 bin metrekare arsa bulmuş ve bir dispan- seryapımı için Istanbul Menkul Kıymetler Bor- sası da 400 mîlyar lira kaynak yaratmıştı. Ne ki bir şirket arsayı 160 milyon liraya kiralayıp sürücü kur- su açmış ve bir kısmını da kiraya vermişti. Şirketin ortaklanndan biri Mattepe Belediyesi'ndeANAP'lı üye Arif Tevetoğlu'ydu. Kiracı, sözleşmesi bittiği halde Yargıtay'ın onay- ladığı mahkeme kararının polis zoruyla uygulanma- sıyla tahliye edilebilmişti ki o sıra Bülent Ecevrt'in kurduğu koalisyon hükümetinde YaşarOkuyan Ça- lışma Bakanı olmuştu... Okuyan'ın bakanlığı açık- landıktan 15 dakika sonra, Dr. Ongör'ün telefonu çal- mış ve adının "Arif Tevetoğlu" olduğunu söyleyen bir kişi, kendini yeni Çalışma Bakanı'nın danışmanı olarak tanıtıp ilk icraatlannın dispanser yapılmak is- tenen arsayı özel sektöre kiralamak olacağını bildir- SSK'nin arsası mişti. Ongör'ün yanıtı ise bunun ancak ikinci icra- atlan olabileceğini çünkü önce kendisinin görevden alınması gerektiğini söylemişti. Iktidarın ilk altı ayında Okuyan'ın sayısı hesapla- namayan icraatlanndan biri olarak Dr. Vesile Öngör, başhekimlikten alınmış; Okuyan'a yazdığı bir mek- tubu hastane derneğinin toplantısında okuduğu için kınama cezası almış; mahkeme karanyla görevine dönüş; hastalann bahçeye attığı ekmek kırıntılannı martılar yediği için verilen kınama cezasımn ardın- dan yeni bir icraatla tekrar görevinden alınmıştı... Yukandaki satırları okuyorsa, Yaşar Okuyan da ic- raatlarındaki komikliği fark etmiş olmalı! Fakat icraatlannın sonucu bu kadar komik de- Dr. Vesile Ongör'ün yürütmeyi durdurma için ida- re mahkemesinde açtığı ikinci dava devam ediyor ve yargı işini ciddiyetle yapıyor... Eğer Okuyan da işini ciddiye alıyorsa; SSK'nin Maltepe'deki arsasında gözü olan ANAP'lı işbitiri- cilerin şu sıra Maltepe'de başlattığı "SSK'nin arsa- sına özel hastane istiyoruz" imza kampanyasının perde arkasını bir araştırsın ve ilaç alacak parası ol- mayan yoksul halkın nasıl olup da özel hastane is- tediğini düşünsün... Ikincisi, Maltepe'nin ANAP'lı belediye başkanı Bahtiyar Uyanık'ın çıkar amaçlı çete kurarak rüş- vet karşılığı imar izni vermek suçlamasıyla görevden alındığını anımsasın... Üçüncüsü, Istanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda yaratılan 400 milyar lira kaynağı kullanarak projesi hazır, inşaat ruhsatı alınmış 3 bin kişiye sağlık hiz- meti verecek dispanserin temelini atsın... Gerisi laf... Peynir gemisi yürümüyor! SESSİZSEDASIZ(I) NVRÎKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı [email protected] Hükümet değil "beraber ve solo mazeretler korosu" mübarekler! Ankara'da Tiirk tipi bardaklarda çay Velinimetimiz Amerika'dan haber var... ABD Başkanı George W. Bush'un destekçisi VVashington Times ga- zetesinin aynı adlı haftalık dergi- sinde ünlü sağcı kalemlerden Ge- rald Robbins'in yorumu: "Bugün git yann gel mantığıyla dav- ranmayı benimsemiş Türkiye'de her iş, kültürel ahşkanlıkların çerçevesin- desonuçlandınlır. Ankara'daki bürok- rasiyle tanışanlar bunu çok iyi bilirier. örneğin, başkent Ankara'da, Türk ti- pi bardaklarla sunulan çay ikramından önce hiçbir şey başlayamaz. Çayın ya- nında sigara sunulması, onun ardın- dan dostça ya da filozofça uzun uzun laf edilmesi yerleşik iş kültürünün ta- rifi olmuştur. En sonunda amaçlanan iş bitirilir ama bu iş ya da toplum kül- türü Batı'da saat gibi çalışmayı öngö- ren verimlilik öğesinin lanetlenece- ği durumdur. Ancak, Türklerin bu çizgideki mantığını değiştirmek Ba- tılılar için doğal bir istem görebilir ^ ama bu işin kesin değişimlerle ve hız- la yapılması Türkiye'ye yarardan çok zarar getirir. Türkiye'nin Avrupa Birli- ği'ne girmesi için reformlann yapıl- ması gereklidirfakat bu iş Brüksel'de değil Ankara'da uygun bir içerikle ya- pılmalıdır. Türkiye'nin düşlediği Avru- pa Birliği yolunda hedefe yavaş gidil- meli ve otoban hızından vazgeçılme- lidir. Işlerin tıpkı Meksika'daki gibi sür- düğü Türkiye'de Başbakan Bülent Ecevrt'in hızı daTürkçe karşılığı ile 'ya- vaş'tır." Elçinîn Keyfi Yerinde... MERİÇ VELİDEDEOĞLU ABD'nin Ankara'daki büyü- kelçisi Sayın R. Pearson, bir toplantıda yaptığı konuşmada, Amerika'nın Türkiye'ye yar- dımcı olmaya hazır olduğunu belirttikten sonra şöyle demiş: "Türkiye'nin 1919 ruhuyaşa- maktadır." Sayın büyükelçinin söyle- diklerini yerii yerine oturtabil- mek için "1979 ruhu'nun an- lamını şöyle bir kısaca anım- satmak gerektiğini düşünüyo- ruz. Mustafa Kemal'in Sam- sun'a çıkış sıralarında Istan- bul'daki Osmanlı Saltanat Şû- rası, Türkiye'nin kurtuluşunu "Ingilizgüdümü"ne sığınmak- ta görüyordu. Bu Ingiliz güdümüneAnado- lu'dan, "Amasya Bildirgesi" ile yanıt gelmekte gecikmez, Mustafa Kemal, "Ulusun ba- ğımsızlığını ulusun kendi kur- taracaktır" diyerek savaşımın temel direğini diker. Ardından, Anadolu'da kong- reler dönemi başlar ki işte bu sırada Istanbul görüş değişti- rir. Osmanlı Uzakbatı'yayöne- lip ABD'den söz etmeye baş- lar, yeni kurtarıcı artık Ameri- ka'dır, "Amerikan mandacılı- gVdır. Erzurum Kongresi süresin- ce kongre, Amerikan güdü- münü isteyen telyazılarının bombardımanına uğrar. Bu tel- yazılannın ortak isteği bağım- sız. koşulsuz bir Amerikan gü- dümüdür. Öyle ki mandacılar, Ameri- kan Başkanı Wilson'un bü- yük düşü Ermenistan Devleti için, Anadolu'dan istenen top- rak ödününü bile doğal gör- mektedirier. Buna karşın ABD'den res- mi "bir çift söz" gelmez, ama Amerika, yerli sözcüleri aracı- lığıvia isteklerini aşama aşama Anadolu'ya bildirin 'Din ve mezhep özgüriüğü- nüı sağlanması" istenir. Mus- tafa Kemal yanıt verir: Patrik- haie'nin bunca ayrıcalıkları varken daha istenen nedir? 'Eğitim ve öğretimin genel- leştirilmesi" istenir. Mustafa Kemal yanıt verir: İstenen Amerikan okullannın açılma- sıysa, şimdiden yalnız Sıvas'ta 25 kadar okul açmışlardır ki, yalnız birinde bin beş yüz ka- dar Ermeni öğrenci vardır. IstekJerin ardı arkası kesilme- diği gibi "manda"taraftarı tel- yazılannın yağışı da durmaz; Türkiye'nin çağdaşlaşmasını Amerika'nın, Birteşmiş Millet- ler'e karşı söz vererek üstlen- mesi istenir... Mustafa Kemal bu gönüllü sözcülere sorar: ABD bu iste- ği kabul edip buna katlanma- sına karşılık Amerika adına ne gibi yararlar, çıkarlar sağla- mak istedi. Mustafa Kemal yine sorar: BununlaABD'nin kendi amaç- lanna yönelik hesaplan nedir? Ne var ki Mustafa Kemal'in başkanlığındaki Erzurum Kongresi'nin bu konudaki ka- ran kesindir. Yabancı devlet- lerin güdümü (mandacılığı), koruyuculuğu kabul edile- mez!.. Pes etmeyen mandacılar, Sıvas Kongresi'nde de koro halinde Amerikan güdümünü istemeyi seslendirirlerse de kongre son kararında bunu kesinlikle yadsır. Böylece sayın büyükelçinin sözünü ettiği "7979 ruhu", Amerikan mandacılığına kar- şı koyuşla başlayarak oluşur ve gelişir. Tarihsel gerçek böyleyken, 82 yıl sonra Türkiye'nin düş- tüğü çaresizlik ortamından çı- kabilmesi için ABD'nin yardı- mından söz edip ardından da bu "7979 ruhu"nun hâlâ ül- kemizde yaşadığını söylemek bizimle "dalga" geçmek ol- muyor mu? Yalnız büyükelçinin konuş- masını, sorunun çözümü için: "Gereken bütün beceri Türki- ye'de bulunmaktadıri" diye bi- tirmesini de dalga geçmek ye- rine "uyan" olarak mı alsak? Ister "dalga geçmek", ister "uyarmak" olsun, bu sözleriy- le Sayın R. Pearson, "Kurtu- luş Savaşı" söyiemini başlatan- lar arasında yer almanın tadı- nı çıkarıyor olmalı; kısacası bugünlerde sayın büyükelçinin keyfi yerinde... EMEĞE S AY G I Emperyalist kültüre karşı savaşın öncüsü ŞÜKRAN KURDAKUL 75 Yaşında KONUŞMALAR Server TaniDi (gönmtülü mesaj). Cotgiz Bekta; (TYS Genel Başkanı), Gimgör Gençay (EKM Sanat Danışmanı), Adnan Ozyalçma- (öylcücü-yazar), Murat Toknuk iDtSK Genel Sekreteri) MÜZÎK Tuncer Tercan, Omer Ydmaz TÎYATRO Tiyatro Sahnesi, Engın Alap, "Zındandaki Şair" DANS Çağdaş Bale Topluluğu DİA Ferdn Çağkyan SUNAN GülsenTuncer ' • . 8 Ni»an P«z«r, S««t 16.00-20.00 AKM Konser SaJonu, Taksim/tstanbul DUZENLEYENLER Türkiye Yazaıitr Sendilssı, PEN YıuHır Dcnıcği, Evnntel Kültür Merkezii HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ igulgec(ayahoo.com KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakia turk.net ÇİZGÎLÎK KÂMtL MASARACI KEDİ LEVO APTÜUKA LbVO,UYU O'tc//* SEhJ UYU /.. İİZKÖK S,LE AftTıH TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN BURSA'NINALINIŞI UAN SÜftOÜRDÜ. &A8A. &ONRA, UZUN 2AM*NDIR KufATM4 ALT/NOAMİ'8UK SAALINDI. 132A-1361 ' ARASIMDA 8A$K£MTLİK »VHN SUKSA.UZUN YIL- U&ÖNEMİNİ, 6 Nisan DONYANINZTRVESI 1326'M BU&£JN,OSKtANLI- LAR BU8&4'y7 SINIRLABINA KATTILAR. TÜRKLERİN SÜ. REkÜ SlKtŞTtRMALARI SO. NUCU BİZAHS'INAHADCL LU TOPKAKLAKI ÇOK M. KALMlŞTt. OSMAM Sey' ULAŞTI.AMERİKAN DONfiNmı SMOA MÜMBNPİS OLAN PBABy İAIAKT 1SO8 'O£, yANI ESKİA4O V£BJRZBNCİİLE *O LA ÇJKTI.ZOKUJ 8İ8 yOLCU- LUKTAN SOUKA yuTSA t Ol. aURAOA SO SAATKALAN PEAItY, ANCAK SAY SCW«4 LABKK A ULAŞlP İLK BULPU&U TEL- G İ Î CHJYUGA81LE- CMKTİ.. ANKARA...ANKA MÜŞERREF HEKtMOĞLU Mavi Bip Şölen Galeri Nev'de AJev Ebüzziya'nın çanaklarını seyrediyor, dünyayayeniden umutla, güvenlegü- lümsüyorum. Kaç mavi bir arada. Doğadan değil toprağın gi- zemine ulaşan ellerden alıyor rengini. Toprağa yeni bir soluk veriyor o eller. Sanatçının uzun so- luğunu yansıtarak mavi bir şölen yaşatıyor. Gör- kemli bir şölen. Görkemi sadeliğiyle oluşuyor. Yü- ce dağlara tırmanan mavi bir duman gibi. Duya- rısı da var, başkaldınsı da. Maviyi kirletenlere karşı koyuyor. Özlemi soldu- ranlara tepkiyi belirtiyor. Bir sanatçının sorumlu- luğunu ve bilincini. Ne güzel sanatçılarımız var! Çirkinliklere karşın ne güzel direniyor. Çağdaş düzeyini ne güzel ka- nıtlıyor, sağlam dokularını ne güzel koruyor! Öz variığımızı da onlar duyuruyor her zaman. Sınır- ları aşarak evrensel bir selam veriyor dünyaya. ll- giyle, saygıyla selamlanıyor. Galeri Nev'in kurucusu Ali Artun'u içten kut- luyorum. Başkentin sanat yaşamına güzel bir bo- yut kattı mavi çanaklar. Gözlere bir şölen, belle- ğe bir izlem. Geride büyük emek, dahası büyük yürek çarpıntısı var, ama güzel olaylar çarpıntıy- la gerçekleşiyor değil mi? . ••• Ünlü bestecimiz Adnan Saygun'un Keman Konçertosu da güzel bir çarpıntının ürünü. Sanı- rım Suna Kan için yazıyor bestecimiz. Kaç kez dinledim ama son konserler başka bir mutluluk verdi bana. Istanbul konserleri. Borusan Orkest- rası çalıyor, Gürer Aykal yonetıyor. Tek çalgıcı da Suna Kan. Art bölümünü Sevim Berk seslendi- riyor, Antalya Senfoni Orkestrası'ndan çalgıcılar da katılıyor, güzel bir düzey veriyor orkestraya. Saygun müziğinin gizemini de Suna Kan duyu- ruyor. Bu konseri doğrudan değil Ersin Onay'dan dinledim ben. Çalgılarla değil, sözcüklerle. Ersin Onay'ın anlatım gücüyle. Keman dalında bir us- tayı, piyano dalında bir yorumcu anlatarak şim- diye dek yaşamadığım bir mutluluk duyurdu ba- na. Konçertoyu yeniden çalar gibi. Güzel ve özel sözcüklerle sesleniyor. Sevdığim bir yapıt yeni boyutlara ulaşıyor Ersin Onay'ın anlatımıyla. Suna Kan'a gelince: Her zamanki sadeliğiyle, konserler iyi geçtı, de- mekle yetindi. Aynı akşam Idil Biret'in konseri de var Istanbul'da. Iki salon da dolu. Dinleyenler de eş coşkulu, diye altını çizmesi de bellı bir ger- çeği yansıtıyor bence. Karşıdevrimler de olsa mü- zik devrimi önemini koruyor ülkemizde. Kamu kuruluşlarının olumsuz davranışlarına karşın özel kurumlar, kuruluşlardestekliyorçoksesliliği. Ata- türk'ün en önemli devrimini sahiplenmekten ge- ri kalmayanlar az değil ülkemizde. Elbet yeterli değil ama umutlu bir gelişme. Müzik dalında yeni ürünler oluşuyor durma- dan. Yeni yetenekler, yeni çalgıcılar, yeni beste- ciler, genç orkestralar. Çalacak yer, ortam bulsa- lar nasıl ses verecekler kim bilir, nasıl gelişecek- ler! Tekseslilik egilimlerine karşın çokseslilik öz-. lemini nasıl dindirecekler! Hepimize görev düşüyor bu yolda. Basına, medyaya, özel ve kamu kuruluşlarına. Teksesliliği hep biriikte aşabilmek umuduyla. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDANSAĞA: 1/ Arsız, edepsiz, küs- tah.2/"Cemil 2 —":Ressamı- 3 mız... Çoban 4 yamağı. 3/ Demiryolu... Bıkma, usan- 6 ma. 4/ Bürün 7 vücudusaran, fi kolsuz bir üst giysisi. 5/ 9 "Çok uzaklardan — kuşlan geçiyor/Tüy- leri diken diken" (B.R.Eyuboğlu)... Işaret. 6/ Utanç veri- ci, alçakça... Bir şe- yin sırt durumunda g olanyûzeyi. 7/Krip- ton elementinin sim- gesi... Mevlevi der- vişlerinin dönerek yaptıklan ayin. 8/Büyükerkekkardeş... tleri atıl- rruş, ortaya çıkanlmış. 9/ Oruca başlama zama- nı... Telli bir çalgı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir üniversitenin bulunduğu alan ve yapılar. 2/ Karakter... Bataklıklarda ya da sulak çayırlar- da yetişen, saplannın ucunda çok dekoratif ka- difemsi bir bölûm bulunan bitki. 3/ Fesleğen de denilen, yapraklan güzel kokulu süs bitkisi... İlaç. 4/ Tunus'un plaka işareti... Okyanuslann çok derinkesimlerine verilen ad. 5/ Birrenk... "Göl sanırdık ne zaman dalsak — gözlerine" (F.N.Çam- lıbel). 6/ Bir konuyu en ince noktalanna kadar gözden geçirerek anlatmak. II Deride sinirler boyunca birtakım ağnh fiskelerin dökülmesiyle beliren hastalık... Akira Kurosava'nın bir filmi. 8/ Bir alay işareti... Çiçeği, böreği, terazisi var- dır. 9/ Tantal elementinin simgesi... Yoksullara yi- yecek dağıtan hayır kurumu. ACI KAYBIMIZ Sendıkamız avukatlanndan HİKMET KORUBEYİ'ni haın ve sınsı bir hastalık nedenıyle kaybettık. "Sendikalar, emeğin ve emekçilerin kalesidir" bılıncı ile sendikamıza ve ışçilerimize yıllarca emek vermış bir emekçı dostumuzu kaybetmış olmanııı üzüntüsü ile aılesine, yakınlanna, dostlanna başsağlığı diliyonız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle