Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 OCAK 2001 SAU
Mehmet@cumhuriyet.com.tr
enter AltaVista'da200 kişinin işineson verildi
ı
MEHMET
SUCU
ntemet arama şirketle-
rinden Alta Vista da on-
line reklamcılığın gel-
" diği noktadan nasibini
aldı. Alta Vista, kadrosunda yüz-
de 25'lik kesintiye giderek 200
çabşanının işine son verdi. Şir-
ketin çoğunluk hissesine sahip
olan internet geliştirme şirketi
CMGI Inc'in sektörün kötü gi-
dişatından büyük yara aldığı be-
lirtüiyor. CMGI'nin en önemli
şirketlerinden Alta Vista, geçen
sene Yahoo! Inc. gibi büyük bir
içerik portah olmak için yeniden
yapılanma sürecine girmişti.
Ancak, înternet sektöründe ya-
şanan olumsuz gelişmelerin ar-
duıdan Alta Vista, arama motu-
ru olmakla yetinmek durumun-
da kalmıştı. Alta Vista, kısa bir
süre önce ise Intemet Search ve
Search Software olmak üzere
iki işkoluna aynlmıştı. Alta Vis-
ta, bu sayede arama teknoloji-
lerini başka şirketlere satarak
reklam gelirlerindeki düşüşü
karşılamayı amaçlıyor.
Şirket, şimdiden Amazon.com
ve Nordstorm'un dahil olduğu
1100 müşteriye arama altyapı-
sı servisi veriyor. Ancak, bu ge-
lişmeler şirkette personel indi-
rimine gidilmesini engelleye-
medi. 18 Ocak'ta yaşanan işten
çıkanlmalann ardmdan Alta
Vista'nın kadrosu 600 kişiye
düştü. '
Superonline'a ISO 9001
Superonline, Türkiye'nin
ilk ISO 9001 kalite
sertifikası alan intemet
servis sağlayıcısı oldu.
Superonline Genel
Müdürü Savaş Ünsal,
"Superonline olarak
altyapıraızı sürekli
güçlendirerek
aboneierimize dünya
standartiarında kahteli
hizmetvermeyi
hedefledik. Bundan sonra
teknoloji ve insan
kavnaklannı geliştirerek,
muşteri memnuniyetini
ön planda tutarak,
sunduğumuz firün ve
hizmeüerde hızb, güvenilir
ve sürekli olmayı kalite
konusundaki pontikamız
olarak beKriedik.
Son bir yüda Superonline,
gerek insan kaynaklan,
gerek vönetim biçimi ve
altyapı ilişkilerinde
ciddı bir yeniden
yapılanma içine gjrdi
AMiğunız bu kalhe
standardı rüm
bu çahşmalann
sonucndur" dedi.
Medya, içini internete öt • ktüeçen hafta medya dedikodula-
n ve protestolan, internette yo-
ğun bir trafik yaşanmasına ne-
den oldu. Büyük çapta bir iş-
ten çıkarmanm yaşandığı gazeteler ve te-
levizyonlarda çalışanlar işkollan ile ilgili
bilgileri ya mail gruplanndan ya da elekt-
rorük yayınlardan öğrenmeye çalıştı. Ba-
zı yazarlar ve gazeteciler de işten aynlma
veya kovulma nedenlerini internetle dile
getirdiler. Can Atakfa da bunlardan birisiy-
di. Chivi.com'da Can Ataklı ile yapılan
söyleşinin ana başlıklan şöyle:
"Zafer Mutlu'va göre gazetecitiğin ilke-
syok."
Zafer'e gazetecilik ahlakından, basın il-
kelerinden, insan hak ve özgürlüklerin-
den, ilkeli olmaktan bahsettikçe açıkça
söylerdi; "Bunlann hepsi boş laf, bu işin
flkesi falanyoktur. Şu an Türidje'deçok bü-
yük bir oyun oynanıyor. Bu oyunda da her-
kesebir rol dağmJmış dunımda, yanbş yer-
de olursan gidersin'' diyordu.
"Hıncal Uluç yalan söylüyor."
Hıncal Uluç, Dinç Bey giderken "Böy-
lebirpatrongörmedik*" diye yazdı. "Breh
breh"dedi. "böyle bir şey daha Türkiye'ye
gebnedi. En harikasıdır,bana hiç kanşma-
dı." Yalan söylüyor tabıi. Sonra Murat
Vargı'ya methiye düzdü. Ardmdan, nere-
den estiyse baz istasyonlannın ne kadar za-
rarsız olduğunu yazmaya başladı.
"Bizde aptal bir basın ahlak yasası var,
bir de Basın Konseyi diye sapır saçma bir
şey var." Ne yapabilir kı? Oktay Ekşi ge-
lecek, Aydın Doğan'ın aldığı bir karan ya
da Dinç Bilgin'in bir söylediğini eleştire-
cek. Hiçbir şey yapamaz. Patronlara dokun-
mayan konularda görüş bildirir onlar sa-
dece.
"Doğan'm amacı. Karamehmet'i bu pi-
yasaya sokmamak."
Çünkü sadece gazete değil ki bu. Arka-
smda enerji, telefon. bankacılık var. Bun-
lar yaymcılık dışı işler.
"Can Ataklı öhnedi, öhnez."
Şunu bilin ki; Can Ataklı ölmedi, öl-
mez. Bugün Sabah gazetesinden aynlan Can
Ataklı, hiç kuşkunuz olmasın ki 15-20 gün
sonra daha büyük bir grupta olacak. Işte
o zaman ne Vakko kalacak, ne Power FM
benim için.
"Yeni Şafak'ta, Aldt'te yerim yok."
Açıkça söyleyeyim, Yeni Şafak'agitmem.
Aynı zamanda Akit'e, Zaman'a, Türkiye'ye
de gitmem. Cengiz Çandar Yeni Şafak'ta
yazabilir. Ama onunla benim dünyaya ba-
kış açım aynı değil. Benim için Türkıye'de
öncelikli konulardan birisi. laiklik.
"Hasan Mezarcı ile kafa bulmakkolay."
İŞARET PARMAĞI envertopaloglu(g hotmafl.com
Emek ve gönül
işi iki yayın
eçen hafta içinde
de edebiyat ve sa-
nat içerikJi, birçok
sayfayı, siteyi ziya-
ret ettim. Elektronik mektup-
la bildirilen adresleri gördüm.
not aldım. Emekle, özenle ha-
zırlanmış tüm sayfalann site-
lerin adresını olanaklar çerçe-
vesinde ileteceğim. Gördük-
lerim içinde intemet ortamın-
da hazırlanıp yayunlanmış bir
de şiir antolojisi vardı. Edebi-
yat, şiir çevrelerinde yayımla-
nan her antoloji eleştirileri, tar-
hşmalan da beraberinde geti-
rir. Acaba, dedim kendı kendi-
me, internet ortamında yayım-
lanan antolojiler de eleştirile-
ri, tartışmalan sanal ortama
sıçratır mı? Bekleyip görmek
gerekiyor.
www.cs.rpl edu/sibel/poetry
adresınden ulaşılan Türkçe şi-
ir antolojisinin girışinde ziya-
retçiiere bir not var: "Bu say-
fa hepimizinşiirsevgisinin ürû-
nü, şiir sevgjsiyle kuruldu ve
okurlann desteğivle bugünlere
geldi. Bu sayfa bir nıaddi amaç
için kurulmadı ve de bakıcısı-
na güzel sözlerden başka hiç-
bir gefirsağlamadu sağlamaya-
cak da. Hepimizin alın terini
şiirokur-severlerearmağan edi-
yorum.M
Savfanın son güncel-
leştirme tarihı 29 Ekim 2000.
Antolojide yer alan'şiirleri In-
gilice okumak da olası. Göre-
nin memnun olacağı bir çalış-
ma...
Sözetmek istediğim bir baş-
ka adres de bir dergıye ait... Dil
ve düşünce dergisi alt başlığıy-
la yayımlanan Araf'ın, ilk sa-
yısının yayın tarihi Ocak 1995.
Sadece internette yayımlanan
derginin 23. ve son sayısının
larihi ise Ocak 2001. tlk sayı-
sında yayın gerekçesi ve hede-
fini açıklayan sunuş yazısında
şöyle deniyor: "Araf dergisi,
deneyseJveimeceyedayalıekkt-
ronik bir topluluğun yayın or-
ganıdır. Araf topluluğu, deği-
şik kültürel birikünlerden gö-
nüDü üyderdenoluşan,dfl \¥ dü-
şüncenin verimlibir karşılaşma
içersndedöllenmesmiveyazma
ediminin va>^mlaşmasmı amaç-
lajan bir Uk-tasanm çerçeve-
sinde oluşmuş/oluşnıaktadır."
Eskı sa>ılara dergırun kutüpha-
nesinden ulaşmak mümkün...
Araf'ın son sayısında Alfred
Hitchcock'la yapılmış söyleşi
varki atlamayın derim... Son sa-
yının 'kapak grafığini' (dergi-
lerin basıldığı dönemin termi-
nolojisiyle kapak mı diyece-
ğiz, yoksa internet ortamının
mantıgına uygun olarak giriş
sayfası mı; düşünmek gerek-
siz mi)Atilla Aydoğdu hazırla-
mış...
Aydoğdu'nun grafıği. günü-
müzün gerçek dünyasında sü-
rüp giden kaos ve krizin bire-
yin iç dünyasına yansıması ola-
rak da okunabilir... Araf'la il-
gili söyleceklerimi bir alıntıy-
la bitirmek istiyorum: "Aslan-
lar keoditaribçilerinesahipoia-
na kadaravcıhköykûleri her za-
man avcıyı yücertecektir, denir.
Aslanlarkenditarihçüerine be-
nüz sahip olamadılar, ama av
partilcriniherkesmizleyebflece-
ği Arafiyan alrvapLsında şekil-
lenen Araf gibi bir elektronik
dergrv'e sahip oJdular." Adresı:
Kâğıt kaplanlar kâğıt bebeklere karşı
aftanın önemli tepkilerinden bi-
risi de lletişim öğrencilerinden
geldi.
Gazetecilerin dıkkatine!!!
Sizler belki bulunduğunuz konuma ge-
lebilmek için tahmin ettiğimizden çok da-
ha fazla çalıştınız; verilecek en ufak fır-
satı kolladınız: adlıyelerde, karakollarda
koşuşturdunuz; sokaklarda sabahladınız;
sizinle birlikte bu yolda yürüyen arkadaş-
lanmzla rakip oldunuz; birlikte dayak ye-
diniz. küfür işittiniz; haber atlayınca üzül-
dünüz...
Bizim sayabildiklerimiz hiçbir şey de-
ğil. Neler yaşadınız siz biliyorsunuz. Hep
daha doğru. daha yeni ve daha ilginç ha-
beri yakalamaya çalıştınız. Peki şimdi ne
oldu? Birileri bir süredir gazetelerin en
güzel köşelerinde, ekranlarda belirmeye
başladı; sizin zamanuıızı, enerjinizi ve ha-
yatımzı adadığmız mesleğinize tecavüz
ediyor. Bu birileri yani mankenler, şarkı-
cılar; biz gazeteciyiz diyorlar... Kim bu
birileri, nereden geliyorlar, kim getiriyor,
en önemlisi nasıl geliyorlar; gazeteciliği
nereye götürüyorlar? "Gazeteci" sıfatını ta-
şunak bu kadar kolay mı?
Peki siz onlarla aynı sıfatı taşımaktan
memnun musunuz? Biz Istanbul Üniver-
sitesi lletişim Fakültesi Gazetecilik Bölü-
mü öğrencileri olarak üzgünüz, kızgınız.
Gazetecilik öğrencisi olmak için uzun ve
yorucu bir yoîdan geçtik. Şimdi gazeteci
olabilmek için doğru bildiğimiz, inandı-
ğımız yoldayız. Bütün olumsuzluklara rağ-
men bu kutsal mesleğin akademik eğiti-
mini aldığımız için gururluyuz ve aynca-
lıklı olduğumuza inanıyoruz. Sizin geçti-
ğiniz yollardan geçmek; en doğru, en ye-
ni, en ilginç haberi yakalamak için; istek-
li, kararlı, eğitimli ve yetkiliyiz! Ve bili-
yoruz ki fırsat önceliği bizim hakknruz.
Ama nedense birileri bu hakkı görmezden
geliyor, aylarca ücretsiz çalışrırdıklan staj-
yerlere "gülegüJe" deyip mankenlere, şar-
kıcılara, "hoş geldiniz" diyorlar. Gazete
köşelerine, ekranlara eğitim, emek ve tec-
rübe yolundan geçtıkten sonra gelinmeli.
Biz emeğe, eğitime ve "gazetecinge"
saygı duyuyoruz ve saygı duyulmasıru is-
tiyoruz; saygı duyulması gerekir. Türk
medyası ve çalışanlan zaten sancılı ve tar-
tışmalı bir dönem yaşarken bir de nereden
ve nasıl geldiği belli olmayan, toplumun
ruh sağhğıyla oynayan bu kişilere tepki-
mizi duyurmanızı istiyoruz. Bir istediği-
miz de sizlerin de tepkinizi göstermeniz;
mesleğinize, kendinize, birbirinize, yürü-
düğünüz yola sahip çıkmanız.
Sahip çıkalım.
tstanbui Üniversitesi jbetişün Fakültesi
Gazetecilik Bölümü Öğrencileri
Geçen gün 14 dakikalık bir haber ver-
diler. Oturdum saydım, 14 tane cümle yok-
tu haberde. Ama 14 dakika aynı görüntü-
leri çevirip çevirip verdiler. Bu adamlann
herhangi bir haber hakkmda yorum yapa-
bilecek ne kapasiteleri var ne de yürekle-
ri. Hasan Mezarcı ile kafa bulmak kolay,
başka konular hakkında da konuşsana!
"Ben özgürüm.Özgürohnayangazetepat-
ronlan."
Dedim ki, ben özgürüm kardeşim. Her şe-
yi söylüyorum. Yazdım da. Yazmayanlar da
yüreği yetmediğinden yazmadı. Yazabilirdi,
kimse bir şey yapmazdı. Özgür olmayan,
artık gazetenin patronu... Çünkü onun öde-
yeceği bedel çok ağır artık.
Sonunda Can Atakh söyleyeceklerini di-
le getirecek bir yer bulmuş şimdi, sıra Ah-
met Vardar'da. Ataklı ile yapılan söyleşi-
nin tamamını Chivi.com'da bulabilirsiniz.
Gazeteciler
kaça ayrılır?
Sevgili meslektaşımız Adil Korkut da Balka-
ner'in gazetecileri habennden yola çıkarak bir sı-
nıflama yapıp elektronik mektup olarak gönder-
miş. Kendisine telefonla ulaşamadığım Adil Kor-
kut'un bu sınıflamasını sizinle paylaşıyoruz.
Gazeteciler "çok"a aynur.
'"'"^Eğitimi açısından: '' "•»"'-•"*•""
a) Mektepli '
b) Alayh
2-Genetik açıdan:
a) Aileden
b)Sokaktan
3- İnsan kaynaklan açısından:
a) Cins-i latif olanlar
b) Suya sabuna dokunmayanlar
c) Akademik etıket sahipleri
d) Dedikoducular
e) Ajan ve provokatörler
f) Yalakalar
g) Meslek aşkıyla yanıp tutuşanlar
3- Uzmanlık alanı açısından:
a) Sıyası
b) Ekonomi
c) Spor
d) Magazın
e) Polıs/Adliye
OKent
g) Uzatmayalım vs.
4- Statü açısından:
a) Muhbirler
b) Muhabirler
c) Redaktörler
d) Yazarlar
e) Gazeteci-yazarlar (ne demekse)
f) Araştırmacı gazeteciler (ne haltsa)
5- Gelir düzeyi açısından:
a) Yalıda oturanlar
b) Tripleks villada oturanlar
c) Stüdyo dairesı olanlar
d) Kunta Kinteler
6- Sosyal güvenlik açısından:
a) Işsizler
b) Sigortasızlar
c) 1475'liler
d)212'liler
e) Her şeyliler
7- lyelik eki açısından:
a) Kendinden menkuller
b) Şefin adamlan
c) Yayın yönetmeninden torpilliler
d) Patronun yalakalan
e) Siyasilerin yakınlan
f) MIT'in adamlan
g) Darbeciler
h) (Sanki yeni çıkmış gibi) Balkaner'inkiler.
Koç'unkiler, Sabancı'mnkiler, Boyner'inkiler,
kileroğlukiler...
8- Kişilikleri açısından:
a) Vefahlar
b) Unutkanlar
c) Muz kabuğu koyucular
d) Fırsatçılar
e) Hacıyatmazlar
f) Kavgacılar
g) "Ben özgürünı''cüler
9- Ömürlen açısından:
a) Üç günlükçüler
b) Basın kartı alıncaya kadarcılar
c) Emekli oluncaya kadarcılar
d) Ömür boyucular
e) Öldürülünceye kadarcılar
10- Beklentileri açısından:
a) Küçük mutlululdann insanlan
b) Sınıf atlamaya çalışanlar
c) Ülke yönetmeye kalkanlar
d) Zaten her şey olanlar
SAU
ORHAN BURSALI
Açıklıyoruz: ANAP'a
Casuslar Sızdı!
ANAP Başkanı MesutYılmaz, Enerji Bakanlığı'nda-
ki rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalannı çok geniş bir
cephede karşıladı.
Yiğitçe ve kahramanca!
Acaba "çevremde ne oluyor?" diye bakıp, soruştur-
manın gelişimini izleyecegine, önce bu söylentilerin ve
soruşturmanın "Siyaset Kunımunu" yıkmak ve yerine
askeri yönetim kurmak amacını taşıdığını söyledi. Ni-
hayet, beklenen ikinci adımı da attı ve "ANAPta rüş-
vet ve yolsuzluk olmaz!" dedi.
Biz türkler, saflığımızı ve temizliğimizi aptatlık dere-
cesine vardırdığımız için, bugüne kadar bu gerçeği na-
sıl fark edemediğimize oturup yanmalıyız... Ortahkta
dolaşan söylentilere nasıl inandığımızı sorgulamalı-
yız... Başbakanlıktan tutun bir dizi bakanlık yapmış ve
t
devlet büyüğü derecesineyükselmiş bir liderkonuşun-
caya kadar nasıl kandınldığımızı düşünüp dizlerimizi
dövmefiyiz!...
BüyükTürk büyüklerimizin dediklerini genellikle doğ-
ru kabul ederiz.
Bazı Türkler, hinoğlu hin ve art niyetli olup, dış dün-
ya ile, özellikle Türk düşmanlanyla çok sık temaslann-
da dönüşüm-başkalaşım geçirdikleri için, ortalıkta do-
laşan, hatta savcılıklara verilerek gerçekmiş süsü ve-
rilen şeylere hemen inanırlar. Bu gibiler, Türklük, bü-
yüklük, devlet, ülke, millet vb inançlannı çoktan kay-
betmişlerdir. Çİok şükür ki bunlann sayısı bu güzel va-
tan topraklannda asla fazla olamayacaktır ve her za-
man azınlıkta olacak, • Türkiye ilelebet Türk kalacak-
tır...
Bayındırlık gibi yerlerde Bakanlık yapmış, hakkında
haksız ve asılsız söylentiler çıkartılmış, diğer bir Türk
büyüğü Yaşar Topçu da, bankalar operasyonlannın
yanlış ve haksız yapıldığını, Murat Demirel ve mille-
timize sürüngen ve kan emici olarak tanıtılan diğer
mümtaz Türk evlatlannın haksız yere heba edildiğini
söylediğine göre, kafası kanşmış biz saf ve bakir Türk-
lerin her şeyi oturup yeniden değeriendirmesi ve öze-
leştiri yapması şart olmuştur...
•••
Düşünüp taşınıp, içinde bulunduğumuz çıkmaz ve
karmaşadan bir çıkış yolu bulmalıyız. Bu yolda dü-
şünmeye başladığımızda beyinlerde ilk ışıklar hemen
yanacak ve gerçeğin meşaleleri parlarnaya başlaya-
caktır...
Böylece Türk büyüklerimizin ne kadar doğru söyle-
diklennin kanıtlannı, beyni dumura uğramamış, at göz-
lüğü takmamış, vizyonu geniş ve damannda Türk ka-
nı dolaşan herkes hemen görebilecektir...
Hemen düşünelim: Halis muhlis Türklerin harcan-
maya başlanması ve şimdi de büyük Türk partisi
ANAP'ın, seçkin bürokrat ve bakanlannın bu "kryma
makinesi"n\n içine atılması ne zaman başlamıştır?
Hadi söyleyin ne zaman?
Tam Türkiye kalkınırken..." ve milli gelirde ve diğer
alanlarda "tam Isveç'ıgeçiyorken..."değil mi?
Üsteliktam bölgesel birgüçolurken... CHrrton, dün-
yanın en büyük ülkelerinden biri haline geldigimizi tam
söylemişkaa..
Türkiye, büyük adımlaria köşeyi dönecekken tam...
Birtakım ne idüğü belirsiz, Türk büyüğü sıfatını bile
henuz kazanamamış T'ler M'ler ortaya çıkıyor ve ül-
kemizi dünyanın en gelişmiş ülkeleri safına yüksettmek
için canla başla ekonomik ve siyasal faaliyette bulu-
nan, bu çorbada tuzu biberi değil yağı soğanı olan, hat-
ta çorbanın kendisi olan safkan Türklerimizi, banka-
lannı, şirketlerini, ailelerini, ariodaşlannı ve bu topye-
kûn kalkınmada payı olan bütün destekçilerini içeri atı-
yor ve töhmet altında bırakıyorlar...
