Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 MART 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
ALLEGRO EVİN ÎLYASOĞLU
PembegörfüğünüaslaçıkartmıyvrIstanbul Opera ve Bale Müdürlüğü'nü Ey-
lül 2000'den beri üstlenen SedatÖztoprak, ic-
raatının altıncı ayında temel gırişimlerini ve
hedeflerini anlattı.
- tDOB'de yeni yönetimle gelen ilk değişik-
likler nelerdi?
SEDAT ÖZTOPRAK - Ben iki şeye önem
verdim: Bırincisi, sahnenin arkasını, daha doğ-
rusu perde arkasını, ele aldım. tkincisi, opera
ve balede her türlü çalışana kapılaranı açtım.
Çarşamba ve cuma günleri onlan dinleyerek
başladım işe. Perde arkasındaki yapı taşlannı
yenilemeye çalıştım. Yıpranmış soyunma do-
laplan, döşemeler, bakımsız çalışma odalan
onanldı; çalışma odalanna akustiği sağlamak
için özel yahtımlı duvar kâğıdı yapıldı; döşe-
medeki halı lamine ile değişti. Halı mikrop ûre-
tiyor, toz üretiyor. Ses sanatçısı enfeksiyona
açıktır. Balenin prova salonundaki zeminın
deliklerini onardık. Dansçılann ayaklan ınci-
niyordu bu deliklere, çukurlara girerek. Sanat-
çı çalıştığı ortamın uygar olduğunu görûnce
keyifli, istekli olarak çalışıyor. Dekor deposu
harabe halinde idi. Her şeyin içinden bir baş-
ka şey çıkıyordu. Dekorlan teker teker elden
geçirdik. Var olan ceplere her temsilin kendi
dekorunu yerleştirdık. Üstüne dekoratörün
adı, yapıldığı yıl, temsil yazıldı. Kullanılma-
yacak kadar deforme olanlar orada yer işgal
etmesin diye ayıklandı. Bu işlem de dekorla-
n yaktığımıza dair dedikodulara vesile oldu,
hatta bana "Neron" diye hakaret eden bir kö-
şe yazan bile çıktı.
Türk bestecileriyie evrensel olabflmek
- Opera orkestrasının kadro sorunu da var-
dı. Bu çözüldü mü?
ÖZTOPRAK-Orkestrayı 120kişiyapmak
zorundayız. Orkestra çok küçük kalmış. Kad-
rolar çıkartılması için başvurduk. Çevreden tak-
viye aldık. Elimizdeki mevcut kadrolardan
kaydırmalar yaptik. Bakanlık da yardım ettı.
Orkestra ve koronun altında kafeterya sandal-
yeleri vardı, onlan değiştirdik. Gerçek, tahta
akustiğe elverişli sandalyeler ısmarlandı. No-
ta sehpalannı yeniledik. çoğalttık. Derinlik
veren sema perdesini bir başka opera bize bı-
rakmış. Onu temizledik. Önündeki siyah tül
-ki ışık kınlması için kullanılır- onu da kulla-
nılır hale getirdik. Aynca ışıklara, spotlara ila-
veler yapıldı. Derinlik sağlamak için yandan
ışıklandırma kullanılmaya başlandı. Fotoko-
,pi makinesi ve bilgisayarlar alındı. Nota kü-
.' tüphanesini yenilemeye basladık. Kopîstbir af-
' kadaşımız bu işi üstlendi. Sahnenin birebir öl-
çüsü olan boya atölyesini büyük prova salonu
haline dönüştürüyoruz. Boya atölyesini de bir
başka konuma yerleştirmeye çalışıyoruz. Böy-
lece aşağıdaki boya kokusunun yukan çıkma-
'R
sı, çalışmalarda sanatçılan rahatsız etmesi ön-
lenecek. Aynca iki tane daha bale çalışma
odasının ihtiyacını karşılamaya uğraşıyoruz.
