25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2001 PERŞEMBE HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ SİRMEN 24 Ocak Dün Uğur Mumcu'nun evi önünde, öldürüldü- ğü yerde bir kez daha toplanmışlardı, onun, ya- ni demokrasinin, özgürlüğün, temizliğin, dürüst- lüğün, emeğin ve bağımsızlığın dostları. Bu yıl sanki bir öncekinden daha kalabalık gi- biydiler. Sekiz yıl geçmişti aradan, Türkiye Uğur Mum- cu'yu unutmamıştı. Orada, Istanbul'da, Izmir'de, Malatya'da, Mersin'de, Türkiye'nin dört biryanın- da, o gün veya o haftanın herhangi bir gününde toplananlar, Uğur Mumcu'yu yalnızca unutma- makla kalmayıp ayrıca onsuzluğa alışamamış olanlardır. Ne söylenebilirdi ki, onlara?.. Gökkubbenin attında söylenmedik ne kalmış- tı?.. 24 Ocak'ta büyük kayıplannı acıyla anıyorlar ül- kemin insanları. 1993'ten bu yana. Ve şimdi artık, yavaş yavaş kaybın dahadaes- kilere doğru uzandığını anlamaya başlıyortar ki- mileri. Uğur Mumcu'nun 24 Ocak 1980'de tamı tamı- na 13. kez öldürülmüş olması raslantıdır. Ama son derecede de simgeseldir... Uğur Mumcu'nun kişiliğinde simgeleştirdiği değerlerin ve kazanımların yitirilme sürecinin ki- lometretaşı, eskilerde 24 Ocak 1980'de duruyor. Insanlar 24 Ocak 1993'ün acısını derhal yürek- lerinde duydular, ama 24 Ocak 1980'de hemen hemen kimse, yitirileceklerin, yaşanacak acılann ayırdına varmamıştı. • • • 24 Ocak, 12 Eylül, Özal'ın ön adımıydı. Ama bunun, ne yurttaş ne de sonradan 12 Eylül'ü ya- pacaklar farkındaydı. özgürlükleri çiğneyenler, emeği ezenler, belki de burlu ulus devletin bekası için yaptıklannı sa- nıyorlardı. Ama, asıl misyonlan farklıydı, tarikatlann önü- nü açar, tarikat-siyaset-ticaret üçgeninin en us- ta mimarını iktidara doğru yöneltirken kendileri- ni bu yola itenlerın pfanlarını uygulamakta olduk- lannı bilmiyorlardı. 24 Ocak 1980, ilk bakışta gerçekten artık sa- vunulması, uygulanması olanaksız, düz mantığın bileyanlışını, gediğini ilk bakışta görebileceği bir sistemin sonunu getirme savıyla ilan edilmişti. Ama gerçek, ilk bakışta çıplak gözle görüne- nin çok ötesinde, daha derinde yatıyordu. Türkiye 24 Ocak 1980'de küreselleşmeye ek- lemlenmenin ilk adımını atıyordu, yanlış bir yön- temle, bilinçsizce, hoyratça, binbir aldatmacay- ladolu olarak... Insanın özgüriüğünü savunduklarını söyleyen- ler, onun temel hakları olan sağlık ve eğitim hak- kını elinden alan uygulamaların şampiyonu ol- muşlardı. Sağlıksız ve eğitimsiz, bireyden çok müşteri konumuna düşmüş ınsanlar yaratmaktı amaç; borundan kromuna, ormanından suyuna, ener- jisinden iletişimine kadar her şeyini sunup karşı- lığında hiçbir şey elde etmemeyi, çağdaşlaşma sanmalıydı insanlar. Buna karşı çıkanlar gerici, tutucu, dinozor ol- malıydılar. ••• 24 Ocak 1980 işte bu yola açılan kapıydı. 24 Ocak 1980'le başlayan süreç tabii ki, tari- kat-siyaset-ticaret üçgenini meydana çıkaracak, sonra yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık çıkmazına sap- lanacaktı. Bağımsızlık gericilik olacaktı, emeğe değer enayilik, üretim "out", talan ve avanta "in", er- demin adı salaklık... Böyle bir dönemin yükselen değerlerinin ege- men olduğu düzen, Uğur Mumcu'nun kişiliğin- de simgeleşmiş değerlerle nasıl bağdaşsın, onunla nasıl uzlaşsındı ki?... 24 Ocak değerîerinde Uğur Mumcu'ya, Uğur Mumcu'lara yer yoktu. Bu değeriere karşı duran- lar şu ya bu biçimde tasfiye edileceklerdi; sesi en gür çıkanı, düzenin tekerine en fazla çomak so- kanı en başta ve en feci şekilde olmak üzere... 24 Ocak 1980'in üstünden 21, 24 Ocak 1993'ün üstünden 8 yıl geçti. Siz, bu rastlantıdaki müthiş simgeyi gördüğü- nüze göre, neden hâlâ Uğur'u kimin öldürdüğü- nü soruyorsunuz? Aslında siz de biliyorsunuz, devletin başında olup da neyi neden bilmemesi gerektiğini çok iyi bildikleri için tetikçileri meydana çıkaramayanla- nn, cesur bir adım atıp bu canileri yakalatsalar bile asıl katilleri asla ortaya çıkarmayacaklannı, çıkaramayacaklannı... Çünkü onlar da birer vesile. Uğur Mumcu cinayetine zaman perspektifi içinden bakmak gerek, başlangıç tarihi olarak da 24 Ocak 1980'i alabilirsiniz. MecJeni Yasa Tasarısı Vakıflarasıkı denetim ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - TBMM Adalet Komisyonu, Türk Medeni Yasa Ta- sansı üzerindeki görüş- meleri dün de sürdürdü. Tasannın kabul edilen maddelerine göre, "Cumhuriyetin temel nfteKklerine avkırı. bel- li bir ırk ya da cemaat mensubunu destekle- mek" amacıyla vakıf kurulamayacak. TBMM Adalet Ko- misyonu'nda, dün 1030 maddelik Türk Medeni Yasa Tasansı üzerinde- ki görüşmelere devam edildi. Tasannın ilk 111 maddesi kabul edilirken demek ve vakıflarda ir- ticai yapılanmanrn önü- ne geçilmesini öngören düzenlemeler de be- nimsendi. Buna göre, "Cumhuriyetin anaya- sa ile beürlenen niteük- lerine ve anayasanm te- mel ilkelerine, hukuka, ahlaka, milli birlik ve milli menfaatiara aykm veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplannı desteklemek" amacıyla vakıf kurulamayacak. Düzenlemeye tepki gösteren FP'liNazlıDı- cak, demek ve vakıfla- nn cendere altına alın- dığını belirtti ve devle- tin kendi yutttaşından kuşku duyduğunu ileri sürdü. Avukat Emin Değer, Fethullah Gülen'in Atatürk hakkındaki sözleri nedeniyle yargı önünde Gülen söyledi, o yargdaınyor• Kitabındaki alıntılar nedeniyle Atatürk'ün hatırasına hakaretten yargılanan Avukat Emin Değer, savunmasmda Cumhuriyet'in ilk kuşağından olduğunu belirterek 'Gülen Atatürk düşmanı değilim derse bana atılan tüm suçlamalan kabul ediyorum' dedi. lstanbul Haber Servisi - Avukat Emin Değer" in, Fetfaullah Gülen'in Cumhuriyet'e karşı kurmak istediği düzenin belgelerini açıkladığı kita- bında "Atatürk'ün haürasına haka- ret ettiği'' gerekçesiyle yargılanma- sına devam edildi. Değer, "Kftabım bilimsel bir çahşmadır. Kitabı Cum- huriyet'i ve Atatürk'ü koruma ve kollama amacıyla yazdım" dedi. "Bir Cumhuriyet Düşmanının Portresi ya da Fethullah Gülen Ho- caefendi'nin Derin Misyonu" adlı ki- tabı ile 8 ve 9 Şubat 2000 günlü Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımla- nan "Ecevit-Gûlen Küreselİeşme Yo- lunda" başlıklı yazısı nedeniyle hak- kında 3 ayn dava açılan ve Sorumiu Yazı Işleri Müdürümüz Fikret ÎBdz ve kitapyayımcısıÜstûnAkmenile birlikte yargılanan Emin Değer, ls- tanbul 2. Asliye Ceza Mahkeme- si'nde savunmasını yaptı. Kitabı ve yazısında Gülen'in Atatürk hakkın- da kullandığı "fosil, deccal, firavun" sıfatlarından almtı yaptığı için yar- gılanan Değer, "Bitimsel çahşmalar sadece laboratuvarda yapumaz. Top- lum bUiminin laboratuvan insan ve toplumdur. Kitapta Gülen'in davra- nışlan ve hedeflerini kaynaklarryla açıkladun" dedi. Gülen de dava açü Cumhuriyet'in ilk kuşağından ol- duğunu ve heyecanını hâlâ yaşadığı- nı söyleyen Değer, kitabını ve yazı- larını Cumhuriyet'i koruma ve koi- lama amacıyla hazırladığını, bunun da anayasanın gereği olduğunu vur- guladı. Aynı kitapta Fethullah Gü- len'e hakaret ettiği gerekçesiyle de yargılanan Değer, Gülen'in avukatı Orhan ErdemB'nin dilekçesindeki "Müvekldliınin Atatürk düşmanı ol- duğu herkesçe bilinen bir olgu değü- dir" sözlennı arumsatarak "Gülen, 'Atatürk düşmanı değilim' derse ba- na atilan tüm suçlamalan kabul edi- yorum'' diye konuştu. Oturum, diğer eksikliklerin ta- mamlanması amacıyla ertelendi. Cezaevleri Gebze'de işkence iddiası • Ölüm orucu nedeniyle durumu ağırlaşan tutuklu ve hükümlü sayısı artarken cezaevlerinde gizli bir yönetmeliğin uygulamada olduğu iddia edildi. lstanbul Haber Servi- si-Hayata Dönüş Operas- yonu'nun ardından Geb- ze Cezaevi 'nde baskı po- litikalannın uy gulandığı, tutuklu ve hükümlülerin izole edilmeye çalışıldığı öne sürüldü. Yeni ölüm- lere seyirci kalınmaması için devletin çözücü adımlar atması istendı. İnsan Haklan Derneği (İHD) Cezaevleri Ko- misyonu üyelerince dün dernek merkezinde y apı- lan açıklamada, güvenlik güçlerinin koğuşlarda kadın tutuklu ve hüküm- lüleri soyarak aradığı, tu- tuklulann tecavüze uğra- dığı iddia edildi. F tipi ce- zaevlerinde açıklanma- yan ancak uygulanan yö- netmeliğin Gebze Ceza- evi'nde de uygulandığı iddia edilen açıklamada "Cezaevlerinde süren bu baskı politikalanndan vazgeçilmelidir. Yeni ölümlereseyirdkalnuna- ması için devletin çözücü adımlar atması gerek- mektedir" denildi. Eylem 97. gününde Bu arada cezaevlerin- de tutuklu ve hükümlüle- rin sürdürdüğü ve 97. gü- nüne giren açlık grevle- rindebirçokkişinin duru- munun kötü olduğu belir- tüdi. TAYAD'dan yapılan yazılı açıklamada, Sincan F tipi Cezaevi'ndeki Mehmet Kan'ın zehirli ishal olduğu, deri dökül- meleri başladığı, Cihan Şeker'in hastaneye kaldı- nldığı kaydedildi. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Anayasa Mahkemesi'ne başvurular Tehdit de af kapsamına alınabilir Bahri Zengin, mahkemenin anayasal suç işlediğini söyledi FP'nin hedefiAnayasa Mahkemesi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - FP, hükü- metin anayasa de- ğişikliğini askıya alması ve askı- ya alma karannda Anayasa Mah- kemesi'nin etkili olduğiınun orta- ya çıkmasmuı ardından yüksek mahkemeye savaş açtı. Anayasa Mahkemesi açıklamasını "mantık dışı ve ilkeJ" olarak niteleyen FP Genel Başkan Yardımcısı Bahri Zengin, "Anayasa Mahkemesi, TBMM'yi engeUemeye çahşarak anayasal suç işlemiştir" dedi. Zen- gin, "Beyaz Enerji" operasyonu nedeniyle TSK'yi suçlarken "Bir fezlekeyi güvenlik altına alamayan kurum, 65 mihon insanı nasıl ko- ruyacak" dedi. Zengin, dün düzenlediği basuı toplantısında, 69. madde değişik- liğiyle ilgili çıkışı nedeniyle Ana- yasa Mahkemesi'ni hedef alan • FP Genel Başkan Yardımcısı Zengin, "Anayasa Mahkemesi görevleri dışında bir yetkiyi kullanarak TBMM'nin görevine müdahale etmiştir" dedi. suçlamalarda bulundu. Zengin, açıklamada öne sürülen görüşle- rin "manûk dışı ve ilkel" olduğu- nu savunarak "Anayasa Mahke- mesfnin görevleri belhdir. Bunun dışında bir yetkiyi kullanarak TB- MM'nin görevine müdahale et- miştir. Yetkilerinin dışına çıknuş, anayasal suç işlemiştir. Eğer böyle bir görev ve yetkileri \arsa o za- man sormaklaanı, 1980'de darbe- ciler parbunentoyu kapatüklann- da neden buyetkKi kullanmadılar. Asıl demokrasiye darbe, anav asa- yı çiğneyen hareket odur" dedi. Geçmişe bakıldığında demok- rasi için tehdit oluşturan unsurla- nn halk yığınlanndan kaynaklan- madığını, asıl tehdidin örgütlübü- rokratik kesimlerden geldığıni ıle- ri süren Zengin, sözlerini şöyle sürdürdü: "MecBs'in devam eden bir davaya müdahale ettiği tezi doğru değUdir. Eğer böyle olsaydı o zaman hiçbir yasa çıkarümama- sı gereldrdL Çünkü her yasadan etldlenecek bir dava vardır. Yapı- lan yargının, bürokratik güçlerin, antidemokratik güçlerin Mecüs'e müdahalesidir.." Zengin, "Beyaz Enerji'' operas- yonuyla ilgili olarak basına yan- sıyan fezlekeye değinirken Türk Silahh Kuvvetleri'ne (TSK) de eleştirileryöneltti. Zengin," Suç- lular bulunmah, gereken ceza ve- rilnıelidir. Bir fezlekeyi güvenlik altına alamayan kurum, 65 mil- yon insanm canını, mahnı güven- lik arana alamaz" dedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, kamuoyun- da af yasası olarak bili- nen Şartla Sahverme ve Cezalann Ertelenmesine llişkin Yasa'nın bazı maddelerinin iptali iste- miyle yapılan başvuru- lardan altısını dosyadaki eksiklikten iade ederken 3 başvuruyu ise esastan görüşmeye karar verdi. Bu çerçevede, Türk Ce- za Yasası'nın (TCY) "tehdit" suçunu düzen- leyen maddesinin af kap- samına alınması günde- me gelebilecek. Mahke- me, VakıflarBankası'nın özelleştirilroesini öngö- ren yasanm iptaline iliş- kin başvunınun da esas- tan görüşülmesine karar verdi. Anayasa Mahkemesi, dün yaptığı toplantıda yerel mahkemelerden Şartla Salıverme ve Ce- zalann Ertelenmesine llişkin Yasa'nın bazı maddelerinin iptal baş- vurulannda ilk incele- meyi yaptı. Mahkeme, inceleme sonucunda 6 başvurudaki dosyada ek- siklik bularak iadesine karar verdi. İadesine ka- rar verilen başvurular şunlar. • Sakarya 2. Ağır Ce- za Mahkemesi: TCY'nin memur olmayan kimse- nin resmi belgede sahte- ciliği ve nitelikli dolandı- ncılık maddeleri. • Bursa 5. Asliye Ce- za Mahkemesi: TCY'nin sahteciliğin çeşitli şekil- lerine verilecek cezalan düzenleyen maddeleri. • Bursa 5. Asliye Ce- za Mahkemesi: Dolandı- ncılık, ehliyetsizleri do- landırma, hileli iflası dü- zenleyen maddeler. • Bursa 5. Asliye Ce- za Mahkemesi: Şartlı tehdit ve tehdidi düzenle- yen maddeler. • Şereflikoçhisar As- liye Ceza Mahkemesi: 4616 sayılı yasanın 1. maddesinin 4. bendi. • Bursa 5. Asliye Ce- za Mahkemesi: TCY'nin ırza tecavüz, küçükleri baştan çıkarma, ırza ve namusa tasaddi, zorla ır- za geçme ve tasaddi, ce- zayı arttıran şahsa bağlı haller ve ırza tecavüzde suçun ağırlaşmasını dü- zenleyen maddeler. İnceleme kararian Anayasa Mahkeme- si 'nin yasanın bazı mad- delerinin iptaline ilişkin esastan incelemey« fearar verdiği başvurular şöyle: • Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nin yasada- ki 'S'ergi, resim ve harç- lara ilişkin kanunlarda" ibaresinın iptaline ilişkin basvurusu. • Sankamış Asliye Ceza Mahkemesi'nin TCY'nin tehdit ve şartlı tehdidi düzenleyen mad- deleri yönünden iptal is- temi. • Kınkhan Asliye Ce- za Mahkemesi'nin ''da- ha önce şartia sabverilme hükümlerinden yarar- landığı halde ycniden suç işleyenler" ibaresınin ip- tali istemi. Anayasa Mahkemesi, dün aynca Fazilet Par- tisi'nin, Vakıflar Banka- sı'nm özelleştirilmesine ilişkin yasanın iptaline yönelik başvurusunda da ilk incelemeyi yaptı ve iptal isteminin esas- tan görüşülmesine karar verdi. Mehmet Moğultay tüzüğün çiğnenmesine tepki gösterdi 'CHP'de parti hukuku ve tüzüğü ihlal edüiyor 9 tstanbul Haber Servisi - CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Mehmet Moğultay, CFIP Genel Merkez yöneti- minin son dönemlerde yap- tığı yığma ve militan üyeler- le parti hukukunu, üyelerin haklarmı ve tüzüğü ihlal et- tiğini belirterek, "Tüzüğe göre 13. maddeden üye yapü- ması istisnai bir durumdur, olağanüstü durumlarda ve süreçlerde uygulanır. Oysa şimdi, üye kaydmda esas olan 9. maddenin yerüıi 13. madde aldL Bu şekilde parti hukuku gasp ediliyor" dedi. Mehmet Moğultay, CHP'ye son dönemlerde tü- züğün 13. maddesinden üye olan yurttaşlann bir bölü- münü tanıdığını, bu kişilere yönelik olumsuz duygular beslemesinin söz konusu ol- madığını vurgulayarak söz- lerini şöyle sürdürdü: "Itirazun, tüzüğün 13. Mehmet Moğultay maddesinin kullanıhnasına. 13. madde, bir seçim orta- nunda, partiye güç katacak yüksek bürokrat, akademis- yen, aydın, yazar, sanatçı, sendikaa gibikişikr için kul- lanıhrsa, buna kimse itiraz etmez. Ama şimdiki yöne- tim, böyle koşullarda ve MYKkaranyla uygulanma- sı gereken bu maddeyi, yığ- ma ve militan üye yapmak, parti içi iktidannı güçlendir- mek için kuDanıyor." Moğultay, son günlerde 13. maddeden yapılan üye- liklerin toplumsal, siyasal bir amaç taşımadığını, ma- hallelerden nüfus cüzdanla- n, nüfiıs kayıtlan toplanarak yapılan bu üyeliklerin, par- tiye normal yollardan, bir il- çeye giderek, yani 9. madde çerçevesinde üye olan çalış- kan, bilinçli, devamlı, katı- lımcı, vefalı üyelerin hakla- nnın gasp edilmesi sonucu- nu doğurduğunu anlattı. Darbe suçlaması u Üye listeleri askıya çıkb, kurultay takviminin ilan edilmesi gerekiyor, mayıs ayuıda kurultay var. Ama parti yönetimi, Türkiye'nin sorunlanyla değil, mahalle dengeleriyle uğraşıyor" di- yen Moğultay, son dönem- deki girişimleri "darbe" olarak niteledi. DSP'li Budak'tan ekonomik programa sert eleştiriler w Hiiküıııetiıı ekonomik tutumundan rahatsızım' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DSP lstanbul Mil- letvekili Rıd\^n Budak. uy- gulanan ekonomik program- dan rahatsız olduğunu, bun- dan böyle daha aktif bir çiz- gi izleyerek eleştirilerini di- le getireceğini söyledi. Bu- dak, "istihdam ve çalışma hakkı gözetmeyen özelleştir- mcleri yapanlan şiddetle pro- testo ettiğini" vnrgularken, "Sormak istiyonım, özelleş- tirmenin işsizleştitme ohna- dığuu söyleyen Sayuı Başba- kan, Dalaman SEK\ Fabri- kası'nda çahşmakta olan in- sanlann bir müddet sonra iş- sizkabnasını nasıliçinesindi- recektir" diye sordu. "tstifa edecek misiniz" sorusuna "DSP'ye ghmek için gehne- dim'' yanıtını veren Budak; "Türidye'ye solu Ecevit'in öğrettiğini, sıkışnrmalar ne- deniyle zaman zaman libera- lizme kayüsa da gönlünün Rıdvan Budak solda olduğuna inandığuıı n söyledi. Budak, dün parlamentoda düzenlediği basın toplantı- sında uygulanan ekonomik programın sosyal boyutunun olmadığının açıkça ortaya çıktığmı belirtti. Sosyal bo- yutun yok sayıldığı alanlann başuıda özelleştirmenin gel- diğinin altını çizen Budak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne ymak ki, sosyal kaygı- lardan tümüyle uzak özelleş- tirme anlayışı değişmemek- te, aynen sürmektedir. Bu- nun son örneğL Dalaman SE- KA Fabrikası'nın özelleştiril- mesidir. Yerli ve yabancı ku- ruhışlarca 200 miryon dolar kıymet biçilen bu işletme, 40 mDyon dolara MOPAK adh bir fîrmay a sahlmıştır. Hükü- met yetküileriyle yapılan gö- rüşmelerde, iş güvencesi ve sendikal güvence konusunda teminat ahnmadan bu özel- leştirmenin aJnna imza atıl- mayacağı sözü verilmesine rağmen, bu söz tutulmamış- tır. Açıkça iddia ediyorum; bu işyerinin bugüne kadarid ekonomiye katkısı, devlete ödediği vergi, SSK'ye aktar- dığı prim en kısa sürede yok denecek noktaya inecektir. 600 aile işsiz kalacak, Dala- man SEKA'nın h»at verdi- ği yöredeki ekonomik yaşam büyük zanır görec t
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle