Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 7 MART 2001 ÇARŞAMB,
V E G O R U Ş L E R olay.gorus^cumhuriyet.com.tr
Tarihte Takvim Tartışması
NurerUGURLU
B
ugün kullandığımız
milâdî takvimin te-
melı, Jülyen takvi-
minin yeniden dü-
zenlenmesi yoluyla
hazırlanan ve Dün-
ya'tun Güneş,'e göre hareketine da-
yah tarihleme sistemi olan, 1582'de
PapaXIILGregpriustarafindan yü-
rürlüğe konulan Gregoryen takvi-
midir. (Asıl adı Ugo Buocompani
olan Papa XIII. Gregorius, 1502'de
Bologna'da doğmuş, 1585'te Ro-
ma'da ölmüştür).
Jülyen takvimi, M.Ö. 46 yvlında
(Roma'mn kuruluşunun 708. yılı),
îskenderiye'ye yerleşmiş olanYunan
astronomu Sosigenes'in önerisi üze-
rine Jûl Sezar tarafindan yapılmvş-
tır (İskenderiyeli Sosigenes, M.Ö.
I. yüzyıldaMısır'dayaşamış Yunan-
h filozof, matematikçi ve astronom-
dur. Jül Sezar'ın yaptığı takvim re-
formunun esaslanm belirlemiştir.
Güneş'in ve Ay'ın görünür çaplan-
ran değişimlenni bulan ünlü filozo-
fun, 'TersY6ndeHar*etkrÜstüne,
GörünüşÜstüne, Açıklamalar veYo-
rumlar' vb. eserleri vardır). Bu re-
formun yapıldığı sırada, Roma'da
günlerin sayılması olağanûstû bir
düzensizlik içindedir. Bunun nede-
ni dePapa'nınveyüksekderecelira-
hiplerin magistratus'luğa geçme
(Magistratus, Roma Imparatorlu-
ğu'nda önemli kamu görevleriyle
yükümlükimsedir. Bunlarınidari, ad-
li, askeri görevleri vardır) tarihleri-
ni diledikleri gibi değiştirmeye kal-
kışmalandır. JülSezar, ayruzaman-
dayılbaşıru 1 Mart'tan 1 Ocak'açe-
virmiştir. Böylece, M.Ö. 46 yılının
1 Ocaktarihi ile Jülyentakvimi yü-
rürlüğe girmiştir.
Jülyen takvimi, 365 ve dörtte bir
gün temeline göre düzenlenmiştir.
Ama, her dörtyıldabir, artıkyıl de-
nilen366günlükbir yıl araya gkmek-
tedir, fakat,her dörtyıldabir, çift ola-
rakkabul edilengün24 Şubat'tir. Bir
Güneş yılı, 365 ve dörtte bir gün
olarakkabul edilmiştir. Her dörtyıl-
da bir artık günün eklenmesiyle de
takvim ilemevsimler arasındauyum
saglanrruştır. AmaGüneşyıbrungün
sayısmda yapılmış küçükhesap ha-
tası (gerçekte Güneş yılı 365 gün, 5
saat, 48 dakika, 46 saniyedir) mev-
simlerin takvimde yüzyılda bir gün
gerilemesine yol açmıştır.
Bu gerileme, Papa XIII. Gregori-
us'undöneminekadar 14güneulaş-
rruştı. Ama XIII. Gregorius, o sıra-
da 11 Mart'arastlayan ilkbahar mev-
siminin tarihini,Nikia (Iznik) Kon-
sülü'nüntoplandığıM.S. 325'erast-
ladığı karşılığı olan 21 Mart'a aldı.
Üerialmaişleminiise4Ekim 1582'de
yürürlüğe koydu ve takvimi 10 gün
ilerleterekertesi günü 15 Ekim 1582
olarak ilân etti. Böylece Roma'da 4
Ekim 1582 Perşembe gününü doğ-
rudandoğruya 15 Ekim 1582Cuma
gününe bağlamak karan alındı; bu
ileri almayla da hafta içindeki gün-
lerin sırası değişmemiş oldu.
Gregoryentakvimi Fransa'da 1582
yılında kabul edildi, 9 Arahk
1582'den hemen 20 Arahk 1582'ye
geçildi. tngiltereParlamentosu, Gre-
goryen takvimini 3 Eylül 1752 gü-
nü kabul etmişti, bu gün 13 Eylül
1752 günü olarak değil de 14 Eylül
1752 olarak sayıldı; çünkü Jülyen
takvimi o sırada bir gün yitirmişti;
ayncayeniyıl da 1 Ocak'tadeğil, 25
Mart'tabaşlıyordu. 31 Arahk 169O'ı,
1 Ocak 1690 (1691 değil) izliyordu
ve 24 Mart 1690'dan sonra 25 Mart
1691 geliyordu. 1 Ocak'ınyıhn 1.
günüolarakkabul edilmesi de 1752
yılında oldu. Böylece, 1 Ocak'la 24
Mart arasmdaki tarihlere 'çift yü'
adını vermek gelenek sayıldı; öme-
ğin3\ Arahk 1690'dan sonra 1 Ocak
1690/1 gibi; oysa 24 Mart 1690/1'i
25 Mart 1691 izlerdi.
Gregoryen takvimi ancak 1918'de
Rusya, 1923'te Yunanistan tarafin-
dan kabul edüdi. Türkiye'de 1 Ocak
1926'dansonra kullanümayabaşlan-
dı. Bu takvim bugün, hemenher ül-
ketarafindanbenimsenmiştir. Ancak
günümüzdeKalde(Sümer-Babil), îb-
rani, Mısır, Yunan, Roma, Çin, ls-
lam, Hindu, Madagaskar, Kamboç,
Laos, Vıetnamtakvimleri, yahuzge-
lenekselbayram günlerinibelirlemek
için kullanılmaktadu.
Gregoryen takvimindeki aksak-
lıklar sorunu yüzyıllardan bu yana
sürmektevetartışmakonusuolmak-
tadır. Butakvimde, aylannsürelerin-
dekivebirbirini izleyenyülarboyun-
ca hafta günlerinin dağılımmdaki
düzensizlikler birtakımyanlışlıkla-
ra yol açmaktadır. Takvim reformu
için 1927 yılında yapılması düşü-
nülen değişiklikler, Birteşmiş Mfl-
letlerTeşkSântarafindaniki öneriola-
rakhazırlanmıştır. Bu öneriler şöy-
le tasarlanmıştır:
l.Dcfişmez(Sabit) takvim: Butak-
vimde dörthaftahk 13 aybulunmak-
ta; ay başı her zaman pazar gününe
rastlamaktadır. Yılbaşı olan 29 Ara-
lık hiçbir haftaya bağh değildir ve
bayram (tatil) günüdür; aynı zaman-
da artık gün de her dört yılda bir 30
Haziran'a rastlatılır. Bu öneri, çok
köklübir değişiklikgetirmesi vebir-
çok alışkanlığa aykın düşmesi bakı-
mından (özellikle doğum ve ölüm
yıldönümleri bakımından) çok eleş-
tirilmiş ve uygun görülmemiştir.
2, Evrensel takvim: Bu takvimde
29 günlük4bölümvardır. Birinci ay,
pazar günü başlar ve 31 gün çeker;
ikinci ay, çarşamba günü başlar ve
30 gün sürer; üçüncü ay, cuma gü-
nü ile başlar ve yine 30 gün çeker.
Yılbaşı (bayram günü) ve artık gün
(aynı şekilde bayram ve hafta dışı)
değişmez takvimde olduğu gibi, ara-
lık ayının ya da haziran ayının so-
nuna eklenir. Reform, geçişin ayn-
mınavanlamayacakbirbiçimde, ilk
günüpazararastlayan bir yıldabaş-
latılır.
Bu ilginç öneriler, bugüne kadar
BfaieşmişMilktlerTeşkilâtı'nm gün-
deminden çıkartılmamıştu". Ola ki
yenibinyılın takvimi bu düşünceler
doğrultusunda gerçekleşir. 2001-
2100, yenibinyıl ve XXI. yüzyıl sa-
yüır!
ARADABtR
RECEP BtLGlMER
Şeyh Eteklerine
Yapışanlar...
Tarikat düzeninde "Bir şeyhin eteğine yapış" de-
nir. Çünkü müritşeyhine bağımlıdır. Ondan izinsiz ko-
nuşamaz, hiçbir iş yapamaz. Müridin şeyhine verdi-
ği, dahadoğrusu vermek zorundaolduğu hizmet, şey-
hinı pohpohtamak, onun kerametini yaymaktır. Bu-
nun için de "Şeyhi uçmaz, mürit uçurur" denir.
Cumhuriyet yönetimi, tekkeleri, zaviyeleri kapattı
ama, bu düzen, aynk otu gibi yeniden sardı toplu-
mu. Ardıtlan, kış uykusundan uyanan yaratıklar gibi
eğmiş olduklan başlannı kaldırdılar, açık açık ortaya
çıktılar.
Kimi siyasetçiier, tarikatşeyhterinin ayaklanna ka-
dar gidip, onlardan kendilerine oy vermelerini sağ-
lamalannı istediler. Aldılar da... "Şu şeyh bu partiyi,
bu şeyh şu partiyi tutuyor" diye, açıkça yazdı basın.
Butür ilişkilersürüpgidiyor. Ancak başka önemli şeyh-
ler dahaçıktı ortaya: Siyaset yaşamımızdaki pârti li-
derieri... Milletvekilleri, örgütyöneticileri debirer mü-
rit! Tarikat şeyhinin arkasında din gücü var. Parti li-
derlerinin ellerinde de disiplin kurullan... örgütte tut-
mak ya da uzaklaştırmak yetkisi, seçimlerde millet-
vekilliği, yerel yönetimlerin adaylığı, hep liderlerin
elinde. Hatta bazı yakınlannın...
Bir başka deyim daha çıktı ortaya: Liderlerin çev-
resi!
Akıl hocası mı, şakşakçı mı, bu sayede bir külah
kapma peşinde olmak mı? Belki de her üçü...
Rejimin adı: Demokrasi.
Klasik demokrasilerde söylendiği gibi, "Halk için,
halkla beraber" mi yoksa "Halkiçin halka karşın"m\?
Işte, son çıkan af yasası... Halkkarşı, buyasayıha-
zırlayanlar, "Ben beğenmedim" diyenler acaba, ne
ad veriyoriar bu yaptıklanna? Hani, demokrasi hal-
kın kendı kendiniyönetmesiydi? En azından, öytekla-
sik anlamda değil, demokrasiye saygı adına da ol-
sa, halkın isteklerine, yakınmalanna, meydanlarda,
sokaklarda dertdökmelerine kulak verseler bari. Hiç
olmazsa, demokrasi denilen hamamın namusu kur-
tulur böylece.
Yakın zamanda, yeni bir şeyh düzeni daha salın-
dı ortaya: Medyatik şeyhleri
Kimbunlar? Mankenler, kimişarkıcıtar, kimi "show-
men "ler, tarihte şeyhi uçurur gibi bunlar da gaze-
telerde, televizyonlarda bir günde ünlendirilip gök-
lere çıkanlıyorlar. Uğraşı ne olursa olsun, sanata bir
"çı" eki eklenip, "sanatçı" oluyorlar birdenbire... Ki-
mi her gece milyartar kazanıyor, kimi her gün bir sev-
gili değiştiriyor. Medya akşam "Büyük aşkyaşıyor"
diye duyuruyor, onlar bir de bakıyorsunuz, sabah
"aynlmış" oluyorlar. Büyük aşk mı bu? Yoksa baş-
ka bir şey mi? Parayla mı oluyor, hediyeyle mi; yok-
sa, ünlenmek, medyaya düşmek adına mı? Siz ka-
rarverin diyeceğim ama hemen belirteyim: Medya,
medya olmaktan çıkmış durumda. Sevabı var, gü-
nahı var. Artık medya, medya sayfalanndagizli- açık
tartışılıyor. Patronlann gıkı çıkmryor. Aydınlar bir şey
yapamıyor. Hükümetseyirci; dahası, onlannyörün-
gesinde... Haddine mi düşmüş, bir normal medya
düzeni kursun...
LotoCELL
Belki artık
işe gitme/sioi/.
STURKCELL
Tevfik Fikret'te Felsefe ve Eğitim Sevgisi - 2
Arslan KAYN ARD AĞ Febefeö
T
evfikFflcret'in şürinde
"insancıhk", insana
verilen büyük önem
açıkça görulmektedır.
Tekilinsanmanzarala-
nruneleahmşındaolduğugibikav-
ramsalyaklaşımda dabuiyice bel-
lidir. Öyle kiinsanı 'İannİaştıran''
dizeleri vardır. "Evrenin roh« in-
sandır" ve onu kutsamamızı (tak-
dis etmemizi) ister (12).
Şiirin eğitimdeki önemini çok
iyibilmektedir FikretYazgrya(ka-
dere) razı olmanın, az şeyleyetin-
menin, miskinligin, insanlann ru-
huna ikinci bir doğa gibi yerleşti-
ği ogünlerinortamında,yükselme,
ilerleme isteği uyandıracak, ka-
ramsarlığı yok edecek,çağdaş de-
ğerleri sevdirecek şütier yazması
bu bilinçten kaynakîanır.
tşe cocuklarla başlamanın öne-
mini anlamışnr. Bizde çocuklar
için şiir yazmayı başlatan odur
(13). Bu tür şiirlerini "Şermin"
admdaki kitabında toplar.
Başta Galatasaray Lisesi olmak
üzere değışikokullarda ögretmen-
ükyapmıştrr. Birdeokulkurma gi-
rişimi vardır (14).
Galatasaray Lisesi için yazdığı
şiirde orayı sevgi ve saygıdolu di-
zeleriyle yüceltir. Baü'dakıdüşün-
ce çevrenine (ufkuna) açüan ilk
pencerenin Galatasaray Lisesi ol-
dugunuvurgular. Yeni velaikokul-
lann açıldığını gördükçe mutlu
olur. Kandiüi Kız Lisesi'nin açıl-
masınaçoksevinmiştir. Bir şiirde
onun için yazar; oradaki ögrenci-
lerin yannın analan olacagını dü-
şünerek "Enbahtsızmillet kadın-
lannı okutmayan millettir" der.
Herkesin, özellikle kadmlannoku-
tuunasını ister.
Hasan Âli Yücel'in dediğı gibi,
«Meşnıtiyetdönemind^Harbiye,
Ttt^Mülkiyeokunanndaöagür-
lükdenaningerçeköğretmeniFik-
ret otmuştur. Gençiikte özgüriük
sevdasmıNamık Kemal başlatmış-
tu,amayaşatanTevfikFikrettir".
Mutlu yüzyıhn gelecekte değil
1300yıl öncede olduğunainanan-
lannçoğunluktabulunduğubir za-
manda, onun, çağdaşlaşma isteği-
nin uyanmasmdakı etkisi büyük-
tür (15). Tanzimat'la başlayan ay-
dınlanma hareketine yepyeni ve
güçlü bir ses getirmiştir. Bu ses
kısa zamanda yığınlann malı ol-
muş, bir bakıma Cumhuriyeti ha-
zırlamıştır.
Mostafa Kemal, onunbirçok şi-
irini ezbere bılirdi. Gençlerin ara-
sındaolduğubir günFerda(yann,
gelecek) şiirinibaştan sona söyle-
miştı (16). "Fikri hür, irfanı hör,
vkdanı hür bir geDçtik" Mustafa
Kfimarin de özlemiydi.
Okullar için marş sözleri yaz-
mıştır Tevfik Fikret. Darülfunun
(üniversite)Marşıiçinyazdığı söz-
İCTİeK
CeidShnen,znhn»meii,hak
buhnahkuvvet/Hakkınvüzügül-
dükçe gülûmser beferiyet (insan-
hk)" demektedir (17).
Darühnuallim (öğretmen oku-
lu) marşının sözleri de onundur.
"Bflimışıklanyladonanrruşdüşün-
ce mrdusuyaz" diye başlayan bu
marş, "öğretmenterin,
roetedece^ni" vurgulamaktadır.
Tevfık Fikret'inkişiliğini oluş-
turan düşünce dünyasında bilim,
eğitim, hukuk, doğruluk, özellik-
ledeözgüriük özlemi, aydınhköz-
lemiyle hep yan yanadır. Bunlar
toplumun da özlemi olmuş ve bu
özlemgünümüzekadar sürüp gel-
miştir.
• • •
2000yıhTevfikFikret'inölümü-
nün seksen beşinciyıhydı. Değer-
litarihçiProf. ZekiAnkan bu yü-
dönümünüdeğerlendırrnek için 25
Ekim'de tzmiı'de Ege Üniversite-
si'nde bir sempozyum düzenledi.
llgiyle izlenen büdiriler sunuldu
sempozyuma. Felsefeci Prof. Ah-
met Arslan'm iyi bir inceleme ve
katkı olanbüdirisi "Tevfik Fikret
veDin" başhğını taşıyordu.
îstanbul'daTürkiyeYazarlar Sen-
dikası, 16-17 AralıkgünleriGala-
tasaray Lisesi'nde, Tevfik Fikret
içinkonuşmalar düzenledi. Edebi-
yatçı, tarihçi, felsefeci 15 konuş-
macıkatüdı. Felsefeci olarakProf.
Bedia Akarsu ile Prof. Betül Ço-
tuksöken konuştu. Fikret'in şiir
dünyasındaki aydınlanmacı içeri-
ğe Akarsu değindi. Çotuksöken,
tt
Tarih-iKadmı'eG5reTevrlkFik-
retveTarih" başhklı bir konuşma
yaptı. Konuşmasında, "insana ve
onunla ilgili bügrye şairin, tarihçi-
nin, febefecinin nasd baktıklann-
dan" söz etti. Bunu yaparken He-
gd'in tarih felsefesine gönderme-
lerde bulundu.
Izmirve Istanbul'dakibukonuş-
ma ve büdinlerin gecikmeden ya-
yımlanmasını bekliyoruz.
(12)GÖktenYerebaşlüdı şiireba-
kııuz.
(13) Tevfik Fikret, çocuklar için
yazdığı şiırlen Şermin admdaki ki-
tabuıda toplamıştır. Haluk'un Def-
teri'ndeki kimi şiırlen de çocuklar
için yazılmış şiirler arasında değer-
lendirebiliriz.
(14)Tevfik Fikret'in "Yeni Mek-
tep" adıyla özel okıükurma düşün-
cesi vardır. Çağdaş eğitim ilkeleri-
nın uygulama alanı olmasını istedi-
ği böyle bir okul için "Tarifiıanıe''
bileyazmışU. Butasarıpara sorunu
yüzûnden gerçekleşemedi.
(15) Hasan Âli Yücel'in Müte-
fekkir Bir Şair adh yazısma bakı-
mz. Hayat (deTgi), 1929.
(16) RagıpŞevki, Atatürkve Fik-
ret, Yarımay (dergi), 1938.
(17) Güfte başlıklı şüre bakınız.
Şıinnüstûndekinottau
DarülfünuB
Marşı'' için yazıldığı belırtilmıştir.
PENCERE
Bayram Sıkıntısı...
Oldum olası şu Kurban Bayramı'nı sevmem
ortalık kan revan içinde kalır.
Işkembe, dalak..
Bağırsak, böbrek..
Kelle, beyin..
Elleri kanlı, kaşlan çatık, suratlan bozuk bi
sürü herrf, sokaklarda meydanlardakurban pe-
şinde dolanıp sözüm ona bayram mı yapıyor
lar?..
Oysa penceremin önündeki erik ağacmı do-
natan bembeyaz çiçekler insanın gözünü alı-
yor.
Bahann eli kulağında... .
Hayyam'ın dediği gibi:
Vakit geldi, dünya yeşiller giyecek, - -, t
"
Ağaçlara Musa'nın eli değecek, ' '
Kurv tohumlara Isa'nın nefesi.
Gözler açılıp buluta çevrilecek.
•
Neden bu içimdeki sıkıntı?..
Yapısal kriz, beklendiği gibi medyayı da vur-
du. Binlerce kişi sokakta. Aralanndayakın dost-
larım da var. Alt katmandaki kol emekçisinden
dünyaçapında üne kavuşmuş sanatçısına de-
gingeniş birkesimi kapsayan fırtınadan çok sa-
tışlı medya söz açmıyor. Cumhuriyet krizin ha-
berierini vermek zorunda olduğundan kimile-
rini öfkelendiriyor.
Peki, bu olanbitenlerden Cumhuriyet mi so-
rumlu ki sağdan soldan saldınya uğruyoruz?..
•
Her neyse..
Bugün bayram..
Bayram bize mahrem.. " ' **"
Sultanım biçarem.. ~ . . ^
Dolduriçelim.. diye şairin sıkıntsını payia^ı-
rak yine ömer Hayyam'a dönelim; sevgili Sa-
bahattin Eyuboğlu'nun çevirisiyle dilimizde
de şiirleşen şu dizelerin birlikte tadını çıkara-
lım:
"Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklanm var, dedim;
Sen ki her bilginin temelisin, • -
Sana yol göstermelisin.
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yü daha katlan, dedi.
Nedir, dedim bu yaşamak? .,
Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir? dedim; u
Biraz keyfetmek için
Yıllaryılı dert çekmek, dedi.
Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
Kurt, köpek, çakal, makal, dedi.
Ne dersin bu adamlara, dedim;
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
Benim bu deli gönlüm, dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.
Hayyam'ın bu sözlerine ne dersin, dedim;
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim, dedi."
•
Cumhuriyet için ötede beride tezgâhlanan
yalan dolana aldırmayın, biz genel krizin hem
kapsamındayız, hem dışındayız; yakındaki bir
attlımın hazırlıkları içindeyiz...
Dert ise derdimiz, keyif ise keyfimtz bu...
Başarılar Diliyoruz
AüNEYZİ
S
on on beş yıldur
Antalya'nm
kültür yaşamına,
eski deyimiyle
mührünü basmış olan
Saym Musa Seyira,
yeni atandığı Izmir'e
gitmek üzere şubat
ayında görevirü
Manavgat Kültür
Merkezi'ni kuran Saym
Talat Aydikk'e
de\Tedıp aynldı. Yeni
görevinde de başanlı
olacağmdan kuşkumuz
yoktur. Bu nedenle
başarılar dilerken
bundan emin
olduğumuzu da
eklemek istiyordum,
ama yazı başlıklannm
kısa tutulması
gerekiyor.
Musa Seyirci, kişisel
çalışkanhğı ve
yaratıcüığı yamnda
çevresirü de sürekli
üretken ohnaya
sürükleyen bir
yapıdadır.
Gerçekleştirdiği
değişik sempozyumlar,
bilimsel toplantüar,
özellikle kendi
köklerinin de geldiğini
dile getirdiği
Yörüklerin yaşam ve
gelenekleri ile ilgili
çalışmalanyla
Antalya'ya çok değerli
birbirikim
kazandırmıştır.
Çeşitli gazetelerde
yayımlanan yazılan,
şiir yüklü anlatımı ile
zenginleştirdiği arulan
hep kıvançla okunan
çaîışmalar ohnuştur.
Atandığı Izmir'in
kültür yaşanuna önemli
katküar
kazandıracağından hiç
kuşku duymamaktayız.
Daha büyük nüfusa,
daha zengin ve çok
yönlü iş hayatına ve
gelenekselleşmiş çeşitli
sanat festivallerine
sahip îzmir'de Sayın
Musa Seyirci'nin daha
da başanlı olaylara
imza atacağma
güveniyoruz.
însanoğlunun yaşarm
ve ilişkileri konusunda
dört yüzyıldan beri
eşine rastlanmamış
gözlemleri ile
ölümsüzleşmiş \Vtffiam
Shakespeare, romantik
oyunu"Romeove
Jüh/efte "ayrümanın
buruk tadından" söz
etmiştir. Aslvnda her
aynhğın içinde bir
yeniden buluşma
sevinci gizlidk. Eminiz
ki, Musa Seyirci'nin
can kardeşliği ve önü
alınamaz gayreti, bizim
onunla üişkilerimizin
sürekliliğini
sağlayacaktır. Ne lzmir
bize uzak ne de Seyirci,
Antalya'dan gayn
kalacaktır.
Yeni görevinizde
başanlarınızm sürekli
olması dileğiyle
saygüanmızı
sunuyoruz, Sevgili
Seyirci.
flielih Hibar ın
bu haftahi
nonukUrı
Hartal Haan.
Esmeray.
Ercan Turgut
Güzin ue Baha.
Cshi
dosilardan
unuiulmaz
bir
ziuafeti.