- Her mevsim sonunda veni bir yapıt çalışı-
hr ve yeni mcvsimin başlangıcında elde hazır
bir temsil vardır. Geçen yıl Samson ve Dalila
iki temsil yaptL Başarüıydı ve bu yıla hazırlan-
mıştı. Neden kaldınldı?
ÖZTOPRAK - Ben orkestra şefi isem, bu
benım tercihimdir. Yeni gelen sanat yönetme-
ninin ve sanat kurulumuzun karan. Mevsimi
kendi bakışımıza göre seçtiğimiz bir eserle
açtık. Benden sonra gelecek olan da örneğin
benim mevsim sonu için hazırladığım Rigo-
letto'yu kaldırabilir. Eğer seyirci Samson Da-
lila'yi soruyorsa bu çok güzel bir durum. lle-
ride yine sâhrielenir. Aslîndâ bir izleyicf kö-
şesi yapmalıyız, izleyicinin isteğini duymalı-
yız. İnternette bir \veb sayfası hazırlamahyız.
- Neden IV. Murat seçildi açdış olarak?
ÖZTOPRAK- Hedefim Türk bestecileriy-
ie evrensel olabilmek. Türk operasını yaban-
u yılın en hit
olayı Rigoletto
olacak. Yeni
mevsimde de
muhtemelen hiç
oynanmamış bir
ikinci Verdi
operası
sahnelenecek.
Cimarosa'nın iki
yüzüncü yılı
nedeniyle onun en
ünlü operası "II
matrimonio"yu
hazırlıyoruz.
Aynca bir de
Wagner'in . ;; :
Tannhauser'i
çalışılmaya
başlandı. Susan
Owen baş kadın
oyuncu olarak
gelecek. Balede
Romeo Julliet
hazırlanacak.'
cı sahnelere taşıyabilmek. IV Murat, Türk
müziği formunda, makamsal, Türk armonisi-
ni içeren, opera kalıplan içinde. opera termi-
nolojisinde yazılmış bir eser. Mehter müziği-
ni, dınsel müziği Batı kalıplan içinde kulla-
nan bir opera. Bundan sonra da Kerem, Kö-
roğlu, Atatürk operası, Karacaoğlan, Dadaloğ-
lu.. Bu zinciri götürmemiz lazım. Bestecile-
rimizi tekrar su yüzüne çıkarmalıyız. Dünya
repertuvanna sunmalıyız, onlar alır almaz,
orası başka. Türkiye'de genç besteciler için bir
opera yanşması yapmalıyız, siparişler verme-
liyiz. IV Murat masrafsız çıktı. Kısa zaman-
da başka bir şey hazırlanamazdı ve sürekli ka-
palı gişe oynuyor.
- Tek kast ile (kadrosuz) oynanması çok teb-
likelideğflmi?
ÖZTOPRAK - Başka kadro konmaması
bestecisinin -ki aynı zamanda orkestra şefi- ter-
cihiydi. Zaman kısıtlıydı, bir ayda çıktı. Risk
alamazdık. Kadro hazırlayamazdık. Başkala-
nna da çalıştıramazdık. Ama bu son olacak.
Bundan sonra tam tersine çok kadrolu oyun-
lar hazırlayacağız. "İtalya'da Bir Türk", "Sa-
raydanKızKaçırma", geleneksel eserler. Re-
jisörlerine zamanında büyük para odenmiş.
Onlan yeniden sunduk. Aynca Sehnan Ada'nın
Mavi Nokta'smı da Almanya'ya götürmemiz
bir prestij olayı idi. Evrensel kahplar içinde iş-
lenmiş Türk renkleri. Almanlar, bugüne ka-
dar neredeydiniz, diye sordu. Bizi böyle böy-
le tanıyacaklar. "Kuşkucu Avrupabya Türld-
ye'nin entellektüd yüzünü gösterdüer", şeklin-
de yazıldı.
'Mosche Afzmon genel müzik
direktörü olarak gelecek'
-Bütün dünya 2001 ile birlikte Verdi yıhkut-
lamalanna başladL Ankara ve Izmir birer Ri-
goJettokoydularsahnc>'e.tstanbul'dahenüz Ver-
di vılına ait bir hareket yok.
ÖZTOPRAK- Verdi yılı daha 2002 Aralık
sonuna kadar sürecek. Bu mevsimin sonun-
da, biz de 21 Nisan gibi, Rigoletto'nun gala-
sını yapacağız. Jean-Pierre Ponnelk'ın tasa-
nmından uyarlama bir prodüksiyon olacak.
Onun asistanı olan Düsseldorf operasının ge-
nel sanat yönetmeni Prof. Tobias Richter ile
temas halindeyiz. Ben, Almanya'da bu kon-
septle sahneye konan Rigoletto'da kendim oy-
namıştım. Bütün sahne tasanmı hazır. Bu yı-
hn en hit olayı Rigoletto olacak. Yeni mevsim-
de de muhtemelen hiç oynanmamış bir ikin-
ci Verdi operası sahnelenecek. Cimarosa'nın
iki yüzüncü yılı nedeniyle onun en ünlü ope-
rası "flmatriınonio"yunazırlıyoruz. Aynca bir
de Wagner'in Tannhauser'i çalışılmaya baş-
landı. Susan Owen baş kadın oyuncu olarak
gelecek. Balede Romeo Julliet hazırlanacak.
- Bundan sonra hedeflenen yeniükler neler?
ÖZTOPRAK-Mosche Atzmon gibi dün-
yaca ünlü bir müzık direktörü, genel müzik
direktörü olarak gelecek. Bale konusunda
Ozkan Aslan'ı görevden aldım. Yerine da-
ha genç bir heyecan, yeni bir bakış olarak
Uğur Seyrek'i atadık. Dünya dinleyicisine
bir yıl opera, bir yıl bale götürmeyi planlı-
yorum. Aynca Istanbul içinde sahnelerimi-
zi çoğaltmak istiyoruz. Cemal Reşit Rey
sahinesindeki Üç Bale ile işe başladık. Son-
ra Marmara Bölgesi turneleri, Bursa'da din-
letiler düzenliyoruz. Ardmdan tüm Türki-
ye'de sinema salonlannda dahi olsa devle-
tin verdiği harcırahla yapüabilecek şeyler var.
Hiçbirisi zor değil. Bütün bu sözünü ettiğim
yabancı sanatçılan getirtmek de büyük mas-
raflara çıkmıyor. Çünkü hepsi kişisel dost-
luklarla gelecekler. Bence her şey yolunda,
her şeyi iyimser görüyorum. Bu nedenle
"müdiir pembegözlüldü" diyorlarmış. Göz-
lüğümü çıkartmak istemiyorum.
Devlet konservatuvarlarının katıldığı Oda Müziği Konseri'nin dördüncüsü geçen hafta yapıldı
EHnletilere gençler ağırfağuıı koydu
ÖNDER KÜTAHYALI
İZMİR-Geçen hafta Izmir'de ya-
şanan müzik olaylanna yine genç-
ler ağırlığıru koydu. Üniversiteleri-
mizin devlet konservatuvarlan ara-
sında düzenlenen "Genç Yetenek-
ler Oda Müziği KonserFnden za-
man zaman söz etmiştim. 26 Şubat
akşamı Izmir Sanat Evi'nde bunla-
nn dördüncüsü yapıldı ve dinletiye
dört üniversitenin devlet konserva-
tuvanndan oda müziği topluluklan
katıldı.
Eskişehir Anadolu Üniversite-
si'nden Ekrem Tezei, Burçin Barut
ve Nilay Taşpulat, N. Zempleni'nin
flüt üçlüsünü hemen hemen kusur-
suz çaldılar. Topluluğun tınısı ilginç
ve doyurucuydu. Gençler ikinci ola-
rak, piyanist OzgeŞahin'in de katıl-
masıyla Sayram Akdil'in "Üç Flût
ve Piyano için Müzik" başlıklı ya-
pıtını seslendirdiler. Sergiledikleri
yonım burada da başanlıydı. Son
bölümde Ekrem Tezel'ın yaptığı ka-
dans çok güzeldi.
D. Milhaud'unsüitinde Bilkent
Üniversitesi'nden OzgeErdam'i (ke-
man), EBf Suıbr'ı (klarnet) ve Sab-
riyeSavaş'ı (piyano) dinledik. Bes-
tecinin klarneti yeterince ön yüze-
ye çıkarmayan ve dinleyene fazla
bir şey vermeyen yapıtına karşın
gençlerin yorumu yüksek düzey-
deydi.
DEÜ topluluğunda Beliz Erener
(flüt). DflaErduran(obua). DenizDe-
mirasal (klarnet), Orçun Ensoy (fa-
got) ve CenayErdoğan (komo) var-
dı. Gençler MuammerSun'un "Ser-
pintüer" başlıklı süiti ile E. Grieg'in
"Norveç Danslan"ndan son bölü-
mü seslendirdiler. Aynı topluluk,
Taşkm Oray'ın oda müziği kursu
sonunda düzenlediği dinletide de
çalmış ve çok başanlı olmuştu. Bu
kez sergiledikleri yorum, biraz ace-
leye getirihniş ve dağınık bir nite-
likteydi.
Son olarak, Istanbul Üniversite-
si'nden "Ametist Klarnet BeşHsi"
az parçalannı yeniden keşfediyorlar
Kühür Servisi - Ankara Alman Kültür Merkezi
ve Hacettepe Üniversitesi'nin işbirliği ile 17
Mart Cumartesi saat 19.00'da Hacettepe
Üniversitesi Kültür Merkezi M Salonu'nda
Christian von der Gottz Trio caz konseh
gerçekleşecek. Christian von der Goltz (piyano),
Mkhael Griener (davul) ve Stefan Weeke'den
(kontrbas) oluşan üçlü, 1996'dan bu yana
uluslararası caz çevrelerinde sağlam bir yere
sahip. Az çalınan caz parçalarmnı
yeniden keşfî ve kendi bestelerinin yorumu
sırasmda her temarun mikrokozmosa
dönüşmesi, üçlünün en belirgin özelliklerini
oluşturuyor. Christian von der Gohz, üçlü olarak
çalma konusunda şunlan söylüyor:
"Sadece var olduğunu biidiğim, ancak
adlandıramadığun bir ses arrvordum." Konser
biletleri Alman Kültür Merkezi, Hacettepe
Üniversitesi Beytepe ve Merkez kampuslan ve
Dost Music Center'dan edinilebilir.
(Hande Sancu Ffliz Yılmaz, Seda
Argeşo, Nazfa Dede, Beste Karaçetin)
J.Français'nin tt
KüçükDörtlüw
sü-
nü, D. Bennett'in "Klarnet Rapso-
di"sini ve A. Piazolla'nın iki tango-
sunu çaldı. Tangolann yarattığı sı-
kıcı hava dışında gençler çok başa-
nlıydı. Özellikle kontrbas klanıet
herkesin ilgisini çekti.
Bu güzel dinletide bütün katılım-
cılann çağdaş bestecilerden örnek-
ler sunmuş ohnası mutluluk veri-
ciydi. Gençleri candan kutlanm. Ay-
nca böylesine ilginç bir dinletiyi bi-
ze armağan eden DEÜ Devlet Kon-
servatuvan yöneticilerine, müzik-
severler adnıa teşekkürlerimi ilet-
mek isterim.
Bir gün sonra îsmet Inönü Sanat
Merkezi'nde, Prof. Kazun A- Ali-
vtnfflbeyov yönetimindeki DEÜ Dev-
let Konservatuvan Öğrenci Senfo-
ni Orkestrası'nı izledik. Dinletide,
L.Van Beetfaoven'm "Egmond" uver-
türü, P. î. Çaykovsld'nin "Fuıdıkkı-
ran" balesinden süit, E. Grieg'in
"1. Peer Gynt" süiti ve U. C. Er-
fcm'intt
Köçekçe"siseslendirildi. Bu
dinletide gençlerin deneyimsizliğin-
den kaynaklanan kusurlan kolayca
bağışladık, fakat Aliverdibeyov'un
birçok bölümde tempolan abartılı
biçimde ağır alması. hem gençleri şa-
şırttı, hem de müziğin etkisini azalt-
tı.
ÎZDSO'nun geçen haftaki dinle-
tisinde Rus viyolonselci Alexander
Knyaze\', A. Dvorak'm Op. 104 Si
Minör Konçertosu'nu çaldı. Altı ya-
şmda viyolonsele başlayan Knya-
zev, 1979-86 arasında Moskova Kon-
servatuvan 'nda eğitim yapn. Aynı za-
manda orgçu olan sanatçının son de-
rece dolgun bir tonu var; tekniğin-
deki kusursuzluk, konçertonun güç-
lüklerini doğal karşılamamıza yol
açacak kertede üstün nitelikler taşı-
yor. Yorumu müziksel ve duygusal.
Öyle ki sık seslendirilen bu konçer-
toyu ilk kez dinliyormuş gibi olduk.
Haftanın konuk şefi ise Juozas
Domarkas'tı 1964 yılından bu ya-
na "Iih'anva Ulusal Senfoni Orkest-
ras"nı yönetmekte olan Domarkas,
St. Petersburg Konservatuvan'nda
senfoni ve opera orkestrası şefliği dal-
lannda eğitim yapmış olan usta bir
sanatçı.
Domarkas, L. Van Beethoven'ın
Op. 55 No. 3 Mi Bemol Majör Sen-
fonisi'ni (Sinfonia Eroica) seslen-
dirdi. Sanatçı, bölümlerin temala-
nnda yumuşak ve ılımlı bir tonlama-
yı yeğliyor. Temalar arasındaki bağ-
lantılarda ve onlann geliştirildiği
kesimlerde ise "forte"ye ya da "for-
tissiroo"ya giden doruk noktalan ya-
kahyor. Aynca, bestecinin poüfon ya-
zıyı kullandığı kesimlerde ezgi çiz-
gilerini titizlikle ortaya çıkanyor.
Böylece etkileyici, dramsal ve yü-
reklendirici bir "Eroica Senfoni" yo-
rumuyla mutlu olduk.
Çalışkan gençlerin sergilediği mü-
zik, Knyazev'in yürekleri avutan vi-
yolonsel tonu ve Domarkas'uı özgü-
veni telkin eden, korkuyu saf dışı bı-
rakan Beethoven yorumu, umudu
simgeliyordu. Güzelliklerin ve gü-
zel günlerin bekleyişi içinde bütün
okurlann Kurban Bayramı'm en iç-
ten dileklerle kutlanm.
Sidney Portiep, Kipk Douglas
ve David Lean'a ödül
• Kültür Servisi -
Oscar alan ilk siyah
aktör unvanlı
Sydney Poirier'a, 3
Mart'ta Los
Angeles'ta sinema,
televizyon, edebiyat
ve müzikte Afro-
Amerikan imajını
yüceltenlerin
değerlendirildiği
'32. National
Association for the
Advancement of
Colored People Image Ödülleri'nde 'The Hall
of Fame' ödülü verildi. Ödül törenine kızıyla
birlikte katılan Poitier, ödülünü Morgan
Freeman'ın elinden aldı. Yıllann başanlı
karakter oyuncusu Kirk Douglas da Los
Angeles'ta bir başka ödül törenindeydi.
Amerikan Yapımcılar Birliği'nin verdiği
geleneksel '12. Golden Laurel Ödülü'nü gelini
Catherine Zeta-Jones'un elinden aldı. Aynı
ödül töreninde ödüle değer görülen bir başka
sanatçı da 'Lawrence of Arabia' filmiyle David
Lean oldu. Ödülü Lean'in eşi Lady Lean,
kocası adına Steven Spielberg'in elinden aldı.
Hamenko dansçısı Joaquin
Cortes Türkiye'ye geüyor
• Kültür Servisi - Flamenko dansının
temsilcilerinden Joaquin Cortes, Flamenko
Bale Topluluğu ile birlikte 30 Mart-1 Nisan
tarihlerinde Mydonose Shovvland'de olacaL
Network Ayyıldız'ın konuğu olarak Türkiye'ye
gelecek olan dansçı, sadece dört gösteri
yapacak. lspanyol dansını ve çağdaş dansı bir
arada yorumlayan Cortes, 'Gypsy Passion' adlı
gösterisi ile Uzakdoğu, Amerika ve Avrupa'da
büyük başan sağladı. Cortes, New York-Radio
City Music Hall'da kendi gösterisini sergileyen
ilk lspanyol dansçı unvanına sahip.
"Eylül Fırtınasr Almanya'da
• Kültür Servisi - Yönetmenliğini Atıf
Yılmaz'ın yaptığı 'Eylül Fırtınası' adlı filmin,
Ahnanya prömiyeri 28 Şubat'ta Nürnberg'te
gerçekleştirildi. Almanya'nın Berlin, Hamburg,
Nürnberg ve Mannheim kentlerinde gösterime
giren filmin tanıtımı için Atıf Yıhnaz da
Almanya'daydı. llginin oldukça yoğun olduğu
film, ilk hafta sonunda 2000'in üzerinde
izleyici ile buluştu.
Stüdyo Drama pendelerini
Kaos' adlı oyunla açıyor
• Kühür Servisi - Mimar Sinan Üniversitesi
Devlet Konservatuan Tiyatro Bölümü son sınıf
öğrencilerinden Onur Bayraktar ve Sarp
Akkaya tarafından kurulan Stüdyo Drama
tiyatro topluluğu, perdelerini bu akşam saat
20.30'da Ortaköy Afife Jale Sahnesi'nde
'Kaos' adlı oyunla açıyor. Onur Bayraktar'ın
yazdığı ve oynadığı ovunda Sarp Akkaya,
Yelda Baskın ve Elif Ürse de rol alıyor. Modern
tragedya niteliğindekı oyun, gerek
zamanımızın egemen toplumsal düzenleri
içerisinde her türlü iletışimi temelde yitirmiş
olan bireylerin zaman- mekân kavramlannı
sorgulayışlannı, gerekse birbirlerine
ulaşabilmeye yönelik çabalannı işliyor. Stüdyo
Drama, temsillerini 14 ve 28 Mart tarihlerinde
Ortaköy Afife Jale Sahnesi'nde sürdürecek.
Jane Fonda bilimsel
araşöpmalar için para hibe etti
• STOCKHOLM-
Jane Fonda, Harvard
Üniversitesi'ne
bilimsel araştırmalar
için yeni bir enstitü
kurulması amacıyla
12.5 milyon dolar
hibe etti.Bu
enstitüde cinsiyet
rollerinin,
çocuklann gelişimi
ve öğrenme
yetenekleri üzerinde
ne gibi etkisi olduğu araştınlacak. Sanatçı,
Boston'daki Harvard Faculty Club'da yaptığı
konuşmada, erkek çocuklann girişkenliğinin,
aktifliğinin ve kız çocuklann geri planda
kalmayı yeğmesi ve çekingenliğinin, yalnızca
cinsiyet hormonlanna bağlı olmadığını söyledi.
Fonda, "Zamanla ırkçıuğa ve çeşitü
çatışmalara yol açan eğilimlerle de mücadele
edebileceğiz" şeklinde konuştu.