Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A.YFA CUMHURlYET 7 MART 2001 ÇARŞAMBA
HABERLER
\daletBakanı
toyparta
• HAYRAT(AA)-
Adakt Bakanı Hikmet
Sami Türk, anayasanın
tamamen
değiştirilmesine
yönelik önerilerin
gerçekçi olmadığını
belirtti. Bakan Türk,
anayasa değişiklikleri
konusunda demokratik
bir toplumun, temel
hak ve özgürlüklerin
daha çok güvence
altına alındığı bir
hukuk dûzeninin hedef
ahnmasvnın şart
olduğunu belirtti. Türk,
Siyasi Partiler Kanunu
ile ilgili olarak da
"Siyasi Partiler
Yasasj'mn en önemli
eksikliği, bu konudaki
yetersizliğidir" dedi.
YUmazgöç
sorununa
tteğindi
• GAZİANTEP(AA)-
Devlet Bakanı Mustafa
Yılmaz, şehirde
olanlann köye
götürülmemesi halinde,
köyden şehre göçün
önlenemeyeceğini
söyledi. DSP il
başkanlığında TBMM
Başkanvekili Ali
îlıksoy ile birlikte
partililerle bayramlaşan
Yılmaz, Köy
Hizmetîeri Genel
Müdürlüğü olarak
köyleri yaşanabilir
kıİmak içın mücadele
ettiklerini belirtti.
Yılmaz, "Insanlan
bulunduklan yerde
rahat ettirdığimiz
ölçüde, göçün yarattığı
olumsuzluklan
önleyebiliriz" dedi.
ceıası geüyop
• ANKARA(AA)-
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanhğı
tarafmdan hazırlanan
yasa taslağında, ağır ve
tehlikeli işlerde 18
yaşından küçük çocuk
işçi çahştıran
işverenlere,
çalıştırdıklan heT çocuk
işçi başma 2 milyar 500
milyon lira para cezası
verilmesi öngörülüyor.
Bu işlerde çocuk işçi
çahşttrmanın tekran
halinde ise bu ceza, 5
milyar lira olarak
uygulanacak. Bakanlık
taslağına göre, 18
yaşını doldurmamış
çocuklar, yer ve su
altında yapılan işlerde,
gece işlennde. alkol,
sigara üretimi ve toptan
satış işleri ile ağır ve
tehlikeli işlerde, fazla
dikkat isteyen ve
sürekli ayakta durmayı
gerektiren işler ile para
taşıma, tahsilat işleri ve
gürültülü işlerde
çalıştmlamayacaklar.
Randevulu
sistem taüfletti
• ANKARA(AA)-
TBMM'nin yıllardır
yaşadığı 'ziyaretçi'
yoğunluğu, randevulu
sistem ile hafifledi.
TBMM tdare Amiri
Hakan Tartan,
MHP'nin parlamentoya
girmesiyle günde 12
binlere ulaşarak rekor
kıran ziyaretçi
sayısının azaltılması,
yasama
hizmetlerindeki
aksamalann önlenmesi
ve vatandaşlann
beklentilerine yanıt
vermek amacıyla bu yıl
randevulu sistemi
uygulamaya
koyduklannı söyledi.
Randevulu sistemin
olumlu sonuçlanm
vermeye başladığını
belirten Tartan, günlük
ortalama 5-6 bini bulan
ziyaretçi sayısının, 3
bine kadar indiğini
bildirdi. Tartan'ın
verdiği bilgiye göre,
TBMM'yi 1 Şubat'ta
4095,8 Şubat'ta 5474
kişi ziyaret ederken 26
Şubat'ta bu sayı 2943,
27 Şubat'ta 3824 ve 28
Şubat'ta 3604 kişiye
düştü.
Onursal Başkan, yakın çevresine göre kararını 14 Mart'ta açıklayacak
îııöııü CHPden istifa edıyor
CHP'nin Onursal
BaşkanıErdaltnönû
SERDARKB3K
tHVÜR-CHP'ninOnursal Ge-
nel Başkaru Erdal Inönü, 14
Mart'ta partisinden istifa ediyor.
Ülkenin bulunduğu durumda
sağhklı politikalar üretemeyen
bugünkü CHP genel yönetimine
tepki amacıyla gerçekleştirilecek
istifa,partidekiyanlış uygulama-
lara karşı toplumsal baskı oluş-
turmayı amaçlıyor.
CHP'de son dönemde gide-
rektırmananmuhalefeti tasfıye
çabalan,bundan da öte ülkenin
içinde bulunduğu şartlarda ge-
rekli politikalann üretilmeme-
si parti tabanında gerilim yara-
tıyordu. Bu durumtnönü'yü de
harekete geçirdi. Bir süredir ya-
kın çalışma arkadaşlanyla top-
lananve durum değerlendirme-
si yapan Inönü'nün istifa kara-
n aldığı öğrenildi.
Bayram dinlencesi için Beh-
ramkale çevresini yeğleyen, bir
grup yakın çalışma arkâdaşı ve
aile üyeleriylebölgeye giden Inö-
nü, halkın nabzıru da tuttu. Bay-
ram dinlencesının ilk günü siya-
nürlü altın işletmeciliğine karşı
yaklaşık 10yüdır direnen Berga-
ma köylülerini ziyaret eden înö-
nü, sık sık "Ne dacak CHP'nin
durumu" sonılanyla karşüaştı.
Özellikle Tepeköy'de yurttaşlann
büyükbir ilgisini gördü. Altın iş-
letmesine yeniden izin verilme-
sini sağlayan TÜBÎTAK raporu-
na değinenînönü, raporunbuku-
ruluşu bağlamadığını, salt bazı
uzmanlann görüşü olduğunu
arumsam. înönü,Bergamamüca-
delesini desteklediğini de belirt-
ti. Burada CHP'nin dışında yeni
bir parti oluşumuna ilişkin soru-
lan geçiştiren İnönü'nün partiye
zararvermemeye özen gösterme-
si dikkat cekti. Ancak yakın çev-
resinden edinilen bilgilere göre
înönü'nünpartideki olumsuz gi-
dişetepkiamacıyla 14 Mart'ta is-
tifa edeceği öğrenildi.
Kulislerde înönü'nün aynlma-
sının ardından MuratKarây-alçm,
Ftkri Sağjar gibi partinin öncü
kadrolanndayer alanliderlerin de
istifası konuşuluyor. Fikri Sağlar,
înönü'nün istifasının beklentileri
içinde olduğunu belirtti. , .
Tanış 'ın babası serbest
HADEP'lüer
olayı bümece
• Serdar Tamş ve Ebubekir Deniz ile
ilgili PKK Merkez Komitesi'nden
gönderildiği iddia edilen mektup üzerine
gözaltına alınanbaba Şuayip Tanış
çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı.
DtYARBAKIR(CumhuriyetBürosu)-
Gözaltına alındıktan sonra kaybolan
HADEP Silopi llçe Başkanı Serdar Tamş ve
Ebubekir Deniz ile ilgili PKK Merkez
Komitesi'nden gönderildiği iddia edilen
mektup üzerine gözaltına alınan Şuayip
Tamş, çıkanldığı mahkemece serbest
bırakıldı, Süopi'ye giden heyet ise îçişleri
Bakanı SadettinTantan'm söz ettiği "Tanış
ve Denîz'in yaşadddanna inşkin emarakr"in
açıklanmasım istediler.
Habur Sırur Kapısı'nda bir TIR'da yapılan
aramada ele geçirildiği öne sürülen ve
HADEP'lilerin PKK'nin Kuzey Irak'taki
kampmda olduğu iddia edilen mektup
üzerine gözaltına alınan Serdar Tanış'ın
babası Şuayip Tanış, iki gün Şırnak Emniyet
Müdürlüğü'nde tutulduktan sonra önceki
gece mahkemeye çıkanldı. Tanış,
sorgusunun ardından Sulh Ceza Mahkemesi
Yedek Hâkimliği'nce serbest bıraküdı.
Tanış ailesinin avukatı İdrisTunş, .,?, TL
müvekkihnin söz konosu mektupta adı
geçmesi nedeniyle ifadesine
başvurulduğunu söyledi. Müvekkilinin, söz
konusu aracın sahibini de tanımadığını
belirten Tanış, "Bizim isteğjnüz
akrabalanmızın akıbetkrinin ortaya
çıkarümasıdır. Yetküüerden isteğuniz,
çahşmalannı yoğunlaştınnalandır
TI
dedi.
'Yaşam emareteri açıklansın'
öte yandan önceki gün kayıplarla ilgili bilgi
almak ve aileleriyle görüşmek üzere
Silopi'ye giden 14 kişilik ÖDP, HADEP,
ÎHD, KESK ve Halkevleri temsilcileri,
îçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın söz ettiği
"yaşadıklanna inşkin emarakr
r>
in
açıklanmasını istediler. Heyette yer alan
HADEP îstanbul îl Başkan Yardımcısı Esra
Çiftçi, bölgede HADEP yöneticilerine
yönelik baskılara dikkat çekti. Çiftçi, "Biz
devktin tümünü suçbnuk istemiyoruz,
ancak devletin içinde banşı tstemeyen rant
çevrefcrinin olduğu açık* diye konuştu.
Çiftçi, Tamş'm kardeşinin mektubu
gördûğünü ve Serdar Tamş'ın elyazısı
olmadığını belirttiğini anlattı. İHD îstanbul
Şubesi Başkanı Eren Kesldn de yetkililerin
olayı aydınlatmak yerine senaryolar
ürettiğini ifade etti.ÖDP'li tbrahim
Çeşmecioğhı ise yaptıklan incelemelerle
HADEP'in Şvmak'ta kurulmasına yönelik
baskılan gördüklerini ifade etti.
'CHP gittikçe güçleniyor'
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı
Deniz Baykal, dûn partisinin Antalya ü
başkanhğında partililerle bayranüaşü. İl binası
önünde toplanan kalabanğakısa bir açıklama
yapan BaykaL, CHP'ye katıhmlann her geçen
gûn artüğuu bettrterek "CHP geçiyor,
güçleniyor" dedi. Baykal, Kemal Derviş'in iyi bir
teknokrat olduğunu benrterek "Ancak iyi bir
teknotraün kendiçabalan üe sorunlan
aşabileceği zaman geçti" dedl (Fotoğtaf: AA)
Baykal: Kendilerinin deneyimlerinden yararlanacağız
'Eski başkanlara kapmı açık
9
CHP
ANKARA(AA)-
CHP Genel Başkanı
DenizBaykal, hükü-
metvn enflasyonla
mücadele programı
doğrultusundayaptığı uygulama-
lar neticesinde yüz binlerce kişi-
nin işsiz kaldığını ve geniş halk
kitlelerinin yoksullaştığını söyle-
di. Baykal. "Halkkatlandığırıun-
ca zortuğa karşuı yolsuzluklann
siyasi sonunhuanndan hesap so-
rulduğunu görmek istiyor" dedi.
Parti içi huzursuzluklara da deği-
nen Baykal, eski CHP genel baş-
kanlannın deneyim ve değerlen-
dirmelerinden yararlanmaya her
zaman açık olduğunu anlattı.
Türkiye'nin çok yönlübir kriz-
le karşı karşıya bulunduğunu ve
birçok çevrenin bu krvzm 'sadece
ekonornikboyutunugörmekk ye-
tindiğini' belirten Baykal, krizin
ekonomik olduğu kadar siyasi ve
ahlaki boyutunun da büyük önem
taşıdığvnt söyledi. Önümüzdekı
dönemde krizin tüm boyutlanna
yönelik bir atılımın gerçekleşme-
sinin gerekliliğini vurgulayan
Baykal, "Unutmayahm MGK'dc
ortayaçıkankriz,)olsuzluklar ne-
deniyk ortaya çıknuşor. Bu da şa-
şıröa bir geüşme değildir" dıye
konuştu.
Baykal, şöyle devam etti:
"Halk, kaüandığı bunca zotiu-
ğa karşın yokuzhıklann sâyasiso-
runüulanndan hesap sondduğu-
nu görmek istiyor. Arok insania-
ra, herkesin hesabuu verecegi bir
ortanun yaratüdığuun güvencesi-
ni vermek lannv. Ama sen bu ko-
nuda ayak sürümeye devam eder-
senbukrizkr bitmez,aksine çoğa-
tar. Programın uygulandığı ilk
günden inbaren, mini bir devalü-
asyon yapdması ve dış destek bu-
lunmasıkonusundaısrartabir şey-
k r söyledik ama yapümadL Eğer
bizim o zaman söylediğimiz ted-
birler aunsaydıbugün bu noktaya
geanmezdLYapmaduar.Niyeyap-
madüar?Çünkübuprogrummü-
zakereedumedi,çünküsr>asettes-
tim ohnuştu ve mûzakere edecek
gücüyoktu."
CHP Genel Başkanı Baykal,
partisindeki son gelişmeler ve es-
ki genel başkanlann yaptıklan
toplantılarlailgili olarak da şu de-
ğerlendirmelerde bulundu:
"Bizim partimizde btrbiri ile
mektupla haberkşmeye gerek
yoktur. Ben herkesle her zaman
her yerde konuşurum. Elbette ön-
cetikk eski genel başkanlanrnızla
konuşurum.SaymMurat Karayal-
çuı'ı aradımve eskigenel başkan-
lanmmçay^rneyedavetettim. Es-
ki genelbaşkanlannuzın deneyim
ve değertendirmelerinden yarar-
lanmaya her zaman açtğtmT
SîFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislardyahoo.com
İdris Yıldız bir baba. Bayra-
mın ilk günü beni ziyaret etrn^c
istediğini söyledi. öğleden
sonra dörtsıralannda geldi. Bir
bayram görünüşüne sahip de-
gildi. Avurtlan çökmüştü, yüzü
traşsızdı. İdris, mücellitti. Onu
yayın işlerinden tanırdık Cağa-
loölu'nda.
Tdris'eşimdi ne yaptığını sor-
dum. "Ored Bey dûkkânı fatan
bırakıp çocuğun peşine düş-
tûk. Herşeyimizyokolupgitti"
dedi. Cem Yıldız, Idris'in og-
luydu. 1997 yılında tutuklandı-
ğında Turizm ve Otelctlik Oku-
lu son sınıf ögrencisiydi. Onu
1996yıltndayapılan olüm oruç-
lan sırasında dışanda molotof-
kokteytli eyleme katılmak iddi-
asıyla yargılıyorlardi.
Cem, Ekim 2000 tarihinde
başlayan ölüm oruçlannın ilk
ekibinden. Yani ölüm orucuna
ilkbaşlayanlardan. Artık 14Q'lt
günlere yaklaştı. İdris, gaze-
teye oğlunu ziyaretten gelmiş-
ti. Gergindi, üzgündü. Cem,
19 Aralıkoperasyonunda Üm-
raniye Cezaevi'nden Kandıra
F Tıpi'ne nakledilenlerdendi.
Ölüm orucu nedeniyle başı
dönüyordu, aştn kilo kaybet-
mişti, görme ve denge bozuk-
Cem Yıldız ve îdris Yıldız
luğu içtndeydi.
Cem, 28 Şubat 2001 günü
asılyargılandığı davadan tahti-
ye edilmişti. Gel gör ki ceza-
evinden çıkarrnyordu. 19 Aralık
operasyonu nedeniyle "devlet
maiına zarar vermek'' iddiasıy-
la ikinci kez tutuklanmtştı. Bu
tutuklama, Cem'in dışan çık-
masına engel oluyordu. Henüz
davası bile açılmamış bir iddia
nedeniyte bir genç neden tu-
tuklu bulundurulurdu? Belki de
buyüzden Cem sakat kaiacak,
belki de yasamını yitirecekti.
İdris Yıldız'ın telaşı, ölüm
orucunda 140. gününe yakla-
san oglunun tahliyesini sağla-
mak ve yasamını kurtarmaktı.
Araya 10 günlük bayram tatili
girdiği için derdini kime anlata-
caktı? Koşup bana gelmişti.
Aslında, geçtiğimiz aylarda çı-
kan "Cezalan Erîeleme Yasa-
s/°ndan yararlanan 100'e ya-
kın siyasi tutuklu ve mahkûm
bu nedenle tahltye olamamıştı
ve önemlibirkısmıölüm orucu-
nu sürdürüyordu.
Üstelik, bu konudada kanun
önünde eşitlikilkesiçiğnenmış-
ti. örneğin, Ceyhan Ceza-
evi'nden Sincan'a nakledilen
ve 169.maddeden yargılanan
tutuklular, Ceyhan Savcılığı
böyle bir tutuklama isteğinde
bulunmadıgı için serbest kal-
mışlardı. îstanbul'da olanlar ise
tutuklanmışlardı.
• • •
İdris Yıldız, Kandıra Ceza-
evi'nden Özgûr Aynlmaz'ın
babası Hüseyin Ayntmaz'la
biriikte gelmişti. Özgür de 20
yaşında 1997 yılında cezaevi-
ne girengençlerden. Öiüm oru-
cuna ilk başlayanlardan, ölü-
mün hemenyanı başında. Sağ-
lık durumu elvermediği için
Cem gibi duruşmalara da gi-
demiyordu. Görüşyerinedear-
kadaşlannın destegiylegelebil-
mişti.
Bayramın ilk gününü gaze-
temdeki odamdatutuklu ailele-
riyle geçirdim. EdirneFTıpi Ce-
zaevi'nde yatan avukat Hasan
Demir'in babası, kızkardeşi,
annesi, yeğenleri ziyaretime
gelmişlerdi. Bir çözüm anyor-
lardı. Hasan, ekimde başlayan
ölüm orucuna katılmayanlar-
dandı, Operasyonu ve FTipi'ne
nakli protesto için 8 Ocak'ta
ölüm orucuna başlamıştı.
Hasan'ın babası Şeyho De-
mir, Adalet Bakanı ve tutuklu-
lar arasında bir uzlaşma sağla-
mak için çabalarını anlattı.
Umutsuz bir durum söz konu-
suydu. Aileler,"Bir çözüm yok
mu?" d'rye bana soruyoriardı.
Ne diyebilirdim ki!
Adalet Bakanlığı, F Tıpi ko-
nusunda verdiği sözleri yerine
getirmiyordu. Tutuklu ve rnah-
kûmlar ise hukuk dısı bu duru-
mu içlerine sindıremiyoriardı.
Bakanlık, hukuka uygun adtm-
lar atsa, tçeridenolumlu bir me-
saj alınamaz mıydı? Bütün
bunlara ne aileler, ne de olayı
acıyla izleyen bizgazeteciler bir
cevap bulamıyorduk.
• • •
Adalet Bakanı'na ve yargı
bürokrasısine buradan sesle-
niyorum. Cem Yıldız, asıl da-
vasından tahliye oldu, henüz
iddianamesi biteyazılmamış bir
iddiadan ölüme gidiyor. Bunun
bir çaresi yok mu, bu durumda
olanlar tutuksuz yargılanamaz
mı? Dosyalarabu açıdan baka-
cak bir irade ortaya konamaz
mı? Alın size bir iyi niyet adımı.
Cezaevlerinde bu operasyon
ve başka operasyonlar yüzün-
den sakat kalmış, içeride ken-
disini idare edemeyecek çok
sayıda sakat ve hasta olduğu
bilin'ıyor. Adalet Bakanı bunla-
nn salıverilmesi için bir irade or-
taya koyamaz mı? Üstelik bu
yasal bir hak. Adalet Bakanı,
daha önceki görüşmelerde bu
konudadaha etkin davranaca-
ğını söylemişti.
Tecrit ve izolasyonu ortadan
kaldıracak iyi niyetadımlan atı-
lamaz mı?
Bu nasıl bir ülke? Bu nasıl bir
yönetme anlayışı, anlayabilmiş,
çözebilmiş değilim.
İdris Yıldız, Cağaloğlu'nun
mücellitlerindendi. Birçok kita-
bm ciltlenmesine emeği geç-
miş bir matbaa emekçisiydi.
Oğlu Cem ölümün sınırında,
üstelik ana davadan tahliye ol-
duğu haldeçıkamtyor. 9 güntük
tatil onun elini kolunu bağlıyor.
Siz onun yerinde olsanız ne
yapardınız?
GLOBAL^OÜTtKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Mantap GibiHissetmek...
Bildiğiniz gibi mantar karanlıktatutularakve hay-
van pisliği ile beslenerekyetiştirilir. Şu günlerde hü-
kümet ortaklannın ilginç demeçlerini, *7V artizi"
ekonomistlerin yorumlannı, "tekelci medya"nın
şamatasını izlerken, doğrusu, kendimi mantar gi-
bi hissediyorum.
IMF aracılığıyla istikrar programı olarak dayatı-
lan "ekonomik model" rflasettikten sonra, ne hik-
metse, ülkede "ekonomiyi düze çıkaracak* kim-
se bulunamadı. Dünya Bankasrndan, yıldınm hı-
zıyla Kemal Derviş getirildi, ekonominin başına
geçirildi. 'Bu uzman da nereden çıktı?", "Uzman-
lık alanı da neymiş?" derken birdefark ettikki as-
lında ekonominin başma geçememiş, hükümetin
diğer iki ortağı portföylerini(!) paylaşmak isteme-
yince, ekonominin üç parçasından birini alabilmiş,
mali-parasal idarenin başına geçmiş. Biz, demek
ki burada bir şeyler yapacak dıye düşünür, Der-
viş'in "Istikrar araç, esas amaç çalışan halkın re-
fah düzeyini yukanya doğru çıkarmak, gelirdağı-
lımını düzettmek" saptamasının buraya nasıl bağ-
landığını anlamaya çalışırken bu kesimde bir şey-
ler yapmaya çalıştığı ve başanlı olduğu düşünü-
len üç bürokrat görevinden htzla istifa etti. Bize,
bunlardan, Temizel'in hortumlanan bankalan te-
mizlemekte olduğu söyleniyordu; halbuki, Der-
viş'in Türkiye'ye getmesinde "büyük emeği ge-
çen" VVashington, Temizel'in reformlan yavaşlat-
tığını düşünüyormuş... Yine kafam kanştı doğal
olarak...
Neyse, biz Derviş'in "refah düzeyini arttırmak,
gelir dağıltmını düzeitmek" üzerine söylediklerine
dönelim... Zaten, Derviş'in Dünya Bankası'ndaki
görevi de yoksulluğu azaltmakla ilgili değil miydi?
Tam bu noktada, geçen yıl Dünya Bankası'nda
yaşanan kimi istifalan hatıriayınca kafam yine ka-
nştı. BankanınbaşekonomistiStigrrtz, "VVashing-
ton Consensus'ü eleştirdiği; IMF programlannın
yoksulluğu arttırdığını, istikran bozduğunu söyle-
diği için, ABD Maliye Bakanı Summers'ın doğru-
dan müdahalesiyle istifaya zorianmıştı. Kısa bir
sure sonra da, Dünya Bankası için yoksullukia il-
gili bir rapor hazıriayan Ravi Kanbur adlı ekono-
mist de istifa etmek zorunda kaldı. Kanbur, rapor-
da vurguyu, büyüme yerine yoksullukia gelir da-
ğılımını düzelticitedbiriereyapmaya kalkınca Sum-
mersyine müdahale etmiş, Kanbur da istifa etmek
zorunda kalmıştt. Acaba, Derviş bu tartışmalann
neresindeydi? Bankayı izleyen kimi yazarlara ve
"kimi içerdeki" dostlara ulaşıp öğrenmeye çalış-
tık.
Nevv Left Rewew'un son sayısında, Stiglitz ve
Kanbur'un başına gelenleri ve VVashington'ın ban-
kayı denetleme yöntemlerini aynntılı bir biçimde
anlatan Prof. RobertWade, yaptığımız telefon ko-
nuşmasında, özette, butartışmalar içindeDerviş'in
adının geçmediğini, onun zaten banka içinde
"Street fighter" denen tiplerden biri olarak bilin-
diğını anlattı. Anladığım kadanyla, teorik katkıla-
nyla değil, bankanın iç politikasınailgisi, "netv/or-
king" becerisi ile bilinen biri Derviş. Ama zaten
"Rscher tarafından önerilmiş olması da bir işaret
değil miydi?" "Içerdekiierden" biri, "Bu doğal,
bankanın kamuoyunda oluşturmaya çalıştığı in-
sancıl imajla tek tek ülkelerdeki uygulamalan ara-
sında her zaman büyük fark vardı, şımdi bu fark,
özellikle Davos sonrası dönemde daha da arttı"
dedi. Dünya Bankasf nın Afrika deneyimini yakın-
dan izleyen Prof. Seddon da, geçen on yılda Af-
rika'da görülen ilginç bir eğilime değindi: Dunya
Bankası, Afnka ülkelerinden alıp yetiştirdiği uz-
manlan, bir süre sonra, özellikle kriz dönemlerin-
de, ekonominin başına geçmek üzere kendi ülke-
lerine geri gönderiyormuş. Prof. Seddon, "Böyle-
ce ekonominin tepesine direkt hat sahibi oluyor"
dedi. Ben de VVade'in NLR'de anlatttklannı hatır-
layıp, "Yani ABD" diye tamamladım...
Buradan ABD'nin Derviş'ten beklediklerine ge-
çebiliriz sanınm. Biz, Derviş ve ekibi, yeni bir prog-
ram hazıriayacak diye düşüneduralım, Wall Stre-
et Joumar ın üst duzey bir Türk yetkiliye atıfla ak-
tardığına bakılırsa, "IMF ve Dünya Bankası'yla ya-
pılan ilkgörüşmelerde, taraflaryeni programın, bi-
rincisinin devamı olarak hazırianması konusunda
anlaşmtşlar."VVashington çevrelerine yakın gaze-
tecilerin de aktardığına göre, Derviş'ten de zaten
piyasalara istikrar getirmesi, banka reformu, ke-
mer sıkma ve özelleştirmeyi hızlandırması bekle-
niyor. Gelir dağılımını düzeltmekyok bu reçetenin
içinde. Zaten uluslararası mali çevreler de benze-
ri beklentiler içinde. Morgan Stanley, Dean Wit-
ter ekonomistleri de krizin hemen arkasında ya-
yımladıktan yorumlannda, enflasyon kazanımlan-
nı korumak ist'ıyorsa hükümetin ücret disipiinini
koruması gerektiğini yazmışlardı. Bu arada birile-
ri, eşeğin önünde sallanan yonca misali, hükümei
IMF'yi memnun ederse 25 milyar dolar gelecel
derken bir başka grup ekonomist, Türkiye'nin dö
vize gereksinimi yok diyor...
Bu kanşıklığın içinde, "mantar durumuna düş
mekten" kurtulmanın tek yolu, sanınm, aynntıla
boş verip büyük fırça darbeleriyle çaltşmak. Tü
kiye derin bir ekonomik kriz ve yoksullaşma yaş
yor, toplumsal dokusunun l'rfleri son derece ger
di, koptu kopacak. Ülkeyi yönetenler, biraz da t
nedenlerle, uluslararası platformda da politi
araçlannı, "pazarlık güçlerini" y'ıtirmiş durumd
lar. Türkiye buraya, IMF programını uygulayar
geldi diyerekşu sonuca ulaşabiliriz: IMF iki ser
dir toprağı işliyor, "Şimdi artık hasat zamanıd
Derviş bu hasadı koordine etmek için pek uyç
gibi görünüyor. Hasat, öncelikle, meyveleri ye
rince olgunlaşan mali hizmetler sektöründen
pılacak. önce fona devredilen bankalar, sonrs
kamu bankalan devşirilecek, sonra "gerçek €
nomiye" doğru genişleyecek. Elbette hasat bu
dartasınırtı kalmayacak içinde bulunduğumuz
genin jeo-politiği bağlamında da gelişmeler
cak. Irak bağlamında ilk işaretleri su yüzüne
maya başlamış bile...
TÜRKKALPVAKH
"ÇocukKardiyolojM"
TûrkKalpVak&
katitesiveütizli^yle
hizmetinizde
19 Mayıs Cö. No: 8 ŞişlıllSTANBUL
Te): (0212)212 07 07 <pbx)
Fate.(02f2)212 6835