Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 NİSAN 2001 PAZARTESİ
8 HABERLERİN DEVAMI
23 Nisaıı: Hüzün dohıyor insan
I Baştarafı 1. Sayfada
ği ipotek altında. Çocuklar bü-
yüklerinden, borç yükü altına
ezilen, işsizi bol, sosyal güven-
lik ve eğitim sistemi çökmüş,
doğası tahrip edilmiş bir ülke
devraldılar.
2001 yılma girildiğinde hâlâ
sezonluk işçi olarak kiraya veri-
len, ailede, okulda ve işyerinde
şiddete maruz kalan çocuklar,
gelecekte bugünkünden daha
güç koşullarda yaşayacaklar.
Oysa Atatürk döneminin ço-
cuklan, bugünkü çocuklardan
daha şanslıydı. Savaştan yeni çık-
mış bir ûlkenin çocuklan olma-
lanna karşın geleceğe umutlaba-
kabiJiyorlardı.
Sanayileşme ve buna bağlı ola-
rak kentleşmenin henüz gelişme-
diği Cumhuriyetin kuruluş yılla-
nnda çocuklar, eğitim, sağlık ve
teknoloji alanındaki geriliğe kar-
şın doğası tahrip edilmemiş, hız-
la büyüyen, sıfir enflasyonlu, Os-
manh'dan kalan 146.5 milyon
dolar dışında borcu bulunmayan,
ödemelerdengesi denk ve bütçe-
si açık vermeyen bir ülkede ya-
şıyorlardı.
Atatürk döneminin ve bugü-
nûn verileri karşılaştınldığında
Tûrkiye'nin birçok açıdan genle-
diği görülüyor.
Cumhuriyetin ilk yıllannda
büyüme hızı bugünkünden 23
kat daha fazlaydı. 1929'da yüzde
21.6 olan büyüme hızı, 1936 yı-
lında yüzde 23.2'ye yükselmişti.
Bugün Türkiye'nin büyüme hızı
ise eksi 3 düzeylerinde seyredi-
yor.
Enflasyonun sıfir olduğu cum-
huriyet yıllanna karşın enflasyo-
nun önümüzdeki yıl yüzde 52.5
olması bekleniyor.
Cumhuriyetin ilk yıllarında
yaklaşık 50 dolar olan kişi başı-
na düşen milli gelir, geçen yıl 3
bin 240 dolar civanndaydı. Son
krizle birlikte kişi başma düşen
milli gelirin 2 bin 400 dolar civa-
nnagerilediği tahmin ediliyor.
1932 yılında Osmanlı Impara-
torluğu'nun borçlarının yüzde
60'ını devraldığı için 146.5 mil-
yon dolar dış borcu bulunan Tür-
kiye'nin iç borcu ise 350 milyon
liraydı. Bugünkü dış borç yükü
120 milyar dolan. iç borcu 60
milyar dolan civannda. Art arda
yaşanan iki krizle ek kaynak ara-
yışına giren Türkiye'nin, iç ve dış
borç faturasının önümüzdeki yıl-
larda daha da artacağı görülüyor.
Bugünkü tabloya göre Türkiye'de
bugün kişi başına düşen toplam
borç bin 466 dolar civannda. Bu-
günkü borç düzeyiyle Türkiye
kalkınmakta olan ülkeler arasın-
da en borçlu 8'inci ülke konumu-
da. 1923 yılında 1 Amerikan Do-
lan 1 lira 68 kuruş iken bugün bir
dolar 1 milyon 200 bin lira civa-
nnda seyrediyor.
DlE'nin 2000 yılı Hanehalkı
lşgücü Anketi'ne göre, Türki-
ye'de işsiz insan sayısı ise 1 mil-
yon 451 kişi. Son krizle birlikte
işini kaybenler de eklenirse bu
rakamın 1.5 milyonu çoktan aş-
tığı rahatlıkla söylenebilir. Yapı-
lan araştırmalara göre her yıl üc-
retli istihdam edilen her yüz kişi-
den 13' ü işini kaybediyor. Geçen
yıl işini kaybedenlerin sayısının
774 bin kişi olduğu belirlendi.
2000'li yıllann Türkiyesi'nde ça-
lışma yaşındaki nüfusun ancak
yüzde 46'sı istihdam ediliyor.
Eğitimli gençlerde işsizlik oranı
ise yüzde 21.7.
Türkiye Cumhuriyeti kuruldu-
ğunda nüfusumuz 13 milyondu.
Bugün Türkiye'de 13 milyon in-
23 Nisan çocuğunun Türkiyesi
-îşkence
-Cinseltaciz
- Aile içı şiddet
- Çevre kiriUiği
- Bebek öiümleri
- Kişi başına düşen milli gefir:
2400 dolar
- Dış borç: 106 milyar dolar
- İç borç: 45 milyar dolar
- Enflasyon: Yüzde 52.5
- Büyüme: -3.0
-işstdUc 1.5 milyon
-TrafîkTerSrü:Yılda4bin
ölüm
- Yolsuzluk: Yılda 50 milyar
dolar.
san açlık sınınnda yaşıyor.Tür-
kiye'de bugün her 100 çocuktan
5.2'si beşinci doğum gününü gö-
remeden ölüyor. Eğitime bütçe-
den aynlan pay her yıl biraz da-
ha azalıyor..
Türkiye'de çocuklann yüzde
20.7 'si, yani beşte birinden fazla-
sı 12 yaşın altında çahşma yaşa-
mına atılıyor. Yasalara göre 12-
16 yaş arası çocuklann günde 8
saatten fazla çalışması yasak.
Ancak bu konuda yapılan araştır-
malarda çocuklann yüzde
60'ının 11-12 saat çalıştınldığı
belirlendi.
Türkiye'de çocuklar hergün
birbirinden ilginç isimler verilen
yeni biroperasyon haberiyle uya-
nıyor. Yüce Divan'a gönderilen,
hakkmda soruşturma açılan ba-
kanlan, bürokratlan ve işadamla-
nnı izliyor ekranlarda.
Uluslararası verilere göre, dün-
yada yolsuzlukta dönen para
miktan 500 milyar dolar. Türki-
ye'nin son 10 yılında yolsuzluk
rutan, 10 yılhk dış borca eşit.
Uluslararası Saydamlık Örgürü
tarafindan 2000 yılı için oluştu-
rulan ve 90 ülkeyi kapsayan " Yol-
suziuk ve Kirtenrne Düzeyi En-
deksPnde Türkiye 50. sırada yer
alıyor.
AB'ye aday üye olan Türkiye,
Avrupa İnsan Haklan Mahkeme-
si'nde en çok mahkûmiyet alan
ülkelerin başında geliyor. Türki-
ye, en çok işkence nedeniyle
mahkûm oluyor.
Sezer:Yolsuzluklara karşı saydam yapılanma
ANKARA (Cumhuriyet Bünv
su) - 23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı mesajlannda,
yaşanan ekonomik sıkınnya dik-
kat çeken liderler, yurttaşlardan
TBMM'ye güvenmelerini istedi-
ler. Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer, siyasal, sosyal ve eko-
nomik her alanda yolsuzluklara
olanak vermeyen saydam bir ye-
niden yapılanmanın gerçekleşti-
rilmesi ile sıkıntılann bir daha ya-
şanmayacağını bildirdi. Başbakan
BöJent Ecevit, "Biriiğine en zor
koşuDar altında bile sahip çıkmış
obnasL ulusunıuzun, her türlü so-
runun üstesinden gelmesinin en
böyük güvencesidir. Son gürüer-
de yaşamakta oMuğumuz ekono-
miksorunlannuzıda busayede en
lasa zamanda çözebUeceğnnize
yürekten inanıyonun
r>
dedi.
ANAP Genel Başkanı ve Başba-
kan Yardımcısı Mesut Yıfanaz da
Meclis'i yıpratma çabalannın so-
nunun "miİJeti hiçe sayma" oldu-
ğunu vurguladı.
Liderlenn 23 Nisan nedeniyle
yayımladıklan mesajlar özetle
şöyle: Cumhurbaşkanı Ahmet
NecdetSezer: Ülke ekonomisinin
içine düşürüldüğü durumun her-
kesi etkilediği kuşkusuzdur.
Önemli olan, akıl ve sağduyunun
galip gelmesi, sağlıkh düşünerek
sorunlara akılcı ve kahcı çözüm-
ler üretilmesidır.Toplumsal bir
değişim içinde bulunan Türkiye,
yurttaşlanrruzın sağduyusu, öz-
verisi ve elbırhğı ıle yaşanan bu
sıkıntılan aşacak; siyasal. sosyal
ve ekonomik her alanda yolsuz-
luklara olanak vermeyen saydam
bir yeniden yapılanmayı gerçek-
leştirmesi durumunda bir kez da-
ha yaşamayacaktır. Tüm yurttaş-
lanmızı sağduyulu hareket etme-
ye, ulusumuza. devletımize ve de-
mokrasimize olan inancını her
koşulda korumaya çagınyorum.
TBMM Başkanı Oroer tzgi:
Ulusun yetkisini kıskançlıkla ko-
ruyan ve onunla birlikte, iç içe ya-
şayan birinci ve ikınci TBMM'ler.
sadece yurdu kurtarmakla kalma-
dılar. Yüzlerce yılhk Doğu soru-
nunu çözen, tarihin en uzun
ömürlü banş anlaşmalanndan bi-
ri olan Lozan'ı gerçekleştırdiler.
Cumhuriyeti. ABD'den sonra ke-
sintisiz en uzun süre yaşayan
Cumhuriyeti kurdu. Her ulusun
tarihinde güzel, acıh ve sıkınhlı
günler olacakhr. Bu sistem içinde
kalındığı sürece bütün zoriuklann
üstesinden gelinebilir..
Başbakan Bülent Ecevit: Birii-
ğine en zor koşullar altında bile
sahip çıkmış olması, ulusumuzun,
her türlü sorunun üstesinden gel-
mesinin en büyük güvencesidir.
Son günlerde yaşamakta olduğu-
muz ekonomik sorunlannuzı da
bu sayede en kısa zamanda çöze-
büeceğimize yürekten inanıyo-
nım.
Cağdaş Türkiye'nin ulusal ege-
menlik düşüncesini somutlaşnran
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı'nın birlikte kut-
lanması, halkımızın ve devletimi-
zin çocuğa verdiği değerin göster-
gesidir.
ANAP Genel Başkanı, Başba-
kan Yardımcısı Mesut Yıhnaz: Bi-
linmelidir ki, yüce Meclis'i yıp-
ratma gayretlerinin sonu, milletın
egemenlik alanını sınırlama ve
dolayısıyla milleti hiçe saymadır.
DYP Genel Başkanı TansuÇü-
ler: Bugün eğer çoksesli siyasal
sisteme kavuştuysak bunun ilk
adımlannı ulusal egemenlik mü-
cadelesini veren halkımızın saye-
sinde kazandığımızı unutmamak
gerekir.
Krizde yeni patlanıa beklentisi
FRANKFUKT(CumhurryetBûrosu)- Tür-
kiye'deki "kriz dramında" üçüncü bir perde-
nin sahnelenmek üzere olduğu ileri sürüldü.
Dünyaca ünlü Amerikaü iktisatçı Prof. Rudi
Dornbusch'un tngilizce ve Almanca konuşu-
lan dünyada ilgiyle izlenen son değerlendir-
mesinde, sadece banka sisteminin elden ge-
çirilmesi için 40 milyar dolar gerektiği, ancak
sanayileşmiş ülkelerin bu yükün altına gir-
mek istemediği vurgulandı.
"Die Wdt" gazetesinde de Türkiye Borç
Yenilenmesinden Kaçınamaz" başlığiyla ya-
yımlanan makaleye göre Türkiye, uzun bir
süre sorunlardan kaçabildi. ancak izlenen fe-
ci poütikanın faturası, sonunda kendisine çı-
kanldı.
" Yüksek ve vükseten borçdağlan. bü>ük ve
haJen de büyüyen açıklar. çok yüksek enflas-
yonoranmın" bu sürecin ürünü olduğunu kay-
deden Prof. Dornbusch, Türkiye'de hüküme-
tin her türlü saydamlıktan uzak olduğunu, ka-
çmılmaz bir hal almadıkça yapısal uyumu er-
telediğini, çünkü reformlar, yapısal dönüşüm
önlemleriyle ve mali kargaşamn temizlenme-
sinin
u
dost kazandırmadığını" yazdı. Maka-
lede şu görüşlere de yer venldi:
"Aynca sürekli para harcamak ve bu geHşi-
mi rahatsız edebilecek insanlara ödemelerde
buhınuimak da kaçınılmaz. Avnca yolsuzluk
\e kamu kasalannın soyulmasına çok dogma-
tik bakmamak gerekir.. çünkü bu rutum. sis-
temin bir parçasıdır. Dramın birinci perdesi
geçen arahkayında. mali bir kriz Türkiye'nin
büyük ölçüde yolsu/luğa bulaşmış sistemini
silip süpürdüğünde açüdı. IMT, apar topar
saiıne>e çıktı ve güçlükfcrin çözümü için 10
milyar dolar verdi. Önce bir sükûnet kısnıen
yeniden sağlanmış gibi göründü ama.. bu sa-
dece görünürde bir geüşnıevdi. Çünkü faiz
oranlan yüksek kalrvordu ve alacaknlar da
alarmdaydı."
MITnin yıldız iktisatçısı. yazısında önem-
li uyanlara da yer verdi: "Şubat ayında krizin
yeni bir spekülasyon saldınsı ve pararun derin
bir çöküşü sahneyeçıknğmda, IMFprogrann-
na verilen siyasi destek de yüakh. Kemal Der-
viş yetenekü bir adam ama. ülkeyi borrunıla-
yan spekülasyoncu bankerJeri ryi tanryan biri
değiL Türk dranunın üçüncü perdesinin kısa
bir süre içinde yeniden sahne alacağnıı düşü-
nenlerin bu tahmmi hakb gerekçelere dayanı-
yor.
Sadece Türkiye'nin banka sistemini düzen-
levecek bir yeniden borçlanma için 40 milyar
dolar gerekryor. Bu da GSYtH'nin >üzde
25'ine karşıhk geliyor. Kaldı ki kamu borçla-
n da daha şündiden bu GSYtH'nin yüzde
60'ıdır. İnsan sorabitir tabü, nedenkamuborç-
lannı bövie artnrmak gerekmişti diye. lyi de,
başka kim banka sektörünü temizleme ödevi-
ni üstknsindi ki? Bu gerekh' adımlar anlma-
yıp erteJeodikçc de masraflar yükselmeye de-
vam edecektir."
Sadettin Tantan: ÇYDD'yi destekliyorum
• Baştarafı 1. Sayfada
Öte yandan dünkü gazete-
lerde yer alan Şubat (2001)
ayındaki ÇYDD'ye yönelik
polis baskinının da 1999 yı-
Unda Istanbul Valisi ErolÇa-
tar tarafindan başlatılan bir
soruşturmarun sonucunda
gerçekleştirildiği öğrenildi.
Aym yıl, yaklaşık 40 kadar
sivil toplum kuruluşunun bir
araya gelerek "demokrasi ve
laiklik için ortak piatform"
oluşturma girişimlerine kar-
şı Dernekler Yasası'nın 34.
ve 37. maddelerine muhale-
fetten soruşturma açtıran Va-
lilik, 2001 yılı başlannda Fa-
tih tlçe Emniyeti'ne talimat
vererek ilgili demekler hak-
kmda yasal işlem yapılıp ya-
pıbnadığını sordu.
Bu uyan üzerine yeniden
harekete geçen Dernekler
Masası yetkilileri,
ÇYDD'nin de merkez ve şu-
belerindeki karar defterlerini
incelemeye alarak demokra-
si ve laiklik için ortak plat-
form oluşturma kararlannın
olup ohnadığmı soruşturdu.
ANAP Bayrampaşa tlçe
Kongresi'ne katılan Tantan,
yaptığı açılış konuşmasmda
"YobuzJukekonomLsi konu-
su ortaya atdmadan önce
böyie bir şe> den haberimiz
v«r mıydr? Siz, bu konulann
ne kadannı biliyorsunuz,
bizler ne kadannı bihyo-
ruz?" dedi.
Işadamı Ca\it Çağlar'ın
ABD'de yakalanmasına de-
Bursa Emniyet MücJürü Cenc:
Çakır'ın açıklamalannı
esefle karşılıyorum
BURSA(Camhuriyet)
- Bursa Emniyet Müdü-
rû Aydm Genç, Istanbul
Valisi ErolÇakır'm Bur-
sa Emniyet Müdürlü-
ğü'nü de töhmet altında
bırakan açıklamalannı
esefle karşıladığını bil-
dirdi.
Aydm Genç, yaptığı
açıklamada, Bursa'da
yapılan bir operasyonda
Vali Çalar'a ait bir sila-
hın kaçak ıthalat soruş-
turması kapsammda gö-
zaltında alman Tamer
DurmazeFde bulunma-
smm gazetelere yansı-
masının ardmdan Ça-
kır'm yaptığı ve Bursa
Emniyet Müdürlüğü'nü
suçlayan açıklamalanna
tepki gösterdi. Aydm
Genç, gözaltma alınan
kaçıkçıda bulunan sila-
hın bin dolar karşılığaı-
da Vali Çakır tarafindan
devredildiğini bildirdi.
ğinen Bakan Tantan, "\^ırt-
dışında yakalanan ve basma
intikal ettiği şekliyle Benı
buradan kurtann. Işte bura-
daki cezaevlerinin durumu
budur' diyen eski bir baka-
nm feryadL 'Niçin orada ay-
ncalık uygulanmıyor' dedi-
ğinizde, devktin gücü orta-
dadn-. Çünkü o kurallan
halk koymaştur" dedi.
Öte yandan Istanbul Vali-
liği, bir gazetede çıkan ve
emniyet teşkilatı ile ilgili id-
dialara yer veren haberler
hakkında açıklama yaptı.
Açıklamada, basın organla-
nnda yer alan ve Istanbul Va-
lisi'ni ilgilendiren haberlerle
ilgili değerlendirme yapıla-
cağı ifade edildi. Valinin ko-
ordinasyon denetimi altında
görev yapan yüze yakın bi-
rim olduğunun belirtildiği
açıklamada, bütün bu görev-
lilerden beklenilenin, anaya-
saya ve mevzuata itaat ede-
rek Atatürkçülük ve dürüst-
lük çizgisinde görev yapma-
lan olduğu kaydedildi.
Küçükler Meclisişenlendirdi
Her ilden gelen çocuklar, kavgalan>1a anunsadık-
lan TBMM Genel Kurulu salonunu dün Çocuk
Genel Kurulu için doldurdular. "En yaşlı üye" un-
\~amyla MiUi Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğ-
lu'nun açtığı genel kurulda başkanhğa, yine Bos-
tancıoğlunun secim bölgesinden Sinop temsilcisi
Funda Sungur seçildi.
îstanbul'da
Çeçen terörüH Baştarafı 1. Sayfada
şine dün akşam saat
23.15 sıralannda gelen
silahlı bir grup, önce
otelin giriş bölümünde
görevlilerle tartıştı.
Tartışmanın çatışma-
ya dönüştüğü otelin lo-
bisinde iki üç el silah se-
si duyuldu. Görgü tanık-
lannın ifadelerine göre
iyi giyimli olduklan öğ-
renilen teröristler, resep-
siyon bölümde bulunan-
lan yere yarırarak rehi-
ne aldı. Bu sırada başka
bir grup da otelin üst
katlanndaki müşterileri
lobiye indirdi.
Teröristlerin daha
sonra rehineleri otelin 5.
kanndaki toplantı salo-
nunda topladddan öğre-
nildi. Bu arada, kadın ve
çocuklann ellerini kal-
drrarak dışan çıktıklan
görüldü. 674 kayıtlı
müşterinin kaldığı ote-
lin diğer kapılanndan,
bazı müşteriler ve gö-
revliler de kaçmayı ba-
şardılar.
Saat 02.00 sıralannda
teröristler 4'ü kadın 6
kişiyi serbest brraktı. Is-
viçre Başkonsoloslu-
ğu'na ait araçla otele ge-
len Isviçre Havayollan
Genel Müdür Yardımcı-
sı Piere Siemenso, otel-
de 11 Isviçre Havayol-
larn personeli olduğunu
belirterek içeri girmek
istedi. Siemenso, basma
yaptığı açıklamada, po-
lisin kendisini operas-
yon başlattığı gerekçe-
siyle içeri ahnadığmı
söyledi.
Çeçen teröristlerin iş-
galinin ardmdan bölge,
Istanbul Emniyet Mü-
dürlüğü'ne bağlı özel
tim ve çevik kuvvet po-
lisleri tarafindan sanldı.
tstanbul Emniyet Mü-
dürü Abanoz da Swis-
sotel'in önüne gelerek
operasyon hazırhğmda-
ki birimleri yönetti. Ba-
sın mensuplan, otele
yaklaşık 500 metre
uzaklıktaki Istanbul
Teknik Üniversitesi'nin
bulunduğu yere kadar
yaklaştınldı. öte yan-
dan, Maçka ve Beşiktaş
yönündeki yol güzergâ-
hı da trafiğe kapatılrr-
ken otelin çevresinde
ambulans ve itfaiye
araçlan hazır bekietildi.
Gazetemiz baskıya
girdiği sumla teröristler-
le görüşmeler sürerken
otelin çevresini saran
polisin operasyon hazır-
lığı sürüyordu.
Rus uçağını
kaçırmışlardı
Haber Merkezi -
Çeçen teröristler, 15
Mart2001 tarihinde
Îstanbul-Moskova
seferini yapmak
üzere Istanbul Ata-
türk Havalima-
nı'ndan kalkan Rus
"Vnukovo" Hava-
yollan'na bağlı Tu-
polev 154 tipi yolcu
uçağını içindekı
59'uTürk,12'simü-
rettebat toplam 174
kişiyle Medine'ye
kaçırdı.
Medine'deki
Prens Muhammed
Bin Abdülaziz Ha-
vaalanı'na indirilen
uçağa bir gün sonra
16 Mart'ta Suudi
polislerce düzenle-
nen operasyonda 1 'i
Türk 3 kişi yaşamı-
nıyrtirdi.
Eğitimcfler de kopya çeker
GURKANATÂ
ERZURUM • Geleceğin öğ-
retmenleri olan eğitim fakültesi
öğrencilerinin sadece yüzde 9'u
hiçbir derste kopya çekmiyor.
Özellikle sözel derslerde kopya
çeken öğrencilerin en ilginç
yöntemleri ise "arkadaşuunyaz-
dığı kopyanın fotokopisini çek-
me". Atatürk Üniversitesi Eği-
tim Bilimleri Bölümü Öğretim
Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Şe-
ker tarafindan 119'u kız toplam
244 öğrenci ve 72 öğretim ele-
mammn katıhmıyla "Kopya
Çekme Davranışlannda Eğitim
Fakültesi Öğrenci ve Öğretim
Elemanlaruun Yaklaşımlan*'
konulu araşnrma yapıldı. Araş-
tırmada kopya çeken öğrencile-
rin yüzde 55'i, sözel derslerde
daha çok kopya çektiklerini be-
lirtirken yüzde 9'u hiçbir derste
kopya çekmeyi düşünmedikle-
rini açıkladı. Kopya çekme ora-
m çok yüksek olmasına karşın
öğrencilerin yüzde 81 'i ise kop-
ya çekerken kendilerini "kötü,
rahatsız, huzursuz, stresli, suçlu,
aptai küçühnüş, tembd, hnrsız,
ölecekmiş gibi, sorumsuz" his-
setiklerini iddia etriler. Araştır-
mada öğrencilerin kopya yön-
temlerine de yer verildi. Yüzde
30'u sıraya yazarak kopya çe-
kerken yüzde 29'u yanındakı ar-
kadaşınabakarak, yüzde 18'ide
ders notu, kitap veya defterden
bakarak, yüzde 16'sı ise özetle-
me yaparak kopya çektiğini iti-
raf etti. Öğrencilerin yüzde 5'i
ise arkadaşının hazırladığı kop-
ya notlanndan fotokopi çekerek
kopyayı "zahmetsiz''gerçek]eş-
tirdiğini açıkladı.
Yüzde 2'lik bir bölüm ise el-
lerine, rırnak uçlanna yazarak
ve cep telefonu ile kopya çekti-
ğini anlattı. Araşnrmada öğren-
cilere "neden kopya çektikfcri''
de soruldu. Kopyaya neden ola-
rak yüzde 36'sı "düzenhdersça-
hşamama"yı gösterirken yüzde
26'sı "ezbereğHHni", yüzde 11'i
«derszorhığu'', yüzde 9'u "kav-
ranıbnamış ders", yüzde 8'i de
"işlevsel ohnayan bilgi'' ve yüz-
de 5'i de "dersi sevmeme" şık-
kım işaretledi.
G T J N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
ren şiirierden de bir kitap üretmişler. Adını da "Sev-
gi Yeter" koymuşlar.
öğrencilerin konu ettiği ortak kişi ise Atatürk.
Bir grup öğrenci Mustafa Kemal'le söyleşi yap-
mış. Sorulan kendileri sormuş, Atatürk'ün yanıtla-
nnı da Nutuk'tan aktarmışlar.
Soruyu soruş biçimleri içimi ısıtn:
- Mustafa Kemalim yurdun her tarafı işgal altın-
da. Padişah, devleti değil kendini düşünüyor. Ne
yapmak gerek?
Atatürk yapılması gerekenleri anlattıktan sonra,
öğrenciler soruyor.
- Başarabilecek miyiz Mustafam?
Mustafa KemaJ, Nutuk'ta yer alan sözleriyle ka-
rarlılıktan, ulusun sevgisinden söz ediyor. Öğren-
ciler söyteşiyi bağlıyor
- Teşekkürler Mustafa Kemal Atatürküm, gös-
terdiğin yolda gideceğimize söz veriyoruz.
6-G sınıfı ögrencisi llgın Albayrak "bir varmış
biryokmuş" başlığını koyduğu şiirinde bakın ne di-
yor:
Bir zamanlar sevgi varmış dünyada,/ MutJuluk
varmış./ Insanlar gönül pencerelerinden/ Rahat-
ça bakarmış çevreye./ Mutlularmış.../ Karşısında-
kini düşünür, sevinir, çalışırtarmış./ Her lokma tat-
lı gelirmiş onlara,/ Sevgiyi katık ederek.../ Birbirle-
rini hiç üzmezlermiş/ Banşa koşarlarmışy Bir za-
manlar sevgi varmış dünyada/Mutluluk varmış...
öğrencilerin karikatürleri de büyüklere derster-
le dolu. 6-A'dan Deniz Diren, güneşi ağlatmış,
dev apartmanlann tepesinde navayı karartmış...
ön bölümde Nuh'un 2. uzay gemisi insanlan ça-
ğınyor, başka bir gezegene götürmek için. Minik
bir çiçek bağınyor:
- Beni de bekleyin!
Çocuklann yaprtlan arasında gezindikçe, onla-
nn önünü açarsak, "çocuktan al haberi" sözünü
şöyle değiştirebileceğimizi düşündüm:
Çocuktan al eğitimi!
Dünya Çocuk Günü
Siyasiler, devlet büyükleri dün 23 Nisan mesaj-
lannı yayımladılar. Mesajlarda çocuklardan çok,
ulusun içinde bulunduğu durum, ekonomik kriz ve
ne olursa olsun Meclis'e güvenmenin gerekliliği
vardı.
Gündemin Meclis yanını sürekli işliyoruz, bugün
çocuklar bölümünde kaJalım. Türkiye, deyim ye-
rindeyse "iyitim" konusunu çözdü. "lyitim gönül-
lüleıimiz" ülke bütünlüğünün başlıca mayası. Dün-
yanın kaç ülkesinde askere davul zurna ile gidilir
bilinmez. Ama bizde böyle. Vatani görev, zorunlu-
luğun yanında sevgiyle de örülü.
Bunun yanında bir de "eğitim gönüllüleri" ge-
rekiyor. Son yıllarda bu alanda da toplumsal du-
yarlılığın kıpırdamaya başladığını görüyoruz.
Eğitimde içinde bulunduğumuz durum iç açıcı
değil, ama verilen uğraşlann da umutlan yeşertti-
ğini vurgulamamak haksızlık olur.
Türkiye'de hâlâ okul çağındaki her üç çocuktan
biri çalışıyor, Türkiye'de hâlâ ortalama eğitim, ilko-
kul 3. sınıf düzeyinde. Türkiye'de hâlâ ayda bir kez
kitapçıya uğrayan, her gün gazete alanlann oranı
yüzde 5.
Yazı öncesi bu iç karartıcı rakamlan not eder-
ken hemen altına "Köy Enstitüleri"n\ koymadan
geçemedim. O eğfttm sisteminde enstitüyü bitiren
öğretmen adayı köye giderken üzerindeki tekzim-
met şuydu:
Ortalama 150 kitap!
Son noktayı, bayramı selamlayarak koyalım.
Bugün kutlayacağımız 23 Nisan Ulusal Egemen-
lik ve Çocuk Bayramı, halen dünyada resmen kut-
lanan ilk ve tek çocuk bayramı. Birieşmiş Millet-
ter'in 1979'u Çocuk Yılı ilan etmesiyle birlikte, o yıl-
dan bu yana 23 Nisan'ı dünya çocuklanyla payla-
şıyoruz. 1979'dan beri bu organizasyonun içinde
yer alan rffet Aslan, BM katında 23 Nisan'ın Dün-
ya Çocuk Günu olarak ilan edilmesi için zemin ol-
duğunu söylüyor. Bu görüşünü pek çok yönetici-
ye aktaran Aslan ekliyor
- Türkiye deyince akla hep sorunlar geleceği-
ne, böyle bir adımla farklı bir biçimde gündeme gel-
seki
ankcum@ttnetnettr
Turizmde
luımtlıı günler
ANTALYA (AA) -
Türk turizminin bu se-
zon için Avrupa'da ya-
şadığı rezervasyon pat-
laması, Ispanyol turizm-
cileri "fiyat kırmaya*"
zorladı.
Tur Operatörleri Der-
neği tarafindan Avrupa
pazarlannda yapılan
araştırmaya göre, Al-
manya başta ohnak üze-
re Avrupa'daki satış
noktalannda, özellikle
Ispanya'nm verdiği dü-
şük fıyatlar dikkat çeki-
yor. Tur Operatörleri
Genel Sekreteri Hüseyin
Baraner, AvTupa pazar-
lannda Türkiye'nin bu
yıl turizmde gösterdiği
büyük başannın Ispan-
yollara önemli ölçüde
müşteri kaybettirdiğini
söyledi.
Baraner, "Saüş nokta-
lannda yapılan incele-
mede, İspanyoUann
Tmidye'ye kapbrdıklan
müşterilerini yeniden
kazanabilmek için bazı
otellerin fryatlannı ge-
çen yıllara göre yüzde
25'e yakm oranlarda da-
ha aşağı çektiği gözlen-
di" dedi. Baraner, satış
noktalannda yapılan in-
celemelerde
Almanya'da yayrmla-
nan turizm sektör dergi-
lerinden "FVW"nin
Alanya ile ilgili olarak
yayımladığı raporun se-
vindirici olduğunu be-
lirten Baraner, Alanya
Belediye Başkanı Ha-
san Sipahioğlu'nun Av-
rupa'da fuar organizas-
yonlan, seyahat acente-
leri zincirleri ve medya
kuruluşlan ile yaptığı
bağlantılar ve lobi çahş-
malannın, Alanya'mn
Mallorca Adası'na bir
alternatifolabileceğinin
konuşulmasına neden
olduğxmu kaydetti.
Son yıllarda Almanla-
nn Alanya'dan yazlık ev
almalannm, Alanya'nm
Avrupa'da Almanlar
için ikinci yerleşim böl-
gesi olacağı konusunun
sıkça konuşulmaya baş-
landığım bildiren Bara-
ner, "Bununla ügüi ola-
rak Almanya'nın en
önemli sektör dergisi
TVW", AJanya'nın bu
konudald başanlarmı
bir rapor şekUnde ya-
yımladL Dergkle Alanya
detayh olarak tanıbkfa"
dedi.
Tur Operatörleri Ge-
nel Sekreteri Baraner,
bu yıl Avrupa'da bütün
gözlerin Türkiye'de ol-
duğunu, Almanya'nın
yanı sıra diğer Avrupa
ülkelerinde de Türki-
ye'nin gözde turizm ül-
kesi olarak tanıtıldıgım
vurguladı.