25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 NİSAN 2001 PAZARTESİ 8 HABERLERİN DEVAMI 23 Nisaıı: Hüzün dohıyor insan I Baştarafı 1. Sayfada ği ipotek altında. Çocuklar bü- yüklerinden, borç yükü altına ezilen, işsizi bol, sosyal güven- lik ve eğitim sistemi çökmüş, doğası tahrip edilmiş bir ülke devraldılar. 2001 yılma girildiğinde hâlâ sezonluk işçi olarak kiraya veri- len, ailede, okulda ve işyerinde şiddete maruz kalan çocuklar, gelecekte bugünkünden daha güç koşullarda yaşayacaklar. Oysa Atatürk döneminin ço- cuklan, bugünkü çocuklardan daha şanslıydı. Savaştan yeni çık- mış bir ûlkenin çocuklan olma- lanna karşın geleceğe umutlaba- kabiJiyorlardı. Sanayileşme ve buna bağlı ola- rak kentleşmenin henüz gelişme- diği Cumhuriyetin kuruluş yılla- nnda çocuklar, eğitim, sağlık ve teknoloji alanındaki geriliğe kar- şın doğası tahrip edilmemiş, hız- la büyüyen, sıfir enflasyonlu, Os- manh'dan kalan 146.5 milyon dolar dışında borcu bulunmayan, ödemelerdengesi denk ve bütçe- si açık vermeyen bir ülkede ya- şıyorlardı. Atatürk döneminin ve bugü- nûn verileri karşılaştınldığında Tûrkiye'nin birçok açıdan genle- diği görülüyor. Cumhuriyetin ilk yıllannda büyüme hızı bugünkünden 23 kat daha fazlaydı. 1929'da yüzde 21.6 olan büyüme hızı, 1936 yı- lında yüzde 23.2'ye yükselmişti. Bugün Türkiye'nin büyüme hızı ise eksi 3 düzeylerinde seyredi- yor. Enflasyonun sıfir olduğu cum- huriyet yıllanna karşın enflasyo- nun önümüzdeki yıl yüzde 52.5 olması bekleniyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında yaklaşık 50 dolar olan kişi başı- na düşen milli gelir, geçen yıl 3 bin 240 dolar civanndaydı. Son krizle birlikte kişi başma düşen milli gelirin 2 bin 400 dolar civa- nnagerilediği tahmin ediliyor. 1932 yılında Osmanlı Impara- torluğu'nun borçlarının yüzde 60'ını devraldığı için 146.5 mil- yon dolar dış borcu bulunan Tür- kiye'nin iç borcu ise 350 milyon liraydı. Bugünkü dış borç yükü 120 milyar dolan. iç borcu 60 milyar dolan civannda. Art arda yaşanan iki krizle ek kaynak ara- yışına giren Türkiye'nin, iç ve dış borç faturasının önümüzdeki yıl- larda daha da artacağı görülüyor. Bugünkü tabloya göre Türkiye'de bugün kişi başına düşen toplam borç bin 466 dolar civannda. Bu- günkü borç düzeyiyle Türkiye kalkınmakta olan ülkeler arasın- da en borçlu 8'inci ülke konumu- da. 1923 yılında 1 Amerikan Do- lan 1 lira 68 kuruş iken bugün bir dolar 1 milyon 200 bin lira civa- nnda seyrediyor. DlE'nin 2000 yılı Hanehalkı lşgücü Anketi'ne göre, Türki- ye'de işsiz insan sayısı ise 1 mil- yon 451 kişi. Son krizle birlikte işini kaybenler de eklenirse bu rakamın 1.5 milyonu çoktan aş- tığı rahatlıkla söylenebilir. Yapı- lan araştırmalara göre her yıl üc- retli istihdam edilen her yüz kişi- den 13' ü işini kaybediyor. Geçen yıl işini kaybedenlerin sayısının 774 bin kişi olduğu belirlendi. 2000'li yıllann Türkiyesi'nde ça- lışma yaşındaki nüfusun ancak yüzde 46'sı istihdam ediliyor. Eğitimli gençlerde işsizlik oranı ise yüzde 21.7. Türkiye Cumhuriyeti kuruldu- ğunda nüfusumuz 13 milyondu. Bugün Türkiye'de 13 milyon in- 23 Nisan çocuğunun Türkiyesi -îşkence -Cinseltaciz - Aile içı şiddet - Çevre kiriUiği - Bebek öiümleri - Kişi başına düşen milli gefir: 2400 dolar - Dış borç: 106 milyar dolar - İç borç: 45 milyar dolar - Enflasyon: Yüzde 52.5 - Büyüme: -3.0 -işstdUc 1.5 milyon -TrafîkTerSrü:Yılda4bin ölüm - Yolsuzluk: Yılda 50 milyar dolar. san açlık sınınnda yaşıyor.Tür- kiye'de bugün her 100 çocuktan 5.2'si beşinci doğum gününü gö- remeden ölüyor. Eğitime bütçe- den aynlan pay her yıl biraz da- ha azalıyor.. Türkiye'de çocuklann yüzde 20.7 'si, yani beşte birinden fazla- sı 12 yaşın altında çahşma yaşa- mına atılıyor. Yasalara göre 12- 16 yaş arası çocuklann günde 8 saatten fazla çalışması yasak. Ancak bu konuda yapılan araştır- malarda çocuklann yüzde 60'ının 11-12 saat çalıştınldığı belirlendi. Türkiye'de çocuklar hergün birbirinden ilginç isimler verilen yeni biroperasyon haberiyle uya- nıyor. Yüce Divan'a gönderilen, hakkmda soruşturma açılan ba- kanlan, bürokratlan ve işadamla- nnı izliyor ekranlarda. Uluslararası verilere göre, dün- yada yolsuzlukta dönen para miktan 500 milyar dolar. Türki- ye'nin son 10 yılında yolsuzluk rutan, 10 yılhk dış borca eşit. Uluslararası Saydamlık Örgürü tarafindan 2000 yılı için oluştu- rulan ve 90 ülkeyi kapsayan " Yol- suziuk ve Kirtenrne Düzeyi En- deksPnde Türkiye 50. sırada yer alıyor. AB'ye aday üye olan Türkiye, Avrupa İnsan Haklan Mahkeme- si'nde en çok mahkûmiyet alan ülkelerin başında geliyor. Türki- ye, en çok işkence nedeniyle mahkûm oluyor. Sezer:Yolsuzluklara karşı saydam yapılanma ANKARA (Cumhuriyet Bünv su) - 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı mesajlannda, yaşanan ekonomik sıkınnya dik- kat çeken liderler, yurttaşlardan TBMM'ye güvenmelerini istedi- ler. Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer, siyasal, sosyal ve eko- nomik her alanda yolsuzluklara olanak vermeyen saydam bir ye- niden yapılanmanın gerçekleşti- rilmesi ile sıkıntılann bir daha ya- şanmayacağını bildirdi. Başbakan BöJent Ecevit, "Biriiğine en zor koşuDar altında bile sahip çıkmış obnasL ulusunıuzun, her türlü so- runun üstesinden gelmesinin en böyük güvencesidir. Son gürüer- de yaşamakta oMuğumuz ekono- miksorunlannuzıda busayede en lasa zamanda çözebUeceğnnize yürekten inanıyonun r> dedi. ANAP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Mesut Yıfanaz da Meclis'i yıpratma çabalannın so- nunun "miİJeti hiçe sayma" oldu- ğunu vurguladı. Liderlenn 23 Nisan nedeniyle yayımladıklan mesajlar özetle şöyle: Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer: Ülke ekonomisinin içine düşürüldüğü durumun her- kesi etkilediği kuşkusuzdur. Önemli olan, akıl ve sağduyunun galip gelmesi, sağlıkh düşünerek sorunlara akılcı ve kahcı çözüm- ler üretilmesidır.Toplumsal bir değişim içinde bulunan Türkiye, yurttaşlanrruzın sağduyusu, öz- verisi ve elbırhğı ıle yaşanan bu sıkıntılan aşacak; siyasal. sosyal ve ekonomik her alanda yolsuz- luklara olanak vermeyen saydam bir yeniden yapılanmayı gerçek- leştirmesi durumunda bir kez da- ha yaşamayacaktır. Tüm yurttaş- lanmızı sağduyulu hareket etme- ye, ulusumuza. devletımize ve de- mokrasimize olan inancını her koşulda korumaya çagınyorum. TBMM Başkanı Oroer tzgi: Ulusun yetkisini kıskançlıkla ko- ruyan ve onunla birlikte, iç içe ya- şayan birinci ve ikınci TBMM'ler. sadece yurdu kurtarmakla kalma- dılar. Yüzlerce yılhk Doğu soru- nunu çözen, tarihin en uzun ömürlü banş anlaşmalanndan bi- ri olan Lozan'ı gerçekleştırdiler. Cumhuriyeti. ABD'den sonra ke- sintisiz en uzun süre yaşayan Cumhuriyeti kurdu. Her ulusun tarihinde güzel, acıh ve sıkınhlı günler olacakhr. Bu sistem içinde kalındığı sürece bütün zoriuklann üstesinden gelinebilir.. Başbakan Bülent Ecevit: Birii- ğine en zor koşullar altında bile sahip çıkmış olması, ulusumuzun, her türlü sorunun üstesinden gel- mesinin en büyük güvencesidir. Son günlerde yaşamakta olduğu- muz ekonomik sorunlannuzı da bu sayede en kısa zamanda çöze- büeceğimize yürekten inanıyo- nım. Cağdaş Türkiye'nin ulusal ege- menlik düşüncesini somutlaşnran 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın birlikte kut- lanması, halkımızın ve devletimi- zin çocuğa verdiği değerin göster- gesidir. ANAP Genel Başkanı, Başba- kan Yardımcısı Mesut Yıhnaz: Bi- linmelidir ki, yüce Meclis'i yıp- ratma gayretlerinin sonu, milletın egemenlik alanını sınırlama ve dolayısıyla milleti hiçe saymadır. DYP Genel Başkanı TansuÇü- ler: Bugün eğer çoksesli siyasal sisteme kavuştuysak bunun ilk adımlannı ulusal egemenlik mü- cadelesini veren halkımızın saye- sinde kazandığımızı unutmamak gerekir. Krizde yeni patlanıa beklentisi FRANKFUKT(CumhurryetBûrosu)- Tür- kiye'deki "kriz dramında" üçüncü bir perde- nin sahnelenmek üzere olduğu ileri sürüldü. Dünyaca ünlü Amerikaü iktisatçı Prof. Rudi Dornbusch'un tngilizce ve Almanca konuşu- lan dünyada ilgiyle izlenen son değerlendir- mesinde, sadece banka sisteminin elden ge- çirilmesi için 40 milyar dolar gerektiği, ancak sanayileşmiş ülkelerin bu yükün altına gir- mek istemediği vurgulandı. "Die Wdt" gazetesinde de Türkiye Borç Yenilenmesinden Kaçınamaz" başlığiyla ya- yımlanan makaleye göre Türkiye, uzun bir süre sorunlardan kaçabildi. ancak izlenen fe- ci poütikanın faturası, sonunda kendisine çı- kanldı. " Yüksek ve vükseten borçdağlan. bü>ük ve haJen de büyüyen açıklar. çok yüksek enflas- yonoranmın" bu sürecin ürünü olduğunu kay- deden Prof. Dornbusch, Türkiye'de hüküme- tin her türlü saydamlıktan uzak olduğunu, ka- çmılmaz bir hal almadıkça yapısal uyumu er- telediğini, çünkü reformlar, yapısal dönüşüm önlemleriyle ve mali kargaşamn temizlenme- sinin u dost kazandırmadığını" yazdı. Maka- lede şu görüşlere de yer venldi: "Aynca sürekli para harcamak ve bu geHşi- mi rahatsız edebilecek insanlara ödemelerde buhınuimak da kaçınılmaz. Avnca yolsuzluk \e kamu kasalannın soyulmasına çok dogma- tik bakmamak gerekir.. çünkü bu rutum. sis- temin bir parçasıdır. Dramın birinci perdesi geçen arahkayında. mali bir kriz Türkiye'nin büyük ölçüde yolsu/luğa bulaşmış sistemini silip süpürdüğünde açüdı. IMT, apar topar saiıne>e çıktı ve güçlükfcrin çözümü için 10 milyar dolar verdi. Önce bir sükûnet kısnıen yeniden sağlanmış gibi göründü ama.. bu sa- dece görünürde bir geüşnıevdi. Çünkü faiz oranlan yüksek kalrvordu ve alacaknlar da alarmdaydı." MITnin yıldız iktisatçısı. yazısında önem- li uyanlara da yer verdi: "Şubat ayında krizin yeni bir spekülasyon saldınsı ve pararun derin bir çöküşü sahneyeçıknğmda, IMFprogrann- na verilen siyasi destek de yüakh. Kemal Der- viş yetenekü bir adam ama. ülkeyi borrunıla- yan spekülasyoncu bankerJeri ryi tanryan biri değiL Türk dranunın üçüncü perdesinin kısa bir süre içinde yeniden sahne alacağnıı düşü- nenlerin bu tahmmi hakb gerekçelere dayanı- yor. Sadece Türkiye'nin banka sistemini düzen- levecek bir yeniden borçlanma için 40 milyar dolar gerekryor. Bu da GSYtH'nin >üzde 25'ine karşıhk geliyor. Kaldı ki kamu borçla- n da daha şündiden bu GSYtH'nin yüzde 60'ıdır. İnsan sorabitir tabü, nedenkamuborç- lannı bövie artnrmak gerekmişti diye. lyi de, başka kim banka sektörünü temizleme ödevi- ni üstknsindi ki? Bu gerekh' adımlar anlma- yıp erteJeodikçc de masraflar yükselmeye de- vam edecektir." Sadettin Tantan: ÇYDD'yi destekliyorum • Baştarafı 1. Sayfada Öte yandan dünkü gazete- lerde yer alan Şubat (2001) ayındaki ÇYDD'ye yönelik polis baskinının da 1999 yı- Unda Istanbul Valisi ErolÇa- tar tarafindan başlatılan bir soruşturmarun sonucunda gerçekleştirildiği öğrenildi. Aym yıl, yaklaşık 40 kadar sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek "demokrasi ve laiklik için ortak piatform" oluşturma girişimlerine kar- şı Dernekler Yasası'nın 34. ve 37. maddelerine muhale- fetten soruşturma açtıran Va- lilik, 2001 yılı başlannda Fa- tih tlçe Emniyeti'ne talimat vererek ilgili demekler hak- kmda yasal işlem yapılıp ya- pıbnadığını sordu. Bu uyan üzerine yeniden harekete geçen Dernekler Masası yetkilileri, ÇYDD'nin de merkez ve şu- belerindeki karar defterlerini incelemeye alarak demokra- si ve laiklik için ortak plat- form oluşturma kararlannın olup ohnadığmı soruşturdu. ANAP Bayrampaşa tlçe Kongresi'ne katılan Tantan, yaptığı açılış konuşmasmda "YobuzJukekonomLsi konu- su ortaya atdmadan önce böyie bir şe> den haberimiz v«r mıydr? Siz, bu konulann ne kadannı biliyorsunuz, bizler ne kadannı bihyo- ruz?" dedi. Işadamı Ca\it Çağlar'ın ABD'de yakalanmasına de- Bursa Emniyet MücJürü Cenc: Çakır'ın açıklamalannı esefle karşılıyorum BURSA(Camhuriyet) - Bursa Emniyet Müdü- rû Aydm Genç, Istanbul Valisi ErolÇakır'm Bur- sa Emniyet Müdürlü- ğü'nü de töhmet altında bırakan açıklamalannı esefle karşıladığını bil- dirdi. Aydm Genç, yaptığı açıklamada, Bursa'da yapılan bir operasyonda Vali Çalar'a ait bir sila- hın kaçak ıthalat soruş- turması kapsammda gö- zaltında alman Tamer DurmazeFde bulunma- smm gazetelere yansı- masının ardmdan Ça- kır'm yaptığı ve Bursa Emniyet Müdürlüğü'nü suçlayan açıklamalanna tepki gösterdi. Aydm Genç, gözaltma alınan kaçıkçıda bulunan sila- hın bin dolar karşılığaı- da Vali Çakır tarafindan devredildiğini bildirdi. ğinen Bakan Tantan, "\^ırt- dışında yakalanan ve basma intikal ettiği şekliyle Benı buradan kurtann. Işte bura- daki cezaevlerinin durumu budur' diyen eski bir baka- nm feryadL 'Niçin orada ay- ncalık uygulanmıyor' dedi- ğinizde, devktin gücü orta- dadn-. Çünkü o kurallan halk koymaştur" dedi. Öte yandan Istanbul Vali- liği, bir gazetede çıkan ve emniyet teşkilatı ile ilgili id- dialara yer veren haberler hakkında açıklama yaptı. Açıklamada, basın organla- nnda yer alan ve Istanbul Va- lisi'ni ilgilendiren haberlerle ilgili değerlendirme yapıla- cağı ifade edildi. Valinin ko- ordinasyon denetimi altında görev yapan yüze yakın bi- rim olduğunun belirtildiği açıklamada, bütün bu görev- lilerden beklenilenin, anaya- saya ve mevzuata itaat ede- rek Atatürkçülük ve dürüst- lük çizgisinde görev yapma- lan olduğu kaydedildi. Küçükler Meclisişenlendirdi Her ilden gelen çocuklar, kavgalan>1a anunsadık- lan TBMM Genel Kurulu salonunu dün Çocuk Genel Kurulu için doldurdular. "En yaşlı üye" un- \~amyla MiUi Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğ- lu'nun açtığı genel kurulda başkanhğa, yine Bos- tancıoğlunun secim bölgesinden Sinop temsilcisi Funda Sungur seçildi. îstanbul'da Çeçen terörüH Baştarafı 1. Sayfada şine dün akşam saat 23.15 sıralannda gelen silahlı bir grup, önce otelin giriş bölümünde görevlilerle tartıştı. Tartışmanın çatışma- ya dönüştüğü otelin lo- bisinde iki üç el silah se- si duyuldu. Görgü tanık- lannın ifadelerine göre iyi giyimli olduklan öğ- renilen teröristler, resep- siyon bölümde bulunan- lan yere yarırarak rehi- ne aldı. Bu sırada başka bir grup da otelin üst katlanndaki müşterileri lobiye indirdi. Teröristlerin daha sonra rehineleri otelin 5. kanndaki toplantı salo- nunda topladddan öğre- nildi. Bu arada, kadın ve çocuklann ellerini kal- drrarak dışan çıktıklan görüldü. 674 kayıtlı müşterinin kaldığı ote- lin diğer kapılanndan, bazı müşteriler ve gö- revliler de kaçmayı ba- şardılar. Saat 02.00 sıralannda teröristler 4'ü kadın 6 kişiyi serbest brraktı. Is- viçre Başkonsoloslu- ğu'na ait araçla otele ge- len Isviçre Havayollan Genel Müdür Yardımcı- sı Piere Siemenso, otel- de 11 Isviçre Havayol- larn personeli olduğunu belirterek içeri girmek istedi. Siemenso, basma yaptığı açıklamada, po- lisin kendisini operas- yon başlattığı gerekçe- siyle içeri ahnadığmı söyledi. Çeçen teröristlerin iş- galinin ardmdan bölge, Istanbul Emniyet Mü- dürlüğü'ne bağlı özel tim ve çevik kuvvet po- lisleri tarafindan sanldı. tstanbul Emniyet Mü- dürü Abanoz da Swis- sotel'in önüne gelerek operasyon hazırhğmda- ki birimleri yönetti. Ba- sın mensuplan, otele yaklaşık 500 metre uzaklıktaki Istanbul Teknik Üniversitesi'nin bulunduğu yere kadar yaklaştınldı. öte yan- dan, Maçka ve Beşiktaş yönündeki yol güzergâ- hı da trafiğe kapatılrr- ken otelin çevresinde ambulans ve itfaiye araçlan hazır bekietildi. Gazetemiz baskıya girdiği sumla teröristler- le görüşmeler sürerken otelin çevresini saran polisin operasyon hazır- lığı sürüyordu. Rus uçağını kaçırmışlardı Haber Merkezi - Çeçen teröristler, 15 Mart2001 tarihinde Îstanbul-Moskova seferini yapmak üzere Istanbul Ata- türk Havalima- nı'ndan kalkan Rus "Vnukovo" Hava- yollan'na bağlı Tu- polev 154 tipi yolcu uçağını içindekı 59'uTürk,12'simü- rettebat toplam 174 kişiyle Medine'ye kaçırdı. Medine'deki Prens Muhammed Bin Abdülaziz Ha- vaalanı'na indirilen uçağa bir gün sonra 16 Mart'ta Suudi polislerce düzenle- nen operasyonda 1 'i Türk 3 kişi yaşamı- nıyrtirdi. Eğitimcfler de kopya çeker GURKANATÂ ERZURUM • Geleceğin öğ- retmenleri olan eğitim fakültesi öğrencilerinin sadece yüzde 9'u hiçbir derste kopya çekmiyor. Özellikle sözel derslerde kopya çeken öğrencilerin en ilginç yöntemleri ise "arkadaşuunyaz- dığı kopyanın fotokopisini çek- me". Atatürk Üniversitesi Eği- tim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Şe- ker tarafindan 119'u kız toplam 244 öğrenci ve 72 öğretim ele- mammn katıhmıyla "Kopya Çekme Davranışlannda Eğitim Fakültesi Öğrenci ve Öğretim Elemanlaruun Yaklaşımlan*' konulu araşnrma yapıldı. Araş- tırmada kopya çeken öğrencile- rin yüzde 55'i, sözel derslerde daha çok kopya çektiklerini be- lirtirken yüzde 9'u hiçbir derste kopya çekmeyi düşünmedikle- rini açıkladı. Kopya çekme ora- m çok yüksek olmasına karşın öğrencilerin yüzde 81 'i ise kop- ya çekerken kendilerini "kötü, rahatsız, huzursuz, stresli, suçlu, aptai küçühnüş, tembd, hnrsız, ölecekmiş gibi, sorumsuz" his- setiklerini iddia etriler. Araştır- mada öğrencilerin kopya yön- temlerine de yer verildi. Yüzde 30'u sıraya yazarak kopya çe- kerken yüzde 29'u yanındakı ar- kadaşınabakarak, yüzde 18'ide ders notu, kitap veya defterden bakarak, yüzde 16'sı ise özetle- me yaparak kopya çektiğini iti- raf etti. Öğrencilerin yüzde 5'i ise arkadaşının hazırladığı kop- ya notlanndan fotokopi çekerek kopyayı "zahmetsiz''gerçek]eş- tirdiğini açıkladı. Yüzde 2'lik bir bölüm ise el- lerine, rırnak uçlanna yazarak ve cep telefonu ile kopya çekti- ğini anlattı. Araşnrmada öğren- cilere "neden kopya çektikfcri'' de soruldu. Kopyaya neden ola- rak yüzde 36'sı "düzenhdersça- hşamama"yı gösterirken yüzde 26'sı "ezbereğHHni", yüzde 11'i «derszorhığu'', yüzde 9'u "kav- ranıbnamış ders", yüzde 8'i de "işlevsel ohnayan bilgi'' ve yüz- de 5'i de "dersi sevmeme" şık- kım işaretledi. G T J N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ren şiirierden de bir kitap üretmişler. Adını da "Sev- gi Yeter" koymuşlar. öğrencilerin konu ettiği ortak kişi ise Atatürk. Bir grup öğrenci Mustafa Kemal'le söyleşi yap- mış. Sorulan kendileri sormuş, Atatürk'ün yanıtla- nnı da Nutuk'tan aktarmışlar. Soruyu soruş biçimleri içimi ısıtn: - Mustafa Kemalim yurdun her tarafı işgal altın- da. Padişah, devleti değil kendini düşünüyor. Ne yapmak gerek? Atatürk yapılması gerekenleri anlattıktan sonra, öğrenciler soruyor. - Başarabilecek miyiz Mustafam? Mustafa KemaJ, Nutuk'ta yer alan sözleriyle ka- rarlılıktan, ulusun sevgisinden söz ediyor. Öğren- ciler söyteşiyi bağlıyor - Teşekkürler Mustafa Kemal Atatürküm, gös- terdiğin yolda gideceğimize söz veriyoruz. 6-G sınıfı ögrencisi llgın Albayrak "bir varmış biryokmuş" başlığını koyduğu şiirinde bakın ne di- yor: Bir zamanlar sevgi varmış dünyada,/ MutJuluk varmış./ Insanlar gönül pencerelerinden/ Rahat- ça bakarmış çevreye./ Mutlularmış.../ Karşısında- kini düşünür, sevinir, çalışırtarmış./ Her lokma tat- lı gelirmiş onlara,/ Sevgiyi katık ederek.../ Birbirle- rini hiç üzmezlermiş/ Banşa koşarlarmışy Bir za- manlar sevgi varmış dünyada/Mutluluk varmış... öğrencilerin karikatürleri de büyüklere derster- le dolu. 6-A'dan Deniz Diren, güneşi ağlatmış, dev apartmanlann tepesinde navayı karartmış... ön bölümde Nuh'un 2. uzay gemisi insanlan ça- ğınyor, başka bir gezegene götürmek için. Minik bir çiçek bağınyor: - Beni de bekleyin! Çocuklann yaprtlan arasında gezindikçe, onla- nn önünü açarsak, "çocuktan al haberi" sözünü şöyle değiştirebileceğimizi düşündüm: Çocuktan al eğitimi! Dünya Çocuk Günü Siyasiler, devlet büyükleri dün 23 Nisan mesaj- lannı yayımladılar. Mesajlarda çocuklardan çok, ulusun içinde bulunduğu durum, ekonomik kriz ve ne olursa olsun Meclis'e güvenmenin gerekliliği vardı. Gündemin Meclis yanını sürekli işliyoruz, bugün çocuklar bölümünde kaJalım. Türkiye, deyim ye- rindeyse "iyitim" konusunu çözdü. "lyitim gönül- lüleıimiz" ülke bütünlüğünün başlıca mayası. Dün- yanın kaç ülkesinde askere davul zurna ile gidilir bilinmez. Ama bizde böyle. Vatani görev, zorunlu- luğun yanında sevgiyle de örülü. Bunun yanında bir de "eğitim gönüllüleri" ge- rekiyor. Son yıllarda bu alanda da toplumsal du- yarlılığın kıpırdamaya başladığını görüyoruz. Eğitimde içinde bulunduğumuz durum iç açıcı değil, ama verilen uğraşlann da umutlan yeşertti- ğini vurgulamamak haksızlık olur. Türkiye'de hâlâ okul çağındaki her üç çocuktan biri çalışıyor, Türkiye'de hâlâ ortalama eğitim, ilko- kul 3. sınıf düzeyinde. Türkiye'de hâlâ ayda bir kez kitapçıya uğrayan, her gün gazete alanlann oranı yüzde 5. Yazı öncesi bu iç karartıcı rakamlan not eder- ken hemen altına "Köy Enstitüleri"n\ koymadan geçemedim. O eğfttm sisteminde enstitüyü bitiren öğretmen adayı köye giderken üzerindeki tekzim- met şuydu: Ortalama 150 kitap! Son noktayı, bayramı selamlayarak koyalım. Bugün kutlayacağımız 23 Nisan Ulusal Egemen- lik ve Çocuk Bayramı, halen dünyada resmen kut- lanan ilk ve tek çocuk bayramı. Birieşmiş Millet- ter'in 1979'u Çocuk Yılı ilan etmesiyle birlikte, o yıl- dan bu yana 23 Nisan'ı dünya çocuklanyla payla- şıyoruz. 1979'dan beri bu organizasyonun içinde yer alan rffet Aslan, BM katında 23 Nisan'ın Dün- ya Çocuk Günu olarak ilan edilmesi için zemin ol- duğunu söylüyor. Bu görüşünü pek çok yönetici- ye aktaran Aslan ekliyor - Türkiye deyince akla hep sorunlar geleceği- ne, böyle bir adımla farklı bir biçimde gündeme gel- seki ankcum@ttnetnettr Turizmde luımtlıı günler ANTALYA (AA) - Türk turizminin bu se- zon için Avrupa'da ya- şadığı rezervasyon pat- laması, Ispanyol turizm- cileri "fiyat kırmaya*" zorladı. Tur Operatörleri Der- neği tarafindan Avrupa pazarlannda yapılan araştırmaya göre, Al- manya başta ohnak üze- re Avrupa'daki satış noktalannda, özellikle Ispanya'nm verdiği dü- şük fıyatlar dikkat çeki- yor. Tur Operatörleri Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, AvTupa pazar- lannda Türkiye'nin bu yıl turizmde gösterdiği büyük başannın Ispan- yollara önemli ölçüde müşteri kaybettirdiğini söyledi. Baraner, "Saüş nokta- lannda yapılan incele- mede, İspanyoUann Tmidye'ye kapbrdıklan müşterilerini yeniden kazanabilmek için bazı otellerin fryatlannı ge- çen yıllara göre yüzde 25'e yakm oranlarda da- ha aşağı çektiği gözlen- di" dedi. Baraner, satış noktalannda yapılan in- celemelerde Almanya'da yayrmla- nan turizm sektör dergi- lerinden "FVW"nin Alanya ile ilgili olarak yayımladığı raporun se- vindirici olduğunu be- lirten Baraner, Alanya Belediye Başkanı Ha- san Sipahioğlu'nun Av- rupa'da fuar organizas- yonlan, seyahat acente- leri zincirleri ve medya kuruluşlan ile yaptığı bağlantılar ve lobi çahş- malannın, Alanya'mn Mallorca Adası'na bir alternatifolabileceğinin konuşulmasına neden olduğxmu kaydetti. Son yıllarda Almanla- nn Alanya'dan yazlık ev almalannm, Alanya'nm Avrupa'da Almanlar için ikinci yerleşim böl- gesi olacağı konusunun sıkça konuşulmaya baş- landığım bildiren Bara- ner, "Bununla ügüi ola- rak Almanya'nın en önemli sektör dergisi TVW", AJanya'nın bu konudald başanlarmı bir rapor şekUnde ya- yımladL Dergkle Alanya detayh olarak tanıbkfa" dedi. Tur Operatörleri Ge- nel Sekreteri Baraner, bu yıl Avrupa'da bütün gözlerin Türkiye'de ol- duğunu, Almanya'nın yanı sıra diğer Avrupa ülkelerinde de Türki- ye'nin gözde turizm ül- kesi olarak tanıtıldıgım vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle