15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IT 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Hahalte jrban Bayramı brtti; bü- ik kentterde ve özellik- Istanbul'daki açıkta urban kesimi medya- \ız tarafından bir ilkel- k otarak nitelendirildi, ıvrupa Birliği'ne üyelik çin bundan vazgeçilme- »i istendi. Her yıl Kurban îayramı'nı, boynuzuna kurdele takılmış koç ba- şı fotoğrafıyla kuttayan medyamtsn kent, sokak, cadde ve alanlarının mezbahaya dönüştürüt- mesine karşı göster- diği duyariılık gözya- \ şarttı. Medyanınön- cülüğünde kentierin mezbahaya dönûş- türülmesi engellene- bilir mi? Hayır... Açıkta kurban kesimi, hayvan haklarına ilişkin yasanın yürüriüğe girmesiyle kol- luk kuvvetlerince engel- lenebilir mi? Hayır... Al- manya gibi bir ûlkede bi- te halkımız apartman da- iresinde çttttırnaklı hay- van besliyor ve Kurban Bayramı geldiğinde ban- yo küvetinde kesim ya- pabiliyorsa, Türkiye'de neyi nasıl engelleyebilir- siniz? Siz, insanlann ka- mu arazisini işgal edip ev yapmasını, caddeyi işgal edîp tezgâh açma- sını, kaldırımı otopark olarak kullanmasını ve din adına insanlan bo- ğazlamasını engelleye- biliyor musunuz ki kafa- yı hayvanlara taktınız... Müslüman mahallesin- de salyangoz satılmaz ve kurban kesilirl Tfth 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektrontkposte: derMzsom©cun*uriyetcom.tr - Enflasyonla mücadele Llusal Program 'la yapüacakmış... "Ulusai deeii usulen proeram: Y eşil Banş örgütü, halya'nın Trieste kentinde toplanan gelişmiş sekiz ülkenin çevre bakan- lanna geçenlerde bir mesaj verdi; on dört ül- 1 kedengetençevregönüllüsüGreenpeaceüye- leri ellerindeki harfleri bir araya getirerek "Clean Energy Now", yani "Temiz Enerji Hemen" dedi... "Now"daki "n" harfini Türkiye'den bir gonüllü taşıdı. Yeşil Banş "hemen" diyor, çünkü havalar, Orhan Ve- IVnin "Beni bu güzel havalar mahvetti" dizesiyle güzel bir havada evkaftaki memuriyetinden iştifa eden ada- mın öyküsünü çoktan aştı... Dünyanın ikiimi insanlığın geleceğini mahvedecek boyuta ulaştı. Melda Keskin, Greenpeace Akdeniz Ofisi'nin Türki- ye'dekı Enenj Kampanyası sorumlusu... Steve Savryer ise Greenpeace'in iklim Kampanyası sorumlusu... Çev- re duyarlılığını radikal eytemlerle dile getiren Greenpe- ace, bu kez dünyanın iklimınin nasıl kötüyegıttiğini, Bir- leşmiş Milletler Hükümetlerarası iklim Değişikl'ıği Pane- li'ndeki bilimsel verilerle dite getiriyor. "Son 50yıldagöztenen küresel ıstnma, insan eliyteger- çekleştirilmiştir ve en az son 10 bin yıldır benzeri görül- memiştir." 21. yüzyıl ıçin bekienen ısı arttşı, normalden 1.4 ite 5.8 santigrat derece dahaartmış durumda. Dün- yayı birkaç yılda yok etmek tabii ki söz konusu değil, ama veriler gösteriyor ki kısa bir gelecekte mityonlarca insanı su baskınlan, kasırgalar, eroryon ve sonuçta bü- yük bir ekonomik yıkıntı beklıyor. Yıne Birteşmiş Milletler venlerinegöreGrönlandveAn- tarktıka'daki buz katmanlannın hızlatükenmesi, Gottst- rim akıntısının kesintiye uğraması, permafrost tabaka- sının erimesi, yağmur ormanlannın tükenmesı, kitiesel seragazı yayılımı için büyük ölçekli ve geri dönüşü ol- mayan riskler taşıyor... Deniz seviyesinin yükselmesi, bilimkurgu öykülerine senaryo olmaktan çıkıyor... Greenpeace'e göre ufuktaki felaketin çozümü var. "İklim değişiküğinin çözümleri asltnda basittır ve fosil yakrtlardan temiz, yenilenebilir enerjitereveenerjiverim- liliğine dönmekten geçmektedir." Anımsarsanız, Sûleyman Demirel'in de katıldığı Rio Zirvesiyapılmıştı... Dünyanın geleceği için demeçlerve- nlmişti... Ne ki on yıldır değtşen bir şey olmadı, herkes btldiğini okumaya devam ediyor. Herkesm başında ise ABD geliyor... Greenpeace'ten Steve Sawyer açıklıyor. "Eğerhükümetlerveözeilikle de Başkan GeorgeW. Bush yönetimindekı ABD, sorumsuzcadavranmayı sürdürür- se, zengin ülkelerin yurttaşlan gittıkçe daha yüksek du- varlar inşa ederek, dünyanın geri kalanının iklim deği- şikliğı yüzünden yıkıma uğradığını ve sular altında kal- dığını, bu duvarlann ardtndan seyredeceklerdtr. Politt- kacılar temiz enerji ve enerji verimlilıği önündekı engel- lerin kaldınlması için harekete geçmek zorundadır." Unutmayalım ki bu dünya, politikacılann malı olmadığı gibi zenginlere de kalmaz! SESStZSEDASIZ(i) NURÎKURTCEBE BtT'terin sontşi: H gttütıt ver gülüm Türkiye'nin dış borcu 100 milyar do- lan aşmtş, dolar 1 milyon liraya ahşrnış, ekonomi batmış, Istanbul'u ithal gülle donatıyorlar... Istanbul'un Faziletli Büyükşehir Be- lediyesi, 1 milyon gül dikmeyi planlı- yor, tarihtekrarsaeğer Lale Devri'nden sonrabu kez "Gül Devri"ni yaşıyoruz... Olacak iş değil, 1.5 trilyon lira yurt- dışına uçup gidecek... Hani israf haramdı, günahtıî Eski GHP İstanbul ll Başkanı Meh- met Bötûk, "Fazilefin İstanbul Asalak- lan BlTler" kitabında anlatıyor... 12 Eylül sonrası iş bitirici ANAP'ın be- lediye iktisaditeşekkülü olarakkurdu- ğu BTTIere Refahlılar şiddetle karşı çı- kıyor... Hatta RecepTayyip Erdoğan, istan- bul' a betediye başkanı seçilince ilk ba- sın toplantısında BİTIeri özelleştire- ceğini açıklıyor... Yapbğı ilkiş, beşyeni BtT kurmak oiu- yor... Bunlardan biri de Ağaç AŞ. Ağaç AŞ'nin yüzde 43'ü Is- tanbul Bûyükşehir BetedNesi'nın, öteki hissedaıiar, beş BİT; İSKİ, İS- FALTAŞ, ULAŞIM AŞ, İGDAŞ AŞ. Be- lediyenin Park ve Bahçeler Müdürlü- ğü dururken kurulan AĞAÇ AŞ'nin amacı: Istanbul'unyeşil alanlannın art- tınlması için ağaç ve süs bitkileri ye- tiştirmek, ithal ve ihraç etmek, çevre dûzenlemesi ve peyzaj çalışması yap- mak. Mehmet Bötük ise bütün BİTIer için geçerli olan asıl amacı şöyle açıklıyor: Belediye, işlerini BlT'lere kendı kuru- ' luşu olduğu gerekçesıyle veriyor ve BlTler 2886 sayılı Devlet Ihate Yasası kapsamında olmadığı için ihaleler giz- li kapaklı pazarlıklarla yandaşlanna peşkeş çekiliyor. Al gülüm ver gülüm... İş sonundayurtdışından gül ithal et- meye kadar vanyor... Türkiye'ııin Yol Haritasına îhtiyacı Var ıra? YÜCEL TOP BRÜKSEL - Türkiye'nin AB ile ilişkilerindeyeni bir aşama- ya gelinen bugünlerdeAB uye- liğinın ne anlama geldiğiniye- niden hatıriamakta yarar var. Herkesin bildiği gibi bugün Avrupa Bırlığı adını alan bu yapı ilk oiuştuğu dönemlerde en basit deyimiyle b'ır "ortak pazar" olarak başladı. Türki- ye de bu kurulan pazarda ken- di mallarını satmak için taiep- te bulundu. Yapılan görüşme- ler sonucu Türkiye'nin "ortak pazarda" ahşverişte bulunma- sının koşullan kararlaştırıldı ve süreç başladı. Ancak "Avrupa Ortak Paza- n", Avrupa kentlerinin kuru- luşvegelişme sünsçlerine ben- zer bir süreç yaşadı. Yani ön- ce pazar kuruldu. Ancak za- manla bu pazann düzenlen- mesi, kimi kurallara bağlan- ması gündeme geldi. Pazar etrafında zorunlu bir örgütlen- me başladı. Pazara getirilen mallar artıkçadırlardadeğil, ye- ni yapılan binalarda pazarla- nır oldu. Bu binalann ve bina- lan oluşturan mahallelerin dü- zenlenmesi, kontrolü, bakımı vb. muhtariıkiann ve belediye- lerin kurulmasını gerektirdi. Artık ortada "perşembe pa- zan" değil, kendi kurumları ile ışleyen bir "kent" vardır. Kent yönetimi; çarşısının, pazan- nın, sokaklarının, binalannın nasıl olacağına, hangi kriter- lere göre yapılacağına karar vermektedir. Bu kenteyerleş- mek isteyenler kent belediye- sinin aldığı kararlara uymak zorundadırlar. Helsinki Zirvesi'nde Türki- ye'nin de bu kentte bir arsası olduğu kabul edildi. Ancak ül- kemiz bu arsası üzerine artık göçebe çadırı kurup mal pa- zarlamayı deneyemez. Bu dö- nem Avrupa'nın her ülkesi için çok gerilerde kaldı. Eğer bu kentteyerleşmeyi düşünüyor- sak, kent yönetiminin herkes için geçerli olmak üzere aldı- ğı kriterlere uygun bir bina yapmak zorundayız. "Içinde bulunduğumuz özel koşullar" yapacağımız binada tuvalet veya banyo yapmamayı değil, kendi gelenek ve ekonomik durumumuza uygun ama her- kesten aranan asgari koşulla- rı da içeren tuvalet ve banyo yapılmasını gerektirmektedir. Tuvaleti Türk usulü yapmak, duş yerine hamam yapmak bizi ilgilendirir. Ucuztaşlardan veya pahalı seramiklerden dö- şememiz ekonomik gücümüz- le ilgilidir. AmaTürkiye, Avru- pa kentinde yapacağı evde, çocuklannı, zorunlu ihtiyaçla- nnı görmeleri için dereye gön- dereceğini söyleyemez. Gene bu kentte Türkiye ço- cuklannı belli bir düzeydeegrt- mek, onlara asgari ötçüde sağ- lık hizmetive insanca yaşaya- bilecekleri koşullan sağlamak durumundadır. Belki bu kom- şu evdeki kadar mükemme! olmayabilir, ama en zorunlu ihtiyaçlar sağlanacaktır. Işte °Avrupa Sosyal Modeii" diye tekrarlayatekrarlaya dilimızde tüy bitirten "özlediğimiz mo- del" budur. Diğeryandan Tür- kiyecanı istediğinde çoluk ço- cuğunun kafasını gözünü kı- np onlan komşulara kaçırttıra- maz. Türkiye her çocuğunun insan olduğunu ve belli hak- lan olduğunu kabul etmek, on- lara şefkat ve sevgiyle dav- ranmak zorundadır. "Çocuk benim değil mi severim de dö- verim de, benim aile işlerime ne kanşıyorsunuz" diyemez. Çünkü hem komşular rahatsız olur hem de kentin kurallan- na aykın birdavranıştır bu. Iş- te demokrasi ve insan hak- lan derken beklentilerimlz bunlardır. Eee, babamızın evde bize in- san gibi davranması, üstümü- ze başımıza bir şeyler alması, bizi üfürükçüye değil doktora götürmesi, bizi komşulann sa- dakasıyla değil onurumuzaya- kışır bir gelirle geçindirmesi için ille de bir "yol haritası mı" gerekiyordu? Demek ki evet! Yolunu şaşıranın eline bir ha- rita tutuştururlar. Gelelım neticeye; AB'ye gir- mek isteyen bizsek artık ora- nın koşullannı gördük. Onlan yerine getireceğiz. Yok eğer girmek istemiyor- sak haritaya filan ihtiyacımız yok. Yolumuzu eski metotlar- la buluruz. Ancak şimdilik yol- suzlukta dünyanın sayılı ül- kelerinden biri olsak da ne gam, bu metotlarla yolunu bulanlar o kadar çoğaldı ki biraz gayretve sabırla hepimiz bir gün yolumuzu buluruz. Zaten dünya yuvarlak hep doğuya giderek sonuçta ba- tıya ulaşınz. ANKARA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 2000/178 Davacı Çığdem Ağaççavdıran tarafindan, davah Hüseyin Ağaççav- dvran aleyhıne açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonun- da, davah Hüseyin Ağaççavdıran'ın adresı bulunamadığmdan ilanen tebhgat yapılmasına karar verilmiştir Davanın kabulüyk Karaman Merkez Ahıosman Mahallesi, Cilt 4, Hane No 13'te nüfusa kayıth Aslan ve Selma'dan olma 1983 doğunüu Çiğdem Ağaççavdıran ile ayıu yerde nüfusa kayıth Mustafa ve Mezıhe'den olma 1977 dogum- lu Hüseyin A|aççavdrran'ın MK'nin 134. maddesı uyannca boşan- malanna karar venlmış olup, yukanda ismiyazıh davahya gazetenin yayunlandığı tanhten itibaren 7 gûn, 7 günü müteakip 15 gün içinde temyız etmediğiniz takdirde karann kesinleşeceği teblıgat yenne ka- ım olmak üzere ılaaen duyurulur. 26.2 2001 Bastn: 11741 HAYVANLAR tSMAİLGİJLGEÇ igulgecwyahoo.com KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicakia turk.net ÇİZGtLtK KÂMİL MASARACl KEDİLEVO APTüılKA MÜOİİKÜM HAKIMS4fl»Ç>«r/ OM, Ht-PSt YAZIM, / TARİHTE BUGÜN MVMTAZ AMKAN 9Mart LÂLELİ CAMİfAÇILDL. fH4-'ve 8ueü*i, ismnsuL, eü C Ç 2&.OSMANU PAOİÇAHIM.MUZT74PA TABAFtNOAtJ 1?59'M fAPTtBHÂAAYA BAŞlAHAU CAUİHİU MtMAÜİ M£HMET TAHİH. A&A 'yoı. BAÜOK TAezM İUÇA eDtLEM YA- fH, KAJZB PtAMLİ OUiP, OKTADAKİ BÛYÜK KU88£- st, s&o2 SÛTIMA yAsiAAiAu K&ABR üz&üne i J i Uç oe Atn **&** KUSBS vAeotıt. ş , üç KAPfu8fe /çAVUJ vse. ALMAK- TADIH VE 13 KOS8£Ü BİB. HEVAIOA üp/e. cAMiNiu rsıc çeeepeu iıci Sİ 8UUIAJA4AJC7Ap/e, CAMI, 1766 'PA MEY- PAMA 66LBAI pefHBMDBM ÇOK <SÖ8£C£K YS 8ÛYÜK SİK. A İ ANKARA...ANKA MÜŞERREF HEKtMOĞLU Selam Olsun Çocuklukyıllanmda güzellikyanşmasının özel bir yeri vardı oyunlanmızda. Şanınm Yeşilbahar'daki güzel komşularımız nedeniyle. Bin Naşide Sarffet, Türkiye güzeli oluyor. Öteki Keriman Halis, dun- ya güzeli olarak taçlanıyor. Onlan sevgiyle izliyor, oyunlanmıza da katıyoruz. Evde ayaklı bir lamba var, elektrikgelmemtş henüz, gazlayanıyor. Güzel- lik yanşmasını onun ışığında oynuyor, sanal taçlar koyuyoruz başımıza. Bir gün lamba devrildı, gaz döküldü, alevler parladı, yangın korkusuyia bağır- dık. Annemle babam geldi, alevleri söndürdü, son- ra şöyle dedi babam: - Güzel kadın değil, güzel insan olmak önemli. Dünya Kadın Günü nedeniyle bu sözler yeniden çınladı kulağımda. Açıklamam gerekir, haklan, öz- güriükleri için savaş vermeyen kuşağın bıreyi ola- rakyaşadım ben. BüyükAtatürk'ün bağışladığı hak- lar ve özgürlüklerle bir Cumhuriyet kızı olarak ya- şadım uzun yılları. Atatürk devrimleri, laiklik ilke- siyle biçimlendi kişiliğim. Meslek dalında da güzel tırmandtm doğrusu. Eğitimsiz, öğretimsiz, deney- siz, birikımsiz nasıl başladım, nasıl tırmandım yo- kuşumuza. Çevremin sevgisi, saygısı, özeniyle so- luklandım, güç aldım. Vedat Nedim Tör'ü, Rakım Çalapala'yı, HikmetFerudun Es'i teşekkürte anım- sarım her zaman. Hayat Dergısı döneminde ne gü- zel yüreklendirdiler benı. Hayat'tan sonraYeni Sa- bah, Akşam, Öncü, 1961 Anayasast doğrultusun- da mesleğımin en mutlu döneminiyaşıyorum, Ana- dolu röportajlan, dış yolculuklar, Asya, Afrika der- ken koşullar değişiyor, aydınlanma sürecinde ala- calı bir dönem başlıyor. Karşı devrimcileryol alıyor her yerde. Temel haklar, özgürlükler tersine dönü- yor nerdeyse. Elbet dırenenler, yozlaşmaya, kirlen- meye karşı koyanlar da var. Dün de vardılar, yarın da var olacaklar. Sayılan azalsa da tükenmıyorlar, tükenmeyecekler. • • • Kaç kezyazdım, amayinelemek istiyorum. Mü- zik devriminin öncülerinden piyanist Ferhunde Er- kin ile bir soyleşimiz varyıllarca önce. Kemancı kar- deşi Necdet Remzi ile birlikte Ankara'da bir kon- ser veriyor, Atatürk de dinliyor. Iki kardeşi Çanka- ya'ya yemeğe götürüyor sonra. Masadayan yana oturuyoriar. O zaman kâkül modası var, Atatürk bu modadan hoşlanmıyor, Turk kızlannın alnı açık olur, diyor. Genç piyanist kâkülünü geriye tarayarak dönü- yorlstanbul'a. Kolejdeki arkadaşlan "Kâkütüne ne oldu" diye soruyor merakla. Atatürk, Türk kızlan- nın alnı açık olur, dedi, yanıtını veriyor. Ertesı sabah tüm öğrenciler kâküllerini taraya- rak geliyor kahvaltıya. 2000'lere doğru da türbanlı kızlar geliyor ülke- nin gündemınel Tepkilertırmanıyor, söylemler, eylemlerle acı olay- lar yaşanıyor ülkenin her yerinde. Eşit hak ve öz- güriüklerintersine devrimleri gerçekleştirmek ama- cıyla kullanan kuşaklar yetişiyor. Sakallılar, şalvar- lılarla bütünleşiyor türbanlılar. Anadolu kentlerin- de değil büyük kentlerde, başkentte! Kimi zaman özümü sorgular, yanlışlık nerede di- ye yanıt aranm. Görevimi yeten kadar yaptım mı acaba? K-aranhğı deimek için ne çaba gösterebtt- dim? Ayrıca bireysel başan ne anlam taşıyor get- diğimiz ortamda? Bakın meslek dalımızda neler yaşanıyor! Nasıl düş kmklığına uğruyor.. işini, umu- dunu nasıl yitiriyor genç kuşaklar! Okurken, dinler- ken gözlerim parlar, boynuz kulağı geçti diye se- vınçle gülümserim o gençlere. Şimdi üzüntüyle, hüzünle çarpıyor kalbim! Işsizük ortamını nasıl aşa- caklar? Yaşama umudunu nasıl yeşertecekler? * • • lyimserlîkten vazgeçemiyorum. Karanlık, ışık da üretir değil mi? O ışıkla gerçekleri, yolunu yönte- mini daha 1yı görur.. görevini, sorumluluğunu da- ha iyi saptar insan. Sağlıklı bir gelişme, acı olaylar, faturalar arasında bu yolda bir gelişme de var top- lumda. Daha sağlıklı birlikteliği oluşturmak çaba- sı yoğunlaşıyor her dalda. Sivil toplum örgütleri boy veriyor, sesini duyuruyor her yerde. Kadın-er- kek el eie, yan yana, can cana birliktelikle sorun- lara çözümde genış bir katılımı gerçekleştinnek için çaba göstenyor. Kadın ya da erkek, yaşlı ya da genç, bu onuriu çabaya emek ve yürek veren- lere selam olsun. Kuşkusuz güç bır yolculuk, uzun soluk gerekıyor. Soluğu tukenerek yaşayamaz insan. Ne diyor sevgili ozanımtz: "Sen yanmasan, benyanmasam nasılçıkarkaran- lıklar aydınlığa." B U L M A C A SEDATYAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Ucuzmobü- , ya yapımında kulİanılan, yü- 2 zû suni reçı- 3 neyle kaplan- mış, formıka görünümlü sunta. 2/ Ulus- lararası Çahş- maÖrgütü'nün simgesi... Ağır- 8 başh, uslu. 3/ 9 Dansöz. 4/ Bir cetvel türü... Uzun omuz atkısı. 5/ "Atma bu taşlan ben yaralı- 2 yutV —algıymışben 3 karalıyım" (Türkü)... 4 Uzaklık işareti. 6/Çıp- 5 lak vücut resmi... Sa- bap olma. kazanma. II Dar, uzun ve hafıf bır yanş kayığı... tspan- ya'da Bask bölgesinin bağımsızhğı için savaşım veren gızli örgüt. 8/ Os- tünkörübirbiçimde, geçici olarak onarma. 9/ "Kadd- 1 dildâra kimi — dedi kimi elif / Herkesin maksûdu bir amma rivayet muhtelif" (Kanunı Sultan Süley- man)... Güzel ötüşlü bır kuş. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yabam ıspanak... Eski dilde su. 2/ Muğla'nınbir ılçesı... Etı lezzeth bir balık. 3/ Istanbul'da yayım- lanan haftahk bir haber dergisı... tçel'm Silifke il- çesinde anükbir kent 4/ Halk dilinde ikı kulplu bü- yük sepete verilen ad. 5/ "Bu yıl yine — sensız ıçı- me hiç sinmedi" (Şarkı)... Üzeri kınnızı parafinle kaplanan bir tür peynir. 6/ Kan kanseri... Notada du- rak işareti. II "Nazik — " : Aziz Nesin'in öykü ki- tabı... Denizcılıkte "temiz, düzgün, derlı toplu" an- lamındakullanılan sözcük. 8/ Kuzu sesi... Kulakil- tıhabı. 9/ In taneh bu zeytin cınsi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle