25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 NİSAN 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erbakan salon gösterileri, Erdoğan ise Amerika gezisi için hazırlık yapıyor Ild yasaklımıı liderlik yarışıANKARA (CumhuriyetBürosu)- FP hakkmdaki kapatılma davasında karar aşaması yaklaşırken; "yeni oJus.umcu" Recep Tayyip Erdoğan ın Anadolu ge- zisinin ardından, RP'nin yasaklı lideri Necmettin Erbakan da "konferanslar dizisi" ile harekete geçiyor. Bu hafta ABD'ye gitmesi beklenen Erdoğan'a dönük "Amerika desteklT suçlamasına karşı, "yenilikçiler"Erbakancılann "Al- man ekolünü" sorguluyor. Kayseri Milletvekili AbduDah Gül i- ki hafta önce ABD'ye giden TBMM he- yeti içinde yer almıştı. Ankara Bü- yükşehir Belediye Başkanı Metih Gök- çek de geçen hafta Washington'da te- maslarda bulundu. Yeni oluşumda lider olmaya çalışan iki FP'linin ardından, Recep Tayyip Er- doğan da ABD'de okuyan iki çocuğu- nu ziyaret gerekçesiyle bu ülkeye gide- cek. Erdoğan'ın bu hafta başlayacak ge- zisinin 10 gün sürebileceği belirtildi. Erdoğan ile Erbakan arasındaki çe- kişmede, "Amerikan ve Alman" ekol- leri arasındaki çatışma da dikkat çeki- yor. Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen bir internet sitesinde Burhan Metin imza- sıyla yayunlanan yazıda bu konuda şu değerlendirme yapüdı: "Atlantik ile Avrupa ve Avrasya üze- rinde hesap yapan diğer güçler araan- da FP'nin konu olduğu bir çekişme ya- şanmaktadır. Erdoğan'ın ve yenilikçik- rin galibiyeti veya kendilerine yeni bir y- ol çizmekri, Almancılığı bilinen Erba- kan'ın patronajındaki tslannn siyasal algdanmasuıa dayalı hareketin jeopoli- tik aksını değiştirecektir. Erdoğan, bu jeopotitik aks değişiminin üzerinden yü- rüyeceğiisün olarakgörünmektedir. At- lantik, Özal ile yaşadığı deneyimin far- Kongre haziranda Ahnak BaykaPa rakip oldu ANKARMĞDIR(ANKA) - CHP'nin haziran ayında ya- pılacak olağan kongresinde Genel Başkan DenizBaykal'a rakip çıktı. 12 Eylül dönemi sonrasında kurulan bazı parti- lerde ve kapatılan DEP'te mil- letvekilliği yapan Mahmut Ahnak, genel başkanlığa aday olduğunu açıkladı. Mahmut Alınak, CHP Iğdır II Kongresi'nde yaptığı ko- nuşmada iş çevrelerinin Dev- let Bakanı Kemal Derviş'in hazırladığı programı "son şans" olarak nitelediklerini söyledi. Ahnak, "Biz geçmiş- ten bugüneyasadığunızacı de- neyimlerle çok iyi büiyoruz ki, bu program mazottan gübre- ye, ilaçtan ekmeğe, her şeye zamdır; pahahhktır, işsizlik- tir" dedi. Ahnak hükümetin bir baka- nmın "Işçrye sıfir zam" öner- diğini belirtirken "Başbakan 0e yardımcılan halkuı kanı ve teriyledönen bu çarkın köhne bir dişlisidirier" dedı. Ahnak, CHP'nin politika üretebildi- ğinde hâlâ iktidar olma şansı bulunduğunu savundu. kındadır ve kitiesel bir destek de bula- cak olan dinHariıgı içine aian demokra- tik bir siyasetin Türldye'de getişmesini istemektedir. Amerikan demokrasisi, kurucu babalardan başlayarak dmdar- demokrat bir siyaset anlayışuıa biç ya- bancı değüdir." FP'li Istanbul Büyükşehir Belediye- si, Erbakan'ın vereceği konferans için seferber oldu. Erbakan'ın Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda konferan- sı uydu aracılığıyla Türkiye geneli ve Avrupa'ya canlı yayımlanacak. Etkin- lik, Istanbul Belediyesi'nce "Uluslara- rası Yeni Binyü Konfe- ranslarT adıyla düzen- lendi. Erbakan, Istan- bul'da başlatacağı çalış- malan, Türkiye genelin- de kongre havasında sür- dürecek. FP'li belediye, konfe- ransa, eski Endonezya Cumhurbaşkanı Yusuf Habibi, eski Almanya Başbakanı Helmut Schmidt ve eski Rusya Devlet Başkanı Gorba- çov'u da davet etti. Transfer aJarmı Amerikan ve Alman ekolleri çabşması Sağda yeni oluşumun lideıüğine soyunan eski tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tay- yip Erdoğan ile, kurduğu her parti kapatılan yasaklı lider Necmettin Erbakan arasındaki çekiş- mede, "Amerikan ve Alman" ekolleri arasındaki çaüşma da dikkat çekiyor. (Fotoğraf: ARŞİV) Istanbul Milletvekili Mukadder Başeğmez'in güçlükle ıkna edilip par- tiye döndürülmesine karşın partiden yeni transferler olacağı duyu- munu alan FP Genel Başkanı Recai Kutan ise parti yöneticilerine, "Is- tifalan durdurun" tali- matı verdi. ANKA'nın haberine göre Kutan, Başeğ- mez'in son anda Nec- mettin Erbakan'ın da devreye girmesiyle ikna edılmesinin ardından parti yöneticileriyle transferlere yönelik bir toplantı yaptı. Kutan, toplantıda özellikle Gü- neydoğulu milletvekille- rini transfer etmek için ANAP'ın gırişimlen ol- duğu duyumunu aldığını belirterek parti yönetici- lerinden bu duruma el koymalannı istedi. MHP, Enerji Bakanı 'nın isîifasını istiyor Ersümer: Görevbaştndayım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- "Beyaz Enerji" soruşturmasının iddianamesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'i suçlayıcı ifadelerin yer ahnası, hükümet ortaklan arasında yeni bir bunahmın habercisi olarak değerlendirildi. Iddianamenin resmen açıklanmasını bekleyen MHP yöneticileri, "tddianamede siyasetin sorumlu olduğuna ilişkin bir isaret ohırsa Ersümer istifa etmeüdir. Istifa etmezse ANAP gereğini yapmaİKÜr. Aksi takdirde, muhalefetin gensoru ya da soruşturma önergderini < destekleriz" dediler. Ersümer ise makamını boşalttığı yönündeki f haberlerin "gerçek dışı" olduğunu belirtti. ANAP kıüislerinde; Ersümer'in istifasını Yılmaz'a verdiği, ancak bunun henüz işleme konuhnadığı değerlendirmeleri yapıldı. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, partisinin iddianamede Ersümer'i işaret eden unsurlann ohnası durumunda sergileyeceği tavn daha önce açıkladığını belirterek "Savcmın mütalaasmda Ersümer'i işaret edecek bilgi ve belge varsa Ersümer'in çekümesi gerekir. Yoksa Meclis çekecektir" dedi. Ersümer istifa etmezse kendileri açısından yeni bir durumun ortaya çıkacağını kaydeden Şandır, şu görüşleri dile getirdi: "Biz, bu koalisyonun devam etmesini istiyoruz. ANAP'ın dışında bir başka ortak aramıyoruz. Ancak bu hükümetin yolsuzlukla mücadele konusunda millete taahhüdü vardır" dedi. Şandır, Parti tabanından gelen ısrarlı taleplere karşın daha önceki gensoruyu desteklemediklerine dikkat çekti. MHP Grup Başkanvekili tsmail Köse de partisinin bu konudaki tavnrun net olduğunu belirterek "Ben böyle bir durumda olsaydmı istifa ederdün" dedi. Meclis, 'Derviş yasaları' için çalışacak Telekom vebankalaraöncelik ANKARA (ANKA) - TBMM'de bu hafta Genel Kurul'da ve komisyonlarda, yine Kemal Derviş'in öncelikle çıkarümasıru istediği tasanlann görüşülmesine devam edilecek. TBMM Genel Kurulu'nda bu hafta yanm kalan Kamulaştırma ile TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen Merkez Bankası yasa tasanlan görüşülecek. Önümüzdeki hafta Meclis'e yine Devlet Bakanı Kemal Derviş'in istediği yasa tasanlan arasında yer alan Telekom Yasa Tasansı ile Bankalar Yasa Tasansı'nın gönderilmesi, komisyonlarda ve Genel Kurul'da da öncelikle ele alınması bekleniyor. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, yann kapalı bir oturumda Derviş, ekonomik programı milletvekillerine anlatacak ve onlann görüşlerini alacak. Komisyonda Aile Araştırma Kurumu Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Yasa Tasansı ile bazı vergi yasalannda değişiklık yapan yasa tasansı da görüşülecek. KİT Komisyonu'nda yine aynı gün, Tekel Genel Müdürlüğü ve bağlı müesseseleri, Kristal Tuz Rafınerisi Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Tütün Üretimi ve Satışını Gehştirme Fonu'nun 1998-1999 yılı hesaplan denetlenecek. Tanm, Orman ve Köyişleri Komisyonu 26 Nisan Perşembe günü Kara Avcıhğı Yasa Tasansı'nı ele alacak. Aynı gün Içişleri Komisyonu'nda da • . Fransa'nın Cezayir'de yaptığı soykınmın tanınmasına ilişkin yasa teklifleri görüşülecek. F tipi cezaevleriyle ilgili olarak TMY'nın 16'ncı maddesinin değiştirümesine ilişkin yasa tasansının da bu hafta içinde Meclis'e gönderilmesi ve Adalet Komisyonu'nda ele alınması bekleniyor. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr Başlığa bakıp "Derviş Prog- ra/n/"ndan söz ettiğimi mi san- anız? Hayır. önümüzde Kemal Derviş'in adıyla anılan "kapita- Ist reform programı"n\ tartış- nak için çok günlerimiz, hafta- lanmız, hatta aylanmız var. Başlıkta "çöpe atılan prog- nmlar" derken siyasi partilerin, czellikle iktidardaki siyasi parti- brin programlanndan söz edi- pruz. Parti programlan ciddi ve cnemli belgelerdir. Ülke yöneti- nine talip olan siyasi kadrolann Çıartilerin) iktidara geldiklerinde tlke ekonomisine, kültürel ve sosyal yaşamına, siyasal ilişki- fere verecekleri yönün temel il- lelerini açıklayan metinlerdir. ••• Çağdaş yurttaşın olmazsa ol- naz bir niteliği de "seçrnenlik". Seçim sandığına gitmeyen ya ca gitmeyişini bir gerekçeye öğlamayan kişiye yurttaş de- rıemek gerek. Seçim sandığının yolunu tu- fcn seçmenin tercihini belirle- eceği temel metinler ise prog- amlardır. Partileri birbirinden Programlar Çöp Sepetine ayırt eden, yurttaşlann hangisi- ni destekleyeceğine karar ver- mek için başvuracaklan temel kaynak, partilerin programlan- dır. Tüzük, parti üyelerinin iç hu- kuku, partililer ile parti tüzel ki- şiliğı arasındaki sözleşme ise programlarda seçmen-yurttaş- la siyasi parti arasındaki "söz- leşme"dir. Seçim dönemlerinde yayım- lanan "seçim bildirgeleri" ise parti programının ilkeleri arasın- da öncelik taşıyanlara vurgu ya- pan "ek-sözleşmeler"dir. • • • Herkesin iyi kötü bildiklerini burada bir kez daha yineledik. Böyle yaptık çünkü, bugün ik- tidardaki Demokratik Sol Parti (DSP) de, Milliyetçi Hareket Par- tisi (MHP) de, Anavatan Partisi (ANAP) de programlannı çöp sepetine attılar. İktidar denen si- yasal gücü, bir avanta kaynağı ve kişisel erk iskemlesi olarak kavradıklan için, kendilerini "o parti" yapan programlannı adım adım terk ettiler ve sonunda tü- müyle terk ettiler. Meraklısı, koalisyon ortaklan- nın her birinin programlannı alıp elden geçirsin. Biz ise bunu meslek gereği, oflaya puflaya da olsa yapmış biri olarak vur- guluyoruz: Eğer bu partiler, programlan- nı çöpe atmasalardı, Kemal Derviş'in programına değil des- tek vermek, Kemal Derviş'e hü- kümetin kapısından içeri adım bile attırmazlardı. Koaüsyonun stepne partisi ANAP, belki yorum cambazlık- lan ile kendi programının Der- viş'in programının temel ilkele- riyie çelişmediğini iddia edebi- lir. Ama DSP'nin ve MHP'nin bu alanda hiç şansı, bir milimetre- karelik bile manevra alanı yok. MHP ve DSP'nin programla- n Kemal Derviş'in programı ile neredeyse taban tabana zıttır. Bu zıtlığı bulup çıkarmak için de derin bir siyaset bilgini fılan ol- mak gerekmiyor. Ekonomide, siyasette, kültür- de, sosyal ilişkilerde, dış politi- kada bu iki siyasi partinin ön- gördükleri, hedefledikleri ile Ke- mal Derviş'in programatik ön- görülerinin, hedeflerinin çeliş- mesi ve bu çelişkiye rağmen, Derviş Programı'nın uygulan- masının siyasal sorumluğunun, gönülsüz de olsa, söke söke de olsa, kanırta kanırta da olsa bu koalisyon tarafından üstlenil- mesi en azından siyasal ahlak açısından göz ardı edilemeye- cek bir okju. Bu iki (hatta üç) parti, kendi programlannı seçim propagan- dalannın ana ekseni yaparak seçmenin karşısına çıkıp oy is- tediler. Aldılar ve iktidann birer ucuna yapıştılar. Sonra... Sonrada programlannı kaldı- np çöpe attılar. Yani seçmenle- rine yalan söylediler, kandırdı- lar. Seçmenle yaptıklan sözleş- meyi tek taraflı olarak feshetti- ler. Seçim öncesinde seçmene dönüp "Bizi iktidar yaparsanız, şöyle şöyle yapacağız, böyle böyle edeceğiz" demişlerdi. (Aslında) hükümeti kurduklan andan itibaren, ama özellikle Kasım 2000 -Şubat 2001 "ikiz" krizlerinden sonra seçim önce- sinde söz verdikleri "şöyle şöy- /e'ieri de "böyle ööy/e"leri de bir yana atıp "öyle öy/e"ye im- za koydular. Partilerin programlanndan çok lider takımının önem taşıdı- ğı, yurttaşlık ve demokrasi kül- türü cılız seçmenlerin program- lara bakıp kendi çıkan, ülke çı- kan nerede ise oraya yönelmek yerine "'Başbakan Eeeceeevit, Başbakan Eeceevit" yada "De- evletin baaşına Deevleeetgele- cek" sloganlannın kof büyüsü- ne kapılıp sandık başına gittik- leri bir gerçek. Ama bu siyasi partilerin ele- başı takımının bir parti progra- mının, kendilerine yüklediği so- rumluluğun bilincinde olmadık- lannı düşünmek mümkün mü ? Acep kendi kendilerine kal- dıklannda, hele hele aynaya baktıklannda, arada bir burun- lannı yoklayıp, uzayıp uzamadı- ğırn merak ettikleri oluyormudur dersiniz? Türkiye'nin Adaleti... Türkrye, hükümetin, "Teröristle pazariığa otunvam" inadı nedeniyle, insanlannın ölümünü, uzun süre sadece "acıklı bir ftlm" gibi izlemekle yetindi. Işte böyle bir ortamda, tam da duruma uvan bir fıkra, TBMM Insan Haklannı Inceleme Komisyonu'nun bir üyesinden geldi. "Vatan haini" ilan edilmemek için ismini açıklamak istemeyen milletvekilinin anlattığı fıkrayı yorumsuz aktarryoruz: Türkiye'den bir parlamento heyeti Isviçre'ye gider. Bu ülkede çeşitli temaslarda bulunurken ev sahibi ülkenin yöneticileriyle tanışma faslı sırasında Türk heyetine, "Bu da bizim denizcilik bakanımız" diye bir bey takdim edilir. Türk heyetinin başkanı şaşkına döner; "Ama nasılolur, Isviçre'de deniz yok ki. Denizcilik bakanlığı olması biraz tuhaf bir duntm değil mi?" diyecek olur. Yanrt anında gelir "Neden olmasın? Sizde de insan haklan, adalet yok, ama Adalet Bakanlığı var..." Günahkâr erkekler! Hafta sortunu Bâlâ ilçesintn kırsaJında geçiren FP Ankara Milletvekili Zeki Çeük'in yolu, Kerişli köyüne düştü. Arabası köye yaklaşırken kalabaJık bir topluiuk seçilmeye başlandı. Milletvekili önce köyde düğün olduğunu düşündü. Ancak davul-zuma sesi duyulmuyordu. Yanlanna yaklaşınca topluluğun dua ettığini gördü. "Hemalde cenaze var" diye düşünürken ortada tabut da göremedi. Aracından indiğinde kaiabalığın tamamtnın kadıniardan oluştuğunu gördü. "Kolay gelsin; ^h ^^^^m^^^,y : '' : - • ^ t ^ ^ « ^ ne yapıyorsunuz?" diyen Çelik'e, köylü kadmlar "Yağmur duasına çıktık" yanıtını verdiler. Etli pilavı yerken çevreye göz gezdiren vekilin arayışj boşunaydı. "Köyûn erkekleri nerede" diye sordu sonunda. Topluluğun liden yanrtladı: - Erkekler çok günahkâr, yanımıza aimadık. Kahvede bektiyoriar. Zeki Çelik, eylemin sonucunu yorumladı: "Hanımlara şaka yapıp oradan aynldım, ama ben dönerken de yağmuryağryordu." IMF Kütahya'ya kaç dolar yollayacak? Turgut Özal döneminden bu yana yurttaşların ekonomiye ilgisi giderek arttı. Programların, paketlerin, IMF'nin ekonomimiz üzerindeki etkisini lyice öğrenen yurttaşlar, gelişmeleri yakından izliyoriar. Halkın bu yakın ilgisi ve bilgisi, zaman zaman politikacılara sıkıntılı anlar yaşatıyor... Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in IMF'den 12 milyar dolar beklendığine ilişkin açıklamalan Anadolu'da anında yankı bulmuş. DSP Kütahya Milletvekili Emin Karaa'ya, seçim bölgesinde katıldığı bir toplantıda, bir seçmeni şu soruyu yöneltmiş: -12 milyar dolardan Kütahya'ya ne düşecek? An komşunun kovanına girerse... Türk Medeni Yasa Tasansı üze- rindeki görüşmeter, her seferinde Hginç tartışmalara sahrte oluyor. Adalet Komisyonu'nun geçen haftaki topjanttsında, bu kez "komşunun kovanına giren annın sahibinin kim olacağı" konuşul- du. FP'li Istanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin, "Tasanya göre, komşunun bahçesindeki kağnının uzerine konan annın sa- hibi değişmiyor. Ancak, aynı an, komşunun bahçesindeki kovana girerse o zaman sahibi komşu oluyor. Bu nasıl bir düzenleme" diye sordu. Adalet Bakanı Htk- met Sami Türk, gülümseyerek yanrt verdi: "Ee Sayın Şahin, ko- vana giren anyı diğerlennden ayı- np çıkaramayacağımıza göre, el- bette kovanın sahibinin olacak.' Şahin, bu kez kendi köyündeki uygulamayı anımsattı: "Siz öyle diyorsunuz da bizim köyde tam tersi oluyor. Annın sa- hibi kovanı da alıp gidlyor." RP mezar olunca... 1995 seçimlerinde RP kontenjanından pariamentoya giren Istanbul Milletvekili Aydın Menderes, "Pazara kadar değil, mezara kadar RP'liyim " sözleriyle partisine bağlılığını ifade etmişti. Menderes, RP hakkında kapatılma davası açılmadan 1 gün önce partisinden istifa etti. 18 Nisan seçimlerinde bu kez, RP'nin yerine kurulan FP listelerinden yine Istanbul milletvekili oldu. Ancak, parti yönetimiyle anlaşamayınca, oradan da istifa etti. Uzun süre "bağımsız" kalan Menderes, geçen günlerde DYP'li oldu. Ama "Pazara kadar değil, mezara kadar RP'liyim" sözü hiç unutulmadı. DYP'li bir parti yöneticisine gazeteciler, Menderes'in bu sözünü bir kez daha anımsattılar. DYP'linin yanıtı ilginçti: "Menderes, mezara kadar RP'liyim demişti. Dediğini de tuttu. Bu söze tek taraflı bakmayın. RP sonuçta mezar oldu..." Yurttaşın 'psikolojisi' ANAPlsianöuJ Milletvekili Aydm Ayaydın, geçen günlerde bir yurttaştan mektup aldı. Ayaydın'a mektubu, dantşmant Meclis kulisinde ulaştırdı. Bir grup gazetecinin de bulunduğu ortamda, Ayaydın ve danışmanı önce sessizce Aydın A>aydın mektubu okumaya başladı. Ayaydtn mektubu, "Görûn bakın, milletvekillerine nasıl mektuplar gefiyor" diyerek gazetecttere cte gösterdi. Mektup, düzgün bir el yazısıyla, arkalı önlü iki sayfadan oJuşuyordu. tçeriği ise ekonomik krizden bunaJan yurttaşın "psikolojik dengesinin" nasd bozutduğunu bütün açtklığıyfa ortaya koyuyordu. Mektuptan bazı pasajlar aktanyoruz: 'Aydın Bey, size ABD Başkanı BiR CBnton tarafından Mehmet B. (yurttaşın ismi) adına 100 bin dolar gönderilmişti. Bu, Emiak Bankası Ataköy Şubesi'ne gönderilmişti. Ama bunca zaman geçti, bu para bana ulaşmadı. Birzahmet banagönderir m/siniz? Ben param olmadığı için Ankara'ya getemiyorum... Daha başka üiketerden de bana para gönderildi, ama karanlık güçler bu parantn bana ulaşmasını engelledi... Bana gönderilen paraiann toplamı 35 milyar dolardtr..." Yurttaşımız, Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'ne de 35 milyar dolan almak için dava açtığtnı ve kazandığını da iddia ediyor. Mektup böyle uzayıp gidiyor ve ikinci sayfanın sonunda bir not göze çarpıyor: "Zorunlu tasarruf nedeniyle sayfanın ikiyanını da doldurdum..." , Ayşe Sayın, Emine Kapian, Bülent Sanoğlu. ankcum@ttnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle