16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 ALLEGRO EVİN ÎLYASOĞLU PembegörfüğünüaslaçıkartmıyvrIstanbul Opera ve Bale Müdürlüğü'nü Ey- lül 2000'den beri üstlenen SedatÖztoprak, ic- raatının altıncı ayında temel gırişimlerini ve hedeflerini anlattı. - tDOB'de yeni yönetimle gelen ilk değişik- likler nelerdi? SEDAT ÖZTOPRAK - Ben iki şeye önem verdim: Bırincisi, sahnenin arkasını, daha doğ- rusu perde arkasını, ele aldım. tkincisi, opera ve balede her türlü çalışana kapılaranı açtım. Çarşamba ve cuma günleri onlan dinleyerek başladım işe. Perde arkasındaki yapı taşlannı yenilemeye çalıştım. Yıpranmış soyunma do- laplan, döşemeler, bakımsız çalışma odalan onanldı; çalışma odalanna akustiği sağlamak için özel yahtımlı duvar kâğıdı yapıldı; döşe- medeki halı lamine ile değişti. Halı mikrop ûre- tiyor, toz üretiyor. Ses sanatçısı enfeksiyona açıktır. Balenin prova salonundaki zeminın deliklerini onardık. Dansçılann ayaklan ınci- niyordu bu deliklere, çukurlara girerek. Sanat- çı çalıştığı ortamın uygar olduğunu görûnce keyifli, istekli olarak çalışıyor. Dekor deposu harabe halinde idi. Her şeyin içinden bir baş- ka şey çıkıyordu. Dekorlan teker teker elden geçirdik. Var olan ceplere her temsilin kendi dekorunu yerleştirdık. Üstüne dekoratörün adı, yapıldığı yıl, temsil yazıldı. Kullanılma- yacak kadar deforme olanlar orada yer işgal etmesin diye ayıklandı. Bu işlem de dekorla- n yaktığımıza dair dedikodulara vesile oldu, hatta bana "Neron" diye hakaret eden bir kö- şe yazan bile çıktı. Türk bestecileriyie evrensel olabflmek - Opera orkestrasının kadro sorunu da var- dı. Bu çözüldü mü? ÖZTOPRAK-Orkestrayı 120kişiyapmak zorundayız. Orkestra çok küçük kalmış. Kad- rolar çıkartılması için başvurduk. Çevreden tak- viye aldık. Elimizdeki mevcut kadrolardan kaydırmalar yaptik. Bakanlık da yardım ettı. Orkestra ve koronun altında kafeterya sandal- yeleri vardı, onlan değiştirdik. Gerçek, tahta akustiğe elverişli sandalyeler ısmarlandı. No- ta sehpalannı yeniledik. çoğalttık. Derinlik veren sema perdesini bir başka opera bize bı- rakmış. Onu temizledik. Önündeki siyah tül -ki ışık kınlması için kullanılır- onu da kulla- nılır hale getirdik. Aynca ışıklara, spotlara ila- veler yapıldı. Derinlik sağlamak için yandan ışıklandırma kullanılmaya başlandı. Fotoko- ,pi makinesi ve bilgisayarlar alındı. Nota kü- .' tüphanesini yenilemeye basladık. Kopîstbir af- ' kadaşımız bu işi üstlendi. Sahnenin birebir öl- çüsü olan boya atölyesini büyük prova salonu haline dönüştürüyoruz. Boya atölyesini de bir başka konuma yerleştirmeye çalışıyoruz. Böy- lece aşağıdaki boya kokusunun yukan çıkma- 'R sı, çalışmalarda sanatçılan rahatsız etmesi ön- lenecek. Aynca iki tane daha bale çalışma odasının ihtiyacını karşılamaya uğraşıyoruz. - Her mevsim sonunda veni bir yapıt çalışı- hr ve yeni mcvsimin başlangıcında elde hazır bir temsil vardır. Geçen yıl Samson ve Dalila iki temsil yaptL Başarüıydı ve bu yıla hazırlan- mıştı. Neden kaldınldı? ÖZTOPRAK - Ben orkestra şefi isem, bu benım tercihimdir. Yeni gelen sanat yönetme- ninin ve sanat kurulumuzun karan. Mevsimi kendi bakışımıza göre seçtiğimiz bir eserle açtık. Benden sonra gelecek olan da örneğin benim mevsim sonu için hazırladığım Rigo- letto'yu kaldırabilir. Eğer seyirci Samson Da- lila'yi soruyorsa bu çok güzel bir durum. lle- ride yine sâhrielenir. Aslîndâ bir izleyicf kö- şesi yapmalıyız, izleyicinin isteğini duymalı- yız. İnternette bir \veb sayfası hazırlamahyız. - Neden IV. Murat seçildi açdış olarak? ÖZTOPRAK- Hedefim Türk bestecileriy- ie evrensel olabilmek. Türk operasını yaban- u yılın en hit olayı Rigoletto olacak. Yeni mevsimde de muhtemelen hiç oynanmamış bir ikinci Verdi operası sahnelenecek. Cimarosa'nın iki yüzüncü yılı nedeniyle onun en ünlü operası "II matrimonio"yu hazırlıyoruz. Aynca bir de Wagner'in . ;; : Tannhauser'i çalışılmaya başlandı. Susan Owen baş kadın oyuncu olarak gelecek. Balede Romeo Julliet hazırlanacak.' cı sahnelere taşıyabilmek. IV Murat, Türk müziği formunda, makamsal, Türk armonisi- ni içeren, opera kalıplan içinde. opera termi- nolojisinde yazılmış bir eser. Mehter müziği- ni, dınsel müziği Batı kalıplan içinde kulla- nan bir opera. Bundan sonra da Kerem, Kö- roğlu, Atatürk operası, Karacaoğlan, Dadaloğ- lu.. Bu zinciri götürmemiz lazım. Bestecile- rimizi tekrar su yüzüne çıkarmalıyız. Dünya repertuvanna sunmalıyız, onlar alır almaz, orası başka. Türkiye'de genç besteciler için bir opera yanşması yapmalıyız, siparişler verme- liyiz. IV Murat masrafsız çıktı. Kısa zaman- da başka bir şey hazırlanamazdı ve sürekli ka- palı gişe oynuyor. - Tek kast ile (kadrosuz) oynanması çok teb- likelideğflmi? ÖZTOPRAK - Başka kadro konmaması bestecisinin -ki aynı zamanda orkestra şefi- ter- cihiydi. Zaman kısıtlıydı, bir ayda çıktı. Risk alamazdık. Kadro hazırlayamazdık. Başkala- nna da çalıştıramazdık. Ama bu son olacak. Bundan sonra tam tersine çok kadrolu oyun- lar hazırlayacağız. "İtalya'da Bir Türk", "Sa- raydanKızKaçırma", geleneksel eserler. Re- jisörlerine zamanında büyük para odenmiş. Onlan yeniden sunduk. Aynca Sehnan Ada'nın Mavi Nokta'smı da Almanya'ya götürmemiz bir prestij olayı idi. Evrensel kahplar içinde iş- lenmiş Türk renkleri. Almanlar, bugüne ka- dar neredeydiniz, diye sordu. Bizi böyle böy- le tanıyacaklar. "Kuşkucu Avrupabya Türld- ye'nin entellektüd yüzünü gösterdüer", şeklin- de yazıldı. 'Mosche Afzmon genel müzik direktörü olarak gelecek' -Bütün dünya 2001 ile birlikte Verdi yıhkut- lamalanna başladL Ankara ve Izmir birer Ri- goJettokoydularsahnc>'e.tstanbul'dahenüz Ver- di vılına ait bir hareket yok. ÖZTOPRAK- Verdi yılı daha 2002 Aralık sonuna kadar sürecek. Bu mevsimin sonun- da, biz de 21 Nisan gibi, Rigoletto'nun gala- sını yapacağız. Jean-Pierre Ponnelk'ın tasa- nmından uyarlama bir prodüksiyon olacak. Onun asistanı olan Düsseldorf operasının ge- nel sanat yönetmeni Prof. Tobias Richter ile temas halindeyiz. Ben, Almanya'da bu kon- septle sahneye konan Rigoletto'da kendim oy- namıştım. Bütün sahne tasanmı hazır. Bu yı- hn en hit olayı Rigoletto olacak. Yeni mevsim- de de muhtemelen hiç oynanmamış bir ikin- ci Verdi operası sahnelenecek. Cimarosa'nın iki yüzüncü yılı nedeniyle onun en ünlü ope- rası "flmatriınonio"yunazırlıyoruz. Aynca bir de Wagner'in Tannhauser'i çalışılmaya baş- landı. Susan Owen baş kadın oyuncu olarak gelecek. Balede Romeo Julliet hazırlanacak. - Bundan sonra hedeflenen yeniükler neler? ÖZTOPRAK-Mosche Atzmon gibi dün- yaca ünlü bir müzık direktörü, genel müzik direktörü olarak gelecek. Bale konusunda Ozkan Aslan'ı görevden aldım. Yerine da- ha genç bir heyecan, yeni bir bakış olarak Uğur Seyrek'i atadık. Dünya dinleyicisine bir yıl opera, bir yıl bale götürmeyi planlı- yorum. Aynca Istanbul içinde sahnelerimi- zi çoğaltmak istiyoruz. Cemal Reşit Rey sahinesindeki Üç Bale ile işe başladık. Son- ra Marmara Bölgesi turneleri, Bursa'da din- letiler düzenliyoruz. Ardmdan tüm Türki- ye'de sinema salonlannda dahi olsa devle- tin verdiği harcırahla yapüabilecek şeyler var. Hiçbirisi zor değil. Bütün bu sözünü ettiğim yabancı sanatçılan getirtmek de büyük mas- raflara çıkmıyor. Çünkü hepsi kişisel dost- luklarla gelecekler. Bence her şey yolunda, her şeyi iyimser görüyorum. Bu nedenle "müdiir pembegözlüldü" diyorlarmış. Göz- lüğümü çıkartmak istemiyorum. Devlet konservatuvarlarının katıldığı Oda Müziği Konseri'nin dördüncüsü geçen hafta yapıldı EHnletilere gençler ağırfağuıı koydu ÖNDER KÜTAHYALI İZMİR-Geçen hafta Izmir'de ya- şanan müzik olaylanna yine genç- ler ağırlığıru koydu. Üniversiteleri- mizin devlet konservatuvarlan ara- sında düzenlenen "Genç Yetenek- ler Oda Müziği KonserFnden za- man zaman söz etmiştim. 26 Şubat akşamı Izmir Sanat Evi'nde bunla- nn dördüncüsü yapıldı ve dinletiye dört üniversitenin devlet konserva- tuvanndan oda müziği topluluklan katıldı. Eskişehir Anadolu Üniversite- si'nden Ekrem Tezei, Burçin Barut ve Nilay Taşpulat, N. Zempleni'nin flüt üçlüsünü hemen hemen kusur- suz çaldılar. Topluluğun tınısı ilginç ve doyurucuydu. Gençler ikinci ola- rak, piyanist OzgeŞahin'in de katıl- masıyla Sayram Akdil'in "Üç Flût ve Piyano için Müzik" başlıklı ya- pıtını seslendirdiler. Sergiledikleri yonım burada da başanlıydı. Son bölümde Ekrem Tezel'ın yaptığı ka- dans çok güzeldi. D. Milhaud'unsüitinde Bilkent Üniversitesi'nden OzgeErdam'i (ke- man), EBf Suıbr'ı (klarnet) ve Sab- riyeSavaş'ı (piyano) dinledik. Bes- tecinin klarneti yeterince ön yüze- ye çıkarmayan ve dinleyene fazla bir şey vermeyen yapıtına karşın gençlerin yorumu yüksek düzey- deydi. DEÜ topluluğunda Beliz Erener (flüt). DflaErduran(obua). DenizDe- mirasal (klarnet), Orçun Ensoy (fa- got) ve CenayErdoğan (komo) var- dı. Gençler MuammerSun'un "Ser- pintüer" başlıklı süiti ile E. Grieg'in "Norveç Danslan"ndan son bölü- mü seslendirdiler. Aynı topluluk, Taşkm Oray'ın oda müziği kursu sonunda düzenlediği dinletide de çalmış ve çok başanlı olmuştu. Bu kez sergiledikleri yorum, biraz ace- leye getirihniş ve dağınık bir nite- likteydi. Son olarak, Istanbul Üniversite- si'nden "Ametist Klarnet BeşHsi" az parçalannı yeniden keşfediyorlar Kühür Servisi - Ankara Alman Kültür Merkezi ve Hacettepe Üniversitesi'nin işbirliği ile 17 Mart Cumartesi saat 19.00'da Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi M Salonu'nda Christian von der Gottz Trio caz konseh gerçekleşecek. Christian von der Goltz (piyano), Mkhael Griener (davul) ve Stefan Weeke'den (kontrbas) oluşan üçlü, 1996'dan bu yana uluslararası caz çevrelerinde sağlam bir yere sahip. Az çalınan caz parçalarmnı yeniden keşfî ve kendi bestelerinin yorumu sırasmda her temarun mikrokozmosa dönüşmesi, üçlünün en belirgin özelliklerini oluşturuyor. Christian von der Gohz, üçlü olarak çalma konusunda şunlan söylüyor: "Sadece var olduğunu biidiğim, ancak adlandıramadığun bir ses arrvordum." Konser biletleri Alman Kültür Merkezi, Hacettepe Üniversitesi Beytepe ve Merkez kampuslan ve Dost Music Center'dan edinilebilir. (Hande Sancu Ffliz Yılmaz, Seda Argeşo, Nazfa Dede, Beste Karaçetin) J.Français'nin tt KüçükDörtlüw sü- nü, D. Bennett'in "Klarnet Rapso- di"sini ve A. Piazolla'nın iki tango- sunu çaldı. Tangolann yarattığı sı- kıcı hava dışında gençler çok başa- nlıydı. Özellikle kontrbas klanıet herkesin ilgisini çekti. Bu güzel dinletide bütün katılım- cılann çağdaş bestecilerden örnek- ler sunmuş ohnası mutluluk veri- ciydi. Gençleri candan kutlanm. Ay- nca böylesine ilginç bir dinletiyi bi- ze armağan eden DEÜ Devlet Kon- servatuvan yöneticilerine, müzik- severler adnıa teşekkürlerimi ilet- mek isterim. Bir gün sonra îsmet Inönü Sanat Merkezi'nde, Prof. Kazun A- Ali- vtnfflbeyov yönetimindeki DEÜ Dev- let Konservatuvan Öğrenci Senfo- ni Orkestrası'nı izledik. Dinletide, L.Van Beetfaoven'm "Egmond" uver- türü, P. î. Çaykovsld'nin "Fuıdıkkı- ran" balesinden süit, E. Grieg'in "1. Peer Gynt" süiti ve U. C. Er- fcm'intt Köçekçe"siseslendirildi. Bu dinletide gençlerin deneyimsizliğin- den kaynaklanan kusurlan kolayca bağışladık, fakat Aliverdibeyov'un birçok bölümde tempolan abartılı biçimde ağır alması. hem gençleri şa- şırttı, hem de müziğin etkisini azalt- tı. ÎZDSO'nun geçen haftaki dinle- tisinde Rus viyolonselci Alexander Knyaze\', A. Dvorak'm Op. 104 Si Minör Konçertosu'nu çaldı. Altı ya- şmda viyolonsele başlayan Knya- zev, 1979-86 arasında Moskova Kon- servatuvan 'nda eğitim yapn. Aynı za- manda orgçu olan sanatçının son de- rece dolgun bir tonu var; tekniğin- deki kusursuzluk, konçertonun güç- lüklerini doğal karşılamamıza yol açacak kertede üstün nitelikler taşı- yor. Yorumu müziksel ve duygusal. Öyle ki sık seslendirilen bu konçer- toyu ilk kez dinliyormuş gibi olduk. Haftanın konuk şefi ise Juozas Domarkas'tı 1964 yılından bu ya- na "Iih'anva Ulusal Senfoni Orkest- ras"nı yönetmekte olan Domarkas, St. Petersburg Konservatuvan'nda senfoni ve opera orkestrası şefliği dal- lannda eğitim yapmış olan usta bir sanatçı. Domarkas, L. Van Beethoven'ın Op. 55 No. 3 Mi Bemol Majör Sen- fonisi'ni (Sinfonia Eroica) seslen- dirdi. Sanatçı, bölümlerin temala- nnda yumuşak ve ılımlı bir tonlama- yı yeğliyor. Temalar arasındaki bağ- lantılarda ve onlann geliştirildiği kesimlerde ise "forte"ye ya da "for- tissiroo"ya giden doruk noktalan ya- kahyor. Aynca, bestecinin poüfon ya- zıyı kullandığı kesimlerde ezgi çiz- gilerini titizlikle ortaya çıkanyor. Böylece etkileyici, dramsal ve yü- reklendirici bir "Eroica Senfoni" yo- rumuyla mutlu olduk. Çalışkan gençlerin sergilediği mü- zik, Knyazev'in yürekleri avutan vi- yolonsel tonu ve Domarkas'uı özgü- veni telkin eden, korkuyu saf dışı bı- rakan Beethoven yorumu, umudu simgeliyordu. Güzelliklerin ve gü- zel günlerin bekleyişi içinde bütün okurlann Kurban Bayramı'm en iç- ten dileklerle kutlanm. Sidney Portiep, Kipk Douglas ve David Lean'a ödül • Kültür Servisi - Oscar alan ilk siyah aktör unvanlı Sydney Poirier'a, 3 Mart'ta Los Angeles'ta sinema, televizyon, edebiyat ve müzikte Afro- Amerikan imajını yüceltenlerin değerlendirildiği '32. National Association for the Advancement of Colored People Image Ödülleri'nde 'The Hall of Fame' ödülü verildi. Ödül törenine kızıyla birlikte katılan Poitier, ödülünü Morgan Freeman'ın elinden aldı. Yıllann başanlı karakter oyuncusu Kirk Douglas da Los Angeles'ta bir başka ödül törenindeydi. Amerikan Yapımcılar Birliği'nin verdiği geleneksel '12. Golden Laurel Ödülü'nü gelini Catherine Zeta-Jones'un elinden aldı. Aynı ödül töreninde ödüle değer görülen bir başka sanatçı da 'Lawrence of Arabia' filmiyle David Lean oldu. Ödülü Lean'in eşi Lady Lean, kocası adına Steven Spielberg'in elinden aldı. Hamenko dansçısı Joaquin Cortes Türkiye'ye geüyor • Kültür Servisi - Flamenko dansının temsilcilerinden Joaquin Cortes, Flamenko Bale Topluluğu ile birlikte 30 Mart-1 Nisan tarihlerinde Mydonose Shovvland'de olacaL Network Ayyıldız'ın konuğu olarak Türkiye'ye gelecek olan dansçı, sadece dört gösteri yapacak. lspanyol dansını ve çağdaş dansı bir arada yorumlayan Cortes, 'Gypsy Passion' adlı gösterisi ile Uzakdoğu, Amerika ve Avrupa'da büyük başan sağladı. Cortes, New York-Radio City Music Hall'da kendi gösterisini sergileyen ilk lspanyol dansçı unvanına sahip. "Eylül Fırtınasr Almanya'da • Kültür Servisi - Yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı 'Eylül Fırtınası' adlı filmin, Ahnanya prömiyeri 28 Şubat'ta Nürnberg'te gerçekleştirildi. Almanya'nın Berlin, Hamburg, Nürnberg ve Mannheim kentlerinde gösterime giren filmin tanıtımı için Atıf Yıhnaz da Almanya'daydı. llginin oldukça yoğun olduğu film, ilk hafta sonunda 2000'in üzerinde izleyici ile buluştu. Stüdyo Drama pendelerini Kaos' adlı oyunla açıyor • Kühür Servisi - Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuan Tiyatro Bölümü son sınıf öğrencilerinden Onur Bayraktar ve Sarp Akkaya tarafından kurulan Stüdyo Drama tiyatro topluluğu, perdelerini bu akşam saat 20.30'da Ortaköy Afife Jale Sahnesi'nde 'Kaos' adlı oyunla açıyor. Onur Bayraktar'ın yazdığı ve oynadığı ovunda Sarp Akkaya, Yelda Baskın ve Elif Ürse de rol alıyor. Modern tragedya niteliğindekı oyun, gerek zamanımızın egemen toplumsal düzenleri içerisinde her türlü iletışimi temelde yitirmiş olan bireylerin zaman- mekân kavramlannı sorgulayışlannı, gerekse birbirlerine ulaşabilmeye yönelik çabalannı işliyor. Stüdyo Drama, temsillerini 14 ve 28 Mart tarihlerinde Ortaköy Afife Jale Sahnesi'nde sürdürecek. Jane Fonda bilimsel araşöpmalar için para hibe etti • STOCKHOLM- Jane Fonda, Harvard Üniversitesi'ne bilimsel araştırmalar için yeni bir enstitü kurulması amacıyla 12.5 milyon dolar hibe etti.Bu enstitüde cinsiyet rollerinin, çocuklann gelişimi ve öğrenme yetenekleri üzerinde ne gibi etkisi olduğu araştınlacak. Sanatçı, Boston'daki Harvard Faculty Club'da yaptığı konuşmada, erkek çocuklann girişkenliğinin, aktifliğinin ve kız çocuklann geri planda kalmayı yeğmesi ve çekingenliğinin, yalnızca cinsiyet hormonlanna bağlı olmadığını söyledi. Fonda, "Zamanla ırkçıuğa ve çeşitü çatışmalara yol açan eğilimlerle de mücadele edebileceğiz" şeklinde konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle