25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 OCAK 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA H ı J v U l ı t_f 1VJJ. / ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 ŞİRKETLERDEN Süt ürünlerinin fiyatlan astronomik artarken çiğ sütün fiyatı düşürülmek isteniyor Sütü sanayıcıye • MOTHERCARE, anne adaylan için ürettiği destekleyici sutyenleri ve emzirme sutyenlerini piyasaya sundu. Aynca hamileliğın son aylannda gerekli olan hamilelik çoraplan da anne adaylannın beğenısine sunuldu. • EFESDARK, düzenkdiği kampanyada önûmüzdeki Kurban Bayramı için 3 ayrı tatil alternatifı sumıyor. Nepal'e, Amazon'a, Küba'ya gerçekleştirilecek seyahatin nereye olduğunu, kampanyaya kaülanlar benrieyecek. • ALFA ROMEO sahipleri, Türkiye'de seyahat halinde başlanna gelebilecek aksaklıklara karşı Alfa Yol Yardtmı ile güvence altına alıııdı. Yardım, gerekli olduğu zaman 0 800 21141 22'den istenebilecek. • VAILLANT, Türkiye çapında. en fazla cinoyu yapan 15 bayisini Bayi Ödûl Gezisi ; ile ödüücndirdi. Gezi4Ocak-20Ocak tarihleri arasında gerçekkştirildi. • ADIDAS'ın, sonbahar- kış sezonu için tekstil ürünlerinde yaptığı yüzde 25 indirim ocak ayı sonuna kadar devam edecek. • BOE1NC, 25 Kasım'da meydana gelen deprem sonrasında büyük zarar gören Azerbaycan'a 5 ton ağuiığında malzeme yardımı yapü. FATMAKOŞAR Ürününü neredeyse maliye- tine satmak zorunda kalan süt üreticısinın örgütsüzlüğünden yararlanan sanayiciler çiğ süt ile süt ürünleri fiyatlan arasın- dakı uçuruma karşm alım fiya- tını daha da düşürmeye çahşı- yorlar. Yemın kilogramını 140 bin Hradan alan üretıci diğer girdi- lerle birlikte malıyeti en az 170 bin lira olan ürününü 160 bin liraya satmak zorunda kalıyor. Türkiye'de işlenmış sütün fi- yatı 650 bin lira. kalitelı beyaz peynirin kilogram fiyatı 5 mil- yon 500 bin lira civannda. Sanayiciler, astronomik ar- tışlar kaydeden süt ürünleri fi- yatlannda herhangi bir indiri- me gitmeyi düşünmezkenböl- geye göre değişmekle beraber 170-175 bin lira olan alım fi- yatuıın son olarak 150-160 bin liraya düşürülmek ıstenmesi üreticide soğuk duş etkisi ya- rattı. 1980'li yıllardasattığıbirlit- re süt karşılığmda bır kilogram 800 gram yem alabilıyorken bugün sadece bır kilogram 100 gram alabilen üretıcı. sanayici- lerin aralannda anlaşarak süt fiyatını aşağı çekmeleri ve Üretkfler, bogûnkû sorunlannm kaynağı olan SEK'in özelleştirUmesine böyle karşı çıkmışlanh. Köy-Koop Başkanı 'Süttozuna muhtaç oluruz' Köy-Koop Geriel Başka- nı Erdoğan Kontûrer de, sanayicinin ocak ayı içinde toptan süt satış fiyatlanna yüzde 5-10 arasında zam yaptığını belirterek "Çiğ sütün fiyatmın aşağı çekü- mesâ ûretidyi enflasyon ai- tmdadahadaezecektir.Ge- çinemeycn üretirinin bu işi bırakmasıiscsanaykinindı- şardan alacağı sûttozu ve koasantreûrûnlerkûretinı ^apmaa antamına geliyon Ulkece kaybederiz" dedi. uzun süredir ödemeleri aksat- malan üzerine Tanm Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'e geçen günlerde sorunlannı aktardı. Ulusal Süt Konseyi'ni topla- yan Gökalp ise taraflan ayn ayn kabul etmek zorunda kal- dı. Üreticiyi muhatap almak is- temeyen sanayicilerin bu rutu- mu eleştirilirken TMMOB Zi- raat Mühendisleri Odası Baş- kanı Prof. Dr. Gûrol Ergin, "Sanayki ûreticiden kaçıyor. Dünyanın hiçbir yerinde taraf- lann ayn ayn görüşmeler yap- üğı bir konsey olamaz. Konsey bu biçimde oktşmaz" dedi. 'Kabul edikmez' Enflasyonun yükseldiği, süt ürünlerinin fıyatmın da astro- nomik artışlar kaydettiği bır ortamda çiğ süt fıyatlannın dü- şürülmesinin hiçbir inandıncı gerekçesi olmadığını belirten Ergin, "Bu kabul edilemez. Sa- nayici pazar sorunu varsa çöz- meye çalışsın, maliyet sorunu varsa da. Sanayici ûretim ma- Byetlmnisadeceçiğsût fiyatla- nna yüklenerek çözemez" de- di. Üretıcının sanayileşmedi- ğini anımsatan Ergin "Sütünü bekfctmesi de söz konusu ola- maz, Bunu bilen sanayici üreti- ciyi daha da köşeye kısürmaya çakşıyor" değerlendırmesini yaptı. Süt Konseyi'nden çözüm alamayan üreticilerin sorunla- nna duyarlı olduğu belirtilen Tanm Bakanı Gökalp'in süt fi- yatlannı belli bir düzeyde tuta- bilmek için bir komisyon kur- durduğu ifade edıldi. Süt Konseyi'nden bir sonuç alamayan üreticüer ise çeşitli eylemler gerçekleştirmeye ha- zırlanıyorlar. Üreticilertüketi- cilere de duyarlı olmalan yö- nünde çağn yapıyor. Kablolu TV aboneleri, kullanmadıkları hizmet için para ödemeye tepki gösteriyor Once para, archndan hizmet GOZDEAKGUTNGOR Özelleştirme sürecindeki Türk Tele- kom'un. aday şirketlere cazip gösteril- mesi için "sorunsuz ve kârh bir ku- rum" ımajına uygun çalışmalar yapı- lıyor. Kablolu TV abonelerinden bu- güne kadar hizmet bedelıni aylık ola- rak tahsıl eden Türk Telekom, yeni uy- gulama çerçevesinde 3 aylık ücreti pe- şinalacâjc. Aboneler aylık 2 milyon 500 bin li- ralık ücret yerine 7 milyon 5Ö0 bin li- ra olan 3 aylık hizmet bedelini önceden ödemek durumunda kalacaklar. Abonelerin tepkisini toplayan uygu- lama. sendıkalar tarafından da eleştirj- lırken KESK'e bağlı Haber-Sen Genel- Başkanı Kemal Keleş. uygulamanın "kevfT olduğunu belırtti. Keleş, "Türk Telekom'u satın alacaklara kolaylık sağlanıyor. Yapüan. dikensiz bir bahçe görünümü sunmaktır" dedi. Hizmet karşılığı ödenmesi gereken ücretin, he- nüz hizmeti almadan verilmesini an- lamsız bulduğunu ifade eden Keleş, " Yurttaşm, karşüığını almadığı hizmet için para ödemesi haksızukûr. Bu hak- sız uygulamayı kaJdırmak için yargıyo- tu yurttaşa açık olmah" diye konuştu. Posta masrafının üçte bir azalarak ta- sarruf sağlanacağı tezine karşı, Haber- Sen Başkanı Keleş, "tstenen,gerçekten posta masrannı azaltarak kuruma kat- kı sağlanması ise telefon faturalan da üç ay bekledikten sonra ahnsın" dedi. Kablolu TV abonesi Şahin Tuncay. "Mart ayı sonunda ödemem gereken parayı, bu ay sonunda ödemem gerek- tiğiniöğrendim. Elektrik, su,telefon da- hfl hiçbir harcamada böyle bir şey ya- pdmıyor" diye konuştu. Âbonelik sıra- sında verilen ücretin de artık iade edil- mediğini anunsatan Tuncay, haksız uy- gulamanın devam etmesi halinde yar- gıya başvuracağmı söyledi. Sanayicinin aklına sendikaşimdi geldi Ekooomi Servisi - İstanbul Sanayı Odası (İSO) Başkanı Hüsamettin Ka- vi, ûretimin rekabet gücünü kaybet- mesinin faturasmın sadece sanayiciye çıkmadığını söyleyerek "tşçileriıniz iş- lerini kaybediyor'' dedi. Konfederasyon ve sendikalara çağ- n yapan Kavi, "Bizim akıntımızonla- rm sıkmüsı değü mi?" diye konuştu. 2000 yılında kur enflasyon makasının yüzde 20'ye çıktığını hatırlatan Kavi, bunun sanayinin rekabet gücünûn yüzde 20 düşmesi anlamma geldiğini söyledi. Hükümetin ekonomik prog- ramını eleştiren Kavi, u Bakanda2000 yümm sonunda Hazine'den kaynak is- temediğini söyiüyor. Aym bir şey var. Çahşan üzerindeki SSK yükünü yüz- de 30'a,vergüerie birlikte toplam yü- kü de yüzde 45'e çıkart Sonra da sis- temdetasarruf etmişgibisosyal güven- liğin açtğı kabnadı de" diye konuştu. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı da bütçenm inandıncı olmadığını söyleyerek ISO toplantısma konuşmacı olarak katüan Prof. Oktay Genal'ın söylediği 3 bin 100 KÎT'in bütçe dışında tutulması ve kamu bankalannın görev zararlannın bütçeye dahil edilmemış olmasuu cid- diyetsizlik olarak nitelendirdi. Saban- cı, şöyle konuştu: "1MF, yapıa kajbı ekonominin mali yanıytai^leniyor.Clkeiçinfmansalden- gelerönendi,amaülkedeyaşayanlariçin daha da önemteâişveaşur.tsdkrarprog- ramlanhazırtarkensadece finansaldeD- gekri deği, üretim dengekrine ve yaü- runlarabakmakzorundayız." A.Ş. İSTANBUL Sayın Hıssedar, Bankamız Olağan Genel Kurul'u 26 Şubat 2001 Pazartesı gunu Saat. 10 OO'da aşağıda yazılı gundem maddelerını görüşmek ve karara bağlamak uzere İstanbul, Valıkonağı Cad No 7 Nışantaşı - İstanbul adresınde, toplantıya çağrılmasına Yönetim Kurulumuzca karar venlmıştır Bu nedenle yukarıda yazılı gün ve saatte sizın veya vekıl tayın edeceğınız kişının toplantıya katılmasını rıca edenz. Not 2000 yılı faahyetı ile ılgılı tnlanço, kâr'zarar tablolan şırket merkezmde oriakiarm letkıkme sunulmuştur TURKISH BANK A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI TURKISH BANK ANONİM ŞİRKETİ'NİN 26 ŞUBAT 2001 TARİHLİ OLAĞAN GENEL KURULU'NUN TOPLANTI GÜNDEMİ (Yönetim Kurulu'nun 17 01.2001 tarıhlı 2001 -Vl'l karar ekıdır) 1. Açıhş ve Başkanlık Dıvanı'nın teşekkulu 2 Oluşan Başkanlık Dıvanı'na, Genel Kurul tutanağının ımzalanması ıçın Başkanlık Drvanı'na yetkı verılmesı 3 2000 yılı faalıyet ve hesapları hakkında Yönetim Kurulu, Bağımsız Denetım ve Denetçı Raporlarının okunması ve muzakeresı 4 Bılanço ve Kâr Zarar Hesaplarının okunması, muzakeresı ve tasdiki ile kâr dağrtımı ile ikjili teklrfin görüşülerek değerlendırılmesı 5 Yönetim Kurulu Uyelerınm ve Denetçılenn 2000 yılı çalışmalarından dolayı ıbra edilmeleri. 6 2000 yılı kârının, fevkalade yedeklere ayrılan kısmından sonra kalanının (yasal yedek ayırımından sonra) sermayeye ılave kararının alınması, "2000 yılı kâr dağıtımı" 7 Bağımsız Denetım Kuruluşu'nun tespıtıne yonehk Yönetim Kurulu Karan'nın onaylanması. 8 Yönetim Kurulu Clyelerı ve Denetçılerın seçımı 9 Yönetim Kurulu Clyelerı ve Denetçilerın-ödeneklerının tespıtı 10 Yönetim Kurulu Üyelerının TTK nın 334 ve 335 maddelerı kapsamına gıren hususlarda mezun kılınmaları hakkında Yonetım Kurulu'na yetki verılmesı TURKISH BANK A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKAM VEKÂLETNAME Hıssedan bulunduğum Turkısh Bank Anonım Şırkeünın 26 Şubat 2001 (Pazartesı) gunü Valıkonağı Caddesı No 7 Nışanujı / İSTANBUL adresınde Saat: 10 OO'da yapılacak Olağan Genel Kurul Toptantısında benı/bızı temsıl etmeye ve gundemdekı maddelenn karara bağlanması ıçın oy kullanmaya 'y 1 v e ' 0 ' ^y" 1 ettım. VEKÂLETİ VEREN Isim Imza Tanh VEKÂLET VERENİN Sermaye Mıktan : Hısse Adedı : Oy Mıktan Adresı Noc VekMetnamenin nocer tasdiksız ohnası haiınd« vekâleti veren4n not«r taMÜUİ ı m u sHriıleri vddüctnameyc ddenecekdr İş dışında hiçbir şeye zaman ayrılmaması ruhu köreltiyor 'Çalışmak, hayatımızı tüketiyor' • Eski ABD Çahşma Bakanı Reich, kıyasıya rekabetin yaşandığı yeni ekonominin topluma etkilerini irdeleyerek bunu, "daha çılgın hayatlar, daha az güvence, aile, dostluk ve kendin için daha az zaman ve enerji" diye açıklıyor. VVASHINGTON (AA) - ABD'de görevi yeni başkan George VV. Bush'a devreden eski başkan Bfll Cünton'ın kabinesinde Çahşma Bakanı olan Robert Reich, "Çahş- manm hayadanmran bü\ük kısnu- tu tükettiği bir noktaya ulaşük" di- yerek bundan duyduğu rahatsızlığı bir kitap yazarak dile getirdi. Reich, "Başannın Geleceği'' ad- h, bu ay yayımlanan kitabında, kı- yasıya rekabetin yaşandığı yeni ekonomi ile topluma etkilerini irde- liyor ve bu yeni çalışma düzenini, "daha çılgın hayatlar, daha az gü- vence, aile, dostiuk, cemaat ve ken- din için daha az zaman ve daha az enerji" diye açıklıyor. Çahşma Bakanlığı görevi sırasın- daki işkolikliği ile kendisinin de ai- lesine pek vakit ayuamadığmı itiraf eden Reich, bazı şirketlerin perso- neline ailelerine vakit ayırmalanna yönelik olanaklar sağlasa da pek az profesyonelin bundan yararlanabil- diğine dikkat çekti. Reich, profesyonellerin, işlerini başkalanyla paylaşu-, devreder ya da ailelerine vakit ayınrlarsa, hızlı bir şekilde işlerini kaybedecekle- rinden korktuklannı vurguladı. Çahşma hayarındaki bu baskıla- nn hem düşük hem de yüksek ge- hr grubunda bulunduğımu \oırgula- yan Reich, "Düşük gelirtiyseniz,ge- çinebihnek için daha çok çahşmak zorundasuuz, yüksek geürüyseniz de fazla çahşmama konusunda sü- rekii fedakârca kararlar ahyorsu- nuz" dedi. Ancak çalışma hayatı ile aile ha- yatı, özel hayat arasında denge kur- mannı mümkün olduğu görüşûnü savunan Reich'a göre, insanlar ça- hşmanın dışındaki alanlara da ye- terli zaman ve enerji ayırmak zo- runda, çünkü bu durum, ruhu körel- tiyor. Çocuklu ortalama bir çiftin 10 yıl öncesine göre yılda 8 hafta daha fazla çalıştığını belirten Re- ich, "ABD'Iifer Japonlardan bile daha çok çanşıyor ve çahşma saat- leri süratle artıyor, çünkü işten sonra evde bilgisayarda, seyahat- lerde, işe gidiş-geüşlerde, cep tek- fonlanyla iş devam ediyor ve çahş- ma hayaü-iş, hayatın tümüne nü- fuz ediyor" diyor. ŞÜKRAN SONER Suyun Yolunu Kesmek Uğur Mumcu'nun toplurnsal bir tepkiye dönüşen öldürülüşü etkinliklerinde, kaçınılmaz olarak öldürül- müş olmak kutsanıyor. öldürülmek ne zaman, niçin kutsanır? Eceli ile ölmek, yaşama hakkı en kutsal, en temel insan hakkı değil mi? İnsanlar doğa yasalannı çiğnediklerinde, hakstzlık- lar yaşanıp insan haklan gasp edildiğinde, insan hak- lan için, bizim için kendi canlannı ortaya atanlar, ölü- müne savaşım verenler kutsanır. Bizim için ölenler kahramandırlar, şehıt olurlar. Bizim için ölenleri kut- sama, saygıdan öte, bir tür özsavunma değil mi? Uğur Mumcu'nun öldürülmesi olayında gelişen bü- yük toplumsal tepkide, korku ve kaygı da egemen duygular. Bir adam, sadece düşünceleri, kalemi ile; bizim adımıza, tepki duyacağımız ne kadar olumsuz- lukvarsa her şeye, korkmadan, yılmadan, bıkmadan, öldürüleceğini bile bile karşı çıktığı için hem de aşa- ğı yukan tahmin edebildiği gibi biryöntemle, bomba ile parçalanarak katlediliyor. Faili meçhule kurban giden, bizim adımıza, hep birlikte karşı durmamız gereken olumsuzluklara kar- şı durduklan, insan haklannı, değerleri, doğrulan sa- vunduklan için sadece öldürülen yüzlerce, binlerce değerli insan arasında Uğur Mumcu'nun öne çıkma- sı, bir yanı ile, savunduklanyla çok fazla insanla bu- luşabilmesi, bugün yaşanan bütün kıriilikler, olumsuz- luklara yıllar önce neredeyse tek başına Don Kişot- ça karşı durabilmesi ise diğer yanı da öldürülmesi- nin bu kadar bilinir, bu kadar beklenir ve bu kadar da açık, gözler önünde olması değil mi? Aynı nedenlerie Uğur Mumcu cinayetinin faili meç- hul olmaktan çıkanlması daha da önem ve anlam ka- zanryor. Dahası, ortadayakalandığı veyargılandığı bi- linen sanıkiar bıtevar. Amatoplumda, hiçbirimizde fa- ili meçhulün neden ve sonuçlan bilinen cinayete dö- nüşebildıği duygusunu vermiyor. Sorgulamanın, yar- gılamanın her aşamasındaki gelişmeler güven duy- gumuzu geliştireceğine kaygılanmızı arttınyor. Sorun sadece Hizbullah operasyonlan kapsamın- da, kimi sanıklann rastlantısal yakalanmak zorunda kalınması ile sınırlı değil. Hatta süpürge ile başlayan kanıt yok edilmesinden harcırah olmadığı gerekçe- siyle sanıklann duruşmaya getirilmelerinin ertelen- mesi, polisteki ifadelerin yargılama aşamasında red- dedilmesine olanak tanıyan kanıt toplanmaması, şa- ibeli bilirkişi raportan ile desteklenmesiyie de açıkla- nabilir değil. Günümüzde boyutlan çok daha iyi aniaşılan, Uğur Mumcu'nun topluma anlatmak için çırpınıp durduğu toplumu, ülkeyi tehdit eden vurgun, soygun, mafya düzeni, şeriat, ırkçı tehditlerin boyutlan. Uğur Mum- cu'nun sayunduğu değerlenn bu ülkede geçerli ol- maması için kurulmuş kirli ittifaklar, çıkar ağının güç- lü boyutlan. En son "Beyaz Enerji" operasyonunda olduğu üze- re kimi kirli işler saklanamaz, örtülemez boyutlar al- sa da gerçek bir temizlik için ülke, toplum olarak yo- la çıkamamış olmamız. Hâlâ kirli çıkar ittifaklannın si- yasete, kamu kurumlanna, en çok köşe dönme kül- türü olarak sermayeye bulaşmış, bir yaşam biçimine dönüşmüş, kökleşmiş olmasının belirleyiciliği. Ortaya çıkan kirli işlerin, buzdağının görünen yüzü ile sınırlı kalması: örneğin, Hizbullah örgütünün on- ca cinayeti, kirli çamaşın ortaya çıktı. En son gaze- temizdeki yazı dizisinde de açıkça görüldüğü üzere, toplum olarak, devlet olarak Hizbullah örgütü ile bi- le gerçek bir hesaplaşma noktasına gelebilmiş deği- liz. Çok daha önemli ve ürkütücü boyutu, Hizbullah örgütünü yaratan koşullarda değişen hiçbir şey yok. Aynı adla ya da bir başka adla benzer örgütleri yaşa- tacak ortam duruyor. Apo'nun yakalanmış otmasının, PKK ve benzeri tehditJeri ortadan kaldırmadığı gibi... Yoksulluk, işsiz- lik, kımlik sorununa çözüm üretememe, iç-dış odak- lı Türkiye üzerinde oynanan oyunlarla çakıştğında adı her ne olursa olsun benzer tehditler sil baştan oluşu- yor. Terörden daha önemli ya da en az terör kadar önemli olan düzenin kirlenmişliği hangi operasyonla temizlenebildi ki? Her operasyonda elbette birileri ' yakalanıyor, kimi kirtenmelenn boyutunu aydınlata- bilecek işler ortaya çıkıyor. Kirlenmenin ağlan öylesi- ne güçlü örülmüş, o kadar çok merkeze bağlanmış ki operasyonlar ana kaynaklara, gerçek sonuçlara ulaşamadan havada kalıyor. Bu ülkede insanca yaşama düzeni, gerçek demok- rasi yerleşmedikçe, anlamlı bir temizlik ile toplumsal seferberlik gerçekleştirilemedikçe, kimi sorunlarda kimi sonuçlara ulaşjlabilse, kimi cinayetlerin failleri ya- kalanabitee de değişen çok fazla bir şey olmuyor. Kir- li çıkar ittifaklanna çomak sokacak insanlara, ölümü- ne savaşım vereceklere, Uğur Mumcu kimliğinde kendilerini ortaya atmaya hazır insanlara gereksinim duyuluyor. En temel insan hakkı, eceliyle ölebilme hakkı de- ğil de ölümüne özveri kutsanıyor. Kim demiş ki Uğur Mumcu kansıyla, çocuklanyla, dostlanyla sağlığının elverdiği günlere kadar yaşamak istemezdi diye. Ye- ni Uğur Mumcu'lann yaşama hakkını savunmak, bi- zim adımıza fedai, kahraman aramak değil, hep bir- likte bedel ödemeyi becermek, seyirci olmaktan çı- kıp sorumluluklan paylaşmayı öğrenmek anlamma geliyor. sukransoner@yahoo.com '^OtfD CON L 0 5 ıtiiıÇPtANTES. Göçmen yasasına karşı açlık grevi Ekonomi Senisi - Ispanya hükümetinin göçmenlerle ilgili hazırladığı yasa, ülkelerindeki yaşama ve çalışma koşullannm yetersizliğı nedeniyle gelişmiş ülkelere göç eden azgelişmış ülke yurttaşlannı korkuttu. lspanya'da hazırlanan yasa nedeniyle ülkede kalma izni bulunmayan 35 bin göçmenin sınır dışı edilmeleri gündemde. 500 kadar gösterici Barcelona'daki Santa Maria del Pi Kilisesi önünde toplanarak yasayı protesto ederken 265 kişinin de açlık grevine başladığı belirtildi. lspanya'da özellikle Doğu Asya ve Latin Amerika'dan, ülkelerinde yeterli koşullan bulamayarak Avrupa'ya gelen 200 bin dolayında kacak göçmenin bulunduğu kaydediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle