23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18MART2001PAZAR CUMHURİYET SAYFA K l J L T l J R kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Hollywood'un en çok kazanan, gözüpek oyuncusu Julia Roberts'ın Oscar'da tek rakibi var Bmoche'un hefesi ensesinKültür Servisi- "Rolyapmak iyi dans eden biriyle dans etmek gibidir. Ihtiyacınız olan tek şey biriikte doğru ritmi yakalamak. Son gün- lerde tam böyle hissediyonun. Doğru insanlar- la doğru ritimlerie dans ediyorum." Bu sözler neredeyse adaylık elde etmediği ve ödûl kazanmadığı hiçbir yanşma kalmayan 2001 'in en çok konuşulan fılmlerinden 'Erin Brockovich'in aktristi Juüa Roberts'a ait. Bugûn filmleri gişe rekorlan kıran ve 20 milyon dolarlık ücretiyle Hollywood'un en çok kazanan kadın oyuncusu unvanını taşıyan Roberts'm, 1986'da 'Blood Red"le başladığı sinema serüveninde geldiğı en son nokta 5 dal- da Oscar'a aday olan 'Erin Brockovich'. 33 yaşındaki Julia Roberts, Erin Brockovich rolüyle Altın Küre ve Sınema Oyunculan Der- neği ödüllerinden sonra Oscar gecesinı çahşa- rak ve ilginç kitaplar okuyarak bekliyor. Daha önce 'Özel Bir Kadın' ve 'Çelik Ma- nolyalar' ile Oscar'a aday olan Roberts, bu yıl kendisine rakip olarak Juliette Binoche'u gö- rüyor. "Bu yıl kadın oyunculann performansı çok ilginç. Orneğin Juliette Binoche'un Çıko- lata'daJdmİ2ahı,banaciddi raldp oiacakbiryo- rum. Ama khn alırsa alsuı, Katherine Hep- burn'ün muhteşem stihne yaklaşamavacağuıa inanryorum.rt Gerçek arkadaşı olan Brad Pitt ile oynadığı 'TheMeskan' ile Amerika'da gişe hasılaö kra- üçesi. Yine Pitt ile başrolleri paylaşacağı, So- derbergh'in yöneteceği 'Oceans Eleven' adlı yeni fılminin çekimlerini dört gözle bekliyor. RoMi Catherine Zeta Jones'a kapürmış Arkadaşlaruun ve düşmanlarının dediği gi- bi her ıstediğini elde eden bir tip değil. Ne olursa olsun, 'Trafik'teki Helena rolünü çok istemesıne kârşın Catherine Zeta-Jones'a kap- tırmış. Kendini 'kamikaze oyuncu' olarak gö- riiyor, "Bir konuya inanırsam,gözüm hiçbir şey gönneden kabul ederim. Bu hayat felsefem za- ten." Film başına 20 milyon dolar alıyor ama 'The Mencan' gibi inandığı projelerde daha az bir ücretle oynayabiliyor. Aynca UNICEF'ın kam- panyalanna manen ve maddeten katıhyor. As- lında paradan çok rafme bir yaşamm peşinde. Para ıse bunu sağlamakta basit bir araç. 'The Merican' füminde rol almayı Serg» Leone'nin spagetti western'lerini çağnştırdığı için kabul etmiş. .f Küçükken romantik fîlmlerie hayal dünyasına dalarken, diğer yanda da Sergio Le- one'nin anlatnğı maceralarta içimdeki kahra- man yan ortaya çtkardu Örneğin 'Bir Zaman- lar Batıda' bence çok büyük bir filmdir, biz de 'The Meıican'la bu fîlmi tekrar gündeme ge- tirmeye çahştıkJ" Gazetecılık okumasına rağrnen oyunculuk tut- kusu ağır basınca New York'a, kızkardeşi Lı- sa'nın yanına giden ünlü aktris, aktör olan ağa- beyi Eric Roberts aracılığıyla 1986 yılında 'Blood Red'de küçük bir rol alarak sinema ya- şamına başladı. 'Mystk Pizza'nın(1988) ardın- dan ilk Oscar adayhğıru elde ettıği 'Steel Mag- *uyıl kadın oyunculann performansı çok ilginç. Örneğin Juliette Binoche'un Çikolata'daki mizahı, bana ciddi rakip oiacak biryorunu Ama kim alırsa alsın, Katherine Hepburn *ün jnuhteşem stilineyaklaşamayacağına inanıyorum.' nohas' (Çelik Manolyalar) adlı dramada, Shir- ky McLaine ve Safly FkM gıbı deneyımli oyun- cularla kamera karşına geçti. tt Dahaçokyeniy- dim ve büyüklerle ovnıryordum. Ama başara- mayacağunı, yanlannda yetersiz kalacağunı düşündüğüm anlarda doğal davranmam yeter- KydL Oscar heyecanımı? İsterseniz onu hiç an- latmayayım." 1990 yılı ise tam anlamıyla bir dönüm nok- tasıydı. Kiefer Sutherland ve Kevin Bacon ile başrolü paylaştığı 'Flatiiners'ın (Çizgi Ötesi) ardmdan RichardGere'le oynadığı çağdaş pe- ri masalı 'Pretty VV'oman'da (Özel Bir Kadın) canlandırdığı duygusal sokak kadını Vivian rolüyle tam anlamıyla bir bomba etkisi yarat- tı ve ikinci kez Oscar'a aday oldu. 1991'de Steven Spielberg'in yönettiği 'Hook'da (Kan- ca) canlandırdığı küçük peri Tınkerhell rolün- deki olağanüstü perfonnansıyla, Hollywo- od'un sıradışı bir oyuncuya kavuştuğunu ka- nıtlamıştı bile. 1993 te Country şarkıcısı Lyle Lovett'la yaptığı ikı yıl süren evliliğin ardın- dan çektiği NickNofte'li 'ILoveTrouHe' (Ba- yılırım Belaya) filmine yönelik eleştırilere, "Bazen bikük, sıradan filmler çekmek istersi- niz. Ben hiç değilse sıradan ohnayan bir aktör- le (jynadım" yamtıru verdi. 'Mairy Reflhy' tam bir fıyasko olarak nitelendirilse de 'My Best Friend's NVedding'ın (En tyi Arkadaşun Evle- niyor) gördüğü büyük ilgi, ardından 'Nothing Hfll' ve 'Runaway Bride'ın müthiş gişe başa- rısı Amerika'nın en büyük kadın oyunculann- dan biri olduğunun göstergesiydi. Günlük yaşamında at kuyruğu şeklinde top- ladığı saçlan. blucini ve botlanyla herhangj bi- ri görünümü veren mütevazı ve sıradan bir çehreye sahip olmasına karşm, aşın özgüven- li ve kibirli yönü konuşulduğunda fark edili- yor. Buna rağmen sokakta karşılaştığı insan- lar fikİTİerini paylaşmaktan çekinmiyorlar. "Eğer bir insan yanımayaklaşıp durûstçe hak- kundaki olumlu ya da olumsuz fîkuierini söy- lerse, bunu takdir eder ve dikkate ahnm. Dik- kate ahnadığan, beni hiç tammadan bir köşe- de gizlenip hakkunda yargüara varan ve bunu aynı sinsilikle yazanlardır." 'Romantik, neşett ve eğJenceli biriyim' Dikkate almadığıru, önemsemediğini söyle- se de Roberts'm basm sorumlulanna verdiği talimatlar tam tersi. Basına verilecek fotoğraf- lan sıkı bir elemeden geçiyor ve fotoğraflann altma yazılacaklann önceden görülmesi şart ko- şuluyor. Geçen yaz sinema endüstrisinin hasılat kay- gısıyla 'bir oyuncunun aynı dönemde piyasa- ya arka arkaya film sürmemesi' kurahna mey- dan okudu. Oynadığı romantik komediler, 'NothingIHI' ve 4 Runaway Bride' peş peşe gös- terime girdi ve gişede 100 milyon dolar hası- lat bıraktı. " Romantik biriyim. Duygusal, tra- jik öyküler ilgimi çekhor, beni hayal dünyası- na sürüklüyor. En sevdiğim yazar Thomas Hardy." Piyasada tiyatro eğitimli birçok Ingiliz oyun- cunun bulunması başlarda herhangi bir drama okuluna gitmemiş, hiç oyunculuk dersi alma- mış olan Roberts'ın gözünü korkutmuştu. Oyunculuk hocası olan babasmı ise 9 yaşın- dayken kaybetmişti. Bu sorunu zekâsı ve do- ğalhğıyla aşan aktrist, bulunduğu mekânda hemen fark edildiğıni söylüyor. u Sette,ldmiza- man sizm kadarzeki ohnayanlann gözünü kor- kutan bir özeilik oba da her zaman kafasında fikuieri olan ve bunlan ısraria paylaşmak iste- yen biri oldum. Aynca neşeü, egknceK bir in- sanım. Bu da sette olumlu bir hava yaranyor. Setierde obnayı seviyorum ve eğlencefi bir yer haüne getirdiğimi düşünüyorunı." Erkek arkadaşı Benjamın ile Taos'taki çift- liğine gidip lezzetli yemekler pişirmek, bütün hayvanlannm bakımını üstlenmeyi özlüyor. Hollywood'daki çekışmeler arasında olup bitenleri izleyip buna göre politikasmı sapta- mayaçalışıyor. Ama hiçbir zaman 'MistikPiz- za'dan 50 bin dolar aldığı günleri unutmuyor. Korkusuzve unuırsamazbir kadın Erin Brockovich karakterini olağanüstü ve harika buluyor Bugüne dek 25 yapımda rol alan oyuncu, 'Erin Brockovich' (Tatlı Bela) ile çıtayı yükseltti ve kariye- rini farklı bir yönde geliştirdi. Ste- ven Soderbergh'ın yönettiği. 'Erin Brockovich'de Roberts'ın yanı sı- ra Albert Finney, David Brisbin ve Dawn Didavvick rol alıyorlar. 'En iyi kadın oyuncu', 'eniyiyardımcı erkek oyuncu', 'en iyi yönet- men','en iyi film' ve 'en iyi özgün se- naryo' olmak üzere 5 dalda Oscar'a aday olan ve gerçek bir olaydan yola çıkı- larak çekilen filmde, Erin Broc- kovich, Sunset Bulvan fahişesi kı- lığı ve ağzı bozuk, sivri dilli tavırla- nyla dikkat çeken, iki kez boşanmış, üç çocuklu bir kadındır. Bir hukuk firmasında evrak dosya- lama işınde çahşmaktadır. Bir gün kü- çük bir Kaliforniya kasabasınm su ih- tiyacını karşılayan dev kuruluş, Pasi- fik Gas and Electric'in bile bile suyu kimyasal atıklarla kirlettiği ve bu yüz- den ortaya çıkan hastalıkların örtbas edildiğiyle ilgili bir dosya bulur. Pat- ronu Ed Masry 'ye (Albert Finney) bu konuyla ilgilenmek ve soruşturmak istediğini söyler. Başta gönülsüz dav- ranan ve bu dev şirketle uğraşmaktan çekinen Masry'nin sonunda kabul et- mesiyle büyük bir mücadele süreci başlar. Roberts'ın bu filmdeki rolü, zor- luklarla ve güçlülerin dünyasıyla mü- cadele ediş biçimmdeki duyarlılıkla 'Özel Bir Kadın'daki Vivian'ın daha yaşlı bir versiyonu olarak değerlendi- rildi. O da Erin karakterini olağandı- şı ve harika buluyor. "Erin, göründû- ğünden daha fazlası bir kadın. Korku- suz ve umursamaz. Her durumda gö- ze çarpmak ve yargüar onu ilgilendir- miyor. Bakdan ama görfihneyen biri- si Erin ve aklını inadıyla birieştümiş mücadele edryor." Şn^kete ödettirilen 333 milyon do- larlık rekor tazminatla Amerikan ta- rihine geçen olayın fılme çekilmesi fık- ri adalet duygusu çok güçlü olan Ro- berts 'ı daha en başta heyecanlandır- mış. "Böylesine büyük bir şirketin bu kadar sorumsuz ve zalünce davran- ması çokkorkunç. Bugüne kadar duy- duğum en inanılnıaz olaydı" dıyor. Roberts,fıhndeki rolüyieçıtayı yüksdnl Atesin Dustugu Yer' ile kazandı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü Arif Berberoğlu'nun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'nün bu yılki sahibi, "Ateşin Düştüğü Yer" adlı dosyasıyla Arif Berberoğhı oldu. Saüh Bolat, Abdülkadir Budak, Müsüm Çelik, Refik Durbaş, Şükrü Erbaş, Bahar Gökler ve Emin Özdemir'den oluşan seçici kurulun oyçokluğuyla verdiği karar sonucu ödüle hak kazanan Arif Berberoğlu, 1959'da Antakya'da doğdu. Van Sağlık Koleji'nin ardmdan Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü bitiren Berberoğlu'nun Cehennemde Serenat (1992), Ütopya ve Katran (1995), Kınk Su (1999) adlı şiir kitaplan ile Nekrasov (1993), Yıldız (1995), Küçük Motl (2000) adlı çevirileri yayımlandı. 1986 yılmdan bu yana verilen Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'nün bu yılki töreni önümüzdeki aylarda \nkara'da gerçekleştirilecek. bıgflizlerdeıı Belgrad'a armağan: Hamlet Kültür Servisi -"Sırbis- tan'a demokrasinin geiişini karşılamak için tngilizler bir jest yaparak bir arma- ğan gönderdiler: En büyük oyun yazarlannuı en büyük yapıtnu." Belgrad'ın önde gelen gazetelerinden biri, Royal National Theatre'ın beğenilen prodüksiyonu 'Hamlet'in kentlerine geli- şmi böyle duyurdu okurla- nna. Belgrad, îngiliz Nati- onal Theatre'ın lsveç ve Da- nimarka'dan sonraki üçün- cü ayağuu oluşruruyor. Ti- yatro daha sonra ABD'ye gidecek. Subistan'da ekim aymda yaşanan devrimden sonra bir îngiliz tiyatrosunun ül- keye gelışi büyük bir heye- • Royal National Theatre, Sırp halkına Belgrad'da Shakespeare'in ünlü oyununu sahneledi. îngiliz tiyatros7cunun ülkeye gelişi ise sevinçle karşılandı. Sırplar için National The- atre'ın kente gelişi, uzun yü- lar süren yalıtıhnışlıklan- nın artık bittiğinin hissedi- lir bir işareti oldu. Turnenin gerçekleşmesi için yardım- cı olan Milos Krecko>1c bu konuda "B^uzakkakhğtmız dünyaya duyulan bir açhğm giderilmesinin yolunu açı- yor. İnsanlar arûk geçmişte kahn kötü olaylan unutmak istiyoriar" diyor. Biletlerin saüşa sunulduk- tan iki saat sonra tükendiği oyuna, Belgrad'ın yeni ln- canla karşılandı ve Sırp ga- zeteleri bu olayı ilk sayfa- dan verdi. Turneyi organize eden ve parasal destek sağlayan Bri- tish Council ıse turnenın si- yasi bir öneme sahip oldu- ğunu vurguladı. Belgrad'da Ingilizlerin iki yıl önceki bombardımanınm izleri hâ- lâ görülebiliyor. Ama şim- di bir Îngiliz tiyatrosu, dört ay önce sokaklara çıkıp on yılhk MUoşeviç yönetimine son veren Sırp halkına Belg- rad'da 'Hamlet'ı sahneliyor. giliz büyükelçisi Charles Cravvford da katıldı ve sah- neye çıkarak bir konuşma yaptı. Sırbistan'ın önde ge- len aktörlerinden Kültür Ba- kam Branislav Lecic de Na- tional Theatre'ın ülkesine geiişini kutlayanlar arasm- daydı. National Theatre tarafın- dan tiyatro öğrencileri ve genç oyuncular içuı düzen- lenen vrorkshoplar da aynı biçimde yoğun ilgi gördü. Turnelere alışık olan În- giliz oyuncular Belgrad'ın çok farklı bir kent olduğu- nu söyleyerek tarihsel bir değişimin yaşandığı bir ül- kede bulunmanın heyecan verici bir duygu olduğunu belirttiler. KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR AhEvet, Postmodepnizm! Bir yıldan fazla sürdü, bilim adannı bir dostumla çe- virdiğimiz kitabın sonuna geldik bu hafta. Yakında bi- tirip yayınevine teslim edeceğiz. Bin Amenkalı, diğe- ri Fransız iki teorik fizik profesörü yazmışlar bu krta- bı. Alan Sokal ile Jean Bricmont Altbaşlığı şöyle: Postmodem Entellektüellerin Bilime Tecavüzü. Bilim adamı yazarlanmız, Fransa'da ve Amerika'da ve Ingilizce konuşulan diğer ülkelerde çok tutulan, çok ciddiye alınan, pek beğenilen ve belirli bir aydm ke- siminde el üstünde tutulan yıldızlann yazdıklanna bi- lim gözüyle bakıyorlar. Kim bu yıldızlar? Ünlu psiko- analist Jacques Lacan, edebiyat çözümlemesin- den siyaset felsefesine kadar geniş bir alanda ürün veren Julia Kristeva, psıkoanalizden dılbılime, ora- dan da bilim felsefesine kadar birçok alanda atıp tu- tan luce Irigaray, bilim sosyolojisinde uzman Bru- no Latour, bizde birçok hayranı olan sosyolog vefel- sefecı Jean Baudrillard, son yıllarda bizim memle- kette de taklitlerı, benzeıieri, parodileri çıkmaya baş- layan düşünür Gilles Deleuze ve onun çok yakın ça- lışma arkadaşı, psikoanalıst Felix Guattari, ne de- mekse bir "hız" uzmanı olan Paul Vırilio. Gerçek bir post-modernizm panayın. Sokal ile Bncmont bilim gözünden yazdıklan kitap- ta, yukarıda ismi geçen muhteremlenn bilimden söz açtıklan zaman büyük şarlatanlar, madrabazlar ve ne dediğini bilmeyen cahiller düzeyinde olduklannı kanıtlıyoriar. Bu büyük postmodemlerin kendi söz- leriyle, Lacan'dan Virilio'ya gerçekten ıler tutar yanı yok yukandaki kâğıt kaplanlar listesinin. Bu adamlann son on yıldır, yirmi yıldır, artık ne ka- dar zamandır bizim ülkemizde de birçok hayran - des- tekçi - mürid bulduklannı düşünerek; birçok dile çev- rilmiş bu son derece eğlenceli, son derece vahim tez- leri pınl pınl bir dille anlatan kitabı, Türkçe'ye çevir- meye karar verdik bir yıl kadar önce. Meraklısı okuyunca görecektir, pek kolay bir iş de- ğildi bu çeviri serüvenı. Yapıtlarından alıntı yapılan bu ünlü yazarların hepsı birer bulanıklık, akıl kanşıklığı, bilmediklen konularda atıp-tutma ya da tutamama us- 1 tasıydılar. Bir anlam ve bağlam kargaşası, birbiriyle yakından uzaktan ilgisi olmayan birçok konuyu bir- birine bulayıp üstüne hiç anlamadıklan bilimsel ku- ramlann sosunu dökmekle gerçekleşiyor; bu durum ise birçok aydının ve aydın adayının aklını kanştın- yordu. Bu kitabı son derece önemli bir manifesto olarak gördük. iki değerli bilim adamının akıntıya karşı "kral çıplak" diye mınldanmalarını önemli bulduk. Sonun- da yapılan şey bir amme hizmetiydı! Aydınlanmanın akılcı geleneğıni fütursuzca yadsıyan, savlannı olgu- lara başvurarak sınamak kaygısından tamamen uzak, sözde kuramsal bazı söylemlerden oluşan bu "post- modem " zıpırlıklann sığlığını okurlarla paylaşmak is- tedik. Biz de kitabın yazarlan gibi, elbette postmodemiz- min uygarlık için bir tehlike oluşturduğunu düşünmü- yoruz. Küresel bir ölçekte bakılırsa faşizm, kökten- dincilik gibi çok daha tehlikeli irrasyonalizm biçimle- ' rl varken postmodemızm gerçekten pek man'inal ka- lıyor. Ama bu şariatanlık biçimını eleştirmenin dü- şünsel, pedagojik, kültürel ve siyası nedenlerle ya- rarlı olduğuna ınanıyoruz. Sokal ve Bncmont gibi. Stanislav Andreski, Buyucülük Olarak Sosyal Bi- limler adlı kitabının 90. sayfasında şunlan yazmış: "Toplumda, yetkililer hayranlık ve korku uyandırdık- ça ortaya çıkan dayanaksızlık ve bulanıklık tutucu eği- limleri arttınr. Çünküaçık, aydınlık, mantıksaldüşün- ce bllgi birikimine yol açar (doğa bilimlerinin gelişi- mi buna en iyi ömektir) ve ilerleyen bilgi er geç ge- leneksel düzeni yıpratır. Oysa bulanık düşünce kim- seyi biryere götûnvez, dünyayı hiç etkilemeksizin sü- rekti hoş görülebilir." Işın püf noktalanndan biri de bu bence: Hiçbir an- lam, bilgi, derinlik içermeyen birtakım bulanık yu- martalaryumurtlayarak ve üç beş bin (çeşitlı kesim- den, çeşıtli yaş grubundan hevesli) ınsanın dışında hiç kimseyı etkilemeden süreklı hoş görülebilir bu postmodem şarlatanlar. öte yandan açık, aydınlık, mantıksal düşüncenin zamanı şu ya da bu şekilde rrtut- laka gelecektir, gelmiştır insanlık tarihinde. Maymun- luk tarihinde de. Öyle olmasaydı, fiziksel "gerçekti- ğin" toplumsal "gerçeklik" gibi önünde sonunda "dilsel bir oluşum" olduğu gibi anıtsal saçmalıklann ipliği GalBeo'dan beri habire pazara çıkmazdı. Bu son derece eğlenceli ve önemli yapıt hakkında önümüz- deki Kuşbakışlannda yazmayı sürdüreceğim sevgili okur. Bu pazar bu kadar... AST'tan Dario Fo oyumı • ANKARA (ANKA) - Ankara Sanat Tiyatrosu, Nobel Edebiyat Ödüllü Dario Fo'nun "Odenmeyecek! Ödemiyoruz" isünli oyununu sahneleyecek. Fo'nun halk tiyatrosu geleneğinın özelliklerini ve fantezilerini kullandığı oyunda, varoşlarda yaşam mücadelesı veren işçiler anlatıhyor: Kadınlar, semtin süpermarketinden ahşveriş yaparken fiyatlann sürekli zamlanması karşısuıda bir eylem yapmaya karar verir ve herkes ne bulursa torbasına doldurur, bazı mallann ödemesi yapıhnaz. Ardından da mahalle polisi tarafından kuşatılırlar... Levent Ülgen'ın yönettiği, Hakan Akm, Hakan Güven, Fulya Koçak, Murat Demırbaş, Özlem Evren, Meltem Gülenç ve Ferhat Büküş rol aldığı oyun 23 Mart'tan itibaren izlenebilecek. Ann Sothern, 92 yaşında öldü • Kültür Servfci - 1950'lenn ünlü televızyon serisi 'Private Secretary'nin deli dolu karakteri 'Susie McNamara'yı canlandıran, sanşın şarkıcı, aktris Ann Sothern, Idoho'dakı evinde geçirdiği kalp knzi sonucu öldü. Sothern. 'Lady Be Good', 'The Ann Sothern Show' gibi MGM müzikalleriyle ünlenmişti. 60 yıllık kariyerinde 64 film çeken ve 175 televizyon dizisinde rol alan Sothern, 'The Wales of August'taki rolüyle 1988'in Oscar yanşmda En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'nü ahnıştı. BUGÜN • BABYLON'da saat 22.00'de Brooklyn Funk Essentials & Laço Tayfa'nın konseri izlenebilir. (292 73 68) • TAVSAHNESİ'nde saat 12.00'de Haşmet Zeybek ve Yalçm Akçay'ın konuşmacı olarak katılacaklan 'Geçmişten Günûmûze Türk Tiyatrosu' konulu semıner gerçekleştirilecek. (293 72 95)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle