18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ŞUBAT 2001 SALJ CUMHURtYET SAYFA HABERLER Muhalefet partileri, devletin zirvesindeki bunalımdan koalisyonu sorumlu tuttu 'Hükümet sistemi takadı 9 MHP LİDERİ BAHÇEIİ: Devlet geleneği sarsılmamalı • Türkmenistan gezisinde bulunan MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Devlet Bahçeli, devlet geleneği- ni sarsabilecek davranışlara girilmesinin doğru olmadığını belirtti. AŞKABAT / ANKARA (Cumhnriyet) - MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardım- cısı DevletBahçeli, devlet gele- neğini sarsabilecek davranışla- ra girilmesinin doğru olmadı- ğını belirtti. Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakraa- koğju, gelişmelerie ilgili olarak Bahçeli'yi tele- fonla bilgilendirdi. MHP Grup Yönerimi, acil olarak Meclis'te toplanırken MHP'li bakanlar uzun süre Devlet Bakanı ŞuayipÜşenmez'ınma- kam odasında bunalımı değerlendirdiler. Türkmenistan gezisinde bulunan MHP'li ba- kanlar ve parti yöneticileriyle toplanü yapan Bahçeli, Tûrkiye'ye dönüp dönmemeyi taruştı. Bahçeli, 'krizin armanacağı' gerekçesiyle gezi- ye devam etme karan aldı. Sezer'in konuşması- nı 'devlet geleneğine' aykın bulan Bahçeli, "MGK toplanüsmda gündem dışmda herhangi bir değerlendirmeye prilmesi doğru obnamtşür. Sayın Başbakanımızın her perşembegûnü Cum- hnrbaşkam ile olağan görüşmeleri vardır. Şayet Cumhurbaşkanımız hükümetin işteyişivle ilgili bir bilgi edmmeyi arzuluyorsa perşembe gûnü yapıbnakta olan görûşmeleri iyi değeriendirebi- Br. Bunun dışında devtetimizin gekneğini sarsa- bilecek davraıuslara ginnek çok doğru olmuyor kanaatindeyinT dedi. MHP kurmaylan, buna- lımla ilgili yorum yapmaktan kaçınırken bazı MHP'liler, Sezer'in uslübunun doğru ohnadığı- nı, ancak Başbakan Ecevit'in de toplannyı terk etmemesi gerektiğini dile getirdiler. DSP'de kriz saskınlığı 'Ersümer'e sahip çıkmamalıydık' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Köşk- hûkûmet restleş- mesi, DSP içinde de şaşkınlık- la karşılandı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 'üslu- bu' eleştiri konusu olurken DSP kulislerinde "Enerji Bakanı Cumhur Er- sümer'in istifa etmesi gerekirdL Ona sahip çık- maya devam edersek başımıza daha büyüksıkm- nlar geHr" değerlendırmesi yaygınlaştı. Başbakan Bûlent Ecevit'in Cumhurbaşkanı Sezer'le tartışarak MGK toplantısmı terk etme- si partisinde çeşitli degerlendiımelere yolaçtı. DSP'liler, 'Sezer'in üslubuna' tepki gösterdi. Bu atmosferde Cumhurbaşkanı 'nın görev süre- sinin kısaltıhnası ve yetkilerirün kısıtlanmasma dönûk anayasa değişikliğinin ivedilikle TBMM gündemine taşmabileceği bildirildi. Bazı DSP'liler ise, Çankaya-hükümet kavgasını tır- mandırmarun sakıncalanna dikkat çekti. DSP kulislerinde, Cumhurbaşkanı Sezer'in Ersü- mer'in yanı sıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Ozkan'ı da hedef aldı- ğının altı çizildi ve 'Ersûmer'e kalkan olunma- smın sakmcaian' vurgulandı. DSP'li Adalet Komisyonu Başkanı Emin Karaa, olayın çok üzücü olduğunu söyledi. Karaa,u Bu hükümet ekonomik prograrnmıyü- rörmek için olabildiğince çaba gösteriyor.Odön veriyor. Çıkabitecek pek çok krizin önûne böy- le geçUdr 1 dedi. ANKARA/tSTAN- BUL (Cumhuriyet) - Muhalefet partileri, dev- letin zirvesinde, genso- ru görüşmelerinden bir gün önce tırmanan bu- nalımdan iktidan so- rumlu tuttu. DYP yöne- ticileri, "Fazla ahngan olan Ecevit'in çekilme zamanıgekfi" derken ta- raflan dikkatli olmaya çağıran FP yönetimi, "iktidann demokratik yoüaria gitmesi gerekti- ğuıi" vurguladı. DYP'nin "ekonomide • "îcra, yargı ve yasamayı baskı altına alırsa sistem tıkanır" diyen DYP lideri Tansu Çiller, icranın, gündemdeki dosyalan yargıya göndermemek için direndiğini, Meclis'te parmak hesabıyla suçlama ve aklama yapıldığını belirterek dosyalann bağımsız yargıya gönderilmesini istedi. çökfintüye neden olan EVtF reçetesine tesüm ol- duğu gerekçesiyle" hü- kümet hakkında verdiği gensorunun öngörüşme- si, bugün TBMM Genel Kurulu'nda yapılacak. Partilerin "ekonomi he- saplaşmasına" hazırlan- dığı sırada patlak veren bunalun, Meclis'te tan- siyonun erken yüksel- mesine neden oldu. Krizi, îstanbul Sanayi Odası'nı ziyareti sırasın- da gazetecilerden öğre- nen ÇiDer, icramn kendi sınırlannı bilmesi ve bu- nu aşmaması gerektiği- ne dikkat çekti. Devletin tepesinde kavga olması- m anlamanm mümkûn olmadığını kaydeden Çüler,"Bubirdevletkri- zidir. En ohnadık mesete- ler için bu terimi kıdla- nanlar, asıl devlet krizini kendüeri yapryoriar. Ic- ra, yargı ve yasamayı baskı altına ahrsa sistem ANAP ÇOZUMDEN YAJ\A Ydmazyorum yapmaktan kaçındı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) ANAP'ta, Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Se- zer ile Başbakan Bü- lent Ecevit arasmdaki gerilimin 'diyalogla' çözûhnesi görü- şü ağırlık kazandı. ANAP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yıbnaz'm akşam saatlerinde topladı- ğı başkanlık divanında, krizin çözümü için Çankaya Köşkü ile diyalog aran- ması değerlendirmesi yapıldı. Yılmaz, Bakanlar Kurulu'nun ardın- dan, başkanlık divanını topladı. Top- lantı öncesinde gazetecilerin sorulan- nı, "Bugün 4 kez açıklama yapıldı, bu yeter" diye yanıtsız bırakan Yıbnaz, toplantı çıkışında da herhangi bir de- ğerlendirme yapmadı. Yaklaşık 1.5 sa- at süren toplantıda krizin çözümü için Köşk'le hükümet arasında diyalog aranması, devletin zirvesinde "küs- künlük oiamayacağt" değerlendirme- si yapıldı. Toplantıda, parti olarak "krizin nrmandınlmamasına" dönük bir strateji izlenmesi benimsendi. ANAP'uı bugün yapılması planlanan grup toplantısı 'ortanun durulmasını' beklemek amacıyla yarına bırakıldı. Krizi, Îstanbul Sanayi OdasTnı ziyareti sırasmda öğrenen DYP lideri Tansu Çiller, icranın kendi smırlannı bilmesi gerektiğine dikkat çekti. 'Sorunlar Meclis'te çözülmeli' ANKARA/İSTANBUL (Cum- huriyet) - Cumhurbaşkam Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bûlent Ecevit arasında Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında ya- şanan gerginlik konusunda uz- manlar ve toplumun çeşitli kesim- lerden değişik yorumlar yapıldı. Anayasa hukukçusu Prof. Mûmtaz Soysal, seçilmişlerin atanmışlann önünde tartıştığını belirterek "Meclis gruplannın içinde çözûhnesi gereken sorunlar böyle ohnadık yerterde patlak ve- riyor. Gruplardan ses çıknuyor. Kendilerini liderleri atadığı için gruplardan ses çıknuyor. Cum- hurbaşkamnı da biz atadık, her şey bizim istediğuniz gibi olacak zannettikr. Böyle obnadı, mesele- nüı özü budur" diye konuştu. Soy- sal. "Şimdi Cumhurbaşkanı'nın görevidir. Yeni bir tarih verir, da- vet yapar. Bu ayın sonuna kadar MGK toplanır" dedi. Eski Anayasa Mahkemesi Baş- kanı YektaGûngörOzden, Ecevit ve Sezer'i yakından tanıdığmı anımsatarak "Benim için ashnda bunlar Türkrye gündeminde izle- mekten ûzüntû duyduğum, bir va- tandaş olarak derinden yaralan- dığımolayfar.İkikişiyidegözönü- ne aldığun zaman bunlan da ka- çmıhnaz doğal buluyorum" diye konuştu. Eski Cumhurbaşkam Süieyman Demirel, toplantıda yaşananlan üzüntüyle karşıladığını ve bunun emsali bulunmadığını kaydetti. Demirel, "Sanryorum Id Sayın Cumhurbaşkanı da Saym Başba- kan da ne olduğunu çok iyi bilme- diğhn, ama içeriği ne olursa olsun böylece vuku buhnuş bir olayın en kısa zamanda tamirini yapacak- lar" dedi. Emekli büyükelçi Gûndüz Ak- tan ise Cumhurbaşkanı ile hükü- met arasuıda Cumhurbaşkanı se- çiminden bu yana bir gerilim ya- şandığını belirterek "Kamuoyu- nun önûne böyiesine çıknuş bir ko- nu ancakkamuoyunun hakemüği- ne başvurularak çözülebiMr. Bu- nun da kolay olabileceğini sannu- yorum. İstifa müessesesinin girme- diği bir demokraside yaşıyonız" diye konuştu. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral, devletin zirvesinde yaşa- nan krizin Türkiye'yi ekonomik göstergeler ve siyasi istikrar açı- sından etkilediğini belirterek "Devieti yönetenJerin görevi kriz yaratmak değil, kriz çözmektir'' dedi. DİSK Genel Başkanı Süiey- man Çelebi, yaptığı yazılı açıkla- mada Cumhurbaşkanı'nın davra- nışını, siyasete yeniden güven ka- zandnmaya yönelik bir adım ola- rak değerlendirdi. Devletin zirvesindeki krizde halk, Cumhurbaşkam Sezer'inya- nında yer aldı. MGK'de yaşanan krizin kamuoyuna yansımasından sonra gazetemizi telefonla arayan, faks ve elektronik postayla tepki- lerini ileten yurttaşlar, Sezer'in, ülkemizin ve halkımızın çıkarla- nnı savunduğunu, bugüne dek uy- gulamalanmn ortada olduğunu vurgulayarak kendisini destekle- diklerini belirttiler. ükanır. tcra muhalefeti susturmak isterse kar- maşa başjar. Herkes ken- digörevini bflecekve ora- da kalacak" diye konuş- tu. lcranm, gündemdeki dosyalan yargıya gön- dermemek için direndi- ğini, Meclis'te parmak hesabıyla suçlama ve aklama yaptığını anlatan Çiller, dosyalann ba- ğmısız yargıya gönderil- mesini istedi. "Medis'in yenilenmesi lazun" di- yen Çiller, icramn yargı üzerinde baskı kurma- sından yakınarak hiçbir demokraside, bir savcı- nın, yolsuzluklann üze- rine gittiği için kamuoyu önünde başbakan tara- findan baskı altma alın- madığını savundu. DYP Grup Başkanve- kili Turhan Güven, ge- lişmelerden Ecevit'i so- rumlu tutarak hüküme- tin Sezer'de umduğunu bulamamanın telaşını yaşadığmı savundu. Gü- ven, "Cumhurbaşkanı DDK'yi çahştinrken anayasadan getenyetkisi- nikuDamyor. Süanü, hû- kûmet yetküilerinin bir gergüüik potitikası içinde Cumhurbaşkanı'na bazı şeyleriyaparmakisteme- lerinden kaynaklanıyor. Cumhurbaşkanı siyaset- te yeni olabinr ama hu- kukçu künhği içinde böy- le düşünmesi çok doğaL Arkadaşım olduğu için de gurur duyanm." FP Genel Başkan Yar- dımcısı Veysel Candan ise devlet doruğundaki- lerin birbirlerine daha dikkatli davranması ge- rektiğini belirtti. FP Genel Başkanı Re- cai Kutan, FP Genel Merkezi'nde düzenle- diği basın toplantısında, MGK toplantısı ve son- rasında yaşanan gelişmeleri değerlendir- di. Ecevit ile be- raberindeki bakanlann MGK toplantısmı terk etmesinin bugüne kadar benzeri yaşanmayan bir gelişme olarak merak uyandırdığmı belirten Kutan, "MGKtte,geçen dönemlerde de saatlerce süren sert tarnşmalar olduğunu bir siyasi o- larak yakından bih'yo- rum. Tarihinüzde ilk de- fa MGK'deki böylesine bir tarnşma kamuoyuna intikal etmiş durum- dadır. Türkiye'nin en ckkh' proUemi ekonomik sıkıntılardır, ekonomik krizdir. Böylesine bir kriz döneminde böylesine o- laylar cereyan ediyor" dedi. Bu ihtilafın ilerikı günlerde ekonomiyle il- gili çeşitli sıkrntılar ge- tireceğini savunan Ku- tan, "Ben,üzükrekifade ediyorum ki bu olay, kasun ayı krizinden daha bûyûkbir krize sebebiyet verecektir" dedi. IRMIKIAYDIN ENGÎN [email protected] Biliyorum, "Memleket bu haldey- ken, Ankara'da toz dumandan göz gözü görmezken, sen tutup fıkra mı anlatıyorsun" diyeceksiniz. CHsun. Yıne de fıkralar anlataca- ğım. Ne yani, siz, Milli Güvenlik Kuru- lu'nun tarihindeki en kısa ve en ilginç toplantısı üstüne biryazı mı bekliyor- dunuz? Siz bilirsiniz. Ben yine de fıkralar anlatmayı yeğliyorum. Hayır, bu satırlar yazılırken henüz toz duman dağılmamıştı, kimin kime ne dediği belli olmamıştı; Cumhur- başkanının "birbabanın evladına bi- te söylemeyeceği" sözlerinin ne ol- duğunu hâlâ öğrenmiş değiliz; o yüz- den olup biten üstüne yazı döktür- mek zor, en azından riskli olduğu için değil. Nasıl olsa birkaç saat sonra toz du- man aralanır; bu Tırmık'm yayımlan- dığı yannki (bugünkü) Cumhuriyet'te, olay aynntısıyla yer alır. Yani benim canım nedense bugün fıkra aniatmak istiyor. Öyle de yapa- cağım. Fıkralar... Uysa da Uymasa da... Buyrun: Fıkralar. Uysa da uymasa da... • • • Oğlan avludan seslenmiş: - Baba, hırsız yakaladım... - Buraya getir... - Gelmiyor baba... Baba ne desin: - Bırak öyleyse gitsin... Oğlandan yine cevap gelmiş: - Gitmiyor baba... Ortada hırsız var. Ne geliyor (siz "ne mahkemenin önüne çıkıyor" di- ye anlayın) ne gidiyor (siz "istifa edi- yor" diye anlayın). Peki bu durumda baba ne yapsın? ••• Bektaşi babası, küfürbaz derviş Mehmet'in ağzına bir bakla koymuş. Derviş Mehmet, tam küfrü basmak üzere baklayı avucuna alacakken Baba Erenler'in öğüdü aklına gelir, susarmış. Bir gün, sağanak yağmur attında yürürlerken birevın kapısından çıkan bir kadın onlan durdurup rica etmiş: - Baba ErenlerAllah nzası için biri- ki dakika bekler misiniz?.. Kadının bir derdi vardır hesabıyla bi- zimkiler sağanak altında beklemeye başlamışlar. Nelerden sonra kadın ye- niden kapıda belirmiş: - Tamam Baba Erenler, demiş. Ar- tıkgidebilirsiniz Tavuğu kuluçkayaya- tinyorum, kapıda Bektaşi külahlı bir baba durursa civcivler tepeli çıkarde- dilerdide... Baba erenler, yüzünden akan yağ- mur sulannı eliyle silip dervişine dön- müş: - Derviş Mehmet, demiş. Çıkarulan ağzından baklayı... Baklayı ben de ağzımdan çıkaraca- ğım ama Türk Ceza Kanunu'nun, TB- MM'nin, hükümetin manevi şahsiyeti- ni tahkir, terzil ve tezyif etmeye kalkı- şanlardan koruyan 159. maddesi var. Neme gerek. Ben fıkra anlatmayı tercih ediyorum... • • • Okyanusa açılmak üzere olan kap- tanın, üç tayfa açığı varmış. Oraya bu- raya haber salmış ama bulamamış. Tam demir alacağı sırada üç kişi çıka- gelmiş. Kaptan, adamlan tayfa yazıp işe alacak ama birtanımak istemiş. Ne gibi hünerteri, marifetleri olduğunu sor- muş. Biri "Ben görûrüm efendim'öemiş; "Ben, çok uzaklan görûrüm". Eh, açık denizde keskin gözlü tayfa işe yarar. Almışişe. Öteki "Ben efendim" demiş, "Ben duyanm. Olmadık sesleri duyanm ben". Eh açık denizde, karanlıkta, göz gözü görmezken keskin kulak işe ya- rar. O da alınmış işe. Sonuncu boynunu bükmüş, "Valla kaptan", demiş; "Benim pek birmari- fetim yok. Benim canım sıkjlır". Kap- tan bu acaip marifet sahibini sepetle- mek istemiş ama ötekiler "Biz birbin- mizden aynlmayız" diye bastınnca, onu da işe almış. Gemi açılmış, okyanusta günler geçmiş. Bir gün kaptanın aklına gel- miş, işe aldığı üçlüyü çağırtmış. Birine dönmüş: - Sen, demiş. Çok iyigörûrüm, de- miştin. Bak bakalım ne görûyorsun? Bizimki gözlerini uçsuz bucaksızok- yanusun ufkuna dikmiş; bakmış bak- mış, ardından konuşmuş: - En az 4000 mil açıkta bir adada, bir kannca, bir buğday tanesini bir te- peciğe doğrurteleyenekç/kannayaça~ lışıyor.... Kaptan içinden bir "Ya satwr"çekip, ötekine dönüp sormuş: - Peki sen ne duyuyorsun baka- lım?.. Keskin kulak, şöyte bir uzaklan din- leyip başlamış: - Arkadaşın dediği kısmen doğru. 4000 mil değil, dalga seslehne bakılır- sa 4250 mil uzakta. Sonra, ada değil yanmada. Kannca olduğu doğru ama itelediği buğday değil arpa tanesi... Kaptan bir "Ya sabır" daha çekip so- nuncuya dönüp sormuş... - Senin marifetin neydi bakalım? Bizimki yüzünü sıkıntıyla buruşturup yanıtJamış: - Benim canım sıkılır demiştim, efendim... Benim işte bu heriftere fe- na halde canım sıkılır... POLTIİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Bunalım Gerçekten Ahmet Necdet Sezer, MGK toplan- tısı öncesi terbiye sınırlannı aşan, devlet gelenek ve göreneklerini çiğneyen bir konuşma mı yaptı? Başbakan Bûlent Ecevit, Çankaya Köşkü'nden çıkıp Başbakanlığa geldi. Ardından önemli bir açık- lamada bulundu: "Son derece üzücü bir olaydı. O durumda orada kalmaya devam edemezdim..." Acaba bu üzücü olay neydi? Ecevit, orasını açıklamadı!.. Sadece şunu söyledi: "Şimdi tartışmalara, aynntılara girmiyorum..." Ecevit, konuşmasında 'üzücü' olayın altını çizer- ken de Sezer'in 'devlet gelenek ve göreneklerini çiğnediğini' belirtmekle yetindi... Türkiye, cumhuriyet tarihımizde ilk kez bir 'yarg'- cı' Çankaya Köşkü'nde gördü... Ahmet Necdet Sezer, kısa bir sürede kamuoyun- ca benimsendi... Sezer'in çağdaş ve demokrat ki- şiliği sağdan sola tüm kesimlerce sevildi, sayıldı... Çünkü dürüsttü!.. Hiç kirlenmemişti!.. llkelerinden ödün vermiyordu!.. 21 yridır "Atatürk inkılaplan" diyoriardı. O, bunu yeniden "Atatürk devrimleri" olarak değiştirdi. Ki- mimiz alkışladık, kJmimiz kızdık!.. Sonunda bir orta yol bulduk: "Halk çocuğu!" Toplum Ahmet Necdet Sezer'i yakından izliyor, Türkiye'nin aydınlığa açılan yolunda onu bir ön- der olarak görüyordu... Siyasi erk bundan büyük rahatsızlık duydu!.. önce YÖK Başkanı Kemal Gürüz Çankaya'ya ta- vır aldı. Baktı ki pabuç pahalı, vazgeçti. Ardından Ecevit, atağa geçti... Ipler çoktan kopma noktasına gelmişti!.. Ecevit'i yakından tanıyanlar bılır. Kendi doğrulan vardır. O doğrulardan ödün vermez. Hatayı kabul etmez. Düşuncelerine karşı çıkanlan sılindır gibi ez- er geçer... Ecevit, bu kez karşısındakinin bir hukuk insanı olduğunu unuttu!.. • • • Başbakan Bûlent Ecevit tartışmayı da hiç sev- mez!.. Bugün DSP grubunda hangi konu tartışılır, hangi milletvekili Hüsamettin Özkan'dan izin aimadan birgörüş açıklayabilir? Üç-beş kişiyle sınırlıdır!.. Ecevit'in bu alışkanhğı yıllardır sürüyori.. Yıllarca muhalefette kalmış Ecevit, sıkışınca kaç- mayı bir ilke haline getırmemiş mıdir? 1975 yıhnda CHP-MSP koalisyonunu Kıbns Ba- nş Harekâtı'ndan sonra bozan, meydanı Necmet- tin Erbakan, Süieyman Demirel ve Alparslan Tör- keş'e bırakan MC hükümetinin kurulmasına olanak sağlayan, Ecevit'ten başkası değıldir... 1979'da 'kısmi senato seçimleri'nde yenik dü- şen Ecevit, hükümetten çekilirken bir demokrasi ör- neği mi sergilemişti, yoksa kaçmış mıydı? Ecevit'in bunalımla ilgili açıklamalannı dün tele- vizyon ekranlannda izlerken hasta ve yorgun yü- zünde yıllann eskitemediğı 'çelişki çizgilerini' gör- düm, kırk yıl önceki inatçı kişilığinin hiç değişmedi- ğini fark ettim... Bugün bir hükümet düşünün ki askerie, yargıyla, halkla, muhalefetle kavgalı!.. Bir başbakan, gerekçesi ne olursâ olsun, Milli Güvenlik Kurulu'nu bakanlarla birlikte terk edemez!.. Bu hükümet istifa etmelidir!.. Çünkü hükümet, Çankaya'yı şöyle görüyor "Ahmet Necdet Sezer'i o makama ben getirdim ve benim önüne koyduğum herşeye onay verme- lidir..." Yoksulluğun giderek arttığı Türkiye'de bugün "de- diğim dedik" diyen bir başbakan ile Çankaya Köş- kü'nde oturan ve topluma umut veren bir Cum- hurbaşkanı var... Sanınm çelişkinin temelınde bu yatıyor... • • • Yaşanan olaylann perde gensinde Cumhurbaşka- nı Sezer'in Devlet Denetleme Kurulu'na yazdığı mektup ile hükümet üyelerine dek uzanan bazı ıd- dialar bulunuyor... Bugüne dek kamu bankalan (Ziraat, Halk ve Em- lak Bankası) denetlenmiyordu... Bu bankalarda büyük çapta usulsüzlük yapıldığ bir gerçek mi değil mi? Işin ilginç yanı, Başbakan Ecevit'in kamu banka- lanndakı usulsüzlüklerin üzerine gidılmemesi için çaba harcadığı da biliniyor... Ankara'da kulislerde konuşulanlar ise daha il- ginç... Denryor ki: "Sayın Sezer MGK öncesi yaptığı konuşmadan sonra Hüsamettin özkan ayağa kalkıp şöyle konuş- muş: - Sizi biz seçtik, böyle konuşamazsınız." Ardından Ecevit ve diğer bakanlar toplantı salo- nunu terk etmiş!.. Devlet Denetleme Kurulu müfettişleri Halkbank, Ziraat Bankası ve Emlakbank'ta inceleme yapariar- ken, Çankaya'da bunalım çıkanlması bilerek mi yaratıldı? Bize kalırsa hükümet istifa etmelidir!.. Görülen o ki hükümetin böyle bir niyeti yok!.. hikmetcetinkaya(» cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Adalet Bakanı Hikmet Sarni Türk: Özbek, bilirfdşüerin değiştirilmesini istemedi ANKARA (Cumhu- mak istediğiniz deği- riyet Bürosu) - Adalet şikükJere sert bir şeldl- Bakanı Hikmet Sami de karşı çıkuğı beKrti- Türk, Jandarma Genel lhor. Böyle bir görüş- Komutanlığı Harekât me oldu mu" sorusu Başkanı Tümgeneral üzerine Türk, "Enerji Osman Ozbek'in y ap- konusu DGM için yeni tığı ziyaret sırasmda, bir konudur. O neden- "Beyaz Enerji" soruş- lehazırhksoruştunna- turmasında, bilirkişile- sı sırasmda da cumhu- rin başlangıçtan beri riyetsavcılanbazenbi- görevi yürüttüklerini. lirkişiye baş>'urma ge- değişikliğingörevinak- reği dujmaktadıriar. samasına yol açabilece- Usul kanunlanmıza ğini söylediğini kaydet- göre bir konuda daha ti. Ankara'da bir sergi- önce görüş açıklanuş nin açılışını yapan Ba- olmak hâkimfcr için kan Türk, gazetecilerin ret sebebidir. Bihrkişi- sorulannı yanıtladı. ler de hâkimlerin red- "Tümgenera Ozbek'in, di sebepleri ile redde- bihridşi heyetinde yap- dilebiiir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle