Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2001 PERSEMBE
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
' mu?
%
• • nce bilcrîKpnmm
O
tekrârjayahm: Çev-
remizde doğal olarak
bulunan ve herhangi
bir biçimde bize ya-
rar sağlayan şeylere
doğal kaynak diyoruz. Madenlerin
ise doğal kaynaklar arasında kendi-
ne özgü bir konumu vardır. Öraeğin,
bir ormanda bilimsel kurallara uy-
gun, orman varlığını yok etmeyi de-
ğil korumayı. geliştirmeyi öngören
yöntemlerle ağaç kesimi yapılırsabu
doğal kaynaktan çok uzun yıllar ya-
rarlanılabüir. Yangına uğramış bir or-
tnanın bile, uzun vadede de olsa,
yeniden canlandınlması olasıdır.
Madetüer ise çıkanldıktan sonra bir
daha yerine yenisi konulamayan,
yenilenemeyen doğalkaynaklardır.
Bor, işte bu doğal kaynaklann gide-
rek önemi çok artrruş bir türûdür. Do-
ğada tinkal, kolemanit, ükksit vb.
gibi bor içeren mineraller şeklinde
bulunur. Dûnyanın en zengin ve ni-
telikli bor yataklan ülkemizde bu-
lunmaktadır. Önceleri sabun, deter-
jan, camsı emaye, tanmda kullanı-
lan kimyasal maddelerin ûretimi ve
metaller üzerindeki bazı uygulama-
lar için kullarulan borun, atomener-
jisi denetimrodlan, roket yakıtı, ısı
ve radyasyondan koruyucu levhalar,
çelik güçlendirme, son derece daya-
ruklı ve hafif malzemenin imali gi-
bi alanlarda kullanılmaya başlan-
masıyla önemi çok artmıştır.
Ülkemizde bor minerallerinin ka-
mulaştınlması, daha dogru bir be-
lirtmeyle yalnız kamu kuruluşlan
tarafindan işletilmesinin yasallaştı-
nlması bazı kişiler tarafindan tep-
kiyle karşüanmıştı (1). Bunlann ca-
hilya da kandırümış olanlan bir ya-
na bırakılırsa, çoğunluğu safdil bir
ekonomik liberalizm perdesi altın-
da kendi çıkarlannı iûke çıkarlan-
nın üstünde tutan densizlerdi. Soru-
na bir de yalnız borlar değil, bütün
mineraller açısından bakılırsa yu-
kanda sözûnü ettiğimiz kişilerin na-
sıl etkilendiği ya da çevrelerini na-
sıl etkilemeye çalışuklan daha iyi an-
laşılır.
Modern endüstri geniş ölçüde mi-
neral girdilere bağımlıdır. Endüstri
gelişmiş ülkelerde yoğunlaşmışken
kaynaklar daha çok geüşmekteobuı
ülkelerdedir. Mineral tüketiminin
her yıl bir önceki yıla göre yaklaşık
olarakyüzde sekiz oranında artmak-
ta olduğu dikkate alınırsa, dev ma-
dencilik kuruluşlannın gelişmekte
olan ülkelen, maden çıkanhnası ve
satüması konularmda baskı altnıa
almak için neler yapabüeceği kolay
anlaşıhr.Entepesindebirbankayer
alacak şekflde örgütfenmiş olan bu
şirketkr kimi zaman kurulduklan
ülkenin de\ kt başkanmı dahi dev-
re>esokarak,knnizaman üretidûl-
kedeld nüfuzhı kişüeri besleyerek,
bazen de onlarm istekkrine boyun
eğmeyen ürrtkiülkenin dışsatim (ih-
racat) yapmasını engeltemeye, dışa-
ndaki ahcdan eüdleyerek saüş ola-
naklannı smniamaya kadar vara-
bflen her tûrlü 'habaseti' yapmak-
tan geri durmazlar.
Sayın MümtazSoysal' ın bir yazı-
sında belirttiği gibi özelleştirmeye
karşı direnç gösteren yöneticilerin
görevden alınması da bu etkili ey-
lemlerden birisidir (2).
Bir ömek de biz verelim: 1979
yılmda Etibank'ın bor ûrünlerini
ABD'nin doğu bölgelerinde yerîi
ûreticilerle rekabet edebilecek ko-
şullarda satabileceği saptanmış ve
bunun için başka kimyasal ürûnle-
ri satmakta olan, tesislerini ve satış
kanallannı bor ürünleri için de kul-
landırmaya hazır bir Amerikan fir-
ması ile ortaklık için kesin bir söz-
lü mutabakata vanlmıştı. Ancak,
sözleşme imzalanması aşamasına
gelindiğinde fırmayöneticisi, "Böy-
lebiranlaşmabinötckiürûnleriıni-
zin sabşmda sıkmüya diişürebik-
cektir" gerekçesiyle imzadan çe-
kinmişti.
Lafazanlığı talâkat sanan bir ba-
kana göre özelleştirmeyi gerçekleş-
tirdik mi hem Avrupa Birüği'ne gi-
reriz, hem de dünya ülkeleri arasın-
da "Birinci figde yer abnz". Baka-
mn söylemediği bir şey daha var:
Böylece IMF'nin önergelerini (di-
rektiflerini) de yerine getirmiş olu-
ruz. Halkımızın ödediği vergilerle
yapılan barajlarda ve termik santral-
larda üretilip halkın vergileri ile te-
sis edilen naİcil hatlan ile tüketim yer-
lerine ulaştınlan elektrik enerjisi-
nin dağjnmının özelleştirilmesi eko-
nomiye ne kazandırmıştır? Elekt-
rik enerjisi üretimi mi arttı, enerji-
de tasarruf mu sağlandı? Etibank
ve Sümerbank'ın özelleştirilmesinin
sonuçlannı bilmeyen kaldı mı? Et
ve Bahk Kurumu'nun özelleştirilme-
si hayvancıhğımızı nasıl etkilemiş-
tir? Hadi bunlann hepsinden geri
dönülebilir diyelim, ama yenilen-
mesi olanağı bülunmayan doğal kay-
naklanmızın ve özellikle dünya pa-
zarlanna egemen (hâkim) olmamı-
zı sağlayacak olan borlann, Eti Hol-
ding'ın özelleştirilmesi yoluyla ya-
bancılara peşkeş çekilmesinin ar-
dında "birind fige* girme amacın-
dan başka şeylerde mi var dersiniz?
(3). - _,. r v
(1) Anayasamıza göre "Tatmser-
veüervekaynaklar devteün fıüküm ve
tasürrufu abuıdadtr. Bunlann aran-
masıveişletilmesihakkıde\'leteaittir.
Deviet bu hakkını beUi bir süre için,
gerçek ve tüzdkişilere devredebilir?
(2) Hürriyet 12 Ocak 2001,
(3) Farsça ^pjyfaş" Osmanlıcaya
"peşkeş" olarak geçmiş... Bazı kul-
lamşlarda "peşkeş "te rüşvet-arma-
ğan anlamı sezjüyot. Anlatılanlardan
sultan, bey gibikimselerin armağan
vermeişlerinidüzetUeyenbiryanlOH-
ctlan olduğu, bukişilere "peşkeşağa-
sı"denildiğianlaşıhyor. GündüzAy-
bqy,BarbawsHayreOinPaşa 'nın Ga-
zavatı Üstüne, Sayfa 83.
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Mumcu'nun Yolsuzluk
Heykelleri!
Zaman zaman eksikliğini duyduğumuz insanlar
vardır. Ama her an yokluğunu yaşadığımız kişiter
ise sayılıdır. 'Ah o şimdiaramızda olsaydı, hersey
ne kadar değişirdi' diye düşündüklerimiz... İşte
üğur Mumcu böyle biriydi. O korkunç olayfa dün-
yadan kopanlsa da yine aramızda, içimizde. "Va-
şasaydı bu olup bitenlere ne derdi, nasıl yorum-
lardı" diye düşündüğümüz...
Yıllar, hep geçeıi Bir de son noktayı koymaya gör!
Hayaller silinmeye başlar, anılar soluklaşır. Uğur
Mumcu gibi yazdıklanyla, araştırdıklanyla günün
içirtde, güncelliğın ortasında yaşayan bir gazete-
ci, bir yazar, bir hukuk adamını günümüzde ara
dabul!
Benim için her şeyden önce bir dosttu o!.. Ya-
şamımı zenginleştiren, anlamlaştıran bir dost...
Benden çok gençti, aramızda yıllar vardı. Ama ay-
nı kuşaktanmısızgibi geliyordu bana... Kimi zaman
konuğumuz olurdu, kimi zaman ben Ankara'da
onun konuğu olurdum. Yaşam dolu bir insan. Yo-
rulmak bilmeyen... Hep arayan araştıran, her dü-
şüncesini, her yorumu belgeye, kanıta bağlayan.
•
Dün 24 Ocak'tı, Uğur Mumcu'nun öldürüldüğü
gün. Tuttum, eski yıllıkları kanştırdım. Karşıma
Mumcu'nun 24 Ocak 1993 tarihli yazısı çıktı. Be-
ni 1980 yılının 24 Ocak Kararlan'na götürdü. Uğur
Mumcu, topiumu altüst eden karartann alındığı 24
Ocak'm bayram sayılmasını istemiş! 24 Ocak'ın her
yıldönümünde anılması, geçit törenleriyle yaşatıl-
ması gerektiğini! önce nutuklar atılmalı, sonra da
bir geçit başlamalı, diyor:
"Sonra yûrüyüş baş/ama/ıd/r. önce yurtdışında
iş yapan müteahhitler 'Daha çok garanti mektu-
bu' pankartlan ile geçmelidiher. Bunlan sanayici-
ler izlemelidir. Sanayiciler 'ucuz kredi' başlıklan ta-
şıyan pankartlaha yünjyüşe katılmalıdır. Yürûyûş
kolunda 'Türk parasını koruma yasası kakJınlma-
dır* pankartı taşınmalıdır. 'Odeme güçlüğü içine dü-
şen bankerler' ayn biryürüyüş kolunda kazadım-
lanyla yürümelidirier. Batan şirketler, iflas eden iş-
letmeler, bankalar, devietyardımlanyla ayakta du-
ran holdingler de Merkez Bankası'ndan sağlaya-
caklan 'yürüyüş kredisi' ile törende yerterinialma-
lıdır... Ve 24 Ocak adına 'meçhul iktisatçı" abide-
s/ dikilmelidir. Çünkü 24 Ocak hepimizin bayra-
mıdır. Herilde, herilçede 'meçhul iktisatçı', 'meç-
hul banker', 'meçhul ihracatçı' heykelleri dikilme-
li ve bankalardan ucuzkredi alan hür teşebbüs men-
suplan bu heykellere kredi işlemleri biter bitmez
birer çelenk koymalıdıriar."
Sevgili Mumcu her şeyi önceden yazmış, bizle-
ri uyarmıştı. Şu içinde yaşadığımız Balina'lı, Kasır-
ga'lı olaylan görebilseydi, sözünü ettiği yolsuzluk
heykellerinin ülkenin hemen her yanına dikilmesi-
ni isterdi! 24 Ocak bayramınm en büyük coşkular-
la kutlanmasını!..
ötdürülmesinin sekizinci yılında bize sesleniyor.
"Bayramınız kutiu, direkleriniz mutlu olsunyurt-
taşianm."
UĞUR MUMCU'yu
UNUTMADIK - UNUTTURMAYACAĞIZ
Türk Ulusu'nun insan onuruna yakışır bir
dünyada yaşaması amacıyia kişiliğinden
ödün vermeden mücadele eden, Atatürk llke
ve Devrimlerinin yılmaz savunucusu, ilerici,
yurtsever, demokrat, aydın, yüreMi insan
UĞUR MUMCU'nun
bir 24 Ocak sabahı katledilmesini
bir kez daha şiddetle kmıyoruz.
Yaşadığımız olaylar O'nu haklı çıkardıkça
UĞUR MUMCU'yu daha iyi anlıyoruz.
Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.
TMMOB
ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
Hukuk ve Hükümet
Prof.Dr.MUSTAFAALTINTAŞ Gozi Üniversitesi tİBF Öğretim Üyesi
H
ükümet sanki zücaciye dükkâ-
nına dalmış bir fil gibi her şe-
yi yıkıp, darmadağın ediyor.
Ulusun, yıllara dayalı birikim-
lerini, ekonomik işletmeleri-
ni, müflis bir tüccar gibi, büyük bir ivedi-
likle haraç-mezat satmak için elden gelen
çabayı gösterirken, ülkenin bağımsızlığını,
ulusun egemenliğini hem ekonomik, hem
kural koyma, hem de yargılama konulann-
da uluslararası kuruluşlar ile uluslarüstü ku-
rullaraaktarmış durumda. Hükümet, Sayın
Demird'in görev süresinin uzatılması çaba-
lannda olsun, MemurlarHakkındaki KHK'de
olsun, Telekom'un özelleştirilmesi düzen-
lemesinde olsun, Şarth Sahverme Yasa-
sı'nda olsun, anayasal kurallan, büyük bir
gözü dönmüşlükie çiğnemekte ve bu konu-
da yasal direnç gösterenlere ise savaş açmak-
tadır. Vergi yükü, dolaylı vergiler aracıhğı
ile acımasız bir biçimde, yoksullar ve dar
gelirliler üzerine yıkılırken, yapay-biçimde
yaşanan "Bkidite krizi(!)'"nden yararlanıla-
rak, kamu borçlanma senetlerinin faizi, bir
önceki düzeyin, bir katına çıkartılmaktadır.
Bir yandan ücretlerdeki artış, enflasyonu-
nun neden olduğu yitikleri karşılay acak dü-
zeyin altında tutulurken, öte yandan, yeni-
den değerleme oranı, enflasyon değerinin,
yaklaşık on beş puan üzerinde saptanarak,
girişimcilerin gelirlerini vergüemeden ko-
rumalanna olanak tanınmaktadır. Motorlu
Taşıtlar Vergisi yüzde 75, Taşım Alım Ver-
gisi yüzde 60, harçlarda ortalama yüzde
212 oranında arttınlırken, doğalgaz ve te-
lefon gibi zorunlu tüketim mal ve hizmet-
lerinden alınan KDV oranı yükseltilmiştir.
Yoksullar ve dar gelirliler üzerine yükleni-
lirken, mevduat faizleri, repo gelirleri, his-
se senedi alım satım kazancı, B tipi fonla-
nn kâr paylan beyan dışı tutularak, vergi-
den bağışık kılınmaktadır.
Emekçi kesimler ağırlaştınlan vergi yü-
kü altında ezilirken, aynı zamanda, hükü-
metin, sosyal deviet ilkesinden vazgeçme-
si nedeniyle, toplumsal mal ve hizmetler-
den yoksun kıhnmaktadırlar. Bütün bunlar,
hükümetin, IMF/Dünya Bankası ile AB
buyruklan doğrultusunda yürüttüğü eko-
nomi politikasımn sımfsal özünü ortaya
koymaktadır. Ekonomik bunalımın da eko-
nomik bunalımdan kurtulma söylemi ile
uygulamaya konulan politikalardan "ûtû-
len/yttimeuğrayan'', geniş halk yığınlan ol-
maktadır.
Hükümet, yürüttüğü politikalan ile top-
lumsal desteğini yitirmiş bulunurken. meş-
ruiyet tabanını da giderek yitirmekte oldu-
ğunun ayırdına bile varamamaktadır. Var
olan parlamentonun, ciddi ve etkin muha-
lefet partisinden yoksun olması, iktidan,
katlanılması kaçınılmaz bir konuma sürük-
lemektedir. Hükümeti oluşturanpartiler ara-
• sındakiçatışma, bazen "vatanhainliği" suç-
lamasına kadar vardmlmasına karşın, ko-
alisyon hükümetiyapay da olsa,varlığını sür-
dürebilmektedir. Hükümet, değil toplumsal
gruplan, güvenlik güçlerini bile denetim
altında tutamamakta, patlak veren skandal-
lar, sisteme ve rejime olması gereken güve-
ni parçalayıp durmaktadır.
Hükümet, yalnızca sosyal devleti tarihin
çöplüğüne firlatıp atmakla yetinmemekte,
bunun yanı sıra hukuk devleti, yasa devle-
tine bile katlanamamaktadır. Bu alanda hü-
kümet, TBMM ile yanşmaktadır. TBMM,
"kı>
-
akemeklDik'' konusunda, Anayasa Mah-
kemesi ile
u
Sen iptal et, ben yeni bir yasaçı-
karttnm
n
çekişmesini, bıktıncı biçimde
sürdürürken hükümet de ondan geri kalma-
yarak, Danıştay tarafindan iptal edilen Ba-
kanlar Kurulu kararlan yerine, iptale mah-
kûmyeni kararlar çıkarmaktadır. Omeği, oto
gaz kullanımı konusunda verebüıtız. ..-•••
Hükümet, çevre dostu olması nedeni ile
desteklenmesi gereken ve 4605 Sayılı Ya-
sa ile bunu kurallaştırmış iken "oto gaa",
tam tersine cezalandıncı düzenlemeleri,
yüksek yargı kararlanna karşın, arka arka-
ya sıralamakta. Hükümet, başlangıcta uy-
guladığı fiyat politikası ile özendirdiği oto
gazlı araç kullanımını, akaryakıt istasyon-
lan sahiplerinin baskısı ile önce "teknik
muayenelenk ahnan harç tutarmı'' 20 kat
arttırdı. 5.7.2000 günlü Bakanlar Kurulu
Kararnamesi ile yapılan bu düzenleme ne-
deniik Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nde açı-
lan dava, 12.10. 2000 tarihinde "yûrötme-
nin durdurulması" ile sonuçlandı ve bu
haksız uygulama mahkûm edildi. Hükü-
met, yüksek yargı organı tarafindan mah-
kûm edilmesinin
tt
hma
w
nı almak için, 8.12.
2000 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan
2000/1699 Sayılı Bakanlar Kurulu Karan
ile, Motorlu Taşıtlar Vergisi'ni, oto gaz kul-
lanan otomobiller için, akaryakıtlılara gö-
re, beş katına kadar arttırdı.
Örneğin, 1201 kg. net ağırlığında ve 5
yaşında bir otomobil için, 2001'de ödene-
cekMTV tutan, 161.750.000 TLdir, ancak
bu otomobilin LPG'li olması durumunda
ödenecek MTV tutan 808.750.000 TL, 1801
kg olan taşıtlar için ise 3.253.75O.OOO.-
TL'ye yükselmektedir. MTV'nin minibüsiçin
75.520.000.- TL, yat ve kotralardamotor gü-
cübirimi için 687.500.-TL ile 11.711.000.-
TL arasmda, uçak ve helikopter için, 199.
040.000.- ile 3.323.630.000 TL arasında
değiştiği göz önüne alınır ise, otomobiller
için MTV tarifesinin, akıl almazhğı gözler
önüne çıkmaktadır. Bununla da yerinme-
yen hükümet, oto gaz fıyatlannı, sürekli bir
artışa konu kılarak, günümüzde, litre fiya-
tını 300.000.- TL'ye çıkartmış bulunmakta-
dır.
Bilindiği gibi, MTV, kayıt ve tescil edil-
miş bulunan motorlu kara taşıtlan, uçak ve
helikopterler ile motorlu deniz taşıtlannın,
kara, hava ve deniz yollannı kullanmalan-
nın bir bedeli olup, şimdiye dek, ağırlıkla-
n ve yaşlanna dayalı olarak tarife konusu
kılınırken, 2001'den başlayarak, yalnızca
otomobil, kaptıkaçtı, panel ve arazi taşıtla-
n için kullandıklan yakıt türlerine göre fark-
h bir tarife uygulamaya konulmuştur. Bu-
nun akla, mantığa ve yasaya uygunluğunu
ileri sürmenin olanağı bulunmamaktadır.
Çünkü karayollannın aşınması ve yıpran-
ması, kullanılan yakıta göre farklılık gös-
termemektedir. Olsa olsa, araç ağırlığı ile
aracın yaşı, bu konuda uygulanacak vergi
tarifesinin farklılığını açıklayan etmenleT
olarak düşünülebilir. Kullarulan yakıt türü,
MTV tarifesinin farklılasünbnasını gerek-
tirir bir etmen olsa idi, bugüne kadar üç tür
benzin ve motorine göre MTV'nin farklı-
laştınlması gerekirdi. Hükümetin, kullanı-
lan yakıt türüne göre yahıızca oto gazlı bi-
nek araçlannda farklı tarife uygulamaya
yönelmesi, daha önceki savımıza, yani akar-
yakıt istasyonu işleticilerinin baskılanna
verilen bir ödün olduğuna güç katmaktadır.
Hükümet çıkarçevrelerinin istemlerine uy-
gun bir düzenlemeyı Bakanlar Kurulu ka-
ran ile yürürlüğe koyarken, bu karanna da-
yanak gösterdiği 30 Kasım 2000 günü ya-
yımlanan 4605 sayılı yasa hükümlerine de
aykın bir duruma düşmüştür. Anılan yasa-
nın 1/c maddesi ile "Euro normlannı sağ-
layan kataütikkonvektör sistemi ile donaül-
mış taşıtiarda beurlenmiş oranı >-a da vergi
miktarlannı yüzde 50'ye kadar indirroesi
gereldrken", yasa koyucunun amacma ke-
sinlikle karşıt bir biçimde, çevre dostu LPG
kullanan araçlaroan yüzde 400'e kadar va-
ran artışlarla, daha çok vergi alma yoluna
gitmiş bulunmaktadır.
Sonuç: Hükümet, sorun çözme yerine,
yeni sorunlar üretmeyi bir meslek olarak seç-
miş bulunmaktadır. LPG dönüşümünün ce-
zalandınlması, yattan, kotradan 40-50 mis-
li, uçaktan, helikopterden iki-üç misli
MTV'ye konukılınması, önemli ölçüde dö-
viz harcanarak oluşturulan dönüşüm sektö-
rünü çöküntüye uğratacak, burada iş ve ge-
çim olanağı bulan yaklaşık yüz bin kişilik
bir istihdamı ortadan kaldıracak, aynca
LPG'li otomobil sahiplerinin "LPGastem-
lerini" söktürecektir. Bu ise döviz girdisi ile
yaratılmış olan ulusal servetin yok edilme-
si sonucunu doğuracaktır. Bakanlar Kuru-
lu'nun, 5.7.2000 günlü karannı oybirliği
durduran Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nin
12 Ekim 2000 günlü karannı yeniden göz-
den geçirmesinde büyük yarar vardır. Hü-
kümet, anayasayı, yasalan çiğnemekten ve
yüksek yargı kararlanna uymazlıktan şid-
detle kaçınmalıdır.
umhurive
Cutnhuriyet
Cumhuriyet
KitapKulübü
Sergi Salonlannda
ve Temsilciliklerinde
4.000.000 TL
(Üyelere % 25 özel indirim)
f Cumhuriyet
»^ kitap kulûbû
Çağ Pazarlama A.Ş. Turkocağı Caddesı No:39/41 (34334)
Cağaloğlu/tstanbui Tel: (0212)514 01 96Faks:(0212)514 01 95
ŞİŞÜ4.SULHHUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1999/1327
Muris ve vasiyetçi Elis Zıvart Kınay'ın mahkememiz-
de gÖTütaıekte olan vasiyetaamesinin açıhp okunması
davasında;
Murisin nürasçılanndan Mardik Aksay ve Berç Dün-
din Aksay'ın adresleri tespit edilememiş ve zabıta araş-
ması ik de bulunamamış olduklanndan, adlanna ilanen
tebligatyapılmasına karar verilnuş ve duruşmaıun deva-
mı 28.02.2001 gûnüsaat 10.00'abırakılmıştir Yukanda
adı geçen mirasçılann mezkur gûn ve saatte mahkeme-
mizde hazır bulunup vasiyetnameye karşı diyeceklerini
bildirmeleri veya kendilerini yetkili bir vekılle temsil et-
tirmeleri, aksi takdırde; Şişli Feriköy Bozkurt Cad. Kı-
nay Apt. No: 47 D: 3 adresinde ikamet etmekte iken ve-
fat eden Zıvart Elis Kınay'ın Beyoğhı 1. Sulh Hukuk
Mahkemesı'ne müracaat edetek 28.07.1999 tarihinde
düzenletmiş olduğu tutanakta yazüı olduğu üzere ölü-
münden sonra tüm menkul ve gayrimenkul mal varlığı-
nı kayıtsız ve şartsız olarak Hayk Ermenakkızı 1954 îs-
tanbul doğumlu îris Gülbenk'e vasiyet etmiş olduğu hu-
susunun karara bağlanacağı ve talep halınde lehine vasi-
yet edilene mırasçılık belgesi verileceği hususundaki va-
siyetnamenin nürasçılar Mardik Aksay ve Berç Dündin
Aksay'a ilanen tebligat yapılmış olduğu ilan olunut.
20.12.2000 Basın: 3224
PENCERE
Masal Masal Mafltas...
Ortalıktoz duman!.. Göz gözü görmüyor. En iyi-
si bir hayvan masalı anlatmak...
Çünkü hayvanlığın dünyada bu kerte geçerii ol-
duğu bir dönemde yapılacaken iyi iş, hayvan ma-
salı anlatmaktır, belki ibret alınır.
•
Çakal, aslanın artıklanyla geçinirdi. Aslan yaşlan-
dı, eli ayağı tutmaz oldu. Çakal ne yapsın?.. Eşe-
ğe vardı:
- Eşek kardeş, dedi, seni çok kötü görüyorum,
neden böylesin?..
Eşek:
- Efendim bana az yem veriyor.
- Peki, neden ona hizmet ediyorsun?..
- Çünkü insanlardan kaçamıyorum, nereye git-
sem biri beni yakalryor, sırtıma yük vuruyor...
Çakal:
- Bak!.. Ben seni öyte biryere götüreceğim ki cen-
netten birköşei..Orada insan yok, eşi görülme-
miş semizlikte bir dişi eşek var...
Eşek sevindi.
Çakal, eşeği aslanın yaşadığı ormana götürdü;
ama, aslan adamakıllı güçsüzleştiği için eşeği elin-
den kaçırdı.
Çakal bir çare düşündü:
- Hey gidi dünya, dedi aslana, demek bu kadar
düşkünleştin!.. Ancak bu eşeğin beyniyle yüreğini
yeseydin, iyileşip eski durumuna kavuşacaktın!..
Aslan bir süre sızlanıp dövündükten sonra ça-
kala yalvardı:
- Sana söz veriyorum, eşeği bir daha bana ge-
tirirsen kaçırmam...
Çakal yeniden eşeğe gitti:
- Eşek kardeş, dedi, dişi eşek seni göriince da-
yanamayıp üstüne atıldı; ama, sen korkup kaçın-
ca çok üzüldü; şimdi ormanda kederinden ne ya-
pacağtnı bilmiyor...
Eşek bu ya, kandı...
Sevincinden anırdı.
Eşekliğinden yine çakalın ardına düştü; ormana
vardılar; ağaçlann arkasında pusu kuran aslan bu
kez bir pençede avının işini bitirdi, gövdesini par-
çaladı.
Çakal tam bu sırada işe kanştı:
- Dur bakalım!..
- Ne var?..
- Hekimler ancak gusül aptesi aldıktan sonra
eşeğin beyniyle yüreğini yersen bir yaran olacağı-
nı söylüyorlar. Sen yıkanmaya git, ben burada bek-
leyeceğim...
Çakal çakallığını yapryordu; aslan yıkanmaya gi-
dince, eşeğin beyniyle yüreğini afiyetle yedi.
Aslan dönünce sordu:
- Hani bu eşeğin beyniyle yüreği?..
Çakal:
- Aslanım, diye güldü, bu eşeğin beyniyle yüre-
ği olsaydı, tuzaktan bir kez kurtulduktan sonratek-
rar buraya gelir miydi?..
•
Bu masalı dort-beş yıl önce bu köşede ilk kez
anlatmıştım; ancak, o günden bu yana iki soru işa-
retinin çengelleri gittikçe büyüdü:
1) Eşeğin beyniyle yüreğini yiyen çakal, çakal-
lıktan kurtuldu mu?..
2) Çakalın oyuncağına dönüşen aslan yüreksiz
ve beyîrisiz miydi?..
Bir kitap okuyun
dünyamz deg/şs/n
IMF ve Dünya Bankası »dna 30 yıl dûnyanr
pekçok CrfkssrKJe ekonon* programtar
uygulanş olatı Prat. 0t Kenan Bulutoğtu, bu
yapftnda, ulusal ve uluslararası potökalardakj
ı^rpMMan sergüyor Yaşadığrnc çağn bûtûn
temel sonmtannı mercsk ahnayabran yaprtı
t * sotukta okuyacaksnız ve dünyanız öeğışecek
G m l dağıbm: ART1 YAYlN-DAĞmM
W (0216) 349 58 55 - 349 8186, tts. 33$ 6190
Kenan Bulutoğlu
HjNYAKAZAN
BEN KEPÇE
rTÛffiBJ Y
Kızımız
dünyaya geldi, sevenlere
duyurulur.
24 Ocak 2001
Murat - Filiz Ataş
Necip Mirkelâmoğlu
Atatürkçü Düşünce ve Uygulamada
DİN ve LAİKLİK
Toplumun bu noktaya
gelmesinegözyuman
s/yasıter, gelışen o/ay/ara
duyarsa. bakan işadamlan,
Wm/ s/v/7 toplum
kunıluşlannın saygın mı
saygın ûyeten, hactlar
hocalar... Bu kitap size
göre değil. Bu kkap,
ülkemzin aydınlık
insanlama kaynafc olsun
diye kaieme atındı
Çağ Pazariama A.Ş Tüıtocağı Cad. No:39/41
(34334)Cağaloğiu-lstanbu( Tel: (212)514 01 96
KARŞIYAKA1. ASIİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2000/730
Davacı Hülya Zengin tarafindan açılan boşanma da-
vasının ara karan gereğînce.
Davalı Halil Ibrahim Zengin'e ilanen tebligat yapü-
masına karar verilmiştir
13.02.2001 günü saat: 10.30'da duruşmaya gehnesi y;
da kendisini bir vekil üe temsil ertırraesi hususu ılaneı
tebliğ olunur. 19.01.2001
Basm: 3360