Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 MART 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
İlahi
Temaşa
YCHP PM üyesi Zülfû
üvaneli'nin "hasta
adam" Osmanlı gibi
yasaklar koyan "hasta
delikanh" cumhuriyet
yüzünden Türkiye'de
ilk kez alta yüzyıllık
aradan sonra 1998
yılında yayımına izin
verildiğini sandığı
Italyan ozan Dante
Alighieri'nin "İlahi
Komedi"sinin Hamdi
Varoğlu'nun
çevirisiyle 1938 yılında
Hilmi Kitabevi
tarafından
yayımlandığını
yazmıştk... Bir
okurumuz aradı
ve "İlahi
Komedi"nin 1955
yılında Maarif
Vekaleti'nin Dünya
Klasikleri arasında da
yayımlandığını
anımsattı... Ancak
daha da önemlisi,
okurumuz Çetin Algın,
kitaplığındaki "llahi
Temaşa"nın 1932
basımı olduğunu
bildirdi. Ragıp
Rrfkı'nın çevirisi ve
"llahi Temaşa" adıyla
yayımlanan kitabın
"sahip ve naşiri"
olarak "Ordunun
Kütüphanesi"
görûlüyormuş... Kitap
istanbul'da Ankara
Caddesi No: 82'deki
Cezmi Azmi
Matbaası'nda
basılmış. Matbaanın
telefonu da var
23996.
Sektronik posta: denizsomecurrtwr1yetcom.tr T«t: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Toplumsal erozyon
yaşanıyormuş...
-Evet milletin havatı kavdı!"
lus ötesi şirketlerin kunmakta olduğu Yeni
Dünya Düzeni'nde ulus devletin yeri yok-
tu hani... Küreselleşme böyle demiyor muy-
du... Ekonomi batıp dolar 1 milyon liraya
vurunca apar topar Amerika'dan bulunup getirilen
ve Dünya Bankası Başkan Yardımcısı iken ekono-
miden sorumlu Devlet Bakanı yapılan Kemal Der-
viş'in diline doladığı bu "ulusal program" da nere-
den çıktı başımıza.
Düne kadar söylenenler yalanlanmadığına göre bu-
gün Türkiye'de uygulanmak ıstenen "ulusal prog-
ram" her şeyden önce çağdışılıktır! Bırakın şu "ulu-
sal" lafını artık, çağa ayak uydurun... Bizi, uluslara-
rası sermayenin kucağından indirmeye kimsenin
hakkı yoktur... Devir, çok uluslu sermayenin devri...
Zaten "ulusal program'dan ne Başbakan Büient
Ecevit'in haberi var ne de Bakanlar Kurulu'ndaki-
lerin...
Kemal Derviş, Amerika'ya pardon Dünya Banka-
Urusa'l
sı'na istifasını verip Türkiye'ye geldikten sonra he-
nüz Meclis'te bir miltetvekili gibi yemin etmediği için
milletin iradesine saygı gösterip önceki günkü Ba-
kanlar Kurulu toplantısına katılmayınca, başta baş-
bakan ve öteki bakanlar, uluslararası kredilerie ya
da yap-işlet-devret modelleriyle gerçekleştirebile-
cekleri yatınm projelerini konuşmuşlar...
Kimsenin gündeminde "ulusal" bir şey yok...
Derviş yıllarını Amerika'da geçirmiş bir fakiriik uz-
manı, işinin ehli; "ulusal program" derken aslında "ulu-
sal satış programfndan söz ediyor olmalı... Ulusal
hava yolunun bir an önce satılması, ulusal haber-
leşme ağının hemen elden çıkanlması gibi projeler
programa bu bakımdan gerçekten de "ulusal" bir an-
lam kazandınyor...
Bu arada Hazine'ye a'rt araziler de satılacakmış...
Adana, Bursa, Antalya, Denizli, Aydın, Hatay, lz-
mir, Istanbul, Mersin, Muğla, Ankara ve Konya'da
satılacak devlete ait toprağın yüzölçümü 11 bin 172
kilometrekareymiş. Toprak satışından 28 katrilyon
liranın üzerinde gelir bekleniyormuş...
Hesap yanlış değilse vatanın metrekaresi 2.5 mil-
yon lira. Sudan ucuzl Işte "ulusal" dediğin böyle
olun uluslararası sermayeyle, ulus ötesi şirketlerie
el ele, gönül gönüle, yanak yanağa, kucak kucağa
olacaksın ki "ulusal" olsun.
Biliyorsunuz, Ermenistan 1921 Kars Anlaşma-
sı'nın iptali için bir kampanya başlatıyor; Kars ve Ar-
dahan'ı istiyorlaımış... Kars ve Ardahan'ın yüzölçü-
mü yaklasık 18 bin kilometrekare...
Metrekaresi 2.5 milyon liradan kaç dolar yapar!
Artık paradan sıfııian atma zamanı geldi...
Baksanıza Kemal Derviş bile dolan liraya çevirmek-
te zorianıyor...
SESSIZ SEDASIZ (£.A
NURİKVRTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
ardincutfcu@yahoo.cofn
Dikkat sevgili halkım:
Piyasaya safate umut süriiyorlar!
BağmsnlftGüNiNevzatEraıi anarken
Ankara'dan Dr. Ali Rıza Üçer
"Cumhuriyetimizin temel değerieri-,
ni, ulusal bütünlüğümüzü ve Kemaliz-1
mi yaşamı boyunca inatla savunan, he-1
kim örgütümüzde de bu değerterin yer-
leşip benimsenmesi için uzun yıllar sa-
vaşım veren kalpaksız Kuvay-ı Milliye-
ci Nevzat Eren hocamızı ölümünün bi-
rinci yılında sevgi ve saygıyla anıyoruz.
Sevgili hocam, her geçen gün sa-
na olan özlemimiz daha da derinleşi-
yor. 'Gerçeğe Çağn' hekimleri olarak
yaşamının sonuna kadar bizlere ver-
diğin desteği asla unutmayacağız,
'Karaburun Mağlubu' olmanın onu-
runu biriikte taşıdığımız gibi. Sen bi-
zim 'bağımsızlık gülümüz'sün, söz ve-
riyoruz savunduğun değerleri er ya
da geç hekim örgütünün temel felse-
fesi olarak yaşama geçireceğiz."
Ve Ceyhun Atuf Kansu'nun Bağım-
sızlık Gülü:" Yerden alıp o gülü/ Han-
gi gülü?/ Birtopçu neferinin/ Sakar-
yalı yaz toprağında/ Sıcak kan gülü./
Alıp koklamak o gülü/ Hangi bahar-
da?/ Türkçenin özgür kırlannda/ Tür-
külerde burcu burcu/ Bilgeliğin ana
gülü!/ Bir basmadan alıp o gülü/ Han-
gi basmadan?/Nazilli fabrikasından/
Pamuğumuzdan, emeğimizden,/ Do-
kuduğumuz halk gülü/ Hoyrat ellerin-
den alıp o gülü/ Hangi ellerden?/ Uzak
Teksaslı çobanlann/ Bilmediği, uğru-
na can venmediği/ Türkiyeli o çileler
gülü./ Yerine koymak, kutsamak o gü-
lü/ Hangi yerine?/ Mustafa Kemal'in
bahçesine/ Bir ulusun suladığı besle-
diği/ Yediveren bağımsızlık gülü!"
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCt
Semra Atabay'ın emekleri...
Aslında bu "gecikmiş" bir
teşekkür... Araya bazı ivedi
konulann girmesi, uzun bay-
ramtatili derken, 22-23 Şubat
2001 gûnlerinde Yıldız Tek-
nik Üniversitesi (YTÜ) odi-
toryumunda yapılan "Çevre-
ye Duyarlı Yerel Yönetim-
İer" konulu uluslararası sem-
pozyumdan söz etmek de bu-
gûne kaldı...
Böylesine önemli. güncel
ve ülkemiz için "yaşamsal"
değer taşıyan konulan yıllar-
dır özenle ele alarak, geniş
kapsamlı bilimsel toplantılar-
da irdelenmesine öncülük ve
"emektaruk" yapan Prof. Dr.
Semra Atabay'a birkez daha
teşekkür etmek de...
Kuşkusuz aynı teşekkûrü,
yine yıllardır bu sempozvum-
İara ortak olan Goethe Ensti-
tûsü'ne, evsahipliğini ve her
tûrlü organizasyon yûkünü üst-
lenen YTÜ'ye ve özellikle ye-
rel yönetimlerle ilgili konula-
nn tartışılmasına çok düzeyli
katkılarla omuz veren Mar-
mara ve Boğazlan Belediye-
deydiler... ' t •
Hükümetler ise bu bilimsel
çağnya kulak asmak bir ya-
na, aynı uygulamanın yasal
dayanağı olan Turizm Teşvik
Kanunu'nun çevreye karşı
"daha duyarsız" uygulan-
masını sağlayacak yeni taslak-
lar hazırladılar... Son olarak
da şimdiki Turizm Bakanı Er-
kan Mumcu, bir yandan bu
bakanlığın artık "kapatılma-
sı" gerektığını söyleyerek "si-
vil" toplumda "scmpati" top-
larken, öbür yandan turizm
merkezlerindeki imaryetkile-
rinın "nâzım planlara bile
bağlı kalmadan" ve sadece
yine Turizm Bakanlığı'nca
"denetimsiz" kullanılmasını
öngören bir taslağı devreye
soktu...
Yani, sempozyumun sonuç-
larından "tam tersini yap-
mak için" yararlanmış oldu.
•••
Şimdi, "Çevreye Duyarlı
Yerel Yönetimler"' buluşma-
sındaki değerlendirmeler de
yine gündemde bulunan yeni
Bunu yaratan belediye, nasü "çevreci" olabilir?..
ler Birliği'ne de yapmak ge-
rekiyor...
YTÜ Mimarlık Fakültesi Şe-
hir ve Bölge Planlama Bölü-
mü Başkanı Prof. Dr. Semra
Atabay'ın bu yıl tam "8. kez"
aynı inanç ve özveriyle bu sem-
pozyumlan ve yayınlarını
"Türkiye'ye armağan eden"
duyarlı çabalan ise yurtsever
hocamızın adının en başta yer
almasına neden oluyor...
•••
Önce şunu belirtelim ki Çev-
reye Duyarlı Yerel Yönetim-
ler Sempozyumu'nda dile ge-
tirilen görüş ve önenlenn de
-tıpkı öncekiler gibi- bu ülke-
yi yönetenlerce dikkate alınıp
değerlendirilmesi konusunda
fazla bir umudumuz yok...
Örneğin, önceki yıllarda ir-
delenen sorunlardan "Turizm
Planlaması ve Çevre" konu-
sunu anımsıyorum. Yine Ata-
bay'ın çok özel gayretiyle bir
araya gelen yerli ve yabancı uz-
manlar. hani şu "hükümet ka-
ranyla" ayncalıklı imar hak-
kı elde edilen "turizm mer-
kezi" uygulamalannın artık
sona ermesi gerektiği üzerin-
de tam bir görüş birliği için-
"Belediyeler Yasası Tasan-
sı"na son şeklini vermek için
aslında eşi bulunmaz bir "kay-
nak..."
Siyasiler, bürokratlar,
TBMM'deki komisyon üyele-
ri ve ilgili herkes, 22-23 Şu-
bat 2001 gûnlerinde YTÜ'de
sunulan bildirileri ve yapılan
tartışmalan "okuyarak" ka-
rarlannı verirlerse, denetim-
siz ve bilim dışı yerel imar
yetkileriyle tarihin en büyük
"tahribatmı" yaşayan kent-
lerimiz bu görülmemiş fela-
katten de artık kurtulabilir-
ler... örneğin; "Belediyeler,
tarihsel-kültürel ve doğal
çevrenin korunmasından
öncelikle sorumludur" il-
kesini yeni yasanın tüm mad-
delerinde gözetırlerse, "imar"
denince sadece arazi rantı ve
yağmanuı anlaşıldığı bu "yok
edici" sistemi de durdurabi-
lirler...
Evet... "Bilim" görevini bir-
kez daha yaptı... Şimdi aynı
teşekkûrü "hak etme" su-ası
ise "siyasiler"dedir...
Bekliyoruz...
Oekinci@cumhuriyetcom.tr
KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak@turk.net
7 pvlyorv dolaraİL
ÇIZGlLIK K4M/L M4S/IA4C/ • • < •-
- • • -
HARBt SEMtH
\
POROY
_. -
• •
setnihporoy@yahoo.com
• :
; ^ . . • ; . . . • ; • . • • : • • •
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN UMart
Btfl TİPİİLK TIP OKULU FRENGI'NİN İLACL
İS2?'O£ *U6ÜN,iST*NBUL'lX,L
RİND£Kİ TfPrS İLK T1FOKULU AÇfLPf.4r
7ft-\
HANB-İ AMİKC VE Ce&iAMHANE-î UAMUU?\
ADfYtA 6V>İfAH£.to*m*jr
>
uN İSTB& Ûx\
RİNE KUKUtAN OKLL, VE2A/BCİl££'De TU.
LUUBAG&tff KOUA&t'NCA ÖĞ8ETİUE SAŞ- \
LAPt. MÛPUK, H£XİkA6A$l A4US7Mf* SeHÇ£r\
Y4ZDIBMANIN 6İHİ$ İÇİN YE7TBLİ
OLDUĞU OKULDA, CeGSLŞR /Zİ SMTSÛ-
fÜjm& Y£ HAStlt ÜZ£8İfJP£ OtZ ÖÛ
L£REtC mPtUYCBOO. ÖSJtgNİM
SI2CA OCDU6UAJMH, ÖĞG£HCİL£££ ÖN
C£ BU PİL. CĞGE7İl£C£*TİR
185+' TB BU6ÛH,ALMAN 71f> BİL-
&NÎ f>AUL EHRLICH DO&OU.
HA YVAMLAgMN £LO£ ETTt&i AN-
7İ7tX£İNLEKL£ OU1ÇTUIZCHJĞU
S£KUMLA/& ILX KEZ HAS7ALHC-
LAÜIN fYİLEŞrrGİLMESt IÇİN
KULLANACAK OLAN Dr
EHRUCMjLeRKİ Y/UA-
&NPA DA, TEHLİKEU 8İK.
HASTAUK OCAN FR£NGİ ÛSTÛNDE
ÇALl$MALAB/Nt YDĞUNlAŞrn&CAICTTZ'..
3»PON ARKADAŞt SAttAOt/RO HATA İl£
BİRlİKTE'SALVAİtSAH 606*ADU ETtd-
Lİ SEHTETİK. İIACJ 8UL4CAK., BAÇARf-
LARiyLA NO8EL TIP ÖOÜLÜ ALACA/CTfR.
KAŞ ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1994/172
Davacı Hazine vekili Av. Betûl Koçak tarafindan davalı Kadem Çelik ve 16 aıkadaşı aieyhine açılan Kaş ilçesi Gelemiş köyü birliğinde
kain 457 parselın 2/B maddesi kapsamına gıren bölümünün davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile bu bölümûn tapuda ayn bir parsel
numarası ile maliye hazınesı adına tescıline. Tapu kütüğünün beyanlar hanesıne korunması gereklı kûltür ve tabiat varhgıdır şerhınin konul-
ması ıstemli davanın yapılan yargılamasında verilen ara karan uyannca; Davahlar Ali Doğan, Ilhan Acar, Selim Sevinç Ergin adreslenne çı-
kartılan teblıgatlann bıla teblıg gelıp C. Savcılıgınca yapılan araştınnada da adresleri tespıt edılemedığınden dava dılekçesı ve duruşma gû-
nünün ilanen teblıgıne karar venlmekle adı geçen davalılar Ali Doğan, Ilhan Acar ve Selım Sevinç'ın mahkememızde yapılacak olan
04.04.2001 günü saat 09.05'te Kaş Adlıyesı duruşma salonunda hazır bulunmaian veya kendılerinı bir vekil ile temsil ettırmelen gerektiği
HUMK.nun 213. 337 maddeleri geregince Tebligat Kanunu'nun 28 ve devamı maddelen uyannca ilan olunur. Basın: 11479
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
'Kokain'li Futbol ya da
'Etik'YırOğı
Bülerrt Ecevit'in, Kemal Derviş'inkiler biryana, bu
haftanın en önemli açıklaması Demet Şener'den gel-
mişti. "Erkeklere heristediğımı yaptırabılınm..." diyor-
du iri dudaklı manken kızımız, "Peşımde koşturan
çok erkek var. Bir gün için bir Ferrari'yı gözden çıka-
ranlar var. Ama ben o kişilikte değilım..." Bir Ferrari
"355 Spider" bugünkü fiyatıyla 192 mılyar, "550 Ma-
ranello" ise 297 milyar Türk ürası'ydı... Milyonlarca
insanın hayatını altüst eden, nüfusun büyük çoğun-
luğunu açlıkla, yoksullukla burun buruna getıren eko-
nomik krize rağmen yirmilı yaşlarda bir genç kadının
apış arasına bu yüksek bedeli ödeyebılecek babayı-
ğitler vardı bu memlekette... Onlar çocuklanna ayda
üç mılyara mürebbıye tutabılıyor, nışanlılanna on se-
kiz milyara gelinlik alabılıyor, metreslerıne Boğaz'da
yıllığı altmış milyara daıre kiralayabılıyorlardı... Istan-
bul'un luks barları her gece onlarla dolup taşıyor, iç-
kiler su gibi akıyordu... Bizi vuran "kriz" onlan hiç
sarsmamıştı...
Renkli basının magazin sayfalarında, televızyonla-
nn paparazzı programlarında her gün bin benzenne
rastladığımız bu göruntülenn hiçbir şaşırtıcı yanı yok-
tu aslında. Kara paralann, kayıt dışı kazançların ken-
di ekonomısinı, kendi kültürünü, kendi ınsanlannı ya-
rattığı tüm ülkelerde tanık olunuyordu bu tür görün-
tülere. Bizi yadırgatan, şaşırtan, bizım dışımızda ya-
şanan bu farklı hayatlaıia, bu hayatların ınsanlanyla
istemeden de olsa buluşmalanmız, kesişmelerimiz-
di... Bu bir aradalıklardan kaçınmak istiyorduk haklı
olarak...
• • •
"Erythroxylum coca" adlı bitkinin yapraklanndan el-
de edilen "kokain" de işte o, bizim dışımızdaki baş-
ka hayatların kimi yarsıllannın zaman zaman gerek-
sinim duydukları, kimilennin ise onsuz yapamadıkla-
n bir "uyanc/°ydı. Peru ve Bolivya'nın yoksul köylü-
leri tarafından yüzyıllardır "açlık ve yorgunluk gideri-
ci" olarak kullanılan yapraklanndan 19. yüzyılın ikin-
ci yarısından sonra tıbbı amaçlarla yararlanılmaya
başlanmış, ama aynı zamanda da "safahat âlemle-
ri'nin vazgeçilmezleri arasına gırmiştı. Kokain, çogu
kezsanıldığı gibi bir "uyuştumcu"degıldı. Tersıne, be-
yin kabuğunu uyararak ınsanda "aşın coşkular" oluş-
turan; vücut enerjisini arttırarak bir noktada yoğun-
laştıran; bir noktaya yönelten; görsel, ışitsel ve do-
kunsal halüsinasyonlara neden olan bir "uyanc/'ydı.
Bu niteliklenyle, "entelektüel boşluk duygusu"nu bir
süre için olsun dengelemek ısteyen ışadamlannın,
"üstün performans" sergılemek ısteyen sahne şarkı-
cılannın, Maradona gıbı "çaptan dûşmüş" sporcu-
lann, "yatak fantezileri"nöe zorlanan kart zamparala-
nn,
ı
yarat/c///Wann/yff/mi/ş"sanatçıların, disko karan-
lıklannda taze sermaye avına çıkan pezevenklenn, ken-
dini aşmak isteyen orospulann aradıkları pahalı bir
"//aç"tı. Dışımızdaki hayatlann ınsanlarına airti. Bir
gecelik kadınlara otomobıl anahtarları sunulan hayat-
lann simgesiydi...
• • • - '
Beşiktaş Jimnastik Kulübü, bilindiği gibi futbol ta-
kımının başına yeni bir teknik direktör getırdi. Ne var
ki Almanya'da da, Türkiye'de de sportif başanlanna
tanık olduğumuz yeni teknik direktör, iyi bir futbol
adamı olduğu kadar, bir "safahatadamı", aynı zaman-
da da müseccel bir "kokain kullanıcısı"yd\. BJK yö-
netıcileri, Christoph Daum'la birlikte, tHkemizın-fut-
bolseverlerını, bu arada bızı de tabıı, önceden hıç
düşünülmeyen bir tartışmanın, "Bir futbol takımı bir
'kokain kullanıçısrna teslim edilebilir mı?" tartışma-
sının ıçine çektiler. Bize göre, dünyada birçok örne-
ği görüldüğü gibi bir kız öğrencı yurdu eski bir "fahi-
şe'ye, bir gençlık kampı eski bir "eroinman"a, bir iz-
ci kampı eski bir "alkolik"e, bir okul büfesı de eski bir
"esrariceş"e teslim edilebilıyordu. Edilebılırdı. Sosyal
önlemlerte, tıbbı müdahalelerle, uzun rehabilitasyon
çalışmalanyla fahışeler, eroınmanlar, alkolıkler. esrar-
keşler "temizlenebiliyoriar", toplumda önemli görev-
ler üstlenebılıyoriardı.
Bu soylediklenmız eski "kokainmaniar için de ge-
çerliydı doğal olarak. Ne var kı, Daum eski bir "koka-
inman", eski bir "müptela" değildı. Kokaine yeniden
başvurup vurmayacağı ya da ne zaman başvuraca-
ğı, hangi aralıklaria, hangi dozda kullandığı ya da kul-
lanacağı bılınmeyen, eğılımlerı başıboş bir "kullanı-
a"ydı. "Eski" bir kokaınmandan çok daha büyük bir
"risk" taşıyordu! Ama daha da önemlisi, dışımızdaki
başka hayatlann pıslığinı her an üzerımize akıtabile-
cek, potanstyel bir "ef/Âr"yırtığıydıl. Hem de hiçbir "pro-
fesyonel başan'nınyamayamayacağı kadar büyük bir
yırtık.
Faks:0212-723 8497
(e-posta: dkavukcuoglutatuyap.com)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1
.
2 3
I
iI
4 5
•
6 7 8
rrnj r
9
11 2 3 4 5 6
SOLDANSAĞA:
1/OrtaveDo-
ğuAnadolu'ya
özgü bir halk 2
oyunu. 2/ Dik n
yokuş... Üzün-
tülü düşünme 4
durumu. 3/ 5
Kasların ıs-
temsiz, ağrılı °
ve geçici ola- 7
rakkasılması... R
Doğal vetarih-
sel özellikle- 9
rinden dolayı
koruma altma alınan
alan. 4/ Sınır boyu... 1
Orta Amerika'da bir 2
ülke. 5/ Ortadoğu'da 3
birgöl... "Gemilerde 4
— var/Bahriyeh yâ- 5
rim var" (Türkü). 6/ g
Bir gezegen... Tantal _
elementınin sımgesı.
7/Bahçesulamakıçın
açılmış ark. 8/ Önce- 9
leri Atatürk'e tahsis edilmiş, 1951'den sonra ise
okul gemısi olarak kullanılmaya başlanmış ünlü
yat. 9/ Resim ve heykel sanatlannda varlıklann bi-
çimi... Osmanlı devletinde, taşradaki nüfuzlu aile-
lere verilen ad.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kasaplık hayvanların tımüs ve pankreas bezle-
rine verilen ortak ad. 2/ Lapina familyasından, eti
pek sevilmeyen küçük bir deniz balığı... Tavlada
"üç" sayısı. 3/ Smır nişanı... Güç, derman. 4/ Bir
tiyatro sahnesinin önünde. ışık ve ışıldaklann yer-
leştirildıği yer... Ortaçağda açık denızde kullanılan
yelkenli gemi. 5/ Marangozlukta tahtanın kenanna
rendeyle açılan bir çeşit kordon. 6/ Bir çalgı... Hz.
Isa'nın doğum yeri olan köy. II "Bir .... meyvesi
gibi paylaştık/Mehtabı kınlmış dal uçlanndan"
(A.H. Tanpınar)... Küçük körfez. 8/ Ince bulgur...
Olumsuzluk belirten bir önek. 9/ Birbirine bağlan-
mış iki tekneden oluşan ve gezi denizciliğinde kul-
lanılan tekne.