Alçaklığın böylesi ne görülmüştür ne de duyulmuş-
tur... Türkiye en büyük iç ve dış düşmanlann saldın-
sıyla karşı karşıya değil de nedir?!
• • •
Işte size üzerinde tartışmasız fikir birtiğine varaca-
ğımız ikinci büyük gerçek: Mesut Bey "ANAPta hiç
kimse yolsuzluk yapmaz" ve arkasından "Her şey
ANAP'a komplo düzenlemek amacıylayapılmaktadır"
dediğine göre, MfT, CIA, kontrgerilla, JİTEM vb. ANAP'a
ajanlarını sokmuş demektir.
Mesut Bey, açıklayamryorama biz açıklıyoruz: ANAP
Nığde milletvekilliğine seçilmiş, Mesut Bey'in bakan
yaptığı, şimdi Beyaz Enerji operasyonunda başrolde
tutuklu bulunan Birsel Sönmez bir ajandır! Yıllardır
ANAP içine sızdınlmış ya MİT ya da CIA ya da siyaset
kurumunu ve ANAP'ı yıkmak isteyen askerlerin ajanı-
dır. Ajan Sönmez, bakanlığa kadar yükselmiş, saf ve
bakir, üstelik tiril tiril Türk bakanlık bürokratlannı ta o
zamandan örgütleyerek kanına girmiş ve suça teşvik
etmiştir. Bu MIT'in, polisin ve bilinen bütün diğer giz-
lı ve açık casus örgütlerinin tipik numarasıdır.. Suça
teşvik et ve sonra yakalat!
Sönmez, sadece bunun\a kalmamrş, kurduğu bu
yolsuzluk ve rüşvet ağının içine ANAP'ı ve siyasetçi-
leri de bulaştırmaya girişmiş ve Mesut Bey'in ve diğer
parti liderierinin haberi olmadan, ANAP'ı rüşvet batak-
lığının içine çekmeye çalışmıştır!...
Ajan Sönmez'in aldığı ileri sürülen rüşvetlerin önem-
li bir kısmını Anavatan Partisi'ne verdiğinden şüphe edil-
mektedir...
Savcılann ANAP muhasebesini didiklemeleri ve ge-
lirlerin kaynaklannı araştırmalan halinde de, ilk kez bu-
rada ifşa ettiğimiz bu büyük komplo ortaya çıkartıla-
cak ve ne kadar haklı olduğumuz görülecektir!
Sönmez'in kendisini ANAP'lı göstererek, ANAP'ın ve
liderierinin altını oyma çalışmalan, aslında tam zama-
nında ortaya çıkartılmıştır.
Mesut Bey'in "ANAP'takimseyolsuzlukyapmaz" di-
yerek, aslında Sönmez'in bir ANAP'lı değil bir casus
olduğu gerçeğini dile getirdiğini görmeliyiz!
• • •
Cumhuriyet'ten kırk yıllık arkadaşım, Milliyet gaze-
tesinde yazan Meral Tamer'in de, eski Şişli Belediye
Başkanı Gülay Atoğ adlı insanı, eski Savunma Baka-
nı Ercan Vuralhan ve eski Meclis Başkanı Mustafa
Kalemli'yi ANAP'lı gösterme çabası da boşunadır...
Tamer, Türk ve ANAP düşmanlannca yanıltılmaktadır.
Bunlarda, durumun yeniden muhasebesi karşısın-
da, açıktır ki, ANAP'lı olamazlar.
Kısa biraraştırma, bu isimlerin de ANAP'ın içine sız-
mış ajanlar olduğunu gösterecektir. Zaten Gülay Atığ
faş olunca MİT ve/veya diğerleri tarafından hızla yurt-
dışına kaçınlmış. ve diğer büyük ajan kocası da yanı-
na gönderilerek, yaptıklan büyük hizmetlerin karşılığı
olarak kendilerine vaat edilen rahat bir hayat olanağı-
na kavuşturulmuşlardır. Ercan Vuralhan ve Mustafa
Kalemli'nin ise, şimdilik ajanlıklan unutturulmaya ça-
lışılan, kendileri ileride başka büyük görevlere hazııia-
nan siyasi kılıklı ajanlar olduklanna da hiç şüphe yok-
tur..
ANAP Türk'tür ve Türk kalacaktır. Büyük Türk bü-
yüğü Mesut Bey'in bütün bu komplolan boşa çıkar-
tabilecek dirayete, liderliğe, karizmaya ve güce sahip
olduğuna kuşku yoktur.
Bu çok kesindir...