Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18MART2001PAZAR
12 PAZAR KONUGU
Dr. Cumhur Aydın 'a göre trafik kazalarının çoğu güvenliğe yönelik doğru önlemlerin bilinmemesinden kaynaklanıyor
Canavaryoldadeğil,beyinde
Siyasal
irade
gerekli
LEYLA TAVŞANOĞLU Olkemizde hergün trafik kazalannda onîarca kişi ölüyor. Son 15yıl içinde toplam
can kaybımn 120 bin kişi olduğu hesaplanıyor. Oysa Güneydoğu 'da 16 yıl süren savaşta 30 binin üzerinde ölü
verildiği biliniyor. Trafik terörü de bir çeşit savaş değil mi? Her gün aileler yakınlarımn bir trafik kazasında öldüğünü
öğrenmenin acısını yaşarken neden buna önlem alınmıyor? Neden herkes duyarsız? Oysa en yakınlanmızı bu yol
kazalannda yitirirken niçin hiçbir şey yapmıyoruz? Konuyu trafik uzmanı Dr. Cumhur Aydın 'la konuşurken yakın
gelecekte bu çok önemli sorunu hafifletecek ciddi önlemlerin alınmasına ilişkin kaygı ve kuşkularımız da arttı. •-
£. ı...
- Devlet, hükümetyülardir süren bu trafık
felaketini önlemek için neyapryor?
- Dıle getirilecek çok şey var. Bir genel
değeriendirme yerine, mutlaka söz etmem
gerekli iki konuyu kısaca belirterek
bitirmek istiyorum. Ulaştırmada taşıyan ve
taşınan var. îki taraf da kendi çıkannı
maksimize etmek istiyor. Peki kuıallar,
disiplin? Işte devlet burada ortaya çıkıyor.
Kuralsızlığın kural olduğu bir ortamda
hiçbir şey elde edemeyiz. Bu belirttiğimiz
sistematik yaklaşımlar, duyarhhğın artması,
korkanm daha çok zaman alacak. Oysa
ortada akan kanlar var. Işte burada devlet,
denetimiyle ortaya çıkacak. Burada
kesinlikle arazıdeki memuru
kastetmiyorum, siyasal irade işte tam da
burada gerekli. Siz hâlâ, trafikte cinayet
işlemiş kişiye, "tedbirsiz. dikkatsiz"
diyorsunuz. Bu kabul edılemez. Para
cezalan yerine, ehlıyete el koyma, çok etkin
bir yöntem.
Trafik
Cüvenliği
Projesi
-1998 yüında başlatüan ve sizin de görev
aldiğınız Trafik Güvenliği Projesi'ni bize
anlatır mısuıtz?
- Trafik Güvenliği Projesi, ülkemizde trafik
güvenliği alamnda şimdilik ilk ve tek bilknsel
çaba. İlk kez konuyla ilgüi uygulamacı
kuruluşlar, Karayollan Genel Müdürlüğü,
Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim
Bakanlığı; Sağlık Bakanlığı ve Gazi
Üniversıtesı Tıp Fakültesi bir proje
çerçevesinde işbirliği yapıyorlar ve birlikte
çahşıyorlar. 1998 yılmda başlayan bu çahşma,
bu yıhn sonunda tamamlanacak. Bir bölümü
Dünya Bankası'ndan kredıli olan projenin
bütçesi yaklaşık 90 milyon ABD Dolan.
Projede ikı uygulama alanı bulunuyor. tlki,
Ankara çevresındeki devlet karayollanndan
oluşan 500 km'lik Pılot Proje. Bu alanda, yeni
uygulamalar deneniyor ve baa güvenlik
parametrelerinin etkileri izleniyor. Ulusal
proje olarak adlandınlan ve hemen tüm
önemli karayollannın dahil edildiği ikinci
uygulama alamnda da kuruluşlar bazı satın
almalara koşut olarak, etkinliklerinı
geliştiriyorlar. Projenin üçüncü ayağında ise
bu uygulama sonuçlan değeıiendirilerek
Türkiye'nin önündeki on yıllarda izlemesi
gerekli strateji ve kurumsal yapı tarif
edilmeye çalışıhyor. Proje; bölgesel uygulama
planlan oluşturulması, karayollannda
mühendıslık açısından trafik kontrolleri
yapüması, ortak ve etkin bir veri bankası
yaratılması gibi, heyecan verici sonuçlar
ortaya çıkarabilir.
PORTRE Dr. CUMHUR AYDIN
1961, Sapanca doğumlu. Yükseköğrenimini îzmir Dokuz Eylül
Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü 'nde tamamladu
Ulaştırma ve trafik konularında Ortadoğu Teknik
Üniversitesi'nde (ODTÜ) yüksek lisans ve doktorayaptu
10yıl süreyle akademisyen olarak görev aldu 1993-95
arasında Karayollan Genel Müdürlüğü Trafik Birimi'nde
yöneticilik yaptu 1998'den buyana Trafik Güvenliği
Projesi 'nde koordinatör olarak çalışıyor. Değişik
üniversüelerde ders veriyor.
- Trafik kazalan niçin ülkemizin en önemli sorunlanndan
biri?
- Her yıl dünyada yaklaşık 700 bin insan karayolu trafik ka-
zalannda ölmekte, 10 milyonu aşkın insan yaralanmakta ya da
sakat kalmaktadır. Bugün gerekli önlemler alınmazsa, önü-
müzdeki on yıl içinde gelişmekte olan ülkelerde en az 6 mil-
yon ınsanın kazalarda yaşammı yitireceği, 60 milyon insanın
da yaralanacağı ya da sakat kalacağı tahmın edilmektedir. Yi-
ne gelişmekte olan ülkelerde, ekonomık ve sosyal ilerlemele-
re yönlendirilebilecek yılhk 100 milyar ABD Dolan'nın tra-
fik kazalannınmaddikayıplan olarak yitirildiği saptaması var-
dır. Öyleyse, konunun dünya çapında çok önemli bir sorun ol-
duğunu belirtmekle başlamahyız. Türkiye'de durum nedir?
Kuşkusuz kapsamlı istatistiki verile-
re sahip olmadığımız için, kesin yar-
gılara ulaşmak güçtür. Ancak trafik
kazalan sonucu yılhk ölümlerin -ya-
kın zamana kadar belirtildiğinin aksi-
ne 5 binler değil-10 binler seviyesin-
de olduğunu söyleyebiliriz. Bu sayı-
ya, polis bilgilerinin yanı sıra jandar-
ma bölgeleri ile hastane vehlerinın de-
ğerlendirihnesiyle ulaşıyoruz. Her yıl
ikı yüz bine yakın yarah ve sakat ve-
riyoruz. Bundan hareketle, son 15 yıl
içinde kayıplanmızuı 120 binler sevi-
yesinde, yani orta büyüklükte bir
Anadolu kentanizuı haritadan silin-
mesine karşılık gelen bir büyüklükte
olduğunu görüyoruz. Aynı dönemde,
ailesinin içinde biryakının kaybı ya da
sakat kalmasıyla yaklaşık 8 milyon
kişinin trafik kazalanndan etkilendiğini söyleyebiliyoruz. Yıl-
lık maddi kayıplann ise GSMH'nın yüzde 1-2'leri seviyesin-
de olduğu tahmin ediliyor. Türkıye Cumhuriyeti'nin hiçbir dö-
neminde, hiçbir sorun bu kadar uzun süreli can alıcı sonuçlar
yaratmamış, bu kadar geniş kitleyi etkilememiştir.
ulusal tepfcl
- Bu sorunun çözümü öncelik taştyor mu?
- Trafik güvenliği, Türkiye de dahil birçok ülkede, sosyal bir
sorun olarak değerlendirilmesine karşın oldukça fazla bir ka-
yıtsızlık da gözlenmektedir. Kaza mağdurlannın sayısıru azalt-
ma amacının, genellikle gündelik yaşamımızda pek öncelik ta-
şunadığı görülebilmektedir. Bunu aşabilmek için değişik söy-
lemler deneniyor. Örneğin, Türkiye'de haftada bir Boeing uça-
ğın düştüğünü söylemekteyız. Bireylerin yaşamlan boyunca
trafik kazasına kanşma olasılıklan hesaplanıyor (Türkiye için
bir kestirime göre her üç kişiden biri). Kaza kurbanlannın ço-
ğunluğunu 15 ile 45 yaş arası gençler oluşturduğu ve bunun
yüksek oranda ömür kaybına yol açmakta olduğu vurgulanı-
yor. Demiryolu ve havayolu gibı sistemlerde riskin çok düşük
olduğu dile getiriliyor. Ancak bugüne kadarki tüm çaba, ka-
muoyunun ve karar vericilenn dikkatini karayolu kazalan so-
rununa çekmekte başanlı olamamıştır. Elbette, bunun birçok
nedenı bulunmaktadır. Yol kazalan sorununun nedenleri ve
alınacak önlemler, sanıldığının tersine, oldukça karmaşık bir
yapıya sahiptir. Kazalann birçok olası nedeni, farklı çözümler
bulunmaktadır ve aralanndaki ilişki net değildir. Bir diğer ne-
den, trafik güvenliğine yönelik doğru önlemlerin gerek yol
kullanıcılan, gerekse polıtikacılar arasında, yine sanıldığının
tersine, çok az biliniyor olmasıdır.
- Sizce çözüme nastl yaklaşümalt?
- Kuşkusuz iyileştirme-çözüm aşamasmda iki ana husus or-
taya çıkmaktadır:
- Kaza ve kazazede sayısının ve riskinin azaltılması,
- Kaza şiddetinin azaltılması ve sonuçlanmn daha katlanıla-
bilir kılınması.
Bunlara nasıl yaklaşılacağının aynntılanna gırmeden önce,
olmazsa olmaz bazı koşullann sağlanması gerekriğini vurgu-
lamak gerekir. Nedir bunlar? Öncelikle, trafik güvenliğinin
iyileştirilmesi gündeminin hem karar vericiler-politikacılar
hem de kamuoyunda değerlenmesi, önceliklendirihnesi gere-
kir. Açıkçası, bu yönde bir iradenin sürekli biçimde ortaya çık-
ması gerekir. Türkiye'de ne yazık ki yılda 10 bin kayıp, böyle
bir hareketliligı henüz ortaya çıkararnadı. Taşıt sahipliliğimiz
oldukça düşüktür. Yakın gelecekte buradaki artışa paralel ka-
za sayısı ve ölümlerde de artışlar beklenir. Bu nedenle tablo da-
ha da olumsuzlaşacaktır. Şimdilik ulusal tepki düzeyimizin ne-
reden geçtiğini merak etmekteyiz. Bu "kararhhk" ifadesini
biraz açrnak zorundayız. Gereksinim duyulan trafik güvenli-
ğinin sağlanmasına yönelik bir "Ulke Poütikası vc Stratejisi*'
ortaya konulmasıdır. Bu strateji, kısa, orta ve uzun vadelı uy-
gulama planlan ıçermelidır.
Hedef bellrlenmell
Örnek veriyorum, "Trafık kazalanndanölümler azalnlacak-
ür" demek yetmez, "2001-2005 dönemi içinde yüzde 25 azaln-
lacaktu-" şeklinde hedeflerle tariflenmelidir. Bu genel hedef-
lerin mutlak surette uygulama, çalışma ve kaynak hedefleriy-
le ilişkilendirihnesi gerekir. Yine örneklersek. bu hedefe eriş-
mek için denetim teşkilatının hız kontrollenru yüzde 50 arttı-
np ortalama hızlan yüzde 10 azaltma ya da hız ihlallerini yüz-
de 30 azaltma gibi hedefleri konuhnuş programlar uygulama-
sı gerekiyor. Tam şimdi, kamuoyu ve karar verici desteği ve ön-
celiğinden söz etmek gerekir. Bu uygulamalar, aynı enflasyon
(belki güzel bir örnek olmadı ama!) izlemesi gibi gözlenmesi
gerekir ve hedeflerden eğer uzaklaşılıyorsa, nedenleri tespit
edilmeli ve revizyonlar yapılmalıdır. Evet, her hükümet top-
lantısında trafik güvenliğinin bir gündem maddesi olmasındân
söz ediyoruz. Toplum da sivil örgütlenmeleriyle bunu izleye-
cek ve destekleyecektir. Bunun toplu bir bilinç ve örgütlenme
ile ilgili olduğu açıktır.
Yol GOvenllfll Konseyl
Trafik güvenliğine yönelik planlann mutlaka "Ulaşörma
Ana Ptanı" ile desteklenmesi, örtüşmesi gerekmektedır. Bu
alanda, 1980 'lerin başında hazırlanmış ilk ve tek ulaştırma pla-
nmda, yüzde 82'lerden yüzde 70'lere çekihnesi hedeflenen
yük taşımacılığmda karayollannnı paymın, azahna bir yana
yüzde 95'lere firladığnıı görüyoruz. Demiryollan başta olmak
üzere, diğer ulaştırma biçimlerinden sıstemli ve giderek arta-
cak biçimde daha fazla yararlanmazsak, bataklığı kurutmamış
olacağız.
Trafik sorununayaklaşımlarda diğer büyük handikap kurum-
sal yapıdır. Görevleri gereği konuyla ilgili, 10 kadar bakanlık
ya da genel müdürlük söz konusudur. Bu nedenle, anahtar söz-
cükler işbirliği ve koordinasyondur. Oysa bu amaçla yasa de-
ğişikliği ile oluşturulan trafik güvenliği kurullan etkin çalışa-
mamaktadır. Örneğin, yılda en az iki kez başbakanın başkan-
lığında toplanması gereken, "Karayohı Güvenliği Yüksek Ku-
nıhı" iki yıldu- hiç toplanmamıştır. Yabancı ülkelerden bu ala-
na aktanlacak deneyım, seçilecek bir bakanlığın, yol güvenli-
ği üzerinde genel sorumluluğu üstlenmesi ve hderkuruluş ola-
rak çahşması olabüir. Bir diğer yaklaşım, sorumluluklan ve gö-
rev alanı belirlenmiş bir 'Ulusal Yol Güvenliği Konseyi'nin ya-
şama geçirilmesi olabilir..
- Trafik güvenliğini oluşturan parametreler neler?
- Trafik güvenliğinde, dört parametre sıkça dile getirilir: Mü-
hendislik, denetim, eğitim ve acil yardım. Bir başka deyişle,
kazalar ohnaya devam edecektir, ancak karayolunuz, altyapı-
nız, onun üzerinde uyguladığınız dene-
tim, kullanıcılann bilgi düzeyı ve kaliteli
acil yardım öylesine yetkin olacaktır ki
ölümler ve ölümcül yaralanmalar azalsm.
Oysa, burada da bilimin öngördüğü yak-
laşunlar göz ardı edilir ve günlük rutin
çalışmalarla yetinilir. Dünya, artık kara-
yollannın projelendirilme aşamasında tra-
fık güvenliğini dıkkate alıyor, daha koru-
yucu tasanmlar peşinde. Kamuoyumuz
ve karar vericiler yalmz yasa değişikliği
ile sorunlanmızı çözebileceğimizi düşle-
mekteler. Bu amaçla trafık yasamızı on-
larca kez degiştirmışız. Bir şey değişme-
miş. Yeni hazniıkta da bir yeri düzelteyim
derken diğerlerini bozuyoruz. Hız limit-
lerinin yukan çekilmesi nasıl savunulabi-
lir? Yasa herkese, her koşulda tavizsiz uy-
gulanmadıkça, kendi etkisini bile gösteremiyor. Şimdi bir so-
ralım bakalım, kaç politikacımız, yöneticimiz trafik cezası
ödüyor? Burada bir parantez açalrm. Şehir içlerinde trafık uy-
gulama ve bağlı olarak yatınm kararlannı, her şeyi bilen baş-
kanlara ve il trafik komisyonlan aracılığı ile trafıkte görev alan
kunıluşlann temsilcilerinin oylama sonuçlanna bırakmışız.
Şehrin yalnız bugününü değil, 50 yılını etkileyecek bir karar
vereceksiniz, bunu ilgili ama çoğu kez bılgısizler arasında oy-
luyorsunuz. Bu kabul edilebilir mi? Bir kalp ameliyatında, am-
bulans sürücüleri, hastane başhekimi ve diğerleri arasında oy-
lama mı yapılıyor? Elbetburada en can alıcı konuya geliyoruz.
Trafıkte yer alan herkes bir şeyler söylüyor. Duyarlı gazeteci
çözüm öneriyor, vatandaş isyan ediyor. Medya yılda bir kez,
yalnızca kısa bir dönem görevde olan bürokrâtlan sorgulaya-
rak yön vermeye çahşıyor. Şüphesiz, kamuoyu duyarlılığını art-
tırmalıyız. Ancak, sorun tespitleri ve kararlar mutlaka bu işin
uzmanlanna bırakılmalı. Yanndan tezi yok, TÜBÎTAK ya da
yetkin bir üniversite kapsammda bağunsız bir araştırma mer-
kezi ve kapsamlı yüksek lisans programı açmalıyız. Belki de
üç-beş yıl dışandan bilim adamlan getirerek eğitimcilerimizi
eğitmeliyiz. Ancak egıtimli personelle kaynaklan daha doğru
ve etkili kullanabileceğiz. Önemli gelişmeler yaşanıyor. Araç-
lan daha güvenli kılacak tasanmlar devreye alınıyor, yol çev-
releri daha güvenli hale getiriliyor. Tümbunlan ateşlemek için,
öncelikle şimdiye kadar yaptıklanmızın yetersız ve hatta yan-
lış olduğunu kabul etmeİde başlamahyız işe.
Balina'da arananlar listesi kabardı
Çankçıoğlu ve vergi
müdürleri gözaltmda
İSTANBUI7İZMİR -
Triryonlarca liralık haya-
li ihracat olayıyla ilgili
olarak bir süre önce baş-
latılan 'Balina' operasyo-
nunun kapsamı genişleti-
liyor. Arananlar listesini
300 kişiye çıkaran polis,
Istanbul, Ankara ve
Kars'ta düzenlediği ope-
rasyonlarda, 2 yeminlı
mali müşavir ile gelirler
müdürü, vergi dairesi mü-
dürü ve müdür yardımcı-
lan olmak üzere toplam 6
kişiyi gözaltuıa aldı.
Balina operasyonunun
"kflif isimlerinden, tu-
tuklu Abdurrahman Ya-
kup ReisoğJunun ifade-
lerinde adı geçen yeminli
mali müşavir ve Doğuş
Üniversitesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Peyami
Safa Çankçıoğlu. yemin-
li mali müşav ır İlhan Al-
labç, Güngören Vergi Da-
iresi Müdürü iken Kars
Gelirler Müdürü olarak
tayini çıkan Ekrem Has-
demir, Göztepe Vergi Da-
iresi Müdürü iken tayini
Davutpaşa'ya çıkan Ab-
bas Karadeniz, Göztepe
Vergi Dairesi müdür yar-
dımcılığından emekli
olan Süleyman Akçelep
ve aynı vergi dairesinde
yoklama memuru Can
Arslan, lstanbul, Ankara
ve Kars'ta gözaltuıa alın-
dılar.
Yeminli mali müşavir-
ler Çankçıoğlu ve Alkı-
lıç'm, Reisoğlu'nun ha-
yalici şirketlerine teyitler
verdikleri ve söz konusu
vergi dairelerinden büyük
miktarlarda haksız KDV
iadesi ahndığı belirtildi.
lstanbul'da gözaltmda tu-
tulan bu kişilerin bir ekip
tarafindan Izmir'e getiril-
dikleri ve Izmir Kaçakçı-
lık ve Organize Suçlar
Şube Müdürlüğü'nde sor-
gulannın sürdürüldüğü
bildirildi.
Orhan Apaydın ödülü Yaşar Kemal'e, özel ödül de Gülçin Çaylıgil'e verildi
Âydınlanına savaşçısı anddı
Yaşar Kemal, Orhan Apaydın 2000 yıh ödülünü sinema
sanatçısı Tank Akan'm elinden akfa. (UĞUR DEMİR)
tstanbuJHaberServisi-Eski lstan-
bul Barosu Başkanı Orhan Apaydnı
anısına düzenlenen 2000 yıh ödülü,
yazar Yaşar Kemal'e verildi.
Orhan Apaydın Demokrasi ve ve
Banş Vakfı'mn Kültür Bakanh-
ğı'mn katkılanyla düzenlediği 2001
yıh anma ve ödül töreni, dün Atatürk
Kültür Merkezi'nde (AKM) gerçek-
leştuildi. Törenin açılış konuşması-
nı yapan gazetemız Yaym Kurulu
Başkanı ve yazan İlhan Selçuk, Or-
han Apaydın'ın aydmlanma devri-
minin hukukçusu olduğunu belirte-
rek 1923 devrimi ile şeriat hukuku-
nun kahntılannın temizlendiğini,
Orhan Apaydm'm da bu devrimin
içinde anlam kazandığını söyledi.
Apaydm'm yalnız demokrat değil
cumhuriyetçi olduğunu da ifade e-
den Selçuk, Türkiye'de cumhuriyet-
çi olmadan demokrat olunamayaca-
ğını anlattı. Orhan Apaydın adına
düzenlenen 2000 yıh ödülü, sinema
sanatçısı Tank Akan tarafindan Ya-
şar Kemal'e verilirken insan hakla-
nyla ilgili çahşmalan nedeniyle
avukat Gülçin Çayhgil'e de özel ödül
verildi.
Yaşar Kemal de, Apaydm'm ken-
disinin ilk avukatı ve çok yakın dos-
tu olduğunu belirterek Apaydm'm
ilerici ve halktan yana bir hukuk
adamı olduğunu ifade etti. Kemal,
"Cezaevine girdiğim zaman hiçbir
avukat beni savunmak istemiyordu.
O dönemde yalnızca Orhan Apay-
dm avukatbğımı üsdendi" dıye ko-
nuştu.
Anma ve ödül töreninin ardmdan
"Toplumda Şiddet" konulu panel
düzenlendi. Yazanmız Orhan E-
rinç'in yönettiği panelde konuşan
lstanbul Barosu Başkam Yücel Say-
man, toplumsal düzenin, bireylerin
hakkını aramak için aldığı gücü bir
süre sonra şiddete dönüştürdüğünü
ve devletin bunu yaparken banşı ko-
rumak, huzuru sağlamak gibi gerek-
çeler öne sürdüğünü kaydetti.
Gazetemız yazan Dr. Erdal Ata-
bek de şiddetin her toplumda bulun-
duğunu, ancak toplumun şiddete
karşı nasıl tavır takındığınm önem-
li olduğunu belirtti. Atabek, şidde-
tin de bir kültürü bulunduğunu ve bu
kültürün giderek yaygınlaştığım an-
lattı.
VEFAT
Erzincanlı merhum Recep ve Nafia
Tavşanoğlu'nun oğullan; merhume
Feride, merhum Vehbi ve merhume
Mürşide Tavşanoğlu'nun ağabeyleri,
Leyla ve Ayşe Tavşanoğlu'nun
kayınpederleri, Yasemin ve Ali
Tavşanoğlu'nun dedeleri, Sedat ve
Vedat Tavşanoğlu'nun babalan,
Emine Tavşanoğlu'nun eşi
lstanbul Üniversitesi
Orman Fakültesi emekli
öğretim üyelerinden
Prof. Dr.
FAİK
TAVŞANOĞLU
17 Mart 2001 tarihinde vefat etmiştir.
Cenazesi 19 Mart 2001 Pazartesi
günü öğle namazından sonra Bebek
Camii'nden kaldırılarak Zincirlikuyu
Kabristanı'nda toprağa verilecektir.
AİLESİ