23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MART 2001 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr RichardEyrey biletfiyatlannın düşürülmesini ve devletyardımı önerdi ençlertiyatroyanasıl gider?KûltûrServisi-Londra'dayapılan bir konferansta Ingiliz tiyatro en- düstrisinin içinde bulunduğu durum tartışıldı. tngilizNational Theatre'ın eski yöneticisi Richard Eyre, kon- feransta Ingiliz Sanat Konseyi'nin stratejik düşünceden yoksun olduğu- nu dile getirdi. Ingiliz tiyatrosunun bu önde gelen isminin açıklamala- n, tiyatrolann fıyat politikalanna ve ortaya koyduklan işlerin kalitesine daha bir eleştirel bakmalannı sağla- yacak gibi gözüküyor. 'Binalar yenilenmeli' Londra'da, Theatre 2001 'de yapı- lan ve üç gün süren konferansa ka- tılan Richard Eyre, Ingiltere'deki pek çok tiyatro binasırun artık yeni- lenmesi gerektiğini belirtti, "Gös- teriyi bir yana bırakırsak, bir West End tiyarrosuna gittiğinizde 60-70 yıl önceki tiyatro seyircisiyle aynı de- neyimi yaşamaya katianmanızya da bundan hoşlanmamz bekkniyor siz- den." Eyre bu durumdan National The- atre' ı da bağışık tutmuyor. Bu tiyat- ronun 1960'lardakihalinikoruduğu- nu ifade ederek bunun "izleyiciyiti- cari safhğına inandırmış ve bu yûz- den ondan hürmet bekleyen* bir ti- yatro olduğunu söylüyor. Gençlerin tiyatroya olan ilgisizli- ğine değinen Eyre, bunun nedeninin tiyatro binalannın çok eski olma- sında, fiyatlann pahalılığında ve oyunlann niteliğinde aranması gerek- tiğini belirtiyor. "Gençleraileleriya da okullan tarafindan tiyatroya gö- türülmüyorlar. Ve buna karşuı tiyat- ro konusunda hâlâ bir şey hissediyor- larsa ancakbir haktanmahrumedil- diklerini hissediyorlar." Tiyatroda vasat bir prodüksiyonu görmek için 25,30 ve hatta 35 sterlin ödemek ye- rine bunun yan fiyatına kalınca bir kitap ya da bir CD almanın gençle- re daha mantıklı geldiğinı belirten Ey- .ichard Eyre, gençlerin tiyatroya olan ilgisizliğinin nedenini tiyatro binalannın çok eski olmasına, fiyatlann pahalılığına ve oyunlann niteliğine bağlıyor. Aynca hükümetin drama sanatını müfredat programına almasını ve öğrencileri tiyatroya götünnek için fon ayırmasını öneriyor. Eyre, tüm deneyimlerin sanallaştınldığı, tüm sanatlann metalaştınlmaya çahşıldığı bir dönemde tiyatronun hâlâ gücünü koruduğunu savunuyor. ğunu kabul etmemiz gerektiğini söylüyor. "Kötü bir oyun sizi ne ka- dar kızdınrsa, iyi bir oyun da o ka- dar sevindirir. Ve tüm deneyimlerin sanaDaşünldığL tüm sanatlann me- talaştınlmaya çahşıldığı bir dönem- de, insan figürünü, insan sesinin ku- lağa nasıl geldiğini ve birbirimize öyküler anlatma isteğimizi hiçbir zaman yok edemeyecek bir sanat re. "Gençler bu yüzden tiyatroya gH- mekte isteksizler" dedı. Bılet fiyat- lannı düşürmek için devlet yardı- mı gerektiğini belirten Eyre, fiyat- lann en çok 10 sterlin olacak biçim- de düşürülmesi gerektiğini söyledi. Eyre'e göre tiyatro konusunda çok umutlu olmamak için birçok neden var. Ama Kathleen Tumer gibi Hoüy- wood oyunculannın West End'de ça- lışmaları bu nedenlerden biri değil. Aynca konferansa katılan pek çok ki- şi de bunun Ingiliz tiyatrosu için bir tehdit oluşturmadığı konusunda hem- fikir. "Pek çok sözde 'star'ın oyun- culardan daha fazla ün sahibi obna- lanna üzükbUiriz belki Ama bu, ti- yatrosahiplerinin geniş salonlan dol- durma sorununa bulduğu mantıkh bir çözüm yoludur. Aynı zamanda tiyatronun cazibesinin en azmdan bir nedeninin dedoğrulanmasıdıntn- sanlan, kamera ve mikrofonun do- layımı olmadan doğrudan görebü- me gereksinimi." Hükümetin tiyatroyu içinde bu- lunduğu umutsuz durumdan kurtar- mak için bir an önce girişimde bu- lunmasmı isteyen Eyre, bunun salt parasal destekle olmayacağını da kaydetti: "Gençlerin tiyatroya karşı tutumlannı değJştirmekiçin bizim ya- pabileceklerimiz sınıriıdır. Geri ka- lan hükümet tarafindan yapılmah. Drama sanatmı müfredat programı- naalmak,öğrencik^tryatroyagötür- mekiçinfonayırmak gibi admılar atd- mah. Ve hem Blur'den, hem Beetho- ven'dan, hem Elton John'dan, hem Samuel Beckett'tan hoşlanmamn anlaşıhrokhığu anlaotanatagençlere." Günümüzde tiyatronun çok iyi örneklerinin olduğunu da belirten Eyre, aynı zamanda şov üzerine ku- rulu çok kötü örneklerinin de oldu- Eleştirmenler, 18-25 yaş grubunu tiyatrodan uzak tutmaJda eleştirildi En iyiyerter9 üstelîkKüMr Servisi -Tiyatro yönetmeni Deborah Warner, gençleri tiyatroya çekmek için bilet fiyatlannın indirilmesini önerdi. Bir Yunan tragedyası olan ve Fiona Shavv'ın başrolde olduğu Euripidies'in modern giysili versiyonu 'Medea'gayet başanlıydı. dolayısıylaWarner'ın bu jestıne hıç ihtiyaç yok gibi görünüyordu fakat diğer tiyatro pratisyenlerinin birçoğu gibi Warner da, 18-25 yaş arasındaki gençlerin akıllanna tiyatronun gelmemesinin, yüksek bilet fiyatlan olduğunu söyleyerek bu konuda bir tartışma başlattı. Yapımcılan ve Queens Tiyatrosu'nun sahi- bi Lord LJoyd VVebber'i, her gece normal fi- yatı 34 pound olan en ıyi koltuklan, 18-25 yaş arasındaki seyirciler için 10 pounda satmaya ikna eden ünlü yönetmen, bu konuda bir açık- lama yaparak "Evet, en iyi yerlerin indirimli fîyatla sanhnası konusunda ısrarcı oldum. Dü- şündüm ki. bu gençler tiyatroya ne kadar ya- kın oiurlarsa, bilinçlerinde yaşamsal gerçek- likleri o kadar iyi özümseyebilirlerdi, tiyatro- nun da sinema kadar heyecanh olduğunu an- layabttirlerdT dedi. Warner. genç insanlann 'Medea'ya büyük ilgi göstermesini örnek vererek, bunda hem düşük bilet fiyatlannın hem de sinema kadar tempolu olmasının etkisi olduğunu söyledi. Yaşlı ve tutucu eleştirmenlerin, karmaşık yo- rumlanyla da gençleri tiyatronun dışında tut- tuğuna inanan Warner, "Günümüzde maale- sef tiyatroeleştirmenlerinin büyük bir bölümü, oidukça yaşb, tutucu ve günün dışında. Yo- rumlarryla gençierin kafalannı kanştınyorlar. Yönetmen Deborah VVarner, 34 pound olan en iyi kottuk fîyatmı gençler için 10 pounda indirttL Oysa gençlerin kendilerinden bir şeyler bula- bilecekfcri çahşmalar hakkmda yol gÖsterflme- ye, bilgilendirilmeye ihtiyacı var. Bu eleştir- menler ise kendi ahlaki yargı ve beğeni düzey- lerryle sınıriı kalarak tarafsız yorumlarda bu- lunamryorlar" dedi. En iyi yerlerin gençlere indirimli fiyatla sa- tılmasının bir politika olarak tüm prodüksi- yonlarda geçerli ohnasını umduğunu söyle- yen Warner, hükümetin bu konuda bir şeyler yapmasının çok yerinde olacağını düşünüyor. Royal Shakespeare Company'nin sanat yö- netmeni Adrian NoUe ise. bilet fiyatlannın tek başına bir engel oluşturmadığına dikkat çe- kerek; gençlik merkezlerinde, okul salonla- nnda oyunlar sahnelenerek gençlere belli bir tiyatro sevgisi ve kültürünün verilmesinin de gençlerin tiyatroya yönelmesinde etkili oldu- ğunu ve Royal Shakespeare Company'nin bu- nu teşvik ettiğini söyledi. "Hayaunda neredey- se biç canh bir performans iztememiş, bunateş- vik edilmemiş bir kuşak nasıl tiyatrâyla ügüe- nebitir ld? Bunu sadece bilet fiyarJanyla açık- lamak doğru değiL Repertuvarımızı ve seyir- cilerimizi gözden geçirdik ve 25 yaş aJüna ve ailelere hitap edecek bir çahşma programı be- lirledik. 40 bin yeni seyircinin 'The Lion'ı, 'The Witch and The Wardrobe'u ve'The Sec- ret Garden'ı izlemeye gelmesi, aldığmuz kara- nn doğruluğunu ispat etti. Bu hafta, birçok okul salonu ve spor merkezinde oyun sahnelemek üzere ülkeyi baştan başa dolaşacak olan, RSC'nin mobil tiyatrosunun ilk durağmda 'The Tempest' sahnelenryor. Bini aşkın genç seyirci, 'The Tempest'ı seyredecek." Gençlerin tiyatroya ilgisi konusunda müzi- kallerin emperazaryosu Sir Cameron Mac- hintosh, asıl önemli olanın gençlere oyunun bir parçası olduklannı hissettirebilmek oldu- ğunu vurguladı:"'Cats','LesMisarables' (Se- fîDer) ve 'The Phantom of the Opera" gibi mü- zikallerimiz sahnelendiğinde seyircUerimizin büyük bir kesimini gençler oluşturuyordu. Bu oyunlarla, gençler yaraücı yönlcrini keşfetti- ler, bu onlan daha çok izlemeye yöneltti. Bu- gün hemen her okulda bir tiyatro salonu var. Ve bu gençler müzikaller yazryor, oyunlar sah- neye kov uyoriar. Bu tek keümeyle harika." Son müzikali beğenilmedi ama The Stage'in seçtiği 100 isim arasında en etkili olanı Andrew Lloyd Webber listenin başında DEFNE GOLGESİ TURGAY FÎŞEKÇt Merdivenlep Başbakanlığın merdivenleri, televizyon ekranla- nndan izleye izleye en iyi bildiğimiz yerlerden biri oluverdi. Bu denli sık gördüğü bir şey üzerine ileri geri dü- şünmeye başlıyor insan. Bir sorun var bu merdiven- lerde: Çok kişinin ayağı tökezleniyor. Başbakan tö- kezledi, bakanlar tökezledi, en son IMF fkinci Baş- kanı, Başbakanımızı ziyaretten çıkışında tökezledi. Bu sonuncusunun tökezleme nedeni olarak mer- divenlerin buzlu oluşu gösterildi. (Bu da bir başka ayıp: Koskoca devletin başbakanlığının merdiven- lerindeki buzlar temizlenememiş. Iki kürek tuz yok mu oralarda?) Merdivenler, Başbakanlığın kapısına gelen biri için ciddi bir engel oluştuaıyor. Arabadan iniyorsu- nuz ve oidukça dik merdivenlerie karşılaşıyorsunuz. Heryiğidin bir yoğurt yiyişi olması gibi, hergele- nin de bu merdivenlerden kendine özgü bir çıkış bi- çimi olduğunu gözlüyorum. Delikanlıhğına güve- nenler gerilip merdivenleri hızla çıkmayı yeğliyorlar, daha olgun oianlar ağır ağır çıkıyohar. Bilir misiniz, sanatla insanın en yakınlaştığı dö- nemlerden Rönesans'ta, yapılarla merdivenlerin varlığı en aza indirilmiştir. Kapı önlerinde insanla yapı arasına yerieştirilen merdivenler, daha çok baskı dönemlerinin ürünü- dür. Merdivenin altındakiyte üstündeki arasındaki far- kı vurgular. Benimle aynı değilsin, aramızda aynm var, dahası sen aşağıdasın, ben yukandayım der. Düzayak giriliveren yapılar, bana sorarsanız bir uy- garlık göstergesidir. Herkese eşit yaklaştığını gös- teren bir insanilik içindedirler. Kaldınmlar da öyle değil mi? Ne denli alçak oiur- larsa o denli insanileşiyor, yükseldikçe de çirkinle- şiyoriar. Başbakanlığın bu çıkılması güç merdivenlerin- den son haftalarda kimler kimler çıktı, indi. Banka- alar, sanayiciler, ticaret odalan, esnaf odalan... Hep- si uzun uzun ekonomik krizle ilgili sorunlannı anlat- tılar, yardım istediler. Emekçilerin temsilcilerini göremedim yalnızca bu merdK/enlerde. Işçilerin, memurlann hayatlan bun- dan sonra ne olacak, bu konuda hiçbir açıklama yok. Krizde en son düşünülecek toplumsal kesim onlar galiba. Hiç akla gelmiyoriar. • • • Emekten söz eden pek kimsenin kalmadığı şu gün- lerde, iki ciltlik Emek Şıirleri seçkisi çıktı: Hazırla- yanlar. Eray Canberk - Gülsüm Cengiz. Yayım- layan: Evrensel Basım Yayın. Birinci cildin adı: Se- lam Yaratana, ikincinin Ellerimiz Günışığı. Adından anlaşıldığı gibi emeği konu alan şiirier bir araya getirilmiş. Hem ülkemiz hem de dünya şiirin- den ömekler içeriyor. Ünlü şairierimizin yanında, arbk isimlerine ve ürün- lerine yalnızca antolojilerde rastlanan unutulmuş ya da kıyıda kalmış şairiere de yer verilmiş. Antoloji yapmak, biraz da görünmeyeni göster- me, bilinmeyeni bildirme uğraşıdır. Emek Şiirieıfn\ hazıriayanlar da sanınm bu anlayışla davranmışlar. Hazırlayanlann bir başka tutumlan da eşitlikçi davranma çabası olmuş: En ünlü şairden de, en sı- radanından da birer ikişer şiir alarak eşitlik amacı gütmüşler. Yalnızca bu iki kitaba bakmak bile emeğin, insan- lık kültürü İçinde ne denli başat bir öğe olduğunu anlamaya yetiyor. Bunu anlamayanlar, galiba yalnızca "para piya- salan "nın hareketlerinden başka bir şey göreme- yenler. Para tek başına uçucu bir şey. Ne ekmeğin yeri- ne geçebilir, ne tuzun. Daha gönençli toplumlar ise emeği özgürieştiren, onun verimliliğinden yararianmayı bilenlerle ger- çekleşiyor. Gençlik Kttabevi'nin 'Genç Öykücüler' yarışması • İSTANBUL(AA) - Gençlik Kitabevi'nin 50. kuruluş yılında başlattığı ve bu yıl sekizincisini düzenleyeceği 'Öykü 2001' yanşmasına katıhna koşullan belli oldu. Gençlik Kitabevi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, yanşmaya katılmak isteyen 30 yaşını aşmamış amatör veya profesyonel öykücülerin, hikâyelerini en geç 31 Ağustos 2001 tarihine kadar Gençlik Kitabevi'ne ulaştırmalan gerekiyor. Seçici kurulu Adnan Binyazar, Konur Ertop, Feyza Hepçilingirler, Adnan Özyalçıner ve Doğan Yancı'nın oluşturduğu yanşmada, birinci 200 milyon, ikinci 100 milyon, üçüncü de 50 milyon lira ile ödüllendirilecek. Yanşma sonuçlan bu yıl kasım ayında açıklanacak, ödüle layık görülen öyküler de kitaplaştınlacak. Yanşmaya katılmak isteyenler Gençlik Kitabevi'nin Kadıköy Mühürdar Caddesi 68 numaradaki yerinden ya da (216) 336 30 17 ve (216) 337 96 05 numaralı telefonlanndan bilgi alabilecekler. K Ü L T Ü R t Ç t Z İ K K Â M Î L M A S A R A C I Sir Peter HalL Tantalus ile övgüye değer bulundu. Kültür Servisi - Andrew Lloyd VVebber, tngiliz tiyatrosunun en etkili ısmi seçildi. Ingıltere'de yayımlanan tiyatro gazetesi The Stage, Ingiliz tiyatrosunun 100 önemli ismini seçti. Listenin başında Andrew Lloyd VVebber yer alırken geçen yılki listenin başında yer alan Sir Cameron Mackintosh ise bu yıl listeye giremedi. Geçen yıl 'Titanik' fılminden bile çok para kazandu^n 'Phantom of The Opera' Lloyd Webber'in etkisini kanıtlamıştı. Ama Stage gazetesinin VVebber'in son yapıtı 'The Beautiful Game' üzerine yorumu pek de olumlu olmadı. The Stage, Webber'in Ben Ehon'la birlikte yazdığı müzikal için "Eleştirilerde, gişede ve sanatsal olarak başansı tarnşmaya açıknr" dıye yazdı. The Stage'in değerlendirmesindeki bir diğer dikkate değer nokta da National Theatre ve Royal Shakespeare Company'deki talihsel değişimdı. National Theatre'ın sanat direktörü Trevor Nunn, listede 11. sıraya kadarki 6 yerini yitirdi bu yıl. Ama The Stage, "sanatsal olarak hâlâ onayakın olan ancak birkaçisim" . olduğunu söylüyor. National'ın çalkantılı geçirdiği yıl, Royal Shakespeare Company'nin sanat direktörü Adrian Noble'a duyulan itibann artmasıyla karşılaştınldı. Nobte'un tiyatronun yönetimini yeniden yapılandırması, finansal olarak istikrarhlığı, The Secret Garden'ın müzikal versiyonundaki başansı ile "güveniKr bir kuruluş ortaya çıkardığT belirtildi. Noble, listede yedi sıra yükselerek sekizinci sıraya yerleşti. Gazetede, Leeds'teki West Yorkshire Playhouse'un direktörü Jude KeDy'den de 'Singing In The Rain' prodüksiyonuyla "yerel tiyatronun bayrağnu HalgalanHırdıgı" belirtilerek övgüyle söz edildi. Aynca övgüye değer bulunan aktör ve aktristler arasında National Theatre'ın Hamlet rolüyle Simon Russel Beale, en başanlı yılı olduğu için Michael Gambon, The Tempest oyunundaki Prospero rolüyle Vanessa Redgrave ve RSC'deki Richard II rolüyle günümüzün en iyi genç aktörü olarak Sam VVest bulunuyor. Sir Peter Hall da dikkat çekilen isimler arasında bulunuyor. Kıdemli yönetmen, geçen yılki listeden üç sıra gerileyerek 19. sıraya yerleşse de The Stage tarafindan 'Tantalus'u sahnelerken korkusuzca risk alması dolayısıyla övgüye değer bulundu. West End yapımcısı Thelma Hoh en ıyi klasik yapıt yorumcusu olarak övgüye değer bulundu. Aynca, The Stage'de Stephen Daldry'nin 'Bflly Elliot' filmindeki başansından sonra yeniden tiyatro yönetmeni olarak Ingiliz tiyarrosuna yeni seyirciler çekeceği görüşüne yer verildi. Judi Dench ise listede ilk yirmiye giremedi ama 'Âşık Shakespeare'i yeni bir tiyatro projesi olarak gündeme getirme karan övgüyle karşılandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle