25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ümraniye'de ölenler anıldı • lstanbul Haber Servisi - Gazi Mahallesi'nde 6 yıl önce çıkan olaylann Ümraniye'ye sıçraması üzerine buıada ölen 5 kişi anıldı. Mustafa Kemal Mahallesi 3001 Caddesi'nde toplanan yaklaşık 50 kişilik grup, olaylarda ölenlerin fotoğraflan ve çeşitli pankartlar taşıyarak sloganlar eşliğınde yürüdü. Burdup Cezaevi davası • BIRDIR (Cumhuriyet) - Burdur E Tipi Cezaevi'ne 5 Temmuz 2000'de yapılan operasyonda meydana gelen hasardan sorumlu olduklan gerekçesiyle 61 tutuklu ve hüküralünün yargılanmasına dün başlandı. Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen dava, sanıklann katılmaması üzerine 26 Nisan'a ertelendi. Yüksekoya çetesi yargı öflünde • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde aralannda yûksek rütbeli subaylar, korucular ve bürokratlann dabulunduğu 13 sanıklı Yüksekova çetesi ana davasına dün Diyarbakır 4 No'lu DGM'de devam edildi. Duruşmada savcı Ali Osman Kaynak, esas hakkındaki görüşünde Bınbaşı Mehmet Emin Yurdakul, PKK itirafçısı Kahraman Bilgiç ve korucu Kemal Ölmez'i Esen Oteli'nin roketlenmesi nedeniyle çete kurmakla suçladı. dner'in ortagma tutuktema istem • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk, "Beyaz Enerjı" soruşturması çerçevesinde Park Holding'in sahibi Turgay Ciner'in ortağı Erhan Aygün'ün tutuklanmasını istedi. Savcının isteminı DGM Yedek Yaıgıçhğı karara bağlayacak. Egebank davatarı brteftipilıl • lstanbul Haber Servisi - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen Egebank'tan Harmak Şirketi'ne venlen 8 milyon dolan, zimmetlerine geçirdikleri iddiasıyla bankanın eski sahibi Yahya Murat Demırel ile banka yönetıcılennın yargılanmalanna devam edildi. Mahkeme heyeti davanın, tstanbul DGM'deki Egebank davasıyla birleştırilmesine karar verdi. AzerBülbül üözaltMida • tstanbul Haber Servisi- îstanburda düzenlenen uyuşturucu operasyonu kapsamuıda aranan Azer Bülbül takma adlı şarkıcı Subutay Keskin de gözaltına alındı. Elleri kelepçeli olarak Narkotik Şube Müdürlüğü'ne getirilen Keskin, gazetecilerin, uyuşturucu kulanıp kulanmadığı yolundaki sorulanna, "Benim öyle kötü alışkanlıklanm yok" yanıtını verdi. obylar • lstanbul Haber Servisi- Bayrampaşa Cezaevi'nde organize suç örgütü elebaşı Alaattin Çakıcı'nın yeğeni Kenan Ali Gürsel'in de aralannda bulunduğu 8 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili 32 sarağın yargılanmasına devam edildi. Eyüp 1. Ağır Ceza Mahkemesi 'ndeki duruşmada mahkeme heyeti, sanık Hakan Çillioğlu'nun isimlerini verdiği kişilerin tanık olarak dinlenmesini kararlaştırdı. DSP lideri, partisinin grup toplantısında çalışanlann enflasyona ezdirilmeyeceğini söyledi Ecevit ııımıt dağıbyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Der- viş'in DSP'ye üye olmayı "şu aralar düşünmediğini'' söyledi. Ulusal Program'ın tamamlanması- nm birkaç hafta sürebileceğini ancak açıklanan öncelikh önlemlerin ana hatlannın belirlendiğini vurgulayan Ecevit, "ŞimdktenbeffildUlusalProg- ram, lMF"\c daha önce sunulmuş programlardan farkh olarak, makro- ekonomiyle veya para politikasryia il- gili gereksinimkrin yanı sıra somut ve FP'li Lütfü Esengün: sosyal hedeflere de ağırhk verecektir" dedi. Ecevit, çalışan halk kesimlen- nin enflasyona ezdirilmeyeceğini öne sürdü. Başbakan Ecevit, grup toplan- tısı öncesinde MHP lideri ve Başba- kan Yardımcısı Devlet Bahçeünın is- teği üzerine Derviş'in DSP'ye üye ol- masuıı önerdiği, ancak bunun redde- dildiği haberleriyle ilgili sorulan ya- nıtladı. Ecevit, "Şusıralaröylebirşey düşünmüyor" derken "Sz teküf gö- türdünüzmü" sorusuna "Evet" karşı- lığuıı verdi. "Üyelikönerinizreddedi- ttrken bir gerekçe gösterikii mi" soru- suna "Hayır" yanıtını veren Ecevit, Bahçeli'nin konuyu gündeme getir- mesiyle ilgili bir soru üzerine de ortak- lanyla her şeyi konuştuklannı söyle- mekle yetindi. Ecevit, darboğazdan geçildiğini kaydederek şu görüşleri dile getirdi: "Dalgah kur sistemini iyi değerien- direbiürsek başta dışsaam veturizm ol- mak üzere lokomotif sektöriere kısa sürede büyük canhlık kazandırabili- riz. Türk Iirası'nın ölçülü düzeyde de- ğer yitirmesi, dışsatıma hız katacakûr. Daigah kurun dışsannunıızı canlandır- mas, red sektöre de karJada buhına- cakör. Çünkü dışsabmcılar ara mah ve yanron mah gereksinimlerini artik dışardan ahnak yerine, büyük öiçüde yurtiçinden sağiayacaklardır. Böylece iç üretim canlanacak,işsiztikazalacak- tır. Yhıe rialgnlı kur uygulaması ile Türk Lirası'nda ölçülü bir düşüş, tu- rizmede güç katacakûr. Turizm37 dal- da iş ve geür sağlamaktadır. Bu sektör- lerde ve daflarda canlanma, doğal ola- rak betirtiöiçüde desteğe ve gerekü ön- lemlerin süratle alınmasına bağhdır. Bu konuda elden gelen yapüacaknr." Ulusal değil emperyalist programANKARA(Cumhu- riyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, hükümetin yem ekonomik programını "Önümüze konulan reçete, kurtuluşreçete- si veya acil önlemlerde- ğildir. Bir yabana gö- zün tespitrvle alelacele hazırlamnış bir telaş paketidir" şeklinde değerlendirdi. FP Ge- nel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün, "ulu- sal değil emperyalist" dediğı yenı ekonomik programa hiçbır şekıl- de destek vermeyecek- lerini bildirdi. "Görevini ihmal ve suiistimaT ederek ekonomik bunahmda pay sahibi olduğu ge- rekçesiyle eski Devlet Bakanı Recep Önal hakkında soruşturma komisyonu kurulması için dün TBMM Baş- kanlığı'na önerge ve- ren FP, Önal'ın Yüce Divan'da yargılanma- sını istiyor. TZOB Başkanı Fa- ruk Yücel'i kabulünde konuşan Çiller, "Tür- kiye, Sayın Ecevit dö- neminde, yeniden tnö- nü dönemini yaşama- ya başlamıştır" dedi. Çiller, 1940'hyıllarda çiftçi ne haldeyse, bu- gün de aynı ezikliği ve yoksulluğu yaşadığını belirtti. 'Çiftçi şehre inemiyor' Çiftçinin şehre ine- mez hale geldiğini be- lirten Çiller, Türki- ye'nin kendi kendine yeten 7 ülkeden biriy- ken bugün "üreticinin üretemez duruma gel- diğini'' vurguladı. DYP lideri Tansu Çiller, acil önlemlerin en başında, üretim çar- kını çevirmenin geldi- ğine dikkat çekti. Bugün önlerine ko- nulan reçetenin "kur- tuluş veya acil öntem- ler" olmadığını belir- ten Çiller, "Alelacale haznianmış bir telaş paketidü*. Yabana gö- zün tespitiyle alelacele hazıriannuş telaş pake- tidir. Hiçbir şeye çö- züm getirmemekte- dir" dedi. Murakıp raporu FP, bankalar yemin- li murakıp raporlannı beklettiği, Yüksek De- netleme Kurulu'na özel talimat verdiği, Merkez Bankası'nı yabancı şirkete denet- lettiği, suçlanan eski Merkez Bankası Baş- kanı Gazi Erçel'i gö- revde tuttuğu, Hazine ve Merkez Banka- sı'mn para hareketle- rinde etkisiz kaldığı gerekçeleriyle eski Bakan Recep Önal'ın Yüce Divan'da yargı- lanmasını istedi. ÇİZMEDEN YUKARI m.kart@8uperonllne.com.tr MUSAKART ŞAT BENİ- Tuncay Özilhan: Önemli olan programın altının doldurulması TUSIAD'dan hükümete destek ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TÜSİAD Yönetim Ku- rulu Başkanı Tuncay Ozilhan, programm ıçınin dolduruhnası gerektiğini belirterek özel sek- tör olarak hükümete destekle- rinin devam edeceğini kaydet- ti. İyi bir programın dış kaynak bulmakta zorluk çekmeyeceği- ni savunan Özilhan, "Gerek Başbakanımız, gerek başbakan yardımcüarnmzda önemli bir karartahk gördük" diye konuş- tu. TÜSİAD heyeti, dün Başba- kan Bülent Eceyit ve yardımcı- sı Hüsamettin Özkan ile görüş- mesinin ardından basma açık- lama yaptı. Ziyaretlerinin ne- zaket amaçlı olduğunu kayde- den Özilhan, "Krizierden do- layı ertelediğimizziyaretleri Sa- yın Cumhurbaşkanı'ndan baş- layarak, Sayın Başbakan, Baş- bakan Yardımcısı Saym Devlet Bahçelı xe Saym Dervış ik ye- rine getirdik" dedi. Devlet Bahçeli ekonomik bunalımdan cıkısın yolunu anlatti: Kararlan eksiksiz uygulamalıyız Devlet Bahçefi. ANKARA (CumhuriyetBürosu) - Başbakan Yardımcısı Devlet Bah- çeü, Türkiye'nin geçirmekte oldu- ğu sıkıntıh dönem içinde kararlan- ru iyi vermesi ve bunlan eksiksiz uygulamayı başarabilmesi duru- munda büyüme yolundaki adımla- nn daha hızlı atılacağını kaydetti. Kriz döneminde herkesin görevini en iyi şekilde yapmak için çaba har- caması gerektiğini belirten Bahçe- li, "Krizterin yol açüğı sb perdesini arayabiküğimiz öiçüde, daha güçlü bir ülke(*na vdundaönemM adun- lar atmaya devam edeceğjz'" dedi. Krizin herkesi birçok açıdan dü- şündürmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdür- dü: "Birtaraftankrizortamınmye- rinidahasakinbir aonosferin aima- sını temin için çahşırken bir taraf- tan da ülkemizin yohma devam et- mesi için atüabOecek diğer admüa- n düşünmek kaçmıhnazdnf Bu ziyaretlerde hem krizle il- gili görüşlerini aktardıklannı hem de dün açıklanan prog- ramla ilgili görüşlenni ilettikle- rini anlatan Özilhan, program- la ilgili görüşlerinde fazla deği- şik bir şey olmadığını söyledi. "Esas önemli olan bundan sonraki aşamada bu programm ahmm doJdurubnasKhr" diyen Özilhan, Bakan Derviş'in bu konuda hızla çalıştığını, tahmi- nen gelecek hafta bu açıklama- lann yapılacağmı belirtti. Mali sektördeki sorunlar özilhan, programm yanmda daha çok üzerinde durdukları meselenin mah" sektördeki kilit- lenmenin çözülmesiyle ilgili olduğunu kaydederek şunları söyledi: "Bu krizin Ankara dı- şından, tstanbul'dan nasıl gö- ründüğü, tedavisi için de neler gerektiği hakkında görüşterimi- zi aktardık. TÜSDVD ve özel sektör olarak her türiü desteği vermeyedevam edeceğimizibe- lirttik." IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.net tr Ikisi de Osmanlı sarayından miras, genci 92, yaşlısı 97 ya- şında iki lstanbul hanımefen- disi sohbet ediyoriardı. Genci, estetik cerrahinin günümüzde ulaştığı düzeyle ilgili bir şeyler okumuş, ötekine anlattıktan sonra ekledi: - Artık bizim de esaslı bires- tetik cerrahın adını, telefon numarasını felan öğrenme vaktimiz geldi galiba... 97'lik dilber sordu: - Kimi içün ve ne içün?.. Bu fıkra lezzetindeki -ger- çek- öykücüğü dilediğiniz gi- bi kavrayabilirsiniz. Saraydan çıkma, görmüş geçirmiş, 97. baharını süren zarif hanım, "Ayol bu saatten sonra 'kim içün ve ne içün' gü- zelleşeceğiz" demek istemiş de olabilir, bir (estetik) operas- yona kendisinin değil başka- lannın ihtiyacı olduğuna piş- kinlikle inanıp "Peki ama bu operasyon kime lazım" diye sormuş da olabilir... Kim içün ve Ne İçün? Kemal Derviş'in, programh na toplumsal destek sağla- mak için sendikacılardan işa- damlanna uzanan geniş bir toplumsal kesimler paletinde- ki turlannı izlerken hep yuka- ndaki fıkra-öykü geliyor aklı- ma... Hükumetin ekonomiyle ilgi- li bakanlannın, Başbakan ve Başbakan yardımcılannın tam siper olduklan, çok sevdikleri TV kameralannın önüne çık- maktan bile vazgeçebildikleri şu netameli günlerde, Kemal Derviş elinden geldiğince say- dam ilişkiler kurarak kamera- lann önünde işçilerden, me- murlardan, sanayicilerden destek istiyor. Desteğin somut anlamı ise fedakâriık... Işte o noktaya geldiğinde beni alıyor bir gülme: - Kim içün ve ne içün?.. 17 Ağustos'tan sonra nasıl hepimiz birincı sınıf birer dep- rem uzmanı kesildiysek ka- sım-şubat ikiz krizlerinden sonra da artık hepimiz en iyi- sinden birer ekonomi allame- siyiz. Bizim manav Sabri ko- puğu bile önceki gün döktür- dü: - Engin Abi bu defa vaziyet kelek. Dövizi çıpaya bağlarsın ama faizi bağlamaya kalksan çıpanın halatını kopanr... Yani faiz pek ipe sapa gelmez. Şu maydanoza çapa, dövize çı- pa, faize harbiden para lazım canım abicim, harbipara..." Bizim NTV'de bir ekonomi uzmanına sordum, az bir dü- şündü, şöyle bir ensesini ka- şıdı, ardından "Aşkolsun valla senin manav ahbabına" dedi, "Durumu tek cümlede anlat deseler, bu kadannı ben bile beceremezdim." Millet böylesine ekonomi uzmanı, allamesi, bilgini kesil- mişken "Zor günler geçiriyo- ruz. Hepimiz fedakâriık yap- mak zorunda olduğumuzu kavramalıya" yollu doğru ama kuru laflann pek biryaran yok. Yok, çünkü dilin kemiği yok. Fedakâriık isteyene soruve- nrler: - Kim içün ve ne içün?.. Yani fedakâriık yapıp daha az kazanmaya, daha azla ge- çinmeye, son yıllardaki yaşa- ma alışkanlıklarımızı daha aşağı düzeylere çekmeye ra- zı olmak gerektiği belli de bi- zim fedakâriıklanmızla üç beş kuruş kaynak yaratma fırsatı bulan Hazine, bu kaynaklan yine banka hortumculanna, rant vurguncularına, borsa spekülatörierine, delege ağa- lanna, korucubaşlanna, haya- li ihracatçılara, silah tacirierine peşkeş çekecekse sorarlan - Kim içün ve ne içün?.. ••• Kemal Derviş programını ciddiye alıyorsa... Programı ile ilgili sürekli vur- guladığı, "hakça paylaşım" il- kesini sahiden koruyacaksa... Fedakâriık isterken açık se- çik ve alabildiğine saydam olarak "Kim içün ve ne içün" sorulannın yanrtlannı da koy- mak zorunda. O zaman ve ancak o za- man, yani kim, neye, niçin destek olacağını açık seçik bildiği zaman zoriuğa da kat- lanılır, fedakâriık dayapılır, hü- kümetten istenen ve besbelli ki gösterilir gibi yapılıp bal gi- bi esirgenen siyasal desteğin çok daha anlamlısı, çok daha etkilisi gösterilir... Yeter ki bilelim: - Kim içün ve ne içün?.. POLTltKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Mucîze BeklemeyinL Tüm umutlanmız birden yok oldu... Gözlerimizin ışıltısı titreyen bir yüreciğe dönüş- tü... Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, bakfayı ağzından kaçırdı: "Mucize beklemeyin!" Içimizde çocuksu düşler vardı... O, günlük güneşlik ülkelerin çocuklannın oyun bahçelerini özlemiştiktoplum olarak. Karan- lık günlerin kapısında beklemekten usanmış, ya- şamın güneşle ısıtlan aydınlık günlerini özlerol- muştuk... Bir kurtancı olarak Amerika'dan getirilen Kemal Derviş'i televizyon ekranlannda ızleyen varoşlann işsizleri, zifîri bir karanlığa gömüldüler o anda... Ayak sesleri kesildi, koyu bir umutsuzluk perde- si indi gözlere!.. Tüm duygusal dengeler bozuldu!.. Umutla umutsuzluk arasında gidip gelen top- lum, siyasi gücün yetersizliğinin farkında mıydı? Bülent Eceyrt'ten Devlet Bahçeli'ye, Mesut Yılmaz'dan Hüsamettin Özkan'adek uzanan si- yasi ıktidarzincırinın halkalannın koptuğunu göre- biliyoriar mıydı? Kapıcıdan manava, taksi şoföründen esnafa, iş- çiden memura, emekliden çiftçiye toplumun tüm kesimleri şu soruyu sorabiliyor muydu? "Bizi inim inim inleten iktidar sahipleri, gecele- ri rahat uyuyabiliyohar mı?" Böyle bir soruyu sorduklannı hiç sanmıyorum!.. Yaşam süruyordu!.. Van'da, Hakkân'de, Muş'ta yoksullar, bedava dağıtılan ekmek kuyruğunda titrerierken çaresiz- liğin derin kuyusundan çıkmak gibi bir dertleri yoktu!.. Işsizler ordusu çoğalıyordu... Sadece medyada üç bin kişi işten çıkanlmıştı... Gözlerini sadece düşlerde yuman çocuklanmız, gençlerimız, karanlık devinim denizi içinde bilin- meyen bir yolculuğa çıkmış gibiydiler... Yolsuzluk çukurundan çıkamayan bir toplum, siyasetin kirli yüzünü görmekten bıkmamış, her zaman 'mucize"yi bekler olmuştu... Bu kez işler ters gitmişti işte!.. Mucize adam Kemal Derviş açık konuşmuştu: "Mucize beklemeyin!" ••• Hazineden sorumlu eski Devlet Bakanı Hikmet Ulugbay, neden intihar girişimınde bulunmuştu? Saygın ve dürüst kişiliğiyle tanınan Uluğbay'ı zaman zaman televizyon ekranlannda görünce hep bu soru aklıma takıltyor... 9 Temmuz 1999... Neredeyse üç yıl bitiyor... Üç yıldır, ne Başbakan Ecevit, ne bir dakika bi- le yanından aynlmayan Hüsamettin Özkan ne de Uluğbay 'intihar girişimi'nm nedenini açıkladılar toplumaJ.. . . . . Peki toplum ne yaptı? Hesap sormadı!.. Üç yıl önce Uluğbay, cumhuriyet savcılığına Egebank'ın sahibi Yahya Murat Demirel için suç duyurusunda bulunmuştu... Tarih:22. 06.1999... Üç ay sonra da Uluğbay intihara kalkıştı... Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı, adalet ba- kanı, savcının sümeninde kalan suç duyurusu için hiçbır ışlem yapmadı!.. Medya sustu, toplum umursamadı!.. Çıkar gruplannın kuşattığı ülkede kirii ilişkiler zinciri, siyasetin içine girmişti bir kez! Kokuşmuşluk her yeri sarmıştı!.. Adı 'demokratik sol' olan bir siyasi parti, bile bi- te bakanını ölüme götürebiliyordu!.. Mucizelere alıştınlmış toplum, bu kez metekle- rin kanatlannda değil IMF'nın ve Dünya Banka- sı'nın kanatlannda Kemal Derviş'i gördü... Elbet Derviş, saygın bir ekonomist!.. Bakıyoruz, ilk günlerdeki heyecanı giderek yok oluyor; siyasetin batağında yavaş yavaş kuşatı- lırken gerçekleri vurgulamaya başlıyor. "Mucize beklemeyin!" * • • • Karanlık devinim denizinden kurtulmanın yolla- n nedir, anlatır mısınız? Nedir umut, yaşamı kucaklamak nasıl olur, söyler misiniz? Kansını, dört çocuğunu kıtır kıtır keserek öldü- ren işsiz Yılmaz Yavuz'un şu sözlerini nasıl değer- lendirirsiniz: "Sabaha karşı gördüğûm rüyada, Allah tarafın- dan eşim ve çocuklanmın kesilmesi emredildi..." Oysa, bir gün önceki ifadesinde şöyle demişti Yılmaz Yavuz: "Kâbus gördüm!" Patlama noktasındaki bir toplumun gerçek fo- toğrafını görüyoruz aslında!.. Türkiye, böyle günleri şimdiye değin hiç ya- şamamıştı... Ve siyasi iktidar!.. Hâlâ yerlerindeler ve çekip gitmeyi hiç düşün- müyoriar!.. Mucize bekliyoriar!.. hikmetcetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramıc 0212/513 90 98 Cumhurryet k ı t a p l ı r ı Hikmet Çetinkaya BİR GUNEYDOGU GERÇEĞ1:NECLA Onun öyküsüyle hiç kimse fazla ılgüenmedı, on dört yaşında yaşamuı kırh sulannda yok olup gıttı. Sıslı ve soğuk bir Dıyarbakır akşamıydı Karanlıgın gn gölgesı evlenn, caddelenn, sokaklann üzenne düşüyordu. ^Cumhuriyjit Çağ Pazartama A Ş Turkocağı Cad. No:39/41 ^ kJtapkulubü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel. (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle