16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Al işte kaynak Istanbul Etiler'de Alkent sitesi yapılırken imar durumu gereği 25 dönümden fazla arazi Milli Emlak'e terk ediliyor. Arazi, yeşil alan olarak değeriendiriliyor ve site yönetimi de buraya beş bin ağaç dikiyor... Geçenlerde, Alkent yönetimi, arazinin 30 metreye 80 metre boyutunda bir kısmının yani yaklaşık 2.5 dönümünün üstü Milli Emlak'e ait yeşil alan olarak kalmak üzere altını kiralamak istiyor. Amaç, yerin altına beş katlı otopark yapmak ve srtenin otopark sorununa kalıcı çözüm üretmek... Ne ki bu konuda bir muhatap bulunamıyor... Belediyeden Hazine'ye herkes topu birbirinin üstüne atyor... Türkiye ekonomik çıkmazdan kurtulabilmek için Hazine arazilerini satmayı düşünürken, acaba özellikle büyük kentlerdeki kamu arazilerinin üstteri temizlenerek altian otopark, çarşı ve saire yapımı için kiralanamaz mı? Hem kentlere yeşil alan kazandınlır hem de devlete para! Bektronik posta: denizsom6cumfeiriyet.com.tr T«fc 0.212£12 05 05 Faka: 0.212£12 44 97 - Kemal Dervtş, ulusal program yerine önlemler paketi açıklamış... "Fraaman aösterivor!" o nlar Ankara Üniversitesi'nden 12 bilim in- sanıydı ve Deniz Baykal'ın genel başkan- lığindaki Cumhuriyet Halk Partisi'ni halk Meclis dışında bırakınca ve Baykal da kol- tuğu bırakıp evine gidince Cumhuriyet Halk Parti- si'ne katılmışlardı. Katılışlan törenle olmuştu, Cum- huriyet Halk Partisi moral bulmuştu... Profesörier Mahmut Adem, Seçil Karal Akgün, Ibrahim Ethem BaşaranL Işık Bökesoy, Sevda Çalışkan, Mehmet Meili^ Ozer Ozankaya, Hatice Ozenci, Metin Özenci, Unsal Yavuz, Şahir Yeni- şehirlioğlu ve doçent Bige Yavuz törenle katıldık- lan Cumhuriyet Halk Partisi'nden önceki gün ses- sizce aynldılar. Geriye, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlı- ğı'na ortaklaşa verdikleri istifa dilekçesi kaldı: "Aşağıda imzası bulunan biz ünh/ersite öğretim üye- leri, Atatûrk'ün önderiiğinde demokrasi ilkesine doğru anlam verip dürüstlükle bağlı kalarak Türki- 12 istifa ye Cumhuriyeti'nin ve çağdaş Türk toptumunun ku- ruluşunu ve uygariık yolundaki tüm gelişmeteri sağ- lamış olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin, son 25 yıl- lık hemen de değişmeyen bir bölüm yönetici kad- rosunun parti içi demokrasiyi sürekli baltalayıcı ve engelleyici tutumları sonucu, 1999 seçimlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dışında kalacak ka- dar zayıf düşürülmüş olmasından ve demokrasimi- zin, dolayısıyla da ulusal sorunlanmızın böytece tüm- den sahipsiz kalmasından duyduğumuz üzüntüyle, kara gün dostlan olarak Cumhuriyet Halk Partisi'ne katılmıştık. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu duruma düşmesi- ne yol açan etkenlerin ortadan kaldınlarak yeniden Türk ulusunun sorunlannı çözen ve uygar insanlık önünde yüzünü ağartan Atatûrk'ün Cumhuriyet Halk Partisi niteliğine kavuşturulacağı umudundaydık. Bunun için en başta parti içinde demokratik bir yönetim anlayışı ve ahlakın egemen olacağını, artık bırakınız usulsüzlükleri, başansızlıklann da sorum- luluğunun üstlenileceği ve böylece genç kadrolann önünün açılarak partinin dinamizm ve güveniiiriik ka- zanacağını bekliyorduk. Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Türk ulusu ve yurdu- nu en ağır tehlikelerle karşı karşıya getiren iç ve dış siyasal, toplumsal ve ekonomik bunalımlar ortamın- da, tıpkı öteki siyasal partiler gibi, hiçbir etkin çö- züm önerisinde bile bulunamayacak durumda kal- masından ve bunun sorumlusu olan antidemokra- tik öğe ve özeiiiklerdeki yönetim uygulamalanndan birtüriü kurtulamamakta olmasından duyduğumuz düş kınklıklannın sonucu olarak ve bu temel olum- suzluklar giderilinceye kadar, Cumhuriyet Halk Par- tisi'nden istifa ettiğimizi bilginize sunanz." Yüksek Yerilim Hatt [email protected] Borç yiğıdin ZAMCISIdır! Sadrazamahakaretdavasınmdevam Dün yayımladığımız fıkrayı Durali Akbaş göndermişti; vakti zamanında memleketin birinde işsizlikten ve pa- rasızlıktan bunalıp, kendisini yoksul- luğa mahkûm edenlerden hem hınci- nı almak hem de kışa girerken 6 ayı hapiste bedavaya getirmek için sad- razamın yolunu kesip "bunak herif, yalancı adam" diyerek hakaret eden adama kadı, sadrazama hakaretten 6 ay, deviet sımnı açıklamaktan da 20 yıl hapis cezası vermişti hani... Fıkranm devamınt elektronik postay- la Sermet Kabasakat, telefonla Ah- met Abdk getirdi: Neye uğradığını şaşıran adam, ka- dınm karan üzerine yüksek mahkeme- ye başvurmuş... Temyizdeki kıdemli kadılar, dava- nın dosyasını incelemişler ve: - Malumu ilan etmek suç sayılmaz... AN Sirmen de bir anısını anlattı: "1967 yılında Cumhurbaşkanı Cev- det Suna/la Ingiltere'ye gitmiştim. Anayasa üzerine saçmalıklarla dolu bir demeç vermişti. llhami Soysal da tuttu, 'Adamın biri padişaha öküz de- miş' diye bir fıkra yazdı... Fıkradaki adam maiumu ilandan yüksek mah- kemede aklanıyordu. Ortalık birbirine girdi... Sonra bir gün, llhami Soysal bir resepsiyonda Cevdet Sunay'la karşı- laşmış. Sunay, 'O ben miyim' diye sormuş... llhami Soysal da 'Estagfu- rullah efendim' demiş... Sunay, ya- nındakilere dönüp: ~- — - Ben size söylemiştim, bu ço- cuk beni severi" Hııkuk sistemiıııizi çökertecek bir tasarı TÜRKSEN BAŞER KAFAOĞLU 1998 yılı başında Filipinler Deviet Başkanı, Amerika'nın ünlü Fortune dergisine bir ilan veriyor. Şöyle: "Ey ulus ötesi sermaye, gelin Filipinler'e ya- tınm yapın. Sizin için nehirie- rimizin yollannı değiştirdik; göl- lerimizi kuruttuk; dağlanmızı düze çevirdik; ormaıilaflivlzı yok ettik. Gelin. Filipinler çok iyi birülke. Bizeyatınm yapın." Biz henüz bu kadannı yapma- dık, ama gidiş buraya doğru. 12 Ocak 2001 günlü medya ile kamuoyuna duyurulan "En- düstri Bölgeleri Hakkında Ka- nun" gibi masum bir isimleta- nıtılan tasanyı, SOS çevre gö- nüllüleri olarak inceledik ve sevgili hocamız MümtazSoy- sal'ın Hürriyet gazetesindeki köşesinde belirttiği niteleme- yi uygun bulduk: "Sevr'den de beter." Şöyle ki: 1) Tasannın ikinci maddesi- nin 2. paragrafında endüstri bölgelerinde yapılan yatınm- larda kamu yararını koruyucu imar kanunu, köy hizmetleri kanunu, kültür ve tabiat var- lıklannı koruma ve çevre ka- nunlannın, maden kanunu ile belediyeler kanununun çeşit- li maddeleri yürüriükten kalkı- yor. Bunun doğal sonucu ola- rak anayasamızın 43, 44, 45, 56, 63. maddeleri doğrudan doğruya hükümsüz kılınmak- tadır. Belediyelerin kamu ya- rarına yapılacak imar düzen- lemeleri kalmayacaktır. Yaban- cı yatınmcılara arsa sağlaya- bilmek için bugünkü hukuk sistemimizin kamu yararına koyduğu kısıtlamalar kaldınla- cak, hatta özel mülkiyet kamu- laştınlarak yatınmcının emrine verilecektir. 2) Kaldı ki bu bol keseden bağışlar için gerekli yabancı sermaye sınırı da net olarak konulmuşdeğildir. Bununlada kalınmamış, birinci maddede amacın yabancı sermayeyi teş- vik olduğu belirtildiği haide, yasadışı muafîyetler, yerine gö- re 5 ya da 10 mityon dolar kar- şılığı Türk ürası yatınm yapa- cak yerli ve yabancı ortaklık- lara da sarkıtılmıştır. Elbette çeşitli muvazaa ve hilelerie bu sınırlar da (5 ve 10 milyon do- lariık sınırlar da kolayca berta- raf edilip her yatınmın bu mu- afiyet çerçevesine sokulabile- ceği de unutulmamalı) Aynca tasannın geçici 2 maddesiyle bugün var olan organize sana- yi bölgelerinden uygun görü- lenlerin, yasadaki "Endüstri Bölgesi" kapsamına alınması gibi ancak sömürge hükümet- lerinde olabilecek biçimde yet- kilerie uygulayıcılara serbest- lik peşinen veriliyor. Yasanın uygulanmasında kurulması düşünülen yatınm- lan teşvik koordinasyon ve da- nışma kurulu, bu konularda Bakanlar Kurulu düzenleme- lerine yön verecektir. Uzun va- deli düzenlemelerie ilgisi oi- mayacak bu kurulun hele baş- vuru sahiplerine tanıdığı 15 günde yanıt alma hakkı karşı- sında nasıl çalışacağını anla- mak mümkün değildir. özel sektörce kurulmuş Yabancı Sermaye Derneği (YASED) gi- bi konusunda uzman bir ku- rulun bilefikri alınmadan, han- gi kafadan çıktğı belirsiz bu ya- saya yurttaşlan direnmeye ça- ğınyoruz. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK [email protected] ÇÎZGÎLlK KÂMİL MASARACI BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI bulutbebekiahotmail.com TOKAT 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÖRNEK 163 ÖDEME EMRİNÎN - İLANEN TEBLİĞt Dosya No' 2001/35 Alacaklı: Hakan Şenel Av. Mesut Böğrek Tokat \ . Borçlu: Mehmet Yılmaz Yılmaz Ticaret Meydan Yeniyol No: 53 Tokat Borç: 6.900.000.000.TL'nin icra harç ve masraflan, yüzde 84 faizi (17.1.2001 tarihinden itibaren) vekalet ücreti ile tahsili. Tahp dayanağı: 5.2.2001, 5.3.2001,15.3.2001, 5.1.2001, 5.2.2001, 15.1. 2001 keşide tarihli 1.150. 000.000. şer TL'lik Toprakbank çek- lerinden doğan borç. Yukarda adı ve bilinen adresi y»zıiı borçlu hakkında yapılan icra takibinde adına çıkanlan ödeme emn bila tebliğ iade edihıuş ve adre- sı meçhule kalmış bulunduğundan borçluya yapdması gereken ödeme emrinin ilanen tebliğine karar verilnııştir. Ödeme emrinin gazetede neşir tarihinden itibaren kanuni müddet- lere 15'er gün ilave edilerek işbu borcunuzu 20 gün içerisinde öde- meniz, (teminat vermeniz) borcun tamamına veya bır kısmına veya takip dayanağı senet kambiyo senedi niteligini haiz değilse 20 gün içerisinde merciye şikâyet etmeniz, takip dayanağı imza size ait değü- se 20 gün içerisinde aynca ve açıkça bir dilekçe ile tetkik merciine bildirmeniz aksi takdırde kambiyo senedindeki imzanın sİ2den sadn" sayılacağı imzanızı haksız yere inkâr ederseniz takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edileceğiniz, borçlu ol- madığuuz veya borcun itfa veya ihmal edıldiği veya alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki hakkında ıtirazınız var ise bunu sebeple- ri ile birlikte 20 gün içerisinde tetik merciine bir dilekçe ile bıldirerek merciden itirazm kabulüne dair bir karar getirmediğiniz takdirde ceb- ri icraya de\'am olunacağı itıraz editmediği veya borç ödenmediğı tak- dirde 30 gün içerisinde 74. maddeyf göre mal beyanında bulunmanız, bulunmaz iseniz hapisle tazyik olunacağınız hiç mal beyanında bu- lunmaz veya hakikate aykm beyanJa bulunursanız aynca hapisle ce- zalandınlacağınız ihtar olunur. 17.01- 2001 ^ ^ Basın:'2895 : TARlHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 16Mart TULUATC! KEL UASAN.. 1929"PA SueÛN, SBLBNEKSBL TÛKK Tİ^TieOSUNUN ÜNLÜ OYUNCUOUUNOAAI KEL HASAH BFBNOİ 55 **- ŞfNO* fSTMNSUL 'M OIA4ÜST7J. YOKSUL gig AİLENİN ÇOCUĞU OLAN K£L MASAN, İLK &ENÇL/K YIHA&tNOA YOĞUKT S*rrCfU& YAPAB, KOM/K OAY#WfÇtA8l VB ç ş Ç OOSAL YETENB&İNİ SAHNCPE eösTEBMEre 0AHA SON*AU4RI KENOİ tC£L HASAN, UZUN SÛRC TBK K.İÇİS/ OlARAK MBSLSGİNİ tCMA ETMfÇ- 77. BİR KAZA SONUCU VMCStlAÇMIŞ BUHNÜ, SAÇS/Z BAÇ/, İNC£ SSSİYLe W>1*L UfAte' Tİ- PİNİN S£N2££SİZ OYUNCUSU SArtLAN K£L HASAN AHSESUAR QUWUC SÜPÜ6CE KE 6A2 ŞİŞLİ1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN 2000/1533 Davacı Remzı Şahin tarafmdan mahçur Tüıkan Şahin aleynine açılan vasi tayini davasında; Tokat, Resadiye, Çmarcık köyü, cilt 30, hane 34'te nünısa kayıtlı Süleyman ve Seher'den ohna 15.2.1947 dogumlu Türkan Şahin, MK'nin 355'nci maddesi uyannca vesayet altına alınmış olup mahkememizin 7.2.2001 gün, 2000/1533 esas, 2001/104 karan ile abisi Remzi Şahin vasi tayin edilmiştir. Keyfiyet ilan olunur. 20.2.2001 Basm: 13307 ANKARA.. .ANKA MÜŞERREF HEKÎMOĞLU Güneş'i İzlerken CNN ekranında Prof. Hurşit Güneş, Marmara Üniversitesi öğretim Üyesi. Sorulan yanıtlıyor Ya- vuz Baydar'ın programında. llginç konular geliyor gündeme. Bildigimiz, yaşadığımız olaylar, temel so- runlar, aynntılar, vatandaşın kafasını bulandıran so- rular. Enflasyon, devalüasyon, ulusal program, IMF, Dünya Bankası. Kimi duş kırıklığını yansıtıyor, kimi tepkiyi, aynca öfkeyi belirtiyor. Tüm sorulan yanıt- lıyor Prof. Günfeş. Bir bilim adamına yaraşır özde, sadelikte. Sözcükleri iyi seçiyor, belli düzeyde, bel- li uzaklıkta, belli ölçüde, sevgiyle, saygıyla konuşu- yor. Elbet duygusalım, baba Güneş'i düşünüyorum, Prof. Turan Güneş'i, siyasal yaşamın en renkli ki- şilerinden biri uzuh yıllar. Hurşit Güneş'i dinleseydi neler düşünürdü kimbilir. Dahası neler anımsardı. Ben de neler anımsadım! 1950'li yıllarda tanıdım Turan Güneş'i. Gazetecilikte ilk dönem, Devrim Ocakları'nda başkan yardımcısıyım, Nurettin Şazi Kösemihal ile çalışıyorum. Beyoğlu'nda, Tel So- kak'ta Gençlik Teşkilatı Merkezi'nde ilginç toplan- tılar, Atlas Sineması'nda ilginç konuşmalar. Kimi za- man Turan Feyzioğlu, kimi zaman Turan Güneş kürsüde. Panttısı ilk anda etkiler dinleyenleri. 196O'lı yıllarda giderek parladı Güneş. Demokratik yaşama da yansıdı panltısı. Kurucu Meclis'te anayasa ça- lışmaları, parlamentoda ve dönemin CHP'sinde ki- şiliğine yaraşır tırmanışı var. Olaylara damgasını vu- rur, durağanlığı, tıkanıklığı aşacak çözümler üretir, üretken bir poîitikacı olarak çizerdi portresini. Gide- rek daha iyi tanıdım çizgilerini. Yaşama sevinciyle dolu bir kişi. Mutlu bir koca, mutlu bir baba. Şarkı- lar söyler, zuma çalar, göbek atar, yemeği, içmeyi sever, geleneksel Türk mutfağını tüm ayrıntılanyla bilir, alaturka bir şarkıyı yanlış söylerseniz kızar, Fransızca şarkılar söylerken Paris'e uzanır sesi. Meclis'te de sıralan dolaşır baştan başa. Salon- dan kulise, kulisten basın locasına. Ben de düşü- nürijm, neden yerinde duramaz bu Turan Hoca, ne- den 24 saatin birinde ciddi olmaktan söz eder, ne- şeli öykülerin, kahkahaların gerisinde ne var? Ger- çekten mutlu mu, bu kalabalığın içinde çok mu yal- nız yoksa? Bulunduğu çevrede onun kadar parlak zekâlı bir kişinin mutlu olmasını aklım almıyor. Mut- lu bir koca, mutlu bir baba, mutlu bir dede. Evi, sof- rası sevgiyle dolu, ama onun kişiliğinde birine, dar çevrenin mutluluğu yetmezdi bence. Esprilerin öte- sindeki buruk acı, konuşurken gülerken susuverme- si, tespihini atıvermesi, kalkıp gidivermesi burdan kaynaklanıyor bence. 1970'li yıllarda her gün giderdim Meclis'e, basın locasındaoturur, görüşmeleri izlerdim. Kulisteki söy- leşilere katılırdım. Genel kurulun tartışmalı bir otu- rumunda Turan Güneş söz istedi başkandan. Istek oylandı, konuşmasını onaylamadı milletvekilleri. Üs- telik CHP'liler. Kimbilir nerden esinlendiler! Turan Ho- ca hızla çıktı salondan. Ben de basın locasından aşa- ğı indim hızla, kuliste karşılaştık. Sesi kınk: - Gördünüz mü Müşerref Hanım, arkadaşlarım söz vermiyor bana. . . . Bir şarkı dizesiyle yanıt verdim ona: - Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek. Çok tatlı gülümsedi. önceleri çok içerlerdim, yeteri kadar ciddi bulmaz- dım, ama ilişkilerimiz ısındı sonra. Eleştirilere gülüm- semesi, yaşama sevinci, hoşgönüsü etkttedı bent. Dar ve geniş çevresini tanıdıkça daha çok ilgi duydum. Onca deneyimi ve birikimi değerlendiremeyince, ancak mizah gücüyle ayakta kalıyor galiba! Alay et- mekten, neşeli öyküler anlatmaktan geri kalmıyor. Giderek hüzünlü, dahası yorgun gördüm onu. So- lan umudun yorgunluğu. 12 Eylül'ü izleyen günler- de ANKA'nın Portakalçiçeği Sokak'taki bürosuna gel- di birkaç kez. Olası gelişmeleri tartışıyor benimle. Turan Feyzioğlu'nun başbakanlığından söz edilme- sini tartışıyoruz, Orhan Eyüboğlu'nun Ankara'ya çağnlmasını yorumluyoruz. Varsayımları tutarsız bu- luyorum ben. Genel Sekreter Fikret Küpeli Paşa'ya telefon ediyorum, Turan Hoca da ızlıyor konuşma- yı. Söylentı doğru değil. Orhan Eyüboğlu Istanbul'a dönüyor ertesi akşam. Emekli Oramiral Bülend Ulu- su da Ankara'ya geliyor. Ülkemiz 12 Eylül dönemi- ni yaşıyor artık. Turan Güneş'in bu dönemde ölmesi de güneş gi- bi çarptı beni. Politikada üretkenliğini kullanamadı- ğı bir dönemde aynldı dünyamızdan. ••• Hafta ortasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Ge- nel Kurulu'nu izlerken hüzünle gülümsedim. Birdö- neme renk veren, yürek veren, boyut veren politi- kacılan özlemle anımsadım. Acı ama gerçek, boş- lukları dolmadı, dolamıyor, sıstem hızla çöküyor, ufuk daralıyor, yollar tıkanıyor, tıkanıklık giderek yo- ğunlaşıyor. özlem de giderek derinleşiyor. Ama ne zamana kadar? Ne zamana kadar doğasına ters düşer insan? Bahar öncesinde kara kışı nasıl yaşar? BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2SOLDANSAĞA: 1/ Kısa boylu, şişman ve tık- naz.2/Bkbay- 2 van... "Gül— 3 , sümbûl peri- şan, bağzânn şevkiyok"(R. 5 Mahmut Ek- g rem). 3/ Hıris- tiyan. 4/ Çiğ ' sütle yoğurt 8 karıştmlarak g yapılan bir çe- şit yiyecek. 5/ Fiiller, eylemler... Yapısına 1 girdiği sözcüğe 2 "uzak" anlamı katan 3 yabancı önek. 6/ Ege 4 Bölgesi'nde ünlü bir 5 antikkent... İnsanvü- g cudunun dış yûzü. II Eski Mısır'da güneş tannsı... Dolma yap- mak için hazırlanan kanşım... Bir nota. 8/ Bir cervel türü... Türk müzi- ğinde bir makam. 9/ Kırmızı mercimekle yapılan bir çeşit çorba. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ tki kişi tarafindan surülen bisiklet... Tellür ele- mentinin simgesi. 2/"— Baydar": Yazanmız... Ye- ni çıkmaya başlamış ekin. 3/ Metal parlatmaya ya- rar aygıt. 4/ Bir elektrik devresindeki akımı, başka bir devreden geçen akımdaki değişiklikler aracılı- ğıyla denetleyen aygıt... Gümüşün simgesi. 5/ tz- mir'in bir ilçesi. 6/ Tann bağışlamasından yoksun kalma... Taşhk yer, çıplak tepe. 7/ Gidiş.. Bizmut elementinin simgesi. 8/ İlgi eki... Birtoplulukta ça- lışan insanlann her biri. 9/ "Gerer beyaz kuğular — boyunlannı" (Yahya Kemal).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle