25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 OCAK 2001 PERŞEMBE CUMHUBİYET SAYFA HABERLER ŞaHcFezteke gündemde değtt • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AnkaraDGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk, "Beyaz Enerji" soruştuıması çerçevesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer hakkında fezleke hazırlanmasının gündemde olmadığını bildirdi. Gözaltındaki TEAŞ Santral Proje Daire Başkanı Muhsin Gür'ün, sorgusunun tamamlanması dnrumunda bugün DGM'ye çıkanlması bekleniyor. AA Genel Müdürû Mehmet Güler, Iç Haberler Müdürü Mesut Uyanık ve muhabir Çoşkun Ergül, ajansın soruşturmaya ilişkin yedek yargıçlık ifadeleri yayımladığı gerekçesiyle dûn DGM Savcısı Cengiz Köksal'a ifade verdi. Yeni Asya'ya kapatma cezası • İSTANBUL(AA)- "Siyasi deprem kapıda" başlıklı yazıdan dolayı Yeni Asya gazetesinin 1 ay kapatılmasını kararİaştıran Istanbul 1 No'lu DGM, yazıyı kaleme alan Ibrahim Akgünler'e 1 yıl 8 ay ağır hapis, Yazıişleri Müdürû Mustafa Döküler'e de 1 milyar 310 milyon lira ağır para cezası verdi. Çffitfden RTÜK'e yaa • tstanbul Haber Senisi- Istanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici, Radyo Televizyon Üst Kurulu'ndan (RTÜK), hazırlık soruşturmalannın gızlilığıni ihlal edici yayın yapan özel radyo ve televizyonlara karşı duyarlı olunmasını istedi. ÖPik'm öavası • tstanbul Haber Servisi - Sinema sanatçısı Fatma Girik hakkında vergi kaçakçıhğı iddiasıyla açılan davanın dosyası, Girik'in şartla salıverme yasasından yararlanabilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne gönderildi. Girik'in, Ozbay Ticaret Şirketi'nden sahte fatura alarak kullandığı gerekçesiyle yargılanmasına tstanbul 2. Ağır Ceza, Mahkemesi'nde dün devam edildi. Savcı Nurten Altınok, vergi kaçakçılığının yasa kapsamı dışında bırakılmasının anayasanın "eşitlik" ilkesine aykın olduğunu söyledi. Güngör'den sert suçtama • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Başbakan Bülent Ecevit'i "vatan hainlerini affetmekle" suçladığı için MHP'den ihrâç edilen Içel Milletvekili Ali Güngör, MHP Mûşterek Disiplin Kurulu'na başvurarak ihraç karanna itiraz etti. Güngör, itiraz dilekçesinde ihraç edilmesinin büyük bir vefasızlık olduğunu belirtirken Devlet Bahçeli'yi "antidemokratik'' olmakla suçladı. Adalet Bakanı Türk, kapatılma davalan süren FP ve HADEP'i işaret etti 4 Değişîktik davaları etkîLer9 ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -Adalet Bakanı KBk- met SamiTürk, partilerin ka- patıhnasıyla ilgili anayasanın 69. maddesinde yapılmak is- tenen değişikliğın FP davası- nı etkileyeceğıne işaret etti. Başbakan Bülent Ecevit ana- yasa değişikliği ile ilgili tar- tışmalara değinirken siyasi partilerin kapatılmasmm "bir ölçüde zoriaştırümasının" parlamentoda genel kabul gördüğünü ileri sürdü. Türk, dün medeni kanun ta- sansımn görüşüldüğü Adalet Komisyonu'ndan çıkarken gazetecilerin sorulannı yanıt- ladı. Türk, "Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 69. • Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, anayasanın 69. maddesinde yapılmak istenen değişikliğın FP davasını etkileyeceğine dikkat çekti. Başbakan Bülent Ecevit ise siyasi partilerin kapatılmasının "bir ölçüde zorlaştınlmasının" parlamentoda genel kabul gördüğünü ileri sürdü. maddede yapılmak istenen değişikük FP davasını etkfle- mez yorumuna kaühyor mu- sunuz" sorusuna, "Ceza hu- kukunda genelbir ilkevardn*. Eğer bir konuda zaman için- de ikj kanun çıkmışsa sanık lehine olan kanun uygulamr. Bu nedenle 69. madde, kanun teklifine uygun olarak değiş- tirüirse parti kapatüması ko- nusunda daha demokratik bir düzenleme olur. Halen görül- mekte olan davalarda kapa- tümak istenen partfler lehine olan bir düzenkme olur" yanıtını verdi. Türk, "DeğLşiklikFP kapat- ma davasma yeaştirflecekmi" sorusu üzerine, teklifin belli bir siyasi partiye karşı hazır- lanmadığını ve 1 yıldan beri süren bir çahşma olduğunu belirterek sadece FP hakkın- da değil, HADEP hakkında- ki kapatma davasının da sür- düğüne dikkat çekti. Konuyu belli bir partinin kapatılması açısından değil, kalıcı bir dü- zenleme olarak değerlendir- mek gerektiğini ileri süren Türk, belli bir parti için dü- zenleme yapma anlayışı için- de hareket edildiği takdirde 'panik mevzuatf yaratılaca- ğını kaydetti. Ecevit, partisinin dünkü grup toplantısında anayasa değişikliği ile ilgili tartışma- lara değinirken siyasi partile- rin kapatılmasının "bir ölçü- de zorlaşnnlmasnıın" parla- mentoda genel kabul gördü- ğünü ileri sürdü. Ecevit bu çerçevede, siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin karann Anayasa Mahkemesi üyele- rinden üçte ikisinin oyuyla verilmesinin benimsendiğıne işaret etti. Yüksek Mahkeme üyelerinin böyle bir düzenle- menin doğuracağı sakıncalar konusunda hükümeti 'aydın- latması' üzerine konunun ye- niden ele alınmasının uygun bulunduğunu vurgulayan Ecevit, "Umanm, lasa sürede konu yeniden görüşûlerek bir uzlaşıya vanhr. Anayasa deği- şikliği gibi ülkemiz ve rejimi- miz bakunmdan önemli bir düzenleme üzerinde duyarh- hk gösterilmesi herkes tara- fmdan doğai karşüanmah- dn-" diye konuştu. Mustafa Bumin, parti kapatmaya Batılı ölçütler getirilmesi gerektiğini ileri sürdü w Zorlaştmııaya karşı değiliz^ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mah- kemesi Başkanı Mustafa Bumin, parti kapatmada nitelikli oy çoğunluğu ge- tirilmesinin sıkıntı yarata- cağını kaydederek "Bu ko- nuda Avrupa ülkeleri, Av- rupa tnsan Haklan Mah- kemesi ve ABD Yüksek Mahkemesi'nin ortaya koyduğu kriterlere göre çözum bulunabinr" dedi. Bumin, parti kapatmada zorlaştırmaya karşı olma- dıklanm, parti kapatılma- sından da yana olmadıkla- ruu söyledi. Bumin, yük- sek mahkemenin 69. mad- de değişikliğiyle ilgili tüm girişimlerinde üyelerin tam desteği olduğunu be- lirtti. Anayasa Mahkeme- si Başkanı, amaçlanmn yürütme ve yasamayla yargıyı karşı karşıya getir- mek olmadığını kaydetti. 'Haberter yaloştjrma' Dünkü gazetelerde Ana- yasa Mahkemesi'yle ilgi- li çıkan haberleri değer- lendirerek gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Bu- min. "bazı basın yayın or- ganlarında. kendisi tara- findan veya mahkeme ta- rafindan yapılmamış açık- lamalann yer akuğuu" be- lirtti. Başbakan Bülent Ece- vit'i iki üye arkadaşıyla birlikte ziyaret ettiklerini anımsatan Bumin, konuy- la ilgili dünkü gazetelerde yer alan haberlerin "yakış- tnrna" olduğunu söyledi. Bumin, sözlerini şöyle sürdürdü: "BUdiride çatiak. istifa şeklindekj haberler, tamamıyla, ger- çek dışıdn; Başbakan'a yapnğnn ziya- ret sırasmda herhangi bir suretle ne benim taranmdan ne de üyeler tara- fmdan 'Eğer dileğimizi kabul etmez- seniz topluca istifa ederiz' gibi söz ya da ifadede bulunulmamışûr. Bizim vapüğmuz ne bir ültimatomdur, ne bir Başbakan Ecevit, sorunian abartarak ülkeyi bmudnmn KiiHJegöstenneyeçahşanlaroMıığraBSÖyledL Başbakan, partisinin grup toplantısında konuştu Ecevit:Bunahm yokANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Baş- bakan Bülent Ecevit, "so- runian boyut- lannın ötesinde abartarak Türldye'yi her gün yeni bir krizin ya da felaketin eşiğm- de bir ülke gibi göstermeye kimsenin hakkı obnadığmı" söyledi. Ecevit, "Böyleleri, kendi ruhlanndaki karanhğı topluma yansıtmaya uğraşan zavalblardır" dedi. Başbakan Ecevit, partisi- nin grup toplantısında yaptı- ğı konuşmada, "hükümetle- ri döneminde ülkenin hem is- tikrarb hem de dinamik bir yönetime kavuştuğunu" be- lirtti. Ecevit şunlan söyledi: "Bu hükümet pek çok ba- şanya aynı anda imza at- maktadır. Bir yandan, ülke- yi ekonomik bakımdan düz- lüğe çıkaracak bir program kararuhkla uygulanmakta- dır. Öte yandan, Avrupa Bir- liği'ne tam üyelik yolunda engeller adım adım aşılmak- tadır. Bir yandan yolsuzluk- larla mücadele en kapsamh biçimde sürdürülmektedir. öte yandan, terörün her rör- lusünün ülkemizde bir daha yaşama olanağı bulamaması için gerekli önlemler alın- maktadır. Karşunıza çıkan veya çıkarüan sorunlar Tür- ldye'yi yoltından çıkaramaz. Bunu hayal edenler, hatta ta- sarlayanlar her zaman var olsalar bile, güçleri yetmez. Sorunian boyutlannın öte- sinde abartarak Türkiye'yi her gün yeni bir krizin ya da felaketin yaşandıgı veya eşt- ğinde bulunduğu bir ülke gi- bi göstermeye de kimsenin hakkı yoktur." resttir~ Anayasa Mahkemesi böyle bir davranıs içinde olamaz." Başbakan Bülent Ecevit'i ziyaretle- nne Başkanvekili Haşim Kınç ile üye Sacit Adah'nm karşı çıktığı şeklinde- ki haberlerin de gerçek dışı olduğunu bildiren Bumin, "BÖyle bir şey ohna- mıstır. Mahkemenin vaptiğı tüm giri- şimlerde arkadaşlannun tamammm desteği vardır'' diye konuştu. Başba- kan Ecevit ile yaptıklan görüşmede parti kapatmada nitelikli oy çoğunlu- ğu getirilmesinin sıkıntı yaratacağını anlattıklannı kaydeden Bumin, bu ko- nuda Avrupa ülkeleri, Avrupa Insan Haklan Mahkemesi ve ABD Yüksek Mahkemesi'nin ortaya koyduğu ölçütlere göre çözüm bulunabileceğini bildirdi. Birgazetecinin "FPda- vasmda basma bilgi sızı- yor. Kapaülacağıyönünde haberler var. Ne düşünü- yorsunuz" sorusunu Bu- min şöyle yanıtladr. "Böyle bir şey konuşut- mamıştır. Daha görüşme- si yapumamış bir konuda şöyle ya da böyle çıkacak şeİdmde spekülasyon yap- mak fevkalade yanhşür. Bunlann ne kişüere ne de ülkesüıe en ufak v aran ol- maz. FP davasmda yapı- lan, başsavcrya gönderilen banüann çözümlerinin is- tenmesidir. Önümüzdeld hafta bantlann deül ola- rak knDanıhp kuUanıhna- yacağmı değerlendirece- ğiz. Kimsenin kanaati bel- li değü, nasıl çıkacağmı ben de bUmiyorum." 'O>çoğunluğu değjşmeden düzenleme' Böyle bir kaygılannm olmadığını her vesileyle dile getirdiklerini, ancak halen yürürlükte olan ana- yasa ve Siyasi Partiler Ya- sası'nın herkesten önce kendilerini bağlayacağım vurgulayan Bumin, "O nedenle, oy çoğunluğu, ni- telikli çoğunluk şeklinde değiştirihneden düzenle- me yapılabinr. Biz 4 oyun 7 oya üstün obnasınm üs- tünlüğünün ne demokra- tik anlamda ne de hukuk anlammda anlasıhr obna- dığmı söylüyoruz.*' Bumin, Cumhurbaşka- nı Ahmet Necdet Sezer ile görüşmediğini bildirerek "Saym Cumhurbaşkam ne bu konuda tavsi- yelerde bulunmuştur ne de biz kendi- siy le görüşme ihtiyaa du^muşuzdur" dedi. Bumin, Şartla Salıverme Yasa- sı'yla ilgili olarak yapılacak başvuru- lann ikiye katlanacağını, bu yıl işle- rinin çok olduğunu söyledi. IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.net.tr önce Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, Baş- baKan'la görüştü ve uyardı. Ardından Milli Güvenlik Ku- aılu toplandı; bu kez bugünün Cumhurbaşkam, dünün Ana- yasa Mahkemesi Başkanı Ah- met Necdet Sezer, MGK top- lantısında Başbakan'ı da, yar- dımcılannı da, kunjl üyesi ba- kanlan da, generalleri de uyar- dı. Sonrası hıziı gelişti: Anayasa değişikliği askıya alındı. Onun da sonrası siyasal şa- kalar art arda piyasaya çıktı. - Şimdi de Anayasa Mahke- mesi muhtıra verdi... - MGK'den sonra bir de AGK çıktı, Anayasa Güvenlik Kuru- lu... - MGK'den sonra Anayasa Mahkemesi de Meclis'in üstü- ne çıktı. Siyaset ezik... Bunlan birer "siyasal şaka" olarak algılayıp önemseme- mek, gülüp geçmek mümkün. Ya da... Mümkün mü? Demokrasiyi ciddiye almı- yorsanız, Türkiye'nin şaşı, kör, topal demokrasisini bir yazgı olarak belleyip kadere boyun Muhtıra mı, Hukuka Davet mi? eğmtşseniz belki. Ama "seçilmiş - atanmış iliş- kisi"r\e önem veriyorsanız; MGK'nin 12 Eylül'den sonra edindiği işlevi içinize sindirmi- yorsanız; bunu AB'nin itirazla- n daha gündeme bile gelme- mişken, bu ülkede sağlıklı bir demokrasinin kurumlaşması özlemiyle dile getirmiş, yazıya dökmüşseniz: Hayır. • • • Şimdi soaıyu bir kez daha soralım: Anayasa Mahkemesi'nin ye- ni ve eski başkanlanndan, iki yargıç'tan eş zamanlı olarak gelen uyanlar, gerçekten Türki- ye Büyük Miliet Meclisi'ne de- mokratikliği kuşkulu bir müda- hale; yargıdan hükümete veril- miş birer "muhtıra" olarak de- ğerlendirilebilir mi? Yüzeysel bakılırsa, soruya "evet" yanıtı verilebilir. "Ege- menlik kayıtsız şartsız milletin- dir" ilkesinden yola çıkanz. Mil- letin iradesinin Türkiye Büyük Miliet Meclisi'nde somutlandı- ğına geçeriz. "Seçilmişler"öen oluşan TBMM'nin iradesine "a<anm/ş7ar"tarafından kısıtla- ma getirilmesine Meclis irade- sinin yönlendirilmeye çalışılma- sına "demokrasiyi zedeleyen bir davranış"yaftasını kolaylık- la yapıştınnz. Böylece... Böylece elmalarla armutlan aynı sepete; MGK ile Anayasa Mahkemesi'ni aynı safayerieş- tirmiş oluruz. Yanlış yapanz. Temsili demokrasilerde hal- kın iradesini temsil etmek üze- re seçiien millervekillerinin oluşturduğu devlet organı, par- lamento, bir kere seçildikten sonra gönlünün çektiğini yapa- bilen, kalkan parmaklar yeterli çoğunluk oluştunjyorsa "hila- feti bile geh getirebilecek" bir erk anlamına gelmez. Bu, seçmen çoğunluğu- nun, azınlıkta kalan seçmen- ler üstünde kısıtsız bir ege- menlik kurması, bir "çoğun- luk diktatoryası" oluşturması anlamına gelir. Demokrasiler çoğunluğun egemenliğidir, a- ma çoğunluğun "diktatorya- sı" değildir. Daha kestirme bir deyişle demokrasi ile dikta- torya kavramlan yan yana ge- lemez. TBMM erkinin dayanağı ana- yasadır, hukuktur. Anayasala- nn, toplumun farklı kesimleri arasında yapılmış birer "top- lumsal sözleşme" olarak ta- nımlandıklan tarihsel dönemin üstünden 200 yıldan çok geç- ti. Çağdaş toplumlarda devlet erkini tanımlayan hukukun üs- tünlüğü ilkesidir. Toplumsal sözleşmeler artık evrensel ve ulusal hukuk ilkelerinin yansıdı- ğı temel hukuk metinleri, çağ- daş anayasalardır. Pariamentolaçda somutla- nan erk, çağdaş hukukla ta- nımlanan (kısrtlanan değil ta- nımlanan), hukukun üstünlüğü- nün ete kemiğe büründüğü bir erktir. Bu çerçeveyi, çağdaş devle- tin bu temel ilkesini benimsi- yorsak, Anayasa Mahkeme- si'nin eski veyeni başkanlannın uyanlannı bir muhtıra, demok- rasiye yönelik bir müdahale olarak değil; hükümeti huku- kun sınırian içine çekmeye yö- nelen, hukukun üstünlüğü ilke- sini anımsatan bir uyan olarak kavramamız gerekir. Bu hükümetin, hukukun üs- tünlüğü ilkesine uyum sağla- makta kabank bir sabıka dos- yası var. Çok yakın geçmişteki "5 art/ 5 dayatmaian", "karar- name bunalımlan" bunun taze kanıtlan. Hükümet, hukukun dışına kaydığı her alanda ve anda kar- şısına dikilen "Çankaya yargı- c/"nı etkisizleştinnek, görev sü- resinin uzatılması için Mec- lis'teki çoğunluğa diyet borç- lanmasına giren cumhurbaş- kanlan dönemi açmak için Fa- zilet Partisi milletvekillerinin oy- lanna muhtaç. Hazırlanan "5 art/ 5" formülünü geçirebilme- nin başka yolu yok. Bu amaç- la sürdürülen mide bulandıncı siyasal pazariıklan kimse bize milletin iradesinin pariamento- ya yansıması olarak yutturma- ya kalkışmasın. Keza MGK ile Anayasa Mah- kemesi'ni de aynı sepete koy- masın... POIJTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Sekiz Yıl... Sekiz yıl geçti aradan... O karlı 24 Ocak 1993 gününü düşünüyorum... Işık Kansu'nun sesi titriyordu: "Uğur/Aöabey/ kaybettik, Hikmet Ağabey!" Dün sabah mavi bir gökyüzünün altında yürür- ken sekiz.yıl önceye gittim... Sevgi Özel, dünkü yazısında şöyle diyordu: "Tam sekiz yıl oldu Uğur Bey, 'Umut Operasyo- nu'ndan umutianalım mı?" Ben hiç umutlanmadjm Uğur!.. Sanınm Güldal da, Özge de, Özgür de umut- lanmadı... Sekiz yıldır korkak bir şafağın uluorta seslenişiy- le uyanıyoruz... Çocuksu gülüşlerimiz giderek yok oldu... Kaçakdüşleri kovalayantoplum, karanlığın için- den çıkmak için çaresizlik içinde sabahı bekliyor yıl- lardır!.. Bulanık ırmaklar, mavisini yitirmiş denizler, acı- nın çoğalan fotoğrafian, sırtından vurulmuş deli- kanlının çığlığı seni hiç şaşırtmıyor, biliyorum... Geçen yıl Mustafa Balbay, Güldal ve Sevgi'yle vakfı gezerken bir Ayvalık sabahını düşündüm... 1975 yazında Mustafa Ekmekçi, Bülent Dikme- ner'le yaptığımız sohbetleri anımsadım... Dün, Sevgi Özel'in "Merhaba Uğur Mumcu" de- mesi beni yine eski yıllara taşıdı... Kuaılan pusularda alçakça katledilen savcı Do- ğan Öz'le konuşuyorduk; Umit Kaftancıoğlu'yla Akdeniz güneşinde Taşucu'nda buluşuyorduk!.. Vızıldayan bir kurşun, kahpece hazırianmış bir tu- zak Abdi Ipekçi'nin, Kemal Türkler'in, Necdet Güçlü'nün, Cevat Yurdakul'un, Orhan CavitTü- tengil'in bedenlerinde kırmızı karanfilleri büyütü- yordu... • • • Mavi gökyüzünü kül rengi bulutlar kuşatıyor; gri bir aydınlık, anılarımızın üzerine sessizce düşüyor... Umut ve umutsuzlukL Acı ve hüzün!.. Suskunluğun ortasında küme küme insanlar, za- manın o bilinen diliminde, ölümle yaşam arasında- ki o ince çizgide buluşuypriar... Abdi Ipekçi, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Çetin Emeç, Musa Anter, Uğur Mumcu, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışialı... Onat gozlerını yumuyor, Uğur hınzır hınzır gülüm- süyor... Bir çocuk gül ağacının çevresinde dolaşıyor... Çılgın bir büyücü, kan ırmağından geleceğin şarabını çıkanyor... Sonsuz ve isimsiz bir deniz, feodal zaman sula- nnı çalıyor... Bozkır ortasında akan ırmak, kuyu dibindekı gök- yüzü özgüriüğün habercisi mıdir Uğur? Mavisi çalınmış denizler, bulanık ırmaklar... Belki bir deniz kıyısındasın şimdi, belki de yaba- nıl çiçeklerin boy verdığı uçurum kenanndasın... Dinle Sevgili Uğur Sekiz yıldır değişen bir şey yok!.. Yolsuzluk, usulsüzlük yine eskısi gibi!.. Sevgi özel, dün sana sestenirken şöyle diyor- du: "Senin katillerini bulmak için şerefsözü veren- ler arazi durumunda hâlâ!" Ne yazık ki öyle Uğur!.. Inan değişen bir şey yok!.. Yine eskisı gıbı devletin kasası boşaltılıyor, ban- kalar hortumlanıyor, köşe dönücülük süruyor... • • • Bilirim acılar bir ateş gibi sarar yüreğimizi... Bir umutsuzluk titreşir, kaçış hüznün bir tutam çiyli yasemın çiçeğini büyütür, sevgi bir uçuruma sürükleraşkı... Üzüntü ve öfke düşman ellerde kiütlenir... Mavi zamanlar içinde düş kurmaktan bıktık ve usandık!.. Tam sekiz yıl geçmiş aradan Uğur!.. Değişen bir şey yok!.. Eski tas eski hamam!.. Tarikat, siyaset, ticaret; Çete, mafya, faili meçhul cinayet!.. Seni anıyoruz Cumhuriyet'in bahçesinde... Pencereden bahçeye bakıyorum... Gençlerin ellennde senin posterierin... Aşlında sana anlatacağım çok şey var!.. Bir gün mutlaka onlan da yazacağım uzun uzun!.. Artık çocuk gülüşlerimiz de kayboldu biliyor mu- sun? Halkımız ise kaçak düşlenn peşınde... Seversin diye Metin Altıok'tan 'Bir Gün Ölü- rüm'ünü sana gönderiyorum: "Bunlan yap sakın unutmaj Mum yak biraşkın sıcak anısına./ Suyla hesaplaş, rüzgâra süryüzü- nü,l Cesedini bul bir yokluğun kıyısında./Bunlan yap sakın unutma. Yasını tut günlerce ağla./Mandalı düşmüş bir kapak/Göğsünün kuşsuz kafesindeJTak tak vu- rurken sızlayan boşluğaJYasını tut, günlerce ağ- la. Sonra git yeni bir aşkı bulmaya,/ Bir yağmur sonrasınınl Duru aydınlığında,/ Yıkanmış avlun, dinmiş avuntunla./Sonra git yeni bir aşkı bulma- ya." hikmetcetinkaya/; cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Hikmet Çetinkaya BİR GUNEYDOGU GERÇEĞİ:NECLA Onun öyküsûyle hiç kimse fazla ügilenmedı; on dört vaşmda yaşamın kırh sulannda yok olup gıttı... Sisli ve soğuk bir Diyarijakır akşamıydı Karanlığm gn gölgesı evlenn, caddelenn, sokaklann üzenne düşüyordu. fi""h"rtye< Çağ Pazartama A Ş Türkocağı Cad No-39'41 kitap kuîuBu '34334)Caöaloğlu-lstanbulTe|-(212|514 01 %
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle