19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 NİSAN 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Yok niyetbıe Değerii halk bttimci llhan Baş- Sjöz, Andreas Tietze ile birlikte "Türk Halkının B'meceleh"r\\ der- lemiş, KüttürBakanlığı Başvuru Ki- tapları Serisi'nden de yayımla- mış. Işte size, dil [istünde kaydır- rnaca binlerce bilmece arasından üç seçmece: "Uzaktan bakîım birçok, yanı- na vardım hiç yok." "Dama bir tas koydum, sabah baktım yok." "Yerde gezer, izi yok; havada uçar, sesiyok." "Yok" uyaklı üç bilmecenin ya- nıtlarınagelince... llki "güvercin", ikincisi "ay", sonuncusu da "an." İlan Mühendis ve Sanayiciler Derne- ği Başkanı Atilla Cengiz Kuzu- can, Ulusal Sanayici ve işadam- ları Derneği'nin dergisi Bildiren'e ilan vermiş: "Türkiye'deki üretilen mallan kullanalım kı; üretim artsın, işsizlikbitsin. Sanayigüçlensin, ka- liteli, ucuzüretimyapılabilsin. Itha- lat azalsın, ihracat artsın. Paramız yurtta kalsın, vatan kalkınsın. Tür- kiye, iç ve dışta güçlensin. Senelerdiryukandaki yanlış de- ğehendirmemizi düzelterek bütün Türkiye'den özürdiliyoıvz... Para- mızı, imkânlanmızı faize yatıralım ki rahat edelim. Üretim derdi ile uğrasmayalım,riskimizkalmasın, gücümüz artsın. Ithalat 100milyar dolardan fazla olsun, dünyayt kal- kındıralım, kedilerimiz, köpekleh- miz ithalmamayesin, zayrflamasın- lar. Devamını beceremedik, sayın ithalatçılar ve tefeciler lütfen siz devam edin." ISIK KANSl Bugün 23 Nisan, sen egemenlik bizde san 'Egemenlik, kayrtsızkoşulsuz ulu- sundur. Ulus, ülkenin yönetimi için kendi temsilcilerini seçer. Ulusun seçtiği temsilciler de, devletin çe- şitli kurvm ve araçlannı kullanarak ülkeyi yönetirier. Eğer ulusun tem- silcileri, ülkeyi, dolayısıyla elindeki kurum ve araçlan kötü yönetiyorsa, ulus, o temsilcileri değiştirme yet- ki ve gücüne sahiptir." Herkes yönetim biçimimizi böy- le bilir. Ancak toplum, öylesine ide- olojik bir bombardiman altına alın- dı ki, akla karayı kanştınr oldu. Kir- lenen, hatta çürüyen siyaset ve si- yasetçilere duyulan öfkeyi de arka- sına alan bir yanılsama rüzgân es- tiriliyor şimdilerde: "Devlet aygıtın- daki kimi kurum ve araçlar siyaset- ten anndınlır, bağımsızlaştınlırsa her şey güllük gülistanlık olacaktır..." örneğin, TBMM'de tartşılan Mer- kez Bankası'nın içinde bir "para politikası kurulu" oluşturulması, ba- ğımsızlaştırılması önerisi... Öneri, kamuoyuna "MerkezBan- kası'nı ekonomiyi kötü yöneten si- yasetçilerden kurtanp Türkiye'yibu- nalımdan çıkaracağız" gerekçesıyle su- nuluyor. Oysa gerçekte yapılmak iste- nen, Merkez Bankası'nın tümüyle ulus- lararası finans çevrelerinın mekanizma- ları ile uyumlu kılınmasıdır, bir başka deyişle ulusal bankanın bagımlılaştınl- masıdır. Ülkenin bugün çok kötü yönetildiği, hatta batınldığı doğrudur. Bu durumun sorumlusunun dünkü ve bugünkü siya- setçiler olduğu da doğrudur. Ama, mev- cut siyasetçilere olan güvensizlik baş- ka şeydir; egemenliğin sahibi olan ulu- sun gelecekte seçeceği dürüst, yurtse- ver, demokrasiden, insan haklanndan, bu topraklarda yaşayan insanlann çıkar- lanndan yana siyasetçilerin ülke yöne- timine geldiklerinde "ulusun gönencini sağlamak" adına kullanacaklan kurum, aygıt ve araçlan etkisiz kılmak, kullanı- lamaz hale getirmek ıse başka şeydir. Merkez Bankası'nda Para Kurulu, enerjide Enerji Piyasası Kurulu, şe- ker alanında Şeker Kurulu, doğal- gazda Doğalgaz Piyasası Kurulu, petrolde Petrol Piyasası Kurulu, ile- tişim-haberleşme sektöründe Te- lekomünikasyon Kurulu, tarımda Tarımsal Destekleme ve Yönlen- dirme Kurulu, petrol hatlan konu- sunda Transit Petrol Hatlan Kuru- lu, emeklilik alanında Bireysel Si- gortacılık Kurulu, tütündeTütün Pi- yasası Kurulu oluşturuldu ya da oluşturulacak. Tüm bu kurullar, her ne kadar "sivilleşme, siyasetten so- yutlanma" diye tanrtılsa da, aslın- da egemenliğin devridir. Sürüsü- ne bereket kurullarla egemenlik ulusun elinden alınmakta, piyasa- ya - özellikle de uluslararası serma- yeye - devredilmektedir. Bugün egemenliğin tek sahibi gibi görü- nen ulusun, yann çıkarlannı koru- ması için seçeceği düzgün siya- setçiler iktidara gelseler bile, ulus adına, ülkeyi yönetme adına elle- rinde hiçbir araç kalmayacak; ulus, kendi kendisini yönetemeyecek, yönetilme hakkı da elinden alınmış olacaktır. Böylece, zaten gereğince ça- lıştınlmayan demokrasi, tümüyle gös- termelik hale gelecektir. Başbakan Yardımcısı Mesut Ytnaz'r anayasanın "egemenlik" maddesinin değiştirileceğine ilişkin açıklaması, "Ulu- sal Egemenlik Bayramı'r» kutlayacağı- mız günlere rastlamıştır. Her gün bay- ram yapma noktasına gelmemıze de ramak kalmıştır. Bizi bugünlere eriştiren- lere kırtlu ve mutlu olsun! ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Emekli Sandığı'nda aııa ile babaya aylık ve ikramiye ödenmesi SOril: Oğlum, bir büy ükşehir belediyesinde devlet memu- ru olarak Emekli Sandığı'na bağlı görevli iken, 2000 yılı ağustos ayında 18 yılhk hizmet süresi so- nunda vefat etti. Geride üç çocuğum kaldı. Eşimi de 1988 yılında kaybetmiştim. Oğlumla birlikte ka- hyordum. Kendisi bekârdı ve hiç evlenmemişti. Bu- nun için çocuğu da yoktu. Ben şu anda eşimden ve ıt ( SosyalSigortalarKurumu'ndan90milyonliradul ' ayuğıalmaktayım. Çıkardığımız**verasetilamı"nda benimle birlikte üç çocuğum da varisler arasında gösterilmektedir. Buna göre: 1) Annesi olarak bana aylık bağlanır mı? 2) Oğlumun Emekli Sandığı'na tabi olması nede- niyle oğlumun bağlı olduğu Emekli Sandığı'nın sağlıkyardımlarından yararlanmakiçin bana sağ- lık karnesi verilir mi? 3) Oğlumun emekli ikramiyesi salt bana mı, yoksa kardeşlere de düşer mi? (M.A.) Yamt: 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın67. mad- desinde, ana ile baba da yetim olarak tanımlanmıştır. Yasanın 68. maddesinde dul ve yetimlere bağlanacak aylık oranlan belirlenmiştir. Buna göre, geride aylığa hak kazanan dul ve yetim olarak anadan başka kimse kalmamışsa, anaya bağlanacak aylığın oranı yüzde 5O'dir. Ancak T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın 72. maddesi, yetim olarak kabul edilen ana ve babaya yetim aylığı bağlanması için bazıkoşullar koymuştur. "Ölen iştirakcilerin. iştirakçi bulunmayan dul ve muh- taç anaları ile iştirakçi olmayan ve ölüm tarihinde muh- taç ve (65) yaşını doldurmuş bulunan babalarına Sandığa müracaat tarihini takibeden aybaşından itibaren aylık bağlanır. Muhtaç babalardan çanşarak geçimini sağlaya- mayacak derecede malul olanlar için yaş kaydı aranmaz." Oğlunuzdan "yetim aylığı" alabilmeniz "muhtaç durum- da" olduğunuzu kanıtlamanıza bağhdır. Muhtaçlığın tanımı Yasanın 108. maddesinde açıklanmıştır. Kendisini ya da yasal olarak geçindirmekle yükûmlü oldu- ğu ailesi bireylerini geçindirmeye yetecek geliri, malı, (para ya da para niteliğindeki kıymetler dahil) ya da kazancı bulun- mayanlara, Emekli Sandığı Yasası'nın uygulanmasında "muh- taç" denir. Muhtaçlık belgeleri ise dul ve yetimlerin sürekli olarak otur- dukları yerlerin "bağlı bulundukları il veya ilçe idare he- yetleri tarafından muhtaçlık sebepleri açıkça gösterilmek suretiyle verilecek mazbatalarda belirtilir." Bu mazbatalara karşı yetimler "Danıştay'da dava açabi- lirler." Size SSK'ce ödenen 90 milyon lira dul aylığının, "muhtaç- lık belgesi" almanıza engel olacağı görüşündeyiz. Bu görü- şûmüze dayanarak: 1) Muhtaç durumda olduğunu "muhtaçlık belgesi" ile ka- nıtlayamayan ana ve babaya yetim aylığı bağlanmaz. 2) Emekli Sandığı'nca aylık bağlanmayanlar, sağlık yar- dımlanndan da yararlanamazlar. Aynca, dul aylığı alması ne- deniyle diğer sosyal güvenlik kurumlannın sağlık yardımla- rtndan yararlananlara, Emekli Sandığı sağlık yardımı yapma- maktadır. 3) T.C. Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 20'ye göre, "ölüm tarihinde aylığa müstahak (hak kazanmış) dul ve yetim bı- rakmadan ölen iştirakcilerin ikramiyeleri kanuni (yasal) mirasçılarına ödenir." Muhtaçlık belgesi alamadığınızı varsayarak. size yetim ay- lığı bağlanamayacağı ve ikramiyenin de yasal varislerden bi- ri darak "veraset ilamında" öngörûlen oranda ödeneceği gö- rüşündeyiz. Göze göz dikmek "Gözlükçûlûk Hakkında Kanun Tasansı" TBMM gündeminde. Türk Oftalmoloji Derneği Baş- kanı Dr. Sunay Duman, tasanyla göz hekimlerinin hiçe sayılarak "gözhekimliği" olarak tanımlana- bilecek yeni bir grubun yaratılmak istendiğini savunuyor ve kaygıla- nnı dile getiriyor: "Bizim savun- dukJanmız, bir hastanın göz heki- mine geldiğinde genellikle söyle- diği cümleye dayanıyor. 'Görmü- yorum.' Biz, belki bu kişilere so- nunda gözlükyazıyoruz, ama ön- celikle hastalan bir dizi muayene- den geçirdikten, önemlibazı has- talMan ekarte ettikten sonra, eğer sorun yalnız gözlükle çözümlene- bilecekse gözlükyazıyoruz örne- ğin, hasta 'Görmüyorum' dediği zaman önce göz tansiyonuna ba- kıyoruz. Katarakttan tutun da şe- kere, siroza, beyin tümörüne ka- dar birçok hastalığın ilk belirtisi görme bozukluğu olabilir. Yani, gözle ilgili şikâyetle gelen hasta- da bu olasılıklan da değeıiendir- mek gerekir. Ancak, şimdi Sağlık Bakanlığı'nın yaratacağı gözlük hekimleri grubu, aslında 4 yıla bi- le sığdıniamayan bireğitimi bile a/- mamış olacak. Bu da; yanlış tanı, geç tanı diye adlandınlan bir sü- rü hasta grvbunu ortaya çıkara- cak." Dr. Duman'dan bir uyan daha: Tasan bu şekilde çıkarsa, kon- taktlenseayakkabı muamelesiya- pdmtş olacak. Ayağınaı vuran ayak- kabty\ ayağınızdan çıkanrsınızama, gözünüzden enfeksiyon, ödem yapmış lensi çıkardığınız zaman belkigözünûzü kaybedebilirsiniz." Pazar uğruna bu kez gözümü- ze göz dikilmiş olmalı. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(gjturk.net HARBt SEMtH POROY [email protected] TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAH 23 Nisan İLK TBMM AC/UYOR» fS2O'PS 806ÜM, 'ıiçrtMrşrf. Bu *tecüs£, çsfiru SeÇİLMİÇ rETM ATHMMff . H*cf TOPIM esceu CCfLS/e i'A/pe K , ÜYELG& Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Cazete Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmalarıyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumların gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Td: 0.212.51108 75 ÎLAN BOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Dosya No: 2000/537 Davacı Hazine-i Maliye taranndan davahlar Firdevs Sa- nyar vs. aleyhine açılan tapu iptali, tescil ve men'i müda- hale davasında: Davacı vekili dilekçesinde davaya konu Bolu merkez Baltalı köyü Bozcaannut mevkiinde bulunan 882 ve 887 parsel sayılı taşınmazlann evveliyatı ile onnan olduğunu, kadastro çalışmalan sırasında orman dışına çıkanldığını, orman dışına çıkanlan bu yerlerin Hazine adına tescil edi- leceğinin hükme bağlandığını, bu nedenle 2/B'ye göre or- man sıntrlan dışına çıkanlan kısmm, şahıslar adına tespit ve tescil edilmesinin yasa hükümlerine göre aykın olduğu- nu, bu nedenle bu yerin davalılann vaki müdabalesinin men'ine karar verümesini ve Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan Baltalı köyünden Nurettin Tağcı, Muhittin Tağcı, Nadire Adıyaman, Hayriye Karakuş, Nezaket Ate- şoğlu, Çiğdem Tağcı, Hatice (Ahmet kızı) ve Kındıra kö- yünden Emine'ye (Hüseyin kızı) duruşma günü tebliğ edi- lemediği, yeni adresleri de tespit edilemediğinden duruş- manın 20.6.2001 günü saat 09.00'da olduğu, 10 gün cevap süresinin başlayacağı, duruşma günü bızzat hazır bulun- ması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi tak- dirde duruşmanın yokluklannda neticelendirileceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 21285 BOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1998/246 Esas 1998/373 Karar Davacı Ersun Bükrücü tarafından davalı Abdullah Bükrücü aleyhi- ne açılan boşanma davasında: 23.9.1998 gün ve 1998/246 Esas 1998/373 Karar sayılı huküm ile Zonguldak ili Devrek ilçesi Karaca- ören köyü cilt No: 46, sayfa: 1, kütük no: 45'te nüfusa kayıtlı Şaban oğlu 1971 doğumlu Abdullah Bükrücü ile Ali kızı 1979 doğumlu Er- sun Bükrücü'nün BOŞANMALARINA, karar verilmiştir. Davacı Er- sun Bükriicü'nün Hamidiye Mah. No: 15 Düzce - (Mustafa Özdemir yanında kalır.) adresine tebligat yapılmış, ancak tebligat bila ikmal ia- de edilmiş ve bugüne kadar zabıtaca adresı de tahkik ve tespit edile- mediğinden işbu hüküm özeti davacı Ersun Bükriicü'ye ilanen tebliğ olunur. Basın: 21284 BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN 2001/99 Esas 2001/322 Karar Bilecek Gölpazan, Orta, cilt: 4, Hane: 183'te nüfusa kayıtlı bulunan Hayrettin kızı Safiye'den olma 1952 doğumlu Perihan Tamgüney'in vesayet altına aluımasına, kendisine aym yerde nüfusa kayıtlı bulunan Hayrettin ve Safiye'den olma 1968 doğumlu kardeşi Nalan Karayel'in MK'nin 355. maddesi uyannca vasi olarak tayinine karar verilmiş olup işbu karara itirazı olanlann kanuni süresi içinde mahkememize müracaat etmeleri, 10 gün içinde mahkememize heThangi bir itiraz va- ki olmadığı takdirde hükmün avnen kesinleşmiş sayılacağı ilan olunur. Basm: 22201 GÖRÜŞ KASIM KAZBAY İçimizdeki İrlandalılar Bir Galatasaray serüvenini daha milli duygular içinde seyrederken Cim-bom'un ikinci yanda bir gol atarak ümitlenmesini biraz istediysem de, içimdeki hain yine de Galatasaray'ın yenilerek bu defterin kapanmasını istiyordu. Aslında ne Galatasaray'a düşmanlığım var; ne de Fenerbahçeliyim, ne de başka bir takım sem- patizanıyım. Sadece eski bir milli yüzücü olarak, profesyonel futbolun bu kadar ilgi görmesine ve sınıriı olan kaynağı sömürmesine üzülüyorum, kıskanıyorum. • • • Nedir ki bir takımın fanatiği olmak? Nedir ki Galatasaraylı ya da Fenerli olmak. Kendi kendi- ne deklare edilmiş bir şovenliğin ötesinde ortak hiçbir yanı olmayan bir sürünün parçası olmak- tan neden gurur duyar ki insan. • • • Taraftariık azgelişmiş kafalarda inanılmaz bir sadakat gösterisine dönüşüyor. Insanlar eşlerini boşayabiliyor, insanlar doğup büyüdüğü toprak- ları terkedip başka milliyetlere geçebiliyor, mes- leklerini değiştirebiliyor ve bunlar kabul edilebi- liyor. Ancak tutulan takım kutsal oluyor, takım değiştirme dönekliği kabul edilemez. Hiçbir ba- şanya açlığı olmayan bu insanlar, takımlan söz ko- nusu olunca onları savunmakta arslan kesiliyor, en yakın arkadaşlan ile kavga edebiliyor. Ve bu nasıl bir sporseveriiktir ki, sporseverler ile sporcular birbirinden dikenli tellerle ayrılmak- tadır. Nasıl bir maymunluktur ki rakip oyuncuyu ve seyirciyi gelişmiş silahlarla, polis kordonları ile korumak gerekmektedir. Profesyonel futbolda rakibe ve rakibin gücüne saygı, yerini bir fiziksel ve cinsel aşağılamaya bırakmış. Monica Seles'in bir zamanlar sık sık finaller- de karşılaştığı rakibi Graff için söylediği bir söz var: "Stefi ile oynamayı seviyorum, çünkü onun iyioyunu bendeki en iyiyi ortaya çıkanyor." Bu ra- kibe saygı. Düşünürün dediği gibi aşağılanası de- ğil, saygı duyulası düşmanlarınız olması gerek sizin için, o zaman yenginiz, hatta yenilginiz bile anlamlı olur. Oysa futbol oyuncusunun ve seyircisinin iste- ği, rakibini ezmek. Yenmekle de kalmayıp homo- seksüel rakibinin validesi ve eşi ile cinsel ilişki kur- mak. Gerekiyorsa da dönerci bıçağı ile kusurla- nnı düzeltmek. Tabii olay iki millet arasındaki ma- ça gelince, işin içine milli duygular da katılmak- ta ve futbolu sevmekle işsiz-mesleksiz-meziyet- siz kitleler, ucuz bir vatanseverliğin gereği olarak diğer milletin oyuncusu ve de seyircisi ile sava- şa girmekte. • • • Ben bu nedenle futbolu sevmekle birlikte, pro- fesyonel futboldan nefret ediyorum. Bu "hainlikten" ne zaman vazgeçebilirim: Eğer ben 10 yaşındaki kızımı, 7 yaşındaki oğlumu bir öğleden sonra ellerinden tutarak profesyonel bir şov izlemek amacı ile stada gidebilirsem. O pa- zar öğleden sonrası birer kola ve tost ile ailece bir spor gösterisi izlersem. Ve diğer izteyiciler oraya "deşarj" olmak ama- cıyla değil de, iyi vakit geçirmek için geliyorsa. Ve eğer yabancı futbolculara verilen milyonlarca doların bir kısmı ile gençlerin kullanacağı yüzme havuzu, futbolun seyredildiği değil oynandığı te- sislere harcandığında. Ve kitleler idarecilerden 100 binlik stadyumlar ve lokal kulüplerine trityon- luk futbolcular yerine, çoluk çocuğunu spoıia ta- nıştıracak tesisler istediğinde. O zamana kadar içimizdeki ihandalı benim. 2 3 4 5 6 7 8 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Düşünce- ler.anılarara- smdabenzer- likleri, karşıt- hklan, zaman içinde bir ara- da olmalan dolayısıyla kurulan bağ- lanülar.2/Sa- hip... Sac üs- tünde pişen yufkayı çevirmeye yarayan tahta aygıt. 1 3/ Bir şeyin kendi- 2 si...Borusesi.4/Her- « hangi bir neden do- . layısıyla değerini yi- 5 tirmiş mal. 5/ Poker- de bir oyuncunun önündeki paranın tû- mü... Doğalgazın önemli bir bileşeni olan gaz. 6/ Tahıl ürünlerinin alımıyla ilgili ku- ruluşumuzun kısa yazılışı... Öngün. II Islamlık- tan önce Kâbe'de duran üç puttan biri... Şöhret... 8/ Utanma... Yemişinden turşu yapılan gebreotu- nun bir adı. 9/ Aynı ahır adına koşan yanş atla- nna verilen ad... "Behiç —": Çizerimiz. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Kartalın kanat kemiğinden yapılan üflemeli bir halk çalgısı. 2/ Iskambilde bir kâğıt... Istenilen sonuç, verim. 3/ Bir siniri oluşturan uzun lifle- rin her biri. 4/ Gök cisimlerini gözetleme... Mo- torlu taşıtlann elektriğini sağlayan aygıt. 5/ Gü- zel koku... Zerdüşt dininde ateş tannsı. 6/ Elekt- rik akmunı açıp kapamaya yarayan araç... Ata- sözlerine dayanan didaktik Çin şiiri. II Şarkı, türkü... Avrupa'da bir başkent. 8/ Donuk renkli... Harman yerindeki tahıluı taş ve toprakla kanşık kalıntısı. 9/ Ağızda çiğnenip çıkanlan yemek. FATİH 4. SULH HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN Dosya No: 2001/261 Mahkememızden verilen 12.4.2001 gün ve 2001/261 esas, 2001/308 sayılı karan ile Istanbul ili Fatih ilçesi Muhtesip Iskender Mah. cilt: 54, hane: 1881 'de nüfusa kayıtlı bulunan Hayrettin ve Sevim oğlu 1978 do.lu Ömer Faruk Örcün'e aynı yerde nü- fusa kayıtlı bulunan ve Hocaüveyis Mah. Hocaefen- di Sok. Üveyis Apt. N: 18, D: 5 Fatih adresinde ika- met eder olan annesi Sevim Örcün vasi tayin edil- miştir. tlan olunur. 12.4.2001 Basın: 22017
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle