Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2001 PERŞEMBE
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
24 Ocak
Dün Uğur Mumcu'nun evi önünde, öldürüldü-
ğü yerde bir kez daha toplanmışlardı, onun, ya-
ni demokrasinin, özgürlüğün, temizliğin, dürüst-
lüğün, emeğin ve bağımsızlığın dostları.
Bu yıl sanki bir öncekinden daha kalabalık gi-
biydiler.
Sekiz yıl geçmişti aradan, Türkiye Uğur Mum-
cu'yu unutmamıştı. Orada, Istanbul'da, Izmir'de,
Malatya'da, Mersin'de, Türkiye'nin dört biryanın-
da, o gün veya o haftanın herhangi bir gününde
toplananlar, Uğur Mumcu'yu yalnızca unutma-
makla kalmayıp ayrıca onsuzluğa alışamamış
olanlardır.
Ne söylenebilirdi ki, onlara?..
Gökkubbenin attında söylenmedik ne kalmış-
tı?..
24 Ocak'ta büyük kayıplannı acıyla anıyorlar ül-
kemin insanları. 1993'ten bu yana.
Ve şimdi artık, yavaş yavaş kaybın dahadaes-
kilere doğru uzandığını anlamaya başlıyortar ki-
mileri.
Uğur Mumcu'nun 24 Ocak 1980'de tamı tamı-
na 13. kez öldürülmüş olması raslantıdır. Ama
son derecede de simgeseldir...
Uğur Mumcu'nun kişiliğinde simgeleştirdiği
değerlerin ve kazanımların yitirilme sürecinin ki-
lometretaşı, eskilerde 24 Ocak 1980'de duruyor.
Insanlar 24 Ocak 1993'ün acısını derhal yürek-
lerinde duydular, ama 24 Ocak 1980'de hemen
hemen kimse, yitirileceklerin, yaşanacak acılann
ayırdına varmamıştı.
• • •
24 Ocak, 12 Eylül, Özal'ın ön adımıydı. Ama
bunun, ne yurttaş ne de sonradan 12 Eylül'ü ya-
pacaklar farkındaydı.
özgürlükleri çiğneyenler, emeği ezenler, belki
de burlu ulus devletin bekası için yaptıklannı sa-
nıyorlardı.
Ama, asıl misyonlan farklıydı, tarikatlann önü-
nü açar, tarikat-siyaset-ticaret üçgeninin en us-
ta mimarını iktidara doğru yöneltirken kendileri-
ni bu yola itenlerın pfanlarını uygulamakta olduk-
lannı bilmiyorlardı.
24 Ocak 1980, ilk bakışta gerçekten artık sa-
vunulması, uygulanması olanaksız, düz mantığın
bileyanlışını, gediğini ilk bakışta görebileceği bir
sistemin sonunu getirme savıyla ilan edilmişti.
Ama gerçek, ilk bakışta çıplak gözle görüne-
nin çok ötesinde, daha derinde yatıyordu.
Türkiye 24 Ocak 1980'de küreselleşmeye ek-
lemlenmenin ilk adımını atıyordu, yanlış bir yön-
temle, bilinçsizce, hoyratça, binbir aldatmacay-
ladolu olarak...
Insanın özgüriüğünü savunduklarını söyleyen-
ler, onun temel hakları olan sağlık ve eğitim hak-
kını elinden alan uygulamaların şampiyonu ol-
muşlardı.
Sağlıksız ve eğitimsiz, bireyden çok müşteri
konumuna düşmüş ınsanlar yaratmaktı amaç;
borundan kromuna, ormanından suyuna, ener-
jisinden iletişimine kadar her şeyini sunup karşı-
lığında hiçbir şey elde etmemeyi, çağdaşlaşma
sanmalıydı insanlar.
Buna karşı çıkanlar gerici, tutucu, dinozor ol-
malıydılar.
•••
24 Ocak 1980 işte bu yola açılan kapıydı.
24 Ocak 1980'le başlayan süreç tabii ki, tari-
kat-siyaset-ticaret üçgenini meydana çıkaracak,
sonra yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık çıkmazına sap-
lanacaktı.
Bağımsızlık gericilik olacaktı, emeğe değer
enayilik, üretim "out", talan ve avanta "in", er-
demin adı salaklık...
Böyle bir dönemin yükselen değerlerinin ege-
men olduğu düzen, Uğur Mumcu'nun kişiliğin-
de simgeleşmiş değerlerle nasıl bağdaşsın,
onunla nasıl uzlaşsındı ki?...
24 Ocak değerîerinde Uğur Mumcu'ya, Uğur
Mumcu'lara yer yoktu. Bu değeriere karşı duran-
lar şu ya bu biçimde tasfiye edileceklerdi; sesi en
gür çıkanı, düzenin tekerine en fazla çomak so-
kanı en başta ve en feci şekilde olmak üzere...
24 Ocak 1980'in üstünden 21, 24 Ocak
1993'ün üstünden 8 yıl geçti.
Siz, bu rastlantıdaki müthiş simgeyi gördüğü-
nüze göre, neden hâlâ Uğur'u kimin öldürdüğü-
nü soruyorsunuz?
Aslında siz de biliyorsunuz, devletin başında
olup da neyi neden bilmemesi gerektiğini çok iyi
bildikleri için tetikçileri meydana çıkaramayanla-
nn, cesur bir adım atıp bu canileri yakalatsalar
bile asıl katilleri asla ortaya çıkarmayacaklannı,
çıkaramayacaklannı...
Çünkü onlar da birer vesile.
Uğur Mumcu cinayetine zaman perspektifi
içinden bakmak gerek, başlangıç tarihi olarak da
24 Ocak 1980'i alabilirsiniz.
MecJeni Yasa Tasarısı
Vakıflarasıkı denetim
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - TBMM
Adalet Komisyonu,
Türk Medeni Yasa Ta-
sansı üzerindeki görüş-
meleri dün de sürdürdü.
Tasannın kabul edilen
maddelerine göre,
"Cumhuriyetin temel
nfteKklerine avkırı. bel-
li bir ırk ya da cemaat
mensubunu destekle-
mek" amacıyla vakıf
kurulamayacak.
TBMM Adalet Ko-
misyonu'nda, dün 1030
maddelik Türk Medeni
Yasa Tasansı üzerinde-
ki görüşmelere devam
edildi. Tasannın ilk 111
maddesi kabul edilirken
demek ve vakıflarda ir-
ticai yapılanmanrn önü-
ne geçilmesini öngören
düzenlemeler de be-
nimsendi. Buna göre,
"Cumhuriyetin anaya-
sa ile beürlenen niteük-
lerine ve anayasanm te-
mel ilkelerine, hukuka,
ahlaka, milli birlik ve
milli menfaatiara aykm
veya belli bir ırk ya da
cemaat mensuplannı
desteklemek" amacıyla
vakıf kurulamayacak.
Düzenlemeye tepki
gösteren FP'liNazlıDı-
cak, demek ve vakıfla-
nn cendere altına alın-
dığını belirtti ve devle-
tin kendi yutttaşından
kuşku duyduğunu ileri
sürdü.
Avukat Emin Değer, Fethullah Gülen'in Atatürk hakkındaki sözleri nedeniyle yargı önünde
Gülen söyledi, o yargdaınyor• Kitabındaki alıntılar
nedeniyle Atatürk'ün
hatırasına hakaretten
yargılanan Avukat Emin
Değer, savunmasmda
Cumhuriyet'in ilk
kuşağından olduğunu
belirterek 'Gülen Atatürk
düşmanı değilim derse bana
atılan tüm suçlamalan kabul
ediyorum' dedi.
lstanbul Haber Servisi - Avukat
Emin Değer" in, Fetfaullah Gülen'in
Cumhuriyet'e karşı kurmak istediği
düzenin belgelerini açıkladığı kita-
bında "Atatürk'ün haürasına haka-
ret ettiği'' gerekçesiyle yargılanma-
sına devam edildi. Değer, "Kftabım
bilimsel bir çahşmadır. Kitabı Cum-
huriyet'i ve Atatürk'ü koruma ve
kollama amacıyla yazdım" dedi.
"Bir Cumhuriyet Düşmanının
Portresi ya da Fethullah Gülen Ho-
caefendi'nin Derin Misyonu" adlı ki-
tabı ile 8 ve 9 Şubat 2000 günlü
Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımla-
nan "Ecevit-Gûlen Küreselİeşme Yo-
lunda" başlıklı yazısı nedeniyle hak-
kında 3 ayn dava açılan ve Sorumiu
Yazı Işleri Müdürümüz Fikret ÎBdz
ve kitapyayımcısıÜstûnAkmenile
birlikte yargılanan Emin Değer, ls-
tanbul 2. Asliye Ceza Mahkeme-
si'nde savunmasını yaptı. Kitabı ve
yazısında Gülen'in Atatürk hakkın-
da kullandığı "fosil, deccal, firavun"
sıfatlarından almtı yaptığı için yar-
gılanan Değer, "Bitimsel çahşmalar
sadece laboratuvarda yapumaz. Top-
lum bUiminin laboratuvan insan ve
toplumdur. Kitapta Gülen'in davra-
nışlan ve hedeflerini kaynaklarryla
açıkladun" dedi.
Gülen de dava açü
Cumhuriyet'in ilk kuşağından ol-
duğunu ve heyecanını hâlâ yaşadığı-
nı söyleyen Değer, kitabını ve yazı-
larını Cumhuriyet'i koruma ve koi-
lama amacıyla hazırladığını, bunun
da anayasanın gereği olduğunu vur-
guladı. Aynı kitapta Fethullah Gü-
len'e hakaret ettiği gerekçesiyle de
yargılanan Değer, Gülen'in avukatı
Orhan ErdemB'nin dilekçesindeki
"Müvekldliınin Atatürk düşmanı ol-
duğu herkesçe bilinen bir olgu değü-
dir" sözlennı arumsatarak "Gülen,
'Atatürk düşmanı değilim' derse ba-
na atilan tüm suçlamalan kabul edi-
yorum'' diye konuştu.
Oturum, diğer eksikliklerin ta-
mamlanması amacıyla ertelendi.
Cezaevleri
Gebze'de
işkence
iddiası
• Ölüm orucu
nedeniyle durumu
ağırlaşan tutuklu ve
hükümlü sayısı
artarken
cezaevlerinde gizli
bir yönetmeliğin
uygulamada olduğu
iddia edildi.
lstanbul Haber Servi-
si-Hayata Dönüş Operas-
yonu'nun ardından Geb-
ze Cezaevi 'nde baskı po-
litikalannın uy gulandığı,
tutuklu ve hükümlülerin
izole edilmeye çalışıldığı
öne sürüldü. Yeni ölüm-
lere seyirci kalınmaması
için devletin çözücü
adımlar atması istendı.
İnsan Haklan Derneği
(İHD) Cezaevleri Ko-
misyonu üyelerince dün
dernek merkezinde y apı-
lan açıklamada, güvenlik
güçlerinin koğuşlarda
kadın tutuklu ve hüküm-
lüleri soyarak aradığı, tu-
tuklulann tecavüze uğra-
dığı iddia edildi. F tipi ce-
zaevlerinde açıklanma-
yan ancak uygulanan yö-
netmeliğin Gebze Ceza-
evi'nde de uygulandığı
iddia edilen açıklamada
"Cezaevlerinde süren bu
baskı politikalanndan
vazgeçilmelidir. Yeni
ölümlereseyirdkalnuna-
ması için devletin çözücü
adımlar atması gerek-
mektedir" denildi.
Eylem 97. gününde
Bu arada cezaevlerin-
de tutuklu ve hükümlüle-
rin sürdürdüğü ve 97. gü-
nüne giren açlık grevle-
rindebirçokkişinin duru-
munun kötü olduğu belir-
tüdi. TAYAD'dan yapılan
yazılı açıklamada, Sincan
F tipi Cezaevi'ndeki
Mehmet Kan'ın zehirli
ishal olduğu, deri dökül-
meleri başladığı, Cihan
Şeker'in hastaneye kaldı-
nldığı kaydedildi.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Anayasa Mahkemesi'ne başvurular
Tehdit de af
kapsamına
alınabilir
Bahri Zengin, mahkemenin anayasal suç işlediğini söyledi
FP'nin hedefiAnayasa Mahkemesi
ANKARA
(Cumhuriyet Bü-
rosu) - FP, hükü-
metin anayasa de-
ğişikliğini askıya alması ve askı-
ya alma karannda Anayasa Mah-
kemesi'nin etkili olduğiınun orta-
ya çıkmasmuı ardından yüksek
mahkemeye savaş açtı. Anayasa
Mahkemesi açıklamasını "mantık
dışı ve ilkeJ" olarak niteleyen FP
Genel Başkan Yardımcısı Bahri
Zengin, "Anayasa Mahkemesi,
TBMM'yi engeUemeye çahşarak
anayasal suç işlemiştir" dedi. Zen-
gin, "Beyaz Enerji" operasyonu
nedeniyle TSK'yi suçlarken "Bir
fezlekeyi güvenlik altına alamayan
kurum, 65 mihon insanı nasıl ko-
ruyacak" dedi.
Zengin, dün düzenlediği basuı
toplantısında, 69. madde değişik-
liğiyle ilgili çıkışı nedeniyle Ana-
yasa Mahkemesi'ni hedef alan
• FP Genel Başkan
Yardımcısı Zengin, "Anayasa
Mahkemesi görevleri dışında
bir yetkiyi kullanarak
TBMM'nin görevine
müdahale etmiştir" dedi.
suçlamalarda bulundu. Zengin,
açıklamada öne sürülen görüşle-
rin "manûk dışı ve ilkel" olduğu-
nu savunarak "Anayasa Mahke-
mesfnin görevleri belhdir. Bunun
dışında bir yetkiyi kullanarak TB-
MM'nin görevine müdahale et-
miştir. Yetkilerinin dışına çıknuş,
anayasal suç işlemiştir. Eğer böyle
bir görev ve yetkileri \arsa o za-
man sormaklaanı, 1980'de darbe-
ciler parbunentoyu kapatüklann-
da neden buyetkKi kullanmadılar.
Asıl demokrasiye darbe, anav asa-
yı çiğneyen hareket odur" dedi.
Geçmişe bakıldığında demok-
rasi için tehdit oluşturan unsurla-
nn halk yığınlanndan kaynaklan-
madığını, asıl tehdidin örgütlübü-
rokratik kesimlerden geldığıni ıle-
ri süren Zengin, sözlerini şöyle
sürdürdü: "MecBs'in devam eden
bir davaya müdahale ettiği tezi
doğru değUdir. Eğer böyle olsaydı
o zaman hiçbir yasa çıkarümama-
sı gereldrdL Çünkü her yasadan
etldlenecek bir dava vardır. Yapı-
lan yargının, bürokratik güçlerin,
antidemokratik güçlerin Mecüs'e
müdahalesidir.."
Zengin, "Beyaz Enerji'' operas-
yonuyla ilgili olarak basına yan-
sıyan fezlekeye değinirken Türk
Silahh Kuvvetleri'ne (TSK) de
eleştirileryöneltti. Zengin," Suç-
lular bulunmah, gereken ceza ve-
rilnıelidir. Bir fezlekeyi güvenlik
altına alamayan kurum, 65 mil-
yon insanm canını, mahnı güven-
lik arana alamaz" dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi, kamuoyun-
da af yasası olarak bili-
nen Şartla Sahverme ve
Cezalann Ertelenmesine
llişkin Yasa'nın bazı
maddelerinin iptali iste-
miyle yapılan başvuru-
lardan altısını dosyadaki
eksiklikten iade ederken
3 başvuruyu ise esastan
görüşmeye karar verdi.
Bu çerçevede, Türk Ce-
za Yasası'nın (TCY)
"tehdit" suçunu düzen-
leyen maddesinin af kap-
samına alınması günde-
me gelebilecek. Mahke-
me, VakıflarBankası'nın
özelleştirilroesini öngö-
ren yasanm iptaline iliş-
kin başvunınun da esas-
tan görüşülmesine karar
verdi.
Anayasa Mahkemesi,
dün yaptığı toplantıda
yerel mahkemelerden
Şartla Salıverme ve Ce-
zalann Ertelenmesine
llişkin Yasa'nın bazı
maddelerinin iptal baş-
vurulannda ilk incele-
meyi yaptı. Mahkeme,
inceleme sonucunda 6
başvurudaki dosyada ek-
siklik bularak iadesine
karar verdi. İadesine ka-
rar verilen başvurular
şunlar.
• Sakarya 2. Ağır Ce-
za Mahkemesi: TCY'nin
memur olmayan kimse-
nin resmi belgede sahte-
ciliği ve nitelikli dolandı-
ncılık maddeleri.
• Bursa 5. Asliye Ce-
za Mahkemesi: TCY'nin
sahteciliğin çeşitli şekil-
lerine verilecek cezalan
düzenleyen maddeleri.
• Bursa 5. Asliye Ce-
za Mahkemesi: Dolandı-
ncılık, ehliyetsizleri do-
landırma, hileli iflası dü-
zenleyen maddeler.
• Bursa 5. Asliye Ce-
za Mahkemesi: Şartlı
tehdit ve tehdidi düzenle-
yen maddeler.
• Şereflikoçhisar As-
liye Ceza Mahkemesi:
4616 sayılı yasanın 1.
maddesinin 4. bendi.
• Bursa 5. Asliye Ce-
za Mahkemesi: TCY'nin
ırza tecavüz, küçükleri
baştan çıkarma, ırza ve
namusa tasaddi, zorla ır-
za geçme ve tasaddi, ce-
zayı arttıran şahsa bağlı
haller ve ırza tecavüzde
suçun ağırlaşmasını dü-
zenleyen maddeler.
İnceleme kararian
Anayasa Mahkeme-
si 'nin yasanın bazı mad-
delerinin iptaline ilişkin
esastan incelemey« fearar
verdiği başvurular şöyle:
• Tarsus Ağır Ceza
Mahkemesi'nin yasada-
ki 'S'ergi, resim ve harç-
lara ilişkin kanunlarda"
ibaresinın iptaline ilişkin
basvurusu.
• Sankamış Asliye
Ceza Mahkemesi'nin
TCY'nin tehdit ve şartlı
tehdidi düzenleyen mad-
deleri yönünden iptal is-
temi.
• Kınkhan Asliye Ce-
za Mahkemesi'nin ''da-
ha önce şartia sabverilme
hükümlerinden yarar-
landığı halde ycniden suç
işleyenler" ibaresınin ip-
tali istemi.
Anayasa Mahkemesi,
dün aynca Fazilet Par-
tisi'nin, Vakıflar Banka-
sı'nm özelleştirilmesine
ilişkin yasanın iptaline
yönelik başvurusunda
da ilk incelemeyi yaptı
ve iptal isteminin esas-
tan görüşülmesine karar
verdi.
Mehmet Moğultay tüzüğün çiğnenmesine tepki gösterdi
'CHP'de parti hukuku ve
tüzüğü ihlal edüiyor
9
tstanbul Haber Servisi -
CHP Parti Meclisi (PM)
üyesi Mehmet Moğultay,
CFIP Genel Merkez yöneti-
minin son dönemlerde yap-
tığı yığma ve militan üyeler-
le parti hukukunu, üyelerin
haklarmı ve tüzüğü ihlal et-
tiğini belirterek, "Tüzüğe
göre 13. maddeden üye yapü-
ması istisnai bir durumdur,
olağanüstü durumlarda ve
süreçlerde uygulanır. Oysa
şimdi, üye kaydmda esas
olan 9. maddenin yerüıi 13.
madde aldL Bu şekilde parti
hukuku gasp ediliyor" dedi.
Mehmet Moğultay,
CHP'ye son dönemlerde tü-
züğün 13. maddesinden üye
olan yurttaşlann bir bölü-
münü tanıdığını, bu kişilere
yönelik olumsuz duygular
beslemesinin söz konusu ol-
madığını vurgulayarak söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Itirazun, tüzüğün 13.
Mehmet Moğultay
maddesinin kullanıhnasına.
13. madde, bir seçim orta-
nunda, partiye güç katacak
yüksek bürokrat, akademis-
yen, aydın, yazar, sanatçı,
sendikaa gibikişikr için kul-
lanıhrsa, buna kimse itiraz
etmez. Ama şimdiki yöne-
tim, böyle koşullarda ve
MYKkaranyla uygulanma-
sı gereken bu maddeyi, yığ-
ma ve militan üye yapmak,
parti içi iktidannı güçlendir-
mek için kuDanıyor."
Moğultay, son günlerde
13. maddeden yapılan üye-
liklerin toplumsal, siyasal
bir amaç taşımadığını, ma-
hallelerden nüfus cüzdanla-
n, nüfiıs kayıtlan toplanarak
yapılan bu üyeliklerin, par-
tiye normal yollardan, bir il-
çeye giderek, yani 9. madde
çerçevesinde üye olan çalış-
kan, bilinçli, devamlı, katı-
lımcı, vefalı üyelerin hakla-
nnın gasp edilmesi sonucu-
nu doğurduğunu anlattı.
Darbe suçlaması
u
Üye listeleri askıya çıkb,
kurultay takviminin ilan
edilmesi gerekiyor, mayıs
ayuıda kurultay var. Ama
parti yönetimi, Türkiye'nin
sorunlanyla değil, mahalle
dengeleriyle uğraşıyor" di-
yen Moğultay, son dönem-
deki girişimleri "darbe"
olarak niteledi.
DSP'li Budak'tan ekonomik programa sert eleştiriler
w
Hiiküıııetiıı ekonomik
tutumundan rahatsızım'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DSP lstanbul Mil-
letvekili Rıd\^n Budak. uy-
gulanan ekonomik program-
dan rahatsız olduğunu, bun-
dan böyle daha aktif bir çiz-
gi izleyerek eleştirilerini di-
le getireceğini söyledi. Bu-
dak, "istihdam ve çalışma
hakkı gözetmeyen özelleştir-
mcleri yapanlan şiddetle pro-
testo ettiğini" vnrgularken,
"Sormak istiyonım, özelleş-
tirmenin işsizleştitme ohna-
dığuu söyleyen Sayuı Başba-
kan, Dalaman SEK\ Fabri-
kası'nda çahşmakta olan in-
sanlann bir müddet sonra iş-
sizkabnasını nasıliçinesindi-
recektir" diye sordu. "tstifa
edecek misiniz" sorusuna
"DSP'ye ghmek için gehne-
dim'' yanıtını veren Budak;
"Türidye'ye solu Ecevit'in
öğrettiğini, sıkışnrmalar ne-
deniyle zaman zaman libera-
lizme kayüsa da gönlünün
Rıdvan Budak
solda olduğuna inandığuıı
n
söyledi.
Budak, dün parlamentoda
düzenlediği basın toplantı-
sında uygulanan ekonomik
programın sosyal boyutunun
olmadığının açıkça ortaya
çıktığmı belirtti. Sosyal bo-
yutun yok sayıldığı alanlann
başuıda özelleştirmenin gel-
diğinin altını çizen Budak,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne ymak ki, sosyal kaygı-
lardan tümüyle uzak özelleş-
tirme anlayışı değişmemek-
te, aynen sürmektedir. Bu-
nun son örneğL Dalaman SE-
KA Fabrikası'nın özelleştiril-
mesidir. Yerli ve yabancı ku-
ruhışlarca 200 miryon dolar
kıymet biçilen bu işletme, 40
mDyon dolara MOPAK adh
bir fîrmay a sahlmıştır. Hükü-
met yetküileriyle yapılan gö-
rüşmelerde, iş güvencesi ve
sendikal güvence konusunda
teminat ahnmadan bu özel-
leştirmenin aJnna imza atıl-
mayacağı sözü verilmesine
rağmen, bu söz tutulmamış-
tır. Açıkça iddia ediyorum;
bu işyerinin bugüne kadarid
ekonomiye katkısı, devlete
ödediği vergi, SSK'ye aktar-
dığı prim en kısa sürede yok
denecek noktaya inecektir.
600 aile işsiz kalacak, Dala-
man SEKA'nın h»at verdi-
ği yöredeki ekonomik yaşam
büyük zanır görec t