23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 OCAK 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER AİHMrtipan kabul etti • STRASBOURG (AA) - Avrupa Insan Haklan Mahkemesi Başkanı (AİHM) Luzius NVildhaber, dün düzenlediği basın toplantısında AİHM 1 'nci dairesinin, Abdullah Öcalan'ın başvurusunun 17 yargıçtan oluşan büyük daireye gönderilmesi ile ilgili verdiği karara yönelik Türkiye'nin yaptığı itirazın kabul edildiğini söyledi. AlHM bekleyen şikâyet başvurulannda ise Türkiye'nin ilk sırada yer aldığı bildirildi. Kılıç'ın eşinden Savaş'a yanıt • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşün Kılıç'ın eşi Gönül Kılıç, eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın kendisine yönelik sözlerine yazılı bir açıklamayla yanıt verdi. Kılıç, evine konuk olduğunda ı Savaş'ı görmesi , üzerine kendisini ! yerlere atarak saçını kapamaya çahştığı i yönündekı , açıklamalann ; "gerçekle uzaktan yakından ilgisi" olmadığını söyledi. AKPM'den destek • STRASBOURG (AA) - Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) genel kurul toplantılan Strasbourg'da başladı. AKPM Başkanı lngiliz parlamenter Lord TBLusşel Johnson, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'deki cezaevi reformuna destek verdi. Johnson, cezaevinde çıkan isyanlann bir nedeninin de mafya türü ve bazı gruplann etkilerini ve baskılannı sürdürmek olduğunu ifade etti. Baybaşin yargılanıyor • AMSTERDAM (AA) - Uluslararası düzeyde geniş çaplı uyuşturucu kaçakçılığı yapmak ve bu amaçla şebeke oluşturmak suçlamalanyla Hollanda'da tutuklu bulunan Hüseyin Baybaşin'in yargılanmasma, Rotterdam kentinde, sıkı güvenlik önlemleri altında dün başlandı. Baybaşin, ABD'de işlenen bir cinayetin de azmettiricisi olmakla suçlanıyor. TÜPk-lş yüzde 25 isteyecek • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Yaklaşık 500 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde işçi kesiminin izleyeceği tavırnetleşri. Türk-Iş, 2001 yılının ilk 6 ayı için yüzde 25'lik artış isteyecek. Ikinci altı ay için ise yüzde 16 oranında artış isteminde bulunacak. Hükümet ise işçi ücretlerinın yüzde 6 oranında arttınlmasını isteyecek. Kürtçe türküye 90gun • BATMAN (Cumhuriyet) - Kürtçe eğitim tartışmalan sürerken Batman'da yayın yapan Batman FM radyosuna Kürtçe türkü çaldığı gerekçesiyle RTÜK tarafından 90 gün kapatma cezası verildi. Anayasapaketi askıya akıdıANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Hükümet ortaklan, partilerin kapatıl- masıyla ilgili 69. maddenin de içinde yer aldığı üçhl anayasa değişikliği pa- ketini askıya aldı. Cumhurbaşkanımn "5 arü 5" for- mülüne göre secümesini öngören 101. madde değişikliğine karşı, FP'ye 69. madde ödününü veren hükümet, Ana- yasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'in itirazlan Cumhurbaşkanı AhmetNecdetSezer'in paketi referan- duma götürebüecegine ilişkin değer- lendirmeleri üzerine bir kez daha ge- ri adım atmak zorunda kaldı. Hükü- met ortaklan, anayasa paketini, Baş- bakan BülentEcevtt'in önerisi doğrul- tusunda, askıya almak zorunda kaldı. Hükümerin paketi askıya almasına ilişkin süreç, geçen hafta cuma günü Bumin'in Ecevit'i ziyaretiyle başla- dı. Bumin'in, hükümeiin 69. madde değişikliğinde yeralan "siyasipartile- ri Anayasa Mahkemesi'nin üçteikiço- ğunluğun oyuyla kapatabüeeeğT hük- münün sakıncalanna dikkat çektiği öğrenildi. Görüşlerini Sezer'e de ile- ten ve destek alan Bumin. bu düzen- lemenin aynca anayasarun Anayasa Mahkemesi'nin "görev veyetkaerim" düzenleyen 149. maddesine de aykın olduğunu ifade etti. Bumin'in ziyare- tinden sonra Ecevit'in hükümet ortak- lanyla görüştüğü ve düzenlemenin yanlışhğıru ifade ettiği öğrenildi. Ay- nca Sezer'in, degişiklik 367 oyla ya- pılsa bile "referanduma götüreceğj" duyumu üzerine hükümet ortaklan paketin askıya alınmasını kararlaştır- dı. Grup yöneticileri de Daruşma Ku- rulu toplantısı öncesinde yaptıklan kı- sa toplanuda, paketin yann görüşül- memesini ve yerine içtüzük değişikli- ğinin konulmasını kararlaştırdılar. Yargıdaıı sert ııyarı• Baştarafi 1. Sayfada Mahkememize anayasa ve Kuruluş Ya- sası ile verilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı koruma görevi, anayasa- nın siyasi partilerle ilgili 69. maddesin- de yapılması öngörülen değişikliğin, mahkemede görülmekte olan siyasi parti kapatma davalanna özgü olmak- sızın anayasal sistemimiz ve Türk de- mokrasisinin bugünü ve geleceği yö- nünden değerlendirilmesini zorunlu kümaktadır. Rejime karşı faaliyet özgürlüğü ota- maz: Düşünceyi açıklama özgürlüğünü örgütlenmiş biçimde kullanan siyasi partileri demokratik siyasi yaşamın te- meli kabul eden özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı çağdaş demokrasüerde siyasi partilerin faaliyetlerini serbestçe sür- dürmeleri gerektiği kuşkusuzdur. An- cak, bu durum siyasi partilere devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlü- ğüne ve demokratik temel düzeninin or- tadan kaldınlmasına veya önemli ölçü- de tehlikeye düşürülmesine yönelik fa- aliyetlerde bulunma özgürlüğü vermez. Cumhuriyet korumasız bıraküıyor: Demokrasinin tüm kurum ve kuralla- nyla yaşatılması, insan haklannın ege- men olduğu bir ortamda herkesin ken- disini hukukun üstün kurallan ve yasa- larla bağlı saymasıyla olanaklıdır. De- mokratik rejimin kimi tutum ve davra- nışlarla tehlikeye düşürülmesi duru- munda herhangi bir yaptırım uygulan- mamasının onu yok edebileceği gerçe- ği gözden uzak tutulmamalıdır. Bu bağ- lamda, parti kapatıbnasının olanaksız hale getiribnesinin demokratik cumhu- riyeti korumasız bırakacağı tarhşma- sızdır. 4 oy 7 oya egemen kümıyon Anayaa- sanın 69. maddesinde yapılması öngö- rülen değışiklikle, siyasi partilerin ka- patılabilmesi için Anayasa Mahkeme- si'nin onbir olan üye tamsayısının üçte ikisinin, başka bir anlatımla, en az se- kiz oy aranmasının, Anayasa Mahke- mesi'nin parti yasaklan ile düşünce ve siyasi örgütlenme özgürlüğü arasında- ki hassas dengeyi kurmasına elverişli ohnadığı açıktır. Görülen davaya müdahale edfliyor: Söz konusu değişikliğin konuyla ilgili görülmekte olan bır davanın devamı sü- recinde ve olası sonuçlannı etküemeye yönelik olması, anayasa ile güvence al- tına alınan kuvvetler aynlığı ilkesini de zedelemektedir. Degişiklik tehuke yaratacak: Bu ne- denle, siyasi parti kapatma davalannda, Anayasa Mahkemesi'ne anayasa ile ve- rilen demokratik temel düzeni koruma görevi engellenerek yetkilerinin sınır- landınhnasına yol açacak olan söz ko- nusu değişikliğin yaratacağı tehlikenin kamuoyunun dikkatine sunubnasında yarar görühnüştür. Partililer kaygılı FP'de anayasa paniği ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu) - Siyasi parti- lerin kapatılmasını zor- laştıran 69. madde deği- şikliginin yer aldığı ana- ,yfisa paketinin yeniden askıya auaması. FP'de- kaygıy^İftiten oldu. Anayasa Mahkeme- si'nden 69. madde deği- şikliğine karşı yapılan ya- zılı açıklama FP'nin kay- gılannı arttırdı. Başbakan Yardımcısı HûsamertinOzkan'ın. te- lefonla görüştüğü FP Ge- nel Başkanı Recai Ku- tan'a kararla ilgili net bir açıklama yapmadığı, an- cak yüz yüze görüşme önerisinde bulunduğu öğrenildi. Fazilet Partisi'nin 69. maddeyle ilgili öneri metninde itirazlar doğ- rultusunda yeni bir dü- zenlemeye sıcak baktığı belirtildi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART m.kart@superonline.com.tr Yargıtay'ın yeni başsavcısı laiklik mesajı vererek göreve başladı Kanadoğhı: Rehberimiz Âtatürk Sabih Kanadoglu ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sa- bih Kanadoğhı, görevıne "Atatürk- çülük ve laiklik" mesajlan vererek başladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoglu, göreve başladığı ilk gün Anıtkabir'i ziyaret etti ve Ata- tûrk'ün manevi huzurunda saygı du- ruşunda bulundu. Kanadoğlu'nun Anıtkabir'i ziyaretinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili ELrol Ö- caL Yargıtay Genel Sekreteri Uğurlb- rahimhakkıoğhı ve Yargıtay cumhu- riyet savcılan da hazır bulundular. Anıtkabir Özel Defteri'ni de imzala- yan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoglu şunlan yazdı: " YûceAtatürk, kurduğua,ülkesi ve miDeti ile bölünmezbir bütün olan la- ik, demokratik Türkiye Cumhuriye- ti'ni, her tûriû saklım-a karşı savunup koruyacağuna huzurunda ant içerek görevime başlıwrum. \argrta> Cum- huriyetBaşsavcuığu kurumsal görevi- ni ifade, anav'asamn ve yasalann ken- disineverdiği\«kileriduraksamadan sonuna kadar kııllanmak azim ve ka- rarmdadır. Rehberimiz, senin devrim ve ilkelerin ile insan haklanna sa> gıh, çağdaş hukukdevieti kurallan olacak- ür. Yüreğimizden taşan minnet şük- ran ve tazün duygulanmızla." Bahceli: FP'nin kapatılacağı sinyali aldık ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu) - Başbakan Yardımcısı ve MHP Ge- nel Başkanı Devlet Bah- çeli, dün liderler zirvesi- nin ardından topladığı başkanlık divanı üyeleri- ne. "Hükümet ortaklan olarak FP'nin kapatıla- cağı siıryauerini aldık" dedi. MHP Başkanlık Divanı, dün akşam 2 sa- at süren bir toplanh yap- tı. toplantıda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer ile il- gili olarak TBMM Genel Kurulu'nda bugün ele alınacak gensoru önerge- sinin değerlendirildiği belirtildi. Toplantıda, Er- sümer ile ilgili savcılann herhangi bir fezleke gön- dermediği belirtilerek gensorunun zamansız ol- duğu görüşü dile getiril- di. Bazı Başkanlık Diva- nı üyelerinin, "MHPyoJ- suziuklaria möcadele e- den bir partkür. Yolsuz- luklan kapatmahyız. Herhangi bir fezleke gel- mediği için de gensoru önergesini desteklemek koalisyon adabıyla bağ- daşmaz" dediğı öğrenil- di. Bahçeli bu görüşler üzerine, "Gensoru öner- gesine ret oyuvermeyi ka- muoyuna rahathklaanla- tabihnz. Geçmişte Yıl- maz ve Çiller'in Yüce Di- van'a ghmesi yönündeoy kufiandık. Gensoru oyla- ması, FP'nin kapanhnası karanndan sonra ikinci plana düşecek. O zaman Türkiye'nin gündemi de değjşecek" dedi. IRMIKI AYDIN ENGÎN aengin(S doruk.net.tr Arkadaşlanm anlattı; sabah- lara kadar ekran başında kal- mışlar; Yargıtay Başsavcılı- ğı'ndan mütekait\Ajral Savaş'ın "ceviz kabuğunu doldurmaya- cak" sözlerini dinlemışler. Değil ekran başında sabahla- mak, o kanala geçmedim bile. "Muzzik" adh kanalda nefis bir modern bale gösterisi vardı; iz- ledim, tadını çıkardım, mutlu ol- dum. Sonra da Betiçet Neca- tigil'in ilk dönem şiirlerini topla- yan, YKY'nin çıkardığı bir kitabı alıp kanepeye uzandım. Pek iyi ettim. Kuşkusuz konuşan Yargıtay Başsavcısı olaydı, söyledikleri ceviz kabuğunu doldursa da dokJurmasa da ekran başında kalır, program uzadıysa sabah- lar, canım şiir okumak istese bi- le erteler, mesleğimin gereğini yerine getirirdim. Yargıtay, Türki- ye Cumhuriyeti Devleti'nin önemli bir kurumudur. Onun başsavcısının ağzından çıkan her sözcük haber değeri taşır. Mütekait Savcının4 Hain'leri... Yargıtay Başsavcılığı'ndan mütekait Vural Savaş'ın kişisel görüşleri ise benim için en azın- dan uykusuz kalmaya değecek, şiir okuma keyfimi erteletecek bir önem ve değer taşımıyor. Zaten ekran başına kakılıp kalmaya gerek yokmuş; ertesi gün ve daha ertesi gün çıkan ga- zeteler, Vural Savaş'ın sözterini çarşaf çarşaf yayımladılar. Bazı bölümlerine göz atmak- layeöndim. Hani, Anayasa Mah- kemesi Başkanvekili Hasim K»- Uç'ın eşinin Vural Savaş'a başı açık görünmemek için kendini yerlere atp -Vural Savaş'ın söz- leri ile- "tepinip" halılann altma fi- lan girdiğinin anlatıldığı bölümle- rin göz atmaktan öte bir değer taşıyabileceğini sanmıyorum. Göz atmakla yetinmeyip satr satır okuğudum kimi bÖlümler ise beni dehşete düşürdü. Yar- gıtay Başsavcılığı yapmış; ülke- nin en yüksek yargı kurumlann- dan birinin en kilit koltuğunu yıl- larca "işgal" etmiş bir hukukçu- nun değer ölçütleri, suçlarken akıl yürütme yöntemleri, kasa- balardaki dava vekillerinin bile hukuk için aykın, hukukçu için yakışıksız olacağını kolayca kav- rayacağı kjdialan karşısında dehşete düşmemek mümkün mü? Yine de Vural Savaş'ın tele- vizyon ekranından söyledikleri üstüne bir Tırmık yazmak ge- rekmezdi. Eğer o uzun konuş- mada iki bölüm olmasaydı... ••• Biri Demire) üstüne. Eğer programı izleyenlerdenseniz, duyduklannızı bir de okumak is- ter misiniz? Buyrun: - ...Başsavcılığım döneminde beni en iyi anlayan Demirel idi. Rejime karşı tehlikeleri çok iyi anladı, tehlikelerie mücadele e- den insanlan destekledi. Bunal- dığımda beni rahatlatan sözler söyledi..." "Tehlikelerie mücadele eden insanlar"\n Türkçede ne anlama geldiğini anlamış değilim. Ama önemli olan zaten bu değil. önemli olan, "Beni en iyi anla- yan Demirel idi" sözleri. Eğer "beni en iyi anlayan" Demirel olsa idi, os'saat yapıp ettiklerimi gözden geçirir, "Ben acaba nenede, neyanlışyaptım" diye kendimi sorgulardım. "A- cep yanılıp aile fotoğrafına gir- meme yol açacak bir halt mı et- tim" kuşkusu ile yapıp ettikleri- mi, yazıp söylediklenmi didikler- dim. Bu biiiiir. ••• Bu da ikiii: Vural Savaş'ın kendisi gibi dü- şünmeyenleri, kendi benimse- diği "doğrulan"^) savunmayan- lan hain ilan etmekte duraksa- madığının epey örneği var. Bu kez de ülkede 200 bin ha- in olduğunu beyan buyurmuş. Ben pek çok (ama pek pek çok) konuda Vural Savaş'la ta- ban tabana zıt görüşler besliyo- rum. Demokrasiyi, cumhuriyeti, özgüriüğü, devlet-yurttaş ilişki- sini tanımlamakta aramızda aşıl- mazdağlar, derin uçurumlarvar. Sabahleyin bir arkadaşım te- lefon etti. Yüzündeki hınzır gü- lümsemeyi telefon kablolan ara- cılığıyla bile görmek mümkün- dü. Sordu: - Vural Savaş'ın 200 bin haini arasında sen de var mısın? Soruyu soruyla yanıtiadım: - Sence varmıyım? Aynı hınzırgülücükleyanıt ya- nıtladı: - Benim tanıdığım Vural Sa- vaş, eğer değişmediyse, kesin- likle varsın... Rahatladım. Ya "Yokcanım senikastetme- miştir" deseydi... POLflİKA GÜNLUGU HİK31ET ÇETtNKAYA Gol Atan Galip... Günümüz Türkiyesi'nde sporun, özellikle futbo- lun bir yaşam biçimi olduğu bir gerçek... Yediden yetmişe herkes, Fatih Terim'in çalıştır- dığı Fiorentina'nın Atalanta'yla sıfır srfır berabere kalması karşısında tüm üzüntülerini unutuyor; In- ter'de oynayan Hakan Şükür yedek kalınca hü- zünleniyor, ilk on bire girip gol atınca da sevinçten uçuyor... Mahmut Sert, Cumhuriyet'in spor yazan... Istanbul Spor Akademisi mezunu Sert, MimarSi- nan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde yüksek li- sans eğitimi gördü. On yıl profesyonel olarak futbol oynadı. Şimdilerde istanbul Teknik Universitesi'nde öğretim görevlisi... Mahmut Sert, 'Gol Atan Galip' (Bağlam Yayın- lan) kitabtnda, futbolu sosyolojik olarak ıncelıyor... Kitabın sunuş yazısında Prof. Dr. Ali Akay, futbo- lun siyasal ve ekonomik yüzüne değinirken şöyle di- yor: "Poplaşan toplumlann en etkili aygrtı olarak gö- rünen medyanın siyasi ve ekonomik iktidannın baş yardımcısı olan futbol iktidart; futbolculanyia, pop ve sinema yıldızlanyla, modalann oluşturduğu âlemlerdeki mankenlerin fızikgüzelliğiyle, sportiffi- zik birteştihldığinde, karşımıza beden üzerine ku- rulan bir sosyal makinenin nasıl oluştuğunun hi- kâyesi çıkmakta. Bu anlatı Mahmut Sert'in çalışma- sında; beden üzerine oluşan sosyolojik tezlerden, dünyada ve Türkiye'deki spor kulüplerinin ve fut- bol aktönerinin idmanlanna ve fıziki ve sosyal güç- lerine kadar biryelpazede ele alınıyor." • • * Mahmut Sert, ilginç bir soru soruyor "Siyasi iktidariar spordan yararlanır mı?" Işte yanrtı: "Siyasi iktidariar sporu hem 'içerde' hem de 'dı- şarda' kullanıp yararlanırlar. Uluslararası karşılaş- malarda, ülkelerin göreceli güç gösterileri ço- ğunlukla siyasetyüklüdür. Ömeğin Amerika ve tran arasındaki -çözümlenmesi güç gözüken- düşman- lığın yumuşatlıp perde arkasındaki ilişkilere meş- ruluk sağlanması, 1998 Dünya Kupası'ndaki karşı- laşmaya bağlanmıştır. Bourdieu'ün, sporun siya- settekiyerini ve ilişkilerini -bu kavramın en geniş an- lamıyla ekonomik, politik, toplumsal bağlamda- ele alışı, farklı değeriendirmeleri ortaya çıkartıyor: "Halk sınıflannda -çocuklardahil- gençlerin spo- ra karşı duyduğu ilgide ya da spor yapmanın, özel- likle de futbol gibi kolektif sporiar yapmanın öne- minin oluşmasında, popüler denen sportann, bisik- let, futbol, rugby'nin seyiıiik olma işlevlerinin pa- yı büyüktür. Bu işlev; gerçek birpratığe hayalı katı- lımı olanaklı kılar. Popüler spoıiarın' popülerltği', /c/f- te için üretilen otomobiller, mobilyalar, şarkılargibi aynı anlamı taşımaktadır. Bu noktada 'halk tarafın- dan üretilmiş' oyunlardan doğmuş olan spor, 'halk için üretilmiş' seyirler biçiminde halka geri döner. Eğer spora verilen kolektif değer, -özellikle spor karşılaşmalan uluslann görece güçlerinin ölçütlerin- den biri olarak siyasal nedefhaline geldiğinde- pra- tik ile tüketim arasındakiaynmı ve aynızamanda ba- sit pasif tüketımin işlevlerini maskelemeye katkıda bulunmuyorsa, seyiriikspor, çok açık olarak kitleye yönelik bir meta, sportif seyirierin düzenlenmeside 'show business'/n kollanndan biri olarak ortaya çı- kar." ••• Mahmut Sert kitabında, arabesk eğlencenin fut- bol içinde yoğun bir biçimde kullanıldığına değini- yor... ömek olarak da 'üç büyükleri' veriyor. Ünlü ara- besk sanatçılannın 'üç büyüklerin' sezon açılış tö- renlerine katılıp konser verdiklenni gosteriyor... Mahmut Sert'in, bu konudaki saptaması ise şöy- le: "Bu bölümün başında 'futbal iktidan'nın yer aldı- ğı toplumsal uzamın nasıl birzeminde oluştuğunu incelerken, Türkiye'nin çağdaşlaşma yolunda, sa- nayilesme hedefine yöneldiğini ama bunu tam gerçekleştiremediği için sanayileşmeye dayalı mo- dem kentleşme yerine, çarpık bir kentleşme süre- cinin yaşandığını ve çarpık kentleşme sonucunda kentlerin gecekondu-kentlerine dönüşüp arabesk bir küKürü ortaya çıkardığına dikkatı çekmiştik. Kent nüfusunun yüzde 70'e yakınının gecekondu- larda oturması ve kent nüfusunda belirieyicı bırağır- lığa sahip olması, arabesk küttürlerle kent kültü- rünün etkileşimiyle sonuçlanmış ve ortaya 'göç- men-ürben' kültûrü denilebilecebbır sentez çık- mıştır." Futbolun yaratbğı olağanüstü atmosferde kent kültürü var mıdır? NeyazıkkiyokturL Şiddete dayanan taraftar desteği, küfürtü slogan- lar, kimlik arayışı içindeki kesimlerin fotoğrafını yansıtır... Mahmut Sert, 'GolAtan Galip' adh kitabındaTür- kiye'de futbolun gelişme sürecini Osmanlı'dan gü- nümüze dek ele alıyon toplumsal değişimler ve dö- nüşümleri irdeliyor, futbolun dünyadaki 'milliyetçi kimliği' üzerinde duruyor... 'Göçmen-ürben kültürü' katlanma modeli için- deki takım taraftarlığından spor yazanna, siya- setçisinden ışadamına dek herkes kendisini bu ki- tapta bulabilir... hikmetcetinkaya(a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Düz, Özkan'ı suçladı Ecevit'e uyarı: Sağ kohma dikkat et ANKARA (Cumhu- riyet Bûrosu) - Hak- kında disiplin soruş- turması başlatılması- nm ardından DSP'den aynlan tstanbul Mil- letvekili Mustafa Düz, Halkbank, Emlakbank ve TEAŞ'a ilişkin yol- suzluk dosyalan nede- niyle Başbakan Yar- dımcısı Hüsamettin Ozkan'ı suçladı. DSPmilletvekili ola- rak içine sindiremediği pek çok ilke ihlaliyle karşılaştığmı belirten Düz, Halkbank'ta geri dönmeyen kredilerin 31Ekim20O0tarihiiti- bany la 310 trilyon lira- ya yükseldiğine dikkat çekti. Düz, Ecevit'in yaklaşımı konusunda ise, "Saym Ecevit dü- rüsttür. Ama yanında dürüst olmayan ve usulsüzlük yapanlara göz yummaktadır ya da çevresüıde olup bi- tenlerin farkmda değil- dir. Sa>ın Ecevit'in sağ koluna dikkat etraesi- nin filke ve parti yara- nna olacağına inanıyo- rum" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle