25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 OCAK 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Ermeni sigortası Kanada'daki arkadaşımız Engin Aşkın, Montreal'de yayımlanan Ermeni gazetesi "The HorizorV'daki bir haberi duyuruyor... Habere göre Osmanlı Imparatorluğu döneminde 1 Amerikan şirketlerine ~" "hayat ve mal sigortası" yaptırmış olup da "soykınm"a uğramış Ermeniler'in Amerika'daki torunlan, poliçelerin ödenmesini istemeye başlamış... Bu yoldaki başvurular, sigorta şirketlerine değil de ABD'nin yeni başkanı Geeorge W. Bush'a yapılıyormuş... Amerikan vatandaşı Ermeniler, poliçelerin odenmesine kesin gözüyle bakıyor ve bunun ABD hükümetinin "soykınm"ı onayladığı anlamına geleceğini belirtiyormuş... Senatodan geri çekilen "soykınm" tasansının onaylanıp Bush'un yeşil ışık yakmasından sonra Amerikan sigorta şirketieri poliçelerin karşılığını ödeyecek ve daha sonra bu paralar "karşı taraftan yani Türkiye Cumhuriyeti'nden istenecekmiş... Etektronik posta: denizsom9cunriiu1yetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Mesut Yılmaz "Bizden kelle iştiyorlar" demiş... "Önce birer işkembe alsavdık!" niversitelerdeki Atatürkçü Düşünce Kulüp- lerine üye gençlerin Istanbul'da iki ayda bir yayımladığı ve ikinci sayısı çıkan bir dergi, lleri... Gençlik ve siyaset dergisi ama "bü- yükler"in de yararlanabileceği 200 sayfalık bir der- gi; bayiterde bulunuyor ve intemette www.ileri2000.org adresinden ulaşılabiliyor. Gençler, "Bağımsızlık Savaşı ve Batf başlıklı bir sayfa açıp 20. yüzyıl başında başta New YorkTimes olmak üzere Batı basınında yayımlanan yazılardan bir demet "belge" sunuyor: 10 Kasım 1918: Osmanlı Devleti'nin yaşatılması için artık geçerli hiçbir sebep kalmamıştır... Yüzyıl- lardan beri kendi kendilerini yönetmekten dahi aciz olduklarını bütün dünyaya göstermiş olan Türklerin, kendilerinden her bakımdan üstün olan azınlık halk- larını yönetmeleri beklenemez. Her şeye rağmen Anadolu'da birTürk Devleti'nin kalmasına izin veri- lecekse Hıristiyan tebaa bu devletin kapsamı dışın- lleri da bırakılmalıdır... Her ne olursaolsun bu önemli şe- hirdeki (Istanbul) Türk unsurların kısa bir sürede te- mizleneceği gerçektir. Unutmayalım ki modernleş- mesi düşünülen bu şehirde yaşayan Rumlar, Erme- niler ve Yahudiler çağımızın şartlanna ayak uydura- bilirleramaTürkler hiçbir zaman... Anadolu'da Türk- lere bırakılacak bir yer kalırsa orada yaşayacak Türk- leri de denetim altında bulundurmak ve kendilerin- den her bakımdan üstün olan Hıristiyan komşuları- na kötülük etmelerini önlemek gerekir. 31 Ağustos 1919: Bizim (ABD) bütün Türkiye'yi manda altına almamız dünya barışı için zonınlu- dur... Tüm Türkiye'nin manda altına alınması için Amerika Birleşik Devletleri'nin yalnızca bir jandar- ma kuvvetine ihtiyacı vardır. Diğer bir ifadeyle Tür- kiye'de uygulanacak manda rejimi Filipinler örneği- nin daha geniş çapta bir tekrarı olacaktır. Ocak 1920:1914 yılında Türkiye'de 627 Amerikan okulu bulunmakta ve bu okullarda 34 bin öğrenci okumaktaydı. Bu kültüryakınlaşması Türkiye'de mev- cut fırsatlardan yararlanmak amacındaki Amerikalı işa- damlan için bulunmaz bir ortam yaratmıştır. 12 Mart 1920:400 yıldan beri Türkleri Avrupa'dan uzak tutmayı başaran Yunan milletinin bu gaddar ır- kı Avrupa'dan kesin olarak atma fırsatını da ele ge- çirmiş olması tarihin hoş bir cilvesidir. Avrupa'dan sürüpülen Türklerin dünya siyaset sahnesinden de bir daha dönmemek üzere silinip gitmesi başlıca di- leğimizdir. 13 Ekim 1922:400 yıldır Türkleri Avrupa'dan kov- mak için çaba harcayan Avrupalılar için Lozan çok acı bir ders olmuştur. Türkleri yola getirmenin tek yo- lu onlara karşı silaha başvurmaktır. Çünkü bu mil- let yalnız zorbalıktan ders almaktadır. SESSİZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE Yüksek Yerilim Hatta erdincutku@yahoo.com Çok temiz bir işi var: Kara para aklıyor! Okuyan, 'eyalet sistemi' mi kurdu? SSK'den emekli, 69 yaşında, yan felçli ve bir süredir Izmir'de kızının ya- nında kalıyor... Rahatsızlanmış... Kı- zı, annesini Tepecik SSK Hastane- si'ne götürüyor... Yaklaşık iki saat bek- ledikten sonra muayene sırası geliyor... Doktor, önce yaşlı ve hasta ka- dının sağlık karnesine bakıyor: - Ikametgâh adresi Konya, biz burada bakamayız! Kızı, itiraz etmek istiyor: - Annem, zaman zaman yanımda kalır, rahatsızlandığında hep buraya ge- tirirdim, bakardınız ama... Doktor "Başhekime gidin" diyor... Ancak başhekim yardımcısına ula- şılabiliyor. Başhekim yardımcısı: - Gidin, ikametgâh adresini değiş- tirin! Adresi değişmeden tedavi ola- maz... Yaşlı ve hasta annesini alıp çaresiz hastaneden ayrılıyor. Bir çıkış yolu bulmak umuduyla mahalle muhtan- na gidiyor; muhtarın yapacak bir şe- yi yok... Yaşlı ve hasta kadın kızının yanında misafir... Geriye, Türkiye Cumhuriyeti vatan- daşı olarak, Çalışma ve Sosyal Güven- lik Bakanı Yaşar Okuyan'a birkaç so- ru sormak kalıyor: - Sizden izinsiz, gezi ya da ziyaret amacıyla yaşadığı kentten ayrılan bir emekli "yabancı şehir"de rahatsızla- nırsa ne yapması gerekiyor? Türkiye Cumhuriyeti'ni eyaletlere mi böldü- nüz ki emekliler ikametgâh bölgele- rinde muayene ediliyor? Yine Aynı Sorun: Yargı Bağınısızlığı FERİDUN TOKALP Manisa Bölge tdare Mahkemesi Başkanı Yargıda otuz yılı aşan görevi- min verdiği sorumlulukla yıllar- dır anayasa değişikliği her gün- deme geldiğinde ben de yargı bağımsızlığını tartışma konusu yaptıötfiajnandığım, anayasa- rnn 159. maddesi hükmündede- ğiştirilmesi gerektiğine değin- mek zorunluluğunu duymakta- yım(1). Değişiklik gerçekleşin- ceye dek, okuyucuya bıkkınlık verdiğini bilerek bunu sürdüre- ceğimi belirtmeliyim. Bu kez, "hukuk devleti" ilkesinin özü ve sözü ile uygulanmasına özen ve çaba gösteren Sayın Cumhur- başkanımızın Uluslararası Ana- yasa Kurultayı'ndayaptıklan ko- nuşmada, sorunu ifade etmele- rini sevindırici bir gelişme olarak algılamaktayım. (Cumhuriyet - 10 Ocak, 2001) Umanm, yasa- ma organı da aynı yaklaşımla kronikleşen sorunu çözümleye- cektir. Bilindiği gibi anayasanın 159. maddesi kuralı uyarınca, hâkim ve savcılann özlük işlerine ilişkin karar verme yetkisi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) ait olup kurul kararları- na karşı yargı mercilenne başvur- ma -dava açma- hakları yoktur. Oysa anayasanın 2. maddesin- de, Türkiye Cumhuriyeti'nin in- san haklarına saygılı, başlangıç- ta belirtilen temel ilkelere daya- nan bir hukuk devleti olduğu ku- ralına yer verilmiş, 36. madde- sinde ise herkesin yargı merci- leri önünde davacı olarak iddia hakkına sahip bulunduğu hük- mebağlanmıştır. 125. maddesin- de de "idarenin her tûrlü işlem ve eylemlerine yargıyolu açıktır" denilmektedir. Burada bir ayraç (parantez) açarak 2. madde ku- ralında ifade edilen "hukuk dev- leti" tanımını anımsatmakta ya- rargörmekteyim: "Hukuk devle- ti, insan haklanna saygı gösteren ve bu hakları koruyucu, adil bir hukuk düzeni kuran, bunu devam eüirmeye kendisini yükümlü sa- yan, bütün eylem ve işlemleri yargı denetimine bağlı bulunan devlet demektir." (Anayas Mah- kemesi, 29.11.1966 günlü 44 sayılı kararı.) Kişilerin iddia ve savunma hak- larının varlığı uluslararası söz- leşmelerde de önemle vurgu- lanmaktadır. Nitekim 10 Mart 1954 tarihli 6366 sayılı yasa ile onaylanarak yürüıiüğe konulan "İnsan Haklannı ve Ana Hürri- yetleri Korumaya Dair Sözleş- me"nin 6. maddesinde, her şah- sa bağımsız ve yansız bir mah- kemede kendini savunma hak- kı tanınmıştır. Anayasanın 90. maddesinde de usulüne göre yürüriüğe konulmuş milletlerara- sı anlaşmaların kanun hükmün- de olduğu kuralı yer almıştır. Anı- lan kuralların birlikte incelenme- sinden; öncetikle anayasanın hâ- kim ve savcılann özlük işleriyle ilgili HSYK tarafından verilen ka- rarlara karşı yargı merciine baş- vurma haklannı sınıriayan 159. maddesi hükmünün bizatihi 2, 36,90 ve 125'inci maddeleri ku- rallanyla çeliştiği, hiçbir durak- samaya yer vermeyecek biçim- de anlaşılmaktadır. Çelişkinin gi- derilmesinin, ancak 159. mad- de kuraüının değiştirilmesiyle ola- bileceği kuşkusuzdur. Ote yandan 1961 Anayasa- sı'nın 137. ve 144. maddeleri kuralları ile adli yargı hâkim ve savcılanna, özlük işleri hakkın- da Hâkimler Yüksek Kurulu ile Savcılar Yüksek Kurulu tarafın- dan verilen kararlara karşı tanı- nan dava açma hakkının, son- radan 20 Eylül 1971 günlü 1488 sayılı yasa ile geri alınmasıüze- rine açılan dava sonunda Ana- yasa Mahkemesi, anılan yasanın "İnsan haklanna, hukuk devleti ve eşitlik ilkelerine" aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline hükmet- miştir. Yüksek mahkeme aynı karannda Yüksek Hâkimler Ku- rulu'nun idari birorgan, kararia- rının da idari karar olduğunu, böylece kuruluşun yüksek dere- celi hâkımlerden oluşmasının, kararlannın yargı denetimi dışın- da bırakılmasını gerektırmeyece- ğini açıkça vurgulamıştır. (27.1.1977 günlü 4 sayılı karar R.G. 21.4.1977/15916) Şu duru- ma göre, adli ve idari yargı hâ- kim ve savcıları on dokuz yıldan beri "insan haklanna, hukuk dev- leti ve eşitlik ilkelerine" aykırılığı yüksek mahkeme karanyla sap- tanmış benzen kurallar nedeniy- le özlük işlerine yönelik HSYK'ce verilen kararlara karşı dava aç- ma hakkından yoksundurlar. Hâkim ve savcılann hakların- da HSYK tarafından verilen ki- mi kararların nedenini (gerekçe- sini) öğrenmek istemelerinin ba- zen üzücü ve düşündürücü du- rumlar oluştuıması, bu yoksun- luğun ayn birgörünümüdür. (Yar- gıtay4. C.D. 17.4.1990/1 kara- rı, Ankara B.l. Mah. 14.3.1995/1242 kararı) Bu bağ- lamda yargı yerine başvurma, dava açma hakkının hâkim ve savcılara sağlayacağı kişisel ya- rann, özellikle naklen atanmala- n ya da yükseltilmemeleri yo- lunda yüksek kurulca verilen ka- rariann nedenlerini, gerekçeleri- ni öğrenmelerine ve buna göre kendilerini savunabilmelerine yö- nelik olduğunu vurgulamak iste- rim. Gerçekten hakkında verilen kararın gerekçesini bilemeyen savcı ya da hâkimin kendisini savunabilme olanağı bulunma- maktadır.Bu durumda yasanın öngördüğü ve kararı veren ku- rula yaptığı "yeniden inceleme" ve daha sonra yedek üyelerin de katıldığı aynı kurulda sonuç- landırılan "itiraz" yollarına baş- vurularından da tatmin edici so- nuç alamamaktadır. Sorunun çözümü; ancak ana- yasanın 159. maddesınin, kurul kararlarına karşı yargı mercileri- ne başvurulamayacağına ilişkin dördüncü fıkrası hükmünün kal- dırılmasıyla gerçekleşecektir. 0 kadar ki, kurulun bugünkü yapı- sı değiştirilse bile oluşumuna bakılmaksızın kararlarına karşı yargı yolu açılması kaçınılmaz- dır. Bunun, anayasada kimi mad- delerinin değiştirilmesi girişimi- nin yapıldığı şu günlerde dikka- te alınacağa ve gerçekleştirile- ceği umudu ve inancındayım. (1) "Yargılayanlara da Yargı Yo- lu Açılmalı'' F.T. Cumhuriyet 18.11.1993 "Hep O Özlem: Yargı Bağım- sızlığı"F.T. Cumhriyet9.10.1998 "Yargıda Acil ve Önemli Sorun- lar" F.T. Cumhuriyet 7.2.2000 KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(a turk.net ım. HARBİ SEMİH POROY semihporoydcı yahoo.com / / KEDİ LEVO APTÜLİKA (LAFI B/'lE OLMAZ. VA MARTA B4A/A ÖoeiZSE'A/ /y/ BULUT BEBEK NVRAYÇtrrçt bulutbebek(g hotmail.com rniyim, ^ TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Ocak 72 GÛNDB DEVRIALEML 1890'DA SUSÜN, NELLIE SLY ADU 22 YAÇIMDAKİ AME- ÜİKALI GA2ETECI, OUNYA TUKUNU 72 6ÜN 6 SAAT f-i PAICIKADA TAMAMLADI. UA/UJ F&ANSJZ YAZAE1 JVLBS V£ENE rsoLDA) , İ8V3TE KAYtMLANAN *~8O eÜNDE OEV&İÂLGM"ADU SeeÜVEjM İSOMANINDA, BU Ttieu 8 GÜM OAHA UZU/J £Ü/e£0& yAPT/JS M/fTl. d /Z AŞ ^eA Ç SAÇ KIŞISİ PUtt^AS FOSG QFİL£AS K6), DAÇLA£/>ZA TVTUŞTZJĞU SAHSİ t&t- ZAHMAK İÇİN, UÇAĞI PA£SEPA&rDur(F>KPABnİ) İUE YOLA Ç.fKtF>, ÇSŞİTL.İ SEteaveNL£/£DEN SOH- RA, TUISU BO &ÜMDE TAMAMLAMAKTA YPl- AYRICA, Flte ADLİ DETEKTtP DE ONLAR-I İZLE- MEK.TE, TUIZU DÜZÇİZGİ UMİT ZİLELİ Yok Etmek Serbest, Uyarmak Yasak!.. Bir soruyla başlayalım: - Anayasa Mahkemesi, tarihinde ilk kez siyasi ira- deye karşı yapmış olduğu gerçekten sert uyan ko- nusunda haklı mı?.. - Hem de sonuna kadar!.. Yapmış olduğu tarihi saptamalar biryana, sürmek- te olan bir parti kapatma davası işaret edilerek "Ana- yasa ile güvence altına alınan kuvvetler aynlığı ilkesi- nin zedeleneceği" uyansı bile tek başına yeterii. Fazilet Partisi'nin kapatılma davasında son aşama- ya gelinmişken anayasanın 69. maddesinde değişik- lik girişimi hâkimler üzerinde baskı kurmak değil mi?.. Çeşitli pazariıklaria FP'yi kurtarmak için göz göre göre anayasanın çiğnenmesi, aynı zamanda huku- kun siyasete kurban edilmesi değil mi?.. - Hepsinin yanıtı ne yazık ki evet!.. İki gündür bakıyorum; malum çevreler "suç işledi" nakaratlarıyla Anayasa Mahkemesi'nin ipini çekme- ye çalışıyor... Dinci basında "özgürce" kalem oyna- tan "liberal" kalemler "demokrasiye aykın" çığlıklan atryor... Demokrasinin temel koşulu olan kuvvetler ay- nlığı prensibini iğdiş etmek, yargıyı devre dışı bırak- mak "demokratik", hukuk devletini savunmak, ülke- nin uçuruma sürüklendiğini haykırmak "demokrasi- ye aykırı"... - Peki, bu uyarıyı kim yapmalıydı?!. • • • Gelelim, en yüksek mahkemenin tarihi uyanlanna... Ne diyor Anayasa Mahkemesi: - Çağdaş demokrasilerde siyasi partiler düşünce- lerini ve faalıyetlerini senbestçe kullanıriar. Ama bu du- rum siyasi partilere bölücülük yapmak, demokratik düzeni ortadan kaldırmak özgürlüğünü vermez, di- yor... - Rejimi yıkmayı, demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan partilerin kapatılmasının olanaksız hale ge- tirilmesi demokratik cumhuriyeti korumasız bırakır, di- yor... - Demokratik rejimin tehlikeye düşüriilmesine kar- şı yaptınm uygulanmaması o rejimi yok eder, diyor... - Haksız mı?!. Biraz hafızanızı zorlayıp 163. maddenin nasıl kal- dınldığını hatıriayın; ikinci cumhuriyetçilerin fikir ba- bası, kimilerinin "büyükdevrimcisi"TurgutÖzal din- ci örgütlenmenin önündeki en büyük engel olan 163. maddeyi kaldırabilmek için yanına ünlü 141 ve 142. maddeleri takmıştı. Umduğu gibi oldu; aydınlann da önemli bir bölümünü kandırmayı başardı ve üç mad- de de kaldınldı. Hemen ardından 141-142'nin yerini onlara bile rahmet okutacak Terörle Mücadele Yasa- sı alıverdi!.. 163 ise gitti gider!.. O yıllar, dinci örgütlenmenin, şeriatçı azgınlığın zir- veye ulaştığı dönem olarak tarihe geçti. O yolun so- nu ise 28 Şubat'a çıktı!.. Şimdi istenen, anayasanın 69. maddesini de de- ğiştirerek parti kapatılmasının olanaksız hale getiril- mesi, yani dikensiz gül bahçesi!.. Ve bu değişiklik bi- ri solcu, biri milliyetçi, diğeri ise liberal olduğunu id- dia eden iktidar partilerinin desteğiyle yapılıyor... - Yazık!.. Almanya'da nüfus cüzdanı sormadılar!.. Geçen hafta sonu Almanya'daydım... ADD Genel Başkanı Halil Ibrahim Şahin ve Hürriyet gazetesi ya- zan IsmetSolak'labiriikteKöln'de, Almanya Atatürk- çü Duşünce Derneği'nin Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı anısına duzenledıği toplantıya katıldım. Gençlerin yoğun ilgi gösterdiği toplantıda Kema- lizm, Küreselleşme, işbiriikçiler ve medya konuşul- du. Genç Kemalistler konuşmalann ardından akşam yemeğinde de yanımızdan aynlmadılar. Gecenin iler- leyen saatlerine dek sorular sordular, düşüncelerini aktardılar. Almanya ADD'nin Genel Başkanı Durgun Atılgan özellikle son yıllarda genç üye sayısının çok arttığını söyledi. Bilinçli, araştıran, sorgulayan ve düşüncele- rini net biçimde ortaya koyan gençlerin çoğu Alman- ya'da doğmuş ya da orada yettşmişlerdi. Bu arada yüzlerce kişinin katıldığı, şehrin merke- zindeki bir otelin salonunda yapılan toplantı için Al- man polisi bizden nüfus cüzdanı sureti istemedi!.. Tür- kiye'ye döndüğümde "Uğur Mumcu Haftası" nede- niyle beni konuşmaya davet eden il ve ilçelerden ay- nı istek iletildi: "Nüfus sureti, ikametgâh belgesi..." Polis istiyormuş!.. Şükran Soner önceki gün yazdı; 12 Eylül ürünü bu anlayış yeniden hortlatıldı. Tekirdağ'da 24 Ocak'ta yapılacak anma toplantısı sırf bu nedenle iptal edildi. Daha da vahimi var. Atatürk'ün 'Söyiev'ml görsel ve işitsel birşölen halinde sunan Meriç Velidedeoglu'na da Eskişehir'de izin verilmemış. Polis 'Söylevr \r\ tam metnini istemiş! Beni konuşmaya davet eden, etme- yi düşünen tüm il ve ilçelere sesleniyoaım; yolu böy- lesine polis sorgusundan geçen hiçbir toplantıya pren- sip olarak katılmıyorum. Bilginize... Eposta:uzileli« ixir.com Faks: (0 212)287 42 41 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Bayburt- Çaykara kara- yolunda bir dağ ve geçit. 2/ Kü- çükbitkılereve- nlenortakad... Nitrikasidintu- zu. 3/ Adale... Kanşık renkli. 4/ Yunan rakı- sı... Eski dilde ayak... Dolma yapmak için ha- zırlanan kanşım. 5/ Ki- mi nesneleri sıkmak ya 1 da çekmekte kullanılan 2 kıskaç biçımındeki araç. 3 6/Kimiçiğotvesebze- 4 lere yağ, limon gibi şey- 5 leTeklenerek yapılan bir g yiyecek... llenme, bed- j dua. II Yılmaz Gü- „ ney'in bir fîlmi... Can ya da mal kaybına neden olan kötü olay. 8/ "insan bir —misali / Seni eken biçer bir gün" (Karacaoğlan)... Ruh. 9/ Bir gıda maddesi... Geleneksel Japon halk tiyatrosu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ankaranın Kızılcahamam ilçesinde, ulusal park kap- saımna alınmış orman alanı. 2/ Bilgisiz, kûltürsüz kim- se... Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri yirmi binle yüz bin akçe arasında olan dirlik. 3/ Mangal. 4/ Temel, esas... Küçük çocuk ayakkabısı. 5/ Kıskandırmak ya da inat olsun diye yapılan iş... Olumsuzluk belirten bir önek, 6/Lıtvanya"nınpİakaişareti...Cüretkâr. 7/Karakter...ls- kambilde koz. 8/ Közlenmiş patlıcan, sanmsaklı yoğurt ve kıymayla yapılan bir çeşit yemek. 9/ "Nurullah - -": Yazanmız... Akdenız'de yaşayan bir balık.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle