Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 NİSAN 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Yok niyetbıe
Değerii halk bttimci llhan Baş-
Sjöz, Andreas Tietze ile birlikte
"Türk Halkının B'meceleh"r\\ der-
lemiş, KüttürBakanlığı Başvuru Ki-
tapları Serisi'nden de yayımla-
mış.
Işte size, dil [istünde kaydır-
rnaca binlerce bilmece arasından
üç seçmece:
"Uzaktan bakîım birçok, yanı-
na vardım hiç yok."
"Dama bir tas koydum, sabah
baktım yok."
"Yerde gezer, izi yok; havada
uçar, sesiyok."
"Yok" uyaklı üç bilmecenin ya-
nıtlarınagelince... llki "güvercin",
ikincisi "ay", sonuncusu da "an."
İlan
Mühendis ve Sanayiciler Derne-
ği Başkanı Atilla Cengiz Kuzu-
can, Ulusal Sanayici ve işadam-
ları Derneği'nin dergisi Bildiren'e
ilan vermiş: "Türkiye'deki üretilen
mallan kullanalım kı; üretim artsın,
işsizlikbitsin. Sanayigüçlensin, ka-
liteli, ucuzüretimyapılabilsin. Itha-
lat azalsın, ihracat artsın. Paramız
yurtta kalsın, vatan kalkınsın. Tür-
kiye, iç ve dışta güçlensin.
Senelerdiryukandaki yanlış de-
ğehendirmemizi düzelterek bütün
Türkiye'den özürdiliyoıvz... Para-
mızı, imkânlanmızı faize yatıralım
ki rahat edelim. Üretim derdi ile
uğrasmayalım,riskimizkalmasın,
gücümüz artsın. Ithalat 100milyar
dolardan fazla olsun, dünyayt kal-
kındıralım, kedilerimiz, köpekleh-
miz ithalmamayesin, zayrflamasın-
lar. Devamını beceremedik, sayın
ithalatçılar ve tefeciler lütfen siz
devam edin."
ISIK KANSl
Bugün 23 Nisan, sen egemenlik bizde san
'Egemenlik, kayrtsızkoşulsuz ulu-
sundur. Ulus, ülkenin yönetimi için
kendi temsilcilerini seçer. Ulusun
seçtiği temsilciler de, devletin çe-
şitli kurvm ve araçlannı kullanarak
ülkeyi yönetirier. Eğer ulusun tem-
silcileri, ülkeyi, dolayısıyla elindeki
kurum ve araçlan kötü yönetiyorsa,
ulus, o temsilcileri değiştirme yet-
ki ve gücüne sahiptir."
Herkes yönetim biçimimizi böy-
le bilir. Ancak toplum, öylesine ide-
olojik bir bombardiman altına alın-
dı ki, akla karayı kanştınr oldu. Kir-
lenen, hatta çürüyen siyaset ve si-
yasetçilere duyulan öfkeyi de arka-
sına alan bir yanılsama rüzgân es-
tiriliyor şimdilerde: "Devlet aygıtın-
daki kimi kurum ve araçlar siyaset-
ten anndınlır, bağımsızlaştınlırsa her
şey güllük gülistanlık olacaktır..."
örneğin, TBMM'de tartşılan Mer-
kez Bankası'nın içinde bir "para
politikası kurulu" oluşturulması, ba-
ğımsızlaştırılması önerisi...
Öneri, kamuoyuna "MerkezBan-
kası'nı ekonomiyi kötü yöneten si-
yasetçilerden kurtanp Türkiye'yibu-
nalımdan çıkaracağız" gerekçesıyle su-
nuluyor. Oysa gerçekte yapılmak iste-
nen, Merkez Bankası'nın tümüyle ulus-
lararası finans çevrelerinın mekanizma-
ları ile uyumlu kılınmasıdır, bir başka
deyişle ulusal bankanın bagımlılaştınl-
masıdır.
Ülkenin bugün çok kötü yönetildiği,
hatta batınldığı doğrudur. Bu durumun
sorumlusunun dünkü ve bugünkü siya-
setçiler olduğu da doğrudur. Ama, mev-
cut siyasetçilere olan güvensizlik baş-
ka şeydir; egemenliğin sahibi olan ulu-
sun gelecekte seçeceği dürüst, yurtse-
ver, demokrasiden, insan haklanndan,
bu topraklarda yaşayan insanlann çıkar-
lanndan yana siyasetçilerin ülke yöne-
timine geldiklerinde "ulusun gönencini
sağlamak" adına kullanacaklan kurum,
aygıt ve araçlan etkisiz kılmak, kullanı-
lamaz hale getirmek ıse başka şeydir.
Merkez Bankası'nda Para Kurulu,
enerjide Enerji Piyasası Kurulu, şe-
ker alanında Şeker Kurulu, doğal-
gazda Doğalgaz Piyasası Kurulu,
petrolde Petrol Piyasası Kurulu, ile-
tişim-haberleşme sektöründe Te-
lekomünikasyon Kurulu, tarımda
Tarımsal Destekleme ve Yönlen-
dirme Kurulu, petrol hatlan konu-
sunda Transit Petrol Hatlan Kuru-
lu, emeklilik alanında Bireysel Si-
gortacılık Kurulu, tütündeTütün Pi-
yasası Kurulu oluşturuldu ya da
oluşturulacak. Tüm bu kurullar, her
ne kadar "sivilleşme, siyasetten so-
yutlanma" diye tanrtılsa da, aslın-
da egemenliğin devridir. Sürüsü-
ne bereket kurullarla egemenlik
ulusun elinden alınmakta, piyasa-
ya - özellikle de uluslararası serma-
yeye - devredilmektedir. Bugün
egemenliğin tek sahibi gibi görü-
nen ulusun, yann çıkarlannı koru-
ması için seçeceği düzgün siya-
setçiler iktidara gelseler bile, ulus
adına, ülkeyi yönetme adına elle-
rinde hiçbir araç kalmayacak; ulus,
kendi kendisini yönetemeyecek,
yönetilme hakkı da elinden alınmış
olacaktır. Böylece, zaten gereğince ça-
lıştınlmayan demokrasi, tümüyle gös-
termelik hale gelecektir.
Başbakan Yardımcısı Mesut Ytnaz'r
anayasanın "egemenlik" maddesinin
değiştirileceğine ilişkin açıklaması, "Ulu-
sal Egemenlik Bayramı'r» kutlayacağı-
mız günlere rastlamıştır. Her gün bay-
ram yapma noktasına gelmemıze de
ramak kalmıştır. Bizi bugünlere eriştiren-
lere kırtlu ve mutlu olsun!
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Emekli Sandığı'nda aııa ile babaya
aylık ve ikramiye ödenmesi
SOril: Oğlum, bir büy ükşehir belediyesinde devlet memu-
ru olarak Emekli Sandığı'na bağlı görevli iken,
2000 yılı ağustos ayında 18 yılhk hizmet süresi so-
nunda vefat etti. Geride üç çocuğum kaldı. Eşimi
de 1988 yılında kaybetmiştim. Oğlumla birlikte ka-
hyordum. Kendisi bekârdı ve hiç evlenmemişti. Bu-
nun için çocuğu da yoktu. Ben şu anda eşimden ve
ıt ( SosyalSigortalarKurumu'ndan90milyonliradul
' ayuğıalmaktayım. Çıkardığımız**verasetilamı"nda
benimle birlikte üç çocuğum da varisler arasında
gösterilmektedir. Buna göre:
1) Annesi olarak bana aylık bağlanır mı?
2) Oğlumun Emekli Sandığı'na tabi olması nede-
niyle oğlumun bağlı olduğu Emekli Sandığı'nın
sağlıkyardımlarından yararlanmakiçin bana sağ-
lık karnesi verilir mi?
3) Oğlumun emekli ikramiyesi salt bana mı, yoksa
kardeşlere de düşer mi?
(M.A.)
Yamt: 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın67. mad-
desinde, ana ile baba da yetim olarak tanımlanmıştır.
Yasanın 68. maddesinde dul ve yetimlere bağlanacak aylık
oranlan belirlenmiştir. Buna göre, geride aylığa hak kazanan
dul ve yetim olarak anadan başka kimse kalmamışsa, anaya
bağlanacak aylığın oranı yüzde 5O'dir.
Ancak T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın 72. maddesi, yetim
olarak kabul edilen ana ve babaya yetim aylığı bağlanması için
bazıkoşullar koymuştur.
"Ölen iştirakcilerin. iştirakçi bulunmayan dul ve muh-
taç anaları ile iştirakçi olmayan ve ölüm tarihinde muh-
taç ve (65) yaşını doldurmuş bulunan babalarına Sandığa
müracaat tarihini takibeden aybaşından itibaren aylık
bağlanır. Muhtaç babalardan çanşarak geçimini sağlaya-
mayacak derecede malul olanlar için yaş kaydı aranmaz."
Oğlunuzdan "yetim aylığı" alabilmeniz "muhtaç durum-
da" olduğunuzu kanıtlamanıza bağhdır. Muhtaçlığın tanımı
Yasanın 108. maddesinde açıklanmıştır.
Kendisini ya da yasal olarak geçindirmekle yükûmlü oldu-
ğu ailesi bireylerini geçindirmeye yetecek geliri, malı, (para
ya da para niteliğindeki kıymetler dahil) ya da kazancı bulun-
mayanlara, Emekli Sandığı Yasası'nın uygulanmasında "muh-
taç" denir.
Muhtaçlık belgeleri ise dul ve yetimlerin sürekli olarak otur-
dukları yerlerin "bağlı bulundukları il veya ilçe idare he-
yetleri tarafından muhtaçlık sebepleri açıkça gösterilmek
suretiyle verilecek mazbatalarda belirtilir."
Bu mazbatalara karşı yetimler "Danıştay'da dava açabi-
lirler."
Size SSK'ce ödenen 90 milyon lira dul aylığının, "muhtaç-
lık belgesi" almanıza engel olacağı görüşündeyiz. Bu görü-
şûmüze dayanarak:
1) Muhtaç durumda olduğunu "muhtaçlık belgesi" ile ka-
nıtlayamayan ana ve babaya yetim aylığı bağlanmaz.
2) Emekli Sandığı'nca aylık bağlanmayanlar, sağlık yar-
dımlanndan da yararlanamazlar. Aynca, dul aylığı alması ne-
deniyle diğer sosyal güvenlik kurumlannın sağlık yardımla-
rtndan yararlananlara, Emekli Sandığı sağlık yardımı yapma-
maktadır.
3) T.C. Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 20'ye göre, "ölüm
tarihinde aylığa müstahak (hak kazanmış) dul ve yetim bı-
rakmadan ölen iştirakcilerin ikramiyeleri kanuni (yasal)
mirasçılarına ödenir."
Muhtaçlık belgesi alamadığınızı varsayarak. size yetim ay-
lığı bağlanamayacağı ve ikramiyenin de yasal varislerden bi-
ri darak "veraset ilamında" öngörûlen oranda ödeneceği gö-
rüşündeyiz.
Göze göz
dikmek
"Gözlükçûlûk Hakkında Kanun
Tasansı" TBMM gündeminde.
Türk Oftalmoloji Derneği Baş-
kanı Dr. Sunay Duman, tasanyla
göz hekimlerinin hiçe sayılarak
"gözhekimliği" olarak tanımlana-
bilecek yeni bir grubun yaratılmak
istendiğini savunuyor ve kaygıla-
nnı dile getiriyor: "Bizim savun-
dukJanmız, bir hastanın göz heki-
mine geldiğinde genellikle söyle-
diği cümleye dayanıyor. 'Görmü-
yorum.' Biz, belki bu kişilere so-
nunda gözlükyazıyoruz, ama ön-
celikle hastalan bir dizi muayene-
den geçirdikten, önemlibazı has-
talMan ekarte ettikten sonra, eğer
sorun yalnız gözlükle çözümlene-
bilecekse gözlükyazıyoruz örne-
ğin, hasta 'Görmüyorum' dediği
zaman önce göz tansiyonuna ba-
kıyoruz. Katarakttan tutun da şe-
kere, siroza, beyin tümörüne ka-
dar birçok hastalığın ilk belirtisi
görme bozukluğu olabilir. Yani,
gözle ilgili şikâyetle gelen hasta-
da bu olasılıklan da değeıiendir-
mek gerekir. Ancak, şimdi Sağlık
Bakanlığı'nın yaratacağı gözlük
hekimleri grubu, aslında 4 yıla bi-
le sığdıniamayan bireğitimi bile a/-
mamış olacak. Bu da; yanlış tanı,
geç tanı diye adlandınlan bir sü-
rü hasta grvbunu ortaya çıkara-
cak."
Dr. Duman'dan bir uyan daha:
Tasan bu şekilde çıkarsa, kon-
taktlenseayakkabı muamelesiya-
pdmtş olacak. Ayağınaı vuran ayak-
kabty\ ayağınızdan çıkanrsınızama,
gözünüzden enfeksiyon, ödem
yapmış lensi çıkardığınız zaman
belkigözünûzü kaybedebilirsiniz."
Pazar uğruna bu kez gözümü-
ze göz dikilmiş olmalı.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(gjturk.net
HARBt SEMtH POROY semihpomy@yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAH 23 Nisan
İLK TBMM AC/UYOR»
fS2O'PS 806ÜM,
'ıiçrtMrşrf. Bu *tecüs£,
çsfiru
SeÇİLMİÇ rETM ATHMMff
. H*cf
TOPIM
esceu
CCfLS/e
i'A/pe K
, ÜYELG&
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük
Cazete
Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmalarıyla,
köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumların gazetesi.
Düzenli okumak için abone olun. Td: 0.212.51108 75
ÎLAN
BOLU 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Dosya No: 2000/537
Davacı Hazine-i Maliye taranndan davahlar Firdevs Sa-
nyar vs. aleyhine açılan tapu iptali, tescil ve men'i müda-
hale davasında:
Davacı vekili dilekçesinde davaya konu Bolu merkez
Baltalı köyü Bozcaannut mevkiinde bulunan 882 ve 887
parsel sayılı taşınmazlann evveliyatı ile onnan olduğunu,
kadastro çalışmalan sırasında orman dışına çıkanldığını,
orman dışına çıkanlan bu yerlerin Hazine adına tescil edi-
leceğinin hükme bağlandığını, bu nedenle 2/B'ye göre or-
man sıntrlan dışına çıkanlan kısmm, şahıslar adına tespit
ve tescil edilmesinin yasa hükümlerine göre aykın olduğu-
nu, bu nedenle bu yerin davalılann vaki müdabalesinin
men'ine karar verümesini ve Hazine adına tesciline karar
verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Baltalı köyünden Nurettin Tağcı, Muhittin
Tağcı, Nadire Adıyaman, Hayriye Karakuş, Nezaket Ate-
şoğlu, Çiğdem Tağcı, Hatice (Ahmet kızı) ve Kındıra kö-
yünden Emine'ye (Hüseyin kızı) duruşma günü tebliğ edi-
lemediği, yeni adresleri de tespit edilemediğinden duruş-
manın 20.6.2001 günü saat 09.00'da olduğu, 10 gün cevap
süresinin başlayacağı, duruşma günü bızzat hazır bulun-
ması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi tak-
dirde duruşmanın yokluklannda neticelendirileceği hususu
ilanen tebliğ olunur. Basın: 21285
BOLU 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1998/246 Esas 1998/373 Karar
Davacı Ersun Bükrücü tarafından davalı Abdullah Bükrücü aleyhi-
ne açılan boşanma davasında: 23.9.1998 gün ve 1998/246 Esas
1998/373 Karar sayılı huküm ile Zonguldak ili Devrek ilçesi Karaca-
ören köyü cilt No: 46, sayfa: 1, kütük no: 45'te nüfusa kayıtlı Şaban
oğlu 1971 doğumlu Abdullah Bükrücü ile Ali kızı 1979 doğumlu Er-
sun Bükrücü'nün BOŞANMALARINA, karar verilmiştir. Davacı Er-
sun Bükriicü'nün Hamidiye Mah. No: 15 Düzce - (Mustafa Özdemir
yanında kalır.) adresine tebligat yapılmış, ancak tebligat bila ikmal ia-
de edilmiş ve bugüne kadar zabıtaca adresı de tahkik ve tespit edile-
mediğinden işbu hüküm özeti davacı Ersun Bükriicü'ye ilanen tebliğ
olunur. Basın: 21284
BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN
2001/99 Esas 2001/322 Karar
Bilecek Gölpazan, Orta, cilt: 4, Hane: 183'te nüfusa kayıtlı bulunan
Hayrettin kızı Safiye'den olma 1952 doğumlu Perihan Tamgüney'in
vesayet altına aluımasına, kendisine aym yerde nüfusa kayıtlı bulunan
Hayrettin ve Safiye'den olma 1968 doğumlu kardeşi Nalan Karayel'in
MK'nin 355. maddesi uyannca vasi olarak tayinine karar verilmiş
olup işbu karara itirazı olanlann kanuni süresi içinde mahkememize
müracaat etmeleri, 10 gün içinde mahkememize heThangi bir itiraz va-
ki olmadığı takdirde hükmün avnen kesinleşmiş sayılacağı ilan olunur.
Basm: 22201
GÖRÜŞ
KASIM KAZBAY
İçimizdeki İrlandalılar
Bir Galatasaray serüvenini daha milli duygular
içinde seyrederken Cim-bom'un ikinci yanda bir
gol atarak ümitlenmesini biraz istediysem de,
içimdeki hain yine de Galatasaray'ın yenilerek
bu defterin kapanmasını istiyordu.
Aslında ne Galatasaray'a düşmanlığım var; ne
de Fenerbahçeliyim, ne de başka bir takım sem-
patizanıyım. Sadece eski bir milli yüzücü olarak,
profesyonel futbolun bu kadar ilgi görmesine ve
sınıriı olan kaynağı sömürmesine üzülüyorum,
kıskanıyorum.
• • •
Nedir ki bir takımın fanatiği olmak? Nedir ki
Galatasaraylı ya da Fenerli olmak. Kendi kendi-
ne deklare edilmiş bir şovenliğin ötesinde ortak
hiçbir yanı olmayan bir sürünün parçası olmak-
tan neden gurur duyar ki insan.
• • •
Taraftariık azgelişmiş kafalarda inanılmaz bir
sadakat gösterisine dönüşüyor. Insanlar eşlerini
boşayabiliyor, insanlar doğup büyüdüğü toprak-
ları terkedip başka milliyetlere geçebiliyor, mes-
leklerini değiştirebiliyor ve bunlar kabul edilebi-
liyor. Ancak tutulan takım kutsal oluyor, takım
değiştirme dönekliği kabul edilemez. Hiçbir ba-
şanya açlığı olmayan bu insanlar, takımlan söz ko-
nusu olunca onları savunmakta arslan kesiliyor,
en yakın arkadaşlan ile kavga edebiliyor.
Ve bu nasıl bir sporseveriiktir ki, sporseverler
ile sporcular birbirinden dikenli tellerle ayrılmak-
tadır. Nasıl bir maymunluktur ki rakip oyuncuyu
ve seyirciyi gelişmiş silahlarla, polis kordonları ile
korumak gerekmektedir. Profesyonel futbolda
rakibe ve rakibin gücüne saygı, yerini bir fiziksel
ve cinsel aşağılamaya bırakmış.
Monica Seles'in bir zamanlar sık sık finaller-
de karşılaştığı rakibi Graff için söylediği bir söz
var: "Stefi ile oynamayı seviyorum, çünkü onun
iyioyunu bendeki en iyiyi ortaya çıkanyor." Bu ra-
kibe saygı. Düşünürün dediği gibi aşağılanası de-
ğil, saygı duyulası düşmanlarınız olması gerek
sizin için, o zaman yenginiz, hatta yenilginiz bile
anlamlı olur.
Oysa futbol oyuncusunun ve seyircisinin iste-
ği, rakibini ezmek. Yenmekle de kalmayıp homo-
seksüel rakibinin validesi ve eşi ile cinsel ilişki kur-
mak. Gerekiyorsa da dönerci bıçağı ile kusurla-
nnı düzeltmek. Tabii olay iki millet arasındaki ma-
ça gelince, işin içine milli duygular da katılmak-
ta ve futbolu sevmekle işsiz-mesleksiz-meziyet-
siz kitleler, ucuz bir vatanseverliğin gereği olarak
diğer milletin oyuncusu ve de seyircisi ile sava-
şa girmekte.
• • •
Ben bu nedenle futbolu sevmekle birlikte, pro-
fesyonel futboldan nefret ediyorum.
Bu "hainlikten" ne zaman vazgeçebilirim: Eğer
ben 10 yaşındaki kızımı, 7 yaşındaki oğlumu bir
öğleden sonra ellerinden tutarak profesyonel bir
şov izlemek amacı ile stada gidebilirsem. O pa-
zar öğleden sonrası birer kola ve tost ile ailece
bir spor gösterisi izlersem.
Ve diğer izteyiciler oraya "deşarj" olmak ama-
cıyla değil de, iyi vakit geçirmek için geliyorsa.
Ve eğer yabancı futbolculara verilen milyonlarca
doların bir kısmı ile gençlerin kullanacağı yüzme
havuzu, futbolun seyredildiği değil oynandığı te-
sislere harcandığında. Ve kitleler idarecilerden
100 binlik stadyumlar ve lokal kulüplerine trityon-
luk futbolcular yerine, çoluk çocuğunu spoıia ta-
nıştıracak tesisler istediğinde.
O zamana kadar içimizdeki ihandalı benim.
2 3 4 5 6 7 8
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Düşünce-
ler.anılarara-
smdabenzer-
likleri, karşıt-
hklan, zaman
içinde bir ara-
da olmalan
dolayısıyla
kurulan bağ-
lanülar.2/Sa-
hip... Sac üs-
tünde pişen
yufkayı çevirmeye
yarayan tahta aygıt. 1
3/ Bir şeyin kendi- 2
si...Borusesi.4/Her- «
hangi bir neden do- .
layısıyla değerini yi- 5
tirmiş mal. 5/ Poker-
de bir oyuncunun
önündeki paranın tû-
mü... Doğalgazın
önemli bir bileşeni
olan gaz. 6/ Tahıl ürünlerinin alımıyla ilgili ku-
ruluşumuzun kısa yazılışı... Öngün. II Islamlık-
tan önce Kâbe'de duran üç puttan biri... Şöhret...
8/ Utanma... Yemişinden turşu yapılan gebreotu-
nun bir adı. 9/ Aynı ahır adına koşan yanş atla-
nna verilen ad... "Behiç —": Çizerimiz.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/Kartalın kanat kemiğinden yapılan üflemeli bir
halk çalgısı. 2/ Iskambilde bir kâğıt... Istenilen
sonuç, verim. 3/ Bir siniri oluşturan uzun lifle-
rin her biri. 4/ Gök cisimlerini gözetleme... Mo-
torlu taşıtlann elektriğini sağlayan aygıt. 5/ Gü-
zel koku... Zerdüşt dininde ateş tannsı. 6/ Elekt-
rik akmunı açıp kapamaya yarayan araç... Ata-
sözlerine dayanan didaktik Çin şiiri. II Şarkı,
türkü... Avrupa'da bir başkent. 8/ Donuk renkli...
Harman yerindeki tahıluı taş ve toprakla kanşık
kalıntısı. 9/ Ağızda çiğnenip çıkanlan yemek.
FATİH 4. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞl'NDEN
Dosya No: 2001/261
Mahkememızden verilen 12.4.2001 gün ve
2001/261 esas, 2001/308 sayılı karan ile Istanbul ili
Fatih ilçesi Muhtesip Iskender Mah. cilt: 54, hane:
1881 'de nüfusa kayıtlı bulunan Hayrettin ve Sevim
oğlu 1978 do.lu Ömer Faruk Örcün'e aynı yerde nü-
fusa kayıtlı bulunan ve Hocaüveyis Mah. Hocaefen-
di Sok. Üveyis Apt. N: 18, D: 5 Fatih adresinde ika-
met eder olan annesi Sevim Örcün vasi tayin edil-
miştir.
tlan olunur. 12.4.2001 Basın: 22017