Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 OCAK 2001 PERŞEMBE CUMHUBİYET SAYFA
HABERLER
ŞaHcFezteke
gündemde değtt
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
AnkaraDGM
Cumhuriyet Savcısı
Talat Şalk, "Beyaz
Enerji" soruştuıması
çerçevesinde Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer
hakkında fezleke
hazırlanmasının
gündemde olmadığını
bildirdi. Gözaltındaki
TEAŞ Santral Proje
Daire Başkanı Muhsin
Gür'ün, sorgusunun
tamamlanması
dnrumunda bugün
DGM'ye çıkanlması
bekleniyor. AA Genel
Müdürû Mehmet Güler,
Iç Haberler Müdürü
Mesut Uyanık ve
muhabir Çoşkun Ergül,
ajansın soruşturmaya
ilişkin yedek yargıçlık
ifadeleri yayımladığı
gerekçesiyle dûn DGM
Savcısı Cengiz Köksal'a
ifade verdi.
Yeni Asya'ya
kapatma cezası
• İSTANBUL(AA)-
"Siyasi deprem kapıda"
başlıklı yazıdan dolayı
Yeni Asya gazetesinin 1
ay kapatılmasını
kararİaştıran Istanbul 1
No'lu DGM, yazıyı
kaleme alan Ibrahim
Akgünler'e 1 yıl 8 ay
ağır hapis, Yazıişleri
Müdürû Mustafa
Döküler'e de 1 milyar
310 milyon lira ağır para
cezası verdi.
Çffitfden RTÜK'e
yaa
• tstanbul Haber
Senisi- Istanbul
Cumhuriyet Başsavcısı
Ferzan Çitici, Radyo
Televizyon Üst
Kurulu'ndan (RTÜK),
hazırlık
soruşturmalannın
gızlilığıni ihlal edici
yayın yapan özel radyo
ve televizyonlara karşı
duyarlı olunmasını
istedi.
ÖPik'm öavası
• tstanbul Haber
Servisi - Sinema
sanatçısı Fatma Girik
hakkında vergi
kaçakçıhğı iddiasıyla
açılan davanın dosyası,
Girik'in şartla salıverme
yasasından
yararlanabilmesi için
Anayasa Mahkemesi'ne
gönderildi. Girik'in,
Ozbay Ticaret
Şirketi'nden sahte fatura
alarak kullandığı
gerekçesiyle
yargılanmasına tstanbul
2. Ağır Ceza,
Mahkemesi'nde dün
devam edildi. Savcı
Nurten Altınok, vergi
kaçakçılığının yasa
kapsamı dışında
bırakılmasının
anayasanın "eşitlik"
ilkesine aykın olduğunu
söyledi.
Güngör'den sert
suçtama
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Başbakan Bülent
Ecevit'i "vatan
hainlerini affetmekle"
suçladığı için MHP'den
ihrâç edilen Içel
Milletvekili Ali Güngör,
MHP Mûşterek Disiplin
Kurulu'na başvurarak
ihraç karanna itiraz etti.
Güngör, itiraz
dilekçesinde ihraç
edilmesinin büyük bir
vefasızlık olduğunu
belirtirken Devlet
Bahçeli'yi
"antidemokratik''
olmakla suçladı.
Adalet Bakanı Türk, kapatılma davalan süren FP ve HADEP'i işaret etti
4
Değişîktik davaları etkîLer9
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) -Adalet Bakanı KBk-
met SamiTürk, partilerin ka-
patıhnasıyla ilgili anayasanın
69. maddesinde yapılmak is-
tenen değişikliğın FP davası-
nı etkileyeceğıne işaret etti.
Başbakan Bülent Ecevit ana-
yasa değişikliği ile ilgili tar-
tışmalara değinirken siyasi
partilerin kapatılmasmm "bir
ölçüde zoriaştırümasının"
parlamentoda genel kabul
gördüğünü ileri sürdü.
Türk, dün medeni kanun ta-
sansımn görüşüldüğü Adalet
Komisyonu'ndan çıkarken
gazetecilerin sorulannı yanıt-
ladı. Türk, "Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in 69.
• Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, anayasanın 69. maddesinde yapılmak istenen
değişikliğın FP davasını etkileyeceğine dikkat çekti. Başbakan Bülent Ecevit ise
siyasi partilerin kapatılmasının "bir ölçüde zorlaştınlmasının" parlamentoda
genel kabul gördüğünü ileri sürdü.
maddede yapılmak istenen
değişikük FP davasını etkfle-
mez yorumuna kaühyor mu-
sunuz" sorusuna, "Ceza hu-
kukunda genelbir ilkevardn*.
Eğer bir konuda zaman için-
de ikj kanun çıkmışsa sanık
lehine olan kanun uygulamr.
Bu nedenle 69. madde, kanun
teklifine uygun olarak değiş-
tirüirse parti kapatüması ko-
nusunda daha demokratik bir
düzenleme olur. Halen görül-
mekte olan davalarda kapa-
tümak istenen partfler lehine
olan bir düzenkme olur"
yanıtını verdi.
Türk, "DeğLşiklikFP kapat-
ma davasma yeaştirflecekmi"
sorusu üzerine, teklifin belli
bir siyasi partiye karşı hazır-
lanmadığını ve 1 yıldan beri
süren bir çahşma olduğunu
belirterek sadece FP hakkın-
da değil, HADEP hakkında-
ki kapatma davasının da sür-
düğüne dikkat çekti. Konuyu
belli bir partinin kapatılması
açısından değil, kalıcı bir dü-
zenleme olarak değerlendir-
mek gerektiğini ileri süren
Türk, belli bir parti için dü-
zenleme yapma anlayışı için-
de hareket edildiği takdirde
'panik mevzuatf yaratılaca-
ğını kaydetti.
Ecevit, partisinin dünkü
grup toplantısında anayasa
değişikliği ile ilgili tartışma-
lara değinirken siyasi partile-
rin kapatılmasının "bir ölçü-
de zorlaşnnlmasnıın" parla-
mentoda genel kabul gördü-
ğünü ileri sürdü. Ecevit bu
çerçevede, siyasi partilerin
kapatılmasına ilişkin karann
Anayasa Mahkemesi üyele-
rinden üçte ikisinin oyuyla
verilmesinin benimsendiğıne
işaret etti. Yüksek Mahkeme
üyelerinin böyle bir düzenle-
menin doğuracağı sakıncalar
konusunda hükümeti 'aydın-
latması' üzerine konunun ye-
niden ele alınmasının uygun
bulunduğunu vurgulayan
Ecevit, "Umanm, lasa sürede
konu yeniden görüşûlerek bir
uzlaşıya vanhr. Anayasa deği-
şikliği gibi ülkemiz ve rejimi-
miz bakunmdan önemli bir
düzenleme üzerinde duyarh-
hk gösterilmesi herkes tara-
fmdan doğai karşüanmah-
dn-" diye konuştu.
Mustafa Bumin, parti kapatmaya Batılı ölçütler getirilmesi gerektiğini ileri sürdü
w
Zorlaştmııaya karşı değiliz^ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa Mah-
kemesi Başkanı Mustafa
Bumin, parti kapatmada
nitelikli oy çoğunluğu ge-
tirilmesinin sıkıntı yarata-
cağını kaydederek "Bu ko-
nuda Avrupa ülkeleri, Av-
rupa tnsan Haklan Mah-
kemesi ve ABD Yüksek
Mahkemesi'nin ortaya
koyduğu kriterlere göre
çözum bulunabinr" dedi.
Bumin, parti kapatmada
zorlaştırmaya karşı olma-
dıklanm, parti kapatılma-
sından da yana olmadıkla-
ruu söyledi. Bumin, yük-
sek mahkemenin 69. mad-
de değişikliğiyle ilgili tüm
girişimlerinde üyelerin
tam desteği olduğunu be-
lirtti. Anayasa Mahkeme-
si Başkanı, amaçlanmn
yürütme ve yasamayla
yargıyı karşı karşıya getir-
mek olmadığını kaydetti.
'Haberter yaloştjrma'
Dünkü gazetelerde Ana-
yasa Mahkemesi'yle ilgi-
li çıkan haberleri değer-
lendirerek gazetecilerin
sorulannı yanıtlayan Bu-
min. "bazı basın yayın or-
ganlarında. kendisi tara-
findan veya mahkeme ta-
rafindan yapılmamış açık-
lamalann yer akuğuu" be-
lirtti.
Başbakan Bülent Ece-
vit'i iki üye arkadaşıyla
birlikte ziyaret ettiklerini
anımsatan Bumin, konuy-
la ilgili dünkü gazetelerde
yer alan haberlerin "yakış-
tnrna" olduğunu söyledi.
Bumin, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"BUdiride çatiak. istifa
şeklindekj haberler, tamamıyla, ger-
çek dışıdn; Başbakan'a yapnğnn ziya-
ret sırasmda herhangi bir suretle ne
benim taranmdan ne de üyeler tara-
fmdan 'Eğer dileğimizi kabul etmez-
seniz topluca istifa ederiz' gibi söz ya
da ifadede bulunulmamışûr. Bizim
vapüğmuz ne bir ültimatomdur, ne bir
Başbakan Ecevit, sorunian abartarak ülkeyi bmudnmn KiiHJegöstenneyeçahşanlaroMıığraBSÖyledL
Başbakan, partisinin grup toplantısında konuştu
Ecevit:Bunahm yokANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-Baş-
bakan Bülent
Ecevit, "so-
runian boyut-
lannın ötesinde abartarak
Türldye'yi her gün yeni bir
krizin ya da felaketin eşiğm-
de bir ülke gibi göstermeye
kimsenin hakkı obnadığmı"
söyledi. Ecevit, "Böyleleri,
kendi ruhlanndaki karanhğı
topluma yansıtmaya uğraşan
zavalblardır" dedi.
Başbakan Ecevit, partisi-
nin grup toplantısında yaptı-
ğı konuşmada, "hükümetle-
ri döneminde ülkenin hem is-
tikrarb hem de dinamik bir
yönetime kavuştuğunu" be-
lirtti. Ecevit şunlan söyledi:
"Bu hükümet pek çok ba-
şanya aynı anda imza at-
maktadır. Bir yandan, ülke-
yi ekonomik bakımdan düz-
lüğe çıkaracak bir program
kararuhkla uygulanmakta-
dır. Öte yandan, Avrupa Bir-
liği'ne tam üyelik yolunda
engeller adım adım aşılmak-
tadır. Bir yandan yolsuzluk-
larla mücadele en kapsamh
biçimde sürdürülmektedir.
öte yandan, terörün her rör-
lusünün ülkemizde bir daha
yaşama olanağı bulamaması
için gerekli önlemler alın-
maktadır. Karşunıza çıkan
veya çıkarüan sorunlar Tür-
ldye'yi yoltından çıkaramaz.
Bunu hayal edenler, hatta ta-
sarlayanlar her zaman var
olsalar bile, güçleri yetmez.
Sorunian boyutlannın öte-
sinde abartarak Türkiye'yi
her gün yeni bir krizin ya da
felaketin yaşandıgı veya eşt-
ğinde bulunduğu bir ülke gi-
bi göstermeye de kimsenin
hakkı yoktur."
resttir~ Anayasa Mahkemesi böyle bir
davranıs içinde olamaz."
Başbakan Bülent Ecevit'i ziyaretle-
nne Başkanvekili Haşim Kınç ile üye
Sacit Adah'nm karşı çıktığı şeklinde-
ki haberlerin de gerçek dışı olduğunu
bildiren Bumin, "BÖyle bir şey ohna-
mıstır. Mahkemenin vaptiğı tüm giri-
şimlerde arkadaşlannun tamammm
desteği vardır'' diye konuştu. Başba-
kan Ecevit ile yaptıklan görüşmede
parti kapatmada nitelikli oy çoğunlu-
ğu getirilmesinin sıkıntı yaratacağını
anlattıklannı kaydeden Bumin, bu ko-
nuda Avrupa ülkeleri, Avrupa Insan
Haklan Mahkemesi ve ABD Yüksek
Mahkemesi'nin ortaya
koyduğu ölçütlere göre
çözüm bulunabileceğini
bildirdi.
Birgazetecinin "FPda-
vasmda basma bilgi sızı-
yor. Kapaülacağıyönünde
haberler var. Ne düşünü-
yorsunuz" sorusunu Bu-
min şöyle yanıtladr.
"Böyle bir şey konuşut-
mamıştır. Daha görüşme-
si yapumamış bir konuda
şöyle ya da böyle çıkacak
şeİdmde spekülasyon yap-
mak fevkalade yanhşür.
Bunlann ne kişüere ne de
ülkesüıe en ufak v aran ol-
maz. FP davasmda yapı-
lan, başsavcrya gönderilen
banüann çözümlerinin is-
tenmesidir. Önümüzdeld
hafta bantlann deül ola-
rak knDanıhp kuUanıhna-
yacağmı değerlendirece-
ğiz. Kimsenin kanaati bel-
li değü, nasıl çıkacağmı
ben de bUmiyorum."
'O>çoğunluğu
değjşmeden düzenleme'
Böyle bir kaygılannm
olmadığını her vesileyle
dile getirdiklerini, ancak
halen yürürlükte olan ana-
yasa ve Siyasi Partiler Ya-
sası'nın herkesten önce
kendilerini bağlayacağım
vurgulayan Bumin, "O
nedenle, oy çoğunluğu, ni-
telikli çoğunluk şeklinde
değiştirihneden düzenle-
me yapılabinr. Biz 4 oyun
7 oya üstün obnasınm üs-
tünlüğünün ne demokra-
tik anlamda ne de hukuk
anlammda anlasıhr obna-
dığmı söylüyoruz.*'
Bumin, Cumhurbaşka-
nı Ahmet Necdet Sezer ile
görüşmediğini bildirerek "Saym
Cumhurbaşkam ne bu konuda tavsi-
yelerde bulunmuştur ne de biz kendi-
siy le görüşme ihtiyaa du^muşuzdur"
dedi. Bumin, Şartla Salıverme Yasa-
sı'yla ilgili olarak yapılacak başvuru-
lann ikiye katlanacağını, bu yıl işle-
rinin çok olduğunu söyledi.
IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.net.tr
önce Anayasa Mahkemesi
Başkanı Mustafa Bumin, Baş-
baKan'la görüştü ve uyardı.
Ardından Milli Güvenlik Ku-
aılu toplandı; bu kez bugünün
Cumhurbaşkam, dünün Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı Ah-
met Necdet Sezer, MGK top-
lantısında Başbakan'ı da, yar-
dımcılannı da, kunjl üyesi ba-
kanlan da, generalleri de uyar-
dı.
Sonrası hıziı gelişti: Anayasa
değişikliği askıya alındı.
Onun da sonrası siyasal şa-
kalar art arda piyasaya çıktı.
- Şimdi de Anayasa Mahke-
mesi muhtıra verdi...
- MGK'den sonra bir de AGK
çıktı, Anayasa Güvenlik Kuru-
lu...
- MGK'den sonra Anayasa
Mahkemesi de Meclis'in üstü-
ne çıktı. Siyaset ezik...
Bunlan birer "siyasal şaka"
olarak algılayıp önemseme-
mek, gülüp geçmek mümkün.
Ya da...
Mümkün mü?
Demokrasiyi ciddiye almı-
yorsanız, Türkiye'nin şaşı, kör,
topal demokrasisini bir yazgı
olarak belleyip kadere boyun
Muhtıra mı, Hukuka Davet mi?
eğmtşseniz belki.
Ama "seçilmiş - atanmış iliş-
kisi"r\e önem veriyorsanız;
MGK'nin 12 Eylül'den sonra
edindiği işlevi içinize sindirmi-
yorsanız; bunu AB'nin itirazla-
n daha gündeme bile gelme-
mişken, bu ülkede sağlıklı bir
demokrasinin kurumlaşması
özlemiyle dile getirmiş, yazıya
dökmüşseniz: Hayır.
• • •
Şimdi soaıyu bir kez daha
soralım:
Anayasa Mahkemesi'nin ye-
ni ve eski başkanlanndan, iki
yargıç'tan eş zamanlı olarak
gelen uyanlar, gerçekten Türki-
ye Büyük Miliet Meclisi'ne de-
mokratikliği kuşkulu bir müda-
hale; yargıdan hükümete veril-
miş birer "muhtıra" olarak de-
ğerlendirilebilir mi?
Yüzeysel bakılırsa, soruya
"evet" yanıtı verilebilir. "Ege-
menlik kayıtsız şartsız milletin-
dir" ilkesinden yola çıkanz. Mil-
letin iradesinin Türkiye Büyük
Miliet Meclisi'nde somutlandı-
ğına geçeriz. "Seçilmişler"öen
oluşan TBMM'nin iradesine
"a<anm/ş7ar"tarafından kısıtla-
ma getirilmesine Meclis irade-
sinin yönlendirilmeye çalışılma-
sına "demokrasiyi zedeleyen
bir davranış"yaftasını kolaylık-
la yapıştınnz.
Böylece...
Böylece elmalarla armutlan
aynı sepete; MGK ile Anayasa
Mahkemesi'ni aynı safayerieş-
tirmiş oluruz.
Yanlış yapanz.
Temsili demokrasilerde hal-
kın iradesini temsil etmek üze-
re seçiien millervekillerinin
oluşturduğu devlet organı, par-
lamento, bir kere seçildikten
sonra gönlünün çektiğini yapa-
bilen, kalkan parmaklar yeterli
çoğunluk oluştunjyorsa "hila-
feti bile geh getirebilecek" bir
erk anlamına gelmez.
Bu, seçmen çoğunluğu-
nun, azınlıkta kalan seçmen-
ler üstünde kısıtsız bir ege-
menlik kurması, bir "çoğun-
luk diktatoryası" oluşturması
anlamına gelir. Demokrasiler
çoğunluğun egemenliğidir, a-
ma çoğunluğun "diktatorya-
sı" değildir. Daha kestirme bir
deyişle demokrasi ile dikta-
torya kavramlan yan yana ge-
lemez.
TBMM erkinin dayanağı ana-
yasadır, hukuktur. Anayasala-
nn, toplumun farklı kesimleri
arasında yapılmış birer "top-
lumsal sözleşme" olarak ta-
nımlandıklan tarihsel dönemin
üstünden 200 yıldan çok geç-
ti. Çağdaş toplumlarda devlet
erkini tanımlayan hukukun üs-
tünlüğü ilkesidir. Toplumsal
sözleşmeler artık evrensel ve
ulusal hukuk ilkelerinin yansıdı-
ğı temel hukuk metinleri, çağ-
daş anayasalardır.
Pariamentolaçda somutla-
nan erk, çağdaş hukukla ta-
nımlanan (kısrtlanan değil ta-
nımlanan), hukukun üstünlüğü-
nün ete kemiğe büründüğü bir
erktir.
Bu çerçeveyi, çağdaş devle-
tin bu temel ilkesini benimsi-
yorsak, Anayasa Mahkeme-
si'nin eski veyeni başkanlannın
uyanlannı bir muhtıra, demok-
rasiye yönelik bir müdahale
olarak değil; hükümeti huku-
kun sınırian içine çekmeye yö-
nelen, hukukun üstünlüğü ilke-
sini anımsatan bir uyan olarak
kavramamız gerekir.
Bu hükümetin, hukukun üs-
tünlüğü ilkesine uyum sağla-
makta kabank bir sabıka dos-
yası var. Çok yakın geçmişteki
"5 art/ 5 dayatmaian", "karar-
name bunalımlan" bunun taze
kanıtlan.
Hükümet, hukukun dışına
kaydığı her alanda ve anda kar-
şısına dikilen "Çankaya yargı-
c/"nı etkisizleştinnek, görev sü-
resinin uzatılması için Mec-
lis'teki çoğunluğa diyet borç-
lanmasına giren cumhurbaş-
kanlan dönemi açmak için Fa-
zilet Partisi milletvekillerinin oy-
lanna muhtaç. Hazırlanan "5
art/ 5" formülünü geçirebilme-
nin başka yolu yok. Bu amaç-
la sürdürülen mide bulandıncı
siyasal pazariıklan kimse bize
milletin iradesinin pariamento-
ya yansıması olarak yutturma-
ya kalkışmasın.
Keza MGK ile Anayasa Mah-
kemesi'ni de aynı sepete koy-
masın...
POIJTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Sekiz Yıl...
Sekiz yıl geçti aradan...
O karlı 24 Ocak 1993 gününü düşünüyorum...
Işık Kansu'nun sesi titriyordu:
"Uğur/Aöabey/ kaybettik, Hikmet Ağabey!"
Dün sabah mavi bir gökyüzünün altında yürür-
ken sekiz.yıl önceye gittim...
Sevgi Özel, dünkü yazısında şöyle diyordu:
"Tam sekiz yıl oldu Uğur Bey, 'Umut Operasyo-
nu'ndan umutianalım mı?"
Ben hiç umutlanmadjm Uğur!..
Sanınm Güldal da, Özge de, Özgür de umut-
lanmadı...
Sekiz yıldır korkak bir şafağın uluorta seslenişiy-
le uyanıyoruz...
Çocuksu gülüşlerimiz giderek yok oldu...
Kaçakdüşleri kovalayantoplum, karanlığın için-
den çıkmak için çaresizlik içinde sabahı bekliyor yıl-
lardır!..
Bulanık ırmaklar, mavisini yitirmiş denizler, acı-
nın çoğalan fotoğrafian, sırtından vurulmuş deli-
kanlının çığlığı seni hiç şaşırtmıyor, biliyorum...
Geçen yıl Mustafa Balbay, Güldal ve Sevgi'yle
vakfı gezerken bir Ayvalık sabahını düşündüm...
1975 yazında Mustafa Ekmekçi, Bülent Dikme-
ner'le yaptığımız sohbetleri anımsadım...
Dün, Sevgi Özel'in "Merhaba Uğur Mumcu" de-
mesi beni yine eski yıllara taşıdı...
Kuaılan pusularda alçakça katledilen savcı Do-
ğan Öz'le konuşuyorduk; Umit Kaftancıoğlu'yla
Akdeniz güneşinde Taşucu'nda buluşuyorduk!..
Vızıldayan bir kurşun, kahpece hazırianmış bir tu-
zak Abdi Ipekçi'nin, Kemal Türkler'in, Necdet
Güçlü'nün, Cevat Yurdakul'un, Orhan CavitTü-
tengil'in bedenlerinde kırmızı karanfilleri büyütü-
yordu...
• • •
Mavi gökyüzünü kül rengi bulutlar kuşatıyor; gri
bir aydınlık, anılarımızın üzerine sessizce düşüyor...
Umut ve umutsuzlukL
Acı ve hüzün!..
Suskunluğun ortasında küme küme insanlar, za-
manın o bilinen diliminde, ölümle yaşam arasında-
ki o ince çizgide buluşuypriar...
Abdi Ipekçi, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy,
Turan Dursun, Çetin Emeç, Musa Anter, Uğur
Mumcu, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışialı...
Onat gozlerını yumuyor, Uğur hınzır hınzır gülüm-
süyor...
Bir çocuk gül ağacının çevresinde dolaşıyor...
Çılgın bir büyücü, kan ırmağından geleceğin
şarabını çıkanyor...
Sonsuz ve isimsiz bir deniz, feodal zaman sula-
nnı çalıyor...
Bozkır ortasında akan ırmak, kuyu dibindekı gök-
yüzü özgüriüğün habercisi mıdir Uğur?
Mavisi çalınmış denizler, bulanık ırmaklar...
Belki bir deniz kıyısındasın şimdi, belki de yaba-
nıl çiçeklerin boy verdığı uçurum kenanndasın...
Dinle Sevgili Uğur
Sekiz yıldır değişen bir şey yok!..
Yolsuzluk, usulsüzlük yine eskısi gibi!..
Sevgi özel, dün sana sestenirken şöyle diyor-
du:
"Senin katillerini bulmak için şerefsözü veren-
ler arazi durumunda hâlâ!"
Ne yazık ki öyle Uğur!..
Inan değişen bir şey yok!..
Yine eskisı gıbı devletin kasası boşaltılıyor, ban-
kalar hortumlanıyor, köşe dönücülük süruyor...
• • •
Bilirim acılar bir ateş gibi sarar yüreğimizi...
Bir umutsuzluk titreşir, kaçış hüznün bir tutam
çiyli yasemın çiçeğini büyütür, sevgi bir uçuruma
sürükleraşkı...
Üzüntü ve öfke düşman ellerde kiütlenir...
Mavi zamanlar içinde düş kurmaktan bıktık ve
usandık!..
Tam sekiz yıl geçmiş aradan Uğur!..
Değişen bir şey yok!..
Eski tas eski hamam!..
Tarikat, siyaset, ticaret;
Çete, mafya, faili meçhul cinayet!..
Seni anıyoruz Cumhuriyet'in bahçesinde...
Pencereden bahçeye bakıyorum...
Gençlerin ellennde senin posterierin...
Aşlında sana anlatacağım çok şey var!..
Bir gün mutlaka onlan da yazacağım uzun uzun!..
Artık çocuk gülüşlerimiz de kayboldu biliyor mu-
sun?
Halkımız ise kaçak düşlenn peşınde...
Seversin diye Metin Altıok'tan 'Bir Gün Ölü-
rüm'ünü sana gönderiyorum:
"Bunlan yap sakın unutmaj Mum yak biraşkın
sıcak anısına./ Suyla hesaplaş, rüzgâra süryüzü-
nü,l Cesedini bul bir yokluğun kıyısında./Bunlan
yap sakın unutma.
Yasını tut günlerce ağla./Mandalı düşmüş bir
kapak/Göğsünün kuşsuz kafesindeJTak tak vu-
rurken sızlayan boşluğaJYasını tut, günlerce ağ-
la.
Sonra git yeni bir aşkı bulmaya,/ Bir yağmur
sonrasınınl Duru aydınlığında,/ Yıkanmış avlun,
dinmiş avuntunla./Sonra git yeni bir aşkı bulma-
ya."
hikmetcetinkaya/; cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
BİR GUNEYDOGU
GERÇEĞİ:NECLA
Onun öyküsûyle hiç kimse fazla ügilenmedı; on dört vaşmda
yaşamın kırh sulannda yok olup gıttı...
Sisli ve soğuk bir Diyarijakır akşamıydı Karanlığm gn gölgesı
evlenn, caddelenn, sokaklann üzenne düşüyordu.
fi""h"rtye< Çağ Pazartama A Ş Türkocağı Cad No-39'41
kitap kuîuBu '34334)Caöaloğlu-lstanbulTe|-(212|514 01 %