25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 OCAK 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA J v U J L Â LJMX kultur@cumhuriyet.com.tr 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Tarihi kaleyi 'ezerek' geçmesi planlanan 'TJçan YoV için son karan Danıştay verecek Trahzoırcla Va otomobil va kent'!•/ •/"Yavaşama kesinbirbjçhndeotomobilkent- lerimizi öldürmektedir. Oyle ki21. yüzyıkla ar- ükikisinden birinitercih etmedurumundaka- bcağız." Bu sözlerin AvrupaKentselŞartı'ndayer al- dığnıı okurlanmıza anımsatmaya artık gerek yok. "Yol açmak" ya da "trafiği rahatlatmak" adına kentlerimizin yüzlerce ve binlerce yıl- lık tarihsel ve kültürel dokulannı "parçalama- ya" niyetlenen hemen her "kentiçi karayohı" projesinde, Türkiye'nin de imzası bulunan bu "Avrupa sözteşrnesinT bıkmadan, usanmadan yetkililerin dikkatine sunuyoruz... Ne var ki bu kez yazımızın en başına alma- mızın nedeni, durumun "acil" olınası ve "oto- mobil ya da kent" tercihindeki "karar ver- me" aşamasına gelinmiş bulunan Trabzon"da kente karşı sorumluluğun artık sıradan yetki- lilerde değil "yüksek yargıda" bulunması. Eğer Danıştay, kentın tanhsel belleğini oluş- turan Trabzon Kalesi'ni alrma alacak şekilde planlanmış "TanjantYolu" projesine tartışma- h bir "kamu yaran"(!) anlayışıyla yeşil ışık yakan Trabzon Idare Mahkemesi karannı ve bunu onayan 6. Daire karannı "düzeftme" başvurusundaki "büimselve kültürel gerekçe- leri" yerinde bulursa, ulaşun deymce akılla- nna sadece karayolunu getiren "otomobile sevdah" kafalar değil "Trabzon" kazanacak. Yargı hep 'hayır' demiştL. Aslında "idariyargı" bundan önceki tüm ka- rarlannda kente duyarsız "karayolu ısrannı" değil, tarihsel dokuyu gözeten "mimarhk ve şehirdlik ilkelerini" desteklemıştı. örneğin, o yıllarda "Yavuz Sultan Selim Köprüsü" gibi toplumun "mflH duygularmı" da istismar eden bir ısimle projelendınlen ve aynı tarihsel isimle kent tarihınin merkezini dev viyadükler altında "ezmeye" niyetlenen Tanjant Yolu planına karşı Kenan Sert adlı Trabzonlunun açtığı davaya da bakan Trab- zon İdare Mahkemesi, 30 Nisan 1992 tarih ve E: 1991/813 sayılı "yürütmeyi durdurma" karannı verirken şunu vurgulamıştı: "Trabzon kentinin simgesi3000yıİhkkalesur- lannın şehrin ilk nüvesi olan antik kenti oluş- turduğû,bu eseıierin üzerinden geçen viyadü- kün hem kentin siluetine, hem de tarihi bölge- ye görsel, ekolojik ve psikolojik açılardan za- rar vereceğL." n >, Bu plam aynı yıl (1992) "iptal" eden idare mahkemesi karanna belediyenin "temyiz" (bozma) başvurusunu reddederek "onay" ve- ren 8 Nisan 1993 tarihli Danıştay karannda da şu saptamanın altı çizihnişti: "Dava konusu imar planı değişikliğinin şe- hirdMk ilkelerine, planlama esaslanna aykın oiduğu~." Yüksek yargının "oybirüğiyle" aldığı bu ka- rarla "Trabzon Kalesi yol altinda kalmaktan kurtuldu" sanılırken, belediye bu kez de "Ata- türk Vryadükü" admı yeğleyerek aynı planı 18.6. 1993 tarihli meclis karanyla yeniden onayladı. Bu duyarsız "inadı" da durdurmak üzere Kale surlanyla kucaklaşan ve 'restore edfimiş' kültür mirası da SİT'i parçalayacak yoklan olumsuz etkilenecek. - , Bu binalar 'viyadük ahmda' kaldığmda, yüzlerdeki o 'Trabzonlu gulümsemesT artık kalacak mı? (sağda) XValenin üzerinden uçarak kentin kültür zenginliğini göz ardı ettiği için daha önce birkaç kez yargı tarafindan da engellenen 'Tanjant Yolu' projesi, son olarak tarihi surlann 'üzerine oturacak' şekilde planlandı. , . . MJM projeyi de engellemenin trafiğe çözüm bekleyen halkın 'psikolojisini bozacağı' ileri sürülerek otomobile sevdah ulaşım anlayışına yargıdan da destek aranıyor. Trabzon Idare Mahkemesi'nde dava açan Mi- maıiar Odası Şubesi'nin gerekçelerinin ye- rinde görülmesi sonucunda ikinci plan operas- yonu 5Sf^PltîfW9^lSBöryargı karanyra İp- tal edildi. Yine belediyenin bu karan temyizi de Danıştay'ın 19.4.1995 tarihli karanyla uy* gun bulunmamış, idare mahkemesinin planı iptal karan onaylanırken şu görüşlerle hüküm verilmişti: "Atatürk Viyadükünün incelenmesinden, StT alanında tarihi ve kültürel yapüara zarar verdiği, plan değjşikliğinin nâzım imar planı boyutunda irdelenmediğL." Devreye 'psikoloji' giriyon.. Işte bu kararlarüzerine Trabzon'da kente kar- şı duyarlı çevTeler rahat birnefes alırken, "oto- mobile karşı duyarh" çevreler yine boş dur- madılar. Dev viyadüklerinden ötürü halk ara- Bahçecık Mahafles 1989'daKİ proje yanşrnast sonucurtda beiirlenen yol SfTt ve kale'yi gbneyden ctolaşarak tarihe zarar vermiyor. Bunun yenne dayattlan yeni yoi güzergâhı ise antik kerttjn de bufunduğu Ortahtsarm v© kale duvannır "üzennden" geçiyor. sında "uçan yol" denilmeye başlanan proje- lerini bu kez "yere" indirdiler ve tarihi kale- yi "hemzemin" geçen yeni bir planı 1996 yı- İmda devreye soktular. *!&&' Belediyenin ve Karayollan'nın yanı sıra "kurul"un da katıldığı ve daha sonra idare mahkemesi ile Danıştay 6. Dairesi'nin bile kararlanna yansıyan "proje konseptinde" ise artık şu gerekçeler öne çıkıyordu: "Bu yolun uzun yıOar sürüncemede kahna- sıhalk üzerinde psikolojikçöküntüyedeneden olmaktadır..." Bu anlayış, aynı dönemde "üyeleri değişti- rflen" ıdare mahkemesinin o yıla kadar bu yol güzergâhına olan bilimsel çekincelerini de "ortadan kakhnnca", Mimarlar Odası'nın aç- tığı yeni davada bu kez yargı, şehirciliği de- ğil "psikolojiyi"(!) gözeterek karar verdi. Üstelik, bilirkişilerin; "Kaleyeteğetgeçişde aslında alçaktan geçen bir viyadüktür ve tari- hi dokuya daha zararhdır" şeklindeki rapor- lanna rağmen yeni projeyi "uygun bulan" 29 Nisan 1999 tarihli idare mahkemesi karan, Danıştay 6. Dairesi'nce de onaylanıyor, Mi- marlar Odası'nın temyiz başvurusu 23 Ekim 2000'de şöyle "ret" ediliyordu: "Trafik probkmi had safhaya gehniş yolun zorunlu olarak ve kale duvarlarma zarar ver- meden, kentsel khnhgi koruyarak, Ortahisar kentselSİT alanıüzerinden geçirilmesinde üs- tün kamu yaran bulunduğuJ" Son umut yüksek yargıda Şımdi ise bu karardaki "kamu yaran" kav- ramınıntemelde "kamunun mah" olan SÎT'in korunarak yaşama geçebileceğini; bunu sağ- lamak için de aynı yolun güneyden ve "StT'hı dışından" dolaşmasınıöngoren 1989'daki "ya- nşma birincisi planm" tek uygun seçenek ol- duğunu; aynı plan bilirkişilerce de hep savu- goren anlayışın bilimsel olmadığını; aynca tarihi altına alacak bir yolun da kültürel do- kuya "zarar vermeden"(!) ve "kentsel khnB- ğikoruyarak''(!) inşa edileceğini söylemenın, bilim bir yana "akla" da aykrn düştüğünü.. ve bu nedenlerle yerel mahkeme ve 6. Daire'de- ki bu "agmç" gerekçelerin yeniden incelene- rek Trabzon'u gözden çıkartan yola onay ve- ren yargı karannın "düzelo1mesinin talep eden başvuru "Danıştay Başkaniığı'nın karannı'' bekliyor... Bakalım, Trabzon binlerce yıllık tarihiyle 3. binyılı nasıl karşılayacak? Ya otomobile tes- lim olacak ya da uygarlığa armağan edile- cek... Olaylı galalar'Vîzontde'nin galası. sonzamanlar- da 'olavh' geçen galalann tersine, de- ğişik kesimlerden konuklann katılı- mıyla 'olaysız' gerçekleşti. 'Oiayh' galalar tiyatro sanatçısı AU Sürmeti'nın Istanbul Devlet Tiyatro- su'nda sahnelenen ve başrolü oyna- dığı, işadamı Sakıp Sabancı'nın ya- şamnıı konu alan "Patron" adlı oyu- nunun galasında gösterdiği tepkiyle başladı ve adeta moda oldu. Ozellikle sinema fılmlerinin gala- lanndayaşanan protestolu akşamla- nn sonuncusu ise "Hemşo" fihninin ilk gösteriminden sonraya- şandı. Filmin galasında, başrol oyunculanndan Okan Bayülgendiğer oyunculardan farklı bir salonda fılmi seyrederek arasının açık olduğu ya- pımcı Ferdi Eğflmez'e tepkisini gösterdi. Ka- muoyu ve basın ise bu olaylan izlerken ilk gün- den beri iki gruba aynl- dı. îlk grupta yer alan- lar tt olayçıkartanlar*'m reklam amacı güttükle- rini savundu. Diğerleri Bavülgen 'Hemşo'nun galası haKkmda yorum ygpmıyor. ise olanlan sanatçılann sıkıntılann' dile getirmesi, hakkını araması ola- rakyorumladı vebutepkiyi basınyo- luyla duyurmak için en iyi zaman- lamayı gala akşamı olarak gördü Konuyla ilgili soru yönelttiğimiz AU Sürmeli, tepkisinin reklamla uzak- tan yakından ilgisi olmadığının Dev letTiyatrolan'ndayaşanan son olav- larla kanıtlandığını söyledi. Başla- tılan yolsuzluk operasyonlannın ne kadar haklı olduğunu, bir sanatç olarak tepki göstermekten başka bc amacı ohnadığmı belirtti. Bayülger ise konuyla ilgili sorulanmızı ya- nıtsız bıraktı. Kronolojik olarak olaylı fılm ve ti- yatrolan şöyle sıralayabiliriz: Nisan 2000: Ali Sürmeli, Tank Buğra'nın kaleme aldığı, Sabancı'nın yaşamını konu alan "Patron" oyu- nunu devlet dayatmasıyla oynadığı- nı söyleyerek gala sonrası verilen kokteylde Sabancı ve Kültür Bakanı Istemihan Talay'a bagırarak tepkisi- ni gösterdi. Kasun 2000: Bu kez galadan önce "MeleklerEvi'' filminin iki oyuncu- suHandeAtaizi ve TalatBulutsöz dü- ellosuna girişti. Bulut, Ataizi 'nin oyuncu ol- madığını, güzelliğiyle "işi götürdüğünü" söy- leyince ortahk kanştı. Ataizi de Bulut'un ken- disini çekemedığinı, ay- nca film çekimi için Van'a çağırarak otel odasında cinsel tacizde bulunduğunu iddia etti. Aralık 2000: Serdar Akar'ınyönetn'ği "Dar Alanda Kısa Paslaşma- lar" fılminın galasında ise oyunculardan biri değil, "tinerd" bir ço- cuk bıktığını söylediği sokak hayatma tepkisini gösterdi; sahneye fırlayarak kendini jiletle- meye kalkıştı. Sokak Çocuklan Der- neği Başkanı Yusuf Ahmet Kulca gelinceye kadar kimsenin müdaha- le edemediği genç, güçlükle sahne- den indirildi. Ocak 2001: Okan Bayülgen, rol al- dığı "Hemşo" fılmının Çemberlitaş Şafak Sinemalan'ndaki galasında id- dialara göre kavgalı olduğu yapımcı Ferdi EğUmez'e tepkisini gösterdi. Bayülgen, dört salonda gösterilen fil- mi diğer oyuncularla seyretmedi. Sev- gilisi CansuDere ıle başka bir salon- da fılmi izlemeyi tercih etti. Vîzontele'ye yoğun ilgi Kûttür Servisi - Senaryosunu Yıimaz Erdoğan'ın yazdığı ve Omer FarukSa- raç'labirlikte yönettiği'Mzontek' fitaıi- nin galası 23 Ocak'taLütfı KırdarKong- re ve Sergi. Sarayı'nda yapıldı. Yoğun ilgi gören filmin galasına Te- oman, Düanen Gürün, Fösun Akatb, SemraÖzal,tbrahimTaÜıses,Hürv^Av- şar,KavaÇQiıtgin>ğ1u,MücapOflQoğtu, ErdalOz>-agcılar..\levAlatkMastafaAli Alabora, Doğa Rutkay, Eşref Kolçak, Haldun Dorroen, Nediin Saban gibi sa- nat ve magazin dünyasının ünlü isimle- ri katıldı. Aynca Ali TaHp Özdemir,Yıl- maz Ulusoy ve Hafis Toprak gibi iş ve politika dünyasmdan isimler de konuk- lararasındaydı. Kalabalık nedeniyle için ikinci bir salon daha açıldı. YıimazErdoğanfîhn gösteriminden ön- ce yapüğı konuşmada uzun süren zorlu yoldan sonra izleyici karşısına çıkmak- tan büyük mutluluk duyduğunu, film için büyük riskler aldıklannı fakat, seyir- cinin beğenisinin her şeyden önemli ol- duğunu söyledi. Yümaz Erdoğan'ın ya-, msıraDeroetAId^AftanErkekIi,Cenı Ydmaz, Bican Gânalan, Mend Çetinka- ya,ErdalTosun,Şafak Sezer.KöksalEn- gür, Tolga Çevik, Yasemin Alkaya, Şeb- nem Sönmez, Idal Aydm gibi pek çok oyuncunun yer aldığı ve Gevaş'ta çeki- len kalabalık kadrolufilmdeyöre sakin- leri de rol aldılar. 'VnDBtete'Türkiye'nin çok 'uzak' kasabalanndan birine devlet eliyle televizyonun gelmesinin ardından yaşanankomıkve aa olaylar anlanhyor. Çekim aşamasından itibaren üzerinde uzunsürekonuşulanfihn2.5 milyon do- lar bütçesiyle bugüne dek çekilen Türk fılmleri arasında 'en yüksek maliyetiT fihnolmaözelhği kazandı. 2 Şubat'taviz- ytHiagjre<^f3m90sinemadabirdengös- terilecek. Gevaş'ta sinema bulunmadığı için fihn Van'da gösterüecek. BUCUN • AKM BÜYÜK SAHNE'de, saat 20.00'de Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nın sunduğu 'FmdıkkıranBalea' ızlenebilir. (2511023) • BORUSAN KÜLTÜR VESANAT MERKEZİ'nde, saat 18.30'daProf.Dr. Ahmet Yürür'ün 'Bir Modemizm Şampiyonu: ÜhanMimaroğlur konulu söyleşisi yer alıyor. (292 06 55) • CEMALREŞtTREY KONSER SALONU'nda, saatl9.3O'daÇek Üçlüsü'nün konseri izlenebilir. (232 98 30) ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Ben, Itibapir mıyım? Aslında bir süredir taktım bu konuya. Üstelik kişisel olduğunu da sanmıyorum, zira ye- ni söylemle "saygınlık" da deniten "itibar", ancak toplum içersinde ve toplumla birlikte yaşadığımız sürece anlam kazanan bir sözcük. Issız bir adanın tekbaşınalığında sanınm "itibar" diye bir sorunumuz olmazdı. O halde, toplumla ilintili her şey gibi, "itibar" da bir kültür sorunu. Ve ben, yaşadığım toplum içerisin- de kendi "itibanmı" sorguluyorsam eğer, bu sorgu- lamanın o toplumun yaşama biçimiyle ve kültürüy- le de kopanlamaz bağlan vardır, diye düşünüyorum. Bundan sanınm 5-6 yıl öncesine kadar "itibar" di- ye bir sorunum yoktu aslında. Ya da şöyle diyelim, bana göre benim "itibanmın" kaynaklan farklı oldu- ğu için, böyle bir sorunum yoktu. Kendi gözümde "itibarlıydım", çünkü yapıp ettiklerim iyi şeylerdi. Bu ülkenin düşünce yaşamını bugün ve ilerde kendımin artık fıziksel olarak yer almayacağım bir gelecekte, zenginleştireceğine inandığım eserier çeviriyordum; kendim kitap yazıyordum; gazetedeki köşemde, ay- dınlık ve aydınlatıcı olduğuna inandığım düşüncele- ri okurlarla paylaşmaya çalışıyordum; üniversrtede görevliydim veyannın insanlannı olabildiğince düşü- nen, tartışan, kendi doğrulanna eleştirel bakışla ula- şacak kişiler olarak yetiştırmek için çaba harcıyor- dum. Ve bütün bunlardan ötürü de, kendi gözümde "itibariı" biriydim... "İtibar" ölçütlerimde aksayan bir şeyler olduğunu ilk kez, yurtdışından mesleğımle ılgılı krtap getırtmek için tüketici kredisi almak üzere bir bankaya başvur- duğumda "anlar gibi" oldum. Kredi talepnamesin- de, "kredinin ne amaçla kullanılacağı" bölümüne "mesleki kitap alımı" yazmıştım, banka görevlisi na- . zikbirifadeyle: "Beyazeşyayazarsanız, dahagaran- tili olur!" dedi. Ve sonra da talebime olumsuz yanıt geldi. Nedenini sorduğumda aynı görevti, yine na- zik: "Parasal itibaryeterli bulunmamış", dedi. Ben, "kanıtlanabilir ve belgelenebilir gelir" olarak elbette ki devletin bana ünıversitedeki hizmetimin karşılı- ğında layık gördüğü aylığı yazmıştım. Böylece, o aylığın beni, kendime mesleğimle ilgi- li kitaplar almak istediğimde, kredi "mercı/en" önün- de yeterince "itibariı" kılmadığını anlamış oldum. İkinci işaret, kredi kartlan yüzünden geldi. Bir banka, görevli bulunduğum yerdeki odama kadar memur gönderip kredi kartı vermişti. Sonra- dan, bazı ödeme güçlükleri nedeniyle, o kartı iade etmek zorunda kaldım. Aradan zaman geçip, kredi kartı borçlanmı taksitlendirme yoluyla ödeyecek ko- numa geldiğime inandığımda, biryabancı ars^'c- pediye -yine mesleki nedenlerle- abone olmak 17ın düşük limitli bir kredi kartı başvurusunda bulundu- ğumda, bu talep "artık itibanmın sakatlığı" nedeniy- le geri çevrildi. Şimdi böyle ihtiyaçlar için, gerektiğin- de, apartman komşumun kredi kartina başvuruyo- rum. "Itibanm" konusunda daha başka işaretler de al- dım. Ömeğin artık bazı aylar elektrik, su, telefon gi- bi faturalar biraz yüksek geldiğınde paraya sıkışabil- diğimi "ortalığa" söylemekten vazgeçtim. Zira söy- iediğim zamanlarda en azından bazı kişilerin yüzün- de beliren ifadeden, "itibanm" konusunda kuşkuya düştüklerini okumayı öğrendim! ••;"' ^©/et, arhk itibann hep çok değerli saydığım çevi- rilerde ve yazılarda değil, ama genel bir yaşama bi- çiminde, kredi kartı diye adlandınlan kartlarda ve benzeri "dışlaşma biçimlerinde" yoğunlaştığını bilı- yorum. Dolayısıyla kendime artık "itibahı" değil, "iti- barsız" bir kişi gözüyle bakıyorum. Böylece uzun sürmüş bir yanılsamadan uyanmış olarak, yaptıkla- nmı bundan böyle "itibarsız" bir kişi olmanın bilin- ciyle sürdürüyorum. Belki de yaşadığım ülkenin "ken- dine özgü" koşullannda, bazı yollarcla direnebilmek, böyle bir "itibarsızlığı" göze almaya bağlı. Camus'nün bir sözünü eskiden çok severdim: "Insan, yaşamı boyunca kendine özgü bir ahlakı üretir." Ben, bu söze kendilığımden şunu ekledim: "Ama o ahlak, zamanı geldiğınde bir yaşamı da tü- ketebilir..." e-posta:ahmetcemal(n superonline.com acem20(u hotmail.com Işıksel'den yeni sergi • Haber Merkezi - Gerçekçi bir anlayıştan yola çıkarak peyzajlarmda ve natünnortlannda soyut renk ve leke düzenlemelerine varmasıyla ünlenen ressam Dilek Işıksel'in Kızıltoprak Sanat Galerisi'ndeki sergisi 30 Ocak'a kadar sürecek. Renkleri üst üste koyup, sonrasında kazıma yoluyla değişik katmanlar yakalama gibi bir tekniği olan sanatçmm son sergisinde narlı, mangallı, siklamenli natürmortlar ağırlık kazanmış. KOLTÛR SANAT YAYINCIUK Ocak Perşeıııbe 2001, saat 18:30 "Ermeni Müziği" Knar Grubu Canh müzik ve sövleşi Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çıfter Araşörma Kûtüprıanesı Istıklal Cad No 285. Kat 1, Beyoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle