23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MART 2001 ÇARŞAMBA 12 EKONOM ekonomi@cumhuriyet.com.tr ŞİRKETLERDEN • SCHAUMA, Türkiye'de de saüşa sunuldu. Almanya'nın ilk sıvı şampuanı olan Schaunıa saç kremleri ve her saç tipine uygun ürün yelpazesi ile değişik alternatiiler sunuyor. • MAXI SHOPPING CITY. bayramda kurban kesmek isteyenlere alınan kurbanın saklanmasını. istenirse tesislerde kesilmesini ya da kesilecek noktaya ücretsiz sevkini sağhyor. • BENDDC&JURID Türkiye'de de üretime geçiyor. Frentek De yapüan lisans anlaşmaa neticesinde Türkiye'de, Avnıpa kaütesinde snrtünme malzemeleri, disk fren balatalan imal edilecek. • VAILANT, sektörün üretim kalitesıni arttırmak ve yetişmiş eleman ihtiyacmı karşılamak amacıyla "Vailant Akademi" adıyla 10 yıl iş garantisi taahhüt ederek hazırladığı eğitim projesini hayata geçiriyor. PREMAMAN,anne adaylan ve çocuklar için her şeyi bir arada sunan ürün yelpazesi ile mağazalannda yûzde 50'ye varan iııdirini gerçekleştirdi. • AKMERKEZ'in düzenledığı yeni yıl kampanyasının talihlisi belli oldu. Gerçekleştirilen çekilişle BMW X53.0lA otomobih kazanan talihliye otomobili verildi. • CMSJantlan düzenlediği kampanya ile 4 adet jant alan berkese 1 adet yelek hediye ediyor.31 Mart'ta kadar devam edecek kampanyada 15 bin velek dağıtılacak. • SIEMENS servisleri bayramın ikinci günüden itibaren hizmetlerıne devam edecek. Böylece bayram süresince de gerçekleşecek aksaklıklar giderilecek. • PDNARAYRAN, tüketicilerden gelen yoğun istek ve beklentiler doğrultusunda 1 htrelik Pınar Ayran'ı piyasaya sundu. 20 gün raf ömrüne sahip Pınar Ayran'm buzdolabında 4 derecede saklanması gerekiyor. • RAMSEY, Profilo Alışveriş Merkezi'nde de mağazasmı açtı. Merkezi Londra'da bulunan Ramsey özgün stiliyle moda severlerin beğenise sunuldu. Ülke, bankacılık sisteminin kapılannı 2007 yılına kadar yeni yabancı banka girişine kapattı Ylalezya bankalannı koruyor ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA - Malezya Merkez Ban- kası, ülkenin bankacılık sisteminin kapılanm 2007 yılma kadar yeni ya- bancı banka girişine kapattı. Malez- ya'nın Starit Times gazetesinin bil- dirdiğine göre Merkez Bankası (Bank Negara) ülkenin uluslararası rekabet sürecine daha uyumlu ve güçlü katıl- masına olanak sağlamak istiyor. Ban- ka geçen hafta, bu amaçla dışa açıl- manın da- ha dene- timli ve yerel ban- kacılıksis- teminin güçlen- mesine olanak ve- recek bir henüz uluslararası re- kabete dayanacak güçte olmadığını an- lattıktan sonra "Amaç ulusal mali sistemin bel kemiğt- ni oluşturacak güç- lü bir yerel banka sistemi geliştirmek- tir* dedi. Halen Malezya'da, konsolidasyonun pi- yasa mekanizmalarına dayanılarak gerçek- leştirileceğini vurgu- ladı. Konsolidasyon sürecinin yüzde 95'inin tamam- lanmak üzere olduğuna işaret eden Dr. Zeki, bu on ban- y ka grubunun sennaye biçimde yapılmasını amaçlayan 10 yıllık bir "mastır plan" açıkladı. Bank Negara Guvernörü Dr. Zeki Akhtar Aziz, Asya krizinin etkilerinden hâlâ tümüyle kurtulamayan Malezya'da dışa açılmanuı kaçınılmaz olduğunu bildiklerini, ancak yerel bankalann bankacılık piyasasında yüzde 29 pay sahibi 13 yabancı banka var. Bank Negara'nın Planı 54 yerel bankanın 10 ana grupta konsolide edilmesi sü- recinin de bir parçası. Bir diğer Ma- lezya gazetesi Daily Express'e verdi- ği demeçte Dr. Zeki Akhtar Aziz, bu oranlannın %12.4 ve şüpheli alacak- lar oranının %6.3 olduğunu bunun ise sağlıklı bir yapıya işaret ettiğini söy- ledi. "Mastır plan" yerel bankalann verimliliklerinın yabancı bankalann düzeyine ulaşmak için, gerekli kapa- siteyi kurmalanna, örgütlenmeyi ger- çekleştimıelerine olanak sağlayacak düzenlemelerin yapılmasından sonra sistemin dışa açılmasını amaçlıyor. Bankacılık sisteminde bireylerin ve şirketlerin bankalardaki mülkiyet paylannı, sırasıyla % 10 ve %20 ile sı- nırlayan yasanın da daha kararlı bir bi- çimde uygulanmasını içeren "masör plan", yabancı bankalara da ATM (otomatik para çekme) ağı kurma hakkını önümüzdeki yıllarda ve aşa- malı olarak IM.U.,.^O^_J> . JÛI7 verecek. Wall Street Jour- nal'in bildir- diğine göre Bank Nega- ra'nın açık- ladığı plan ^vjnf'^^^'^^r-,-'— uluslararası finans ku- nımlan arasında hoşnutsuzluk yarat- tı. Ancak, Malezya Maliye Bakanı Tun Daim, yabancı bankalarla yerli bankalar arasındaki rekabet gücü far- kı belirgin bir biçimde kapatılmadan iç piyasayı dış rekabete tümüyle aç- mak istemediklerini söylüyor. Sektör 40yılda 20 kat büyürken devalüasyonlarla sarsılmasına karşın bankalar üç katına çıktı Bankacılık yara alarak büyüdü• Mali sistemin büyük bölümünü oluşturan 25 bankanın toplam büyüklüğü 1959 yılında 7.5 milyar dolar olan milli gelire ulaşmışken 2000 yılında sektördeki 110 milyar dolar olan 81 bankanın toplam aktifleri 72 milyar dolarlık milli gelirin çok üstündeydi. Sektörün her 10 yılda bir • devalüasyonla sarsılmasına karşın banka sayısı 3 katına ulaştı. YAVUZBARLAS Türk bankacılık sistemi son 40 yıl- da 20 kat büyürken hemen hemen her 10 yılda bir devalüasyonla sarsılan sektörde banka sayısı 3 katına ulaştı. Sistemdeki bankalann toplam bü- yüklükleri ise daima Türkiye'nin mil- li gelirine eşitti. Ancak her devalüas- yonun ardmdan ağır yaralar alan sis- tem, irili ufaklı birçok bankanın sek- töre girmesiyle büyüdü. Sektörün 1959 yılında 6.3 milyar dolar olan toplam aktifleri, 2000'li yıllara gelin- diğinde 110 milyar dolara ulaştı. 1959'da 25 olan banka sayısı ise 2000'de 81 bankaya çıktı. Mali sistemin büyük bölümünü oluşturan 25 bankanın toplam büyük- lüğü 7.5 milyar dolar olan milli geli- re ulaşmışken 2000 yılında sektörde- ki 81 bankanın toplam aktifleri 72 milyar dolar olan milli gelirin çok üs- tündeydi. Sektör büyümesini sürdü- rürken bir yandan da mali sistem için- deki ağırlığı ciddi boyutlara ulaştı. Bankalar cephesinde yaşanan her kri- zin de ülke geneline etkisi giderek art- Türk Bankacılık Sisteminin Gelişimi Yıl Banka Sayısı Toplam Büyüklük (ABD Dolan) 1959 1970 1979 1980 1994 1995 1999 25 46 41 43 60 62 81 6.3 Milyar ^ 6.0 Milyar ^ 28.9 Milyar "* 18.9 Milyar ^r 72.0 Milyar [ V 52.0 Milyar I ^ 110.0 Milyar / 2001 72 74.0 Milyar Kamu bankaları eridi Bankacılık sektöründe son 40 yılda görülen en önemli yapısal değişıkliklerden biri sektörde kamu payının yerini giderek özel sermayenin ahnasıydı. 1960'h yıllarda sektörde kamu bankalanmn ağırhğı yüzde 64.2 olurken 2000 yılhnda kamunun payı yüzde 34'e indi. 4 kamu bankasının toplam aktiflerinin yeteri kadar büyük olmasına karşın özel sermayenin kamunun yerini almasında, özel sektör bankalannın özellikle 9O'lı yıllarda elde ettikleri serbestliklerle artarak büyümeleri etkili oldu. Bir yandan da kamu bankalan siyasetçilerin kıskacından kurtulamayarak sürekli küçültüldü. Zayıflayan kamu bankalan kuruluş amaçlanndan da uzaklaşarak sisteme yük olmaya başlarken son 5 yılda hükümetlerin özelleştirme programlannda ilk sıralarda telafruz edildiler. Ancak kamu bankalannın ne büyümesine ne de rehabilite edilerek sağlıklı işlemesine izin verildi. tı. Sektör yaşanan devalüasyonlarla kan kaybederken bir yandan da Türk mali sisteminin büyük bir bölümünü oluşturmayı sürdürdü. Faiz gelirine dayalı rantçıüğın par- ladığı 80'li yıllann ardından atağa kal- kan sektör, geçen 20 yılda tam 5 kat büyüme kaydetti. 1959 yılında 6.3 milyar dolan olan toplam aktifleri 1970 yılında Süleyman Demirel hü- kümetinin ilk devalüasyonuyla banka sayısı artarken büyümesinde hız kes- ti. 1979 yılında toplam aktifleri 28.9 milyar dolara ulaşan sektör, Büknt Ecevit' in başbakanlığında yapılan de- valüasyonla sarsılarak 1980 yılmda toplam büyüklüğü 18.6 milyar dolara geriledi. 80'li yıllardan sonra serbest pıyasa ekonomisinin yaşama geçiril- dıği Turgut Ozal'lı yıllann ardından hayat bulan sektör, 1994 yılında rekor büyüme kaydederek toplam aktifleri- ni 72 milyar dolara çıkardı. Sistem 1999 sonunda darakü 1995 yılında Tansu ÇüTer hüküme- tinin devalüasyonuyla çalkalanan sek- törün toplam aktifleri, 1 yılda 20 mil- yar dolar eriyerek 52 milyar dolara in- di. Sektör ikinci atağını ise 1995 yılı- nın ardından gerçekleştirdi. 1995 yı- lında 62 olan banka sayısı 1999 yılm- da 8 l'e ulaşırken aktif büyüklüğü ise 5 yılda 2 katına çıkarak 110 miryar do- lara ulaştı. 1999 sonunda DSP, ANAP, MHP koalisyonuyla ekonomik istikrar programmın yaşama geçirilişi sistemi daraltmaya başladı. lçi boşaltılarak soyulan bankalara bir de iflasın eşiği- ne sürüklenen bankalar eklenince sis- tem 13 bankayı 1 yılda kaybetti. 12 banka Tasarruf Mevduatı Sigor- ta Fonu'na devredilirken 1 bankanın bankacılık yetkisi kaldınldı. Sistem son darbeyi ise 21 Şubat 2001 'de üç- lü koalisyonun devalüasyon karany- la aldı. Sektörün aktif büyüklüğü ABD Dolan'nın Türk Lirası karşısın- da yüzde 40'a varan değer artışıyla 110 milyar dolardan 74 milyar dolara indi. Türktye'den 2000'de rekordış borç kullanımı ANKARA (ANKA) - Türkiye 22 Şubat'ta yanm bıraktığı istikrar prog- rammın sağladığı krediyi 2000 yılın- da sonuna kadar kullandı ve 25.5 mil- yar dolarla rekor sayılabilecek düzey- de uzun vadeli dış borç kullanımına gitti. Bu ölçüde yüksek bir dış borç kullammını, dış borç geri ödemeleri- nin yanı sıra cari işlemler dengesinde verilen 10 milyar dolara yakın açık da körükledi. Merkez Bankası verilerine göre. Türkiye geçen yıl tarihinin en yüksek miktarlı uzun vadeli dış borç kullanı- mnıı gerçekleştirdi. Bu borçlanmanın önemli bir bölümü uluslararası piya- salara yapılan tahvil ihraçlanyla sağ- lanırken geri kalan bölümü ise kredi kullanımı yoluyla gerçekleşti. 2000 yılında Hazine uluslararası pi- yasalardan tahvil ihracı yoluyla 7 mil- yar 507 milyon dolar dış borç buldu. Bankalann uluslararası piyasalardan tahvil ihracıyla sağladığı dış borç miktan ise 492 milyon dolar olarak gerçekleşti. Hem Hazine'nin hem de bankalann tahvil ihracıyla sağladığı kredilerin toplamı 1999 yıhndaki 5 milyar 420 milyon dolarlık borçlan- maya göre toplam 1 milyar 775 mil- yon dolar arttı. Hazine, 2000 yılında iç borç yükü- nün bir bölümünü dış borca dönüş- türmeye yönelik bir politika izlemiş ve iç borçlanmayı, ıç borç ana para ve faiz geri ödemelerinin yüzde 75'i se- viyesinde tutarak aradaki farkı dış borçlanma ile kapatmıştı. İç borç yü- künü azaltmaya yönelik bu politika tercihi de 22 Şubat'ta dalgah kur re- jimine geçilmesiyle birlikte Hazine aleyhine bir sonuç doğmasına neden oldu. Kredi kullanımlan 2000 yıhndaki borçlanmanın 17 milyar 459 milyon dolarhk kısmı ise kredi kullanımı yoluyla gerçekleşti. Anser Holding'e karşı SPK'den gurbetçilere uyarı • SPK, kurul kaydına girmeden halktan kıymetli menkul kıymet karşılığı para toplayan Anser Holding'e karşı yatınmcılan uyarmak için ilan yayımladı. Ekonomi Servisi - Sermaye Piyasası Ku- rulu (SPK), kurul kay- dına girmeden halktan kıymetli menkul kıy- met karşılığı para top- layan Anser Holding'e karşı yatınmcılan uyarmak için ilan ya- yımladı. SPK'nin dünkü ga- zetelerde yayımlanan ve özellikle Anser Hol- ding AŞ'ye para yatı- ran tasarruf sahiplerine yönelik duyurusunda, vatandaşlann maddi ve manevi zarara uğrama- malan için, bu şirkete ve temsilcilerine ka- nunlara aykın biçimde para vermemelerinin kendi menfaatlerine ol- duğu vurgulandı. 5Kasıml998'deku- rulan şirketin, çeşitli gazetelere verdiği ilan- larla, yurtiçinde bastın- larak yurtdışında dağı- tımı yapılan broşürler- de "Anser Holding, ser- mayenin sıla\a dönü- şü_" ve "Bir halka da siz ohın" ifadelerine yer vererek, halkı şir- kete ortak olmaya da- vet ettiğini anımsatan SPK ilanında, bunun Sermaye Piyasası Ka- nunu'nda tammlanan halka arz kapsamına girdiği ve bu faaliyetin Kurul'dan izin alınma- dan yapüamayacağına dikkat çekildi. Gerçek dışı bOgi Şirkette yapılan de- netim sonucunda, şir- ketin ve ıştiraklerinin herhangi bir üretim fa- ahyetinde bulunmadığı belirtilen ilanda, 31 Arahk 1999 itibariyle 45.5 milyar lira zarar eden şirket hakkında yurtdışında dağıtılan broşürlerde de şirketle ilgili gerçek olmayan bilgilere yer verildiği kaydedildi. İlanda Anser Hol- ding'in, kanunlara ay- kın bir şekilde halktan para toplayamayacağı. kanunlara aykın biçim- de para topladığı şahıs- lara kâr payı veya baş- ka bir adla belirli bir getiri vereceğini garan- ti edemeyeceği vurgu- landı. internet harcamaları Türklerin, gözdesi r kredi kartı İSTANBUL (AA) - Türk ınsanı da diğer Av- rupa ülkelerinde olduğu gibi internet harcamala- nnda kartı tercih edıyor. MasterCard'ın arala- nnda Türkiye'nin de bulunduğu 15 Avrupa ülkesinde yaptığı araş- nrma sonuçlanna göre, Türkiye'de internetten alışveriş yapanlann yüzde 33 'ü kredi kartla- nnı, yüzde 29'u ise ban- ka kartlannı kullanıyor. Alışveriş yapanlann yüzde31'lik bölümü ise havale, tesli- mat sırasın- daödeme gi- bi yöntemleri seçiyor. Internet ahşverişle- rinde Norveçliler yüzde 58, Ingilizler yüzde 50, Finlandiyalılar yüzde 49 ve Portekizliler yüz- de 43 oranında kart kul- lanımını tercih ediyor. Türk halkının yüzde 65'i bankalannın kişi- sel bilgilerinı güvenli olarak saklayacağına • MasterCard araştırmasında Türkiye'de internetten alışveriş yapanlann yüzde 33'ü kredi kartlannı, yüzde 29'u ise banka kartlannı kullanıyor. ınanırken. telefon şir- ketlenne bu konuda yüzde 35 düzeyinde gü- ven duyuluyor. Web konusundakı de- neyımsizlik ve bılgi ek- sikliği sanal perakende- cilere duyulan güveni yüzde 20'lere kadar dü- şürüyor. Katılımcılann yüzde 39'u ise kişisel veri saklamasında hiç- bir organizasyona gü- venmiyor. Türk kullanı- cılannın yüz- de 33*ü ban- kalann gü- \enlik sitele- rinde bulunan siteleri seçi- yor. Araştır- manın Türki- ye sonuçla- nnda göze çarpan bir başka önemli nokta. Türk kullanıcılannın sanal alışverişte Türk sitelerini tercih etmesi. Alışveriş yapanlann yüzde 63 'ü Türk sitele- rini tercih ederken, ABD ve Ingiliz sitele- rinden alışveriş yapan Türklenn oranı ise yüz- de 3. OR UŞ / Prof. Dr. ALİ GÜZEL Hükümetler, kredi borçlannın geri ödenmesi endişesiyle, sosyal harcamalara yönelik bütçelerinde kısıtlama yapmak zorundadııiar. Bu ise beslenme, eğitim, konut ve sağlık alanında dramatik çöküşü beraberinde getirmiştir. Işsizliğin ve yoksulluğun hızla artmasına devletlerin seyirci kalması, mityonlarca insanı açlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır. llkokula giden çocuk sayısı 1979'da yüzde 55 iken, 1995'te yüzde 45'e düşmüştür. Yapısal uyum programlarının dış ticareti koşulsuz liberalleştirmeye zorlaması, iç pazara yönelik üretim yapan çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletmenin kapanmasına yol açmıştır. ödün verilmeden uygulanan IMF reçeteleri, ülkelerin dış borç yüklerinin katlanarak artmasına neden olmuştur. Ülkemizde de IMF Politikaları: Sosyal Çöküşün Reçeteleri!.. (2) kapanan firma sayısı, 2000 yılında, 1999'a göre yüzde 18.5 oranında artış göstermemiş midir? Devletler, kendi toplumlarından çok, kredi veren uluslararası kuruluşlara (özellikle IMF ve Dünya Bankası) hesap vermek zorunda sınıriandınlmaktadır. Devlet ile toplum arasında yaşanan uçurum, demokrasinın ve insan haklannın sağlam temellere oturmasını güçleştirirken sosyal bütünleşmeyi de çok ciddi biçimde tehdit etmektedir. çatışmalar yoğunlaşmakta, uyum programlarının neden olduğu sosyal çalkantılar, etnik, köktendinci ve aşın milliyetçi akımlann yaygınlaşmasına ve bunlar arasında silahlı çatışmalara endişe verici boyutlar kazandırmaktadır. Hükümetler, uyguladıklan programların yoksutluğu gerilettiği ve demokrasiyi güçlendirdiği savındadırlar. Oysa, yaşanan acı gerçekler, ultra-liberal bir ideoloji temeline yaslanan bu programlann işsizlik, yoksulluk, ekonornik ve siyasal istikrarsızhk, sürekli kriz ve toplumsal kargaşa ile eşanlama geldiğini göstermektedir. kalmışlardır. Her geçen gün, küreselleşmenin sinsi baskısı artmakta, yurttaşların ulusal politikaların oluşum sürecine katılımı iyice Gelir dağılımındaki eşitsizlikler, işsizlik ve beraberinde getirdiği yoksulluk, toplumsal parçalanmayı körüklemektedir. Birçok ülkede iç IMF ve Dünya Bankası yetkilileri ve bunlann izindeki hükümetler, uyguladıklan programların yoksulluğu gerilettiği ve demokrasiyi güçlendirdiği savındadırlar. Oysa, yaşanan acı gerçekler, ultra-liberal bir ideoloji temeline yaslanan bu programlann işsizlik, yoksulluk, ekonomik ve siyasal istikrarsızlık, sürekli kriz ve toplumsal kargaşa ile eşanlama geldiğini göstermektedir. Kural tanımayan piyasa ekonomisi, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmaktadır!.. Türkiye'de ortaya çıkan tablo bundan daha mı pembedir? Yapısal uyum programlanna "insani boyut" kazandırma gereğini vurgulayan, sosyal adalete dayalı sürekli bir kalkınma modeli öneren BM İnsan Hakları Raporu, ülkemiz açısından da alınacak derslerie yeterii ölçüde yüklü değil midir? BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle