Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ŞUBAT 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Kapalı
açıklama
Yenilenen futboJ
maçlannın naklen
yayın ihalesini alan
Digitürk-Atlas
Yayıncılık, maçlann
yayınını Kablolu
TV'deki Atias'ın yan
kuruluşu Işık TV'ye
bırakmıştı ve fakat
maç başlarken yayın
kesiliyor ve görüntü
digital ortama
aktanlıyordu. Türk
Telekom da bir alt
yazıyla "Işık TV'nin
yayın kesintisi uydu
alışından
kaynaklanmaktadır"
diyerek Kablolu TV
abonelerini
bilgilendiriyordu...
Türk Telekom'dan bu
konuda bir açıklama
geldi ve "Kablo TV
sisteminden iletilen
Işık TV program
kanalının 2 Şubat 2001
tarihinden itibaren
cuma, cumartesi ve
pazar günleri ara ara
belirli saatlerde
yayınının kesildiği
tespit edildiğinden,
şirketimiz ve Işık
Radyo ve Yay. Aş.
arasında imzalanan
sözleşmenin ilgili
maddeleri geregince
adı geçen yayın
kuruluşuna gerekli
uyan yapılmışör"
denildi. Ne denildiği
tam anlaşılamayan bu
açıklamadan sonra
Kablolu TV'deki Işık
TV'nin yayını tümüyle
kapandı.
EtefctroniK poste denizsomfeumhuriyeLconUr T«fc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- ABD, Bağdat'ı insani
amaçlarta bombalamış...
"Bomba gibi gerekçel"
I
çine sindiremediği konulan bir yandan "mem-
leketin istikran" öte yandan "koalisyonun ik-
tidan" için kararlı bir şekilde sineye çeken
Başbakan Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'i terbiye sınııiarı dışına çık-
makla suçlayıp Milli Güvenlik Kurulu topiantısını terk
ederek arada birsözünü ettiği "devlet krizi"ni bu kez
gerçekten yaratmış oldu...
Başbakan'la Cumhurbaşkanfnın arasının hukukun
üstünlüğü konusunda "limoni" olduğu epeydir bili-
niyordu ama böylesi pek beklenmiyordu...
Cumhuriyet tarihinde ömeği görülmemiş "kriz'in
nedenleri, bu satırlann yazıldığı saatlerde bilinmiyor-
du ama kulislerden sızan bilgiler "yolsuzluklar" ko-
nusunda yoğunlaşıyordu; Sezer, Ecevit'i kamu ke-
siminde yaşanan yolsuzlukları örtbas etmekle, bu
konuda başlatılan denetimi engellemekle, anayasaya
uymayıp yasama ve yargıyı baskı altına almakla suç-
luyor ve bazı bakanlann istifasını istiyordu.
An kovanı
Ecevit'in nezaketi kadar dürüstlüğü de kamu-
oyunda kabul görmüş bir gerçektin "yara"sı olma-
dığı için gocunmaması gerekirdi...
Sezer'in de dürüstlüğü ve nezaketinden kuşku
duyulmamakla birlikte böyle bir eleştiri Ecevit'e ni-
ye ağır gelmiş olabilir?
Koalisyon hükümeti yolsuzluklann üzerine gidiyor
gibi görünse de kamuoyundaki bir başka kanıya
göre fiziki yorgunluğu televizyon ekranlanna kadar
yansıyan Ecevit artık, çevresinden yayılan ve bazı
bakanlann adının kanştıgı yolsuzluk iddialannı gö-
remiyon üstelik güven duyma ve dürüstlük konusun-
da halkın ilk tercihi yıllar sonra Çankaya Köşkü'nde
toplanıyordu da onun için mi?
Cumhurbaşkanı Sezer, kamu bankalan ile hor-
tumlanan bankalann son 20 yılını inceletmek üzere
Devlet Denetleme Kurulu'nu görevlendirirken hiç
kuşkusuz kamuoyunun desteğini arkasına almıştı.
Ecevit'in bu çalışmayı canı gönülden destekleme-
si gerekirken "denetimin denetimi yapılmak isteni-
yor" diye alınganlık göstermesi düşündürücüdür...
Görev sıralanna göre numaralandınlmış cumhur-
başkanlanndan sekizincisi Turgut Özal'ın, doku-
zuncusu Süleyman Demirel'in çalışmasına gerek
göımediği Devlet Denetleme Kurulu'nun devreye
girmesi "dürüst" Ecevit'i rahatsız etmemeliydi...
Zirvedeki krizin gerçek nedeni; siyasette kanlı bı-
çaklıyken, birbirleri hakkında ağza alınmayacak söz-
lersöytemişken devtetin en tepesindeki kottuklan pay-
laştıklarında Kenan Evren'in Turgut Özal'la, Turgut
özal'ın Süleyman Demirel'le, Süleyman Demirel'in
MesutYrimaz'la sarmaş dolaş olup büyük bir uyum
içinde çalışmalannda yatabiiir.
Sezer, an kovanına çomak sokmuş olabilir!
SESSÎZSEDASIZ(t) NURÎKURTCEBE Türtıanlılar YCHP'de toplanıyor
Başörtüsü ile türban arasındaki
farkı; türbanın siyasal bir sembol
olduğunu; türbanı bağlama
biçimlerinin tarikatlara göre
değiştiğini bilmeyen kalmadı...
Istanbul'un sosyal demokratlar
açısından önemli ilçelerinden
birinde, bir süre önce Cumhuriyet
Halk Partisi'ne türbanlılann üye
kaydedildigi bilgisi geldiği zaman
doğrusu inanmak istememiştik...
Başörtüsü ile türbanın karıştınlmış
olabileceğini düşünüp üstelemiş
fakat ilçe üyeliğine alınanlann "cami
önlerindeki eylemciler gibi" türbanlı
olduğu iddiasıyla yüz yüze
kalmıştık...
İlçe yöneticilerine telefon açıp
sormuş ve Cumhuriyet Halk
Partisi'ne türbanlı üye kaydedildigi
yolundaki bilgiler için "asılsız
iddialar" yanıtını almıştık...
Yazmamıştık fakat iddialar
devam edince bu kez de
Cumhuriyet Halk Partisi'nin Istanbul
il yöneticilerinden birine türbanlılar
konusunu sormuş ve aynı
yalanlamayla karşılaşmıştık... Yine
yazmamıştık...
Ne ki geçen hafta, Yeni Cumhuriyet
Halk Partisi (YCHP) Genel Başkanı
Deniz Baykal, "asılsız iddialaTı
yalanlayan Istanbul'daki parti
yöneticilerini yalanladı!
ıstanbul'da 26 yaşın altındaki
gençlerin partiye katılımı için
düzenlenen törende, türbanlılan
temsil eden bir genç kıza YCHP
rozetini kendi elleriyle taktı...
Kutlanz...
Inşallah, Allah tamamına da erdirir
ve YCHP'nin iktidannda "türban
zulmü"ne son vermeyi Deniz
Baykal'a nasip eder, amin...
17 Şubat 1926'nın Aıusuıa
TBMM'ye Açık Mektup
Prof. Dr. TÜRKAN SAYLAN
ÇYDD Genel Başkanı
Sayın ve değerii milletvekil-
lerimiz,
Son yıllarda, bu ülkeye ve
Türkiye Cumhuriyeti'ne coş-
ku ve tutkuyla bağlı yurttaş-
lar olarak, TBMM'nin, üyele-
rinin bitçoğunurryaniış ve ya-
kışıksıztutumlan sonucu, hal-
kın gözünde değer ve güven
yitirmesini büyük bir acı ile
karşılıyoruz.
TBMM, bizim en büyük de-
ğerimiz ve baş kurumumuz-
dur. Mustafa Kemal Ata-
türk'ün önderliğinde, ulusu-
muzun en önemli başansı ola-
rak ortaya çıkan bu kurum, ül-
kenin her köşesinin seçilmiş
temsilcilerini, yani halkımızı
bağrında taşıyan bir hazine-
dir.
Unutmayalım ki, Kurtuluş
Savaşımız ve Aydınlanma
Devrimimiz, en zor koşullar-
da, TBMM'mizin variığı ve ka-
rarlılığı içinde gerçekleştirildi.
Yeryüzündeki ülkelerin he-
men hiçbirinde, böylesi mec-
lis kararlarıyla yürütülen bir
kurtuluş savaşı ve devrim ol-
mamıştır. Oysa aklın, bilimin
ve sağduyunun ışığını gören
büyük önder, atttgı her adım-
da, birbirinden çok, amaçok
farklı kesimlerden gelen mil-
letvekillerinden oluşan mec-
lisin, her aşamada iznini alma-
yı sabır ve kararlılıkla sürdür-
dü, çünkü uiusun istenci ve
onayı her şeyin üzerinde
önem taşıyordu.
Birinci ve Ikinci Meclis'in
öyküsünü anlatan kitaplar he-
pimize örnek olmalıdır. Cum-
huriyetimizin ilk meclislerin-
deki köylü, kentli, molla, as-
ker, birbirinden çok farklı in-
sanlann ortak yanı, yurtse-
veriikleri, dürüstlükleri ve say-
gınlıklarıydı. Bugünkü Türki-
ye, onlann attıklan sağlam te-
meller üzerinde duruyor.
TBMM, son 15-20yıldane-
den böylesine güven yitirdi
ve bunu sürdürüyor? Vekil-
lerimiz arasında birkaç uyum-
suzun yanlışlıkları hepsinin
suçlanmasına mı yol açıyor?
Acaba, böylesine genel bir
kanı ve kamuoyu oluşumu
haksızlık mı?
Sayın milletvekilleri, son yıl-
larda TV'de, sizin yemin tö-
renlerinizi, TBMM'deki ko-
nuşmalarınızı yakından izli-
yor; görüntünüzü, jest ve mi-
miklerinize, ses tonunuza ve
vurgulamalannıza dek izliyo-
ruz. Keşke zaman zaman siz
de kendinize ya da tüm Mec-
lis'e aitTV bölümlerini gözden
geçirebilseniz, kendinize bir
ayna tutabilseniz...
20. yüzyılın en büyük ve ka-
lıcı devrimini geliştirmiş bir
uiusun 21. yüzyılın eşiğinde
bir milletvekili olmak size bü-
yük sorumluluklar getiriyor.
Bu nedenle, çok daha çağdaş
görüntüde ve davranışlar için-
de olmalısınız, çünkü özel
alandan kamu ve devlet ala-
nına geçmiş ve isteyerek do-
ğal davranma özgüriüğünü-
zü kısıtlamış bulunuyorsunuz.
Artık, köyünüzde, kasabanız-
da olduğu gibi beli tabanca-
lı olamazsınız, içgüdüleriniz-
le değil, Meclis'in kurallarına
göre hareket etmeiisinız. Kav-
gaya, yumruklaşmaya değil,
saygı kuralları içinde var ol-
maya uyum sağlamalı, tam
bir örnek insan olmalısınız.
Siz bütün bunlan bilerek aday
oldunuz ve seçildiniz.
Mikrofona geçince, seçme-
ne selam olarak, yaptığınız
içeriksiz, ilgisiz konuşmalar
veyıkıcı eleştiriler, inanın, baş-
ta seçmenleriniz olarak in-
sanları sizden, partinizden,
güvenilirlikten uzaklaştırıyor.
Artık kimse maço davranış-
larla prim yapamıyor; insan-
larfikir, plan, proje ve çözüm-
ler bekliyorlar seçtiklerinden.
TBMM'yi oluşturan vekil-
lerimiz, bu genel olumsuzluk-
ların somut örneği olarak, ne
yazık ki, yıllardır, 1926 do-
ğumlu Medeni Kanunumuz-
daki kadın erkek eşitliğini sağ-
layacak ve bizi çağdaş uy-
gartığa taşıyacak düzeltme-
lere geçit vermiyor, değişime
direniyorlar. Belki de, böyle-
sine çağdaş bir yasa içinde,
kendi sanal maço egemenlik-
lerinin ortadan kalkabileceği
kaygısıyla olumsuz davranı-
yorlar.
Işte sayın milletvekilleri, 17
Şubat 2001 'de Medeni Ka-
nun'un o aydınlık meclisimiz-
de kabulünün 75. yılında, her
türlü engellemeyi ve önyargı-
lan bir yana bırakarak gerek-
li çağdaş değişimleri gerçek-
leştirmek gibi birsınavı başa-
nyla verme şansınız var. Bu
şansı kullanın ve size yükle-
nen tüm olumsuzluklan olum-
luya dönüştürün.
Bizler, TBMM'nin, demok-
rasiyi ve laikliği araç değil
amaç edinen, evrensel de-
ğerleri ve bilimin ışığını be-
nimsemiş; ülkenin eğitim,
sağlık, ekonomi vb. her konu-
da gelişmesine kendini ada-
mış, halkın bağrından kopup
gelmiş, içtenlikli, ilkelerini çı-
karlarının önünde tutan, ka-
musal sorumluluğunun ve sı-
nıriannın bilincinde yürekli ve-
killerden oluşmasını istiyor,
sizleri de bu niteliklerle donan-
mış görmeyi diliyoruz.
TBMM, 21. yüzyılda da, tıp-
kı 1920'lerde olduğu gibi, ulu-
sumuzun temsil organı olarak,
çağdaş uygarlık düzeyinin
üzerine çıkabilmemizi sağla-
yacak en önemli kurumumuz
olmalı, yitirdiği niteliklerini ge-
ri kazanmaya Medeni Ka-
nun'daki değişimleri gerçek-
leştirmekle başlamalıdır. On-
dan sonrası, ardından kolay-
lıkla gelecektir.
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ igulgec@yahoo.com
ÇtZGtLİK KÂMtL MASARACl
*^ * -' . L,
c?
HARBt SEMİHPOROY semihporoy@yahoo.com
1
w
*•• • v \
1
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAM 20 Şubat
, 133O-3S,
f*3s-&$ *e 19SO-S4 HUKUK TARİH VE DİL ÛZERINE..
BUOÛN, ÛMLÛ 8ÛJM
IH4KSUP/ AGSAL 76 yAflt/OA ÖLAHÜÇTti.
İ , ÖİKEMtMİNS yÛZY/UN İLK VIUA&IU-
P*HA &
8i)#r,sosyou*ii 8ĞLÛMCEXINI g/TtieM/çrr. sov-
YKT bEVftİMİ'MN AJtMMDAN, BİR SÜRE İOİL -UKAL
S£Ç-
4MİÇTİ,
HUKUK ÜyESt
oe fHPMtfrr. ÖZBLUKLE,
Kİ P/'l ÇAlffil*tO9/e/n>4 -muiNAN AJS.SAL, TÜKKÇE-
ÜZE&N£>E DU&MUÇTU'..
ADAPAZARI 2. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI
DosyaNo: 1997/5
Satilmasına karar venlen gayrimenkulün cuısı, kıymetı, adedı, evsafı:
Adapazan Güneşler köyü mezarlık mevkii yanı 563 parsel 3550 m2 miktarlı taria vasıflı olup ziraat yapılmaktadır Güneşler köyü belediye
mücavır alan sınırlan içinde yer almakta olup söz konusu taşuunaz 17.8.1999 tarihli deprem öncesi unaı planına göre imarda belırtüen san bo-
yalı kısunlann bedelsiz ve şartsız olarak umumı yollara terkınden sonra taşuunazın bir bsnu tıcaret bölgestnde, bu kısmı da ıskân sahasında kal-
makta olup tıcaret bölgesinde kalan kısma BL-3 kat, ıskân sahasında kalan kısma ise A-3 kat yapı izni verileceği belırtilmı; ıken depremden son-
raki revizyon ünar planlan ilgili belediyece yûrûrlüğe gırmemıştir Taşınmazuı tarla olarak bugünkü konumu, imar durunau, deprem dolayısıy-
la emlak alun satım ışlemiennın de durgun oluşu nazara alındığında taşuunazın tarla olarak dönümü 7 milyar TL'den 7.000 000.000 x 355 =
24.850.000.000 TL kıymeünde olup borçlunun tapudaki 1/2 hissesine ise 12.425 000.000 TL isabet ettiği bılırtaşılerce tespit edilmiştir. SaOş
Şartlan:
1- Saüş 09.04.2001 Pazartesi günû saat 14.00'ten 14.10'a kadar Ankara Cad. Belediye Mezat Salonu'nda-Adapazan açık arttuma suretıyle
yapılacaktır. Bu arttırrnada tanmin edilen kıymetın yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflanm geçmek
sartı ile inale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 19.04.2001 Salı günü aynı yerde 14.00-
14.10 arası ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edılememışse gayrimenkul en çok arttıranın taahüdü saklı kalmak
üzere arttuma üanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edilecektir. Şu kadar kı, arttuma bedelinin malın tahmin edilen kıyme-
tınin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacagına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve
paylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttırmaya ıştirak edeceklenn, tahmin
edilen kıymetin yüzde 20'si nısbetınde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanuı teminat mektubunu vermeleri lâzundır. Satış peşın
para iledir, alıcı istedığınde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebılir. Tellâlıye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttir. Birik-
mış vergıler satış bedelinden ödenir./KDV. 3- Ipotek sahibı alacaklılarla diğer ılgılılenn (*) bu gayrimenkul üzerindekı haklannı hususiyle faiz
ve masrafa daır olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gün içinde daıremıze bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sa-
bit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- thaleye katılıp daha sonra ıhale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefıllen teklif ettıklen bedel ile
son ihale bedeli arasındaki farktan ve dığer zararlardan ve aynca temerrüt faızınden müteselsılen mesul olacaklardır. Ihale farkı ve temerrüt fa-
izi aynca hûkrne hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tari-
hinden itibaren herkesın görebilmesi ıçın daırede açık olup masrafı vehldiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği göndenlebılır. 6- Satışa ıştirak
edenlehn şartnameyi göımüş ve münderecatuu kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1997/5 sayılı dosya numarasıyla Mü-
dürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 14.2.2001. (*) îlgilıler tabihne irtifak hakkı sahiplen de dahildir. Basın: 9021
KALEM
METlN ERKSAN
'Ermeni Soykırım
Yalam'm Oluşturan Kitap
Amerika'da 1912 yılı sonlannda yapılan seçımler-
de, Demokrat Parti'nin adayı Woodrow VVılson (1856-
1924), 5 Kasım 1912'de Amerika Birieşik Devietleri Baş-
kanı oldu. Başkanlık seçimi sırasında Demokrat Par-
ti'nin "mali komite başkanı" New York'ta zengın bir
emlak komisyoncusu olan Henry Morgenthau'ydu
(1856-1946). Başkan W. VVilson bir ödüllendirme ola-
rak H. Morgenthau'yu Türk-Osmanlı Devleti'ne Ame-
rika büyükelçisi olarak atadı.
Büyükelçi H. Morgenthau 27 Kasım 1913'te Istan-
bul'a geldi. Istanbul'da 26 ay görev yaptı. Şubat
1916'da Amerika'ya döndü. Büyükelçi H. Morgent-
hau; Istanbul'dan Amerika'ya götürdüğü sekreter-çe-
virmen Türk Ermenisi Agop S. Andonyan, hukuk da-
nışmanı-çevirmen Türk Ermenisi Arşak K. Şamavo-
nian ve Amerika'daki arkadaşı gazeteci-yazar Bur-
ton J. Hendrick ile birlikte 1916-1918 yıllan arası bir
kitap yazdı. H. Morgenthau'nun "Ambassador Mor-
g/enthau's Story - Büyükelçi Morgenthau'nun öykü-
sü" adlı kitabı 1918'de New York'ta yayımlandı. Bu
kitap Amerika'da ve dûnyada 83 yıldır kuşaktan ku-
şağa ağırve derin bir "Türkdüşmanlığı" ohtşturmuş-
tur.
Bu bilimsel bilgi dışı, nesnellik dışı, öznel, düzme-
ce, güdümlü, yalan yanlış bilgi, belge, bulgu ve yo-
rumlaria yazılı, haksız ve insafsız Türk düşmanlığı do-
lu kitap, tarihte ilk kez bir Amerikalı tarafından algı-
lanmış ve irdelenmiştir. Princeton Üniversitesi profe-
sörlerinden büyük tarihbilimci, büyük bilgin Heath
W. Lowry 1990da T h e Story Behind Ambassador
Morgenthau's Story - Büyükelçi Morgenthau'nun
Öykusü'nün Perde Arkası" adlı, olağanüstü ye eş-
siz değerde bir kitap yazmıştır. Bu kitabın Ingilizcesi
1990'da, Türkçe çevirisi 1991 'de Türkiye'de lsis Ya-
yınevi tarafından yayımlandı. Büyükelçi H. Morgent-
hau'nun Türk düşmanlığı dolu kitabı, bilimsel ve nes-
nel bilgiler içeren birtarihbilim araştırması kapsamın-
da, tarihbilimci Heath W. Lovvry tarafından "hallaçpa-
muğu" gibi atılmıştır. Tehlikeli bir siyasal yalanı aynn-
tılı olarak açıklayan bu çok önemli kitap, aynı zaman-
da çok değerii bir "tarihbilim yöntem" kitabıdır.
Çok değerii bir tarihbilimci olan Heath W. Lowry'in
kitabı, H. Morgenthau'nun kitabında oluşturduğu "Er-
meni soykınm yalanı"nı bilimsel bilgilerie çürutmek-
tedir. Heath W. Lowry'nin kitabı'nın kaynak-bibliyog-
rafya bölümünde "Ermeni soykınm yalanı"na ilişkin
yazılmış birçok kitap adı vardır. Heat Lowry'nin kita-
bının sayfa dipnotlannda "Ermeni soykınm yala-
nı"nı oluşturan birçok kitap adı, bilgi, belge, bulgu ya-
zılıdır.
Değerii bilgin Heath W. Lowry'in yazdığı kitap, Tür-
kiye'de tarihbilimciler ve devletliler tarafından algı-
lanmamıştır. Türk düşmanı H. Morgenthau'nun yaz-
dığı kitap, Türkiye'de 83 yıldır nasıl tarihbilimciler ye
devletliler tarafından algılanmadıysa Heath W. Lovvry'nin
yazdığı kitap da eşdeğer bir ölçüde Türkiye'de 11 yıl-
dır tarihbilimciler ve devletliler tarafından algılanma-
mıştır. Bu algılamamak yalnız aymazlık (gaflet) ye bil-
mezlik (cehalet) değildir. Bu algılamamak kesin bir
"suçtur^. Bu algılamamak suçunu işleyenler saptan-
madığı, bu işin suçlulan cezalandınlmadığı sürece, bu
iş ciddi biçimde ele alınamaz. Türkiye'de "suç ve ce-
za" uygulaması yoktur. Türkiye'de "suç ve ceza"
uygulaması olmadığı için her iş sürüncemede kal-
maktadır. Türkiye'de yalnız "hukuk ve guguk" teker-
lemesi vardır. "Ermeni soykınm yalanı" ne zaman
gündeme gekJiyse bağınp çağırmak. ağlamak, bu ya-
lanı yalanlamak yeterii değildir. Türkiye'de bugüne
kadar bu "Ermeni soykınm yalanf nın gerçek olma-
dığını, yalan olduğunu tanıtlamak ve kanıtlamak için,
"Başbakanlık", "DtşişleriBakanlığı"yap\smda "sürek-
li (daimi) bilimsel çalışmalar ve araştırmalaryapan bir
kurum" oluşturulmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Dev-
tetf" yapısında bugüne kadar böyle bir kurum oluş-
turmayanlar, Türk ulusuna, Türk ülkesine, Türk dev-
letine karşı suç işlemişlerdir.
"Türkiye CumhuriyetiDevleti"nm "başkanlığı" ya da
'Dışişleri Bakanlığı" yapısında, "Ermeni soykınm ya-
lanı"üstüne araştırmalar ve çalışmalar yaparak bilim-
sel bilgiler oluşturacak olan "kurum'un ilk yapacağı
çalışma şu olmalıdır 1915-2001 yıllan arası Amerika'da
ve Avrupa'da "Ermeni soykmm yalanı" üstüne ya-
zılmış tüm kitaplann Türkçeye çevirilerini yaptırtmak.
Bu kitaplann Türkiye'de ticari piyasada serbestçe sa-
tılmasını sağlamak. Bu kitaplann bilimsel bilgiler içe-
ren eleştırilerini yapmak. Bu eleştirileri, kitap oluşumun-
da basmak ve yaymak. Bilimsel bilgiler içeren bu eleş-
tiri kitaplannı yabancı dillere çevirtmek. Bu yabancı dil-
lere çevrilmiş eleştiri kitapiannı Amerika'da, Avrupa'da,
dünyada dağıtmak ve satmak. Her yıl Türkiye'de "Er-
meni soykınm yalanı"na ilişkin çalışmalar yapacak
uluslararası ya da devletlerarası bir konferans düzen-
lemek. Bu "Ermeni soykınm yalanfyla uğraşmanın
ya da başa çıkmanın başka çıkar yolu yoktur.
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti", "Türk ulusu", "Türk
ülkesi" dış ve iç düşmanlann sürekli saldınlan ile sa-
vaşmak konumundadır. "Sew"i hortlatmak isteyen
bu savaşta, "Türkiye" bilimsel bilgiler oluşturup "Er-
menisoykınmyalanı'rnn "yalan"olduğunu kanıtlamak
zorundadır.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Antalya'nın
eskiadı...Fas'ın
plaka işareti. 2/
Yapmacıklı dav-
ranış... Mûzikte
sekiz sesten olu- 4
şandizi.3/Ham-
maddeyi işleyip
malüretme... "-
-- Çiçegi": At-
tillâ tlhan'rn şi-
ir kitabı. 4/ Bir g
vadı ya da ırrnaJ;
üstüne kurulan 9
yüksek ve uzun
köprü. 5/ Küçük mağa-
ra... Bozma, kaldırma,
çözme... Ali Özgen- 2
tûrk'ûnbirfılmi.6/Bat- 3
rmşbırnesnenınyennıve
durumunu akustık dal-
galarlasaptayan sıstem...
Küçük çocuklan korkut- »
mak içinuydurulmuş ya-
ratık. II Başlangıcı bel- 8
li olmayan zaman... Şar- 9
kı, türkü. 8/ Düğme ve
süs eşyası yapımında kullanılan bir deniz kabuklusu. 9/
Kalp hastalıklanna karşı kullanılan bir ilaç.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Ne pahasına olursa olsun hedefine varrnak, başanya
ulaşmak isteyen kimse. 2/ Yırtni sekiz taşla oynanan bir
oyun... Utanç duyma. 3/ Bıriyle eğlenme ve onu küçüm-
seme... Kitap getirmemiş peygamber. 47 Çok konuşan. ge-
veze. 5/ "Hayır" anlamında kullanılan söz... "Cevat—":
Ressamımız. 6/ Ege kıyılanmızda turistik bir körfez...
Borsada belli mıktardakı hisse senedini belüimekte kul-
lanılan işlem birimi. II Sessiz, uslu... Bazı dillerde nu-
maranın kısa yazılışı. 8/ Tıcaret eşyası... Istırap. 9/ Yü-
dıztaşı da denıien, içinde ışık altında panldayan mika ta-
necikletinin bulunduğu kırmızunsı tonda kuvars türü.