25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ŞUBAT 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Halen görevdeki bazı bakanlar açısmdan hukuki sorunlar ortaya çıkabileceği belirtiliyor Htikümette DDK korkusuANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu) - Hükümette, Cumhurbaşkanhğı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) fon- daki bankalarla ilgili de- netiminden, Bankacılık Düzenleme ve Denetle- me Kumlu'ndan önce murakıplann raporlannın işleme konulmadığına ilişkin iddialan da kapsa- yacağı ve böylece halen görevdeki bazı bakanlar açısından hukuki sorun- lar ortaya çıkabileceği için rahatsızlık oluştuğu belirtiliyor. BDDK'nin geriye dö- nük raporlarla ilgili he- sap sorma yetkisinin ol- mamasının da DDK'nin devreye girmesinde etki- • Hükümette, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun fondaki bankalarla ilgili denetiminden rahatsızlık başgösterirken Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun geriye dönük raporlarla ilgili hesap sorma yetkisinin olmamasının da DDK'nin devreye girmesinde etkili olduğuna dikkat çekiliyor. • Anayasal bir kuruluş olan DDK'nin yasasında, "Kurul tarafından yapılacak inceleme, araştırma, denetlemelerde ilgili kuruluş ve kişiler, istenecek her türlü bilgi ve belgeyi vermekle yükümlüdür" hükmü bulunuyor. Anayasanın 108. maddesinde DDK "İdarenin hukuka uygıınhığunun düzenh' ve verimM şeküde yürütülme- ıri ve gpKşrtrflmpgnin «ağfanması ama- cıyla Cumhurbaşkanhğı'na bağh ola- ı^kunılanDevlet Denetleme Kurn- mu, Cıunhurbaşkanı'nm isteği üzeri- ne tûm kamu kurum ve kunıhtşlann- da ve sermayesinin yansffidan fazkt- sına bu kurum ve kunıhışlann katd- dığı her türlü kuruluşta, kannı kuru- muniteUğhideolanmeslekkunılıışüı- rnKİa, her dözeydeki işçMşveren mes- lek kuruluşlannda, kamuya yararh deraefiierde, valoflarda her tûrlû to- ceteme^araştınnavedeneöeınetertya- paıf li olduğuna dikkat çeki- lirken bankaların yalnız- ca yeminli murakıplarca denetlenebileceği savını DDK'nin yasası çüriitü- yor. Anayasal bir kuruluş olan DDK'nin yasasında, "Kurul tarafindan yapı- lacak inceleme, araşür- ma, denettemeterde ilgili kunıhış ve kişfler, istene- cek her fürlü bilgi ve bel- geyi \iermekle yükümlü- dür'' hükmü bulunuyor. "DDK'nin BDDK'yi denetleyecegi" ifadeleriy- le. kamu bankalannın de- netimi de gözden kaçınl- maya çalışılıyor. Hükü- met, kamu bankalanyla ilgili Yüksek Denetleme Kurulu raporlanmn TBMM'de görüşülmesi- ni uzun süre engelledi. Tüm kamu kurumlannın 1998 yılı raporlan görü- şülürken, hâlâ Halk Ban- kası'nm 1997 yılı raporu ele ahnamamıştı. Halk Bankası'nın 1997 yılı ra- poru, l yıl bekletildikten sonra ancak geçen ay, so- ruşturmalar saklı kalmak üzere, koşullu olarak ak- landı. Emlak Bankası rapor- lan da KİT Komisyo- nu'nda görüşülüyor, an- cak 1988 yılından bu ya- na aklanmıyor. Devlet Bakanı Recep Önal YDK'nin, murâkıplann incelemesini istediği usulsüzlükleri içeren ra- porlannı geri göndererek Türk Ceza Yasası'nın de- ğil, Bankalar Yasası'nın esas alınmasını, somut bilgilere dayanılmasmı istemişti. Bu yazı, YDK üzerindeki baskunn son göstergesi olurken, kamu bankalannı özelleştirme- ye ilişkin yasayla da hem DENETDE: Müfettiş raporlan îşleme konulmuyor ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-Denetim ele- manlan örgütleri, bakan- lıklarda bakana, genel müdürlüklerde genel mü- düre bağlı müfettişlerin zor çalıştığını, hazırladık- lan raporlann da işleme konulmadığına dikkat çektiler. DENETDE Genel Baş- kanı Anlay Ergüven, Cumhurbaşkanı ve Dev- let Denetleme Kurulu'na saldınnın ortahğı bulan- dırmak için ileri sürüldü- ğünü söyledi. Bu olayın tek çaü aitmda bağnnsız özerkbtrdenetimyapdan- maaisteklerininhakhhğı- nı da' ortaya koyduğunu konulara dikkat çekti: "Banka genei müdürü- ne bağh teftiş kurulu, nasıl genel müdürün içinde ol- duğu biryofeuzluğu ortaya çıkarabüir? Çıkaramaz. Siyasiotoriteyebağhdene- tim birimi zor çahşryor. YDKraporlanMec&egi- dryor, şardı ibra ediüyor. Sistemin bir çdaş noktası buhnası lazım. Denetim ssteminkanmışdunımda. Sayın Cumhurbaşkanı hakh, yetkisini kuBanryor. DDKdeyetkflT Denetim Elemanlan Sendikası Genel Başkanı Ahmet Erol da, Türki- ye'de denetim elemanlan- nın bakanlıklarda bakana, genel müdürlüklerde ge- nel jnüdüro bağh olduğu- nu anımsaîtı. Devlet Bakanı Recep Önal YDK'nin, murakıplann incelemesini istediği usulsüzlükleri içeren raporlannı geri gön- dererek Bankalar Yasası'nın esas ahnmasnu. istemişti. DDK'nin; 1983-1984 yülannda Kenan Evren'in Cumhurbaj" kanı olduğu dönemde Anadolu Bankası'nda denetim işlevini yerine getirdiğme dikkat çekiliyor. „. '' '.*/, „ '£.;, Ecevit her krizde Sezer'i suçladıAYKUT KUÇUKKAYA 2000 yılmın Türk siyaseti açısından "sürpriz getişmesi" hiç kuşkusuz eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in Türkiye Cum- huriyeti'nin 10. Cumhurbaşka- nı seçihnesiydi. 5 Mayıs 2000 tarihinde Sezer'i üçlü koalis- yon hükümeti seçtirecek, ancak Çankaya Köşkünde hiç um- madığı bir "cumhurbaşkanT bulacaktı. Makam otosunu "kmnızı ışıkta" durduran yeni Cumhurbaşkanı. daha birçok "insanal hareketi" ile medya- nın sayfalanna "Sezer'in ükle- ri" haberleri ile yansıyacaktı. Göreve geldiği günden bu yana halkın büyük sevgisini ka- zanan Sezer, buna karşın huku- ka aykın işlemleri reddetmesi nedeniyle hükümetin hedefi haline gelecekti. Başbakan Bü- lent Ecevit de 8 Ağustos 2000 tanhınden dün sabaha kadar • Üçlü koalisyon hükümeti, 5 Mayıs 2000'de Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer'i Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. Cumhurbaşkanı seçtirdi. Ancak Çankaya Köşkü'nde hiç ummadıklan bir "cumhurbaşkanı" buldular. Sezer, hukuka aykın işlemleri reddetmesi nedeniyle hükümetin hedefi haline geldi. Ecevit ise 8 Ağustos 2000'den dün sabaha kadar yaşanan her krizin ardından yaptığı açıklamalarda Sezer'i suçladı. yaşanan her krizin ardından yaptığı açıklamalarda Sezer'i suçlayacaktı. Sezer ile hükümet arasında- ki ilk sıkıntı yaratan gelişme kamu ücret rejimindeki denge- sizlikleri gidermek gerekçesiy- le çıkanlan ancak bu amacuı dışında pek çok düzenleme geTçekleştirilen Yetki Yasası'na dayanılarak hazırlanan kanun hükmündeki karamameler ko- nusunda yaşanmıştı. Anayasa Mahkemesi 'nin yasanın yürür- lüğünü durdurmasınm ardın- dan Çankaya Köşkü, aralann- da cumhurbaşkanının yetkileri- nin suıırlanmasını öngören ka- ramamenin de bulunduğu 5 KHK'yi "yasal dayanağuıın kalmaması" nedeniyle hükü- mete geri göndermişti. Sezer ile hükümet arasında- ki ciddi ilk kriz ise Sezer'in ir- tica ile mücadele gerekçesiyle kamu çahşanlanmn meslekten çıkanlmasını öngören KHK'yi 8 Ağustos 2000'de hukuk dev- leti ilkelerine aykın olduğu ge- rekçesiyle iade etmesiyle baş- ladı. Sezer'in KHK'yi imzala- mak zorunda olduğunu savu- nan Ecevit'e, Sezer'in "kendi- siyle görüşmeye gerek görroe- diğT iletilecekti. Sezer, yeni- den onayuıa sunulan karama- meyi ikinci kez iade etti. He- nüz ilk kriz durulmadan Sezer, "IMF" ve "Dünya BankasTnın kredi koşuluna bağladığı kamu bankalannın özelleştirilmesini amaçlayan Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Banka- sı'nın yeniden yapılandınlma- sına ilişkin kanun hükmünde karamameyi de anayasaya ay- kın bularak hükümete geri gön- derdi. Sezer, tarikat şeyhi Mah- mud Esad Coşan ile damadı AM Yücel Uyarel'in Süleymaniye Camii bahçesine defnine iliş- kin karamameyi reddetmesiy- le de hükümetin ve bazı tarikat liderlerine duyduğu sempatiyi çoğunlukla gizlemeyen Ece- vit'in hedefi olacaktı. Oysa Se- zer'm gerekçesi yıne açıktı: "Hiçbir Idşiye, aikye, zümreye veya suufa imtiyaz tanınamaz." Ecevit ise Sezer'in daha ön- ce aralannda Yusuf Bozkurt Özal'uı da bulunduğu 6 kişiye ait benzer kararnameleri ımza- ladığını açıklayacak, ancak Ecevit, Özal'ın kararnamesini defin işleminden sonra Çanka- ya Köşkü'ne sunduklannı ve dolayısıyla "emrivaJd" yaptık- lannı unutacaktı. Yaşanan son kriz ise Sezer'in kamu bankalan ile fondaki bankalann batış sürecini ince- letmek üzere Devlet Denetle- me Kurulu'nu (DDK) görev- lendirmesiyle başladı. YDK'nin hem de TBMM'nin denetimi dı- şına çıkanldı. Halk Ban- kası ile Emlak Bankası; Egebank, Demirel grubu şirketleri başta olmak üzere batık bankalara ve bu banka sahiplerinin şir- ketlerine aktanlan usul- süz krediler nedeniyle gündeme gehnişti. Bun- lann üzerinin örtühneye çalışılması da kamu- oyunda rahatsızlık yara- tan konulardan birini oluşturuyordu. Cumhurbaşkanı'nm bu noktada kamu ban- kalanrun denetlenmesi için DDK'yi devreye sokması ise anlamlı bu- lunuyor. DDK'nin; ka- mu bankalan, BDDK ve fon bankalan üzennde, kamu kurumlan statüsü olduklan için denetim yetkisi bulunuyor. Baş- bakan Bülent Ecevit'uı "Denetimm denetimi yapümak isteniyor" sa- vı, Türk devlet yapısıy- la da uygunluk göster- miyor. DDK gibi Başba- kanlık Teftiş Kurulu da aslında denetimin dene- timini yapan bir kurum niteliğinde bulunuyor. Aynca DDK'nin; 1983- 1984 yıllannda Kenan Evren'in Cumhurbaş- kanı olduğu dönemde Anadolu BankaSf'nda denetim işlevini yerine getirdiğine dikkat çeki- liyoT. Anayasanm 108. maddesindekı hükmün gereği, denetim yetki- sinde sorun bulunma- yan DDK'nin 2443 sa- yılı yasasmda da "Ku- nı) tarafindan yapılacak inceleme, araştırma, de- netlemelerde Ogfli kuru- luş ve kişiler, istenecek her türlü bilgi ve belgeyi vermekle yükümlüdür" deniliyor. Bu hüküm de, banka- larla ilgili belgelerin DDK'ye verilemeyece- ğine ilişkin savlan ge- çersiz kılıyor. Sezer, DDK'ye Aİpaslan Naz- hoğm, Süreyya Turgut, Gahp ÇeBk, Hı£a Deve- d, Abdülkadir Sev'i ata- dı. Yasaya göre 9 kişi- den oluşması gereken DDK'de, yeni atamalar dışında Demirel döne- minde atananlardan yal- nızca Recep Sanal halen görevini sürdürüyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Tos Vuran 'Akademisyenler' Geçenlerde Niğde'den eski bir öğrencim aradı. Şu anda akademisyen olmayan, fakat üniversite- de çok sayıda arkadaşı olan ve akademik yaşa- mın dışında sayılmaması gereken bir genç. Öyie sanıyorum ki, maddi olarak geçınme olanağı ol- saydı, büyük bir mutlulukla akademik yaşamı se- çerdi. Fakat iş tşten geçmiş değil. Atalanmızın vur- guladıklan gibi, "lyi bir şey için hiçbirzaman geç olmaz". öğrencim Niğde'deki üniversitede olup bitenle- ri anlattığı zaman, dogrusu kulaklarıma inanmak- ta zoriandım. Bundan birkaç yıl önce, Niğde Ata- türkçü Düşünce Derneği'nin düzenlediği bir kon- ferans için gittiğim Nığde'de, benzer şeyleri duy- muş ve müthiş üzülmüştüm. Ancak 28 Şubat son- rasında, birşeylerin değiştiğini sanmıştım. Maale- sef çok yanılmışım. Telefondaki öğrencim, "Hocam, genç akade- misyenlerin bir bölümü sabahlan toslaşarak se- lamlaşıyor" diyordu. Duyulmuş işitilmiş şey değil. Önce çok şaşırdım, sonra gülmeye başladım. Da- ha sonra telefonu kapatınca, odamdaki genç mes- lektaşlanma durumu açıkladım. Ve hep biriikte gül- dük. Düşünebiliyor musunuz, sabahlan birtakım "öğretim üyelen", "günaydın" demek için birbir- lerine tos vuruyorlar... Bu geri zekâlılar, gençlerimize örnek olacaklar ve onlan eğitecekler öyle mi?.. Hadi canım. önce güldük ama, daha sonra beni müthiş bir endişe ve üzüntü sardı. Yann bu "akademisyenler", bizim yetiştirmeye çabaladığımız genç akademisyenlerin jürilerinde görev alacaklardı. Ve korkanm "tos atmasını" bil- meyenler, bu sınavlarda başanlı sayılmayacaklar- dı. Zaten şimdiden kimi doçentlik jürilerinde; "biz- den've "sizden" aynmının yapıldığını üzülerekdu- yuyoruz. Eğer "b/zcfen'se hiçbir sorun yok. Ama eğer "bizden" değilse ağzıyla kuş tutsa hiçbir ba- şan şansı olmuyormuş. Demek ki yann durumlar daha kötü olacak. Son 20 yılda YÖK düzeni inanılmaz bir yapı oluş- turdu. Büyük kentlerin dışındaki üniversitelerde, daha doğrusu üniversitelerin bir kısmında, garip kadrolaşmalar gerçekleşti. Tüm iyimserliğime kar- şın, bu kadrolaşmalan düşündüğüm zaman içim ürperiyor. Toslaşarak selamlaşan akademisyenler istisna değil. Söylendiğine göre pek çok üniversite, bun- lann ve bunlann ağababalannın kontrolünde. Işin kötüsü; bunlann alternatifı de çoğu kez, "şeriatçı- lar" ve "siyasal Islamcılar" oluyormuş. Bizi 20 yılda nerelere getirdiklerine bir bakın... 28 Şubat sonrasında, Atatürkçülüğü ve laikliği kimselere bırakmayan YÖK, böylesine hain birör- gütlenme gerçekleşirken acaba nerelerdeydi? Şu dakikada Türkiye üniversitelerindeki rektörler baş- ta olmak üzere, tüm yöneticilerin atanmasında, YÖK birinci dereceden sorumludur. Bu türden "tosçulann " ya da "tarikatçılann" ve "şeriatçılann" atanmalan sırasında, neden karşı çıkmadılar? Bu durumdan haberdar olmadıklarını ileri sürmeleri mümkün mü? ••• Akademisyenlerin (ve de akademisyen olma- yanlann) böyle "toslaşmalan", MHP'li olmalannın "alameti farikası" imiş. Bu ise de pek aklım errne- di. Bildiğiniz üzere; bunlann "sembolü" bir kurt ya da "bozta/rttur. Ve sembolleri kurt olduğuna gö- re bunlann "toslaşmalan" değil; olsa olsa birbirle- rini ısırmalan gerekir. (Artık nerelerinden olursa...) Ya da kurtlann yaptığı gibi (Eskimolarda görül- düğü üzere), birbirlerini burunlannı sürterek se- lamlamalannı beklerdim. Tos atarak selamlaşma- nın anlamını açıklamak çok zor. Orta Asya'da yapılan araştırmalara göre oralar- daki atalanmızın en azından bir bolümünün sem- bolü keçi imiş. Acaba bu akademisyenler, o keçi- lere mi öykünüyortar?.. •*• Bu MHP'lilerin hayvanlarla ilişkisine akıl fikir er- miyor. Kurt mu, keçi mi, boğa mı?.. El işaretlerine bakarsanız kurtla hiçbir ilgileri yok. Zira Peru'daki ünlü bir futbol takımının taraftarla- n, uzun yıllardan beri bu işareti kullanıyor ve bu işa- ret, "lama"yı simgeliyor. Bızim MHP'lilerin, lamay- la herhangi bir ikjilerinin olmadığı da çok açık. Btraz şaka yapıyorum ama, işin şaka kaldınrya- nı da pek yok. Sabahlan "toslaşarak" selamlaşan sözde akademisyenlerin, o tos vurduklan kafala- nnın içinde neler olduğunu çok merak ediyorum. Ve bu konuda kimi tahminler yaptığım zaman, inanın içim ürperiyor ve çok endişe ediyorum. Ve eğer endişelerim doğruysa "Tann Türk'ü ko- rusun..." ADIM ADIM ÇANKAYA - HUKUMET KRİZİ İlk sinyal hafta sonu alındıAP4KARA (Cumhuriyet Büro- su)- Başbakan Bülent Ecevit ile hü- kümet üyelerinin Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) şubat ayı ola- ğan toplantısuu terk etmesiyle so- nuçlanan bunalımın ilk sinyalleri hafta sonu alındı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kamu banka- lan ile fondaki bankalann bahş sü- recini inceletmek üzere Devlet De- netleme Kurulu'nu görevlendirdi. Bunun üzerine Başbakan Bülent Ecevit, Sezer'i «denetimin deneti- mmi" yapmakla suçladı. Aynı gün Çankaya Köşkü'nden yapılan açıklamada, görevlendir- menin BDDK'nin denetlenmesine ilişkin olmadığı, "tasfîye edilen ve yönetimi fona devredflen bankalar- la ilgili işlemlerin denetknmesiyle'' sınırh olduğu vurgulandı. Açıkla- mada, "Görevlendirmede doğru- dan herhangi bir kişi ya da kurum hedef ahnmadığı gibi geçmiş döne- meyöneiikoian vekonusu bakunm- dan kamuoyunu da yakmdan ilgi- lendiren bu görevin yerine getirU- mesbde BDDK'nin çahşmalann- dan ve elemamanndan da \-ararla- nılacağı doğakur" denildı. Çanka- ya ile Başbakanlık arasındaki "ör- tühı kriz" dünkü MGK toplantısın- daaçığaçıktı. Ecevit'inMGKtop- lantısını terk etmesiyle sonuçlanan bunalım saat saat şöyle gelişti: 0928: Sezer ile Ecevit arasında toplantı öncesinde ayaküstü bir tar- tışma yaşandı. 09J0:MGKtoplandı. 09.50: Ece\it toplantıyı terk etti. 09.51: Kurula katılan bakanlar da toplantıdan aynldı. 10J0: Başbakan Ecevit, başba- kan yardımcılan Mesut Yıhnaz, HüsamettinÖzkan, Içişleri Bakanı Sadettin Tantan ve Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğhı Başbakanhk Binası'na gelerek de- ğerlendirme toplantısı yaptılar. 11.00: Ecevit, ilk açıklamasını yaptı. 11.05: MGK Genel Sekreteri Or- general Cumhur Asparuk Başba- kanlık'a geldi. 11^40: MGK Genel Sekreteri As- paruk Başbakanlık'tan aynldı. 12.00: Tüm kabine üyelen kendi genel başkanlan başkanlığında ay- n ayn toplandılar. Devlet Bahçe- B'nin Türkmenistan'da olması ne- deniyle MHP'liler Şuayip Üşenmez başkanlığında toplandı. 13.00: Bakanlar Kurulu toplandı. 13.15: Ekonomi bürokratlan, hü- kümetin açıklama yapması gerek- tiği uyansmı Ecevit'e ilettiler. 14.00: Bakanlar Kurulu'nda top- lantıya ara verildi. 14.20: Yılmaz, "Istifa yok" dedi. 1425: Ecevit, hükümetin görevi- nin başında olduğunu söyledi. 18.00: Bakanlar Kurulu sona er- di. 18.10: Başbakan Ecevit, açıkla- ma yaparak Sezer'in özür dilemesi- ni istedi. 19^0: Cumhurbaşkanlığı'ndan Ecevit'i yanıtlayan bir açıklama yapıldı. 00.45:Başbakanhkta'ki ekonomi zirvesi sona erdi. mesa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle